İngiltere ve Fransanın kat'i siyasetleri yar ın belli olacak (Baştarafı 1 ünci sayfada) miş ve bilhassa Avrupa sulhunu u:hdidı eden günün meseleleri hakkındaki hattı hareketlerini tesbit etmişlerdir. Bu müzakereler neticesinde verilen ka- rarlar mücibince İngiltere — başvekili Chamberlain, Avam kamarasının perşem- be günkü toplantısında hükümetin siya- setini izah edecektir. Ayni günde Fransız meclisinde de ha» rici siyaset müzakereleri açılacaktır. Blum ve Boncour yapılacak olan bütün. istizahlara cevab vereceklerdir. Lendradan bildirildiğine göre bugün- kü toplantıda yapılan görüşmelere ya - rin kabinenin haftalık toplantısı esta « sında da devam olunacaktır. Değişiklik beklenmiyor Birbirini takib eden bu görüşmelerin kabine komitesi toplantısından sonra an- laşılan hükümet görüşlerini mahsus de- recede değiştireceği ka'iyyen tahmin 0- lunmamaktadır. Yeni taahhüd yok Malüm olduğu üzere, hükümetin gö - rüşleri, dün akşam Avam kamarası mah- fellerinde şöyle hülfsa edilmekte idi: 1 — Avrupada hiç bir yeni taahhüd a » hnmaması, 2 — Eski taahhüdlere hürmet edilece- ğinin teyid olunması, 3 — İngilterenin, orta Avrupada vazi - yetin gerginliğini her türlü cebrü şid - det haricinde yapılacak anlaşmalarla iza- le edebilmek için tavassutlarda bulun - ması, S 4 — İspanyada ademi müdahale politi- kasına devam edilmesi, 5 — Romada yapılmakta ölan müzake- relerin sür'atlendirilmesi, Açılması derpiş edilmiş olan İngiliz - Alman müzakereleri şimdilik —münasip örülmemiştir, S Sovyetler Birliği tarafından, demük - rat devletler arasında akdi teklif edilen kanferans faydalı hiç bir şeye yaramıya- caktır. İngiliz bahriye nazırının sözleri Londra 22 (A.A.) — Bahriye Na - zın Duf Küper'in Londrada bir muha- fazakâr toplantısında okunan bir mek- tubunda şu satırlar mevcuddur: «Hâlen barışı her şeyin üstünde ar- zu eden ve Cenevreyi daima müşterek toplantı yeri olarak muhafaza eden dev letlerle âhenk ve teşriki mesâi halinde çalışmağa devam etmekle beraber, yal- nız İngiliz imparatorluğunun — büyük balk kütlelerinin hayat ve hürriyetle - rini himaye değil ayni zamanda hayat ve hürriyetleri mütearrızın haşin kuv- vetile zedelenenlere maddi ve belki de kat'i bir yardım yapmağa muktedir ha- le geleceğiz.» Gazeteler ne diyorlar? Kabinenin bugünkü toplantısından bahseden Times diyor ki: Bütün memlekette mevcud — kuv - vetli hissiyat, bugün daha sarih bir ta- ahhüd alımmaması icab ettiği Mmerke - zindedir. Başvekilin perşembe günü A- vam Kamarasında hükümet — namma yapacağı beyanat, işte bu hissiyata ter- cüman olacaktır. Niyüz Kroniki, diyor ki: îspın)ıdül muhabirimizin bildir - diğine göre, General Frankonun em - rinde bugün yedi yüz Alman ve İtal - yan tayyaresi ve 60 bin de müuntazam İtalyan askeri vardır. Ayrıca İtalyan - lar tayyare hücumları içih Mafjorka a- gasını üs olarak kullanmaktadır. Ne'Fransa ne de İngiltere, bizzat İspanyanın veyahud Balear adaları - nn Almanlar veyahud İtalyanlar ta - rafından işgal edilmesine müszade et- memişlerdir. ve edemezler. — Başvekil | - Chamberlain, İngiliz menfaatlerini mü dafaa edeceğini bildirmişti. Bu tehli - keye karşı acaba Başvekil ne teklif e - ,diyor? İngiltere taahhüdlerine sadık kalacak Londra 22 (A.A)) — Chamberlalin ta - Trafından perşembe günü Avam kamara. sında yapılacak beyanat hakkında Röyte- Tin aldığı diğer malümata göre, başvekil İngiltereye Milletler Cemiyeti paktile bir takım taahhüdler terettüb ettiğini ve bu taahhüdlerini yerine getireceğini söy- " _hıeılvınınııyıuıhavııvuhhul- Ş duğunu ve bu yardımı yapmakta küsür etmiyeceğini teyid edecektir. Fransada Paris 22 (A.A.) — Nazırlar bu sabah E- lize sarayında Löbrunun riyasetinde top- lanmışlardır. Başvekil ve Maliye nazırı Leon Blum, reişicumhurun imzasına iki kanun lâyi - hası arzetmiştir. Bu lâyihalardan biri Fransız banka « sının devlete yaptığı avans seviyesinin beş milyar daha arttırılarak maliyenin vaziyetinin ıslah edilmesini istihdaf et- mektedir, Diğeri ise millt müdafaa sandığına bir mikdar para yatırılmasına alddir. Âcll zaruretleri karşılamak üzere ha « zırlanmış olan bu Jâyihaların ahkâmı is-| tikbal için hiç bir taahhüdü tazammun etmemektedir. Bu hükümler, hükümetin şimdiden hazırlanmağa başladığı daha şümullü tedbirlerin teklif edilmesine bir mâni teşkil etmemektedir. Pol Boncour bundan sonra beynel - milel vaziyet hakkında izahat vermiştir. Milletin teşkilâtlandırılması Paris 22 (AA) — Parlâmento bu sa - bah harb vukuunda milletin teşkilât - landırılması projesini müzakere etmeğe başlamıştır. l Millet aşağıdaki esas fikirlere dayanan lâyiharın tarihçesini yapmıştır. «Tam harb> fikri hazardaki teşkilâtim ! seferdeki idari ve iktısadi teşkilâta inti « bak ettirilmesi. ı Millet Alman töşkilâtının neden ibaret olduğunu anlamış ve bu teşkilâtta hor şeyin, hattâ kadınların ve çocukların da kullanılması derpiş edilmiş olduğunu ve harbin merhametsizce ve sür'atle cere « yan etmesi istihdaf edildiğini söylemiş - tir, Silâh imali çabuklaştırılıyor Paris 22 (A.A.) — Silâh imalini ça- buklaştırmak için hüllümet tarafından sarfedilen mesâiye dün akşam saat |7 de devam edilmiş ve B. Blum, yanında milli müâdafaa ve iş meselelerile alâ - kadar nazırlar bulunduğu halde, en - düstriyelleri kabul etmiştir. Endüstri delegeleri, işci hey'etleri- nin beyanatlarile mutabık olarak, işin rasyonel bir surette teşkilâtlandırılma- sının ve makinelerin ikmal ve ıslahının Tüzumlu olduğunu bildirmişlerdir. Mült müdafaa sandığı projesi Paris 92 (AA.) — Meb'usan meclisi, bu akşam maliye projelerinin müzake « resine başlamış ve milli müdafaa sandığı istikrazına aid projeyi 130 muhalife kar- $i 379 veyle kabul etmiştir. Bu lâüyihanın kabüulünden evvel baş D vekil Blum göz alarak projeleri müda - faa etmiştir. Muhalefet parlileri ise bu | projelerin şiddetli aleyhinde bulunmuş- lardır. ÖOrgeneral Cevad (Baştarafı 1 inci sayfada) kânıharbiye Reisi ve askerlerimiz kar- şılamıştır. Bu karşılamada Generalin oğlu da bulunmuştur. Oradan otomoö « billerle Sahrayicedide gidikmiştir. Al - man Ataşemiliteri, Alman ordusu na - rama ihzar edilen çelengi General Ce - vadın kabrine koymuş ve mezarını Hit ler selâmile selâmlamıştır. Bu esnada bir askeri müfrezemiz de selâm resmi- ni ifa etmiştir. Mısır gazeteleri Filistine sokulmuyor Kahire 22 (A.A.) — Mısırda arabea çıkan gazetelerin Filistine girmesi yasak Almanyada intihabat Berlin 22 (ALA.) — Propaganda nazırı Göbbels bu akşam spor sarayında büyük bir nutuk söyliyerek intihabat mücade - Kat'iyyen İhtiyarlamıyan Kadının sırrı 45 yaşında olduğu halde yüzünde hiç bir çizgi, hiç bir buruşuk yoktur. Cildi açık, yumuşak ve bir genç kızınki gibi kusursuzdur. Âdeta bir harika! Fakat, bunun da fenni bir i - zahı vardır: O da; Viyana Üniversite- si profesörü doktor Stejskal'in şayanı hayret keşfi olan «Biocel» nam cevhe- rin sihramiz tesiridir. «Biocel», yu - muşak ve buruşuksuz bir cild için ga- yet elzem gençliğin tabil ve kıymetli bir unsurudur. Bu cevher, şimdi pem- be rengindeki Tokalon kremi terki - binde mevcuddur. Siz uyurken o cil - dinizi besler ve gençleştirir. Bu suret- le her sabah daha genç olarak uyanır ve yüzünüzdeki çizgi ve buruşukluk- Tarın kaybolduğunu görürsünüz. Gün düz için beyaz rengindeki (yağsız) 'Tokalon kremi kullanınız. Bütün si - yah benleriniz erimiş ve cildinizi be- yazlatıp yumuşatmış ve an yaş genç- leşmiş olursunuz. Çirkin tenden kurtulmak, daha genç malik olmak için mutlaka hakikt cild unsuru olan Tokalon kremlerini ku lanınız, Bayanların nazarı dikkatine Satın aldığınız Tokalon kremi vazolarının büyük bir kıymeti vardır. On- ları bayiinize iade ettiği- nizde beheri için 5 kuruş alacak, ayni zamanda kıy- mettar mükâfatları bulu- nan Tokalon müsabaka- sına iştirak hakkını veren bir bilet takdim edecek- tir. Gelecek nüshaları- mızda ilân edeceğimiz Tokalon müsabakasının ikramiyelerini okuyunuz. Son Posta Yevmi, Biyasi, Havadis ve Halk gazetesi 'erebatan, Çatalçeşme soxak, İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin — bütün — hakları mahfuz ve gazetemize alttir, ABONE FİATLARI Aböne bedeli peşirdir. Adreş değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Cevap için meklublara 10 kuruşluk ei ee F Pariste neler gördüm? (Baş tarafı 7 nci sayfada) lüm. Fakat ringin dışında yaptığım bu ilk tuş sayılmadı.. O ayağa kalkar kalkmaz bana müdhiş iki tekme savurdu. Ortalık: — Yuha!.. diye yıkılıyordu!.. Ben al - dırmadım. Ve bana üçüncü defa savur « duğu bacağını kapınca havaya kaldır - dım: Göne altıma düştü... Maalesef, be - şinci dakikada bu suretle yaptığım ikinci tuş da ufacık ringin dışında olmuştu... Ondan sonra, o kaçmıya niyetlendi. Fa » kat ben hırstan deli gibi olmuştum. Böynunu yakaladım, bağırtıncıya ka « dar sıktım, ondan sonra, belinden kav « ı-ıqqıhldııdııı,vehoeıııkugıbımm- dere çaldım! Onu oradan, sedye ile kaldırdılar!. Bu güreşten sonra da, kimse Kkarşılaşmayı kabul etmedi. Dankolof, bütün idmanlarıma geliyor ve beni olanca dikkatile seyrediyordu. Fakat her