iyenin nüfus davası *” Xx Türkiyede nüfus umumiyetle garb ve sahil mıntakalarında toplan- mıştır. Halbuki yapılacak en mühim ve milli işlerden biri de şark mıntakasını kalabalıklaştırmak, nüfasun burada da kesafet peyda On sene evvel Gönç görünen kadın, misafiri. Me albümündeki © fotografları Möslerdi, Misafir fotograflardan i işaret etti: - * Bu ihtiyar kadın kimdir? Genç görünen kadın cevab — On sene övvelki fotögra- v Vazife Müdür yeni memuru çağırdı: “© Şefiniz size vazife hi? Kemikli mi Doktor kasabın çocuğuna bak- ” ç Ankara, Gazi Ter- — Bunu, dedi, on beş günde) giye Enstitüsü ve or | bir tartmalısınız. ta muallim mektebi Kasab sordu: müdürlüğü talebenin vi : ksiz mi? | muayyen dersler ha- Ma a ya a meleri için kütübha- in neyi genişletmek ve İzi kalır salre gibi tedbirler .İaldığı gibi haftada biz > — İnsan bir kere âşık olma | veya iki defa da mem sın. Kolay kolay kurtulamaz. ieketin mühim ilim Kurtulsa bile gene izi kalır. adamlarını dava » — Tevekkeli aşkı deliliğe ben-! derek o kavferansla; *— Bütün servetimi ayaklarınızın al. sermek isterdim. *— Ben sizi fakir biliyordum. © Ne kadar fakir olsam, gene mevcu4 #örvetim, sizin minimini ayaklarınıza Pisbetle çok büyüktür. Stüdyoda ti yıldız arasında: t i l k — Bugünkü ga- zeteleri o okudur mu? — Hayır henüz okumadım, — Ben okudum. ie Sen dördüncü ko- Min boşanıp Villi ile evlenmişsin! # e Veli ile mi? İşte bu adar: hiç tanı- ' #rum, Bu bizim reklâm işleri müdü- İs çok tuhaf, evvelden bize haber ver- Melen te görüyor. o Odur Üehç erkek yolda rastgeldiği genç kıza e ilân aşketti: — Dün gece ge- ne sizi rüyamda gördüm; hani o si- ze çok yakışan pembe” robunuz var ya, onu giyi- pembe robu olan odur. ig ŞOK eski bir tablo, tem beş yüz m Symeli var, da, *ni yapıldığı zaman kim bilir ik ç VE Kadar kiymetliydi.. Her halde bin bra ederdi, değil wi? un gi.) verdirmektedir, İN Verdi bayım, siz odaya gir- * İn. zetmemişler, o datıpkı onun gi İ akinre ön ri İNİZ zaman kendisini uyandı- zmeeti asez bi. geçer ama gene birizi ve coğrafya fakültesi Micağım! — Bu gece fırtına çıkmış ta, haberimiz bile olmamış kahır. profesörlerinden Her» E — AR. Raf, bert Luis'in 14 ni- Büyük görürüm - Büyük anne niçin gözlük takı - yorsun? kemmel tiyatro ve konferans salonunda — Gözlükle, eşyayı daha büyük gö - rürüm de: — Öyleyse büyük anne, benim taba- ğıma mahallebi koyarken gözünden gözlüğünü çıkar. Beş, on — Kaç yaşındasın küçük?. — Belli olmaz bayım. Ya beş, ya on.. — Ya beş, ya on olur mu?” — Olur.. babama sorarsanız «on» der, anneme sorarsanız «beş»der!, nüfusun yayılışı) idi Sayın profesör bu münasebetle, Türkleri, Türk gençliğini ve Türkiyenin mazi ve istikbalini alâka- dar eden çok ehemmiyetli noktalar üze- rinde durmuştur. Dil, tarih ve coğrafya fakültesi doçentlerinden Niyazi Çitak ta- İ rafından türkçeye tercüme edilen alman- ca konferansın özünü veriyoruz: Nüfus meselesi her millet için çok e hemmiyetlidir. İnsan vücudü için kan ne ise bir memleket için de nüfus onun gi- bidir. Nüfussuz bir memleket kansızlığa tutulmuş insanı andırabilir. Bunun için- o ZE ii dir ki bugün milletlerin kudretlerini mu- ie vi ca Be kayess ederken nüfus sayısı en başta ge- Niçin giyen len kıymet hükümlerindendir. Ancak nü- — Ben kardeşimin yerinde olsay- dım, annem ninnisini kessin diye göz- lerimi yumar, kendimi uyumuş gibi Balık meraklısı idi, Hergün ayni yere gider, oltayı atar; balık beklerdi; — Yerini değiştir, başka tarafta balık bekle! da bir memlekete azam! faydalı olması için iyi taksim edilmiş ve yayıl- mış olması lâzımdır. * gönterirdi Memleketimizde ri un yayılışı he- DOM ea ze müz ilmi bir surette