K b ö — ——— — ——— 10 Sayfa Niçin ve nasıl mağlüb oldum? (Baştarafı | inci sayfada) Çama. Ben de öyle yaptım. Köyde sapan Bürerken bile yalnız sol kolumu kullan- dım. Sağ elimle atımın dizginlerini bile tutmadım. Eh. Elhamdülülüh bileğim geçti. Arada bir parça et kalmıştı. O da iböylece eridi. Bir kaç ay evvel idman yapmıya başlayınca yavaş yavaş hafif bir sancı vardı. Hem de bileğim hamlaş- mıştı Çabuk hareket edemiyordu. Ben hher ihtimali düşünerek bileğimi gene çok Zzorlamıyordum. Tek, Tekirdağlının güre- gine kadar adamakıllı geçsin diye... Hüszeyinle güreşe başladığım vakit, bi- leğimin hem kuvvetsiz olduğunu, hem de Ççabuk bareket edemediğini gördüm. İna- mın bana, Tekirdağlının sol bileğini bile Kutanıyordum. Sonra gene güreş sıra - sında Tekirdağlı sakat bileğimi yakalıya- tak beni yore savurdu, Bu hareket bile - Bimi daha çok acıttı, ve parmaklarım büs- bütün tutamaz oldu. Nitekim Tekirdağlı ayaklta boynuma Amerikan kravatı de - nilen o boyundurukları zor takardı. Fa- kat ne edersin? Sağ bileğimde kuvvet yoktu ki bileklerine yapışıp çatır. çutur Aaçayım. Yerde de ayni vaziyette idi. O - mün için de güreş bitinciye kadar bir de- fa bile Büseyinin bileğini yakalıyama - dım, Fakat şimdi, !ş değişti. Ben dün güreş- ten sonra büeğimin yeniden harab ola- cağını, şişeceğini sanıyordum. Halbuki bugün maşallah dünden daha sağlam. Hamlığının çoğunu kaybetmiş. Bundan gunu anladım ki bileğimin idmanı nok - sanmış, İşte bir ay izni onun için istiyo- rum. Bu bir ay müddetle sağ bileğimi ber gün zorlıyacağım. Ve ona eski kuv - yetini kazandırmak için lâzım olan id - manları yapacağım. Elbette nefesimi de biraz kuvvetlendireceğim. O zaman gö- Tüşürüz Tekirdağlı ile.. İnanın bana gözümde ne para, ne de- We, ne manda, ne de koyun var. Tekir - dağlı ile bir soğanına bile güreşmeğe Ta- zıyım. Hattâ ringin kötülüğünden bile şi- kâyet etmiyeceğim. Tekirdağlı nerede is- ferse, nasıl şartlar ileri sürerse hepsine gömdiden razıyım, Tek onu bir ay sonra ikarşımda bulabileyim. Bunu da sözüme ekliyeyim ki Tekirdağlı ile ancak İstan- bulda karşılaşabilirim. Çünkü onu te - mizlemeden, yahud da ben temizlenme- 'den başka yerlere gitmeğe yüzüm yok. Bir de Tekirdağlının bana durup du - gzurken tekme vurmağa başlaması, si - nirlerimi çok sarstı. Bu yakışmazdı ona.. Diyebilirim ki bünu yaptıktan sonra na- Bıl güreştiğimi bilmedim gayri.. Güreş başka, dövüş başka şeydir. Tekirdağlı gü- Teş istemiyor, dövüş istiyorsa ona da ra- zaıyım. Elimize iki de kalınca sopa alır, ör- taya Öyle çıkarız. Eski pehlivanlar ne diyorlar ? Evvelki gün Kara Ali ile Tekirdağlı Hüseyin arasında yapılan güreşten son- xa güreş ha da söz söylemek salâhi - yetini hatz c “Adedi binler aşan — güreşçilerimizin ' dir: pek yakından tanıdıkları ve hürmet et- tikleri doksanlık pehlivan Suyolcu Meh- —med pehlivanı, bir kahvede etrafı kala - balık bir güreşçi kütlesi ile çevrilmiş bul- duk. Suyolcu güreş ve güreşçiler hakkında gunları söyledi: Herkes gibi ben de Hüseyinle Alinin güreşlerini seyrettim. Fakat benim güreş esnasında duyduğum heyecan öyle zan- nediyorum ki orada mevcud olanların hepsinden fazla idi. Zira, hem güreşi sey- rediyor, hem de eski günleri hatırlıyor- dum. Her iki güreşçiye candan müteşek- kirim ki bana bu heyecanı tattırdılar. A- li de, Hüseyin de son senelerde kimseye mnasib olmıyan bir güreş çıkardılar. On- Jarın ustaca oyunlarını, dalmalarını ve bir çok harcketlerini gözle takib etmek bile güç oluyordu. Diyebilirim ki evvel- ki gün yapılan zevkli güreşi Avrupalı seyirciler kendi ringlerinde pek nadir görmüşlerdir. — İki güreşçi arasında bir mukayese yapar mısınız? — Güreş çok güzel oldu. Bir iki sene pehlivanlığı bırakıp Kara Ali gibi tekrar güreşe bas lardan tekrar eski muvaf- fakiyetlerini elde edenler çoktur. Bu ba- kımdan Kara Aliden iyi güreşler bekliye- biliriz. T”» daybı mesel vardır: «Gençten gen- ce, dinçten dince» derler. Bu çok doğru bir sözdür. Kara Ali ile Tekirdağlı Hü - lıeyın arasında on yaş fark vardır. Bu ba- İkımdan Hüseyin ilerlemekte, Kara Ali gerilemektedir. Kara Alinin formunda olmadığını gördüm. İkinci ve müteakib güreşlerinde Kara Ali bize daha iyi gü- reşler yapacaktır. Hüseyine gelince; tam formundadır. Üstelik rakibinden de on yaş daha kü - çüktür. Bilhassa ona Paris seyahati pek yeni oyunlar kazandırmış. Yaptığı oyun- ları zevkle ve gibta ile seyrettik. — Kara Ali mi, Tekirdağlı mı daha üstündür? — Bugün Hüseyin Türkiye güreşçile - rinden hepsinin fevkindedir. Kara Ali ça- Tışırsa 6 zaman bir şey diyemem. Profesyonel güreşlerin gittikçe daha ile ti hamleler yapmakta olduğunu müşahe- de etmekteyim. Bilhassa Avrupa güreşçi- lerine meydan okumaları çok hoşuma gi- diyor. Güreşçilerimiz kışı boş geçirme - melidirler. Ecnebi güreşçilerle sık sık te- maslar yapılmalı, idman ve oyun kabili- yeti arttırılmalıdır. Yakında ecnebi gü - reşçildrinin İstanbula akını başlıyacak- tır. O zaman güreşçilerimiz hakkında da- ha esaslı hükümler verebiliriz. Ayrılmadan evyel son günlerde Paris- ten memleketine dönen ve Türk pehli - vanlarına yeniden meydan okuyan meş - hur Avrupa profesyenel güreş şampiyo- nu Dankolof hakkında neler düşündüğü- nü sorduk, kın&r:ı hâsş pehlivan gülüşü ile: — Onlara kulak asma, Bulgarlardan pehlivan çıkmaz. Pehlivan Türklerden yetişir, diye mukabele etti. Tekirdağlının sözleri 'Tekirdağlı Hüseyini de bulup güreş hakkında fikrini öğrenmek istedik, Te - İkirdağlı otobüse binmiş, Tekirdağına gi- | diyordu. Otobüs hareket etmek üzere bu- lunduğu için fazla konuşamadık. Fakat koca pehlivan, bir kaç kelime ile sualle - rimize cevab vermiş oldu: — Kara Ali ile çıktık ve güreşlik. Gör- düğünüz gibi Kara Aliyi yendim. Ben 'Türkiye başpehlivanıyım. bunu da şlm—i dilik kimseye vermek niyetinde değilim. | Kara Ali zorlu pehlivan, beni çok yordu. | Kendi ifadesince: Bana, idmansız olduğu için yenilmiş. İşte Tekirdağına gidiyorum. Tekrar geleceğim. Ö zamana kadar id - manını yapsın, Tekrar boy ölçüşürüz. Gazeteler ringde Kara Al! le kavga et- tiğimizi yazdılar. Ben Pariste hir çok gü- reş numaraları gördüm. O oyunlar ara - sında rakibine tekme atmak da var. Ben de Kara Aliye tekmeli oyun tatbik etmek istedim. Ali benim kavgaya tutuştuğu -| mu zannetti. O da bana tekme atmağa, yumruk sallamağa başladı. Halbuki ben oyun yapıyordum. Hakem Cemal pehlivanın sözleri Evvelki günkü güreşin hakemliğini | yapmış olan Cemal pehlivan güreş ve 1 pohlivanlarla görüştük. | güreşçiler hakkında şunları söylemekte- | — Kara Ali idmansızdı. Daha yirmi günlük bir idmana ihtiyacı vardır. Bildiği çok güzel oyunlarla bize bir us- ta pehlivan olduğunu her zamıan isbata hazırdır. Bildiğime göre Kara Ali bundan Kırklarelinde öşiü Yeni inşaat Kırklareli (Hususi) — Şehrimizde ye- niden yapılacak Halkevi binası için ha- zırlıklar bitmiştir. İnşaat faaliyetine bu- günlerde başlanılacak ve bu - suratle Kırklareli güzel bir bimna daha kazanmış olacaktır. İstasyon yolunda yapılması kararlaşan on dershaneli ilk okul binası için icab eden hazırlıklar yapılmaktadır. Orta ©- kul bahçesinde ihtiyaca kâfi gelecek de- recede tevsil işine başlanmıştır. Pek ha- rab bir halde bulanan Cezaevi binasının da tamirat ve tadilâtına başlanmıştır. Yeni Viyan başkonsolosumuz Ankara 25 (Hususi) — Viyanada ih - das edilen başkonsolosluğuna, eski Ham- burg başkonsolosu Kemal Aziz tayin e - dilmiştir. BAA Denizbank Denizyolları İşletmesi Müdürlüğünden: Acenteler'r — Karaköy — Köprübaşı Tel 42382 - Sirkeci Mühürdurzade Han Tel 22740 Karadeniz Postaları 1 Mayıstan itibaren Karadeniz pos- talarında aşağıda yazılı değişiklikler olacaktır: SALI POSTALARI gidiş ve dö- nüşte Zonguldak, İnebölu, Sinob, Samsun, Giresun, Trabzon ve Rize- ye uğrıyarak Hopaâya kadar gidecek, Bidişte ilâveten Tirebolu'ya ve dö- nüşte Pazar'a uğrıyacaktır. PERŞEMBE POSTALARTI gidiş ve dönüşte İnebolu, Ayancık, Sinob, Samsun, Ünye, Fatsa, Ordu, Gire- sun, Görele, Trabzon ve Rizeye uğ- rıyarak Hopaya kadar gidecek ve dönüşte ilüveten Of ve Akçaaba'da uğrıyacaktır. PAZAR POSTALARI gidiş ve dö- nüşte Zonguldak, İnebolu, Gerze, Samsun, Ünye, Fatsa, Ordu, Gire- sun, Vakfıkebir ve Trabazon'a uğrı- yarak Rizeye kadar gidecek ve dö- nüşte ilâveten Sürmene ve Tirebolu- ya uğrıyacaktır. «2339» OSMANLI BANKASI TÜRK ANONİM ŞİRKETİ TESİS TARİHİ : 1863 Germayesi: 19,000,000 İngilis irası 'Türkiyenin başlıca şehirlerile Paris, Marsilya, Nis, Londra ve Mançester'de, Mısır, Kıbrıs, Irak, İran, Filistin ve Yunanistan'da Şubeleri, Yugoslavya, Fomanya, Suriye ve Yunanistanda Filyalleri vardır. Her türlü banka muameleleri sonra İstanbul ve Ankarada müteaddid güreşler yapacaktır, Bunların bir kıs - ma ecnebi, bir kısmı Türk peblivyanları ile olacaktır. Bu müddet zarfında formu- günkü güreşte gördüğümüz gibi rakibine birçok oyunlar tatbik etti ve bu suretle kendisinin de yüksek bir petilivan oldu - ğunu isbat etti. Yenilmesine rağmen| alırdı. Her (ki güreşçi tekrar güreşecek- Terdir. O zamana kadar Kara Ali formu- halk. tarafından çok alkışlandı. Halk, bu | nu bulacağından güreşin yüzde 50-60 Ka- iki sevimli güreşçiyi daya doya seyretti,|ra Alinin lehine neticelenebileceğini tah-) — Kara Ali ile Tekirdağlı Hüseyin a -| min edebiliriz. rasında bir mukayese yapar mısınız? — Kara Ali birçok oyunlar bildiği gi- bi, Tekirdağlı da geçenlerde yaptığı Pa- ris seyahatinde bildiği oyunlara birçok yenilerini Mâve etti. Fakat benim kanaa - timce teknik bakımdan Kara Ali, Tekir- dağlı Hüseyinden üstündür. Evvelki gün yapılan güreşte Kara Ali rakibine teknik bakımdan faik olduğu halde nefes kabi - liyetinin noksan oluşu eski Türkiye şam- piyonunu ringte mağlüb ettirdi. Evvelki günkü güreş şayet berabere neticelenmiş olsaydı. ve puvan vermek icab etseydi Kara Ali daha iyi puvan Himmet pehlivanın fikri En sonra da Himmet pehlivanla görüş- hşamamıştım. Biz ikimiz de pazar gün - kü halimizle yirmi dakikadan fazla güreş çıkaracak halde değildik. Kara Ali üste- lik 45 dakikalık bir güreş kabul etti. O - nun için büyük bir hata idi. Ne denir: «Kendi düşen ağlamaz» ama o galiba ağ- lamış. Ali Idmanlarını yapsın, 6 zaman gü - receksiniz, Tekirdağlı Te tutuştuğu za - man netice hiç de böyle çıkmıyacaktır. BEULEKONO Hayvan Borsaları köylüy MİZ cambazlarından kurtarıyor Erzurum (Hususi) — Memtlekette hay- | yette olan Pazar kazası son seneler zar- vancılık meselesi üzerinde tçekikler ya- | fında hayli ilerlemeğe muvaffak olmuş pıldiğı gu sıralarda cambazlar mevzuü- | tur. Hem burada yetiştirilen tütünler ev- nu da ele almak çok faydalıdır. Hayvan | saf itibarile Samsun ve Trabzon tütün - fiatlamnın tesbit edilmesine uğraşılır -| lerinden pek geri olmadığı mütehassıs - ken, hayvan alım satım mekanizmasın -| lar tarafından söylenmektedir. da rol oynıyan ve cambaz denilen bu a-| 987 senesinde kazanın tütün istihsali damlar ne iş görürler, ve bu alım satım | 250 bin kiloyu tecavüz etmiştir. Ve bu se- işinde acaba nasıl müessir olurlar. Bunu | ne daha fazla olacağı kuvvetle ümid edil- tedkik etmek faydalı olacaktır. Cambaz olmak için, sermaye sahibi ol- mak şart değildir. Eline bir değnek alan her açıkgöz cumbazdır. Cambazın iş gördüğü muayyen bir yer yoktur. Onun yazıhanesi, köyleri şehre bağlıyan çose- lerdir. Köylü, hayvanlarını satmak için şelire gelirken, cambaz karşısına çıkar ve hayvanı kapatır. Buradaki söylenen sözlere nazaran <evdeki pazar çarşıya uymaz darbı meseli, işte ba hayvan alış verişinden doğmuştur. Köylü 8 liraya sa- tacağını tahmin ettiği hayvanından iki Hira alarka döndüğü çok vâkidir. Cam - bazlar köylünün elinden mallarını al - mak için muhtelif yollara baş vururlar. Birinci yol köylüyü hastalıkla tehdid- dir. İki cambaz ortak olurlar. İki kilemet- | lemeğe başlarlar. Bir köylü sökün edip geldi mi, öndeki, karşısına çıkar, Ve: — Mallarda hastalık çıkmış, şehre gi- rince bir daha kimseyi dışarı çıkartını - yorlar, diyerek köylüyü ürkütmekte ve hayvanını yok pahasına satın almak is - temektedir. kime gösterilirse a beş Hiralık koyuna.. — 10 lira eder der. Köylü daha fazla bulmak ümidile dolaşmıya başlar. Bu! yüksek kıymet karşısında malının hakiki | Cambazlar daha bunlar gibi bir çok u- nüne tamamile geçmiştir. Yeni bir bor - sa da Ardahan da açılmak üzeredir. Er- zurum, henüz bir borsa açmamış olduğu halde Erzurum belediye meelisi, musib bir kararla, cambazları ortadan çıkar - mağa ve bu hayvanları mul pazarında müzayede ile sattırmağa kazar vermiştir. Gerçi Erzurumda bulunan ve kendile - rine (küçük celeb esnafı) ismini veren cambazlar bundan memnun olmamışlar - ga da, müstahsil köylüyü — dalavereden kurtaracak bu karar herkesçe takdir e - | dilmiştir. — M. Fuad Takas komisyonu toplantısı Takas komisyonu dün toplanmıştır. Ko- misyan, karşılıklı ve takas suretile yapı- tılmıştır. Kuzu fiatları diri olarak kilosu 28-30 kuruş arasındadır. Bundan başka ©00 beyaz karaman, 502 dağlıç, 11 kıvır- cık, 28 oğlak, 28 öküz, 7 inek, $ dana, 11 manda, 11 malak” satılarak mezbahaya a Kara Ali idmansızdı. Ben de iyi ça-| Yümlrla ihracatı inkişaf ediyoi wardır. Son hafta içinde hazırlanan yu - murtalar Yunanistana ihraç edilmiştir. 1200 sandık ta İtalyaya gönderilmiştir. Stok yumurtaların bu mevsimde tama - mektedir. Ankara Borsası kapanış fiatları 25 - 4-1938 ÇEKLER | 1 t * Ti j [Eîg B T | İşte tarihte (Kır atlı kadın hakan) nâ- mile maruf olan Türk kadını bu güzel ve — kahraman Tanadır. Tıb Encümeni içtimar Türkiye Tib Encümeni Içtimaı: Türkiye Enetümeni Çarşamba akşamı saat da Etibba odusunda toplanacak ve Dr: EK * rem Şerif Egeli tarafından (Castroskopl V€ mide hastalıklarının — teşhisindeki — mevkli) — hakkında tebliğde bulunulacaktır. Muhte “ rem âzanın ve arzu buyuran mesleki teşrifleri Fica olunur. ERTUĞRUL SADİ TEK EDİRNE Cumhuriyet sinemasında A |