GÜNÜN MOL erkeşteki Bayan Fatmadan, İstanbuldaki kızı Bayan Ay - şeye gelen mektubun kopyesidir: «Kızım, Seni çok özledim. Bugünlerde İstan- bula gelmek istiyorum. Fakat bizim ha- limizi bilirsin, köylüyüz. Şehre gelir - ken şehirliler gibi giyinmek icab eder. Onun için senin şehirde gezdiğin kı - yafetle çekilmiş bir resmini — gönder. Ben de senin kıyafetinin burada bir e- şini yapıp öyle geleyim.. gözlerini öpe- rim.» İstanbuldaki Bayan Ayşeden, Çer - keşdeki annesi Bayan Fatmaya giden | mektubun kopyesidir: «Ânneciğim, Buraya geleceğin haberi beni çak sevindirdi. Sana en son çıkarttığım fo- im. İstanbulun bü - ASI buldaki kızı Bayan Ayşeye gelen ikin- ci mektubun kopyesidir: «Sevgili kızım, Mektubunu ve resmini aldım, Res - minde başına dallı çiçekli bir bez bağ- Tamışsın tıpkı bizim bağladığımız bez- lerin ayni.. Giydiğin entariye gelince.. benim paçalığım için dikmiş olduğum, mavi üzerine kırmızı palamutlu enta - rinin kumaşından yapılmış. Biçimi de o biçim, Yalnız senin entarin — benim paçalığımdan biraz kısa. Ben paçalığ - mın eteğini kısaltırım. Ayağında çorap yok. Ben de bilirsin ki çorap giymem.. ne iyi! Ayakkaplarına çok dikkat ettim. A- deta takunye.. Yalnız arkaya doğru bir kayışı var. Geçen panayırda — aldığım takunyeleri hiç giymemişlim. Onların arkalarına, seninkilere benzemesi için yış takdıracağım. İlk posta ile geli - yorum, Gözlerini öperim kızım... Mektubları kopye eden: İsmet Hulüsi L Bunları biliyor mu idiniz? — Çiçek âşığı millet İngilterede se - -x nede «15> milyon İngiliz lirahk çi « çek satıldığı anla- şılmıştır. — Lin « colnshirede Scilly adalarında külli - yetli mikdarda çiçek — yetiştirilir. Londrada çiçek pi — eilli yasasında, mev - gim esnasında, günde 250 bin gül satılır. Senede 24 milyon krizantem sarfolunur. İngilizlerin çiçek dşığı olduğu da bun - dan anlaşılır. * Amerikada ilk basılan kitab Amerikada — ilk basılan kitab, bir düa kitabıdır. 1640 Xx da neşredilmiştir. X Bu kitabın dün -— yada tek bir nüs hası kalmıştir. Me 4 xıl'!lll/ı,,///_ Bu kızdan Vazgeçiniz Ankarada oturan bir okuyucum, Bay «H. O.» benden tavsiye bekliyor: Yaşlı bir erkek tasavvur - ediniz ki karısından ayrılmış, nisbeten genç bir kadını metres alarak birlikte yaşamış, genç kızını da bu gayri meşru çatı al- tında uzun müddet yaşatmışlır. Bu genç kızla evlenmekte mahzur görür müsünüz? Aleyhinde hatıra gelen iki noktanın birincisi bu gayri meşru çatı altında yaşıyarak fena bir örnek almış olma- sıdır. İkinci nokta ise daha evvel baş- ka bir erkek ile iki yıla yakın nişanlı hayatı geçirmiş bulunmasıdır. Evet bu genç kızla evlenir misiniz? Yeni pedagoji ana babaya çocukla- yının yanında sigara, müskirat içme- meyi, yüksek sesle konuşmamayı, acı kelime teati etmemeyi emreder. Çocu- ğun fena misalden örnek alması ihti- malinden korkmakta haksız değildir. Yeni Alman rejimi amele için müşte- rek ev sisteminden kaçmaktadır. Dev- let reisi Hitlerin hatıralarında eski Vi- yananın bir odada dört kişi yatan ev« Jerinde çocuğun gördüğü fena nümu- nelere aid mütalealar uzun bir bahis teşkil eder, vardığı