YIRMİ aNBNY H İ rarlarına' karşı anlatmak mecburiyetin - deyim: A — Paraca sıkıntı çekmem. Babamın, cihaz almak için verdiği 1000 dolardan maada, her ay da ayrıca bir gelirim var. Asla evlenmiyeceğimden bu cihaz para- sını saklamak ta abes. Kâtibiniz ne ka - dar inad ederse etsin, Hollywooda gele - ceğim. Resminize teşekkür. Selli Hant. ngılı Guıgar Sana böyle hitab ede- bilir miyim?.. Herkes öyle diyor, değil mi?, Her şeyden evvel, beni sinema âle- | Mmine gitmek istiyen, bunun için yanan, | tutuşan bir ahmak, bir budala sanma!. Şurası muhakkak ki, bende haddinden fazla isildad var. Benim daha ziyade Marlen Ditrih ile Marta Egert firması ol- duğumu söylüyorlar. Onun için de okka- nin altına gitme ha!.. diye de tavsiyede bulunuyorlar, Binaenaleyh bu sahne işin- de bana yardım edecek olursanız, kendi- | mi ağır satabileceğim. Ve işte bütün is- tediğim de budur sizden... 19 yaşındayım. Şarkı söylerim. Sizin — kadar olmasa da, gene dans etmesini bi- lirim. Ata binerim ve öyle çeşidli, ek - — gantrik tuvaletler giyerim ki.. Bir kızın stüdyoya giremiyeceğini — pekâlâ bilirim. Fakat, Gengerin bir sö- zile emelime kavuşabilirim. lim, Çünkü bu benim işiz -Rejisörlük büronuza telefon ederek: | idaresine de bunu söyliyemem. On! ı"m — İşte size bir kız. İstidadlı bir şeye işine karışmış olurum. Hem en ehemmi- benziyor, diyemez misiniz?. Deyiniz ve yetsiz bir film tecrübesi yüzlerce liraya gerişini bana bırakınız olmaz mı? Neş'eli bakar. Bunun için namzed aylarca ça - “boşanma filmindenberi — prestişkârları - — nızdanım. İlişik olarak Nevyorkta teyze- |tecrübeye girip girmiyeceği kararlaştı - < min adresine yazılı bir zarf var. İzilir. Cihaz paranı böyle abes şeylere Dört gözle cevabınızı bekliyorum. çarçur etmen doğrü değil, kızım. Yoksa, Selli Hant |artist olacağım diye evlenmekten cay - dın mı?.. Yapma, iyi düşün. G. Rogers 4) Ginger Rogers' Mevzu: Sellinin ilişik mektubu: — Buna husust cevab vermek iktiza &- diyor. Ne dersiniz?.. Kâtib 5) Selli Hant' nu yazıyorsun. Teşekkürler. Sana film |tecrübesi yaptıracak bir mevkide deği - Sayın Mls H:ı'ıl Ginger Rogers namı -| .......... na, size beyan ederim ki, film hayatın -| 6) Sevgili Ginge — da size yardım etmek imkânını bulamı-| Sana bir sırrımı daha söyliyeyim, Dü- yoruz. Zira Ginger Rogersin reji bürosile 'ğün meselesi şöyle oldu. Con adındaki — zerrece alâkası yoktur, ve film denemesi, |fingimle, bu ayda, mektebi bitirir bitir - - Malzeme seçilmesi hususunda cn ufak hlrw mez evlenecektik. Halbuki Con bir gece | |salâhiyeti de yoktur. Her yıl binlerce ki- | Vaşingtona geldi, benimle sokağa çıka - |Şi sinemaya girmek ister; ve muvaffak o-|cağı yerde başka bir kızla bara gitti. Ve ç lımııı bir çuval inciri berbad etti. Amma şunu — Fakat sizi meyus etmemek için de,|da itiraf etmeliyim ki, kolejde oyun ve - — Ginger Rogersin imzalı bir fotoğrafını |riyorduk. Ben de provaların heyecanın- — yolluyorum. Fakat Hollywoodun şaşaası- | dan, nişanlımla olan randevümüzü u - na kapılmayınız!.. nutmuştum. Ne çıkardı?, Hoş görseydi. Her