y I Hidiseler Karşısında I Mecmua bolluğu Sordular, cevab verdim: — Memlekette, ne çok?.. — Mecmua! “ —Neyok? , — Mecmua! * İki arkadaş konuştular: — Canım sıkılıyor. — Ne duruyorsun, bir mecmua çı - * Bir mecmua meraklısı: - — Ben nekadar mecmua çıksa Kep - sini alırım! Dedi. Güldüm: — Ya sen hesabını bnmiyonun, de- dim, Yahud da... — Yahud da?.. — Yalan söylüyorsun! ee — Ben yüz sekiz tane mecmua çı - kardım! Diyen olursa, yalan söylüyor zan - Hetmeyiniz., daoğrudur. Her hafta ayrı bir isimle bir mecmua çıkarmıştır. * Mnhmudpışıdm Beçiyordum, — Bir çığıriıkan bağındı. — Aradıgınııı burada bulacaksınız. İpekliler, yünlüler, krep birmanlar. Bir başka çığırtkan da bağırdı: L Bunları biliyor mu idiniz? —| AĞN Rege e Denizlere dökülen büyüX mehirlerin, de- nizlerin dibinde yüzlerce kilometre de - vam ettikleri bugün fenni bir hakikattir. Çünkü bazı nehirlerin membaları civa - rında yetişen ve işaretlenen balıkların de nizlere açıldıkları, sonra tekrar nehir - lerin membalarına geldikleri anlaşılmış. tır. Balıklarda köpekler gibi koku alma hâssası olmadığı için bu balıklar, denizle- Tin dibinde nehirlerin yataklarını terket- memekte ve sonra tekraz ayni yatağı ta- kib ederek nehrin baş taraflarına dön - mektedirler. Bu kabiliyet bilhassa Sav - mon d.enılen yıyııı balıklarında müşa : Her genç Kızın hedefi — Bir senedir sevişiyoruz, bir se- nedir' evlenmeyi teklif ediyordum, «peki>» diyor, fakat «atlatıyor», ama gene seviyorum, ne yapmak lâzım dersiniz? Bu satırları Ankaradan yazıp yol- lıyan Bayan P isminde bir genç kız- dır. . Ne yapmak lâzım geleceğini neden sorduğunu anlıyamadım, bir yol tutmuştur, üzerinde yürüyüp git - mektedir. Mademki bir senedenberi atlatı- hyor, mademki buna rağmen gene Beviyor, bundan sonra da öyle yap- makla devam edeceğinden hiç şüb- he etmemeli, hatta - terkedildikten Bonra dahi... a * Sevmek ve sevilmek evlenmeden evvel ve evlendikten sonra iki saf- haya ayrılır. Evlendikten sonraki Bafhaya temas etmiyeyim. O da bir- Çok kollara ayrılır. Şahıslara ve va- ziyetlere göre değişir. Fakat evlen- meden evvelki safhada, erkekleri bir kenara bırakalım, bütlün genç kızların «hodbin olmalarına» lüzum Bgörürüm. Tek hedelleri olacaktır ve tek hedefi düşüneceklerdir. Bu hedef evlenmek, mes'ud, müreffeh, rahat bir yuva kurmaktır. Sevebilir- “ siniz, fakat bu hedefe varmak şarti- — Burada bayım, yünlüler, şayak - lar, mantoluk kumaşlar, ropluk ipekli- ker. Kulaklarım:ı ükadım. Büu sefer gö - züme bir afiş ilişti. İ «Aradığmızı bulacaksınız; edebiyat, fen, san'at, sinema, tiyatro,» Başımı çevirdim, başka bir afiş: «Olmıyan yok.. Şiir, nesir, resim, karikatür..» ğ r Başımı önüme iğdim. * Komşular arasında: — Sizin mahdum, her zaman kapı ö- nünde kaydırak oynardı. Birkaç gün-| dür göremiyoruz. Hasta mı, diye me -| rak ettik. — Hasta değil, Mecmua çıkarıyor. * biraz meşgul de.. — Yaprak dökümü hangi aylara t sadüf eder? — Mecmualar için soruyorsan, mart | ** ve nisan aylarına, Bü, bir bilmecedir: — Kolay doğurulup, güç yaşatılan nedir? Cevab: — Mecmua! İSMET HULÜSİ Sigara dumanları para eden krallar Müteveffa İn . ? - Biliz kralı yedinci Edvard zamanının en büyük tiryaki lerinden biri ola , Tak tanınmıştı. Bu zat dalma püro i - çerdi. Sigaraları - nn uzunluğu — 22, kalınlığı da beş santimdi. — Kralın beher sigarası © zamanın parasile beş franktı ki bugünkü rayiçle ve Türk parasile takriben (190) kuruş eder. Buna iştira farkı da ilâve e- dilirse püronun kıymeti (190) kuruşu çok aşar, x* Ağaçlara yapılan hayat aşısı İnsanlara kan aşılanması nasıl ki çok defa kaybolmak üzere bulunan hayatı ia- de ederse kurumak üzere bulunan a - Baçlara da taze ağaç özü aşılanması o a- ğacın hayatını kurtarabilir. le, derhal varmak şartile.. Karşınız- dakinden hemen cevab alamadınız mı, gönül eğlendirmek istediğinden bir dakika şübhelendiniz mi koendi kendinize karşı ilk vazifeniz o er - Kadın Köşesi Pratik güzellik bilgileri «nagınıza sürdüğünüz allıktan ku- arınızın yumuşak yerlerine de bi- rer parçacık dokundurursanız. hem yüzünüz daha taze, hem cildiniz daha şeffaf ve ince görünür. * Dudaklarınız çatlıyorsa şu (pomad)ı yaptırıp kullanınız: Miel rosat 200 gr, Ratanhia 25 gr. Cire vierge 15 gr. * Dişlerinizin çürümemesi, aralarının sararmaması için her sefer fırçaladık - tan sonra iki elinizle gerdiğiniz bir par- ça tireyi diş aralarına sokup çekmeli- siniz. * Rahata ve güzel yürüyebilmek için yorulur yorulmaz ayaklarınıza ıhla - mur banyosu yapmahı, allcolle uğma - lısınız. * Cildiniz yağlanıyor, delikleri açılı - yorsa haftada iki kere en yumuşak bir fırçayı sabunlayıp -yüzünüzü tahriş etmiyecek şekilde - temizlemelisinz. Arkasından hemen bir «asıkıştırıcı» losyon sürmelisiniz, * Yüzünüz fazla yuvarlaksa beyzi gös- termek için saçlarınızı, yiv açmadan, arkaya doğru taramalısınız. Bu şekil ayni zamanda çok da modadır. * Gözünüze rimel kaçar da acıtırsa, sulanmaması için derhal parmağınızla gözün burun dibindeki kabarık yerine hafifoce basınız. I Yemek Iın!ıs! B ı Kaz palazı azı kebabı Beslenmiş, semiz ve yağlı kaz pala- zının içini ve tüylerini ayıklayıp âlevli ateşte ütüledikten sonra biraz un ile iç | ve dışını oğmalı ve yıkamalı, Un gerek | kazpalazında ve gerek bazı av ve kü - mes hayvanlarındaki ağır kokuyu izale eder. Bolca soğan suyu yapıp her ta- rafına sürmeli ve bir saat böylece bı- rakmalı, kanad uçlarile butlarını bir iple vücudüne sardıktan sonra keskin bıçakla üstünden sekiz on yerden del- meli ucu boynunün allından çıkmak üzere boynuna şiş geçirmeli bir ocakta kekten derhal uzaklaşmaktır. Bayan P romanlarda tasvir edilen genç kızlar gibi davranmış, temen- ni edeyim ki, bu satırlar biraz ken- disini maddileşmeğe sevketmiş ol - sun, * «Bebek» Bay N, B. ye: — Bildim, Avrupanın yüksek, zengin ailelerinden birine mensuh bir genç erkek fakir bir genç kızı baştan çıkardığı zaman genç erke- ğin ailesinin hatırına gelen ilk ted- bir, ayrılma zamanımın hulülünde © genç kıza bir tazminat vermektir. Para, her yarayı kapar, derler. Birçok ahvalde öyledir, fakat kalb hastalığını da iyi eder mi? Mantığın