Hatayın (Baştarafı 1 inci sayfada) Rüşeni (Samsun), Hamdi (Ordu), Ömer Asım (Anteb), İbralrim (Kocael), dok - tor Mazhar (Aydın), Cavid (Niğde), Yu- SUf Ziya — (Eskişe Hikmet Bayur (Manisa), Be Atalay — (Kütahya), Berç Türker (/ ) Seniha Hızal (Trab- Zon), İstimat Özdamar (Eskişehir), İb- Tahim Mente (Seyhan) il Mehmed (Sivas), Halil Menteşe (İzmir). İlk olarak kürsüye gelen Yu Süf Kemal Süriye ile — münase Bellerimizde — tipik — olarak — teza ür eden cihetin, daima —Tür e — eza, ve — bunün Ziyade Fransız en g ğini yerek, Fransa hükümeti benim bil diğim zamandarberi Türkiyeyi anla - Madı ve anlayamadı. Anlamak isteme- di, demiştir. Hatib bu arada Türkiyeyi ve Türk Gdavasını anlamış bulunan üç şahsım Tiyan Franklen Büyyon ve Herbert'in latıralarını anarak, Şarkta tek kuvvet Sizsiniz, diyen Briyana mukabil bu - Bünkü Fransa hükümetinin bu hakika- t anlamamak istemekteki ısrarını söy- lemış. Hiç bir zaman müstemleke ol - Mamış ve olmıyacak olan Hatay üze - Tinde Fransa ile olan görüşmelerin saf halarını anlatmış ve demiştir ki: «Bizde Fransa dostluğu denildiği za- | Man onun yanında hep bir kelime gö- Tünür, «An'ane uk» biz bu dost- huğun ne şartlar içinde teessüs etmiş 0 düğüunu sormuyoruz. — Hududları Zamankinden daha küçülmüş olmakla | Taber efendilik hislerimiz, efendilik duygularımız o günkünden daha yük - ir» Yusuf Kemal Tengirşek Hatay me - Belesinin Milletler Cemiyetinde varılan Süreti hallini işaret ettikten sonra bu gün Hatayda yapılan zulümlerin Mil - ler Cemiyeti mümessille de geçmekte olduğunu si tler Cemiyetinin bir sü Ğinı sormuştur. Hatib Hataydaki Türkleri muhab - tle selâmlıyarak Franklen Buyyon i- l& akdedilmiş olan mushedenin müza- Ere safhalarını anlatmış ve Franklen Üyyon jle İneboludan Ankaraya ka - İf olan yolculuğu esnasında Fransız legesile geçtiği bütün yollarda ihti - Yar, genç kadın ve çocukların cepheye Silâh cephane taşımakta olduklarını gör dükten sonra «her zaman — bir millet Böyle çoluğu çocuğu, ihtiyarı, genci ile İr davaya sarılırsa behemehal muvaf- olur.» diye tehassüslerini ifade et- Miş bulunduğunu — hatırlatarak Türk Milletinin bugün de ay retle Hatay vasını ele almış bulunduğunu kaydey Emniştir, Hatib sözlerini bitirirken hüküme - daha müessir tedbirler alması lü - Zümunu ileri sürmüştür. Hatiblerden profesör Reşid Tangut söz- l şöyle bitirmiştir: *Yanıbaşımızda ve vaziyeti ahidler ile imat altına alınmış bir Türk min -| kasından sömürgeci bir idare sinsi sin- Si aleyhimizde tedbirler alıyor, alınan bu fedbirler ahde riayetsizlik sözde duyma- ktan çok daha ileri istikbali teh - did edebilir bir tehlike hazırlıyor. Fakat düşman aldatıcıdır, şaklabandar, daima Biler yüz gösteriyor, biz de madem ki Yuz, sabır ve tahammülde devam k bize düşer mi diyeceğiz. Ha- Yir, arkadaşlar bütün dünyanın selâmeti bile olsa zillet ifade eden sulhçuluğa Ala taraftar değiliz.