Avrupa meselesi — Südetler haklıdırlar.. Madem ki Al- mandırlar. Almanyaya tâbi olmalıdırlar. , — Hayır, Çekoslovakya haklıdır. Bu hükümet coğraff ve siyasi vaziyete göre teessüs etmiştir. Bir parçasının koparıl- ması, en büyük hata olur, , — Südetlerin Almanyaya ilhakıma de- ğil, fakat kendilerine muhtariyet veril - mesine taraftarım. — Bütün bunlar birer fikirdir. Şu da var ki.. bugünkü vaziyet fikir üzerinde münakaşa etmek için zaman bırakmıyor. Yarın, öbür gün bir harb patlıyabilir. Dünya karışır.. kan gövdeyi götürür. Bir an evvel iyi, kötü bir karar ver - meli, ve meseleyi gürültüsüz, patırtısız halletmeli.. böyle yapılmazsa çok fena o- lacak. — Evet bu doğru, derhal bir karar ver- mek, ve işi yoluna koymak icab eder, Bana soöruyorsunu: — Bu konuşanlar kimlerdir? Cevab veriyorum: — Kim olacak; ben, siz, Ahmed, Meh- med evde konuşuyoruz, kahvede konu - şuyoruz, birbirimizi arayıp buluyor, ko- nuşuyoruz. Gülüyorsunuz: — Bizim konuşmamızdan ne çıkar ki.. — BSüdetler haklıdırlar, Almanyaya il- |hak edilmelidir. — Bu, doğru olmaz şimdilik muhtari- *ıytt vermeli, — Hayır, hayır.. ne ilhak, ne muhta - riyet. Bugünkü vaziyeti aynen, muha - faza etmek her cihetle muvafıktır. — Ben de ayni fikirdeyim.. — Fakat harb! — Olmaz, velevki olsa bile, bugün ola- cak harb bundan beş sene sonra olacak - tan; daha az tehlikeli, daha az zararlıdır. — Hepsi neyse. fakat şimdi alevli bir ateş karşısındayız. Bu ateşi velev ki kısa bir zaman için söndürmek gerektir.. — Bu çok doğru. En evvel yapılacak iş, bugünkü gayri tabitliği gidermektir. — Bu nasıl olur ki? — Niçin olmasın.. kolay. Gene bana soruyorsunuz: — Bu konuşanlar kimlerdir? Gene cevab veriyorum: — Kim olacak; İngiltere, Fransa, Ttal- ya, Almanya, Çekoslovakya. — İşte bu mühimi Diyorsunuz.. Amma bu sefer ben gülü- yorum: — Onların konuşmalarından bir şey çıkacak mı ki!.. İrmet Hulüsi Avrupanın en yüksek noktası Avrupanın en yüksek — noktası Kafkasyada Eb - burz dağının te - pesidir ve 18.538 kadem yüksekli - ğindedir. En al- çak nokta da Ha- ver denizinin sathıdır. Burası deniz sat- yndan 86 kadem alçaktır, * İlk tulumbanın mucidi — > Tittr Yangın tulumbasının ilk mucidinin milâdi 250 senesinde yaşamış olan İs- kenderiyeli Ctesibius olduğu söylenir. İlk buharla işleyen tulumba 1830 da bir İngiliz tarafından yapılmıştır. ; * Bir harb kadar zarar veren böcek Avrupadan tesadüfen — Amerikaya vapurlarla nakledilen bir buğday bö - ceği Amerikada o kadar fazlalaşnıış ve Amerikan ziraatine o derece zarar ver- miştir ki bu zararın derecesi, harbiu mumide yapılan rafı geçmiştir. l Yılanlara karşı can kurtaran! Antiy adaları bundan birkaç se- ne evvel yılan - farın — istilâsına uğramıştır. Bu ze hirli — hayvanlar adaları oturulmaz bir hale getirdik- lerinden buna ça Te olmak — üzere yılanın — müühiş bir düşmanı olmakla maruf Mangust denilen hayvan getirilmiştir. Filvaki Antiy adaları kısa zamanda korkunç müstevlilerinden temizlemmiştir. Fa - kat bu defa Mangust"lar halkın başına belâ kesilmiş ve kümes hayvanlarım imha etmeğe başlamışlardır. Adalılar, şimdi, bu âfetten kurtulmağa çalışı - yorlar, * Manevi evlâd rökoru kimde? Fransız — Cumhurreisinin Beynelmilel