Manastırın kuytu köşelerinde dedikodular devam edip giderken, başrahib de ölüm kulesinin anahtarlarını almış, kimseye görünmeden kuleye çıkarak sessiz sadasız kapıdan girmişti — Ölüm kulesindeki adam, elbise-| Sabrı tükenen bir çilekeş rahib ba-| salibin önünde diz sini değiştirmi. | » nası! "Iı—frıs'.;r:n.ş?v.. geliyorum. | rahib elbi-| katimizin ra- sesi var. Başı da; hibleri gibi traş edilmiş! — Çildırdın mı?. — Hayır mühterem kıl kuvvetlerime ma İnanmazsa- nuz, hakikati görmek için bizzat Ölüm kulesine teşrif edin. — Fakat, bu nası| mümkü Ona, rahib elbisesini kim — Hiç kimse vereme: kapı sımsıkı kilidlidir bendedir. Mosele, cidden mühimdi. İki gece, Üstüste geçen hâdiseyi, Sent Orü: kerametine atfederek geçiştiren başrahib, şimdi bu hâdise hakkında ve- rilecek hükmü, düşünmek mecburiye- or,, bütün a- Ve anahtar da isi O, bunu düşünürken, rahib sözüne Bevam eylemişti: durmamış. Yalmız, üç yudum kadar şa- zab içmiş. vaziyeti, gene aymi vaziyet | Daha hâlâ, büyük salibin önünde... Rahib kıyafeti kendisine o kadar ya- raşmış ki... Tıbkı, kilis reğinin arkasındaki benziyor. Rahib, tehlikeli bir mevzua girmişti. Onun bu sözleri, başrahibin hoşuna gitmemişti. Derhal kaşlarımı çetarak: — Hikmeti, esrar Te karışık olan Şşeyler haklıında fikir ve mütalea beyan etmek, kimsenin haddi değildir. Bövle bir işe karışarak h tınıza kapıldı- ğınız için size bi oruç ile bu müde det zarfında her, beş yüz kere Sent ÖOgüsten dumsı okummanın — emrediyo- Tum. Bu hâdiseden hiç kimseye bahset- memek lâzım. Aksi takdirde, cezanız Üç misline iblâğ olunacaktır. Rahib başmı eğerek odayı terketmiş- u. Fakat, hücresine gidinceye kadar, bu vak'ayı tam beş rahih biradere naklet- tikten sonra: — Bu kadar safiyane bir mütaleaya karşı, ceza vermek... Bilmem ki, din- darlıkla nasıl uygun gelebilir?.. Diye de âyrıca mütalea beyan et- mekten çekinmemişti. Esasen başrahibin böyle hergün her- kese, en küçük bahanelerle oruç ceza- sı vermesinden, hiç kimse memnun de- ğildi. Zavallı rahihler, Bayatlarııı mü- temadiyen oruç tutmakla geçirdikleri için, ekserisi, duvarlara tutunmadan yürüyemiyecek hale yelmişlerdi. Beş rahibin kulağına fısıldanan bu sözler, derhal manastırın her tarafına yayılmıya kâfi gelmişti. Ve bu da, her rahibin kalbinde, az çok bir heyecan husule getirmişti. Bu heyecana kapılan rahibler; başra- hibin bu mesele hakkında tavsiye ettiği ketumiyete hiçbir mana veremiyorlar- du Âdeta, kalblerinde bir inüial hisse- derek: — İşte, çilekeş rahiblerin hakları da böylece hiç olup gidiyor. Senelerce, kuru taşlar üzerinde yatarak kendile. rini rahat bir döçşekten mahrum eden- ler, bütün ömürlerini, mibnet ve mah> rumiyet içinde geçirerek, senelerce 1z- tırab ile iİnim inim inleyenler, hiçbir mükâfata, hattâ hiçbir takdire mazhar olmuyorlar. Başrahib tarafından, tak- dis edilmiyorlar, işte, en büyük mi sa)... Ölüm kulesine kapaman şu adam, günlerdenberi yemiyor, içmiyor.. mu- kaddes salibin önünden bir an bile ayı Tılmıyor.. ve sonra.. kim bilir ması) ma- nevi bir kuvvetle, kendisine tarikati- mizin bir elbisesi verilivor.. hattâ, başı Bile traş ediliyor.. artık tamamile (A- ziz) ler şırasına karıştığı açıktan açığa görülüyor da.. başrahib bunu herkesten gizlemek istiyor!, (Sent Lâzar) a in üçüncü di-)tikleri zaman yaptığı gibi, muk POYRA rdı: — Kıskanıyor. Vaktile, bana da böy- le yapmamış mı idi? Sent Ogüsteni rü- yamda gördüğümü söylediğim zaman: e«Çileden kurtulmak için yalan söylü- yorsun..» diye yüzüme bağırmamış mı idit... ğ Tam on sekiz senedenberi domuz a-|r hırlarını temizleyen ihtiyar bir çilekeş, başını semlaya kaldırarak homurdan- mıştı: — İşte, Allah.. işte ben... deyip şit- medik demeyiniz... Ölüm kulesi saki- nine hidayet erişmiştir. İşaretler, bu- nu göstermektedir. Manevi bür kuvvet bana ilham ediyor. Biz, bu adamın yü- zünden çök büyük bir iyilik ; ceğiz. Bu sözler, o kadar derin Bir iman i'e söylenmişti ki; herkesi testri altında ezmiş, hiç kimse buna bir fazla söz katmıya cesaret edememişti. e Manastırın kuytu köselerinde bu de-|diyorum ki; siz. ber şeyi bilirsiniz. lerden Cuma olduğu için sahada tah -|başla oynamağa başladılar. dikodular cereyan ederken, bBaşrahib (hattâ, duvarların arkasında cereyan e- minen bin kişi kadar bir meraklı küt-|tıkları bütün akınlar üç ortanın — Mübarek adam, orucuna devam , de Ölüm kulesinin anahtarını almış, |den gizli hâdiseleri bile görecek kadar lesi toplanmıştı. Beşiktaşlılar bu oyu - ediyor. Yemeğine, suyuna el dokun-|kimseye görünmeden kuleye çıkarak |manevi kudret gösterirsiniz. Müsaade- 'na en kaymetli birkaç oyunrularından sessiz sadasız kapıdan girmiş Antuvan, birdenbire karşısında baş- rabibi görünce, hiç telâş etmeden, hat- tâ, diğer rahiblerin ayak seslerini işit- Günün Bulmacası 1 — Müli senenin ik ayı - AynL £ — Bir geminin rüzgürda altüst olup Bat- ması - İlimleri sıfat yapmak için ! -| simlerin sonumna getirilen edat. $ — Müreffeh - İskambildeki dört çeşid - den biri. 4 — İrade sahibi. 5 — Bir nota - Çok iyi. € — Kraliçe - Hisae senedt çıkarın şirket. * — Banunda bir «X> aksa keskin 25 - A- cele edan - Sonunda bir «R» olsa kı- || gn yağan. & — Nehirlerin deniz kenarlarına getir - gdikleri topraktan hasıf olüm arazi. © — İşitme Bisst - Kamer, 10 — İskamötlde birlt - En küçük rakam - Uzun bastan. YUKARIDAN AŞAĞI: 1 — Sisaklık « Bir nata. 2 — Çok iyi - Peri gibi mevhum bir şey. $ — Ambarda saklamlan erzak. 4 — Cümle . Bdtbim cem'i $ — Gemiye verilen istikamet - ÜUsta ol- miyan, 6 — San'at - Denilmek masdurmdur mü- zart üçünet şahıs 'T — Mektub - Bahit iğmesi. & — Sağa, 9 — Betirlik - İskambilde birli. 10 — Ziya Bilzmeleri - Anadoluda etmasile SON POSTA ALi yasan A R. Z çökmiye lüzum gör- |meden söze girişmişti: girişmişti: | — O. bonjuuur, muhterem peder... Emin olunuz ki, sabırsızlıkla sizi bekli- yordum. Buna isterseniz, keramet de- yinüz.. isterseniz, büyle düşünmeye lü- zum görmeyiniz. Fakat muhakkak olan bir şey varsa, şu saatlerde ya beni ziya- e geleceğinizden, veyahud da odanı- za celbederek sevimli çehrenizi göste- receğinizden çok emin bulunuyordum. Başrahib, çok ciddi idi. Bu sözle: askın bir çehre ile cevab — Mösyö Antuvan!.. Size, ilk söz o- larak şunu sormıya mecbur oluyorum. Bu, arkanızdaki rahib elbisesini size | kima verdi?... — Kim mi, verdi? Ah muhterem pe- | der!... Siz ki, böyle muazzam bir '.l nastırın riyaset makamında bulunu- yorsunuz. Bu makamı işgal edebilmek (icin her halde çok büyük kemal eseri |söstermek Tâzım. Ben öyle tahmin e- nizle ben size bir sual sarayım: Yetmiş basamak merdivenle çıkılan ve üstüne | koca bür demir kapı kilidlenen bir ku- leye, kim çıkar gelir de bana bu elbise- yi verebilir?.. (Arkası ver) Bir doktorun günlü Göz nezleleri.. Güneşin © kadar faydaları meyanında baze zararla eehheleri vardır. Bllhassa Göz üzerine şiddetli ziyanın — tesirleri oldukca mühimdir. Tabakal şebekiye ü. zerinde Ve gözün diğer tabakaları üzeri- ne menfi ve mumr tesirler yapmaktar Gır. Bu sebeble şiddetli ziyaya karşı gözlerin muhafazası için gözlük takınak meebu- Tiyeti vazdır. Yapılan tedkiklerde anla- gılmıştır ki göz Üzerine en muvalık ge- den renk sarı renktir. Hattâ birçok rıü- etliller kitabların, defterlerin tamamen sarı kâğıd üzerine basılmasını tavsiye e- derter. Barı rengin göz üzerinde çok meş- ud tesirleri vazdır, Sıcakların ve güneşin kuvvetli olmağa — başladığı bugünlerde deniz ve güneş banyoları yapanlara bu renktem gözlük tavsiye ederiz. Nöbetci eczaneler Bııııııllıı!—-"ı——ı—ru: İstandul cibelindekiler: Bağariçi, Kadıköy ve Adalardakiler: :gnı vaziyetleri şeklini alıyardu. Buna yoncuda: — (Zafiropulbs), (Erlağran. Şişlide: (Asım), Beşiktaşta. (Büleyman Receb. Haküdarda: (İmrahor). Sarıyerde: man), Kadıköyünde: (Moda - Merkez), (Tanaş). Ktx Enstitüileri ve Sanğat Okufları -— An- karada açılan Kız Ensütüleri ve Sanğat O- kulları Sergisi münasebetile çok güzel bir sanitrhaf, Feyzi broşür çıkarılmıştır. İçinde rakamlara istt- | sol insayde almışlardı. Oyun başlar baş- nardi eden Birçok yazılardan başka müteaddid |lamaz Rumenler derhal hâkimiyeti ele resimler ve grafikler vardır. Arkitekt — derginin kınlar Hakkı ve Faruğun yerinde mü- Evvelki bulmacanın halledilmiş şekli —ııı—ıı:ı::—ııı—:ıı_ ;.ı—ııa—ııııı—ıııı.vnın- gönderilmiştir. Büyükadada: (Şinasi Rıza). Heybelide: || ise sayı adedini arttırmak için müte - Tamşvar takımı dün Beşiktaşlıları yendi Beşiktaş en kıymetli birkaç ayuncusundan mahruf olarak sahaya çıktı, 1 - O mağiüb oldu &e Dünkü maçtan Bir öntba Romanyanın Tamışvar takımı dunllır!ıdı.kçı Beşiktaş takımı üçüncü maçını Beşiktaşla yaptı. Gün - mağlübiyetten kurtulmak mütemadiyen havaya dikmesi K den heder oldu. Rumenler ları galibiyeti elden iki içlerini geriye çekerek for bırakmak süretile (W) ” tatbik etmeğe başladılar. Vakit â çıkarmak mahrum olarak şu şekilde çıktılar: Mehmed Ali - Faruk, Hristo - Rifat, Feyzi, Zeki - Hayati, Muzaffer, Nazım, Hakkı, Eşref. Rumenler iki maçda da oynadıkları kadroyu muhafaza ediyorlardı. Oyuna Beşiktaşlılar başladı. Fakat bu hücum bugün mükemmel — surette işleyen Rumen müdafaasında — kesildi ve sağdam derhal Beşiktaş kalesine ka- dar indil! Sol içlerinin çok kuvvetli bir şütü- nü Mehmed Ali güçlükle kornere ata - rak kurtarabildi. Rumen takımı cidden güzel oynu « yor. Üstüste yaptıkları bütün akınlar Beşiktaş kalesi önünde mütemadiyen cereyan etti. Yüzme müsabhakaları geri l İstanbul su sporları ajanlığı ııd; dan hazırlanan zengin Pfosrl'l:’ |müsabakaları bu hafta başlıy İstanbulda şimdiye kadar eşine edilmemiş bir şekilde tanzim programın aksamaması lâzımi mukabil Beşiktaş takımının müdafaası h,“*u'l“" d*hkvl:— b:ulü;-m y çok bozük bir oyun oynuyor, yalnız Fa ”_m““_ çüzmiş P -); A ruk vaziyeti fedakâr müdahalelerle gol |* müsabakaları yi z tehlikelerini atlatmağa — uğraşıyorlar.| Sebeb de Beşiktaş yüzme Bi ddid korner |daha evvelden yapılması icab da Rumenler mütea î;w" kazandıkları h“,ubıuıhınrlınmnuşolmınliı ea bir netice alamadılar. Beşiktaş sol mu-| Beşiktaş havuzunun avininin yerini iyice muhafaza etme - metredir. Hılhukt nizamf havuz mesi yüzünden Rumen sağ açığı çok|ya 50 metreliktir. Otuz beş rahat bir oyun oynıyarak mütemadi -| havuza atlama tahtaları ilâve yen tehlikeler yaratryor. nizami bir şekle girmesi için Bu vaziyet oyunun yirmi beşinci da | tertibata karşılık beş altı yüz kikasına kadar devam etti. Bundan son | masraf federasyondan isi ra Beşiktaş takımı yavaş yavaş canla- | bugüne kadar da bu hususta hef nır gibi oldu. Fakat Haklıdan başka|bir yardım yapılmamıştır. bütün forved hattının berbad oyunullara ancak tertibat tan fırsatların kaçmasına sebeb - oluyordu. Rumen takımının uzun boylu müdafa- etmişlerdir. Felâketzedelere || k yardımları 4 İpsala (Husust) — Zelzele zedelerine yardım için kuı:& misyon teşkil edilmiş ve mişlerdi. Bu komisyonların vetli neticesinde 122 tane koyun, , oğlak ve sığır toplanmış, b ra 66 kuruşa satılmış, para 490 lira 34 kuruüş topl olan 719 lira Kızılay umum! madiyen canla başla çalışmağa başladı- lar, Birinet devre bu şekilde Rumen - lerin daimf tazyiki altında geçti. İkinci devreye Beşiktaş takımda kü- çük bir tadilât yaparak — çıktı. Hakkı sol hafa ve Zekiyi de aldılar. Bu arada yaptıkları — tehlikeli