seler, suratını ekşiterek gidi « Şinden, beni gözüne kestiremediği anla - şiliyordu. Hattâ bir defasında, işi çakaya vurarak, kolundan tutup mindere çek tim: — Haydi, dedim, soyun da, bir de se - ninle tutuşalım! O da şakaya vurdu, ve bana: — Bizden geçti... dedi... Biz ihtiyar adamız... Şimdi meydan sizin gibi genç- lerin!.. Hatırımdayken söyliyeyim: Sizin yaz- dığınız yazılar, sade Dankolofu değil, bir çok Bulgarları çileden çıkarmış. Bulgaristandan geçerken, kardeşlerimi görmüştüm. Ali de, ağabeyim Bekir de bana: «— Aman, dediler, o gazeteciye söyle... Dankolofa çatmasın.., Çünkü o Dankolo- fu hırpaladıkça, buradakiler de bizi pa taklıyorlar... O yüzden, iki defa dayak yedik!..> Ne diyordum?.. Ha.. İşte o Mehmed Arif güreşinden sonra tamamen açıkta kaldım; Bir gün, bir müddet evvel İstan- bula gelen, ve Cim Londosla danışıklı bir güreş yapan Gürcü pehlivanı Kola Ku « varyani'nin, Pale de Spor bitişiğinde açtığı lokantaya gitmişlik, O sırada o - rada, bir çok pehlivanlar yemek yiyor - lardı. Onların arasında eski dünya şam- piyonu Dik Şikat da vardı. Şikat yanında bulunan Raol Pavliden benim kim olduğumu sordu. Ve Türkiye şampiyonu olduğumu öğe ronlııee, Bgülerek dudak büktü. Ben, yakınlarında olduğum ve az çok fransızca öğrenmiş bulunduğum için, ko- nuşulanları duymuş ve anlamıştım. Onun beni hakir görmesi ve gülmesi Asabımı bozdü. Derhal yerimden fırlıya- rak, Rıdvan Asıma: — Bana bak... dedim, söyle bu adama, gülmesini iyi biliyor. Fakat eğer isterse, ben ona ağlamasını da öğretirim! Ken - disile, nerede, ne zaman, ve ne şartlarla isterse güreşmek istiyorum. İsterse, hu- susi bir yerde tuluşuruz. İsterse halkın önünde kapışırız. İsterse bana o güreş için on para vermesin. Hattâ eğer isterse, kendisine üste para da vereceğim. Çık - Bin karşıma,.. Rıdvan sözlerini ona tercüme etti. Ve Şikat, benimle alay <için — gülmediğini söyliyerek gelip tarziye verdi. Fakat gü- reşmiye yanaşmadı. Daha bir gün evyel, bütün pehlivanlara meydan okuduğu halde, Amerikaya dönmek mecburiye - tinde olduğunu söyliyerek beni atlattı... Ve buna rağmen, bugün hâlâ Pariste bu. lunuyor!. Size, başımdan geçen bir macerayı da- ha anlatayım: Bir gün otelden yalrız çıkmıştım. İki saat dolaştıktan sonra, otele dönmiye ka- rTar verdim: Füâkat, oteli koydunsa bul... Bir tara- fa saptım; önüme tren yolu çıktı, Bir bayli yürüyüp bir sokağa daha girdim: Kendimi bir park kapısında buldum. Et- rafıma bakındım. Bütün sokaklar, bütün evler birbirine benziyor!., Bir polise yanaşıp: — Mua... dedim ...Türk... Elimle sual işareti yaparak ilâve ettim: — Selekt oteli? Polis gülerek, bana yolu tarif etti, O- tele girdiğim zaman, Rıdvan Asım: — Neredesin yahu?.. dedi. İki saattir Sayfa 11 Bu haber beni evvelâ hayli sevindir « di. Fakat Rıdvan: — Ama, senin kendisile berabere Kal , manı istiyor! Deyince, hiddetle bağırdım: — Değlan beni elindeki sermayeler gibi satılık mı sanıyor?.. Sen ona söyle... Ka sasındaki franklarla benim sırtımı de « ğil, eski pabuçlarımı bile satın ılımıı, Rıdvan Asım: — Ben, dedi, kendisine, senin böyle dalavereli —güreşlere — yanaşmıyacağını — kat'i surette söyledim. Fakat bir defa da — seninle konuşmak istiyor, ve yüz yüze - gelincei kandırabileceğini sanıyor. : Bu, büsbütün sinirime dokunmuştu, Kurnazlığa güvenen o budala, beni ço « cuk gibi kandıracağını ümid ediyordu: — Gel. ça dim, konuşalım o haldei.; Değlan bana, Ridvan vasıtasile: — Sade, dedi, bu iş için bin lira var?, Ben de Rıdvana: — Söyle buna ...dedim, benimle na muslu güreş yapması şartile kendisin: iki bin lira teklif ediyorum! Bu cevab, bittabi Deglarır tokat gib geldi. Ve kalkıp, elimi sıkmayı bile unu tarak, hiddetle çıkıp gitti! Ondan sonra, Asım Londra — yolunt tuttu. Fakat hiç bir angajman yapama dan döndü. Meğer şöhret! göklere çıka rılan Hindlinin kardeşi verem olmuşmuş Meşhur Cek Çeri Londrada değilmiş. O- rada da bunlardan başka pehliyan yok - muş!.. Yalmız, Mançesterde iki güreş ve riyorlarmış. Bunun da kunturatı imza lanmamış, Düşündüm ki, bu şart içindi Ing—nereve gitmenin hiç bir manası ol mıyacak. Uıl:hk.b:ludcbınıhıçhır;cnltu min etmiyecek olan bu seyahatin mas rafını da çıkaramıyacağım!.. Bu hesabı yapınca, şerefli memleketi me şerefimle dönmeyi tercih eltim. Fa kat yol param bile yoktu. Bereket, 'Tar — otelinin sahibi Haçan Aközden kendisin. — den telgrafla istediğim parayı gönder di. Ve ben de o sayede, bügün selâmet. * kavuştum! Tekirdağlı Hüseyin —e eee eee eee ea seseAeeAcAmLEERAAEREELAEREEcERSERaN Fatih Sulh İkinci Hukuk Hâkimli- ginden: Yenikapıda Kâtibkasım — mahallesinde 4 sayılı evde oturan ölü soğancı İzzet ve- reselerinden: İRFAN, SİYRET, FİKRE- TE, Aksaray Muradpaşa mahallesi Sofu- lar caddesi 11 numaralı hanede mukim Şaduman, tarafından Aksaray Kazgâni. — sadi mahallesi Yekta efendi sokak esk! — 10 yeni 18 sayılı mutasarrıfesi bulundu«. ğu evin üzerindeki ipoteğin kaldırılma. sına ve masarifi muhakem& ve ücreti vekâlet ve dört senelik faiz tutarının tahsili hakkındaki muhakememizin 1938/ 332 esas numaralı evrakla ikame eyledi- ği davanın açılan duruşmasında ilânen yapılan tebligata rağmen 25 Şuba! 938 de gelmediğinizden müddei müteakip 18 Mürt 38 tatihli muhakeme celsesinde 11/ 6/934 günlü on beş 'Tiralık ve yine 26/4/ 930 günlü kırk liralık ve yine 16/9/930' günlü yüz altmış liralık ki cem'an üç kıt'a sened ibraz etti, bü celsede taleb ' veçhile gıyab kararı tastirine karar ve- rilmekle davanın bakılması 27 Nisan 938 Çarşamba saat ona bırakılmıştır. Yevmi — mezkürda cümleniz duruşmada hazır bu- — lunmanız veya vekil göndermezseniz va- — kıaları kabul ve ikrar etmiş nyılınl, davaya devamla hüküm verileceğini bil. dirir, işbu gıyab kararı on beş gün müd- detle tebliğ makamına kaim olmak üze- re H, U.M. K. 141 ci maddesine tevfikan ilân olunur. (1037) ğ Şehir Tiyatrosu Dram. kısmı : | Buakşam saat 20.30 da — FİDANAKİ Dram 8 perde Yazan: Pandeli Horn Bir Kavuk Devrildi Komedi 5 porde Yazan : Müsahib zade Celâl Çocuk kısmında : Mıl“.' HA Vİ BONCUK