21 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

21 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Sayfa — * Son Pasta e nn macera romanı:93 SON POSTA *İfşa eden idam olunur! Harb sanayl Casusları erasındaki mücedele Bir gün O'andanın daima yanında taşıdığı küçük valizini gizlice aradım. Benden — AA ae aşırdığı bir mektubdan başka bir şey bulamadım. Bu mektub ateşemiliter bir|Birinci günü Ankara muhteliti ne kadar bozuk o arkadaşımın bana yazdığı bir mektubdu Olanda bu haberi öğrenince bir sinir | buhranı daha geçirdi. Zira Löwenş - f tarafından, o ce -| , yani o meş'um| fından idam etti - şüphe etmiyordu. in tuvaletine Dolçiyefin kan- lülerinin birini sokup sakladı - ğına, yolda Löwenştayn tuvalete girer girmez kanserli ölünün bankerin bir hamlede karnını deştiğine ve her iki- sinin bir anda aşağı, dalgaların içine yuvarlandıklarına hükmediyordu. Bu hâdise bizi Londraya gitmekten tamamile vaz geçirmişti. Fakat Lon - dçaya gitmek üzere iken biraz neş'e - lenmiş gibi görünen Olanda şimdi büs- bütün kederli, sinirli bir hal almıştı. Bir gün onun daima yanında taşıdığı zarif, fakat - esrarengiz küçük valizini gizlice aradım. Benden aşırdığı bir mektubdan başka ehemmiyetli hiç bir şey bulamamıştım. Benden aşırdığı bu mektub da bana ataşemiliter olan bir rkânı harb Türk arkadaşımdan gelen hir mektubdu ki arkadaşım bunda ba- elektro tekniye merakımı bildiği n, son zamanlarda gizliden gizliye Avrupada dönmekte olan yeni keşfe - dilmiş bir silâh, yani elektron silâhları hakkındaki dedikoduların aslı olup ol- madığını sormakta idi, Bu mektubu Olandanın valizinde görünce onun meş'um Düngerkte bir gece bana niçin | bir Türk erkânıharb zabiti olduğumu söylediğini anlamıştım. Olanda benim hüviyelim üzerinde hassasiyet gösteriyor diye endişelene- vek kendisine benden her hangi bir şübhesi olup olmadığını ve bu müz'iç, garib ,kederli halinin bundan İleri ge- lip gelmediğini sordum. Bana gülerek cevabi ve Çocuk, nim arkadaşım ol m n hakikt hüviyetin be- Öbür tarafı- eti yok. zaman dolaşmış ol- çiyef'in de bizim peşi- mizi terkederek Londrada tekrar faa- liyete geçtiğini gördüğümüz için Olan- daya hiçbir zaman rahat bir uyku u- yutmamış olan şu Van Holzen şatosu- nun esrarını anlamıya gitmenin tam vakti olduğunu kat'i bir İlsanla bildir- dim. Vakıâ Olanda gayet garib bir tarz- da gülerek: — Görüyorum ki bu işle benden da- ha çok ehemmiyetle meşgulsün. Dedi ve âdeta isteksizlik gösterdiyse de ben, yarı cebri bir halde, onu Fran- sa ve Belçika yolile tekrar Holandaya götürdüm, Doğru Litvanyalının bize haber ver- diği Almelo şehrine inmiştik. Fakat O- landa buraya gelince birdenbdire rahat- sızlandı. Bense Almeloya girer girmez © kadar heyecana kapılmıştım ki Olan- dayı o gün otelde birakıp tek başıma Van Holzen şatosunun nerede olduğu- yenmekten, bu şatoyu gidip ya- kından görmekten kendimi alamadım. Van Holzen şatosu Almelonun oto- mobille yirmi dakika kadar dışında idi. Almeloya uğrıyan tek tük bazı seyyah- lar esasen bu şatoyu da ziyaret ettikle- ri için her hangi bir ecnebinin şoförlere bu şatonun ismini vermesini hiç kim- se hayretle karşılamıyordu. Amsterdamın gayet geniş ve muaz- zam heykellerle süslü belediye meyda- nında, gözümde Amerikan gözlükleri golf elbiselerimile beni bir Alman sey- yahına benzeten bir şoförün bana al- manca hitab ettiğini görünce onun a- rabasını tercih ettim. Az buçuk almanca bilen ve pembe be- ile erkekten ziyade şişman bir kadımnma Benziyen bu Holandalı n, yolda, mutlaka malümatfüruş- luk ederek beni bu şato hakkında daha ziyade meraklandırmak gayre'ine dü tüğünü, yerinde kıvır kıvır kıvrandığı- hissediyordum. Nihayet yarenlik et- meden dayanamıyacağını anlıyan Fe- Jemenkli şoför, bana, hemen Avrupanın her verinde Almana benzettikleri her adama karşı reddüd etmeden kulla-| (yaya ilân etseler, hani bil İbir adı vardır. İmeyen. nılmals âdet olan hitabla damdan düş- | me bir halde: I — Her Doktor!.. Van Holzen şatosunu | gezmek niyetinde misiniz? Pek mcr:k-[ h görünüyorsunuz? Dedi. | — Bayır, içini gezecek değilim. Şöh- retini işittim de şöyle bir uzaktan gö- Teyim dedimi... Şoför: — Ooo, Her Doktor! Gelmişken mut- laka bir geziniz... dedi. Zira hakikaten merak edilecek bir şatodur. Bilmem, bu şatonun hikâyesin| bilir misiniz? — Hayır!.. Şato hakkında hemen hiç- bir malümatım yok!l... Şoför hakikaten Holanda peynirleri | gibi kıpkırmızı yuvarlak yüzünü ertik geriye çevirmeğe lüzum görmeden, be- nim tepeden tırnağa merak kesildiğimi hissettiği için, gevrek gevrek gülüyor- ha. Şoför: — Buraya gelen turistleri gezdiren resmi tercümanlar bunları seyyahlara söylemezler ama, Her Doktor, ben, xmalüm a, ne tercümanım, ne de propa- ganda memuru, Benim neme lâzım, all tarafı.. çünkü, Almeloda bu şato hak- kında bilinen şeyler biraz - turistlerin keyfini kaçıracak şeylerdir de.. — Keyfini kaçıracak şeyler mi? — Bilmem, belediye ö; Halbuki şatonun hikâyesin | Her Doktor, şu Almelo bilâkis cıvı! vıl seyyahla dolar, Herkes bu kadar a- caib bir yeri görmiye can atar değil mi? Bulmaca 1: Kuşların hacımı - âınıfi geçirtebllecek kadar bir numara. 2: İstırab - Bir cins peynir - Bir nota. $: Kirli hizmeteinin önlüğünden ekxik ol- mayan - Bir tatlı. & Herkeste iki tane var, her biri de beş kürdeş arasında taksim edilir. 5: Babamın erkek kardeşi demeyiniz. Onun 6 Bakalı vardır ama insan dağildir. Ağa- Ca tarmanır ama kedi dağildir. Süt verir ama sütnine değildir - Neşenin girdiği yere gir- 7: Bahar gelse de bir oraya çıksak diye düşünmüştük. 8: Yerinde ağır olan - Bağlam olmiyan. ©: Arabea bilene sordum; hayır! dedi. Mu- sikişinasa sordum; tuşa dokunayım ses çı- kar, dedl - Kanun. 10: Çırpıyla beraber bulunan - Eline ge- çen sağlam kalmaz. Yukarıdan aşağı: 1: Bir devre ismini veren çiçek - Lezzet. 2: Baş ağrısı bahane olunca gelir - Enfes, 8: Yapmak mastarının mddından emri ha- zar - Heplmizin yüzü öyle çıksa - Lâhurdan olursa Gaha beğenllir. 4: Tabil olmuyan hüdise, $: Birbirinden üstündür arşa kadar, 6: Heckes cesur olmaz ya, kimi de böyle olur - Sonunda bir «A> olsaydı içine para konulurdu. Sık manasına da gelir, 1: Bir nota - Uzan değil. Kapıya birinin geldiğini bize o haber varıncaya 9: Aydında çok bulunur - Bal verir ama para istemez, İğnesi vardır umü dikiş dike- mes, 10: Turşusu ve salatası meşhur bir toprak altı mahsulü - Kişın yağar, yazın aranır. O vakit şu kasabacıkta hepimiz de sey- yah yüzünden zengin oluruz. İnsanın rahatlığına imrendiği, o ge- niş havsalasına zenginlik ateşi düştü- ğü anlaşılan Felemenkli şoföre, acı acı gülerek: — Seyyah hücumunun temin edece- ği bahşişi tek başıma size temin edemi- yeceksem de, bay şoför, Van Holzen şa- tosunun bu gayri resmi hikâyesini mem nuniyetle dindliyebilirim. Dedim. Felemenkli şoför göbeğini zıplata zıplata ağız dolusu güldü — Oh, Her Doktor!. Siz Almanlar çok şakacı adamlarsınız... dedi. Bahşiş sözü sanki bizim dilimizin ucunda sa- mayorsunuz. Halbuki her ne olsa daima bahşiş fikri asıl sizin aklınızda... — Van Holzen şatosunun hikâyesi? — Hikâyesi, evet, hakkınız var. Ah, yol işareti direğine de çarpıyorduk. Felemenkli şoförün bu garib şakla-| banlığına birdeni hiddetlenerek sus- tum. Şoför, benim sinirlendiğimi gö- rünce: — Ah, Her Doktor!. Şatonun hikâ- yesi meraklandırdı ama, ben öyle zannettiğiniz gibi, bir hikâyeci gibi an- latamıyacağım. — Anlatamıyacağınızı zaten anladım. — Öyle değil, öyle değil, Her Dok- tor! Bildiğim de pek © kadar uzun boy- - |lu değil de. Herif hâlâ gülüyordu. Sonra sol elüe cebinden mendilini çıkarıp gükmekten gözlerinden akmakta olan yaşları sil- di, öksürdü, burnunu sümkürdü. (Aarkası var) Bir Doktorun Günlük Notlarından Gözün karasında Beyaz benek Halkın misafir dediklert bu göz hastalı- ı gözün önünde bulunan saal camı çek- ünde şeffaf ve karniye denilen tabaka- nin Ütühabıdır. Bu muhtelif sebebler tah- ti tesirinde olur. Fakat ekseriya çocuk- 'da ve gençlerde görülen şekli kansız- . 'et ve Jenfallamdir. Böyle Olan- larda göz kızarır, ışıktan çok karkar, gö- zünü açamaz ve dalına kuıpışık tutmak mecburiyelindedir. Gözün karası üzerin- ae birdenbire bir beyna leke peyda olur. Hastalık da budur. Tedavi muntazam bir şekilde tatbik edilirse an beş yirmi gün içinde tamaman zalil olur. Fakat yuka- rıda söylediğimiz sebebler tahtı tesirin- de zeâfiyet ve kazsızlık uzaraa gözdeki ârıza da uzar. Aylarla süren vak'alar goktur. Bu sebeble mevzlil göz tedavisi ile beraber umuzm! kansızlığa ve sâflyete kar- g1 da tedbir almak Jâzımdır, Gözde beyaz Jekeler daha birçok buşka sebeblerden tekevvün eder. Onları du ya- rin tzah ederiz. Perşembe Cerab isteyen — okuyucularımızın — posta pulu yoliamalarını rica ederiz. Aksi tak- dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. Dikkat, gözleriniz sizi aldatıyor! Cevnblar şunlardır: — Birinci hanedeki hatlar müvazi, 3 ünçüdekiler değlidir. — İkinci hanenin sağındaki hatlı tem- did eden sal hatların ultındakidir. — 3 üncü hanedeki zaviyelerden A ve B d0 derece C ve D 70 derecedir. — B inci ve T nci hanelerdeki siyah ve || beyaz dalreler ayıl kuturdadırlar, B ncı ce & incl hunedeki şekifler mu- rabbadırlar. — 9 uncu ünnede kafeder siyahtan si- yaha, 11 inci hazedekiler ise siyahtan beyasa dağru imtidad ederler. 10 uncu hanodeki beyzi şekii tama- men mütenuzir, 12 ncl hanodeki değlidir. Gemlikte köycülük işleri Gemlik (Hususi) — Gemlikte geçen bir sene zarfında 1498 lira 94 kuruş sarfl- le köy bürosu gayet müsmir işler görmüş, 1888 lira 73 kuruş sarfedilerek 400 kilo- metre telefon yapılmış, 420 lira 30 kuruş sarfolunarak koruculara bir örnek elbi- se giydirilmiştir. - | üüü l $A ÖS) S P n Nisan 21 istem S İ ei aa ) aN e OnR Ankarada Först Viyena nasıl mağlüb edildi? ise, ikinci günü Gençlerbir! liği - Ankaragücü muhtel de o kadar güzel bir oyun çıkardı Ankara (Hususl) Baki Ayusturya'nın meşhur Först Viyena takımı burada iki maç yaptı, neticeler evvelce bildirdiğim gibi & - O lehlerine ve 2-0 aleyhlerinedir. Birinci oyu- munu Şehir stadında nisbeten a2 bir seyirci önünde oynadı. Havadan ve yerden topu kon- trol eden, icab eden yere pas verme kabiliye- tine malik bulunan ve çok çerik olan bu iri yarı atlet futbolcüler enerjik, atılgan bir 0- yun oynadılar. Anlaşmış ve takım halinde oynamasını bilen bu takımın karşısında An- kara muhteliti çok fena teşkil edilmişti. U- zun zamandır top oynamıyan İhsan müda- İaaya alınmış, senelerce santrhaf oynamış o- lan Hasan sağ içe konmuş, ikinci devrede takıma alınan ve bekten başka yerde muvaf- fak olamıyan Nihad sağ hafla oynatılmıştı. Velhasıl muhtelit fena teşkii edilmişti. Dikkat ettim, Ankara muhteliti doksan da- kikalık oyun müddetince Först Viyena ka- Josini ancak iki defa tehlikeli vaziyete soktu. Misafir takım forvetleri ise muhtelit kalesin- den ayrılmadılar, top hep onlarda idi, bep onlar oyuadı. Neticode beş tane gol attılar. Bvet, resmi netice $-0 dır, lâkin muhtelit ka- dlesine beşten fazla gol girmiştir; ve gel ©l- Jması çok muhtemel olan misafir takım akım- ılcı.vı 8-0 dan sonra hakem Bay Saim tarafın- dan lüzumsuz ve sebrbaiz olarak kesilmiştir. | Ölk öyünlarile halkın datma - aikışlarını İtoplıyan ve sempati kazanan bu takım ikin- € oyunlardle maalesel seyirellerin antipati- jaini kazandılar. Birinci oyundan sonra altı iyüz lira mukabilinde Ankaragücü - Gençler- İbiriiki muhtelitine karşı oynamayı kabul e- İden Först Viyena, birinci maçın ertesi gü- İnü bu Iki klüb muhtelitine 2-0 yenildi. An- karagücü sahasında oynunan bu maçın se- yircileri beş bine yakındı. İngiltere Tig maçları İngüterede muhtelif şehirlerde lig maçla- rının 39 uncu haftası oynanmıştır. Ligde baş- ta giden Arsenal sanlarda bulunan Birming- ham'ı mağlüb edememiştir. Umumi puvan vatiyetine göre Arsenal 38 maçta 4€ puvan alarak başta bulunmaktadır. Onu takib oden İPreston'un 38 maçta, ve Volves'in de 27 maç- ta kırk beşer puvanları vardır. Birminghat |. 46000 seyirci önünde aynanan bu maç çok helecanlı olmuştur. Her Iki taraf güzel oyna- maşlardır. Arsenal takımında birkaç kişi ya- ralanmıştır. Evertan: ? — Karlton: © Bitinlel devrede ber iki talım da çok uğ- raşmışlar, fakat bir türlü gol çıkaramamış- lardır. İkinci devrede Everton müuhacimleri üç kere Kariton müdafilerini mağlüb etmiş- lerdir ve maçı 3-0 kazanmışlardır. Bu maçı 133000 seyirci takib etmiştir. Mançester: 7 — Alblon: 1 Bu maçın neticesi hiç ümld edilmiyecek bir şekildedir. Bu sekiz göllük oyunda olan İgollerin üçü penaltıdandır. Günün gol kralı meşhur Brak'dur. Bu maç- ta kendi başına dört gol atmıştır. Bu maçın seyirel adedi 35000 kişidir. Leds Juneytit: © — Sunderland: © Bu maç o kadar alâkalı olmamıştır. Ancak 25.000 seyirel bulunmuştur. Bu oyunda Bun- derland muhacimleri çok bosuk bir maç yap- mışlardır. Buna mukabll müdafiler kendileri- ni göslermişlerdir. Preston: 0 — Valvas: 0 45000 seyirci önünde çarpışan bu iki ta- İkımın maçı çok zeridi olmuştur. Ligdeki vazi- İyete göre bu Iki takım da ikinci olarak bir (puvan eksikle Arsenal'in arkasından gelmek- İtedirler. Hem Volves'in bir maçı noksan al- duğundan şampiyonluğa namzed de sayıla- İbilir. | 0 — Arsenal: 0 | Asten Vifin: ? — Totenham: © | — Haftanın seyirci rükorunu bu maç kırmış- |tır. 60000 seyirci bulunmuştur. Kapadan Ü- midini keşen Aston Villa Hgdeki —vaziyetini sarsmanıya uğtaşmaktadır. İngilterenin en zengin iki klübü olan Totenham ve Aston |willa çi ayal zamanda ligdeki vaziyetleri itibarile de mühimdir. Maamafih Aston Villa büyük bir gayretle bu çok kuvvetli rakibi de atlatmıştır. Mülâyim dün geldi İngilterede yaptığı dört müsabakayı da kazanan Mülâyim pehlivan dün — şehrimize dönmüştür. Mülâyim, İngilterenin Mançesler İşeğrinde küng Kürtis'le, Liverpul'da Boni İMuir'le, Ner Braytın'da Dik Vilyam'la ve No- tingam'da da Con Smit'le güreşmiştir. Bu rakiblerini de aıra ile 21, 13, 16 ve 27 nci da- kikalarda sırtlarını yere gelirmek — şarlile mağlüb etmiştir. Akşehirde pehlivan güreşleri Mayısın 28 ve 29 uncu günleri Akşehirde Kızılay Kurumu menfaatine olmak — üzere İserbest ve yağlı pehitvan güreşleri tertib e- dilmiştir. Akşehir Kızılay Kurumundan aldı- ğamız bir mektabda, 500 lira müküâlat dağı- tılacak bu güreşlere iştirak etmek isteyen pehlivanların, oraya müracaat etmeleri lüzu- mu bildirilmektedir. SÖ iü —ei a 1” X üti aÜ llli a Rahim, Enver, Nuri, Abâül, Semih, Belim, Ali, Hasan, Fahri, All Rıza A Gücü - Gençler muhteliti oyuncuları ğ den güzel ve candan bir oyun çıkararak FD Teayonel misafir takıma kendi / bul ettirdiler. Öyle x oldu. Ki Först Viyena müdafaa sistemile oyuns vam mecburiyetinde kaldı. Misafir takiff kinci eyununda kendisine daha uygus çimen sahada oynamadıkları için masi Lâkin Ankam takımı da kendilerine fırsat vermedi. İyi oyun çıkaramıyan — Viyanalılar Ççok sert oyunla ve bazan da çirkin h lerle -hakemin üzerine yürüme, muattasıl Hiraz, oyuncuları kasden t0P ken itme- seyircilerin nefretini Ankaragücü - Gençlerbirliği muntatttl Fj kalâde bir öyun çıkardı ve Förat VİŞE" 2-0 mağlüb etti. Bu hakikat bize n bir gün evvel bu takıma Ö-0 yenilen muhtelti hiç de iyi teşkil edilmemişli. İktnci oyundan sonra mağlübiyet Viyanaya bildiren kafile relisini bularak oyun hakkında ne düşündüğünü dum. Şöyle cevab verdi: *— Birinci oyun galibiyelini dün Viyanaya gene şu dakikalarda bild Bugün e mağlübiyet haberini bildl için müteessirim. Biz dünkü $-0 lık Bi yetten sonra bugün daha açık bir gi bekliyorduk, çünkü Ankaranın en muhtelitinin birinci gün oynuyan MUT olduğunu zannetmiştik. İkinci muhtelit ÖĞE | ha kuvvetlidir, uma çok yargun L da unutmayın.» 4 Şmeling'in son zaferi Hamburg (Hususi) — Meşhur Almal şiklet boks şampiyonu Gmeling, z 22 hariranda Joe Louls ile dünya şamp luğa için karşılaşmağa gilmeden rTupadaki sön müsabakasını yaptı. Bu rakibi olan Amerikalı Stev Dudas'ı ravndda mağlüb etti. Şmeling'in bu maçı, seyireller ürerindi |kalâde bir tesir bırakmıştır. Alman b |herkese tam formunda olduğunu ve $ sağ yumruğunun ber samankinden dabâ * vetli olduğunu labat etmiştir. Şmeling kuvvetli rakibini ilk olarak $ ravndda yere düşürmüştür. Dördünecü da Dudas, Almanın müdhiş sağ yumrt altında dört defa yere kapaklanmıştif" Haci rTavnd başladığı zaman hakem, Kalının daha fazla mukavemet odel imkânaız olduğunu müşahede etmiş TÜ sirada ringe atılan sünger ve havtular Burdurmuş, bakem de Şmelingi galib ( miştir. Afaçtan sonra Dudast bir gazeteciyt demiştir: — Büuğgün dünyada Şmelinge karşı tek bir boksör yoktur. Şmelingin Joe sekizinci ravnddan evvel nakavt edeci minim, Fenerbahçe Milli kümedef çıkarıldı Dün Türk Spor Kurumundan İstanbul | fakasına gelen bir telgraf Fenerbal milli kümeden ihraç edildiğini ve iş'afi T kadar milli kümeye dahil hiçbir klüble # laşamıyacağını - bildirmiştir. rbab yerine milli küme haricindeki alti muhteliti aynıyacaktır. Muhtelit puvap ÖĞ yacak, fakat diğer Klüblerin alacı J vanlar sayılacaktır. Bu ilibarla pazaf Fç Galatasarayla bu mühtelit karşılaşact ği Bundan buşka gelecek haftadah İti İstanbulun milli küme hartcindeki sekii bü arasında bir turnuva tertib edilmi aNN PERGR A L İLE Nöbetci Eczaneler dıı.. gece nğbetci olan eczaneler İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Şeref), Alamdarda? Üğl| dülkadir), Beyazıdda: (Haydar), SAŞ || yada: (Erofilos), Bminönünde: (BEŞ || 300), Byübde: (Hikmet Atlama: (#Ç nerde: (Emilyadi), Şehremininde: dD, Şehzadebaşında: TÜniversiti? ragümrükte: ( Pund ) Küçükpaffliei (Bikmet Cemil), Bakırköyünde: ( panj. Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk): £ tada: (İsmet), Taksimde: ( net'e Kurtuluşta: (Needet), Yenişehirde” runakyan), Bostanbaşında: ( istmtl Beşiktaşta: (Naâl), Boğaziçi, Kadıköy ve Adal Üsküdarda: (Ömer Kenan), 8| (Nurb, Kadıköyünde: (Moda, Büyükadada: (Şinasi Rıza), (Tanaş). Mizdl —et 0

Bu sayıdan diğer sayfalar: