Gary Couper «Markopolonun Sergüzeştleri» filminde SON POSTA Gary Couper'in Gönü - Maceraları Seviştiği Kadınlar € Clara Bov © Evelyn Brent © Lupe Velez © Claudet Colbert €© Sandra Shav €© Mis Davis Gary Cooper, tam manasile güzel "i; adam değildir. Açıkd:ııvi ıl:de:;îkîıı tatlı bakışı sayesinde Sinem y yüz binlerce kadını kendisine bağlamış- hl;im'üx on altı yaşında iken lehl;:: bir otomobil kazasına uğramıştır. “e disini tedavi eden ve bu arada ingil öğreten Mis Davise âşık olmuştur. — Yaraları iyi olunca, .w yve mı mesini hemen unütü' y el 17 yaşında iken Amerikanın en buy:ınlî sanayicilerinden birinin On sekiz ğ:'un- daki kızına delice âşık olmuştur. . Ja evlenmeğe karar vermiş, hemen merasimi yapılmıştır. Fakat SA geçmemiş, bilinmiyen bir ıcbebue!â çi layı nişanlısını ire terkederi babasının çiftliğine çekilmiştir. ür Bir inüddet sonra Çlara Bow ile DT- likte (Boşanmanın cilveleri) !ılmln(l] cıv virirken ona âşık olmuştür. Bu aşk Gür) Cooper'in en kuvvetli aşkı olmuştur. Çapkın yıldız Clara Bow, velâ hissetmez gibi görünmüştür; az sonra birbirlerini — çılgınca sevmeğe başlamışlardır. Oğullarının böyle hDPP: mizac bir kizla evlenmesini istemiye annesi ve babası kızı bu aşkından VAZSE çirmişlerdir. Iwr içyüzünü bilmiyen Gary Çco:;: pek çok üzülmüş ve nihayet SİNir bi ranlarına tutulmuştur. San'atkâr bu q'îı-uıfı Bvciyn Brent ile unutmuştur... Fakat bu yıldıza karşı sa —mimi olamamıştır. y Bundan sonra talih karşısma esmer EÜ> zeli ve <cinsi cazibe kraliçesi» diye a7i lan Lupe Velezi çıkarmış ve & üddetli bir başlamıştır. a Kıskanç rqn:!u olan Gary Cooper bü sırada .Ğu- surette külât ile iyileştikten gitmiş ve dönüşünde Mmamile unutmuştur. Cisudette Colbert ile bir "-Bundan sonra Gi9tee . Bu filmde de gonra — Avrupajy de Lupe Velezi ta- aradan çok! ralarında | simindi | sergüzeşt! hastalanmıştır. Müş-| “Kadınların sevgilisi ,, a dını taşıyan bu açık mavi gözlü san'atkâr sevdiği bütün kadınları kıskanmış, sinir buhranları geçirmiştir. Bug evlidir ve: “Eskiden evl ölüm olduğuna kanidim, yanında mes'ud gün Gary Couper en son filminin aşk sahnesinde psız yıldızına âşık olmuş, gene ratına tutulmuştur. Bu se- hate çıkmış, avdetinde Genç Frai bir sinir buki for Afrikaya seya iddi bir surette işe Ko, zz unda arka arkaya tam on üç flm rmiştir. On üçüncüsü bu sinema mev- be ırrn: seyredeceğimiz (Markoapolonun teri) filmidir. Bu film Avrupa- da büyük bir rağbet kazanmıştır. ry Cooper bu on üç filmi üç senede Z "i u arada Sanüra Shaw &- lışması çevirmiştir. B , dinda 21 yaşında az tanınmış bir akiris , Herkesin dikkat nazar- mmiştir.. ae san bu kadar uçarı bir &- larını çeken Şey, yulmuştur. Bu ça- | ün Sandra Shav'la enmenin bir erkek için ilk fakat şimdi Sandra'nın ler geçiriyorum,, Giyor dam olan Gary Cooperin hâlâ karısı ile aşamasıdır... Bu yü :ı altı ayâ varmadan boşanacağına dair bahse tutuşanlar bile çok olmuştur. Gary Cooper bizzat anlatıyor... Gary Cooper <«hayatı. aşkları ve ev- lenmesi> hakkında kendisine sorulan su- allere çu cevabı vermiştir: e— Evlenmemin başkalarını neden bu kadar alâkadar ettiğine akıl erdiremiyo- rum. İyi hatırlıyorum. Henüz tahsilde i- ken izdivaç hakkında bir takım fikirle- rim vardı. Bugün ise bu fikirlerimi de- ğiştirdim. Sandraya rastgelmeden evvel de ev- Jenme hakkında bambaşka fikirler taşı- yordum. Hiç evlenmiyeceğimi de söyler dururdum. Evlenmenin bir erkek için ilk ölüm olduğuna kani idim. Şimdi fikirlerimi değiştirdim. Sandra- nın yanında mes'ud saatler ve günler ge- çirdiğimden olacak... Sinemacılarımızın Hazırlıkları Sinema mehafili ile temasta bulunmak ve film seçmek üzere bundan bir ay ka- dar evvel Avrupaya giden (Melek) ve (İpek) sinemaları müdürü İhsan İpekci şehrimize dönmüştür. İhsan İpekci bu İmevsim için Amerikan, Fransız, Alman, İngiliz prodüksiyonlarından en iyilerini ve en güzellerini angaje etmiştir. | Diğer taraftan genç sinemacı ve film- |cilerimizden Bay Cemil Filmer ve refi- kası, film ve sinemia mehafili ile temas- lar yapmak ve bu arada en yeni ve en İcazib fümleri angaje etmek üzere Paris Iv: Londraya gitmişlerdir. Seyahat bir ay kadar devam edecektir, Angaje edilecek filmler - Beyoğlunda Parmakkapıda yeni yapılmakta olan ve Cemil Filmer tarafından kiralanan bü- yük ve muhteşem sinemada önümüzdeki mevsimin başlangıcından itibaren birinci vizyon olarak gösterilecektir, Dört gür;de devriâlem yapan tayyareciler İlk merhale olan Parişe o kadar erken vasıl olmuşlardı ki istikbal hey'eti bile henüz meydanda yoktu, hava meydanı memurları itizar beyan edecek oldular, fakat tayyareciler bunları dinlemiyorlardı... Hughesin Bayfalarını umumiyetle harb, cinayet, ls- yan haberlerile doldürmiya — mecbur kalan dünya gazeteleri, iki gündenberi bu sayfala- rı beşeriyet önünde geniş ufuklar açan şe- vinçli bir bâdisenin heyecan'ir süslüyorlar. — Amerikalı Howard Huxhesa ve dört ar- kadaşı, döürt günden kısa bir müddet içinde hava yolu ile bir devriâlem sayahati yapmiş- lardır. Muhtelif safhaları, telgraf haborlerile kı- saca bildirlen bu cihanşümul seyahatin İlk yaorhalesi olan Nevyork - Paris uçuşu, bütün tahminlerin fevkinde olarak 165 saat gibhi kısâ bir müddet içinde yapılârak, dünya ef- kârı umumiyesinde derin bir hayranlık ve takdir hissi uyandırmıştır. Amerikali kahraman tayyarecilerin Pa- rise varışlarına bizzat şahid olan Fransız ga- setecisi Jean Flcury Intıibalarımı göyle an- latmaktadır: — BSaat 16.5$! Bourget- tayyare meydanı tamamen tenhadir. Meydanı çeviren par- maklıklara yaslanımış olan bam meraklılar, Avrupa merkezleri arasında günlük seferle- rini yapan muhtelif yolcu tayyarelerinin ha- reket ve varışlarını seyretmekledirler. Anmzın, parlak kanadlarile bulutları ya- rarak meydan üzerinde beliren bir tayyare, gittikce artan bir homurtu ile yere inerek, bir müddet zpizya, hopliya ilerledikten son- ra nihayet duruverdi. 'Tayyareyi gören Bourget memurlarından biri hayretle gözlerini açarak: — Bu da ne? Acaba bir turist mi? Tuhaf gey, plâkası da Amerika plâkasıdır. dedi. Bu esnada, tayyarenin oturma — yerinin kapısı açılarak uzun boylu, zayıf, saluk çeh- zden evlendiği Sira-|reli ve sakalı gelmiş bir genç, sırtında gri bir kostüm ve başında maron bir gapka taşı- dığı halde yere indi ve kendisini karşılıyan memura: — Ben Howard Hughes'um, dedi. Bu sırada dört uzun boylu genç daha, tay- yareden çıkıyorlardı. Memur bir tercüman çağırdı. Tayyarecinin damini işiten tercüman, arkadaşı gibi hay- retle gözlerini açarak: — Pakat.. Bu kabil değil! diye mırildan- dı. Howard Hughes ancak saat 21 de buraya varmış olacaktı. Eyvahlar olsun. İstikbal he- yeti de henüz gelmedi. Maron renkli şapkasmı kaşlarına kadar indirmiş olan Hugbes, tercâmanın izhar et- 4 bu maheubiyete kulak asmıyarak, teliş- yetişmiş olan Bourget meydanının ku- mandanına hitaben: | — Üç bin iltre benzin isterim. Bu mikdar Moskovaya kadar kâf| gelecektir. Depoları- Wm'.ıı derhal doldurabilir. misiniz? diye sor- du. Derhal, Yiydcek ne istersiniz? Bir ara- ba dolusu hazırlamış bulunuyorus, — Tavuk... 