Münih'den sonra Fransa Yazan: Muhittin Birgçen tün Fransız gazetelerinin müt- tefikan kabul ve tasdik ettikleri bir hakikat var: Münihten sonra yeni bir Avrupa başlıyor. Acaba bu yeni Avrupa içinde Fransanın vaziyeti nedir? Ne ola- caktır? Yahud ne olabilir? Bu sualler, nün sualleridir. Muhakkak olan ikinci bir şey var ki o da şudur: Fransanın 918 denberi Alman- yayı dört taraftan çevirmek, omun elini ayağını bağlamak siyaseti, son noktasına kadar iflâs etmiş bulunuyor. Fransa lehi- ne ve Almanya aleyhine yapılan bütün ittifakların, bütün paktların son halkası Çekoslovakya idi. İki senedenberi, birer birer kırılan, kopan, düşen bu halkaların sonuncusu Çekoslovakya oldu. Fran: n Münihten sonraki va: Ü- ni tedkik ederken İngilterenin Almanya ile yaptığı dostluk anlaşmasını da un mamak lâzımdır. Münihten sonra İngil - tere artık Almanyanın düşmanı değildir; hattâ rakibi de değildir. Onunla Harbet - mek için kendisince hiç bir sebeb ta vür etmiyor. Bu tasavvur edilmiyen se -| bebler arasında Fransa - Almanya mü -| nâsebetleri hem dahil, hem de en mü - him mevkii işgal eder. * Şu vaziyete göre Fransa Almanyanın karşısında yalnız kalmış demek - olur. Hattâ 914 den çok daha yalnız. O zaman Fransaya sımsıkı sarılmış bir Rusya var- dı; bunun yanında Fransayı müdafaaya az metmiş bir İngiltere bulunuyordu. Bugün gene bir Rusya var, fakat, Almanyadan uzak ve Almanyaya doğru gidebilmesi, askerlikçe değil, siyasetçe imkânsız olan bir Rusya. İngiltere ise Almanya — ile dostluk yapmıya karar vermiş görünüyor. Çekoslovakya küçük ve hattâ gayri siyasf memleket olmuştur. Lehistan Almanya ile anlaşmış görünüyor. Macarlar zaten Almanyaya bağlı. İtalya, Yugoslavya, Ro- manyanın vaziyetleri de malüm. Demek Fransa 918 de yapmak istediği şeyin tamamen aksi bir neticeye vüsil ol- muş, Almanyanın karşısında birdenbire yalnız kalmıştır? Evet, bunda hiç şübhe yoktur; yalnız, garib bir hâdise olmak Üzere, Fransa şuna dikkat etmiştir ki karşısında pürsilâh dikilmiş duran Al - Manya, ona karşı düşman gözile bakmı - yor! Hitler, son nutkuna kadar, her ve - Sile ile bunu söylemişti. «Artık benim Fransa ile hiç bir toprak alış verişim kal- madı. Ben Fransa ile dost olarak yaşa - mıya karar verdim. Ben değil, bütün Al - manya siyaseti bunu böyle istiyor» diye her zaman ayni şeyi tekrar eden Hitler, bu defa bu teminatı hem Chamberlain, hem de Daladier'ye verdi. İngiltere de bu teminata inandı ve Hitlerin samimi ol -| duğuna kanaat getirdi ki Almanya ile dost olmiya karar verdi. İngiltere için Fransa, İngiliz vatanının müdafaası ba -| kımından bir ileri mevzidir; onu tehdid | edenle hiç bir zaman dost olamaz. Bu tahlilin bize vereceği netice çu - dur: Almanya, yirmi senelik bir gayret - ten sonra Fransanın bütün Avrupa siya- setini yıkmış bulunuyor, fakat, bu defa da Fransızların karşısına büyük bir sür- priz yaparak çıkıyor: «Ben sizinle dos - tum!