tesbit edilememiştir. — Niçin? Ne yaparsın Umumiyetle kilometre murabba: başına — — Oradaki balıklar seni tarımışlardır (20) kişi düşer. Fakat her yerde ayni İki işci konuştular; biri: mikdar değildir, Bazı yerde çok bazı yer- — Ben, dedi, ka- de azdır. Türkiyede Cumhuriyet hükü- zancımın o yüzde meti tarafından gayet ilmi bir surette ya- leme eve gö pılan nüfus sayımlarını gözününe alarak KUM nüfus kesafetinin tesbiti kolay ola- Öteki de söyledi: AŞ 7 ” Ki > y cağı sânılmamalıdır. Meselâ Trabzon vi- Yâyetinin nüfusu o vilâyetin hududları Jdahilinde müsavi yayılmamıştır. Sahilde kesif olduğu halde içeriye gidildikçe ve hele dağlarda kesafet mikdarında bazan sıfır olduğu görülür. Ben haritamı kilo- metre başıma (20) den yukari ve aşağı olmak üzere tesbit ettim. Yolların çok olduğu, yakın şehirlerin — Ben evime bir metelik bile gö- türmem. — Kazandığın parayı ne yaparsın? — Karım fabrikanın kapısında bekler, ben febrikâdan haftalığı ahp çikar çık- maz, elimden çekip alır, LL birbirlerine kolaylıkla bağlandığı mınta- kalarda nüfus kesiftir. Marmaranm et- Olmaz mı? r rafı buna güzel bir misaldir. Burada nü- Kadın, elinde tablo ile ressamın atöl- fuş denizin kıyılarında ve kıyıya yakın yesine girdi: ” yerlerde toplanmıştır. Çünkü deniz şe- zi —Bu tabloyu EĞRİ hirler arasındaki her türlü münasebetler — Evden çıkarken acele ile yanlış — kışın sizden almış. ÜEgEğE İS |isin pek serbest ve rahat bir yoldur. İs- çanta almiştm., fakat zarar yok, bun- (tm. ka tanbulda ötedenberi mühim bir nüfusun larla da çalışabilirim. — Evet bayan, a NE El bulunuşu buranın birçok yolların uğrağı arama — Hani resimde Val > “OY” (ve sonu olmasındandır. Ancak buradaki Can sıkıntısı masa üzerine ko- , Dülüs kesafetini tesbit ederken ecnebile- Kadın; Mene yaya ar: yi; Mneklir GTEYA ni hariç batmak Mizimeler; Margars civa —of Şok konuyorlar. Peyniri bir fanusla kâ- yındaki nüfus mikdarı bir buçuk milyon. Dedi, kocası meraklandı: pıyamaz mısınız? dur. — Nen var? — Canım sıkılıyor. — Dün getirdiğim romanı oku. — Başından sonuna kadar okudum. 2 — Bu sefer de sonundan okumaya bâş- : lâ. canmın sikintisi geçer, o Zarar yok Nişanlılar, evlenme memurunun kar. çısına gittiler. Memur sordu: — Şahidleriniz gelmediler mi? Nişanlılar cevab verdiler; — Biraz geciktiler ama zararı yok. Bu- radan sonra bizim eve gideceğiz. Onlar da öbür misafirlerle beraber oraya ge- dirler. o . Bekledim İkinci derecede kesif mıntaka Ege hav- zasıdır. Sahilden içerilere doğru giden vadiler, nehir kıyıları ve bu aradaki irili 1 ufaklı ovalar Ege mıntâkasında yolların kolaylıkla yayılmasına imkân vermiştir. Şerka doğru gittikçe nüfus seyrekleşir. Aydın civarı daha mütecanistir. Nüfus sayısı bir buçuk milyondan fazladır. Samsun mıntakasında Kizilirmak ve Yeşilirmaktan başka daha ufak nehirler de vardır. Bunlar sahili içeriye açan ta bii kapılardır. Verimli vadiler ve ova- lar da insanlar için büyük nimetlerden- dir. Burada nüfusun yayılışımda bir baş- kalık vârdır. O da halkın köylü oluşudur. Bunur için Marmars ve Egede olduğu gibi büyük şehirler yoktur. Esasen bu mıntaka tarihte de mühim roller oyna- mıştır, Bugün kazıldıkça Eti imparator. Yüz yaşındakine sordular: — Duvarcı büyük kızınızla ahbablığı | luğuna aid eserler bulunuyor. O zaman! — Bu yaşa gelebilmek için ne yaptın? ilerletmiş.. da kalabalık bir nüfus besliyordu. Cevab verdi: — Çok eskiden tanır da. O duvarı Başlıca mühim olan bu üç mıntakada. — Bekledim. Ben sabirli bir adamım- © yopmuya Başladığı gün kım daha İyi nüfus yekânu beş buçuk milyon olup yasi tesirleri altı dır da, yeni dünyaya gelmişti. umum nüfusun üçte birine yakındır. Pr. Herbert Luis san akşamı mektebin projeksiyon, sine-|çok artmasına bu hal engeldir. Halbuki ma ve sahne tertibatını da haiz olan mü-| Türkiyenin en zengin yeridir. etmesini temin etmektir. Bunlar (o haricinde daha küçük kesafet yerleri vardır. Ereğli ve Zonguldak ciya- tında yarım milyon- dur. Sebebi mühim kömür merkezi oldu» ğu içindir. Memleke- tin diğer yerlerine bağlıyan yollar - için arazi müsaid değildir. (Ankara-Pilyos) bat- tı çok büyük masraf la yapılmıştır. Dağlar bu mıntakayı adetâ memleketin içinden ayırmış, sahile bağla- mıştır. Nüfusun daha Trabzondaki nüfusun sahilde şerid ha- verdiği konferansın mevzuu (Türkiyedellinde bir kessflet göstermesi de sahile müvazi olarak yükselen dağların tesiri- dir, Halbuki bu şeridi hududlarımızın â- şarısına doğru uzatırsak sahilden dahile doğru nehir ve vadilerin uzandığı ve bzi- deki yarım milyon nüfusa karşı buralar. da iki milyondan fazla insan oturduğu görülür. Bu saha bazan Türkiye hudud- ları içine doğru da Kars ve Ardahan gibi diller uzatır. Cenub kısmı şimale göre daha az ke- siftir. Antalya civarı yüz binden biraz fazladır. Adanadaki nüfus sayısı yarım milyonu geçer. Halbuki daha şarkta Gâ- vurdağından sonra hududlarımızın dışa- rısında kalan mıntakada bir milyon in- san vardır. Bu mıntakada bizim en büyük şehrimiz olan Gaziantep kırk bin nüfuslu olduğu halde Haleb iki yüz bin nüfuslu- dur. Böyle kesif mıntakalar siyasi sebeb- lerle birbirlerinden ayrılırlarsa iki taraf rekabete başlar. Rekabette muvaffak ol- mak için böyle yerlerin nüfusunu çoğalt- malıdır, Mardin mıntakası oldukça kesiftir. Fakat buranın daha geniş yerleri olan Musul civarı hududlarımızın dışarısında- dır ve Musul şehri Diyarbakırdan iki misli büyüktür. İç Anadoluda nüfusu kilometre mu rabbâina (20) den fazla olan yerler tren yolu boyunca Akşehir gölünden Toros lara uzıyan kısımdır. Daha sonra Kay. seri civarı, Malatya ve Elâzık gelir. Şarkta en kesif yer Araş nehri vadişi. dir. Bir milyondan fazla insan yaşar. Ce nubdâki vaziyet burada da vardır, Erivax Erzurumdan iki misli büyüktür, Türklere düşen vazife kalabalık yer- leri birbirine daha çok bağlamak ve yak- laştırmaktır. Bunun için de hepsinin or. tasında bir noktaya mühim rol vermel Jâzımdır. Fransada böyle bir merkez bul mak kolay olmuştur. Fakat bizde güçtür. Acaba Türkiyede böyle bir yer neresi o Tabilir? Türkiyede dağlar şimalde ve cenubda birbirine müvazidir, Yolların boylu bo yunca ber tarafa kölaylıkla uzamasını dağlar engeldir. Fakat İç taraflarda bu imkân vardır. Çünkü şimalden ve cenub- dan gelen dağlarla ormanlar bitmekte step başlamaktadır. İklim kuraktır ve yollar çabuk kurur. Denize doğru kapı ları vardır. Eskişehir kapısile İstanbula Afyon kapısile Egeye, Sandıklıdan Aydı- na geçilir. Bu kapılar tarihte büyük rol oynamışlardır. İnönü ve Dumlupınar harbleri buralarda olmuştur, Orta Ana- doluyu Çukurovaya, Suriye hududları- na, Kafkasa bağlıyan kapılar da vardır. Samsun kapısı vasıtasile Karadenize bağ- lanır, Nüfusun az olduğu yerler bilhassa orta kısımdadır. Buna rağmen yollar nokta- sından ehemmiyetlidir. Etiler zamanında Boğazköy ve Kayseri, Selçukilerde Kon. ya mühim roller oynadılar. Türklerin kurtuluş savaşından sonra yeni merkez. lerini buraya kurmaları ilmi noktadan da lâzımdı. Vaktile devlet merkezinin İs- tanbulda olması muvafık olurdu. Çünkü imparatorluğun markezinde bulunuyor. . du. Fakat şimdi gerek burası ve gerek Ege havzası dışarıdan gelecek tecavüzle- re Ankara derecesinde kapal: değildir. Bir devletin merkezi düşman hücumları. na açık bulunduğu nisbetle onların &i- ında kaliror. Devlet, mer. (Devamı 10 uncu sayfada)