26 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

26 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA filosundan bir kruvazör... Cenuba doğru seyrediyorl,, diye bağırdı E. 12 de Türkçe bilen biç kimse yok- fu. Yüzbaşı Naşmit, bir çok uğraştık- sonra bu iki adamdan bir şey âla - mîınğım anlamıştı. Elindeki ilk iki esirden biri, çıldır- Miz; diğeri de içine düştüğü hâdiseyi Onlamağa vakit bulmadan abdallaşmış, "-'lllumş kalmıştı. Bunlar bir işe yarıyamazlardı... Ne Yol Bösterebilirler, ne klavuzluğa ya ;"îir. na de başka bir iş görebilirlerdi. Glnız; beraber gezdirilirlerse geminin aten mahdud olan hava ve komanya - m bunlara da pay ayırmak lâzim- #lirdi ki bu; yüzbaşı Naşmitin bu kül vaziyet ve şartlar içerisinde hiç && işine gelmiyordu. ha önlerinde başarılacak mühim T, ellerinde mikdarı zaman geçtikçe Malacak bir kısım komanya vardı. Her taraf düşman sahillerile çevrili bir göl- Şük sayılan Marmarada komanya te - kömür, yağ ve buna benzer ge- .hi,n_ mtürettebatın ühtiyaclarını gi- .’hnılı için ne yapılacaktı? Yüzbaşı Naşmitte, daha Maltadan ha- t etmeden evvel kendisine verilen %klmu arasında bir de mektub var- Bu mektub İstanbulun yakınların- İ Hayırsız adalardan Sivri adaya h"Cîğı bir Heliyografın kırmızı işa- &n ©na bir vasıta olacaktı. Vası di ve mahiyeti malümdu. İngiliz yüz- .'lllı Davust. —:il:n İngiliz olan ve pek genç yaşta —“nmum rağmen İstaribullu zengin &rmatörün Bandırma hattında işli- Jen, Marmara seterlerini yapan vapur- —“hdı kaptanlık ediyordu. Kendisi u- =:11 harbin başlangıcı sırasında müs- a: in olmuş ve memleketin sayılı zen- =knnden genç ve bekâr bir adam ©- |dediklerimi yap.. haydil armatör Rasim bey tarafından cv- Ze Marmaraya dehşet vermek; İn- Te imparatorluğunun bu işde güt- Mmaksadların, gayelerin tahakku- için tüzumlu olan her şeyi temin e- E F hu £ ve Marmaraya doğru yola çı- hn"km birer de mektub verilmişti. aş ilerin ceketlerinde, astarla ku - tü Arasına dikilerek taşınan bu mek- 'M.Ilh göre, Hayırsızadaların Sivri - Vüst, Verilecek işaret üzerine buraya Da llı.,un &adamı gelecek ve bu suretle Ni lAvacağı üsden istifade edilecekti. kqı”"’”* bunu düşündükten sonra, el- * ceketinin mektub duran ucunu tuzatfa daha yokladı. Mektub yerinde lxı,dıy"d“* Bu işden sonra esirler hak- u%"ldlıi kararı şöyle bir emirle m, şen Yada dur. İstikamelimiz İstanbul, harita üzerinde en ıssız görünen :':l]"'ün: Erdek sahillerinde bu ik: Ülşarı çıkar, at! Anlamadım, yüzbaşı.. laşılmıyacak bir şey yok' Bu » sefinemizde bize yük olmaktan dışarı çıkarmak İâzım. k"'dl kendine mahzur telâkki ettiği tti Hlmali hatırlıyan Eil mükabele | & Fakat yüzbaşım, bunlar — bizim Cüudiyeti t » b iyetimiz! ifşa etmezler mi” da ne mahzur tasavvur edi * lüz? Nî,î""’“m' takibimize çıkarlar, 'i de. Rııkm de?., l—ihi:yığıı:g;ünkşm bir sesle cüm- bi ylndu:i :îr:l::î" ve başladığımız “;cuur R Tühi dn tanımadığı, bilmedi. Yük T bir haleti kat'ileştirmek; programla yü- hesablı yollar takib etmektir. gelecek adama verilecek, bu a-| edilmişti. İşte, bu