Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
F 23 Mart İngiltere ve Fransanın kat'i siyasetleri yar ın belli olacak (Baştarafı 1 inci sayfada) miş ve bilhassa Avrupa sulhunu tehdid eden günün meseleleri hakkındaki hattı hareketlerini tesbit etmişlerdir. Bu müzakereler neticesinde verilen ka- rarlar mücibince İngiltere — başvekili Chamberlain, Avam kamarasinın perşem- be günkü toplantısında hükümetin siya- setini izah edecektir. Ayni günde Fransız meclisinde de ha- rici siyaset müzakereleri açılacaktır. Blum ve Boncour yapılacak olan bütün istizahlara cevab vereceklerdir. Londradan bildirildiğine göre bugün- kü toplantıda yapılan görüşmelere ya - rin kabinenin haftalık toplantısı esna - sında da devam olunacaktır. Değişiklik beklenmiyor Birbirini takib eden bu görüşmelerin kabine komitesi toplantısından sonra an- laşılan hükümet görüşlerini mahsus de- recede değiştireceği ka'iyyen tahmin (- lunmamaktadır. Yeni taahhüd yok Malüm olduğu üzere, hükümetin gö - rüşleri, dün akşam Avam kamarası mah- fellerinde şöyle hülâsa edilmekte idi: 1 — Avrupada hiç bir yeni taahhüd a - hnmaması, 2 — Eski taahhüdlere hürmet edilece- ğinin teyid olunması, 3 — İngilterenin, orta Avrupada vazi - yetin gerginliğini her türlü cebrü şid - det haricinde yapılacak anlaşmalarla iza- le edebilmek için tavassutlarda bulun - ması, - 4 — İspanyada ademi müdahale politi- kasına devam edilmesi, 5 — Romada yapılmakta olan müzake- relerin sür'atlendirilmesi. Açılması derpiş edilmiş olan İngiliz - Alman müzakereleri şimdilik —münasip görülmemiştir. Sovyetler Birliği tarafından, demoök - rat devletler arasında akdi teklif edilen konferans faydalı hiç bır şeye yaramiıya- caktır. İngiliz bahriye nazırınm sözleri Londra 22 (A.A.) — Bahriye Na - zırı Duf Kuper'in Londrada bir muha- fazakâr toplantısında ökünan bir mek- tubunda şu satırlar mevcuddur: «Hâlen barışı her şeyin üstünde ar- zu eden ve Cenevreyi daima müşterek toplantı yeri olarak muhafaza eden dev, letlerle âhenk ve teşriki mesâi halinde çalışmağa devam etmekle beraber, yal- nız İngiliz imparatorluğunun — büyük halk kütlelerinin hayat ve hürriyetle - rini himaye değil ayni zamanda hayat ve hürriyetleri mütearrızın haşin kuv- vetile zedelenenlere maddi ve belki de kat'i bir yardım yapmağa muktedir ha- le geleceğiz.» Gazeteler ne diyorlar? Kabinenin bugünkü toplantısından bahseden Times diyor ki: Bütün memlekette mevcud - kuv - vetli hissiyat, bugün daha sarih bir ta- ahhtüid almmaması icab ettiği mMmerke - zindedir. Başvekilin perşembe günü A- vam Kamarasında hükümet — namına yapacağı beyanat, işte bu hissiyata ter- cüman olacaktır. Niyüz Kroniki, diyor ki: İspanyadaki muhabirimizin bildir - diğine göre, General Frankonun em - rinde bugün yedi yüz Alman ve İtal - yan tayyaresi ve 60 bin de muntazam | İtalyan askeri vardır. Ayrıca İtalyan - lar tayyare hücumları için Majorka a- dasını üs olarak kullanmaktadır. Ne" Fransa ne de İngiltere, bizzat İspanyamn veyahud Balear adalari - 'nın Almanlar veyahud İtalyanlar ta - rafindan işgal edilmesine müsaade et- memişlerdir ve edemezler.. Başvekil Chamberlain, İngiliz menfaatlerini mü dafaa edeceğini bildirmişti. Bu tehli - keye karşı acabâ Başvekil ne teklif e - diyor? İngiltere taahhüdlerine sadık kalacak Londra 22 (A.A.) — Chamberlain ta - rafından perşembe günü Avam kamara- sında yapılacak beyanat hakkında Röyte- rin aldığı diğer malümata göre, başvekil İngiltereye Milletler Cemiyeti paktile| bir takım taahhüdler terettüb ettiğini ve bu taahhüdlerini yerine getireceğini söy- duğunu ve bu yardımı yapmakta kusür etmiyeceğini teyid edecektir. Fransada Paris 22 (A.A.) — Nazırlar bu sabah E- lize sarayında Löbrunun riyasetinde top- lanmışlardır. Başvekil ve Maliye nazırı Leon Blum, reisicumhurun imzasına iki kanun lâyi « hası arzetmiştir. Bü lâyihalardan biri Fransız banka - sının devlete yaptığı avans seviyesınin beş milyar daha arttırılarak maliyenin vaziyetinin ıslah edilmesini istihdaf et- mektedir. Diğeri ise milli müdafaa sandığına bir mikdar para yatırılmasına aiddir. Âcil zaruretleri karşılamak üzere ha - zırlanmış olan bu lâyihaların ahkâmı is- tikbal için hiç bir taahhüdü tazammun etmemektedir. Bu hükümler, hükümetin şimdiden hazırlanmağa başladığı daha şümullü tedbirlerin teklif edilmesine bir mâni teşkil etmemektedir. Pol Boncour bundan sonra beynel - milel vaziyet hakkında izahat vermiştir. Milletin teşkilâtlandırılması Paris 22 (A.A.) — Parlâmento bu sa - bah harb vukuunda milletin teşkilât - landırılması projesini müzakere etmeğe başlamıştır. Millet aşağıdaki esas fikirlere dayanan *Iâyihanm tarihçesini yapmıştır. «<Tam harb> fikri hazardaki teşkilâtm seferdeki idari ve iktısadi teşkilâta inti -| bak ettirilmesi. Millet Alman teşkilâtının neden ibaret olduğunu anlamış ve bu teşkilâtta her şeyin, hattâ kadınların ve çocukların da kullanılması derpiş edilmiş olduğunu ve harbin merhametsizce ve sür'atle cere - yan etmesi istihdaf edildiğini söylemiş - tir. Silâh imali çabuklaştırılıyor Paris 22 (A.A.) — Silâh imalini ça- buklaştırmak için hükümet tarafından sarfedilen mesâğiye dün akşam saat 17 de devam edilmiş ve B. Blum, yanında milli müâdafaa ve iş meselelerile alâ - kadar nazırlar bulunduğu halde, en - düstriyelleri kabul etmiştir. Endüstri delegeleri, işci hey'etleri- nin beyanatlarile mutabık olarak, işin rasyonel bir surette teşkilâtlandırılma- sının ve makinelerin ikmal ve ıslahının lüzumlu olduğunu bildirmişlerdir. Millt müdafaa sandığı projesi Paris 22 (AA.) — Meb'usan meclisi, bu akşam maliye projelerinin müzake - resine başlamış ve milli müdafaa sandığı istikrazına aid projeyi 130 muhalife kar- şi 979 reyle kabul etmiştir. Bu lâyihanın kabulünden evvel baş - vekil Blum söz alarak projeleri müda - faa etmiştir. Muhalefet partileri ise bu projelerin şiddetli aleyhinde bulunmuş- lardır. Örgeneral Cevad (Baştarafı 1 inci sayfada) şılamıştır. Bu karşılamada Generalin oğlu da bulunmuştur. Oradan otomo - man Ataşemiliteri, Alman ordusu na - mına ihzar edilen çelengi General Ce - vadın kabrine koymuş ve mezarını Hit bir askeri müfrezemiz de selâm resmi- ni ifa etmiştir. - Mısır gazeteleri Filistine sokulmuyor Kahire 22 (A.A.) — Mısırda Aarabca çıkan gazetelerin Filistine girmesi yasak edilmiştir. — , Almanyada