tıb tarihi kongresi ve Türkiye Kongre tıb tarihi cemiyeti- nin alâmeti farikasını bizim teklif ettiğimiz şekilde kabul etti Tıb tarihi cemiyetinin alimeti farikam Belgradda toplanan beynelmilel tib ta- rihi kongresine iştirak eden Türk heyeti, memleketimize dönmüştür. Tıb tarihi ü- zerindeki tedkiklerile tanınan genç âli- mimiz profesör döktor Süheyl Ünveri gören bir arkadaşımız, kendisinden kon- gre hakkında şu izahatı almıştır — 4 gün Zagrepte, 4 gün Belgradda, 3 gün Saray Bostada, 3 gün de Dubrovnik- te toplanarak kongreye iştirak ettik. En kalabalık heyet, Türk heyeti idi. Dokuz kişi idik. Türkiye hükümetini, Tıb Fakül- tesi dekanı Dr. Nureddin Ali ile ben tem- sil ettik. Koöngrede çok mühim, çok enteresan mevzular konuşulmuştur. Tıbbi ve mis- tik folklorlar, halk şiirlerinde tib mevzu- ları büyük alâkayı toplamıştır. Dr. Fuad Kâmil, Metine, Nureddin Ali, Saim ve ben 11 tebliğ yaptık. Bundan başka Yugoslav hükümeti Yu- goslavyada malarya üzerinde tedkikat yaptırmak üzere beni raportör seçti. 'Tarih ve ilimler akademisine aza inti- hab olundum. Bir içtimalna riyaset ettim. Beynelmilel tıb tarihi cemiyetine Türk aza olarak, Fuad Kâmil, Feridun Nafiz, Rusçuklu Hakkı, Âkil Muhtar, Besim Ö- mer, Metine ve Saim Seçilmişlerdir. Dr. Galib Ata ile ben evvelce aza idik. Biz Türkler, köngre haricinde olarak temaslar yaptık. Türk tıb tarihi hakkın- da dünya âlimlerile kanuştuk. Başta İ- talyan âlimi Kaporoni olmak üzere bir çokları tıb tarihi esasını, bizim tezimize göre değiştirmek icab ettiğine kanaat getirdiler. Baynelmilel tıb tarihi cemiyeti alâme- tamam |ti farikasını seçmek icab ettiği zaman, 1600 tane manevt çocuğu vardır. Çok| bizim teklifimiz veçhile Asyadan çıka- çocuklu bütün Fransız beşinci çocukları Cumhurreisinin tabi! olarak manevi evlâdı sayılmaktadır - lar. Bu çocukların küçük — adları, kız iseler Albert, erkek iseler Alber kon - ailelerinin on|rak garba doğru giden ve dünyayı 3 de- fa dolaşan yılan sembolü kabul olundu. Bu, medeniyetin Asyadan çıkıp Avrupa- 'ya ve dünyaya yayıldığını temsil etmek- tedir. Bütün millet murahhasları tarafından maktadır. Nitekim Cumhurreisinin kü | Türklere büyük bir sempati gösteril- çük adı da Alberdir. « Ben ne zaman Mes'ud olacağım! ,, Şöyle bir mektub aldım: — Ne hikmettir teyzeciğim? Bazı insanın talihi hiç bir zaman gülmü- yor! Benim sevgi ve kadın işlerinde- ki talihim de işte bu kabil talihler- den... Küskün ve aksi!. İnsan ha - yatta idealine rastlayınca sever ve.. içi titrer. Bundan ötesi boş! Onunla her zaman birleşip — mes'ud olmak mümkün değil. Yıllardır.. çocukluk ve toyluk za- manlarımda rastladığım — tiplerden hiç birile anlaşıp evlenmedim. Ni - şanlı nişansız tanıdığım — kızlardan sonraları ayrıldım. Şimdi evli oldu- ğuma da pişmanım... Ve ayrılaca - ğim da! Hercal değilim... Bu yılki seyahatlerimden birinde bir kızla ayni kampartimanda bu - Tunduk. O: Enstitü talebelerinden.. sarışım, etine dolgun, yeşil — parlak gözlü, el ve ayakları mevzün, gö - ğüs ve kalçaları vücüdüne — uygun, saçları ipek, sesi tatlı.. hele konuş - ması ve söz arasındaki gülüşleri öy- le âhenktar ki içi burkuluyor in - sanın! İşte bu idi: Benim — idealim. Eğer