sahte müslü-! Un için yüzbaşı Naşmit ve diğer ; :'m.".n")'dı temin etmezler. Onun içi ıı. ?vk bir fikir galelidir. Bizim en bü- | 'azifemiz, her işi riyazi bir mesele | Elindeki iki esirden biri çıldırmış, — Peki, bunları diri diri mi koyuve- receğiz? — Öldürelim mi diydrsun? Hayır; bu hiç doğru bir şey değil. İnsanlar lü- zum olmadıkca kan dökmekten çekin- melidirler. Medeniyetin baş şartı, ic- İtimai bünyeye bir varlık daha ilâve et- mektir. Bunu yapmıyacağız. Sonra; bu |hareketimiz senin düşündüğün mahzu- 'a mukabil bize bir de fayda temin e- |decektir. Bunların böyle bir tahtelba- |hir tarafından durduruldukları tanlarının öldürüldüğünü, kendil. sefineye alınıp bilâhare denize sal irildiklerini söylemelerine kimse inan- İmuıyacaktır. Fakat hükümet, bunlar, ;kaptanlarını öldüren korsan töhmetile 4sıır;,ıug:ı çekecek, muhakeme altına ala- İeak, belki de kimbilir zavallıfar mah - küm olacaklar. Mü: h ol Hil! Şimdi | Hil; kumandanını selâm! |tı.. İki esirin bir sahile ç: kında icab eden tertibatı almak üzere Jlâzım gelenlere emirler vermek için |mangaya doğru yürüdü. Şimdi, Naşmitin kafasında yalnız bir düşünce vardı: Bir ayak evvel İstanbul sahillerine yetişmek; Hayırsızadaya varmak; Da- vusta ulaşmak! Ve Türk sularında, Os- manlı imparatorluğunun en mahrem İç denizinde bir İngiliz üssübahrisi tesis etmek! Bu düşünce ile, sefinenin harita üze- rinde mevklini; tayin etmel! n önün- deki Boğaz haritasına dalmıştı, E. 12, |bu bir gün, bir gecelik seyri ile şimdi Bolayır önlerini tütmuş, kıyıdan 25 mil |kadar açıkta bulunuyordu. Bu hesabla |İstanbulu tutmak için bir o kadar daha İyol yapmak, bir gün bir gece fasılasız seyretmek icab ediyordu. Naşmit ge- minin ancak bir haftalık komanyası mevcud bulunduğunu da biliyordu. Se- |finenin gıdası, ihtirak maddesi ne - reden ve nasıl tedarik edilecekti? Eideki |mevcud ne kadar zaman için küliydi? |Bunu, çarkçıbaşıdan öğrenmek için e- Hini zile uzatmıştı. Tam bu sırada kori- dorda bir koşuşma oldu. Süvari ne ol- İduğunu anlamak için yerinden fırlar- ;ken âvazı çıktığı kadar bağıran iki tay- |fanın sesi duyuldu: — Bir gemi!, Bir harb gemisi' Bir Osmanlı zırhlısı | Arkasından rışları işidildi : î — Haydi, vazife başına! Herkes _ve-ı | ince ve titiz haykı- rini alsın.. ben süvarinin yanındayım! Ve hız'a açılan kapıdan içeriye ikin- ci kaptan Hil girdi. Süvarisini selâm- ladıktan sonra tıkanır gibi, heyacandan boğulan bir sesle: — Yüzbı sancak baş omuzluğu - muzda, r. zırblı...Harb gemisi!.... Osmanlı filosundan bir kruvazöil nuba doğru seyrediyor! Emriniz' Naşmit, Hilin heyecan dolu halini süzdükten sonra: — Peki! Herkesi vazife başına sevk et! Dedi, ve doğruca periskopun başına koştu. İ Naşmit, periskopun objektifinden akseden hayali görünce sevincinden ||. de: (Halk). diğeri de abdallaşmış kalmışıı çıldıracak gibi oldu. Bu yaklaşan zırhlı bacalarından bol bol duman saçarak sakin, ve her şeyden habersiz, tam yol- la Boğaza doğru gidiyordu. Yüzbaşı sevincinden yerinden hoplu- yordu. Şimdi; ne güzel