I EYR Çörçil, Tuna ve Balkan - devletlerinin bir araya getirilmelerini istiyor "’!llu siyasisi: “1939 da ve 1940 da ne olacak? t Ll'lkbalc'le daha kuvvetli bir ekipe muhtacız,, diyor ,"in 24 (A.A.) — Çörçil, Çinkfortta Hi bir nutukta demiştir ki: Ü, Peselesinin sulh yolu ile halle - b, “eğini hâlâ ümid ediyorum. Çün- iynin Londrayı ziyaretinde bana neyiden plânlar Çekoslovak ! için hiç de kabul edilemez ma- * değildir. Eğer ümid ettiğim gibi © önüne geçilmiş ise bu, kolektif in kaba taslak da olsa bugünkü den mütevellittir. Çekoslovakya - '€h ele geçirilmesinin önüne ge- CK şey Fransanın azimkâr hattı Ve lnıilte:wıiıı de buna ayni ekoslovak gerginlik ? | derecede azimle müzaheret göstermesi- dir. Sovyetler Birliğinin, Polonyanın — ve hepsinin üstünde Çeklerin memleketle - rini müdafaa için harbe hazır bulunma- ları birinci derecede &mildir. Yüksek makama! Almanyanın henüz büyük bir kara harbine hazır olmadıkla- rı kanaatinde bulunuyorlar, Fakat 1939 da ve 1940 da ne olacak? İstikbalde daha kuvvetli bir ekipe muhtacız. Ne için sulh lehinde Tuna ve Balkan devletlerini bir araya getirmiyelim? Ve ne için bunlar - dan birisine bir hücüm olursa, İngiltere ve Fransa onlara yardım etmesin?» meselesinde zail oldu F"'hıı. silâh altına alınan ihtiyat efradının terhis edilmesini çe)foılo 1 ::'l 24 (Hususi) — Başvekil Hod- Ha layn arasında dün cereyan Büp Hülâkat, Südetler meselesinden DU endişe ve gerginliği hayli Di Wşlir.m ginliği yi t samimi bir hava içinde ce- 'N Elmiş ve her iki faraf ta uzlaşma i n:"Werı göstermişlerdir. Mhlfhya kadar esas müzakere - H 'anacağı temin edilmektedir. h _Üğledeu sonra Çekoslovakya - & * Befirini kabul eden Fransız DE Vhğ' Nazırı Bone, geçen Cumarte- -N.hı;üh altına alınmış olan ihti « ç fın terhis edilmesini tavsiye B Ç 7'eir, ğ KK 24 (A.A.) — Pazar günü inti- -heticeleri Çekoslovakya hal - Kai Süder tlerle anlaşmak hususundaki — Srzusunu göstermektedir. ğ f . ! vık'mplı daki talebemiz I ı nda yeni esaslar || ., — kabul edildi f 35.__11 (Hususi) — Vekiller Heye- K da okuyan Türk talebesinin inda yeni esaslar kabul et- Psaslara göre kendi hesabıma ler, gittikleri yerlerdeki işlerinin, elçiliklerin ve Tinizın kontrollerini kabul et- 7 senedle alâkalı dairelere ta- rdir. Kalan, derslerle slâkadar ol - Mektebe devam eder gibi gö- Ye döviz müsaadesi veril - V1Ş 'e igZ!f T £, Müddeti dört yıl olarak ka- gçek, bundan fazla kalan tale - Müsaadeleri kesilecektir. Harıp lebelerin velilerine mü- afından malümat verilecek - h— — — !ü::" havalisinde dün | a ldid zelzeleler oldu h &4 (Hususi Ususi) — Kırşehir, Niğde “mb"ıün tekrar — mütcaddid Uştür. Hasar yoktur, n Yide kullanılacak Kika, ı:uıııııı—talır Bh (Hususi) — Sanayie mah- kı'.’ Tin Üzerine konulacak işa- n İtan g, Gilmiştir, £, * » İşareti ti ikin d Tühda başı ""ık:.r_p in tatbikine bir xx— ! '.Jı.%““yek__ Otobüs' altnda öldü | w“ı :ğyımdp oturan. Fehminin ç N“ki DA Vehib, şoför Hulüsinin | h 89 humaralı otobü: k nd Öhhâş?:.ledıldığı çocuk ha: | | | K vi vakyaya tavsiye etti Siyasi müşahidlerin umumi kanaa- tine göre Çekoslovakların kahir ekse - riyeti Südetlere pek yeni — imtiyazlar verilmesi taraftarıdır. Hududda bir hâdise Berlin 24 (ALA.) — Alman istihba- rat bürosu bildiriyor: Pazarlesi sabahı Lanz'in şimalinde kâin Ulrihsburg ve Hohenfurth kasa- balarında Çek askerleri iki hudud köp- rüsüne baştanbaşa gaza bularımış sâ - manlar yaymışlardır. Bu köprülerden her birinin yarısı Almanyaya aid ol - duğu için Çek askerleri bu suretle Al- man arazisine girmiş bulunmakta idi - ler, Alman hudud muhafızlarının hâ - dise mahalline koşmaları üzerine Çek askerleri kaçmışlardır. Çek askerleri üçüncü defa — olarak Alman hududuna tecavüz etmektedir- ler. Vekâletler hesabına tahsillerini yapanların L . mecburi hizmetleri Ankara 24 (Hususi) — Vekâletler he- sabına memleketimizde veya ecnebi mem leketlerde okuyan ve tahsillerini bitir - dikten sonra, muayyen müddet tahsilini yapttran daire emrinde çalışacaklarını, senedle taahhüd edenlerden muayyen mecburi hizmet müddetini ikmal etme - den, alâkadar dairenin muvafakatile baş- ka bir daireye geçen kimseler hakkın - da yapılacak muameleye esas olmak üze- re, Şürayı devletin istişar! mütaleasının alınmasına hükümet lüzum görmüştür. Şüra tanzimat dairesinin bu hususta hazırladığı mazbata bugünkü Resmi Ga- zetede neşredilmiştir. İspanyada hükümet kuvvetleri taarruza geçti Landra 24 (Hususi) — Bir müddetten- beri müdafaa vaziyetinde bulunan İs - panya bükümetçileri, şimali şarki cep » |hesinde faaliyete geçmişlerdir. Hükümet kuvvetlerinin bu hareketten maksadı, Barselonun elektrik cereyanını istihsal eden ve halen Frankocuların iş- gali altında bulunan elektrik fabrikaları- nı istirdad otmektir. Frankocular, hükümet kuvvetlerinin bu mıntakada harekete geçtiğini kabul etmekle beraber, yapılan hücumları püs- Ikü—ın—vag olduklarını söylemektedirler. ’0;; tayfa peynirden zehirlendiler | Gemlik ile İstanbul arasında iş! |Gülbaba motöründe tayfa İsmail, yen zehirlenerek hastaneye kaldırılmışlar- dir, Hü-| n İseyin, Muharrem yedikleri peynirden | sat, bu işe sarfedilecek paraların ancak SON POSTA ERLERİ Demir muhafızlar reisinin muhakemesine başlandı Bükreş 24 (A.A.) — Eski Demir mu - hafızlar reisi Codreano mahkemede rei - sin sualletine ve müddeilumuminin id - dianamesine cevab vererek — kendisinin devletin emniyetine karşı harekette bu- lunduğu ithamının kimse tarafından yapılamıyacağını, başında bulunduğu ha- reketin daima kanun çerçevesi içinde kal- dığını ve hiç bir vakit ihtilâl hazırlamağa teşebbüs etmediğini söylemiştir. Codreano, taraftarları nezdinde bulu -| nan silâhlar hakkında da, bunların eski silâhlâr veya harb hatırası olduklarını ve bugün bu modası geçmiş silâhlarla dev- Tete karşı bir ihtilâl ve isyan hareketi ba- şarılamıyacağını kaydeylemiştir. Meclise sevkedilen yeni kanun lâyihaları Ankara M (Hususl) — Birinci, üçüncü ve dördüncü umumi Müfettişliklerle müşavir - liklerinin teşkilât kadroları hakkında ka - nuna ek bir projeyi hükümet meclise verdi. Türk ceza kanununun ve ceza mahkemeleri usutâ kanununun bazı maddelerinin değiş - #irilmesi hakkında hükümet meclise iki ka- nun Jâyihası verdi. Lâyihalar Adliye Encü- menine havale edildi. Ceza kanunundaki de- dişiklik devletin emniyeti faslındaki hü - kümlerdedir. Barem kanununun Maarife a- id cedvelinde değişiklik yapılmasına — datr hazırlanan lâyiha moclise verildi. Hava sal- darınalarına karşı pasif koruma — hakkında ve damga resmi kanununun bazı maddele - rinin değiştirilmesi ve bu kanuna bazı hü - kümler eklenmesi hakkında hükümet Mee - Ese iki lâyiha verdi. Meccani leyli talebe - oin mecburli hixmietlerine dâir olan kanuna ek lâyiha Maarif Encümeninden çıkarak ruz nameye alındı. Encümen lâyiha üzerinde bamı değişiklik- ler yapmıştır. Lâyihanın Encümende aldığı son şekle göre resmi orta okullar ve liseler- de parasız yatılı olarak tahsilde bulunanla- tın sön gınıf talebeleri arasında liyakat ve kabiliyetlerine ve Vekâletin ihtiyacına göre yüzde yetmiş beşi geçmemek şartile seçile- cok olanlar, kültür bakanlığının gösterece- ği yüksek tahsil müessaselerinden birine pa- rasız yatılı olarak girmeğe mecburdurlar. Bu gihiler öğretmen olarak yetişince dev- Jet okullarında meccani leyil olarak tahsil- de bulundukları müddetin bir buçuk — misli kadar kültür bakanlığı emrinde çalışacak - lardır. Bu mecburiyet 1938 - 1939 ders yılı ile bundan sonra gelecek yıllar içinde 915 numaralı kanun mucibince orta — okullarla Hiselere parasıs yalılı olarak alınacaklar i- çindir. Fransa Lübnanı tamamen benimsedi mi? (Baş tarafı I inci sayfada) tedbirlerin mühim olan bazılarını - size yazmaktayım. Fakat, bu nevi Fransız faaliyetleri arasında hiç biri yoktur ki Berutun- Fransa için bir harb limanı ha- Tine getirilmesi kararı kadar ehemmi - yetli ve kat'i ifadeli olsun. Filhakika, salâhiyettar makamlardan alındığı kaydile neşredilen haberlere gö- re, Fransa Berut limanının büyük bir harb limanı haline ifrağına karar ver - miştir. Ayni zamanda milli müdafaa na- zırı olan Fransa başvekili, bu işin bir an evvel tahakkuk ettirilmesi için bir proje hazırlatmıştır. Bu proje mucibince Be- rut, şarki Akdenizin ve bütün Kızıl de - nizin en büyük harb limanlarından biri haline getirilecekmiş. Bu hususta şimdi- yo kadar sarfedilmiş olan meblâğlara ılâ- veten yeniden yüz milyon franklık bir tahsisat alınacaktır. Berutun ötedenberi Büzel bir sun'i limanı vardı. Bu limanın dalgakıran hattının, evvelce temdidine karar verilmiş ve bu iş yakınlarda biti - rilmişti, Yeni projeye göre liman yeni bir dalgakıran hattı ile techiz edilmiş ve bu suretle sahası genişletilmiş olacaktır. Bu suretle genişliyecek limanın içine en bü- yükleri de dahil olmak üzere bir çok ge- miden mürekkeb bir harb filosu sığabi - lecektir. Yarı resmi olarak neşredilen ve hiç bir taraftan da tekzib edilmiyen bu haber - lerden anlaşılacağı veçhile, Fransa Lüb- nanı artık kâmilen benimsemiş bulunu- yor, Uykuda mı, mezarda mı olduğu belli olmıyan mahud istiklâl ve ittifak mushe- desi bir tarafta yatadursun, Fransa Be- rutta böyle bir harb İlmanı tesisine k: tar vermiştir. Yüz milyon franklık tahsi. bir ikinci kışmını teşkil ediyor. Bunun bir üçüncü ve bir dördüncü kısmı da ar- kadan gelecekmiş. Bu Sabahki Gazetelerde Gördüğümüz Fikirler Yeni Sabah — Hüseyin Cahid Yalçın | Pransa, İtalya görüşmelerinden bahsederek İkalyanın Fransadan — Çekoslovak - ve Rux dostluklarından ferügat gibi iki mühim te ı dakârlık ktemesinin iki devlet arasında bir dostluk tesisine mâni olacağını, fakat Fran- sa bu fodakârlikları yapsa bile iki devletin arasında devamlı bir dostluk tesisine imkân olmadığını yazmakta, bunun sebebierini tah- ll etmektedir. —- Tan — Ahmed Emin Yalmân tabiye ve normale dönüş başlıklı makalesinde sön kredi anlaşması dolayısile İngiltere ile ara- misda beliren döstluğun dikkatle karşılana- sak bir hâdise olduğunu, bu hareketle Tür - kiye ile İngilterenin yanlış yollarda bir çok vakit kaybettikten sonra normal yolu bul - muş olduklarını yazmakta ve bir asırdanberi Türk-İngiliz münasebetlerinin geçirdiği saf- Haları mevzuu bahsederek varılan neticenin hükümetimiz için başlı başına bir muvaffa- kiyet olduğunu tebarüz ettirmektedir. a Kurun — Asım Us tarihten bir ibret lev- hasi serlevhalı makalesinde yeni Türkiyenin istiklâl tarihi ile İtalyanın milli birlik tarihi arasında Frafisız dostluğu bakımından garip | bir benzerlik bulmakta, Fransanın 1889 daki İtalyan birliği koruma hareketlerine müzahir görünüp kendi menfaatlerini temin edişi ile Milli mücadelede Türklerle ilk evvel Fran - sanın anlaşmış olmasını mukayese etmekte, her iki hâdisede de Fransıx dostluğunun ne kadar sahte olduğunu tebarüz ettirmekte - dir, Zvusluryıc[a feyeuniar, 6 kişi öldü Graz M (AA.) — Karların birdenbire e- rimbsi ve birkaç gündenberi yağan şiddetli yağmurlar neticesinde Stirya ve Korentiya- da büyük feyezanlar olmuştur. Şimdiye ka- dar 6 ölü vardır. Hasar çok mühimdir. Bü - tün Mur vadisi aü altındadır ve bir çok yer- lerde demiryolları münakalâtı tamamile dur muştur, Mur nehri üzerindeki — köprülerden bir çoğu da yıkılmıştır. Keza Oraz ile şimal | arasındaki münakaleler de kestlmiştir. Cuma gününden beri Mür nehri binlerce ağaç, ölü hayvan ve bina enkazı taşımakta - dır, Lorensen ile Kinittelafeld arasında de- miryolu harab olmuş ve Kat taş yığınlarile örtülmüştür. Bir genç ölüm halinde bulundu Eski maliye kâtiblerinden Celâl oğ- Ju 30 yaşında Bedri dün gece saat bir buçukta sarhoş bir halde ve çok ağır yaralı olarak Belvo bahçesi önünde baygın yatarken görülmüş, hastaneye kaldırılmıştır. İfadeye gayri muktedir- dir, hayatı tehlikelidir. Tramvaydan düştüğü veya otomobil çiğnediği tah - min edilmektedir, Sokaklarda hesab meseleleri yaparak para kazanan adam (Baştarafı 1 inci sayfada) oturmakta, ve küçük mikyasda eriyazi varyetelerr yaparak geçinmektedir. Koluna bağladığı kırmızı tenekenin üzerinde şu cümle yazılı: «Canlı, seyyar hesab makinesis. Kendisini bizimle tanıştıran - safdil delikanlı, mucize görmüş bir insan hay retile şu cümleleri söyledi: — Hayatında bir tek saat bir mekteb dershanesine girmemiş olan — bu cahil köylü, min'.nra_fillnh her hesabın altın- dan kalkıyor. İstediğiniz kadar büyük darb, cem, tarh, taksim ameliyeleri ve- rin: Şip diye hallediyor. Hülâsa, bu a - damın sihirli bir dimağa sahib olduğu müuhakkak!.. Filhakika İsmail oğlu Hasan 40 se- nede kaç saniye olduğunu yarım daki- kada söyledi. Yüz senede kaç dakika olduğunu hemen bildirdi. Ve 87865 kere 98695497 nin kaç ettiğini üç da - kikada çıkardı. Ve bize, rakam bah - sinde oldukça kuvvetli bir zekâ sahibi olduğunu isbat etti. Fakat bütün gay- retine rağmen, bizi, iptidai tahsili gör - mediğine inandıramadı. Neyle geçindiğini sorduk: — Hergün, kahvelerde — dolaşırım. Moerak edenler çağırıp meseleler ve - rirler, Halleder, buna mukabil bahşiş alırım. Bu suretle, günde birkaç lira kazanıyorum! Bizce, Hasanın yegâne marifeti, bi- zim memlekette bu şekilde para ka - zanmayı ilk defa düşünen adam olma- sındadır. Avrupanın bir çok yerlerinde, bir © Çekoslovakya ve bilnetice Avrupa tehlikeyi tamamen atlatmış değildir Yazan: Selim Ragıp Emeç ekoslovakya vaziyetinin Avru - paya geçirtmiş olduğu tehlike bir