netice yanlış de- ğildir ve nihayet «Üzüm üzüme baka baka kararır» sözü boş yere toessüs etmemiştir. Fakat ben erkek olsaydım bütün bu düşünceler üzerinde durmakla be- Taber gene müstesna bir vaziyet önün- de bulunmuş olmak ihtimali ile tered- düd ederdim, yalnız mesele bir genç Ha Devenin burun delikleri Hiç dikkat etti « niz mi?, Devenin burun delikleri di ğer — hayvanların burun deliklerin - — | den bambaşkadır, dardır. Sebebi de şudur: Deve çölde yaşar. Çölde ise müdhiş kum kasırgaları olur. Binacnaleyh böyle bir kasırgaya kapılan, meselâ at gibi, burun delikleri açık bir hayvan, burnu-| na çarpan havadan boğulabilir. Halbuki deve buna hazırdır. Kasırga oldu mu, burun deliklerini kısar, bu suretle hava ve kum taneleri içeriye giremez, * 4 bin senelik ekmek Bu ekmek, Ber- linde Mısır müze- gindedir ve 4 bin senelik olduğu söylenir. Bir Mısır kratiçesinin me » zarında bulunmuş kızın fena bir örnek karşısında uzun müddet kalmış olmasından ibaret de- ğil, bir de başka bir erkekle iki yıla yakın bir nişanlı hayatı geçirmiş ol« ması vardır. Devamlı okuyucularım dikkat et. mişlerdir ki ben prensip itibarile her zaman uzun süren nişanlılığın aley- hinde bulunmuşumdur. Bu sahada müdafaa ettiğim, korumak istediğim sadece kızdır. Cemiyot hayatının mev- cud olmadığı devirde değiliz ve tek busenin cinayet sayıldığı zaman çok geride kaldı. Farzediniz ki erkek şu weya bu sebeble nişanı bozdu, ayrıldı. Kız bir yabancı yanında ve kolunda aylarca ve bu bahiste olduğu gibi ba- Jibin ilk nişanlı zamanında ne elup bittiğini düşünmemesine imkân tasav- vur edilemez. Hele bu vaziyette oldu- ğu gibi alâkadar genç kız fena örnek- ler arasında kalmış olursa.. Bana Ankaradan mektub yazan 0- kuyucum hesabına bütün bu mütales- lara rağmen gene mütereddid - kala- caktım, fakat hatırladım ki bu izdiva- cı yaparsa uzaktan az çok yardım et- mek mecburiyetinde bulunduğu aile- sini kendi hallerine terketmek tztıra- rında kalacakltır. O halde: — Böyle temeli çürük bir yuva için size hiç değilse birkaç sene daba muh- taç olanlar birer sokak çocuğu olmak tehlikesine atılamazlar, diyorum. Bir kaç sene daha bekleyiniz, henüiz genç- siniz. Geliriniz artsın, omuzunuzdaki yük eksilsin, o zaman evlenir ve göğ- sünüze koklanmadığı muhakkak olan bir gül takarsınız. TEYZE SOW PÜSİTME Romada garib bir E— talâk davası —I Karısı saçlarını h:ıalmca, kendisi de takma burun takmış! Yd a Enciro ve Marletta Bu vak'a bundan bir buçuk ay kadar evvel (Roma) da cereyan etmiştir. Vak'a- nın kahramanları Marietta adında güzel bir hadınla Enciro isimli kocasıdır. Marietta çok mes'ud bir hayat geçiri « yordu, kocasını çok seviyordu, sevimli iki çocuğu vardı, güzel bir villâda oturuyor- du, hal ve vakti yerinde bir alleye men- subdu. Mariettanın güzelliği bilhassa herke « sin nazarı dikkatini celbediyordu. Günün birinde Marietta saçlarını bo- yadı. Bu yeni saçlar onu daha fazla gü-| zelleştirmişti. Bu hâdise karnaval mev- simine tesadüf ediyordu. Bir gece kocası dâ evine bir takma burun ile geldi. Ka- din bunu karnavala atfetti ve aldırmadı. Fakat