> dan sonraki hatibler Fransanın bizi OYalamış ve aldatmış olduğunu tebarüz Stlirerek Hransada dış politikayı idare &denlerin Türkiyeyi hâlâ bir kuvvet say- dıklarmı ve milli arzusunu tahakkuk Pilirebilecek bir devlet telâkki etmedik- tti Söylemişler, Hatayın emniyetini ve tiklâlini Fransa ile beraber kâfl ve Za- taygı Mamız dolayısile ve bugün Ha - (â emniyetin anarşistlerin elinde e - DNi bulunman dolayısile Fransa İle tTaber bir an evvel sükünu tesis elme- Mizin Mzumunu işaret etmişlerdir. bunu kabul etmediği takdirde YAlız olarak müdahale ederek Hatayın &n g;âxe istiklâlini temin etmemiz Wf - iüle Ça Siğini beyan ederek bunun bir va- B _—' İbsm hatibler Fransaya karşı bu elim macerası Mecliste dün heyecanlı tezahürata sebeb oldu “xîker!sı esnasında Hatay davamıza te - bir taahhüd olduğunu anlatmış -| hareketinden dolayı mukabil tedbirler a- |» | unmasını teklif eyl. Tdir, Lozan muahedi | mızda mevcud taal manlı borçlarından Fransız hâmilleri - bet eden kısmın olan ç de yer almış olan £ sız kültüri bertaraf etmek, Fransız mekteblerini kapatmak, — mektebleri - de Fransız lisanını okutturmamak ürülen bu teklifler arasındadır. Köylü meb'uslardan İsmail Meh - med (Sivas), kürsüye geldiği zaman şu kısa fakat içden gelen sözlerle ka - ini hırçın bir lisanla anlatmiştır: — Fransızlar Hatayda Türk köy - lülerinin dişlerini kırıyorlarmış. Biz de a 10 milyon köylü ise dişlerimizi ruz. Elbette biz de onların dişle - lenmemesi, siyasibloklara an- Müzakere öyle ateşli bir manzara al- mıştı ki bir aralık Başvekil kürsüye ge- lerek müzakerenin seyrine vüzuh ver- mek lüzumunu duymuş ve demiştir ki; «— Şübhe yok ki meb'us arkadaş larımız kanaatlerini kemali serbesti le lemek salâhiyetini haizdirler. Her meb'usun söylediği sözler ancak kendi şahsi mes'uliyetleri altındadır.» Hariciye Vekilinin Hatay hakkındaki beyanatı Ankara 27 (Hususi) — Hariciye Vekili bugün Mecliste Hariclye büdcesinin mü - mas ederek şunları söylemiştir: (Rüşdü Arasın harici vaziyetimiz hak- kındaki beyanatının diğer parçalarını büdce müzakerelerine aid kısımda bula- caksınız.) Bu vesile ile söz alan bhatiblerin he - men bepsi Hataydan bahsettiler. Ben de sözlerime bu millt davamızdan başlıya - cağım. Bu sayede harlcf münasebetleri - mize dair maruzatımı müsbet bir zeminde bitirmek kolay olacaktır. Hatayın elim macerası hepinizin malü- mudur, Ana vatandan cüda düşen Türki- yenin bu mütemmim diyarı halkının çek- tiklerile bütün Türkiye yirmi seneden - beri muztaribdir. Sakinlerinin hner vakit ekseriyeti Türk, bünyesi Türk, kültürü 'Türk olan Hatay, ayni zamanda vatanı - mızın büyük bir kısmının emniyet ka - pisi ve kilididir. Bu kıt'ayı askeri - işgali | altına alan Fransa ile şenelerdenberi ta- | kibinden bir an bile hali kalmadığımız sulh ve iyi geçinme politikamızın icabı olarak makul bir hal çaresine varmak tçin 1921 denberi daima birbirini ikmal edecağini zannettiğimiz müzakerelerde bulunduk. Zaman zaman ümid uyandı - ran günler olmadı değil.. Fakat devam etmedi. Bize karşı alınan taahhüdlerin |tatbik edilmemiş olması yüzünden ta - biatile şikâyete mecbur olduk. Bu su - retle her şikâyet safhası yeni bir müza - kere açtı. Nihayet bildiğiniz. Cemiyeti V Akvam kararlarına varıldı. Bu kararla- rın tatbikini istilzam ettiği