olacaktı. Kari- nesinin yanındaki ölüm — tehlikesinin farkında bile bulunmıyan bu gafil avı avlamak, arkadaşı B. 13 süvarisı Hal - bruckun yaptığından daha büyük bir muvaffakiyet olacaktı. Ona, Viktoria - |Gross nişanının birinci rütbesini tevcih ettirten hizmeti, şimdi kendisinin göre- ceği büyük işin yanında çok küçük ka- lacaktı. (Arkası var) Bir Doktorun Günlük Notlarından Baş dönmeleri Baş dönmeleri çok muhtelif sebebler- den ileri gelir. Meselâ yaşlılarda veyahud erken yüş- ta damar katılığı hastalığına duçar o- lanlarda tansyon yüksekliği neticesi baş dönmeleri olur. Ve en ziyade görülen de budur. 'Tansyon çokluğu dımağ devra - ninda İhtilâtatı mucib olur. Ve bundan da derecesine göre az veyahud çok şid - dette baş dönmeleri görülür, 'Tabil bunun tedavisi tansyonu derhal indirmeğe çalışmaktan ibaretlir. Perhiz tansiyonu düşürmek için iğneler, müshil dahilen iyod mürekkebatı ve bafif müs- hiller bunun başlıca Hlâcıdır. Aksine olarak çok kansız olanlarda, tansyonu çok düşük olanlarda da baş dönmesi olur. Bu gibilere de tedavi vası- tası vücudü ve kanı takviye edici teda- bir tatbik etmekten ibarettir. Bu iki esus aebebden maada kulak has- talıklarında, mide hastalıklarında, bazi asabi hastalıklarda da çok baş dönmele- ri olur. Bu sebebe göre de tedavi tatbik eöllir. Herhalde baş dönmeleri gerek şah- Si ve gerekse uzvi olmak üzere zaman za- man çok ehemmiyet kesbeden bir maraz- dır, Ihmal edilmemelidir. Balı Cevab İsteyen - okuyucularımızın — posta pulu yoliamalarımı rica ederiz. Aksi tak- dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. e: Nöbetci Eczaneler Bu gece möbetci olan eczaneler şunlar- İstanbal cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım), Alemdarda; (Sır- mı Azım), Beyazıdda: (Asadar), Samâtya- da: (Rıdvan), Eminönünde: (Aminasya), Eyübde: (Arif Beşir), Fenerde: (Vitall), Şehremininde: (Nazım), Şehaadebaşın- da: (İ Hakkı), Karagümrükte:; (Suad), Küçükpazarda: - (Yorgi), Bakırköyünde: (Merkez), « Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl eaddesinde: (Dellaşıda), Ga- Jatada: (Hüseyin Hüsnü), Taeksimde: (Limonelyan), Pangaltıda: — (Nargileci- yan), Beşiktaşta: (Süleyman Receb). Bokaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: ÜVsküdarda: (İskele bakı), Sarıyerde: (Osman), Kadıköyünde: (Saadet, Osman Hulüsi), Büyükadada: (Halk), Heybeli - | cak mıyım? Samimi bir tip | Bulancıkta — A, Fi Ertekin fotoğra « finın tahlilini is - tiyor: Mahcçup tar hdır. — Birdenbire açılmaz. Arka - daşlığında — sami- miyet vardır. men faatlere karşı tok gözlü davranmak ister. Mal ve para kıymeti pek onlmez. Birdenbire bir tesir yapmazsa da koanuş- tukça güzel, cazibeli ve sevimli olur. İs- tiskale tahammülü yoktur, — işeaane e Ev işlerinde mahir bir genç kız Ankaradan Mü- yesser Tezalan 30 © Tuyor: Ş — Muvaffak ola. — cak mıyım? Ev vo el işlerin de maharet sahib! olmağa — çalışmalı ve dersleri ihmal etmemekle muvaf- fakiyet temin edil- miş olur, Tutumlu bir tip Yozgaddan M. Doğan da karakte- rinin tahlilini irti- yor: Derli toplu ve i« şinde titizdir, Baş- kaları için mes'u- liyetlere, fedakâr- bklara katlanmak niyetinde değildir. Şakaya, alaya ge- lemez, buna yeltenenleri bozar. Üstune, başına dikkat eder, mal kıymeti bilir ve tutumlu davranır. e Daima dürüst Adapararından Sabri de şunu so- Tuyor: — Muvaffak ola- karakter Okuma çağında olan için tek mu- vaffakiyet — yolu, çalışmak ve dü- rüst bir karaktere sahib — olmaktır. Bundan sonra emele kavuşmak bir hak olur, e Rahatını düşünen bir tip Ankaradan Ha - san Gün de fotog- ğ rafının tahlilini ise C Pişkin ve olgu. B bir hali vardır. Ça- | buk kızmaz. Olur olmaz gçeylere a. dırmaz. — Boğazır sever, rahatını dü. şündüğü kadar mihnet ve meşakkatlere de tahammül et- mesini bilir. İçin için alay etmesini bilir. e Atak bir genç Okuyucuları « mızdan — Mustafa Doğan da şunu 40- ruyor: — Muvaffak olar cak mıyım? Bu tipte m. val- fak olucu vasıflar vardır. Yalnız ba- zan ataklık, atıl- ganlık, —mücadele ve maceradan korkmamazlık zararlı ne- ticeler de doğurabilir. Bu sebeble: (Ener- İD) şuurlu hedefler uğurunda kullanı- malıdır, e Utevazi bir tip Bigadan Hüsniye de fotografının der- cini istiyerek soruyor: — Muvaffak olacak mıyım? Özden diliyenler, dileklerini kolaylık- la elde edebilirler, Bahusus tabif ve mü- tevazı bir arzu için olduktan sonra, ğraf tahlilleri 13 aS A AÇA Gözü açık bir tip Yozgaddan im- zasnız olarak ves- mini gönderen bu okuyucumuz — da karakterinin tahli- lini istiyor: Başkalarının iyi ve kusurlarını ko- laylıkla görür. Et- rafile meşgul olur. Bir vak'ayı çabuk duyar, Kulağı delik ve gözü açıktır. Menfaatlerini başkalarına dağıtmak ni- yetinde değildir. e Neş'eli bir tip “Afyondan A, A- tatüzün karakteri- min tahlilini —isti yor: Kendi çalı: hığına har'cin teş- vik ve teşeli de ilâ- ve edilirse, yorul- mak bilmez bir hale gelir. İştiha- gını, neş'esini na- diren zayi eder. Büyüklerinin kolaylıkla teveccühlerini kazanır, e Neş'eli bir tip Okuyucuları - mazdan Ş. Özgem liler de şunu soru- yor: — Hayat arka daşım — tarafından sevilecek miyim? Bir yuvayı ve eşi mes'ud etmek- te neş'enin oyna- dığı rol büyük Bu takdirde sevilmek muhakkak ise de tik sık yuva değiştiren kuşlara benzeme mek partile. eça ; Mücadeleci bir tip Bandırmadan aa Yıldırım da karak- gerinin tahlilini ix tiyor: Tahakkümu, sorn muameleye — ge- mez, derhal mu- kabele eder, Mü- cadeleden, mür kaşadan çekinnm Kendisine — eh miyet verilmesini ster, Kendini gösteri- 'i hallerden hazzeder. e Enerji sahibi olması beklenen bir tip nefsine güvenerek hayatında yenilik- ler, değişiklikler yapmalıdır. Bunun için de enerji sahibi ve dürüst olmağa bağa, Janmak Vâzımdır. e Zeki bir tip Bursadan İsmali de fotografının tahlilini istiyor Sakin, çekingen ve maheub tavırlı- dir. Çetin işlerle mücadele — etmek istemez. Zekâsile ve yumuşak başk hallerile kendisini sevdirebilir. Son Posta Fotograf tahlili kuponu DİKKAT Fotograf tahlili için bu kuponlardan 5 ndedinin gönderilmesi şarttır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: