A yasofya meydanmı geçtim, yan sokaklardan birine sap- tum: »— Sana yürü, diyorum. Sesin geldiği tarafa baktım: — Yürü diyorum, şimdi ha!... Üç çocuktular, En büyüğünün yağı, se- kizden fazla değildi. İkincisi de ondan belki bir iki yaş küçüktü. Üçüncüsü ise görünüşe nazaran henüz beşinde ya vır.ı ya yoktur. İki büyük, küçüğü orlalarına almış- lardı. Küçüğün iki eli bir ip parçasile birbirine sıkı sıkı bağlanmıştı. Çocuk yü- rümekte güçlük çekiyordu. Büyükler o- muzlarına tüfek takar gibi, uzun dey- nekler takmışlardı. Küçük biraz geri kal- sa, sağa sola yalpa vursa hemen bağırı- yorlardı: — Yürü, diyorum.. — Oyalanmanın sırası değil! — Şimdi ha! Bu iki afacanın kendilerinden küçük birini yakalayıp, ona eziyet etmeleri hiç hoşuma gitmemişti. Yanlarına sokuldum: — Dursanıza!.. * Üçü birden durdular. İki büyüğe çı- KELEPÇE — Sizne yapıyorsunuz?.. Her ikiniz de büyüksünüz, o ise küçük, ne diye ona eziyet edersiniz?.. Üçü birden cevab verdiler: — Biz ne yaptık âmca, sen karışıyor- sun! Bu sefer küçüğe döndüm: — Seni kurtaracağım, bak sana eziyet ediyorlar. Küçük, zeki gözlerini gözlerime dikti: — Amca biz oyun oynuyoruz. Gene her üçü bir ağızdan söylediler: — Jandarmalık - maznunluk oyunu oy- nuyoruz. — 921991? — Biz ikimiz jandarmayız! — Ben de maznun! — Biz jandarmalar, bu maznunu ya- lancıktan tevkifhaneden mahkemeye gö- türüyoruz. Artık bir şey söyliyemezdim. Başımı önüme eğdim, yavaş yavaş yürüdüm. — Yürüsene, sallanmanın sırası değil! Başımı kaldırdım. Silâhlı iki jandar, ma kelepçeli bir maznunu ortalarına al- mışlar, yürüyorlardı. İsmet Hulüsi Köpeklerde irsi itiyadlar YY 2 3 ü AA Köpekler yatmadan evvel, yatmak için intihab ettikleri nokta etrafında birkaç defa döner, sonra yatarlar, Bu, irsi bir iti» yaddır. Çünkü yabani ek, geceliyece- ği yeri rahatlaştırmak otlu bir yer seçer, bu otları çiğniyerek yatırır, ken - disine bir nevi yatak yapar, sonra kıvrı- hrdı. Bugünkü ehli köpeklerin yatma - (dan evvel yatacakları nokta etrafında böyle anlaşılmaz bir surette birkaç defa dönmelerinin sebebi bu olsa gerektir. * * Tırnakları Üzerine Ruzvelt'in tercümei halini yazan adam Bir İncil sayfasını bir pulun üzerine yazanları işittik, fakat Amerikada bütün küçük yazı yazanları bastıran bir adam zuhür ettiğini bilir misiniz? Bu adam Parker isminde bir bekçidir ve parmak- larının tırnakları Üzerine cumhurreisi Rooseveltin hayatının bir hülâsasını yaz- D Baş açmak ve baş örtmek İngiltere mahke- melerinde bir hâ- kim bir katili ida- ma mahküm edip te hükmü okuya- cağı zaman — siyah takkesini — başına geçirir, Siyah tak- ke bir hâkimin merasim — eşyasın- dan biri sayılır. Eski İbranilerle eski Yu- nanlılar ve Romalılarda başı örtmek ma- tem alâmeti idi. Bu âdetin o zamandan Kadın Köşesi KD p kazanmak için Kudüse kadar yürüyerek gidecekmiş Çatalcada memnu mıntakada Ayııka—lanan suçlu bü iddiayı ileri sürüyor, fakat üzerinde bir harita bulundu ve kendisinin gönüllü bir teğmen olduğu anlaşıldı Küçükçekmece civarında memnu mın-| rı neşriyatta hakaret kastı bulunmadığıl! takada dolaşan Vilhelm Herbert Pinay -| bildirmiştir. f feld isminde bir adamın yakalanarak, ad-| Nazmi Nurinin yazılı mı'ıdı!ıınım*f" liyeye sevkedildiğini yazmıştık. ni mahkemeye tevdli ve müdafaasını ! Çekoslovak tebaasından olan bu adam | mali, Avni Bayer vekilinin de müdafı -- halen nezaret altında bulunmakta ve hak | namesini hazırlaması için, duruşma ta * kında tahkikata devam edilmektedir. Pa-|lik edilmiştir, | "ŞİĞMW&M.IM,İ&W evrakı| — Yaman bir kadın dostunu mi . » BLEREZTRAR DA F öldürmiye kalktı garib bir adamdır. Yeniden yapılan sor- Süleymaniyede kendisini bırakmak İS * gusunda şunları söylemiştir: tiyen dostu Bürhaneddinin bakırcı dük* ivi kânma giderek, üstüne hücum ile eibist” a , | — Ben, bir Çek misyoneriyim. Yalnız| Kân . l y ni ” a | SER aei W?:ıh hiç w":h meş- | Sini parçalıyan Zeyneb adliyeye verilmi" Şort. Ayni ketenden ayni boyda plâj | gul olmam. Kudüse Hacca gitmek üzere, | *" K mantosu. Sentürle yâkada kırmızı birer | Çekoslovakyadan hareket ettim. Fakat,| Kâdın Sultanahmed 3 üncü sulh ğî yıldız var. Madenden veya kumaştar | din kitablarına göre, Kudüse kadar yü - ::?l:ğî?ly:;md:e da Bürhanedd ptirilabilir. k gitmel ğ ışmış ve: ) İî:br;mılnm:nı:;;ku&nnx ş:ı':k F:ıî — Seni öldüreceğim. Sonra da, Ağırct” rüyerek çıktım. Vu"ov.' Bükreş, Bel - zada 15 seneye mahküm olacağım diyö grad, Sofya, Edirne yolile buraya kadar | btrbar bağırmağa başlamıştır. — — geldim. Buradan da Adanadan geçerek,| — Yapılan muhakemeyi müteakib l-.akl'; İskenderuna varacak ve bu tarikle gene her iki suçtan dolayı Zeynebin 1 ây yaya olarak, mukaddes şehre vâsıl ola - gün bapsine karar vermiştir. cağım. Yollarda, geceleri bir çatı altına eĞi İ a sığınmadım, tarlalarda açıkta yattım. Poliste : . " VUcuz fiatlarla tedarik ettiğim yiyecek- : leri, kendim. pişirdim, kendim yedim. m :l:.ıç::. :':3;:": MESERİMİ aalCa Sebale iiaabtlr — İtan Şaban kaptanın kayığından denize dö” 20 inci asırda yürüye yürüye Kudüs | külen ve akıntı tasirile Yenikapı önlerine Kâ” yolunu tutan bu seyyahın üstünde bir|dar sürüklenen altı çeki odun kayıkcılar tâ” de mükemmel harita bulunmuştur. Ken- | "afından toplanırken muhafaza memurlari ei bü beclle vantala yoluaya İetika - tarafından müsadere edilmiş ve emniyet Aİ metini tayin ettiğini söylemektedir. ye ':“'"'“" b aa aei Diğer taraftan yapılan tahkikat neti - v vergileri muhasebeci cesinde bu adamın Meksikali olduğu, denize düştü kalmış olması ihtimali vardır. * Kısrak südü meflüçlara iyi geliyor 2. Bol keten şort. Beyaz düz örgü bluz. Şık bir bone Meksika ordusunda mülâzimliğe kadar terfi ettiği ve gönüllü olarak çalıştığı an- laşılmıştır. Suçlu, sorulan bazı süallere de müp - hem cevablar vetmektedir. Tahkikata de- vam edilmekte ve Vilhelmin güpheli bir şahsiyet olup olmadığı araştırılmaktadır. Otobüs neşriyatı davası Otobüs davasına asliye 1 inci ceza mahkemesinde dün de devam edilmiş - tir, Dünkü celsede vekillerin bir kızmı mü- dafaalarını söylemişlerdir. Sabur Saminin vekili Sadi Rıza, mü - dafaasında müddelumuminin mütaleası- Şirketi Hayriyenin Hikmöt kaptı dare” sindeki TI numaralı vapuru Üsküdar sinden harekel ederken vapurda bü yolculardan v vergileri müdürlük muhasttl Mümtaz güvertede müvazenesini kaybede” rek denize düşmüş ve etraftan yetişen sali* dallar tarafından kurtarılmıştır. Bir çocuk pencereden -düştü yaralandı Fenetde oturan terzi Hüseyin Üzünelin yaşındaki öğlu Hikmet, evin üç metre yük* İsekliğindeki penceresinden sokağa düşertl |başından yaralanmış, Şişli Çocuk hastanesi” |ne kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. Bir çöp arabası tramvaya çarpti Gülhane parki amelesinden Celâl oğlu Bazı Avrupa şehirlerinde kısrak sü - tünü meflüç olanlara verirler. Sibirya - da ve birçok şark eyaletlerinde sağılan | kısrak sütleri tahammür ettirilerek bir nevi alkollü içki haline getirilir. Buna kımız ismi verilmektedir. Keskin bira Bib tadı vardır. Genç kız, Genç kadın farkı Büyükadada olturan Bay Turgud bir genç kızı seviyor, onun tarafından da mukabele görüyor. Evlenmek niyetin- de, fakat son dakikada tereddüde dü- şüyor, içinde bir