intihab ta - lmatnamesinin bütün mukarrerata mu- gayir yapıldığını gene Cemiyeti Akvam makamlarına kabul ettirdikten sonra, İbir yenisi tanzim edildi. Şimdi güya bu |son talimatnameye göre yapılmakta olan intihabat safhasını yaşıyoruz. Arada ransa ile bu sön talimatnamenir. olsun | ir tatbika mazhar olması için iş bir- SON POSTA (Baştarafı 1 inci sayfada) umumi müvazene kanun lâyihası gö - rüşülmüştür. Bu suretle Meclis büdce akeresini tamamlamış ve 342 mev cud âzasının 342 sinin iştirakile büd - ceyi ittifakla kabul etmiştir. Meclis Reisi Abdülhalik Renda rey- in tasnif neticesini Meclise arzetti - zaman Cumhuriyetin 15 inci ve Ba- yar hükümetinin birinci büdeesinin ka bulü sürekli ve devamlı alkışlarla kar- şılanmıştır. Müzakerenin sonunda kürsüye ge - len Başvekil ezcümle demiştir ki: «Yüksek Meclisimiz bu içtimaa aid en mühim ve en esaslı vazifelerinden birini ikmal etmiş bulunuyor. Yeni büdcemizi daha iyi, daha mükemmel bir hale sokmak suretile kabul etmiş ulunuyorsunuz. Büdeemiz geçen sene- lere nazaran daha mahmuldür. Önü - müzdeki seneyi hükümet kendisi için tamamile bir iş yılı addetmektedir. Hükümetim için büdeenin kabulü - nü bir itimad nişanesi olarak telâkki etmekteyim. (Tamamen sesleri, alkış - |lar) Çalışacağız ve muvaffakiyetimiz an- cak sizin müzaheretinizle kabil olacak- ır.» Alkışlar arasında kürsüden ayrıları Başvekilden sonra Meclis Reisi büdece müzakeresi bittiğinden Meclisin her - gün toplanmasına artık lüzum kalma- dığını söylemiş ve içtima pazartesi gü- nü saat on beşe talik edilmiştir. Hariciye Vekilinin beyanatı Ankara 27 (Hususi) — Meclisin bu - günkü toplantısında Hariciye Vekili dok- tor Aras Hatriciye Vekâleti büdcesinin müzakeresi münasebetile beyanatta bu - lunarak demiştir ki: — Tasvibinize arzolunan Hariciye büd- cesinde geçen seneki büdcesinden belli başlı bir fark yoktur. Ancak bu müna - sebetle dış işlerimiz ve bu işlerle muyaz- zaf ve mes'ul dairenizin faaliyeti hak - kında malümat arzetmek isterim. (Hariciye Vekili burada Hatay dava- mızdan bahsetmiştir. Beyanatı kısmı mahsusumuzda bulacaksınız.) Türkiyenin milletler arası vaziyeti durmadan yükseliyor. Şarki Akdenizde, Karadenizde, Balkanlarda, ve garbi As- yada müttefiklerimizle ve dostlarımızla birlikte bir sulh ve istikrar âmili olarak çalışılmaktadır. Büyük devletlerle münasebatımız Büyük devletlerden şarkta komşumuz Sovyet Rusya ile münasebatımız ilk gü- nündeki samimiyetini muhafaza etmek- tedir. Garbda Fransadan maadası ile dostlak münasebatımız mütemadiyen i- lerlemektedir, Fransa ile münasebatımız Fransa ile münasebatımıza gelince A- ——— ea habat bin bir türlü tazyikler içinde ce- reyan ediyor. Vaziyetin ciddiyeti, hattâ vahame- ti aşikârdır. Cumhuriyet hükümetinin bu milli meseleyi behemehal kat'i ve iyi bir hal suretine isal etmek hususunda- ki kararı da malümunuzdur. Mutadı - mız olan soğukkanlılıkia hakkımızdan ve davamızdan emin olarak, Hatayda- ki kayıd işlerinin sona ereceği yakım günlerde tebarüz edecek neticeyi bek- İlemekteyiz. Binsenaleyh hatiblerin bu mesele etrafındaki suallerine arzetti - lği esasında bir anlaşmaya varıldı. İçinde bulunduğumuzu arzettiğim in - tihabat safhasının daha başında izahı ve tâdadı mümkün olmıyacak kadar ter - tiplerle ve iyi olmıyan niyetlerle karşı -| laştık. Bu hususta Paris hükümetinin ve Be- | rutta onun âli komiserinin dikkat nazarı celbedildi ve bu hareketlerin manası s0-| ruldu. Her defasında Paris hükümetinden | ve Fransanın buradaki büyük elçisinden taahhüdlere ve anlaşmamıza riayet edi- leceği cevabı alındı. Fransa âli komiserinin Hatay dele- gesi Ankaraya geldi. Kendisile uzun uzadıya konuşuldu. Hataya avdetinde ilk iş olarak yaptığı, Hatayın gayri as- kerliği ahkâmına rağmen hakiki bir se- beb olmadan asker getirmek oldu. Hâ- diseler sonra bunun hedefini bize öğ - retti. İki gün evvel Paris büyük elçi -| tu ve şikâyetlerimizi saydı döktü. Kat'i emirler verileceği vâdini aldı. Hataydan gelen habherler orada tüy- miz Fransa- Hariciye Nazırı ile konuş- | ğim bu neticenin tezahüründen evvel cevab istemekte ısrar edilmemesini ri- ca ederim. Bu sabah Paris büyük — elçimizden aldığım bir telgrafda şahsan — kıymetli eski bir dostumuz olan Fransanın yeni Hariciye Nazırının biraz evvel arzetti- m kat'”? vâdini yazılı beyanat ile te - yid etmiş olduğunu öğrendiğimi ayrıca tebarüz ettirmeliyim. Sefirimiz dün de Pariste — temaslarda bulundu Paris 27 (A.A.) — Havas bil Hariciye nazırı B. Bonnet Türkiye bü- yük elçisi B. Davazı kabul etmiş ve bu görüşmede İskenderun sancağı meselesi mevruu bahsolmuştur. Fransız Hariciye Nazırı geliyor - Paris 27 (A.A.) — Fransız diplomatik, mehafilinde söylendiğine göre, hariciye nazırı B. Bönnet, eylül ayı zarfında An- karayı ziyaret edecektir. Paris 27 (AA) Ajans bildiriyor: B. Bonnet, önümüzdeki eylülde tay - yare ile doğrudan doğruya Ankaraya gi- Finansier ler ürpertiej bir tedhiş manzarası hü - kümferma olduğunu gösteriyor. İnti - deceğini bildirmiştir. tatürkün kamutayın bu devresini açar « ken irad buyurdukları nutuklarındaki şu| beliğ cümlesini tekrar etmekle bu mü - nasebatın her noktasını tekrar izâh et - miş olurum: «Yarınki Türk - Fransız münasebet - lerinin dilediği: yolda inkişafma Ha - tay işinin iyi bir yönde yürüm bir ölçü ve âmil olacaktır kanaatinde - yim» İngiltere ile dostluk Bu büyük devletlerden İngiltere — ile inkişafına devam eden iyi dostluk müna- sebetimiz bugün Londrada imza edilmiş olan klering ve kredi mukavelesi ile bir kat daha resanet peyda etmiş olacaktır. İtalyanın boğazlar mukavelesine ilü- hakı aramızdaki gittikçe artan dostluk münasebetlerimizin yeni bir tezahürü ol- muştur. Almanya ile berdevam olan iyi münasebetlerin Berlinde açılması derpiş edilen müzakerelerin önümürdeki ayın sonlarına doğru yapılması kararı, iktı sadi sahada yeni bir genişliğe mazhar o- lacağını ümid ettirmektedir. Diğer devletlerle münasebetle: Cumhuriyet hükümetinin diğer bi ve küçük devletlerle olan münasebetle- rinde ahenkli bir istikrar ve inkişaf de - |vam etmektedir. Size bütün açıklığile arz ve izah etti- ğim siyasetimizin ve kuvvetli dostlukla- rımızın son aylardaki tezahür ve: de söylemeliyim ki harici politika fam manzarasını göstermiş olayım: Malümunuz olduğu üzere müstakil ve kardeş Mısıra ilk Hariciye Vekili olarak gitmekle mes'ud oldum. Orada gördüğüm | dostluk âsarı cidden büyük ve iki memle- ketin samint#*münasebetlerinin delili - dir, Müttefiklerimiz Başvekilimizin refakatinde olduğum halde Yunan ve Yugoslav müttefikleri - mizin mümtaz ricalini ziyaret ettiğimizi biliyorsunuz. Bu iki dost ve müttefik memlekette bize karşı gösterilen çok iyi Jetleri ile milletimiz arasındaki çözül -| mez kardeşlik bağlarının heyecanlı te - zahüratı olarak tavsif olunabilir. Sonbaharda diğer müttefikimiz Ro - manya ricalini de ayni hiasiyat ile meş- bu olarak, ayni suretle ziyaretimiz mu - karrerdir. Bulgaristanla dostluk Son seyahatimiz esnasında komşu — ve dost Bulgdristanm kıymetli ricalini de ziyaret etmek fırsatımı bulduk — ve iyi komşuluk ve dostluk münasebetlerimizi rşılıklı teyid etmekle bahtiyar olduk. İçinde bulunduğumuz sene zarfında «| kat, bu h Yeni büdce Mecliste ittifakla ve alkışlar arasında kabul edildi | <«Et mevzuu dolayısile İstanbul alınmış olan tedbirlerin bütün memle kete teşmili arzusuna iştirak etmeme kabil di * Ancak bu mevzuun ne dar mudil ve güç mevzuu olduğunu dâ âzım gelir. İstanbulda rin müessiriyetini ve faye; ördük. İlk günlerde uğratılması için & aruz kalmmıştı. — Canli hay n azalması, stok bu « Tunmaması müşkül ttırmıştır. Fa kat bugün aradan geçmiş olan bir kaç ı ylık tecrübe ve çalışmalarla bu güç » lükler önlenmiş bulunuyor. Tedbir mu | vatfak olmuştur. Yakın günlerde yeni bit fiat tenziline imkân hâsıl olacağına d |bu işle meşgul olan heyetlerimiz tahm |etmektedirler, İstaribuldaki — tecrübenin İneticeleri alındıktan sonra gene Ihtiyatli, bir surette bunu diğer taraflarda da yet | yer tatbik ek zamanı gelecektir. F arkadaşımızın bize biral at vermesini rica edecej Su boruları reaksiyonla ler Banka mesi yolul ki mütalealara Vekil şu cevabı vermiş « tir: «Karabükte inşa edilmekte olan demil |ve çelik fabrikalarımız, memlekete, Ö nümüzdeki seneden itibaren, lüzumla o « inı |lan su borularını imale başlıyacak ve itibarla mesele esasından halledilmiş 0« lacaktır. Karabük fabrikaları Şakir Kesebir Karabük fabrikalaı hakkında şu malümatı vermiştir: <«Karabük fabrikaları inşaat faaliyeti « nin şimdiden takdirinize lâyık olacak bit dereceye varmşı bulunduğunu arzedebi lirim. Önümüzdeki sene başından iti < baren fabrikalarda ilk ocaklar yanmış istihsalâta başlanmış olacaktır. (Brava sesleri). 4 İhracalımız 4 Vekil bundan sonra ihracatımızın mün, tazaman artmakta olduğunu söyledikleni kabul ancak Balkan müttefikleri mil -| ,, 935 de 72 milyon olan ihracatımız, 36 da 90 küsur milyon, 37 de 109 mils & olmuştur. Kleringli memle olan bu inkişaf klering siste memleketimiz konjonktürüne ve ct ticanet ihtiyaçlarına ve memle « timize uygun bir sistem — olduğ göstermektedir. Vekil tekrar k e gelerek hatiblerin hayat pahalılığı hakkındaki mütalcali na karşı şunları söylemiştir: «Gayri meşru bir pahalılık — elemi görürsek ona karşı tedbir almaktan geri