ne hal ise randevuyu hatırlar hatır- lamaz telefona koştum, öteline köştum 8) Ginger Rogers |voktu. Ertesi günü başka bir kıza ran - Cici Ginger: Ahvali hususiyemi sana devü wermiş olduğunu öğtendim. Kan açmak istemezdim. Fakat kâtibinizin (tepeme çıktı. Tekrar telefon ettim, w follywooda gelmemem hususundaki 15- | pmvılmiı olduğumu biliyordun.. diye| Rogers kâtibi Ondan sonra yanlarına oturup sor - — İndi, lersiz ? — Munda Kirman, Fera - han, Tebriz, Ke - şan, İsfahan ha - hların çeşidi o - lup. Eğer sim e - vani istersiz ola- ne di- | Sevgili Selli, hayranlarımdan olduğu- | lhıştıktan, hazırlandıktan sonra böyle bir |3 “Son Posta,, nın Hıkayesı NDMĞN HND KAi DÖRT MEKTUB AMAD INN GA ON KI — Çeviren : İbrahim Hoyi — çıkıştım. Ne cevab verse b"ğnmnsm Ben senin için Vaşingtonlara geldim. ben de oyununu bırakır, beni beklerdin.. demez mi?. Üstelik hem oyun da tiyat - roculuk ta aylakların, âvârelerin işidir Telefonu kabattım. Şimdi de dargınız. Mektubunuza teşekkür. Amma Holly - wooda her halde geleceğim. Selli 7) Selli Hant'a (telgrafla): Dostlarınızla olmazsa Hollywooda gel- mekten vazgeçiniz. Bir şey yapamaımn. Düğünden caymayınız. Budalalık, neden |nişanlınızı öpüp barışmıyorsunuz. 8) Telefoncu — kızdan — Gingerin kâtibine: — Allo, Selli'ye telgraf vertlemedi, Zi- ra şehirde yoktur. |gers'in kâtibine: İveya Ginger Rogersi bugün saat 9,55 3,30 da ve 450 de aradı. 10) Selli Hant: Sayın bayan, bayan Ginger Rogersin yeni bir film çevirmek üzere şehirden u- zaklaşmış olduğunu arzederim. Holly -- Wıı_ıuddıı tatilinizi hoşça geçiriniz. | K&tibi 11) Ginger Rogers'e: Sevgili Ginger: Film çevirmekten dön- düğünü öğrendim. Şu kadat söyliyeyim ki, stüdyonun kapıcıları pek insafsız Amma içeriye girmek için başka bir yol düşünüyorum. Ve bulacağım da, Selli » 12) 3 numaralı bekçiden stüdyo müdü- rüne: Şosenin yanındaki moezarlığa bitişik stüdyo duvarını yükseltmek iyi olur. |Mezar taşlarından merdiven yaparak bu- | raya tırmanan bir kız yakalanmıştır. Hır- İ (Devamı 13 üncü sayfamızda) SON EDE?FDOMAN | diye aksilenince, ben de karşılık verdim. | | 9) Başkn bır 'ulefuncu kızdan, G. Ilu İ Ruzvelt otelinde oturan Selli Hant sizi de,| OSTANIN ı İstanbul Eelediyesi İlânları I Heopsine 10 lira bedel tahmin edilen Üsküda: | belediye kulübesi ankazı satılmak üzere a mesi Levazım müdürlüğünde görülebi buz veya mektubile beraber 30/9/9388 tuma günü saat 14 buçukta Datmi Encü- mende bulunmalıdırlar. — (B) - (6474) Muhammen bedeli 8970 lira olan 60,000 metre bant amıyant 20.10.1938 perşem- be günü saat 15 de Haydarpaşa gar binası içindeki satınalma komizyonu tarafın- dan kapalı zarf usulile satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin kanunun tayin ettiği vesaik ile 672 lira 75 kuruşluk muvakkat teminat ve teklif mektublarını muhtevi zarflarını eksiltme günü saat 14 de kadar komis Bu işe aid şartnameler Haydarpaşada gar binasındaki komisyon tarafından pa- rasız olarak dağıtılmaktadır. — (6623) ona vermeleri lâzımdır. 24 saatten fazla devam edecek nakliyatta tam vagon hamulesine tâbi hayvan vagonları mal sahiblerinin talebi üzerine Yerköy istasyonunda hayvanların din- lendirilmesi için katarlardan kesilebilir. Mola şartları için istasyonlara müracaat edilmelidir. — <3783» «6617> RADYOLİN her yemekten sonra muntazaman dişlerinizi - fırçalayınız Ankara Tarih Dil, Coğrafya Fakültesi Direktörlüğünden 1 — Fakültenin 1938 mali yılı yemek münakasası 10/10/938 pazartesi günü An- kara mektebler muhasebeciliğinde saat 15 de kapalı zarf usul!le yapılacaktır. 2 — İsteklilerin her gü fakülte hesab işyarına müracaat ederek şarinameyi görebilirler. 3 — 1532 lira 25 kuruştan ibaret olan ilk teminatın İhale günü saat 14 de kadar mezkür muhasebecilik veznesine yatırılması lâzımdır. 4 — İlân üereti müteahhide aittir. - (6614) T. C. Ziraat Bankası İstanbul Şubesinden: Llsz derecesinde tahsil görmüş iyi frensızca bilen & memur alınacaktır. Talib- şeraiti öğrenmek üzere Bankamıza müracaatları. «6426> gâhtar, anlamağa alışıktı. — Yavol!, u bastırıp, anahtarları ge- tirdi. Hüseyin Abbas Kun bunları aldı; kocaman demir kasanın kapısını ar « dma kadar açarak: — Buyur Toriğefendi! istiyersen, al! Toriğin de, bu ülüvvücenab sahnesi- dedi; niççe mın da yahşile - rin bulmahlığ mümkündi.. 'Torik, mallarının envaimı saymağa koyulan adamcağızı, elinin bir işareti-| — Ne zorum var? Te susturdu. İnanmazsan işte ka- — — Biz bunlardan hiç birinin alıcısı|fa kâğıdım.. işte pa- değiliz. Nafile, hiç nefesini tüketme..| saportum! Adını, “dedi, Sadece, mağazanın camında se - saniım hep içinde — nin adını okur okumaz senin cinsinden | ya — olan eski bir dostumu, pek sevdiğim, candan bir ahbabıi hatırladım, mara -| — ğim kabardı da, dayanamadım, girdim. Abbas, — sukutu hayale — uğra- makla beraber, gene de tavrını boz - - Madi. Gelen kahveleri - misafirlerinin önlerine sürüp, Toriğe sordu: — O dadâşm kimdi? — Tanımazsın.. öldü. — Hoda rehmet eyliye! Lâkin bel - — kim de tanış çıharım. Di mene adı ne idi? — — Meşhedi Cafer. | — Mağaza sahibi hayretle geriye çe - kildi: — Hansi Meşdi Cafer? 'Torik: — Ben bir tane biliyorum; başka var — Yohi Özün o değilsen. Menne dü- ruğ diyersen. yin — Abbas Kuli kendisine uza- tılan vesikaları göz- den geçirdikten son ra iade etti. Elleri heyercandan - titri - yor, gözleri yaşla dolu dolu oluyordu. — Menim çiğiçiği dadaşım Toriğefen- dildedi. Özün, Meş di Câfer garındaşımın bergüzarısın.. ram, Di mene: menden ne dileyüpsen? Özünü ivimde mihman eyleyem. Tac kil nış menel 'Torik te müteheyyic olmuştu. Dostu in berser daşiyam. Sen ölesen, dâ-| Mağaza sahibi hayretle geriye çekildi etme, İnsanlık halidir. Olur ki be - Seni görende, üni görmüş kimin ola -İnim hacetimi sen göremezsin. Banalnun içine alıp bir lâhza düşünceye var- bunu dobra dobra söyle. Kat'iyen gî:ı- cenmem. Ben feleğin çemberinden yüz defa geçmiş, talih fırınına girmiş, çık- mış, hâs ekmek gibi pişkin bir adamım. |Esasen şu andaki derdimi senden gay- nin demindenberi sessiz — şahidi olan Takvorun da gözleri yaşarmış, yürek - leri hızlı hizli çarpıyordu. Sesi heye - candan titriye titriye, Torik: — Varol, hacı! dedi. Fnkat ben sanâ şu kadar veya bu kadar demeyim de, sen gönlünden ne koparsa, onu ver. Bir de sened hazırla da İmzalayım Ne olur, ne olmaz? — Ne olacağı vârdi? Heç! Menim, özüne, yirden gökke gadâr güvenim olup. Ne çök d sen, di mene ve - rem, — Bilmem ki? Üç yüz Türk Hrası yeter sanırım. — Yoh! Bura gurbetti. Beş yüz ve - rem. Min mark edup, — Sen bilirsin. Hüseyin Abbas Kuli — kasadan bir deste banknot çıkardı; saydı: Ön tane yüzlüğü Toriğe teslim etti: — Sened, menet istemez. — Olmaz. Mutlaka bir sened vere- yim. — BSen ölesen, almazım! Yemin büyüktü. Torik, Abbas Kuli- nin elini tutup, zorla — kendine çekti, öptü. — Allah razı olsun! etti. Ve en sonün - da: — İşte, dedi; va- ziyet bu! — Eğer bana itimad e- dersen, — elinden ne gelirse — yardımı - ni bizden — esir - geme., Ben kendim kopuk bir adamım. | On param yoktur. Velâkin, söz bir,| Alla bir, İstanbula Hider gitmez, bize vereceğin parayı Babalığım — Gurabi efendiye — ödetirim. Yok, eğer vaktin, balin buna müsaid değilse, o da başka. O vakit te sen sağ ol! Hüseyin Abbas Kuli sakalını avucu- dı. Sonra, elile Toriğin dizine vurarak: — Bah, Toriğefendi, şekkerim.. de- di. İlle bu dükân, hemi bu mallar, ga- sanın içindeki çaffel dirhemüdinar.. hemmisi, hemmisi özünündi. Ne isti - Mi? dedi. — — Yoh! İlle özüm bir Meşdi Câfe tanaram., indi mürd olup. Yeddi iklim, Çür küşede nâmlı gişidi. Anm menki- - beleri hemi dillerde dâsitandi. K İşte ben de onu söylüyorum. — Anı diyersen, da? — Evet. — Ya, sen kimsen? Adiın redl" — Torik Neemi: Adamcağız, bu defa yerinden siçta- Meşhedi Câferin o anda hayali gözle- risine de açmam. Bizim rahmetli moruğu rinin önünde, bütün fezallile canlan -wmnı_vonun onu seviyorsun diye sana mış gibi idi. Abbas Kulinin ellerini açılıyorum. Benim kim olduğumu da tutarak, cevab verdi: Janladın.. uzaktan tanışlığımız da var- — Ne ben öleyim, ne de sen öl, hacı! | mış.. işte, bütün bunlara — güvenerek Eş, dost daima sağ olalım. Şimdi bentm|bir hasbihaldir ediyorum.. anladın senden bir ricam var, Derdimi ben an-| mı? latayım da, merhemini bulmak, ilâcını| — Beli! Anliyürem.. di baham gar- vermek senden. Ama, dinin hakkı için, bak, peşin and veriyorum, kıl ka- dar kendini sıkıp, doğruyu söylemezlik dâşım, Torik Necmi, başlarından geçen ma- yersin, gaç istiyersin a) Özün, değil mi Meşdi Câferin yârı gârı, hemrâhı vefadârı, gardaş ve gafadârısan? Me- nim de dünya âhıret pederim, dâde- — Özünden de eyle! Mağazadan çıktılar. Sokağa adım 2- tar atmaz, Takvor Toriğe sordu: — Bu ne kiyak adam, 70? Hepisi de rim, ferzendimsen, Arkasından da, Almanda olarak, fakat kendi şivesile tezgâhtara seslen- i: — Şauen zi, çöpoğli! Bringen zi mir gassanın enahtarlârın! böyledir, bunların? — Evet, Azizim! İrantlerin hemen hepsi de böyle, vefakâr, dostlarına dost insanlardır! Yazık ki sen bizim rahmetli Meşhediyi tanımadın. Dün - yada misli bulunmıyan, temiz ve yük- cerayı mindibab flelıınn’ hikâye ! Bu karma karışık Almancayı tez-|sek ruhlu bir adamdı! - (Arkası var)