bakıma göre atlamıştır. Fakat bu tehli- kenin tamamen zail olduğunu sanmak hatadır. Davanın mevzuu bu sütunlarda defaatle izah edilmiş olduğu için buna tek rar dönmenin manası yoktur. Fakat bir taraftan Almanya gibi 80 milyonluk bir kütlenin Çekoslovakyada sakin üç mil - yonluk kan kardeşine karşı duyması ta- bil olan alâkanin doğurabileceği karışık durumun kolay kolay bir hale, yola ge- tirilmesi imkânsızlığıdır ki ortalığı şa - şırtmıştır. Çekler, tabii olarak milli hâ- kimiyetlerini muhafaza etmek gayretin- dedirler. Südet Almanları, bu hâkimiye- tin kendileri için boğucu bir hava yarat- mamasını İsterler. Buna, yıllarca karşı- hıklı mevzilerde bulunmanın hâsıl ettiği kindar zihniyeti ilâve edersek işin nasıl girift bir safhaya intikal etmiş olduğu görülür. Hakikati söylemek lâzım gelirse bu « günkü durum, dünyayı ikiye ayıran ga- Nb « mağlüb zihniyetinin müessil bir ifadesidir. Hâdiseleri yazı ile ve lâkırdı ile kapatıp bertaraf etmek mümkün ola- bilir, Fakat hisleri ve onların doğurduk ları vaziyetleri silmek mümkün değildir. Bundan ötürüdür ki Çekoslovakyadaki |Südet Almanları meselesi, nihayet bu - gün veya yarın için tesviye olunabilir. Bu davayı, bir siyasi ve iktısad! dava ok maktan çıkarıp ortadan kaldırmak müm- kün olamaz. Demek oluyor ki bugün ber- taraf edilmiş olan harb tehlikesi, yarın için bakidir ve Çek başvekilinin dediği gibi binbir mihnet iktiham ederek istik- lâline kavuşan Çekler, bu istiklâli elde ettikten yirmi sene sonra, ilk mücadele devresinden çok daha çetin yeni bir im- tihanla karşılaşmış bulunuyorlar. Bu hazin hakikati saklamıya lüzüum yoktur. Bunda, birinci meş'uliyet muahedeleri yapanların, ikinci mes'uliyet te galib - mağlüb zihniyetini idame etmekte men- faat görenlerindir. — Selim Ragıp Emeç Hataydaki tazyiklerin hariçte bıraktığı akisler (Baş tarafı 1 inci sayfada) keri kıtaatın bazı hareketleri ve halkın silâhlandığı bildiriliyor. Türk matbuatı Hatay Türklerinin ma- ruz bulunduğu tazyikleri kaydetmekte - dir, Bu tazyikler ciddi hâdiseler vaziye- tini almaktadır. Türk matbuatı bu yüzden Fransaya şiddetli hücum eylemektedir. Her ne olursa olsun Hatay işi Atatür- kü şahsan alâkadar eden bir meseledir. Çünkü bundan on sene evvel Türk ana watanından ayrıldıklarından dolayı ma- teme bürünmüş olan kadınlara Atatürk onları kurtaracağını vâdetmişti. O za « mandanberi on sene geçli. Atatürk gibi millet mevzuu bahsolunca hiç bir tered- düd tanımıyan bir adam için bu, çok u- zun bir devredir, Samo Prava gazetesi, Atatürkün yarım da tereddüd edip etmiyeceğini soruyor? (ALA.) çok adamlar vardır ki, — hâfızalarının ve dimağlarının hesab mümaresesini hislerinden çok fazla — arttırmışlardır. Onlar, çok büyük darb, tarh, cem, tak- sim ameliyelerinin neticelerini, şayanı hayret bir sür'atle bulurlar. Ve mün - hasıran rakamlarla uğraşmanın, ve bu hususta hâfızayı uzun müddet talime, idmana çekmenin tabil bir neticesi o - lan bu mecnunane marifeti, — bir çok safdillere bir mucize diye yulturarak para, hattâ servet kazanırlar!, Hasan, memleketimizde hesab varyetesine çı- kan ilk aktördür. Eğer hesabını bilirse, bu hesab mu- cizeleri (!) sayesinde hesabsız para ka» zanabilir. Ve o takdirde biz de,servet kazan- — mış bir aktör yüzü görmekle, — hakiki bir mucizeye sastlamış oluruz! n - BSelim Tevfik — DSi