karnaval mevsimi geçti.. Bnrico- nun takma burnu ise yerli yerinde kaldı. Marietta bunun sebebini sorduysa da kocası cevahdan istinkâf etti. Bu suretle aralarında büyük bir geçimsizlik başladı. Bir gün yeniden bir karı koca kavgası oldu ve Marietta soluğu babasının e- vinde aldı. Bir hafta kadar sonra da boşanmak ü- zere mahkemeye milracaat etti. Enrico dava günü mahkemeye gene takma burnu ile geldi. Genç adamın tak- ma burun takmakta gösterdiği ısrarın se- bebini hâkim sorunca Enrico evvelâ ce- vab vermek istemedi, sonra da şunları söyledi: «— Muhterem Teis, size söyliyeceğim şeylerin doğruluğunu görünce bana hak vereceğinizi ümid ederim. Ben esmer ka- dınlardan hoşlanırım. Buna binaen bir esmer kadın ile evlendim. Bir akşam eve dönüşümde karımı bambaşka bir şekilde değişmiş buldum. Saçlarını sarıya baya- mıştı. Kendisile kavga etmek istemedim. Bu gördüğünüz takma burnu burnuma geçirdim. Madem ki karım çehresinin şeklini değiştirdi, ben de onun gibi ha- reket etmek serbestisine malik değil mi- yim?.. Hâkim bu sözleri dinledikten sonra her ikisine lâzım gelen nasihatleri verdi ve karı kocayı barıştırdı. İkisi de mahke - meden çıkar çıkmaz ayrıldılar Enrico takma ve kırmızı burnunu çı - karmağa gitti. Marietta da bir berbere koşarak saçlarına eski renginin verilme- sini temine çalıştı. | Bacaksızın maskaralıkları : Hisar faciasında altı memurun mes'uliyeti meydana çıkarıldı Beykoz Müddeiumumiliğin encümence bunların muhakemelerine karar ve İrvada Eşek adası denilen kayalara çarparak parçalanan Hisar vapuru fa- ciâsı etrafında ceza, hukuk ve ticaret mahkemelerinde, üç cepheden tahki - kata başlandığını evvelce yazmıştık. * Bunlardan biri, facianın bir mes'u - lü olup olmadığı noktasından, Beykoz müddelumumiliğince başlanan ve ev - rakı vilâyete gönderilen tahkikattı. Hâ disenin bu cepheden tahkikine Bey - oğlu Kaymakamlığında devam edilmiş ve neticeye varılmıştır. Tahkik ve ted- kikler neticesinde, bilhassa — geminin munyânul, sefere müsaid olup olma - ması keyfiyetile alâkalı, liman idare - sinden 6 memur ve mütehassıs hak - kında lüzumu muhakeme kararı veril- miştir. Evrak da, vilâyet idare hey'e - tine gönderilmiştir. Yalnız, memurların — karara itiraz hakları vardır. İtiraz müddeti dolduk- tan sonra, evrak müddeiumumiliğe gön derilecek ve facia mes'üllerinin mu - hakemelerine başlanacaktır. Lüzumu muhakeme kararı verilenler meyanın- da deniz ticareti müdürü Müfid Nec - detin bulunduğu da söylenmekte ise de bunun aslı yoktur. Diğer taraftan Kalkavanzadeler hâ- disenin mes'ulleri aleyhine, batan ge- mide boğulanlardan bazılarının ailele- ri de Kalkavanzadeler aleyhine birer dava ikâme etmişlerdi. Bunlardan bi - rincisi, İstanbul 2 inci Ticaret mahke - mesinde, diğeri de Asliye 4 üncü hukuk mahkemesinde görülecektir. 2 nci Ticaret mahkemesi Azasın - dan Nuri, ehlihibre olarak Denizbank deniz mütehassısı Şükrü v. s. den mü- rekkeb bir hey'et — önümüzdeki hafta bir motörle kaza mahalli olan İrvaya giderek, bir keşif yapılacaktır. Ayni za manda, ayni gün facianın şahidi sıfa - tile tahlisiye memurlarının da malü - matlarıma müracaat edilecektir. Bu su- retle Ticaret mahkemesince — yapılan tahkikat tekemmül edecektir. 