15 şişe maden suyu ve bilhassa meyva... Mümkün mertebe çok meyva, — Sigaramız dâ vardır. — Bırakın sigarayı. Tayyarede o0 kadar meşgülüz ki, siğara içecek vaktimiz yoktur. Bu muhavere cereyan ededursun, Ameri- kanin Paris sefiri Willtam Bullitt, küçük kı- zı ve onun bir arkadaşile birlikte tayyare meydanına vası! olmuş bulunuyordu. Betir, kendisine hâs bir samimiyetle va- tandaşlarının ellerini sıkarak — kendilerin! tebrik ettiklen sonra, bu kahraman havacı- ları istirahate davet etti. Hepsi, sengin bir sofra etrafında toplandılar, Maron renkli şapkasını başından ayırmı- yen Hughes, pek az yiyordu. Zihni meşgul ve çebrezi çok ciddi idi, Halbuki diğer arkadaş- ları büyük bir iştiha De yemek tabaklarını boşaltıyorlardı. Bir aralık sofradan kaybolan makinist, tekrar dönünce Hughes'in kulağına eğilerek bir şeyler söyledi. Bunun Özerine ikisi birlik- ta tayyarenin bulunduğu yere giderek, maki- neyi Mmuayene ettiler. Nevyorktan hareket- leri esnasında bir ârıza olmutu. Bunun tâmi- |ri icab ediyordu. Bourget'nin kumandanı derhal yardımla- İymna yetişti. Arırayı muayene eden Fransız |teknisiyenleri, bunun ancak 5-6 satte tümir edilebileceğini söylediler, Hughes'un çehresinde bir teessür ifadesi tayyaresi belirdi. Fakat olan otlmuştu. Başka çare yok- tu. Geceyi Pariste geçireceklerdi. Bu arada, meşhur Avusturyalı kadın tay- yareci Miss Jean Batten FPransız kadın taye yareci Maryse Bastle de Bourgot'ye gelerek, l&;ıhu ve arkadaşlarını hararetle tebrik ete T Nihayet Howard Hughes yatmıya karar verdi ve Bourget'dek! rahat yataklara tercih ettiği tayyaredeki kabinine çekildi. Diğer arkadaşları ise, el'an ziyafet sofrasından ay- nlmiyorlardı. Bourget meydanın radyo memuru, elinde bir telsizle ziyafet salonuna girerek: — Katherine Hepburn tarafından Huzhes için bir telsiz telgraf vardır, dedi. Filhaktka, bu sevimli sinema yıldızı nişan- ha Howard Hugbes'u tebrik ediyordu. Birkaç dakika sonra Amerika cumhurrelsi Ruzvelt'in tebrik telsizi de yetişti. Hughes'u uyandırmamak için arkadaşları bu telgraf- ları alıkoydular. Nihayet, gece yarısından az sonra maki- nedeki ârızanın tümir edildiği haber verildi ve beş kunadsız kartal, kendilerini bekliyen tayyareye tekrar binerek, alkışlar — içinde, kuvvetli projektörlerle gündüz gibi aydınla- tılmuş olan Bourget meydanından hareket ettiler, Birkaç dakika sonra, havada tedricen yük- selen parlak bir cistm, gark istikametinde, kapkara ufuklarda sür'atle kayboluyordu. Kartallar artık bulutlara karışmışlardı. Nevyork'da Nevyork, 15 (AA.) — Hughes, tayyaresini Stop ettirdiği zaman, tayyare karargâhında alınan mühim zabıta tedbirlerine rağmen, dünya turunu yapan tayyarenin etrafı, bü- yük bir kalabalıkla çevrilmişti. Binema operatörleri, ve fotografcıilar dün- ya turunu 4 günden daha az bir zamanda yapmıyâ Mmuvaffak olan kahraman sporcu tayyarecinin resimlerini tesbit için birbirle- rile rekabet ediyorlardı. Hughes, etrafı motosikletli polislerle ceve rilmiş ve bayraklarla donatılmış bir otomo- bil içinde tam saat 19 da alkışlar arasında tayyare meydanını terketmiştir. Hughes, şu beyanatta bulunmuştur; «Bütün sefer esnasında kendimisi, hiçbir zaman tehlikede görmedik. Dünya turunun meşakkatlerine rağımen, pek de 0 kadar yor- gun değilim, bilâkis eğlenceli bir sefer teşkil eden bu seyahatten çok memnunum » Hughes ve arkadaşları dünya turunu 4 günden 8 saat daha az bir müddette yapmak süretile 1933 senesinde Kost tarafından kurü- lan rökoru hemen yarıya indirmişlerdir. Hughes seyahati hakkında daktilograf ile yazılmış 40 sayfalık bir rapor hazırlamıştır. Tayyarecl sefer esnasında şimali Siberyâ sahilinin haritasını tesbit etmeğe muvaffak olmuştur. Nevyork otellerinden hirinde bulu- nan tayyareci öğleye kadar uyumak arzustte nu izhar etmşitir. Öğle zamanı belediye da- tresine giderek şerefine tertib odilen ziyafet- *e hazır bulunmuştur.