SON POSTA filosundan bir kruvazör... Cenuba doğru seyrediyorl,, diye bağırdı E. 12 de Türkçe bilen biç kimse yok- fu. Yüzbaşı Naşmit, bir çok uğraştık- sonra bu iki adamdan bir şey âla - mîınğım anlamıştı. Elindeki ilk iki esirden biri, çıldır- Miz; diğeri de içine düştüğü hâdiseyi Onlamağa vakit bulmadan abdallaşmış, "-'lllumş kalmıştı. Bunlar bir işe yarıyamazlardı... Ne Yol Bösterebilirler, ne klavuzluğa ya ;"îir. na de başka bir iş görebilirlerdi. Glnız; beraber gezdirilirlerse geminin aten mahdud olan hava ve komanya - m bunlara da pay ayırmak lâzim- #lirdi ki bu; yüzbaşı Naşmitin bu kül vaziyet ve şartlar içerisinde hiç && işine gelmiyordu. ha önlerinde başarılacak mühim T, ellerinde mikdarı zaman geçtikçe Malacak bir kısım komanya vardı. Her taraf düşman sahillerile çevrili bir göl- Şük sayılan Marmarada komanya te - kömür, yağ ve buna benzer ge- .hi,n_ mtürettebatın ühtiyaclarını gi- .’hnılı için ne yapılacaktı? Yüzbaşı Naşmitte, daha Maltadan ha- t etmeden evvel kendisine verilen %klmu arasında bir de mektub var- Bu mektub İstanbulun yakınların- İ Hayırsız adalardan Sivri adaya h"Cîğı bir Heliyografın kırmızı işa- &n ©na bir vasıta olacaktı. Vası di ve mahiyeti malümdu. İngiliz yüz- .'lllı Davust. —:il:n İngiliz olan ve pek genç yaşta —“nmum rağmen İstaribullu zengin &rmatörün Bandırma hattında işli- Jen, Marmara seterlerini yapan vapur- —“hdı kaptanlık ediyordu. Kendisi u- =:11 harbin başlangıcı sırasında müs- a: in olmuş ve memleketin sayılı zen- =knnden genç ve bekâr bir adam ©- |dediklerimi yap.. haydil armatör Rasim bey tarafından cv- Ze Marmaraya dehşet vermek; İn- Te imparatorluğunun bu işde güt- Mmaksadların, gayelerin tahakku- için tüzumlu olan her şeyi temin e- E F hu £ ve Marmaraya doğru yola çı- hn"km birer de mektub verilmişti. aş ilerin ceketlerinde, astarla ku - tü Arasına dikilerek taşınan bu mek- 'M.Ilh göre, Hayırsızadaların Sivri - Vüst, Verilecek işaret üzerine buraya Da llı.,un &adamı gelecek ve bu suretle Ni lAvacağı üsden istifade edilecekti. kqı”"’”* bunu düşündükten sonra, el- * ceketinin mektub duran ucunu tuzatfa daha yokladı. Mektub yerinde lxı,dıy"d“* Bu işden sonra esirler hak- u%"ldlıi kararı şöyle bir emirle m, şen Yada dur. İstikamelimiz İstanbul, harita üzerinde en ıssız görünen :':l]"'ün: Erdek sahillerinde bu ik: Ülşarı çıkar, at! Anlamadım, yüzbaşı.. laşılmıyacak bir şey yok' Bu » sefinemizde bize yük olmaktan dışarı çıkarmak İâzım. k"'dl kendine mahzur telâkki ettiği tti Hlmali hatırlıyan Eil mükabele | & Fakat yüzbaşım, bunlar — bizim Cüudiyeti t » b iyetimiz! ifşa etmezler mi” da ne mahzur tasavvur edi * lüz? Nî,î""’“m' takibimize çıkarlar, 'i de. Rııkm de?., l—ihi:yığıı:g;ünkşm bir sesle cüm- bi ylndu:i :îr:l::î" ve başladığımız “;cuur R Tühi dn tanımadığı, bilmedi. Yük T bir haleti kat'ileştirmek; programla yü- hesablı yollar takib etmektir. gelecek adama verilecek, bu a-| edilmişti. İşte, bu sahte müslü-! Un için yüzbaşı Naşmit ve diğer ; :'m.".n")'dı temin etmezler. Onun içi ıı. ?vk bir fikir galelidir. Bizim en bü- | 'azifemiz, her işi riyazi bir mesele | Elindeki iki esirden biri çıldırmış, — Peki, bunları diri diri mi koyuve- receğiz? — Öldürelim mi diydrsun? Hayır; bu hiç doğru bir şey değil. İnsanlar lü- zum olmadıkca kan dökmekten çekin- melidirler. Medeniyetin baş şartı, ic- İtimai bünyeye bir varlık daha ilâve et- mektir. Bunu yapmıyacağız. Sonra; bu |hareketimiz senin düşündüğün mahzu- 'a mukabil bize bir de fayda temin e- |decektir. Bunların böyle bir tahtelba- |hir tarafından durduruldukları tanlarının öldürüldüğünü, kendil. sefineye alınıp bilâhare denize sal irildiklerini söylemelerine kimse inan- İmuıyacaktır. Fakat hükümet, bunlar, ;kaptanlarını öldüren korsan töhmetile 4sıır;,ıug:ı çekecek, muhakeme altına ala- İeak, belki de kimbilir zavallıfar mah - küm olacaklar. Mü: h ol Hil! Şimdi | Hil; kumandanını selâm! |tı.. İki esirin bir sahile ç: kında icab eden tertibatı almak üzere Jlâzım gelenlere emirler vermek için |mangaya doğru yürüdü. Şimdi, Naşmitin kafasında yalnız bir düşünce vardı: Bir ayak evvel İstanbul sahillerine yetişmek; Hayırsızadaya varmak; Da- vusta ulaşmak! Ve Türk sularında, Os- manlı imparatorluğunun en mahrem İç denizinde bir İngiliz üssübahrisi tesis etmek! Bu düşünce ile, sefinenin harita üze- rinde mevklini; tayin etmel! n önün- deki Boğaz haritasına dalmıştı, E. 12, |bu bir gün, bir gecelik seyri ile şimdi Bolayır önlerini tütmuş, kıyıdan 25 mil |kadar açıkta bulunuyordu. Bu hesabla |İstanbulu tutmak için bir o kadar daha İyol yapmak, bir gün bir gece fasılasız seyretmek icab ediyordu. Naşmit ge- minin ancak bir haftalık komanyası mevcud bulunduğunu da biliyordu. Se- |finenin gıdası, ihtirak maddesi ne - reden ve nasıl tedarik edilecekti? Eideki |mevcud ne kadar zaman için küliydi? |Bunu, çarkçıbaşıdan öğrenmek için e- Hini zile uzatmıştı. Tam bu sırada kori- dorda bir koşuşma oldu. Süvari ne ol- İduğunu anlamak için yerinden fırlar- ;ken âvazı çıktığı kadar bağıran iki tay- |fanın sesi duyuldu: — Bir gemi!, Bir harb gemisi' Bir Osmanlı zırhlısı | Arkasından rışları işidildi : î — Haydi, vazife başına! Herkes _ve-ı | ince ve titiz haykı- rini alsın.. ben süvarinin yanındayım! Ve hız'a açılan kapıdan içeriye ikin- ci kaptan Hil girdi. Süvarisini selâm- ladıktan sonra tıkanır gibi, heyacandan boğulan bir sesle: — Yüzbı sancak baş omuzluğu - muzda, r. zırblı...Harb gemisi!.... Osmanlı filosundan bir kruvazöil nuba doğru seyrediyor! Emriniz' Naşmit, Hilin heyecan dolu halini süzdükten sonra: — Peki! Herkesi vazife başına sevk et! Dedi, ve doğruca periskopun başına koştu. İ Naşmit, periskopun objektifinden akseden hayali görünce sevincinden ||. de: (Halk). diğeri de abdallaşmış kalmışıı çıldıracak gibi oldu. Bu yaklaşan zırhlı bacalarından bol bol duman saçarak sakin, ve her şeyden habersiz, tam yol- la Boğaza doğru gidiyordu. Yüzbaşı sevincinden yerinden hoplu- yordu. Şimdi; ne güzel olacaktı. Kari- nesinin yanındaki ölüm — tehlikesinin farkında bile bulunmıyan bu gafil avı avlamak, arkadaşı B. 13 süvarisı Hal - bruckun yaptığından daha büyük bir muvaffakiyet olacaktı. Ona, Viktoria - |Gross nişanının birinci rütbesini tevcih ettirten hizmeti, şimdi kendisinin göre- ceği büyük işin yanında çok küçük ka- lacaktı. (Arkası var) Bir Doktorun Günlük Notlarından Baş dönmeleri Baş dönmeleri çok muhtelif sebebler- den ileri gelir. Meselâ yaşlılarda veyahud erken yüş- ta damar katılığı hastalığına duçar o- lanlarda tansyon yüksekliği neticesi baş dönmeleri olur. Ve en ziyade görülen de budur. 'Tansyon çokluğu dımağ devra - ninda İhtilâtatı mucib olur. Ve bundan da derecesine göre az veyahud çok şid - dette baş dönmeleri görülür, 'Tabil bunun tedavisi tansyonu derhal indirmeğe çalışmaktan ibaretlir. Perhiz tansiyonu düşürmek için iğneler, müshil dahilen iyod mürekkebatı ve bafif müs- hiller bunun başlıca Hlâcıdır. Aksine olarak çok kansız olanlarda, tansyonu çok düşük olanlarda da baş dönmesi olur. Bu gibilere de tedavi vası- tası vücudü ve kanı takviye edici teda- bir tatbik etmekten ibarettir. Bu iki esus aebebden maada kulak has- talıklarında, mide hastalıklarında, bazi asabi hastalıklarda da çok baş dönmele- ri olur. Bu sebebe göre de tedavi tatbik eöllir. Herhalde baş dönmeleri gerek şah- Si ve gerekse uzvi olmak üzere zaman za- man çok ehemmiyet kesbeden bir maraz- dır, Ihmal edilmemelidir. Balı Cevab İsteyen - okuyucularımızın — posta pulu yoliamalarımı rica ederiz. Aksi tak- dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. e: Nöbetci Eczaneler Bu gece möbetci olan eczaneler şunlar- İstanbal cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım), Alemdarda; (Sır- mı Azım), Beyazıdda: (Asadar), Samâtya- da: (Rıdvan), Eminönünde: (Aminasya), Eyübde: (Arif Beşir), Fenerde: (Vitall), Şehremininde: (Nazım), Şehaadebaşın- da: (İ Hakkı), Karagümrükte:; (Suad), Küçükpazarda: - (Yorgi), Bakırköyünde: (Merkez), « Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl eaddesinde: (Dellaşıda), Ga- Jatada: (Hüseyin Hüsnü), Taeksimde: (Limonelyan), Pangaltıda: — (Nargileci- yan), Beşiktaşta: (Süleyman Receb). Bokaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: ÜVsküdarda: (İskele bakı), Sarıyerde: (Osman), Kadıköyünde: (Saadet, Osman Hulüsi), Büyükadada: (Halk), Heybeli - | cak mıyım? Samimi bir tip | Bulancıkta — A, Fi Ertekin fotoğra « finın tahlilini is - tiyor: Mahcçup tar hdır. — Birdenbire açılmaz. Arka - daşlığında — sami- miyet vardır. men faatlere karşı tok gözlü davranmak ister. Mal ve para kıymeti pek onlmez. Birdenbire bir tesir yapmazsa da koanuş- tukça güzel, cazibeli ve sevimli olur. İs- tiskale tahammülü yoktur, — işeaane e Ev işlerinde mahir bir genç kız Ankaradan Mü- yesser Tezalan 30 © Tuyor: Ş — Muvaffak ola. — cak mıyım? Ev vo el işlerin de maharet sahib! olmağa — çalışmalı ve dersleri ihmal etmemekle muvaf- fakiyet temin edil- miş olur, Tutumlu bir tip Yozgaddan M. Doğan da karakte- rinin tahlilini irti- yor: Derli toplu ve i« şinde titizdir, Baş- kaları için mes'u- liyetlere, fedakâr- bklara katlanmak niyetinde değildir. Şakaya, alaya ge- lemez, buna yeltenenleri bozar. Üstune, başına dikkat eder, mal kıymeti bilir ve tutumlu davranır. e Daima dürüst Adapararından Sabri de şunu so- Tuyor: — Muvaffak ola- karakter Okuma çağında olan için tek mu- vaffakiyet — yolu, çalışmak ve dü- rüst bir karaktere sahib — olmaktır. Bundan sonra emele kavuşmak bir hak olur, e Rahatını düşünen bir tip Ankaradan Ha - san Gün de fotog- ğ rafının tahlilini ise C Pişkin ve olgu. B bir hali vardır. Ça- | buk kızmaz. Olur olmaz gçeylere a. dırmaz. — Boğazır sever, rahatını dü. şündüğü kadar mihnet ve meşakkatlere de tahammül et- mesini bilir. İçin için alay etmesini bilir. e Atak bir genç Okuyucuları « mızdan — Mustafa Doğan da şunu 40- ruyor: — Muvaffak olar cak mıyım? Bu tipte m. val- fak olucu vasıflar vardır. Yalnız ba- zan ataklık, atıl- ganlık, —mücadele ve maceradan korkmamazlık zararlı ne- ticeler de doğurabilir. Bu sebeble: (Ener- İD) şuurlu hedefler uğurunda kullanı- malıdır, e Utevazi bir tip Bigadan Hüsniye de fotografının der- cini istiyerek soruyor: — Muvaffak olacak mıyım? Özden diliyenler, dileklerini kolaylık- la elde edebilirler, Bahusus tabif ve mü- tevazı bir arzu için olduktan sonra, ğraf tahlilleri 13 aS A AÇA Gözü açık bir tip Yozgaddan im- zasnız olarak ves- mini gönderen bu okuyucumuz — da karakterinin tahli- lini istiyor: Başkalarının iyi ve kusurlarını ko- laylıkla görür. Et- rafile meşgul olur. Bir vak'ayı çabuk duyar, Kulağı delik ve gözü açıktır. Menfaatlerini başkalarına dağıtmak ni- yetinde değildir. e Neş'eli bir tip “Afyondan A, A- tatüzün karakteri- min tahlilini —isti yor: Kendi çalı: hığına har'cin teş- vik ve teşeli de ilâ- ve edilirse, yorul- mak bilmez bir hale gelir. İştiha- gını, neş'esini na- diren zayi eder. Büyüklerinin kolaylıkla teveccühlerini kazanır, e Neş'eli bir tip Okuyucuları - mazdan Ş. Özgem liler de şunu soru- yor: — Hayat arka daşım — tarafından sevilecek miyim? Bir yuvayı ve eşi mes'ud etmek- te neş'enin oyna- dığı rol büyük Bu takdirde sevilmek muhakkak ise de tik sık yuva değiştiren kuşlara benzeme mek partile. eça ; Mücadeleci bir tip Bandırmadan aa Yıldırım da karak- gerinin tahlilini ix tiyor: Tahakkümu, sorn muameleye — ge- mez, derhal mu- kabele eder, Mü- cadeleden, mür kaşadan çekinnm Kendisine — eh miyet verilmesini ster, Kendini gösteri- 'i hallerden hazzeder. e Enerji sahibi olması beklenen bir tip nefsine güvenerek hayatında yenilik- ler, değişiklikler yapmalıdır. Bunun için de enerji sahibi ve dürüst olmağa bağa, Janmak Vâzımdır. e Zeki bir tip Bursadan İsmali de fotografının tahlilini istiyor Sakin, çekingen ve maheub tavırlı- dir. Çetin işlerle mücadele — etmek istemez. Zekâsile ve yumuşak başk hallerile kendisini sevdirebilir. Son Posta Fotograf tahlili kuponu DİKKAT Fotograf tahlili için bu kuponlardan 5 ndedinin gönderilmesi şarttır.