Tütün alıcıları karşısında Teşkilât lâzım Yazan: Muhittin Birgen ünya tütün istihsalâtının en mü- him merkezi Türkiye ve Yuna- nistandır. Bu iki memleketin toprakları ve çiftçileridir ki dünyanın güzel tütün- lerini yetiştirirler. Az veya çok her mem- fakat, Türk ve Yunan tütünleri derecesinde güzel tütün yetiştiren memleket yoktur; son seneler. de Bulgaristan da tütün bahsinde hayli gayret ediyor ve ileri gidiyor; fakat, 'Türkiye ve Yunanistan, iyi tütün vatan- Jeket tütün arzeder; ları olmak vasıflarını hâlâ muhalaza edi- yorlar. Acaba bu iki memleketin tütün müs - tahsilleri de bu imtiyazlı vaziyetlerin - den hakkile istifade edebiliyorlar mı? Hayır. Çünkü, her iki memleket te, kuvvetli teşkilâtlarile silâhlanmış - olan tütün alıcıları karşısında teşkilâtsızdır - lar. Onların bu teşkilâtsızlıkları, ötekile- rin Türk ve Yunan tütün piyasalarında istedikleri gibi cirid oynamalarını temin eder. Bu cirid kahramanları ellerindeki kargıları dönerler bir tarala fırlatırlar, dönerler öbür tarafa fırlatırlar; neticede küâh bu piyasayı, kâh ötekini vururlar. * 'Tütün kadar nazik, tütün gibi istihsali masraflı bir mahsul, son buhran senele- rinde, bir aralık beş kuruşa kadar düş- müştü. Hemen hemen arpa fiatı, samana yakın bir fiat! Bugün gene Türkiyenin tütün piyasası çok düşkündür: Bir kaç ay evvel 80 kuruşa satılan tütünler, bu- gün yirmi beş kuruşa kadar alınabiliyor. Bunun sebebi basittir: Amerika alıcıları 'Türk piyasasından muvakkaten ellerini çektiler; Almanya bu sene fazla iştihalı görünmüyor; geçen senekinin ancak üçte birini aldı. Tabiatile tütün piyasası dü - şer ve tabiatile müstahsil bundan zarar eder. 'Türkiye için iş böyle olduğu gibi Yu- nanistan için de aynidir. Ekseriya tütün bizde düşerken Yunanistanda çıkar; Yu- nanistanda düştüğü zamanlarda bizde yükselmeğe başlar, Alıcılar arasında hu- sust anlaşmalar mı vardır ki bu hareket böyle bir datmi devir seyrini takib edi - yor? Bazan böyle şeyler de olabilirse de esasen buna ihtiyaç yoktur. Büyük ser- mayeli şirketler halinde bulunan ahcı- lar, birbirlerini ve birbirlerinin işlerini iyi tanırlar ve birbirlerinin hareketlerini dikkatle takib ederler, Esasen, bu alıcı- ların mübayaa ettikleri tütün kaliteleri de bazan birbirinden ayrıdır. Bunun için yan yana mübayaa yaptıkları yerlerde bile bazan piyasanın fazla oynamasına #esile vermeden işlerini görebilirler. Bu- nun için dalma büyük alıcılar kazamır- lar, bir çok ahvalde küçük alıcılar zarar edebilirler ve müstahsil de daima, orta- nın altında küçük bir vasati fiat hudu- dunu aşamazlar. * Çocuk bilerek veya bilmiyerek iyi bir hareket yapmıştır, bir kısım aileler bu hareketi görmezler, bir kısım aileler isa bir âferin kelimesi ile geçiştirirler, halbuki çocukta muha- keme henüz inkişaf etmiş değildir, kelime ile teşciden anla- maz. Yaptığı hareketi tekrar edip etmemesi tamamen tesa- düfe kalır. masil hareketlerde rürler, daha çabuk Çocuğunuzun bilinerek veya bilinmiyerek yapılmış iyi bir hareketini gördüğünüz zaman sevdiği bir şeyi vermek sure- tile onu maddi şekilde mükâfatlandırınız ve kendisine mü- daima böyle mükâüfatlarla karşılaşaca- ğinı anlatmıya çalışınız, insanlar hangi yaşta olurlarsa ol- sunlar maddi mükâfatı manevi mükâfattan daha çabuk gö- anlarlar. SÖZ ARASINDA Beş torun sahibi Üniversite talebesi Üniversite cübbesi, ve şapkası giy - miş olan bu bayan 40 1 aşkındır. Üste- lik beş tane torun sahibidir. Üç oğlu, iki kızı vardır. Ve kendisi de Nevada üniversitesinde tahsilini bitirerek son günlerde diplomasını almış, — doktora imtihanını vermeğe hazırlanmaktadır. Resmimiz, bayanı torunlarından üçile gösteriyor. İkramiye alan antrenör sevinçten öldü İngiltere lig maçlarında takımını ü- Gerek Türkiyenin ve gerek Yuıuıımı-ıçümü ligden ikinci lige geçirdiği için nın harici ticaretlerinde cn büyük kuv- veti tütün işgal eder; devletin ihracat &l- yaseti bakımından büyük ehemmiyeti olan bu mahsul, müstahsillerin kazanç nakdi mükâfat ile taltif edilen antre - nör, kendisine verilen çeki alır almaz, heyecanından kalb sektesine uğraya - rak, ikramiyenin zevkini süremeden kuvvetleri bakımından da en mühim Payata gözlerini kapamıştır. maddedir. Şu halde gerek Türkiye, getek | Yunanistanda sıkı bir teşkilât ile piya AŞ #ası icab eden mahsul gerek devlet siya- ——— sıdır. İncir ve üzüm sahasında ise, işleri yolunda gitmediği zaman feryad ve fi « ganlarını ayyuka çıkarabilen büyük müs- seti, gerek köy iktısadiyatı bakımından | tahsiller daha doğrusu bağ ve bahçe sa- tütün olmak lâzım gelir. Her iki mem -| hibleri olan rantiereler vardır. leket de tütün iktısadiyatını evvelâ ken- di milli piyasalarında himaye edecek Ağlamıyan çocuğa meme> verilmediği gibi bağırmıyan müstahsilin mahsulü de tedbirler almıya, sonra da bu himaye ihmale uğramak tabildir. Tütün üzerin- işinde bir de kendi aralarında anlaşmıya | deki ihmal de, bence bundan gelir, ehemmiyet vermelidirler. Halbuki tütün işlerini teşkilâtlandır- Bütün bu söylediklerimin içinde hiç| mak güç bir şey değildir. Bunun pek gü- bir yeni söz yoktur; bunları bu memle- | zel şekilleri ve pek makul yolları bulu- kette bu işlerle meşgul olanlar - tüccar | nabilir. Elverir ki, Türkiyede bir türlü, olsun, devlet olsun - az veya çok kuv -| Yunanistanda başka türlü ihmale uğrı -« vetle bilirler. Fakat, bunun böyle bilin- yan bu bahis, halledilmek üzere ele alın- mesine rağmen, bu iş ihmale uğramıştır. | şın, Eâlâ da ihmal ediliyor. İşte, en yeni ala- rak söyliyeceğim söz budur. Fakat, sade bu da değildir. Şunu da Hüâve edeceğim: Memleketin köy iktısa- diyatı bakımından incir ve üzüm mah - sülleri ancak mahalli bir ehemmiyeti haizdirler. Ayni mahsuller, Türkiyenin harici ticareti bakımından tütünün bir çok misli aşağı bir ehemmiyettedirler. Ealbuki bunların himayesi için bir hayli senedenberi neler yapılmadı ve hâlâ da neler yapılmıyor! Bunun sebebi, tütün müstahsilinin ekseriyetle, sesini çıkar - masını bilmiyen küçük müstahsil olma - Arıyan Mevlâsını elbet bulur! Muhittin Birgen Hergün bir fıkra Ya siz neye gülüyorsunuz ? Bir gün iki dost karşı karşıya ye - mek yiyorlarmış. Bunlardan biri bir- denbire kahkahayla gülmiye başlamış. Dostu merak etmiş, sormuş. — Neye güldünüz? — Dün sizinle yemek yerken bir söz söylemiştiniz, O söz aklıma geldi. Bu sefer öteki gülmiye başlamış. — Yua siz neye gülüyorsunuz? — Büyük babam çok eskiden bü - yük babanızla arkadaşmış, büyük ba- bam da büyük babamnıza gülünecek bir şey söylemiş, Büyük babanız da tıpkı sizin gibi bir akşam sonra gül- müş, Bunu büyük babam babama an- latmış, ben çocukken babam da bana : anlatmışta. O zaman — gülmemiştim, : #imdi gülüyorum. ; NEzL Görülmemiş bir bal Ayı seyahati Nevyorklu bir yeni gelin, 28 gün be - raber yaşadığı kocasından boşanmak için mahkemeye verdiği istidada şunları yaz- mıştır: A — Evli olduğumuz bu 28 gün içinde, kocam beni çırılçıplak soydu. Başıma bir lümon koyarak, tahta bir okla 1sabet ta- limleri yaptı. B — Kaç kereler elinde iğri bir para ile TU beni banyo odasında hapsetti. € — Elimde kalan son meteliğimi aldı. D — Kaç kereler üzerime yürüdü. E — Nevyorkta, umumi bahçelerden birinin duvarına tırmandı, ve, F — Beni 44 defa tahkir etti. Fransada hükümetin bir saatlik masrafı Fransada bir maliye memuru garib bir istatistik yapmış. Bu istatistiğin mevzuu hükümetin bir saatle ne kadar para sar- |T fettiğini anlamakmış. Elde eylemiş 01- duğu netlce şudur: 4.300.000 frank!... Klara Bov gazino işletiyor Eski sinema yıldızlarından çapkınlığı- le meşhur Klara Bov'un yakında hir ço- cuğu daha olacaktır. Kocasile birlikte|r Hollywood'da bir gazino işleten eski yıl- Greta Garbonun Halefi bulundu Harikulâde güzelliği, ve sinemaya *(olan istidadı ile, bütün sinema dünya- sını hayrete düşüren, son — çevirdiği dızın üç yaşında bir oğlu vardır. (Parmaklıksız hapishane) — filmile de büyük bir muvaffakiyet kazanan Co - rinne Luchaire'in Greta Garbo'yu is - tihlâf edeceği söylenmektedir. Mari Pikford, aynen: — Korin Greta'nın biricik halefi o- lacak.. demektedir. Genç artist uzun boyludur. Gözleri mavidir. Gayet ciddi bir kızdır. He - nüz 17 yaşında bulunmaktadır. Günde 1800 lira servet vergisi veren adam ,Japonyanın en zengin ailesi, Taka- naru Mitsuj gilesidir. Aile reisine ba - basının ölümile intikâl eden servetten dolayı bir gaile doğmuştur. — Devlete miras vergisi olarak günde 1800 lira ö- demek mecburiyetindedir. Bu ailenin sayısız mülkleri, hariku- lâde zengin san'at kolleksiyonu, yüz - lerce kumpanyaları ve şubeleri vardır. Ailenin serveti 50 milyon İngiliz li- asile 200 milyon İngiliz lirası arasın - da tahmin olunmaktadır. Eski Alman Başvekili manastıra çekiliyor Amerikada katolik bir muhitte İnziva hayatı geçiren eski Alman — başvekille- den Dr. Bruning dünya ile büsbütün alâkasını keserek, manastıra girmek ar- zusundadır. İSTER İNAN, İSTER İNANMA! sinde tamir başlar. Mayıstan eylül ayına kadar sürer ve göç Bir dostumuz söyledi: «20 senedenberi Büyükadada otururum, bu müddet zar- fında dikkat ettim, istisnasız olarak her sene bahar mevsi- mi geldi mi dört adanın iskelelerinden hiç değilse bir tane- İNAN, İSTER liklerine ihtiyaç ta eşyalarının taşınma devresinin hulülile birlikte hitam bulur. Kışın Adalara gidip gelen olmadığı, iskelelere tam geniş- bulunmadığı zamanlarda tamir yoktur, iskeleler tamamen serbesttir.» İSTER İNANMA! Sözün Kısası Tecviddenq Ha Bakiye.. ugünün gençliği bilmez- reden bilecek? Onun difif fası, ancak müsbet ve gerekli b le dolacak ki ileride hem öz yuüf hem de insanlığa faydası dol Fakat biz, zavallı dünküler, ! sıralarında, semirsin diye zorlâ lerine kabuklu ceviz yutturulan F palazları gibi, bir takım saçma şeyleri okumağa, öğrenmeğe M idik, Bu arada da, (tecvid) Allahın gazabı vardı. Eliflere lâstik gibi uzamak ka' ti veren, kafları gırtlağımızda ; ayın'ları fırınlanmamış yaş keresti! bi çatır çatır çatlatan, ka!kale, gunne, imâle gibi acayib tabirler ? lanan bir ilim (!) di bu! , Eski Türk nesli bu tecvid ilmlti istisna yuttu. Kimi hazmetti, W kimi ehemmiyetle benimsedi, © itina ile tatbik eder oldu. O kadöf herhangi bir kelimede bir «elif* meyi görsün: Derhal çekmeğe, ga lüzum görüyor.. Bir yerde «ayıns a rastlamasın, hemen ŞAĞ Çatlatıveriyor.. «kaf» ile biten iâ* gelince, onları da, yüzünü rak, küçük dilini tersine dönmek Likesine düşürerek mutlaka ve ? ka hançeresine tıkıyor.. Ve bu hâlâ böyle! İnanmazsanıt kat edin: Kalabalıkta, «bayan» 1 ? yan, «kayak» 1 küyak'k, hattâ ihtarlarıma rağmen benim adıtik muhlis Türkçe, Türkçenin lan adımı, kaalâ vezninde Tâ yi arab şivesile talâffuzda ısrar edtfi baz bozuntuları var, Bu medrese ve tecvid d artık zaman temizliyecek.. O vakteİğ dar kulaklarımıza sabir. ve y e) ça rila Te yit < ligındı tohumlar Tlgm (Hususi) — Buğday mıizın inkişafı için köylünün t0 raat Vekâletinin Konyaya makinelerden bir grup ta vmytl;/ için ayrılmıştır. Bu makineler , dan itibaren faaliyete geçıce’k:;,ı bundan sonsuz bir sevinç du; Muradlı - İnanlı yolü , Muradır (Eusst) — ;uı;’j İnanlı harası arasındaki üç b lik yolun yapılmasına başMj yol hara ve civarındaki köylerif şafında mühim bir rol oynı!“’ —H Almanyada vefat eden mizin cenazesi bugün Almanyada tahsilde bulundl’rj da ölen tayyare mühendisimizit % zesi bugün saat 10.20 de sw. lecek Avrupa ekspresile gel # cenazesi Gülhane hastanesindtfi ği rılacak, cenaze namazı Beyâfif Ö inde kılındıktan sonra şehili lecektir. Temmuzda Parisde kongresine iştirak edeceğimiz milel federasyona bildirilmiştir.