kalmıyacağız.» ğ derpiş edilen harici faaliyetimizin başlı - galarını tamamile arzetmiş — olmak için dost Macaristana borçlu olduğumuz zi - | yareti yerine getirmek tasavvurunda bu- | Junduğumuzu da memnuniyetle kaydet- meliyim. Arkadaşlarım, Görüyorsunuz ki samimi duyguların | karşılaştığı devletler ve milletler ara - sında iyi münasebetlerin inkişafı pek ta- | bil oluyor. | İstikametini ve çalışma tarzını Şefimiz Atatürkün yüksek ilham ve irşadların - dan alan dahilde ve hariçte herkesin ili- mad ve sevgisini kazanan senelerdenberi | takib ettiğimiz bu harici siyaset yolunda yürümekte devam edeceğimizi arzeyle -| rim.» | İktısad Vekilinin izahatı İ Ankara 27 (Hususi) — Meclisin bu - günkü toplantısında İktisad Vokâleti büdcesi görüşülürken Vekil Şakir Kese- bir hatiblerin mütalealarına cevab ver- | miş ve demiştir ki: r «Petaol ve benzin fiatları İktisad Ve - kâletimizi zaman zaman meşgul eden| ciddi bir meseledir. Bu mevzuun füli vaz'ı dolayısile arzettiği güçlüğü arka - daşlarım kolaylıkla takdir buyuruyor -I lar. Buna rağmen mütemadi takible fiat- | ların imkân dahilindeki indirilmesi yo -| lundaki çalışmalara devam olunmakta - dır. Nitekim gene sayın arkadaşımın işa- | ret ettiği veçhile son günlerde de bir ten- | zil yapılmıştır. Ve gene takarrür etti -| rilmiştir ki, haziran sonlarına doğru sa-| tış arlma nisbetleri ve değişen alım fia ları hesablanarak yapiılacak — bilânçoya | göre yeni bir tenzil derpiş ed:le:'('kl.:.[ Haziran sonlarında tahmin ediyoruz ki, | bu defa yapılmış olan tenzilden daha mü- him bir tenzil elde etmek kabil olacak - tır,> Et mevzuu hakkında da Vekil demiş - tir ki: ahi İgaranti vermeyi kabul eylı İngilterede yeni harb Gemileri yaptıracağ & (Baştarafı 1 inci ıayf._ıdn) | — Bu anlaşma mucibince, İngiliz hü kümetinin kefaleti altında Türkiyeye 16 milyon sterling kredi açılacaktı. Bu kredinin !0 milyonu Türkiyenin iktısadi kalkınmasına tahsis edilecekş bazı madenlerin işletmesine, limanla « rın inşa ve tevsiine sarfedilecektir. Mütebaki 6 milyon sterling ise mil. müdafaanın takviyesine kullanıla ktır. Bu meyanda İngiltereden aşküe. ri levazım ve harb gemileri alınacak « tır. Türkiyeye açılmış olan bu kredinit büyük bir kısmı, İngiltereye ihrac e « dilecek Türk mallarile ödenecektir. Bu sabah, Türkiye ve İngiltere mü: messilleri tarafından imzalanmış olan . bu anlaşma hakkında, Başvekil Çem « berlayn Avam Kamarasının bugünkü toplantısında etraflı izzhat vermişlir. Londra 27 (A.A.) — Avam kamarasıns da başvekil B. Çemberlayn, Türk eko nomi heyetile müzakerele bugün im za edilen üç anlaşmaya varmış olduj bildirmiş ve bu üç anlaşmanın esasları Ihtiva eylediğini tir: 1 — İhracat kredileri dairesi, Türkiyeye- 10 milyon İngiliz lirasına kadar İngilte rede imal edilmiş mal ihracı hakkında ştir. 2 — 1936 ticaret ve klering anlaşması na ti fasıl ilâve olunmuştur, ürkiyenin İngiltereye kredi harb gemisi ve diğer harb levazımı si- pariş etmesini mümkün kılan bir anlaşn yaj aştır. 4 Bu hususta lâzım gelen kanun projele« ri pek yakınra parlâmentoya tevdi olu « nacaklır. »