sual: — Acaba ben bu kızı mes'ud edebilir miyim? Ve bana soruyor. Delikanlıyı tereddüde sevkeden nok- ta evlenmeye karar vermeden evvel tanıdığı kadınlar arasında — <hararet» uyandıramamış olmaktır. Hiç değilse mektubunun mübhem, karışık, uzun cümleleri arasından ben bu manayı çıkarıyorum. Delikanlının hatırına gelmiyen mü- him nokta iki «mevzu> arasındaki farktır. Birincisi elinden binlerce ço- cuk geçmiş bir hocaya benzer, zekâ- ları ölçmek kudretine ve itiyadına bu- na mukabil ikinci mevzu <hoca» de- Bil, «talebe> dir. Ne görürse, ne bilirse hep karşısındakinde görecek, hep on- dan öğrenecektir, Cemiyet hayatında güzelliği, mev- kii, serveti yanyana görmüş, mukaye- se etmiş ölçmüş kadınların arasında «soğuk» kalabilirsiniz, fakat bu genç kız, sizi ilâh sanacaktır. Hem efendim, ne için telâş ediyorsunuz? Madem ki seviyor, madem ki ilk olarak sizi gür- müştür, normal tip olarak sizi bula- cakter. Temenni ediniz ki hayatında anormali görmesin. * <İzmit» te H. B. ye: Hayatta her erkek bir aktör, her ka- dın bir aktristir. Her biri kendi rolünü oynar. Şu farkla ki bazıları rollerini benimsemişlerdir, dillerindeki cümle kendi ruhlarından kopar, bazıları ise rollerini benimsememişlerdi, sahnede âcemi görünürler. Bahsettiğiniz genç kız bence o daki- kada samim! idi. Dekorunun ve muhi- tinin isteğini yapıyordu. Dekor ve mu- hit değişince bir evvelki perdeyi w nuttu, Şimdi kim bilir nerede hangi piyesin cümlesini tekrar etmektedir. Ne mi yapacaksınız? Onun yaptığını. TEYZE H ve müvekkili hakkındaki | tTAlin idaresindeki çöp urabazı Gülhant: ::VĞ:;:M bulunduğunu, den Fatih parkına giderken cımnp'.d: ş kastı hakaret » |hayvan birdenbdire ürkerek koşmağa başlaml! neşriyatın dıvımh“;tmlı dm.," m)yî' ve bu sırada oradan geçmekte olan bir tram” tinin de sadece u[öıîerdııînlmı-mum.m b oku vesal” :;S!"- Bu Begriyatın W:n “’::.m::ğ" resi kırılmış, nüfusca bir zaylat olmamıştir. örülemiyeceğini, - g nün müsaade etmediğini zikretmiştir. | — Bir #oför nişanlısımı yaraladı Hâdisede müvekkilinin tamamen ma p | Acizlerevinde şoförlük eden Sami lle Cağal- sum ve mağdur vaziyette bulunduğunu | OElunda Hasan paşa medresesinde — oturaf söyliyerek, Ahmed Emin ve Sabri Sali- | Aitanlısı İffet kızı Halide arasında evlenmi min tecziyelerile birlikte, icab eden taz- yüzünden çıkan bir kavgada Bamıl nişanlısımik minat ile vekâlet ücretinin tediyesine | *damakıllı döydükten sonra çakı ile başıri” mahküm edilmelerini taleb etmişlir. — |dAN Yaralamışlır. Sami, çakısı Je berabef Sadi Rıza, ticaret mahl de gö -|Yatatanmıştır. rülen bir otobüs davası etrafındaki ya - Askerlllz lşlerl' zıyı ihtiva eden Tan gazetesinin bir nüs- hasını da, müdafaasını teyid maksadile, Orta ehliyet liler liyor Fatih kaymakamlığından: 333 doğumlu VE Saçlarınızı dağılmaktan — kurtaracak | mahkemeye tevdi etmiştir. şiık bir bone isterseniz elbisenize uygun,| Bilâhare söz alan Ahmed Eminin ve - ia üüü : ei Pu B lit muameleye tâbi kısa HİZ açık renk, ufacık bir eşarpın kenarıma|kili Nazmi Nuri müvekkilinin kısa bir| | va (üti eollüdtnümülekin Y tenillli 938 gününde kıt'ada bulunmak üzere yedek kanaviçeden renkli bir esu» işleyiniz. | tercümei halini yaptıktan sonra, bu heş- Uçlarını ensede bağlayıp (veya iğnele-|riyatın sadece memleket kaygusu ile ya-| 4, 0 Oyuy, kedllseekkerin » yip) sarkıtınız. Göndelik sabah elbisele- | pıldığını ve bu cihetin resmi tahkikat ile İnaziran 938 günlerinde gubede bulunmalari rile hoş bir yenilik olur. de sabit olduğunu iddia ederek yaptıkla- İtlân olunur. —— ——— —— [ iki ahbab çavuşlar: Pratik zekâ I ı