Adamın biri elinde kazma öteyi beriyi kazıyordu, gören- ler merak ettiler: — Neye kazıyorsun?. Dediler, Cevab verdi: — Bir hafta evvel bir kese altın gömmüştüm, kazıyorum, k*“y(ırum bulamıyorum. — Kese altını gömdüğün Yere bir Mıydın? İşaret kaybolmuş, Tam Ak eu j benim gömdüğüm verin üs - —. Pakat bayan, bu ayakkabı boyacısı işi değil, pedikürcü işaret koymamış işidir. tünde ufak bir bulut vardı. yena öi Li Nasıl temizlemeli ? Kadın, plâja gi- derken süs - olsun diye köpeğini de yanına almıştı. De- nize girerken pire- teri dökülsün diye köpeğini de ya- nında denize soktu. Denizden çıktıkları Zaman köpeğine baktı, avazı çıklığı ka- dar bağırdı: — Eyvah, pire H a Yerine yengeçleri topladı. Şimdi bunları Nasıl temizlemeli?.. Olak ilir Zayıf kadın: — Kemiklerime kadar ıslandım. erini! bıraklı ama onun di, şişman keadın: verdi, kemik- lerin derine çok yakındır, ( AR ) Hayalin gözlerimin içinlle, ismi Âşık, başkalarını kör * sanır; fakat| Şair senin vücudunu bir ince dala " benzetmekle hata etmiştir. Çünkü in- ce dal yapraklarla örtülü olduğu zaman güzeldir. Sen ise ne isan o kadar güzel görünürsün! başkaları da onu deli-sanırlar.. * İnciye âşık olan mayı göze almalıdır. enizin dibine dal-| Görememişim Bay yemeğe oturdu. Hizmetçi çor - bayı getirmişti. Bay çorba içi yordu. — çorbadan bir kıl çıktı. Bay hiddetlendi, hizmetçiye bağırdı: — Bu ne?, Gene çorbadan bir tel sa'ç Çıktı. Sen hiç dikkat etmiyor mus ?. Hizmetçi cevab verdi: — Dikkat etmez olur muyum bay, dan teker teker ayık- bir tek teli göreme- nun için bu kadar .haksızsınıı. Bu bilseydim, hiç Saç kıllarını çorba hmışnml Nasılsa Mişim, kalmış. Bu bağırmakta doğrusu kadar bağıracağını #yıklamadan masaya getirirdim. mlettir.. lâvaboya havlu koymamışm - Kadın — (İspirtizme masasında) öT- dün, gene âdetlerinden vazgeçmedin ni? m başında bekledim; gelme- Kim bilir nerelere hovardalığa müs din., Dün gece sabaha kadar gitmişsindir. Günün birinde Yeni evlenmişlerdi. K. rı çalındı. Kapıyı açtılar.. ç len hiç tanımadıkları biriydi: — Ben Avukat Ne&mi Çok-| der, talâk datanızı Üüzerime| alırım. Yeni evliler şaşırdılar: — Fakat biz ayrılacak deği- liz ki, evleneli daha on gün bile olmadı. — Ben hemen bugün ayrı- lacakghız; diye gelmedim, günün birinde ayrılmak iste « diğiniz zaman boşuna dolaş- mamanız için adres bırakıp gidecektim. aN Memleket işlerine karşı pek hassas olan | bir meslekdaşım vardır. Bu yakınlarda aldığım bir mektubunda diyor ki: e— Zi- raat Vekâleti, İktısad Vekâleti mütehas- sıslarının tavsiyesi üzerine köylüyü ü - vendire kullanmaktan menetti. Artık köy z öküzlerini kamçı ile haydıya- caktır. Derilerimizin Avrupa piyasala - rında revaç bulmayışı, o mütehassıslara göre bu yüzdenmiş. Çünkü üvendirenin açtığı delikçikler kolaylıkla kapanmıyor, deriyi kaymetten düşürüyormuş. Kars ta- Yatak odasında Eve misafir gel- mişti. Ev sahibleri: Biz de kamp hayatı — yaşıyoruz, dediler, bir çadır kurduk. — Geceleri $ orada yatıyoruz. Misafiri üst kata çıkardılar, yatak oda- larına aldılar, Odanın ortasında bir ça- | dir. vardı: | — Geceleri dışarısı soğuk olur, diye ç dırı buraya kurmayı daha münasib bul Guk! Uyku ilâcı — Yüz liraya ihtiyacım var, Bu _v'uv-' den geceleri uyuyamıyorum, — Ben hallederim. — Yüz lira verecek misin? — Hayır bir uykü ilâcı vereceğim! AB VECİZELERİ Az 'Tembel, çıplak kalır- iş iş iste - p mek için bir müez- |. sesenin müdürüne müracaat etti. Mu- essese müdürü dü - ndü Şİ — Bugünlerde işi- | miz azdır. iş verebilirim bil - iş t mem ki.. Size ne — Çok fazla bir şey istemiyorum az, pek az bir iş o dir. dellik edeceğim. Kolay Kadın, karşısında nıyordu. gördü: — Şu bulamadığın aynanın boya -|genç erkek sevdiği genç - kızı KocasıjGenç erkek — düşünceliydi. boyaları bir n her zaman ağzımda.. ve sen bütün var- ğınla kalbimde — bulunuyorsun ... « |Si bakayım.. sen nereye gidebilir- sin, ve nerede saklanabilirsin.. sa benim için kâfi - — Kızım hastalandı.. o iyi oluncuya kadar size ben mo - Iztırab Muayyen saatte, muayyen — yerde buldu. Genç kız| merak etti, sordu: — Nen var?- — Sehin için ne kadar ıztırab çekti- gün ne yapacı ğ:m,kımı bir bilsen! düşünüyorum, Kolay, söylerim, dükkânına — gider, lâzım olan boyaları| mi alır gelirsin. sana kokucu Dedi, sevgilisi âşıkının gözlerinin içine baktı: — Doğru mu söylüyorsun? — Tabif doğru söylüyorum. Ayak - n kaplarım ayaklarımı sıkıyor, Yu'r'-._ve-w yor. Bu halimde gene randevu ver -| diğim yere geldim. — Garson, bu ne rezi Hiz.. Fal Fala bakan — İstikbaldı SUal soracaksın:z ? Fala baktıran ce- Vab verdi: Hayır dün bir yemi v maz Şemı Müşt Tede otırîı_x, Mmiyorum Dü bilmek iste - Tim um, Fakal ne - unuttufumu — Hatıtlar masın karıcığım.. — Nasl hatırlamam.. O zamani Za :ı"ikimiı de tek enseli, tek anlar ne kadar yoksuzluk çekmiştik.. Genç kadının kocasından bahset- tiler: — Kocaniız, yaşı - na göre pek genç Bösteriyor. Genç kadın gül - dü: — Kendi yaşına göre evet, fakat be- nim yaşıma — göre gerdenlı idik, değili İmahzur ortadan raflarında olduğu gibi kamçı kullanılma- sı, Anadolunun her tarafına yayılırsa bu kalkacak, derilerimiz a kselecektir. Şimdi Veteriner kilâtının şiddetle takibe başladığı bu tedbiri ben hiç de yeter bulmadım. Uzun senelerin bende hâsıl ettiği kanaate ve klerime göre; derilerimizin revacını eksilten âmil, üvendire değil (Nokra) dır. Üvendire dericilikte kıymeti tâli olan ar- ka bacakları - o da ekseriya kapanabilen bir şekilde - zedelerken, Nokra; en kıy - metli olan sırt nahiyesini kocaman delik- lerle berbad eder. Sığırlarımızın ©h 50 si- ni saran bu parazit böcü ile esaslı mü - cadele tedbirleri alınmadıkça, derileri - leneceğime İnanamıyorum.» «— Vekâletin bu —emri - hayvan- iyi yüzülmesini, uyuzla müca- del dikenli tellerin geçitlerden kal - dırılmasını. da tavsiye ediyor. Derileri - mizin kalitesini yükseltmiye matuf olan bu tedbirler arasında, işi cezri bir surette | halledeceğine şüphe olmıyan Nokradan bahsı yok, Halbuki derilerin ıslahı - nın günün mevzuu olduğu şu sırada nok ra ile mücadeleyi geriye bırakmamalıyız. Ne dersin?» ların * Son Posta bu mevzuu geçen sene de ele almış, üzerinde ehemmiyetle dunnuuur.l Sığır neslinin verimini arttıracak - türlü tedbirler meyanında, damızlıkların ısla - hına, iyi bakım şartlarına gösterilen & kayı şükranla kaydetmeliyiz. Fakat nok- ra meselesi, henüz kâfi derecede işlen « medik bir mevzu halindedir. Yurdun e - saslı bir ihraç'malı olan derilerimizi, Avrupa piyasalarının beğenmeyişi, ü . vendireden ziyade onları küçük çapta ve bilhassa nokra ile malül bulmalarından- dir. Sığırlarımızın derilerini berbad eden bu hastalık, millf bir servetimizin ihraç kıymetini azalttığı gibi onların gerideki verimlerini de o nisbette azaltmaktadır. En itimad edilen salâhiyettar istatistik ve Bir semt halkı Susuz kaldı Okuyucularımızdan — Topkapıda &. K. ! or: Topkapıda Karabali Mehmed Rfcndi- nin yaplırdığı çeşmenin yirmi gündenberi suyu kesilmiştir. Bu civarda başka çeş - me bulunmadığından balk işini göcünü birakıp uzak yerlerden sü teminine çalış- maktadır, Mezkür çeşmenin tam üstünden geçen terkas suyundan bu çeşmey verilmesi ve- | yahud çeşmenin suyunun akıtılması süre- tile bu semtin ekmek parasını güçlükle gıkaran 300 e yakın halkının su ihtiyaci- nın karşılanmasını alâkadarların nazarı dikkatine arzetmenizi rica ederim. * Sokakta kalan yoksullar Okuyucularımızdan Bayan Nebahat yaâ- ziyor: Şehzadebaşında. Hoşkadem medresesi- nin belediye ambarı yapılması kararlı tırıldığı için, burada oturan fakir ve kim- sesiz yedi sekia alle dışarı çıkarılmıştiır. Bunlar on gündenberi boş bir arsada yok- Sul bir vaziyette kalmışlardır Bilhassa son günlerde yağan yağmurlardan bu biça - Teler Çok aıkıntı çekmişler ve sırsıklam olmuşlardır. Alâkadar makamların buna Sığırlarımızın derilerini berbad eden Bu hastalık, milli bir serveti- mizin ihraç kıymetini azalttığı gibi, bu hayvanların diğer verimlerini de yok etmektedir, Nokra ile esaslı surette mücadeleye geçilmesi zamanı çoktan gelmiş bulunmaktadır. Yazan: Ta rımman ağızlara göre bugünkü deri çıkarımızın 7& 20 si nokra ile m: dür, derilerini delikli ve kusurlu bir okan bu nokrayı köylümüz çok iyi Fakat onun iç yüzünü ve oluş se - bilenler azdır. Pek çoğu kışın iyi beslenilen sığırların yâzın çayıra çı « kınca mutlaka kendiliğinden nokralandı- ği kanaatindedir. Ve asıl fenast bunu e- hemmiyetli de saymazlar. Nokralı sığırların omuz başlarından, sağrılarına kadar olan sırt nahiyelerinde bir takım urlar göze Ççarpar ki, bu urların ekserisi bazan cershatli bir yara halini alır. İki parmak arasına alınarak diple- rinden sıkılırlarsa içlerinden bir kurtun fırladığı hayretle görülür. İşte, sığırların sırtında yaralı urlar açan, onu canlı iken rahatsız ettiği kadar, kesildikten sonra da etçe ve derice yaramaz hale Retiren bep bu kurttur. Bu kurdu orada meydana getiren, fen dilinde (Hypoderma Bavis) diye anılan (Nokra sineği) dir. 13-15 Mi- limetre boyunda, tiyah ve çok tüylü olan bu parazit böcünün mayıs - haziran ay- larında, sığır sürüleri üzerinde uçuştuğu görülür. İşte bu uğursuz sinek, sığırların sırtına inip kalktıkça, tüylerinin üstüne 1-1,5 milimetre büyüklüğündeki yumur- talarını bırakır. Bu yumurtalardan —az sonra birer sürfe çıkar ve hayvan vakit vakit derisini yaladıkça, bu ehti mahlük- lar da dili ile boğazına geçerler. Sürfeler boğazdan (Meriden) geçerler- ken önun iç zarına (gışayı muhatisine) yapışıp kalırlar, Artık Allah selâmet ver- (Devamı 13 üncü sayfamızda) bir hal çaresi bulmaları için nazarı dik- Kati celbetmenizi rica ederim. * Okuyucularımızın sorgularına cevablarımız Okuyucularımızdan — Moda — caddesinde Tellâl sokağında Bay Sabri Veral ve İs - tanbulda Bay Nazife: Sorduğunuz adres Sultanahmed tram- vay durağında Şeftali sokağında 26 nu « maradır. * Okuyucularımızdan Bay Ahmed İşcana: Dinlediğiniz tecrübe neşriyatı fasılasız devam edecektir. 15 eylâ! tarihli nüzha - mızda bu hususta tafsilât vardır ve Etl- 'ud radyo istasyonu cumhuriyet bay- ramından itibaren Bİlfil çalışmağa baş- Dyacaktır. * Okuyucularımızdan Bay Alt Demiralpa: Bahsettiğiniz meseleyi bir kere daha a- lkadar makama bildiriniz, nazarı dikka- te alınmamasına ihtimal vermiyoruz. * Okuyucularımızdan Tirede Bay Meh « med Yıldıza: Bildirdiğiniz şeyi gene ayni — gazeteye yazarak cevab istemeniz. daha murafık olur zannındayız.