> diyor. Fransa bu vaziyeti hissetti. Halkın çılgıncasına Daladier'"! alkışla « ması da bundandır. * Almanyanın Fransaya karşı olan siya- setinin değişmesi alâmeti bundan ibaret değildir. En büyük değil, Maginot (Ma- jöno) hattına mukabil yaptığı Siegfrled (Zigfrid) hattıdır. Bismark ve Wilbelm Almanyası için düşman Fransa idi ve ona karşı pek az istihkâm yaptı. Bugünkü | Almanya ise Fransayı kendisine dost yap- mak için onun harbedebilmesine mâni o- lacak, onu harb ve taarruz sevdalarından vazgeçirecek büyük bir müdafaa hattı vücude getirdi. Almanya, istikbalini Fransızlarla Almanlar arasında daima kavga mevzuu olan iki vilâyette aram- yor. Fransa ile dost olmıya karar ver - mesinin sebebi de zaten budur. Şu halde, Münihten sonra Fransa, hiç Olmazsa uzunca bir zaman için kendisi- ni eskisinden daha fazla emniyet altında hissedebilir. Nitekim bugünlük ediyor da. Fakat bir şart: Fransa, Avrupa poli - Hikasından, Avrupada hükim rol oyna - mak sevdasından gene hiç olmazsa bir zaman için, vazgeçmelidir. Bunun çart- Resimli Makale: Amerikada dört yıl içinde yedi kişinin canına kıymış bir katili tutt Hâkim katile: Kendisini hissin ne olduğunu sordu, adam hiç tereddid etmeden: asu, cevakbını verdi. — Tembellik, hırs, kolay kazanma arzı 7 cinayetten kendisine en kolay geleninin hangisi olduğu sualine karşı da: — Birincisi, dedi, çünkü ilk adımı teşkil ediyordu. Sidneyde Bisiklet şampiyonu Olan maymun Sidneyde hayvanat bahçesinin bi - siklet şampiyonu resmini gördüğünüz maymundur. Bisiklet üzerinde yıldı - rım gibi sür'atle uçan maymun, en sev diği dostlarını arkasına alır, onları da gezdirerek eğlendirir. —— larından biri ve belki de en mühimmi Rusya İle olan münasebetleridir. Bu mü- nasebetler Almanya aleyhine mütevec - €ih bir ruh taşımadıkça Almanya ile Fransa dost olarak yaşıyabileceklerdir. Bir zaman için şundan da emin olabi - — İlkadım.. — Dostlarınız ve arkadaşlarınız arasında, bir tembellik isti- dadı sezdiğiniz zaman'onun derhal önüne geçmeye çalışınız, İlk tembellik, Jlk kırs ve ilk yalan kolay kazanmak arzusu- na inzimam edince Öyle küvvetli bir tohum teşkil eder ki, hangi toprağa ekilirse ekilsin derhal filiz verir, keyif verici cinayete sevkeden mlimkün değildir. yahud da çok zordur. İlk fena adımı at- mayınız, diğerleri anu mutlaka takib eder. | —<— #a —— Torununun torununun Torunlarını Gören İngiliz kadını Hergün bir fıkra Boşuna telâş Hasiş bir İskoçyah bir gece yarısı doktora haber göndermiş, çağırtmışt. Doktor eve geldiği zaman; İskoçyalı kapıdan karşıladı: — Sizi gece yarısı rahatsız ettiğim için çok müteessirim doktor, dedi, va- ziyet umduğumuz kadar vahim değil- miş. Küçük oğlumun karımın bir T- rasını yuttuğunu zannetmiştik.. hal- buki siz gelinciye kadar karım para- mht hesabladı. Yalnız on kuruşü ek- sikmiş.. gördünüz ya, boşuna telâş et- İ zehirlere benzer, bir defa yakalananını bir daha kurtarmak | mişiz. Na Vindsor Dükü ve Avrupa buhranı Landrada çıkan Sandey Dispeç ga - zetesi, Vindsor Dükünden — buhranlı günler geçtikten sonra İngiliz halkına bir mesaj göndermesini — rica etmiş, Vindsor Dükünün ki i şu cevabı ver | miştir: «Dük cenabları, beyanatta bulun - mak arzusunda değildirler. Fakat ken- 92 yaşmıma basan bu İngiliz kadını, torununun torununun - torunlarından 'dilerinin ne kadar ferahlamış olduk - beşincisini beklemektedir. Bu çocuk - larını tasavvur edebilirsiniz. la İngiliz kadınının sulbünden 100 ün- Dük cenablarının hâdiselerin cere -|cü çocuk doğmuş olacaktır. yanlarını, çok yakın bir alâka ve me - g 3 b rakla takib ettiğine emin olabilirtiniz.| — Kadın üç koce il “ı'“'“;_'*d':hî._ Dök ognabları, mavaffakiyet yolun: | “Eü SEdter; Kalanıkida : da çok az ümidli görünmekle beraber, | Ticik oğlu elan sağdırlar, Hepsi de ev- ile karşı vasfedilemiyecek ka -| İldirler. 38 torunu, 44 torununun toru- dar büyük bir ilimad besledikleri için|nu ve 4 tane de torununun torununun ü tmemişlerdir. torunu vardır, Dük cenabları, ter Çemberlaynin! — En yaşlı kın 72 yaşındadır. Kendi - sulh politikasında müuvaffak olacağ: Na İsi küçük kızile oturmakta, — sabahları Haarumş Şaklateyotlardır saat sekizde kalkmakta, kendi yatağı- İnı düzeltmekte, yatak odasını temiz - liriz: Fransa Avrupada Almanya aleyhi- | ne siyaset yapmıya, Almanyayı yeniden tecride çalışmıya. teşebbüs edecek değil- | dir. Bu, onun kendisi için yeni bir siya « set yapmak ihtiyacını hissetmesinden | fleri geldiği kadar Avrupa toprağının ha- len buna müsaid olmamasının da netice- | İsidir. | Muhittin Birgen | Ecel gelmeyınce... lemekte; ve ekseriya da patates soya - Buüşir'de şayanı hayret bir kaza ol-|rak kızına yardım etmektedir. Kendi - muştur, Fatma isminde bir kadın ko -| sine iş gösterilmezse bayağı kızmakta casile vapura binmişler, güvertede yat- ve homur homur hamurdanmaktadır. mışlar, geceleyin uykusunda denize yu varlanan kadın, kendisini denizde bul -|tından ümidini kesen kocası — onu sağ muş, iki gün iki gece yüzme bilmediği | salim karşısında görünce, deli gibi ol- halde denizde çırpındıktan sonra bı muş, sevincinden şıkır şıkır oynamış - bir gemi tarafından kurtarilmış, h. tır. İSTER —— İNAN, Bir metlekdaşa merak olmuş, bir müddettenberi: — Beyoğlu tütüncü ve gazetecileri acaba neden vitrinle- rinde ve askı yerlerinde eenebi gazetelerle mecmualara bi- zimkilerden çok yer veriyorlar? diye sorup duruyor. Biraz Bgayretle bu tütüncü ve gazetecileri bu tarzda hareketlerin- den dolayı belki de vatansevmezlikle itham edecek. Meslekdaşımız mütecessir olmakta haksız bulunamaz Gerçekten Beyoğlu tütüncü ve gazetecilerinin camekânla- rında her Türkün gözünü tırmalıyacak, İSTER İNANMA! | vücude getirdikleri söylenemez. Meslekdaşımızın sualini gazete sütununda kendi kendine irad edecek yerde o tütüncülerden birine gidip te sorsaydı şöbhesiz: Ka Marifet i!tifata tâbidir, bu semtte fransızca gazete se- ninkilerden on öefa fazla satılır da anun için onları göster- | mek mecburiyetinde kalıyoruz, cevabını alırdı. Binaenaleyh biz asıl kabahatın bu vatanda yaşıyan birkaç düşüncesini tahrik | yüz bin vatandaşa türkçe konuşmak ve Türk gibi düşünmek edecek bir manzara vardır, fakat bu tütüncü ve gazetecile- | mecburiyetini yükliyememiş olan eski nesillerde olduğuna Tin bu manzarayı sırf zevklerini veya hislerini okşamak için) İSTER inanıyoruz, ey okuyucu sen: İNAN, İSTER İNANMA! Sözün