Hava faciasının kurbanı dün göz yaşları arasında gömüldü Cenaze merastmin (Baştarafı 1 inci sayfada) * Evin içi bir fırtınadan sonra yıkık dökük kalmış yerlerin harabisini € r, İçindeki eşyaları boşaltılmı, bir oda... Di ı'ııı'k koltuklar.. Muşambaların üstünde cenazeyi kal- dırmağa gelenlerin tozlu ayak izleri ve boş odanın muşamba zemi kısacık kopmuş pembe ve beyaz karan- filler... Beni içeriye kabul eden bayanlar ağ- liyarak söylüyorlar: — Naşide cenazesini buraya getirtti. Du- ha evi bozulmadı. Evinden çıksın tabutu di- ye istedi. Yarım saat kadar tabulu buraya çıkardılar, Yarım saat onu tabutun yanın- dan alamadık. Ağlıyor, tabuta sarılıyor, he- pimizi yanından uzaklaştırıyor: — eBırakınız | beni, onunla son defa olarak biraz yalnız kalayım!» diye feryad ediyordu. Naşidenin ye'si sön derecedir... Onu cenazenin arkasın- dan gitmekten ım:nedmdn BSonra bayanlardan bir tanesi, eski güzol- | tik kraliçemizin bu fena haberi nasıl aldığı- | ni anlalıyor: — Evvelâ Ezkişehirden fabrikaya telefon etmişler, fabrikadan erkek kardeşi, onlar- dan kız kardeşleri düymuş. Gelip Naşideye | , haber vermişler. Naşide yemek yiyormuş. A- Bırdır, yaralıdır, filân deyince anlamış: «Öl- dü değil mi?» diye sormuş ve bulunanlardan biri başını eğince vaziyeti anlamış. Küçük kını Meral henüz faclanın farkında değil, E- sasen anlıyacak yaşta “da değilmiş... Bayan Naşidenin müdhiş bir keder içinde olduğu söyleniliyo İkinci gidişimde gene avdet etmemişlerdi. Evde bekleyenler endişe içinde idiler: Naşide çok fena bir halde idi. Muhak- kak yolda bayıldı filân, bir şeyler oldu. Diye üzülüyorlardı. Gene bir çeyrek kadar | p: bekledim. Ve birden pencerenin önünde on- | ları bekleyenlerden biri: | € Diye içeri haber verdi. İçeri girer girmez bir yabaneı ile karşılaşmamaları için beş da- kika sonra tekrar dönmek üzere apartıman- dan ayrıldım Mordivenlerde Naşide Saffetle karşılaştım. Genç kadin bitkin bir halde idi. Erkek kar- deşi kolunu beline sarmış, o yorgun başını kardeşinin amuzuna dayamıştı. Hıçkira hiç- kıra merdivenleri çıkıyor, daha doğrusu mer- divenlerden onu çıkarıyorlardı. Daha aşağı de eski güzellik kraliçesinin kız kar- enilen sarışın ve güzel bir ir kolonya şişesile ağlıyarak 'ordu. tekrar kapıyı — çalarak aşlde Batfetin erkek kardeşi Bey Şeftk'i ları taranmamış, yüzü tabil ve boyasız olan ik kraliçesi düz, sade ve siyah elbi Jeri içinde şayam merhamet derecede sol- gundu. Elinde, çelenklerden kopardığı pek muhakkak olan kırmız! bir çiçek tutuyor. Bu- gün Ankaradan gelmiş genç ve güzel bir ar- kadaşımın omuzuna başını dayamış, ağ du. Odada akraba ve dost birçok bayanlar yardı. Tabli bütün çehreler soluk, bütün göz- ler yaşlı ve bütün çeneler kısılmıştı. Bu ma- temli sessizlik içinde Naşide Saffet! omu- zunda tutan genç arkadaşının bir fısıltı ha- linde ona söylemekte olduğu teselli sözleri bir fesılti halinde işitiliyor ve yanımızdaki gBenç kadının dürmadan Ah!I... Aht... Al Diyerek ağladığı genç dul kadın; Ona her an binme erdim. Bendi gizli binerdi. Her zaman çok Mmerak ederdim onu... diyordu Gi rin talihl olmazmış!... Zavallı tu- kadın! e Güzel çocuğile güzel kadınını ölümile büy- la perişan bırakan mühendis Salâhaddin & Memleketimizin de- | hi yada, yüksek müh lk tahi asada yapmıştır. | S1 de ye dönmüş, hava müsteşar- tığında çalışmıştır duyuluyordu. Arada hir Sen binme. ini Jlanmuş Makinist İlhami yazalı olduğu için den bir intıba kurmuştur. İçinde kazaya uğradığı tayyare kendi tipl bir