intihabat “ Berlin 22 (A.A.) — Propaganda nazırı Göbbels bu akşam spor sarayında büyük bir nutuk söyliyerek intihabat mücade - lesini açmıştır. . Şehzadebaşı «FERAH» sinemada Bu hafta gene başlı başına 3 büyük film 1 — Deniz Ateşler içinde.. Bu senenin en büyük harb filmi, Şâheser bir film. 8 — Vahçi Koşu.. Büyük Amerikan dramı. — liyecek ve Fransaya bir tecavüz vuku bul- n dür talkdlirdrr dürüm mashurtrslinda ati kânıharbiye Reisi ve askerlerimiz kar- billerle Sahrayicedide gidilmiştir. Al -| ler selâmile selâmlamıştır. Bu esnada || SON POSTA Kat'iyyen İhtiyarlamıyan Kadının sırrı 45 yaşında olduğu halde yüzünde hiç bir çizgi, hiç bir buruşuk yoktur. Cildi açık, yumuşak ve bir genç kızınki gibi kusursuzdur. Âdeta bir harika! Fakat, bunun da fenni bir i - zahı vardır: O da; Viyana Üniversite- si profesörü döktor Stejskal'in şayanı hayret keşfi olan «Biocel» nam cevhe- rin sihramiz tesiridir. «Biocel», yu - muşak 've buruşuksuz bir cild için ga- yet elzem gençliğin tabif ve kıymetli bir unsurudur. Bu cevher, şimdi pem- be rengindeki Tokalon kremi terki - binde mevcuddur. Siz uyurken a cil - dinizi besler ve gençleştirir, Bu suret- le her sabah daha genç olarak uyanır ve yüzünüzdeki çizgi ve buruşukluk- ların kaybolduğunu görürsünüz. Gün düz için beyaz rengindeki (yağsız) Tokalon kremi kullanınız. Bütün si - yah benleriniz erimiş ve cildinizi be- yazlatıp yumuşatmış ve on yaş genç- leşmiş olursunuz. Çirkin tenden kurtulmak, daha genç görünmek, taze ve nermin bir yüze malik olmak için mutlaka hakiki cild unsuru olan Tokalon kremlerini kul- lanınız. Bayanların nazarı dikkatine Satın aldığınız Tokalon kremi vazolarının büyük bir kıymeti vardır. On- ları bayiinize iade ettiği- nizde beheri için 5 kuruş alacak, ayni zamanda kıy- mettar mükâfatları bulu- nan Tokalon müsabaka- sına iştirak hakkını veren bir bilet takdim edecek- tir. Gelecek nüshaları- mızda ilân edeceğimiz Tokalon - müsabakasının ikramiyelerini okuyunuz. Yevmi, BSiyasi, Havadis ve Halk gazetesi Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiİATLARI * u-& İ a l3 Sene| Ay | Ay | Ay Kr. Kr. Kr. kr. TÜRKİYE 1400 | 750| 400 | 151 YUNANİSTAN | 2340 | 1220 | 710 | 270 ECNEBİ 2700 | 1400 | &00 | 300 % Abone bedeli peşirdir. Adreş değiştirmek 25 kuruştur, Gelen evrak geri verilmez. İlenlardar mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. sayrıca: Varyete numaraları.. — — kür j EL eee L SH e Gi Sayfa F aa z n köfer | Pariste neler gör dum? (Baş tarafı 7 nci sayfada) vurdum. Fakat ringin dışında yaptığım bu ilk tuş sayılmadı.. O ayağa kalkar kalkmaz bana müdhiş iki tekme savurdu. Ortalık: — Yuha!.. diye yıkılıyordu!.. Ben al - dırmadım. Ve bana üçüncü defa savur - duğu bacağını kapınca havaya kaldır - dım: Gene altıma düştü... Maalesef, be - şinci dakikada bu suretle yaptığım ikinci tuş da ufacık ringin dışında olmuştu... Ondan sonra, o kaçmıya niyetlendi, Fa - kat ben hırstan deli gibi olmuştum. Böynunu yakaladım, bağırtıncıya ka - dar sıktım, ondan sonra, belinden kav - rayıp kaldırdım, ve keçe silker gibi min- dere çaldım! Onu oradan, sedye ile kaldırdılar!. Bu güreşten sonra da, kimse karşılaşmavı kabul etmedi. Dankolof, bütün idmanlarıma geliyor ve beni olanca dikkatile seyrediyordu. Fakat her sefer, suratını ekşiterek gidi - şinden, beni gözüne kestiremediği anla - şılıyordu. Hattâ bir defasında, işi şakaya vurarak, kolundan tutup mindere çek « tim: — Haydi, dedim, soyun da, bir de se - ninle tutuşalım! O da şakaya vurdu, ve bana: — Bizden geçti... dedi... Biz ihtiyar adamız... Şimdi meydan sizin gibi genç- Hatırımdayken söyliyeyim: Sizin yaz- dığınız yazılar, sade Dankolofu değil, bir çok Bulgarları çileden çıkarmış. Bulgaristandan geçerken, kardeşlerimi görmüştüm. Ali de, ağabeyim Bekir de bana: «— Aman, dediler, o gazeteciye söyle... Dankolofa çatmasın... Çünkü o0 Dankolo- fu hırpaladıkça, buradakiler de bizi pa taklıyorlar... O yüzden, iki defa dâyak yedik!..> Ne diyordum?.. Ha... İşte o Mehmed Arif güreşinden sonra tamâmen açıkta kaldım; Bir gün, bir müddet evvel İstan- bula gelen, ve Cim Lohndosla danışıklı bir güreş yapan Gürcü pehlivanı Kola Ku « varyani'nin, Pale de Spor bitişiğinde açtığı lokantaya gitmiştik. O sırada o « rada, bir çok pehlivanlar yemek yiyor - lardı. Onların arasında eski dünya şam- piyonu Dik Şikat da vardı. Şikat yanında bulunan Raol Pavliden benim kim olduğumüu sordu. Ve Türkiye şampiyonu olduğumu öğ- renince, gülerek dudak büktü. Ben, yakınlarında olduğum ve az çok fransızca öğrenmiş bulunduğum için, ko- nuşulanları duymuş ve anlamıştım. Onun beni . hakir görmesi ve gülmesi âsabımı bozdü. Derhal yerimden fırlıya- rak, Rıdvarı Asıma: — Bana bak... dedim, söyle bu adama, gülmesini iyi biliyor. Fakat eğer isterse, ben ona ağlamasını da öğretirim! Ken - disile, nerede, ne zaman, ve ne şartlarla isterse güreşmek istiyorum. İsterse, hu- susi bir yerde tutuşuruz. İsterse halkın önünde kapışırız. İsterse bana o güreş için on para vermesin. Hattâ eğer isterse, kendisine üste para da vereceğim. Çık « sin karşıma... Rıdvan sözlerini ona tercüme etti. Ve Şikat, benimle alay -için —gülmediğini söyliyerek gelip tarziye verdi. Fakat gü- reşmiye yanaşmadı. Daha b'r gün evvel, bütün pehlivanlara meydan okuduğu halde, Amerikaya dönmek mecburiye - tinde olduğunu söyliyerek beni atlattı... Ve buna rağmen, bugün hâlâ Pariste bu- | lunuyor!. Size, başımdan geçen bir macerayı da- ha anlatayım: Bir gün otelden yalnız çıkmıştım. İki saat dolaştıktan sonra, otele dönmiye ka- rar verdim: : Fâkat, öteli koydunsa bul... Bir tara- fa saptım; önüme tren yolu çıktı. Bir hayli yürüyüp bir sokağa daha girdim: Kendimi bir park kapısında buldum, Et- rafıma bakındım, Bütün sokaklar, bütün evler birbirine benziyor!.. Bir polise yanaşıp: — Mua,.. dedim ...Türk... Elimle sual işareti yaparak ilâve ettim: ; — Selekt oteli? Polis gülerek, bana yolu tarif etti. O- tele girdiğim zaman, Rıdvan Asım: — Neredesin yahu?.. dedi. İki saattir seni bekliyoruz! Değlan seninle güreş - mek istiyor!.. — Ne münasebet: Asım: Bu haber beni evvelâ hayli sevindir ı di. Fakat Ridvan: — Ama, senin kendisile berabere Kal , manı istiyor! Deyince, hiddetle bağırdım: — Değlan beni elindeki sermayeler gibi satılık mı sanıyor?.. Sen ona