Kısası Ne cevab vere;dim? E Talu edi buçuk yaşında kızım Esin, dün sabah pencerenin camın« da, sonbahar güneşinin keyfini süren &f« neklerden bir tanesini yakalamış, minis mini parmaklarının ucunda bana getirdi., — Baba! Şimdi ben bu sineğin kanada larını koparıp ta salıversem, ne olur? — Fena olur, evlüdım! — Neye? — Canı yanar da ondan: Senin ufacıli kollarını birisi koparsa da seni koyversa canın yanmaz mm? - Evet amma.. sen sineği öldürüyor sun! O, yazık değil mi? Niçin öldürüyorsun sineğit Muzir olduğu için. Muzir ne demek? Zarar veren demek.. Sinek ne zarar verir? — Kanadlarında, aylıklarında mikrol taşır.. bir adamdan ötekisine hastalık bu laştırır.. fena bir hayvandır, hâsılı.. — Madem o kadar fena " hayvansa.. Allah anü neden yapmış? — Yapmış.. yaratmış işte., — Hani ya, sen bana dersin ki Allab ne yaparsa iyidir.. nasıl oluyor da sineği yaratıyor? — Ha, babacığım Sustum. Ne cevab vereydim? Lâkin, kendi kendime de dedim ki: — Yarabbim, şu pis, iğrenç mahlüku, beni bir damlacık çocuğun önünde mahe €ab etmek için mi yaratırsın?! E. Talu Fransız - Rus - paktı suya düşüyor! (Boş tarafı 7 inci sayfada) sadık bir müttefiki ve Küçük Antantı kaybetmiştir. Bu antantın diğer iki uzvu olan Yugoslavya ve Romanya daha şim- diden Almanyanın yanında yer almış bu- lunuyorlar, Filhakika, Münihte teslim 0- lan Fransanın sözüne artık kim inana- bilir? Kim ona müttefik olarak kalabilir. Bizzat Polonya dahi Fransa için tama « mile kaybolmuştur. Şunu beyan edelim ki Fransanın artık Avrupada tek bir müttefiki kalmıştır. O da İngilteredir. O İngiltere ki Fransanın sırlından İtalya lle bir anlaşma yapmış ve bugün de Hit- ler ile anlaşmıştır. İndirad, işte Fransanın teslim olması: nın neticesi budur, bu olacaktı. Za « ten Hitlerin de eblein Kampf» kitabında istediği de bu değil miydi? Bir çok demokrat memleketlerin gaze- teleri, Fransız taahhütlerinin bundan böyle ne kıymeti olabileceğini sormağa başlamıştır. Enternasyonal efkârı umu - miye diğer bir sual daha soruyor: Fran- sanın Sovyetler Birliğine ve Fransız - Sovyet paktına olan taahhüdlerinin kiy- meti nedir? Filhakika Fransa kendi el - lerile ve Sovyet Rusya ile istişarede bu- lunmaksızın Fransız - Sovyet paktının bir mütemmimi ve mıntakavi şark pak « tının da en mühim bir unsuru olan Fran- gız - Çekoslovak paktını yırtmıştır. Malüm olduğu üzere Almanya ve Po- lonya bu mıntakavi şark paktına girmek- ten imtina etmişlerdir. Binaenaleyh bü - tün bu sistemden bugün mer'iyetle an « cak ve ancak Fransız - Sovyet paktı kal- mıiştır. Fransanın bugün yırttığı Fran « #ız - Çekoslovak paktından sonra Fran- Bız - Sovyet paktının ne gibi bir kıymeti kalır? Hususile ki Fransa yırttığı mezkür muahede ile Çekoslovakyaya daha ziya- de bağlı idi. Çünkü bu memleket faşist taarruzuna uğramıştı. Bütün müttefiklerinin ziyaı ve infi rad.. işte mütecaviz önünde teslim ol manım Fransa için mukadder neticesi. (AA) Valansiya dün tekrar bombardıman edildi Valansiya 5 (A.A.) — Şehir bugün ssat 15,90 da on tayyare tarafından bombar- dıman edilmiştir. İki ölü ve 11 yaralı vardır.