tayyare id. Bon zamanlarda gecesini gündüzüme katp bu tayyarelerin imalâtile meşgul oluyordu. Bu tayyare Doub- le connande'k bir tayyare idi. Hava kurulu kendilerine bu tipte ön tayyare ismarlamış- tı, Bu ismarlanan on Çayyarenin ikincisi i- di. Salâhaddin kendi tayyaresini biszat ken- di götürmek istemiş, gerek zevcesi, gerek ar- kadaşları wrarla kendi kullanmamasını söy- ledikleri halde 0: «Yaplığım tayyürenin her hangi bir şeyinden kendim mes'ulüm, ben götüreceğim» demiştir. Hattâ kaza osnasında — yanında bulunan makinist İlhamiyi dahi beraber almak iste- memiş. Eskişehire tecrübeler yapılmak üzere gidi- yormuş, İnönünde tayyare şehldleri için ya- pilan törene inmek istemiş, bir tarlaya in- miş, bir tümseğe çarpmış ve kabotaj olmüş- tur . Orada bulunan insanlar bir ara havada bir tayyare görmüşler. Arazi müsald olmadı- Bi için ineceğin! hiç tahmin etmemişler. Ye- mekte bulunulduğu için de facla görülme- miş. Ziyafetten sonra kazadan haberdar 0- tayyareden çıkabilmiş, fakat birkaç adım at- tıktan sonra bayiılıp yere düşmüştür. Yetişildiği saman Salâhaddinin kalbi he- z atmakta imiş, fakat otuz kırk saniyedo bi Yaralı İlhaminin tedavisine hemen baş- lanılmış, fakat Salâhaddin orada vefat et- miştir. Nâşı Eskişehirdeki askeri hastansyo nakledilmiş ve zevcesine «Orada mı gömül- sün, yoksa İstanbula mı nakledilsin» diye sorulmuştur. Zevcesi İstanbula naklini iste- yince cesed tahnit edilmiş, Konya irenlle Lstanbula getirilmiş, bir gece Şişli Şifa haz- tanesinde bırakılmıştır. Fakat bununla da iztifa etmiyen karısı tabutu yalnız İstanbu- la değil, evine getirmiş ve kocasının tabutu evde bir müddet kaldıktan sonra dişari çı- imaştır. Cenaze, evinden kaldırılmış, Teşvikiye ca- mlinde namazı kılındıktan sonra yaya ola- rak Dolmabahçeye götürülmüş, oradan 0- tomobillerle Edirnekapı şehidliğine nakil ve göz yaşları arasında toprağa tevd! edilmiş- tir Cenaze moerasiminde başta Sabiha Gökçen olmak üzere birçok tanınmış tayyarecilerimiz ve diğer maruf sevat bulunmuşlardır. Merasime iştirak edenlerin göğsünde Sa- lâbaddinin birer siyah kordelâ ile asılmış Tesminden kokardlar bulunmakta idi. SUAD DERVİŞ Plânör fabrikatörü Nuri Demirağ, dün kendisile görüşen bir muharririmize facia etrafında şunları söylemiştir. Kazanın nasıl olduğunu Yalnız, şu cihetini anlatayım: Ben, kendisi- nin uçmasına kat'iyen tarafdar — değildim. Çünkü, çok iyi bir pllot olduğu halde, Izi ge- nedir uçmuyor, mütemadiyen fikir mesalsi yapıyordu. Bu tecrübenin, tecrübe pilotları tarafından yapılmasını istiyordum. Bunun | m, kendisini bir gün evyeline kadar sigorta bile ettirmedim. Fakat, tocrübeyi kendisinin yapmakta ısrar ettiğini ve — vazgeçirmenin imzânsızlığını anladım. Artık yapacak bir şey yoktu. Kazadan bir gün evvel sigorta et- tirmek mecburiyetinde kaldım. Kendisi, çok sevdiğim, iyi seciyeli bir genç- | t. Bu hâdiseden, diyebilirim ki, nilesi efradı kadar ben de müteessirim. Fakat, ne diye- üm?. Kader! biliyorsunuz. Konservatuvar halk şarkılarını toplıyacak Konservatuvar müdürlüğü — Avrupaya yeniden şarkı dinleme makinesi sipariş etmiştir. Makine Avrupadan getirildik- ten sonra, kansorvatuvar müdürü Ziya - nın riyaseti altında teşekkül edecek bir heyet, lamak alk şarkılarını ve m. üzere Anadoluya Bir otomobil bir adama çarptı Şoför “Razanın idaresindeki sobil Beyoğlunda Tü '0 geçerken o elvarda parak vücudünün mul 2440 Yeşilköyden Fet. hiye — karakterini soruyor: Az söyler, az neş'elenir. Keder- lerini, sevinçlerini meydana vurmaz, hâdiselere — karşı içli davranır. Ken- disini idare etme- sini, — teşviklere, teşcilere kanılmamasını bilir, Aceleci bir genç Yeşilköyden Ra. sim de fotografı nın tahlilini — isti- yor: Olduğu gibi gö- rünür. İçindekileri saklıyamaz, çabuk meydana — vüurur. İşlerine acele ka- rıştırır. Teşviklere kolaylıkla — kapıl- ganlık gösterir. Bir şey üzerinde uzun boylu tevakkuf etmekten, kayıdlara bağlı olmaktan sıkılır, e Çabuk küsen bir tip Erzurumdan Ne- jad imzasile * luyor: — Muvuafjfak ola- cak mıyım? Çabuk küsmek, yılmak ve üzüntü- lere katianmaktan çekinmek muvaf- fakiyet sebebleri- nin uzaklaşması yardım eder. Bu menfi sebebler crtad:m! kalkmakla muvaffakiyet yolları açılmış | olur. e Neş'eli bir tip Muğladan Salih Aydın imzasile so- vuluyor: — Muvöffak ola. cak mıyım? Hayatın icabla. rımna uymağa çal mak, icabında gül- mek, şen olmak ve kederlerle müca- dele etmek mu- vaffak olmağa delâlet eden hallerdir. e Sebatkâr bir genı; Taksimden Öz- dilek te karakteri- ni soruyor: Kanaatkârlığı aşan — duygularla hayatın zevk kasız kalmak iste- mez. Başkalarının ne pek ülü — yok- tur. Bazan asabi ve hırçın olur. Sebatkâr- lığı inadcılık mertebesine vardırabilir © Mes'uliyetten çekinen bir tip Adapazarından Hüseyin imz0 soruluyor: — Hangi — mes- lekte muvaffak o- Tacağım? Mes'uliyetie kinir ve kendi ba- şına ataklık — yap- maz, Başkalarının direktif ve müra«- kabelerine tâbi muayyen işlerde muvaf- fak olabilir. Son Posta Fotogral tahlili kuponu İ Fotograf Lahlili için bu kuponlardan B 5 adedinin gözderilmesi şarttır. PARA BiRiKTİRENLERE 28.800 Lira iKRAMIYE VERECEK Ziraat Bankasında kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesablarında en az $0 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a ile aşağıdaki Dlâna göre ikramiye dağıtılacaktır: 4 Adet 1,000 Liralık 4,000 Lira 4 4 40 100 120 160 500 250 100 50 40 20 DİKKAT: Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 2,000 1,000 4,000 5,000 4,800 3,200 liradan aşağı düşmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde 96 20 fazlasile verilecektir.. Kur'alar senede 4 defa, 1 Eylül, 1 Birinci kânun, 1 Mart ve 1 Haziran tarihlerinde çekilecektir. Üniversite A. E. P. Komisyonundan: Üniversite merkez binasının ön cebhesinin 456453 lira keşifli badana ve ta- mir işi 11/8/938 perşembe günü saat 15 de Rektörlükte açık eksiltmeye konul- muştur. İsteklilerin ihale günü 343 liralık müvakkat teminat Ve ihaleden bir hafta evvel İstanbül Bayındırlık Direktörlüğünden alınmış 3000 liralık bu gibi işler yaptığına gün Rektörlükte görülür. — «4511» Ankara borsası Açılış- kapanış fiatları 15 -7- 938 ÇEKLER Kapau ; 6.23 120,76 3,4925 6,6975 26,8916 696176 0),765 21,3875 1M LGST6 4.316 6, 925 23.7325 Açılış 620 126,72265 3,4776 6,615 28,7476 69,2076 GO, BZ 21,2825 1,136 1653 4,365 689 2362 5.80 0,9325 2,8576 56-195 91,965 Bomonti - Nektar Aslan çimento Merkez Bankası İş Bankası Telefon İtdlhat ve Değiz. Şark Değirmani Terkos S Açlış — Kapaaış i Gela 'Türk borcu 1 poşim L. Mi Dr. BESİM nuşeu 19 225 — 19.225 düâir vesika ve 938 Ticaret Odası kâğıdı ile gelmeleri, Şartname her- İSTANBUL Ticaret ve Zahire Borsası 15/7/938 Buğday yumuşak Buğday sert Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin — bütün — hakları mahfuz ve gımıgmiu aiddir. ABONE FİA'I'LARI TÜRKİYE YUNANİSTAN ECNEBİ — Abone bedeli peşindir. Adreş değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. "i 71 İstanbul Posta kutusu :