söyle... Ka sasındaki franklarla benim sırtımı de « ğil, eski pabuçlarımı bile satın alamaz.. Rıdvan ÂAsım: — Ben, dedi, kendisine, senin böyla dalavereli —güreşlere — yanaşmıyacağını " v kat'i surette söyledim. Fakat bir defa da yaliğ seninle konuşmak istiyor, ve yüz yüze gelincel kandırabileceğini sanıyor. Bu, büsbütün sinirime dokunmuştu, Kurnazlığa güvenen o budala, beni ço « cuk gibi kandiracağını ümid ediyordu: —' Gel.. t.';"dim, konuşalım o halde..; Değlan bana, Rıdvan vasıtasile: — Sade, dedi, bü iş için bin lira var?, Ben de Rıdvana: — Söyle buna ...dedim, benimle na muslu güreş yapması şartile kendisinı iki bin lira teklif ediyorum! Bu cevab, bittabi Deglana tokat gib geldi. Ve kalkıp, elimi sıkmayı bile unu tarak, hiddetle çıkıp gitti! Ondan sonra, Asım Londra — yolun tuttu. Fakat hiç bir angajman yapama dan döndü. Meğer şöhreti göklere çıka rılan Hindlinin kardeşi verem olmuşmuş Meşhur Cek Çeri Londrada değilmiş. O: rada da bunlardan başka pehlivan yok ' muş!.. Yalnız, Mançesterde iki güreş ve. riyorlarmış. Bunun da kunturatı imza lanmamış. Düşündüm ki, bu şart içindi İngiltereye gitmenin hiç bir manası ol mıyacak. Üstelik, belki de bana hiç bir şeref te min etmiyecek olan bu seyahatin mas - rafını da çıkaramıyacağım!.. Bu hesabı yapınca, şerefli memleketi me Şşerefimle dönmeyi tercih ettim. Fa kat yol param bile yoktu. Bereket, Tar ötelinin sahibi Hasan Aközden kendisin: den telgrafla istediğim parayı gönder di. Ve ben de o sayede, bugün selâmet« kavuştum! Tekirdağlı Hüseyin v Fatih Sulh İkinci Hukuk Hâkimli: ginden: Yenikapıda Kâtibkasım mahallesindı 4 sayılı evde oturan ölü soğancı İzzet ves reselerinden: İRFAN, SİYRET, FİKRE- TE, Aksaray Muradpaşa mahallesi Sofu: lar caddesi 11 numaralı hanede mukim Şaduman, tarafından Aksaray Kazgani: sadi mahallesi Yekta efendi sokak eski 10 yeni 18 sayılı mutasarrıfesi bulundu« ğu evin üzerindeki ipoteğin kaldırılma«- sına ve masarifi muhakeme ve ücreti vekâlet ve dört senelik faiz tutarınır tahsili hakkındaki muhakememizin 1938/ 332 esas numaralı evrakla ikame eyledi- ği davanın açılan duruşmasında ilânen yapılan tebliğata rağmen 25 Şubat 938 de gelmediğinizden müddei müteakip 18 Mart 38 tarihli muhakeme celsesinde 11/ .. 6/934 günlü on beş'liralık ve yine 26/4/ 930 günlü kırk Hralık ve yine 16/9/930' günlü yüz altmış liralık ki cem'an Üüç | ı kıt'a sened ibraz etti, bu celsede taleb “ Bür * P e VK D aei ) veçhile gıyab kararı tastirine karar ve«s — rilmekle davanın bakılması 27 Nisan 938 Çarşamba saat ona bırakılmıştır. Yevmi mezkürda cümleniz duruşmada hazır bu« lunmanız veya vekil göndermezseniz va- kıaları kabul ve ikrar etmiş sayılarak' davaya devamla hüküm verileceğini bil. — dirir, işbu giyab kararı on beş gün müd- detle tebliğ makamına kaim olmak üze- re H. U. M. K. ld1 ci maddesine tevfikan ilân olunur. (1037) İz> 4 Illlllmllllll - b Komedi kısmı: Bnıkşımmtâf)mdı Bir Kavuk Devrildi Komedi 5 perde Yazan : Müsahib zade Celâl kısmında : Bugün ıaıt14dı Şehir Tiyatrosu Buakşam saat 20.30 da Dram 3 perde Yazan: Pandeli Horn — Değlan, dedi, seninle güreşmek isti- YoK ; MA Vİ BONCUK FİDANAKİ