4 üncü hukuk mahkemesinin kara- rile evvelce yapılan keşfin raporu he - nüz verilmemiştir. Gayrimübadiller - cemiyeti hakkındaki ihbar maliye müfettişlerine bildirildi Gayrimübadiller * komisyonunda | milyon 134 bin liralık suiistimal yapıl- dığına dair, müddelumumiliğe bir ih - bar yapılmıştı. Hâdiseye maliye — müfettişleri de vaz'ıyed ettiklerinden, evrak, — teftiş hey'etine gönderilmiştir. Evrak bugünlerde iade edilecek ve müddeiumumilik | inci tedkik bürosu tahkikata başlıyacaktır. Müzayedede hırsızlık yapan mahküm oldu Sultanhamamında Havuzlu handa yapılan bir sirkat hâdisesinin, Sultan- ahmed 1 inci sulh cezada, dün duruş- ması yapılmıştır. Suçlu Dikran Bogos isminde biri ölen bir tuhafiyecinin terekesi — yapılırken, satılan mallardan bir mikdar ibrişimi çalmıştır. Fakat, müzayedede bulunan 4a a in göıterdiğîüzum üzeri) Beyoğlu Hukuk hâkimi Cevat işi #f ketmiş ve suçluyu polise teslim &ğ b Dikran yapılan duruşması sovul ğ VU suçu sabit görülerek, 20 gün müdi 8 hapse mahküm edilmiştir. Şehir işleri: | Vali dün Anadolu yakasında” yolları gezdi Vali ve Belediye Reisi Muhidd tündağ yanında İstanbul Nafia rü Bedri olduğu halde dün Üsküd Kadıköyünden Pendiğe kadar imt eden sahadaki yolların inşaatını & den geçirmiştir. Kadıköy, Üsküdül Alemdağından geçerek İzmite gü yeni yol mıntakası gezilmiş, inşasi vam eden Kartal, Maltepe, Pendik ? lu üzerinde tedkikler yapılmıştır. — Vali, İstanbulu Pendiğe bağ olan bu yolun bir an evvel bitli ni emretmiştir. Bu arada Kadıkâ! de Selâmiçeşmesinden itibaren yol programına göre asfalt olarak pılacak yollar etrafında izahat |Bağlarbaşından Üsküdar tramvay v luna inen bozuk yolun hemen yap sı için alâkadarlara emir verilmiş? Otellerin ıslahı - işi Otelciliğin ıslahı işlerile Ote” Cemiyeti meşgul olacak, — beledi! Turing klüb de cemiyete yardımda G) | lunacaktır. İsviçredeki Otelciler ka miyetinin talimatnamesi gelirilmu üzerinde tadilât yapılmıştır. OtS Cemiyeti, yeni şekilde hazırlanağ limatname projesini belediye T” ğ? vasıtasile Dahiliye Vekâletine 3* İN a a w B . u K ' R yacaktır. Cemiyet, yeni şekil, K liyetine pek yakın zamanda lacaktır. " Kültür işleri: İstanbulun orta mekteb ihtiy” tesbit edildi İstanbul Maarif Müdürlüğü V ĞN tin orta mekteb ihtiyacını tesbit | ve hazırlanmış olan raporu » a k kâletine göndermiştir. Bu ra| günkü ihtiyacı karşılamak için | sı iktiza eden orta mekteblerin $f7 semtleri muallim ve müdür ilit9 ları bildirilmektedir. Kİ Şehrimizdeki ilk okullar msl lere göre taksim edilmiştir. Yeni 4 le göre kalabalık semtlerde het “Ü halleye bir, daha tenha semtlerdi veya daha ziyade mahalleye bif teb isabet etmektedir. Mahallelt cukları listede hangi mektebe etmişse oraya gitmek mecbi dir. Ayni tertib orta mektebler yapılacak, böylece yakın zan rimizin orta mekteb ihtiyacı * y lanacaktır. Her sene orta m y yapılan talebe tehacümü bira çoğulmaktadır. Maarif Vekâleti — göre de tertibat alacaklır. e Polis hafiyeleri