zâhiren kuvvetli taraf- ları yok değildir: Genç erkeğin hayatta ifa edeceği büyük ve mukadder rol, genç kızın- kine nâazaran cemiyete daha müfid- dir. Ve iki bahttan birinin feda edil- mesi icab edince en faydasızını al- mak lâzımdır, derler, Siz de böyle düşünüyorsunuz. TEYZE yavaş yavaş çevirmeğe başlamalı. Pis- tikçe eriyen yağı şişin altındaki kaba damlar, arasıra bir tüyle bu yağdan alıp kebaba sürmeli. Kebab yumuşaya- rak pişmeğe başlayınca şişin altındaki kapda toplanan kaz yağına tuz, biber, tarçın karıştırarak bunu palâzın her tarafına sürmeli ve birazını da karnına dökmeli ve çevirmeğe devam etmeli iyice pişince sıcak sıcak yemeli. Atınanın kızı Zizi de bulunup sorguya çekildi Beyaz kadın ticareti, altın kaçakçılığı ve randevuculuk yapan Atinanın felâkete sürüklediği kadınlar arasında 14 yaşında bir kıza da tesadüf edildi Madam Atina ve suç ortakları hak- kındaki tahkikata Müddelumumilik ve gümrük muhafaza teşkilâtı tara - fından devam edilmektedir. Dün de, Atina'nın dolambaçlı işle - rinde kendisine yardım eden kızı Zizi Adliyeye sevkedilerek, 4 üncü sorgu hâkimliğinde istlovab edilmiştir. Fa- kat, Zizi de, anası ve diğer cürüm or - takları gibi, hakkındaki iddianın, doğ- ru olmadığını söylemektedir. Diğer — taraftan, Müddelumumilik Vilâyete müracaat ederek — Atina'nın hâlâ açık bulunduğu anlaşılan evinin de, zabıta vasıtasile mühürlenmesini istemiştir. Vilâyet icab eden talimatı zabıtaya bildirmiş ve senelerdenberi bin ti karışık işlere sahne olan Be- ynglurıdıkı mahüd ev, resşmen kapatıl- 'l' 'ık kat tekemmül ettikçe, hâdise- nin gizli kalan şayanı dikkat safha - ları, birer birer ortaya çıkmaktadır. Atina'nın evinde çalışan ve ifadele- rinin alınmasına lüzum görülen kadın- ların tesbit edilen sayısı 28 i bulmuş- tur. Bunların içerisinde henüz 14 ya- şında bulunan bir kız da vardır. Bu kadının elini temiz aile yuvalarına kadar sokmağa çalıştığı anlaşılmakta- dır. Madam Atina, - memleket haricine kaçırdığı altınlar için de, kaçamaklı bir yol bulmuştur: Bu altınları bilezik haline sokturmakta, harice giden kızı- nın, diğer tanıdığı kadınların kolları - na ziynet gibi takarak kaçırmaktadır. Kendisi de, senede bir iki defa bu maksadla memleket dışına gidip gel - mektedir. Kadının kaçırdığı döviz mikdarı, şimdilik 8 bini bulmuştur. Fakat tahkikat ilerledikçe bu mik - darin birkaç mislöne baliğ olacağı mu- Hakkak görülmektedir. Atinanın şeriki cürmil olan Katinanın ise, sadece harice ve Beruta gönderi - Ten kadınları seçmek ve sevketmekle meşgul olduğu anlaşılmıştır. Bu ka - dının da Bursa sokağında işlettiği bir ev meydana çıkarılmıştır. Koska cinayet'nin muhakemesi bugün başlıyacak Lâleli cinayeti etrafında, Müddelu -| mumf muavint Ahmed Remzi Berk - men tarafından yapılmakta olan ha- zırkik tahkikatı neticeye varmıştır. Suçlu, ciğerej Saminin 4,5 lira bir kumar borcunun ödenmemesi yüzün- den çıkan münakaşa sırasında, Hüdal- yi öldürdüğü delillerle sabit olmuştur. Katil,, berber Cemalin dükkânında bu cinayeti işledikten sonra, doğruca