o benim olsaydı hayatta başka bir şey istemezdim Tanrıdan! Bü - tün varlığımı onun benliğinde eri - tir, katlanırdım her şeye! Fakat o Enstitüde, ben hayatın — içindeyim. Tesadüfün bana gösterdiği güzelin beş saatlik arkadaşlığı bana bir da - kika kadar geldi. Dakikalarca onu seyrettim, inceledim. Her şeyi, her bhali arzuma uygundu — onun! Sanki tahteşşuurumdaki hayal tecessüm etmişti karşımda.. Otuz yaşındayım.. teyzeciğim, acaba ben ne zaman ve nasıl meş'ud olabileceğim?» ö Anadolu: Z. Z. Bu gencin sualine vereceğim ce - vab bir cümleden ibaret: — Masal söylemekten vazgeçti - ğiniz gün, TEYZE miştir. Gelecek kongre 1940 da Berlinde, 1942 de beynelmilel sergi dolayısile, Romada toplanacaktır. Kongre azaları müteakip kongrenin Türkiyede olması için arzularımı tekrar teyid etmişlerdir.» İş dairesi reisi İzmire gidecek İş dairesi relsi Enis Behiç, dün Anka- meaaesa d saneneeaana sannnnn radan şehrimize gelmiştir. Enis Behiç,| — Bunun üzerine zabıta derhal tah -| Belediye nizamlarına aykırı harektt dün öğleden sonra bir müddet iş dairesi | kikata başlamış, emniyet müdürlüğün-|eden esnaf, Belediye tarafından müfettişliğinde meşgul olmuştur. İş dai-| de ne kadar sabıkalının resmi — varsa,|takib edilmektedir. Bu cümleden resi reisi Ege ve Akdeniz vilâyetlerinde| bunlar müşteki İhsana gösterilmiştir.|dün de Galatada Enver ve Aliye aid bir tedkiklerde bulunmak üzere birkaç güne | Fakat, hiç bir ip ucu ele geçirileme -|lıkçı dükkânları, beşer gün müddetle k# dikten başka, böyle bir vak'a olduğuma | patılmıştır. iki ahbab çavuşlar : Akvaryom bekçisinin tedbiri kadar İzmire gidecektir. sızlıkların faili, garib bir tesadüfle, ya- kayı ele vermiştir. Evvelki gece, Çakmakçılar bekçisi,|celbetmiş, neticede İhsanın ceketinit elinde büyücek bir paketle yokuşu tır-İcebini kendisi keserek, emniyet direk” manan bir adam görerek, şüpheye düş-|törlüğüne böyle uydurma bir ihbardi müş ve durdurup muayene etmek is -| bulunduğu anlaşılmıştır. temiştir. Bunun üzerine meçhul şahıs tarak, kaçmağa başlamıştır. divenli bir mevkide ayağı kayarak, yu- varlanmışsa da düdük seslerini işiten diğer bekçiler de, vak'a mahalline ye- tişmişler ve kaçmakta olan adamı ya - kalamışlardır. Derhal karakola götürülen bu şah- sın Kayseri nakliyat ambarının gece bekçilerinden Derviş olduğu anlaşıl - |mış, sokağa fırlattığı paketin içerisin - den bir mikdar tiftik çıkarılmıştır. Ertesi günü ambardaki tiftik balya- larının üstünde yapılar — tedkikatta |hepsinden bir mikdar tiftik alınmış ol- duğu, tesbit edilmiştir. Bunun üzerine suçlu Derviş müd - delumumiliğe teslim edilerek, tahki - kata başlanmıştır. Diğer taraftan Kayseri ambarı di - rektörlüğü de, uzun müddettenberi An karaya sevkettikleri tiftiklerin — eksik olduğuna dair şikâyetler vukubuldu - ğunu, müessesenin bu şekilde bir hay- li tazminat ödediğini, zabıtaya bildir - ymiştir. Hattâ bu yüzden nakliyata memur olan bir çok kişinin de, şüphe Üzerine işlerine nihayet verilmiştir. Bu suretle uzun zamandanberi tif - tik balyalarından gayet — ustalıklı bir şekilde çalman tiftiklerin faili, bir te- sadüfle yakayı ele vermiştir. 'Tahkikatla meşgul olan Cürmü - meşhud müddeiumumtsi Orhan Köni, şimdiye kadar yapılan muhtelif sirkat- lerin tamamile tesbiti için, evrakı 2 in- ci şubeye göndermiştir. Bir cürüm tasnii davasına başlandı Müddelumumtlikçe, bir tasnii cü - ve resmi mercileri iğfal hâdisesi etrafında, tahkikat — yapılmaktadır. İhsan isminde biri zabıtaya müra- caat ederek, bir yankesici tarafından 105 lira parasının aşırıldığını söylemiş ve: — «Tütün gümrüğünde Abudefendi hanına doğru, koşarak gidiyordum. Bu sırada nasıl oldu, bilmiyorum. Cebi min jiletle kesildiğini hissettim. Va - ziyeti ben kavrayıncaya kadar, cebim kesilmiş, ve içindek; 105 Hra para da, uçup gitmişti. Bir yankesicinin oyu nuna uğradığımı anladım. Fallin ya -|2 kalanarak, adaletin pençesine teslimi-| edilmiştir. ni ve paramın da bana iadesini istiyo - rum.» demiştir. RENYIDİYİ , ; '.ı' h A gece bekçisi yakalandı Bekçinin ötedenberi ambardan tiftik çaldığı anlaşılarak tahkikatın ikmali için suçlu zabıtaya verildi Kayseri Ümid makliyat ambarında|dair en küçük emare — de görüleme * uzun müddettenberi vukua gelen hır-|miştir, elindeki paketi bekçinin önüne fırla -İzahür edince, bu garib — vak'anın Her ne hdır.klçln adamın peşin- | Müddeiumumilik, suçlunun bu işi 1f den koşan bekçinin biraz ilerde mer -| gibi bir menfaate istinaden yaptığıllkı -nıçıhnlınAlimçunuiurıtnmiş" T TÜ İK Bu arada müşteki İhsanın ellerin * deki jilet yaraları da nazarı dikkatf Hâdisenin mahiyeti bu şekilde te * İhsan, müddeiumumiliğe wxilml.ş’.&l tahkike başlamıştır. Neticede, suç sübüt — mertebesindt görülerek, İhsanın resmi mercileri iğ” fal suçundan, Asliye ikinci ceza mah * kemesine verilmiştir. İhsan eski iddiasında ısrar etmekti” dir. Bir hırsizlik iddiası hakkında tahkikata başlandı Bir sirkat hâdisesi etrafında, adli * yece takibata geçilmiştir. Suçlu Ahmed Yenikapıda gazino * culuk yapan Mehmed Çakırın otomo * biline girerek, ceketinin cebinden 2000 lira para ile, altın saatini çalmıştır. Müddeiumumilik tahkikatını il etmiş ve hâdise Asliye 3 üncü cezayf intikal etmiştir. Suçlu, hakkındaki lddiayı reddet * mektedir. Muhakemesine gayrimevkü olarak, devam edilecektir. Camiden ayakkabı çalan bir hırsız yakalandı Dün Sultanahmed birinci sulh cezf mahkemesinde enteresan bir vak'asının duruşması yapılmıştır. Ali isminde bir adam körkütük s8f” hoş olduğu halde Kocamustafapaşa Cö” miinin avlusundan geçerken ömründü ilk defa bir namaz kılmağı düşüneret camie girmiştir. Fakat bu sırada sar * hoş olduğunu hatırlamış, sevap işliye” yim derken günaha gireceğini düşün? rek camiden dışarı çıkarken müezzi * nin kapının yanında bıraktığı ayakki” bılarını görmüştür. Orada bir an duraklıyan Ali: «Mademki sevap işle * yemedim, şuraya gelmişken boş - git ” Mmiyeyim>» demiş ve kunduraları cek€” tinin altına sıkıştırarak oradan savuf mak isterken camiin imamı ile karşı laşmıştır. Alinin bir takım gayri tabf hareketlerinden şüphelenen imam yanıma çağırmış, gelmediğini görünti büsbütün şüphelenmiş ve peşini taki be başlıyarak rastgelen bir polis vasi” tasile üstünü Aaratarak — kunduralsi meydana çıkartmıştır. Cürmümeşhud mahkemesi huzurt” ay 10 gün hapis cezasına mahi rerereeseecerereearrenenerner A” İki bahıkcı dükkânı kapatıldı ee