Beşiktaşta teyzesi Güllünün evine git- miş ve-iki gün orada gizlenmiştir. Ni- hayet yakalanacağını aklı kesince, dün Aksaray merkezine teslim olmak za - ruretinde kalmıştır. Dün, Adliyeye sevkedilen Sami, Müddelumumilikte ahnan ifadesin - de: «— Kahvede borcunu isteyince, Hü- dai bana küfür etmeğe başladı. En cirkin küfürlerle, anama, kardeşime, alleme sövdü. Sonra, berber dükkâ - nında karşılaştığımızda, münakaşa ta- zelendi. Hüdai, bıçağını çekti, Üzerime hücum etti. Bu sırada dükkânda göre düğüm bir bıçağı elime geçirerek, ken« dimi müdafaa maksâdile, onu yarala « dım> demiştir. Halbuki Hüdainin ölüsü üzerinde yapılan araştırmada bıçağa rastlanma- dığı gibi, şahidler de katilin ifadesini teyid etmemişlerdir. Sami, Türk ceza kanununun 448 in- €i maddesi ve yeni cürmümeşhud ka- nunu hükümlerine göre, muhakeme e- dilmek üzere, Ağırceza mahkemesine verilmiştir. Muhakemesine bugün bakılacak « tır. Bir operet san'atkârının evini soyanlar tevkif edildiler Sirkecide, operet san'atkârı Cemal Sahi gece evini soyan, Mukadderle, suüç ortakları Muzaffer ve Sabri, Adli- yeye sevkedilmişlerdir. Sultanahmed | İnci sulh ceza mah- kemesinde yapılan sorgularında, hâdi- seyi tamamen itiraf eden üç suçlu gençten, Muzafferle, Mukadderin, tev- kiflerine lüzum görülmüştür. On dört şirketin feshi iç'n mahkemeye müracaat edildi Uzun senelerdenberi umumi heyet- Terini toplantıya çağırarak hissedar - larına hesab vermedikleri anlaşılan bazı şirketlerin fesihleri için İktısad Vekâleti namına muhakemat müdür « lüğünce ticaret mahkemelerine mü - racaat edilmiştir. Poliste: Bir çocuğa tramvay çarpi: Alemdarda Biçkiyardu sokağında oturan Alinin oğlu 10 yaşında Seyide, Çemberlitaş- ta tramvay caddesinin bir tarafından diğer tarafına geçerken Beyazıd — istikamelinden gelen 76 numaralı Topkapi - Sirkecl araba- B çarpmıştır. Seylâ, müvazenesini «kaybede- rtek düşmüş ve başından yaralanmıştır. Bir araba devrildi, arabacı yaralandı Çatalcadan saman yüklü olark İstanbula gelen sürücü İbrahimin idaresindeki araba, |Topkapıdan geçerken birdenbire devri mbu:ı vücudünün muhtelif yerlerinden ı- Çırca yaralanmıştır. Yaralı arabacı Cercaha paşa bastancsine kaldırılmıştır. Bir adam sokakta düşüp yaralandı Tarlabaşında Keresteci sokağında oturan 95 yaşında Jozefin, dün Büyükdere cadde » sinden geçerken ayağı kayarak düşmüş vö sağ bacağından yaralanmıştır. Yaralı tedâ- Yi altına alınmıştır. Denize düşen bir genç kız kurtarıldı Bebekte Aralık sokağında oturan 15 ya - şında Sabriye, Arnavudköyünde Akıntıbur- nunda dolaşırken müvazenesini kaybederek denire düşmüş ise de etraftan yetişenler (a« rafından kurtarılmıştır. Bir bakkal çırağı ustasını soydu Kartalda Ankara caddesinde bakkallık e- den Yaşar, zabıtaya müracaat ederek çıra- ği Mehmed tarafından 160 İlrasının çalın « dığını iddia etmiştir. Yapılan tahkikat ne- ticesinde Mehmed yakalanmış ve paralar tamamen üzerinde bulunmuştur. — Paralar sahibine ve hırsız çırak da Müddelumum! « Nğo Leslim edNmiştir. iki ahbab çavuşlar Bavula sığmıyan eşya