€ 'Sıyfı ı—_ Hâdiseler Karşısında I İLKMEKTE F jübilesi yapılıyorm zaman,.. Aktör sözü N- İsını şmiyen bir şey var: Ben, sene evvel sahney zaman bu çocuk gene bi * Yirm e evvel ilkmekteb kudum. Bugün tesadüfen adım.. bir an için ni beş sen L bir ilk. kendimi gene |_ Bunları hılıyur mU ıdınız?j, Avrupada pallıcanı lanımı/an memwkel br var bir sebze halde dan — öte Avrupa olduğu Balkanlar- tarafta, bu güzel pek e ı»aı._wı. ı,.; bvmoz, Fransızlar obı rjin derl nubda biraz yotiştirirler. İtaly rağbet fazladır; az * aZ ta-| larla Avusturyalılar da bu sebzeyi az tanırlar ve İtalyadaki izmile 2 derler. Halbukt, Avrupanın — göbeğinde, hem de GÖNÜL Nişanlanmanın Gayesi nedir? Serkey rumuzlle mektub gönderen 6 - tuyucum, 28 yaşındaymış, büyük bir mü- Gssesede memurmuş. Bundan bir müddet evvel, kızla uz: uzağa alü alâkasına mukabele de görmüş, Fakat 0- kuyucum, bu gözlerde başlıyan, ve göz- lerde devam eden karşılıklı alâkaya, he- Büz, bir inkişaf fırsatı hazırlamak im « kânını bulamamış. Çünkü, alâkadar ol - duğü genç kır, müteassıb bir allenin ço- Cuğuymuş. Bir işe devam etmiyor, hattâ yalnız sokağa bile çıkmıyormuş. Bu itibarla okuyucum, fırsat bulduk - ça, sevdiği kızın evinin önünden geçiyor, ve sevgilisinin kendisine, pencereden gün- derilen selâmlarile iIktifa ediyormuş. Fakat, ayni mahallede yaşadıkları 1 - çin, sevgilisinin oturduğu evin bulundu- Bu sokaktan sık sık geçmeyi de müvafık bulmuyormuş. Şimdi bana: «—Sevgilimle tanışmak, konuşmak, an- laşmak için ne yapayım? diyor, ve şu cümleleri de Nâve ediyor: «— Bence, birleşmemize mani olan se- bebler şunlardır: 1 — Sevdiğim kızın, yalnız sokağa çik- maması. 2 Başkaları tarafından okunmasi ihtimalinden çekindiğim için, evine mek- tub gönderememekliğim. 3 — Hem anu, bem de beni mutazar- mır edecek dedikodular çıkmasından kork tuğum için, evinin civarına sık sık gide. memekliğim... * Bu mektubu okuyunea, aklıma iki su Al geliyor. Evvelâ: e— Acaha, diyorum, bu okuyucumun niyeti, bu alle kazile, heyocanlı, fakat ne- ticesiz bir macera hayatı yaşamak mi - dir? — Yoöksü, onu tanışıp, konuştuktan asonra temiz bir yuva kurmak ârzusunda midir? Eğer birinci tahminim isabet disine yol göstermek bana di kü genç kızlarla oyalanmak, eğlenmek 'is- teyen çapkınlara, Iğfal çareleri öğretime- ransada meşhur bir — aktörün jübi! — Ben yirmi beş sene evvel ilkmek- | i | Bunun için, Hırvatlar, asri İ SLI nin, meşrebime, mesleğime uymadığını o- kuyucum da bilir. lesi yapılan aktöre benzettim: tebde aokudum, demek istedim. Fakat o nkü ilkmektebe benzemi- la hoca; aksi yüzlü, eli sopalı Burada muallim; güler t tale- a getirilmiş, kaçmak için klardı. Buraâda talebe; eğile, koşa koşa gelmiş çi ada okumak bir işken: idi. Burada okumak bir zevktir: Çünkü orada dayak atarlardı, burada okşuyor- . Ör ce istediklerimi bitiremeden, nn ahşab kaplamala: kırık penceri badanasız duvarlarını gördüm. Bunları işaret ettim: — Burada hi gişmemiş ola lerini, ir nti sı gene böyle ahşab bir konak pencereleri kırıktı, kapısının rezesi kopuktu, ve duvarları badanasızdı. Yr'mk Iluîı._n Hırvat.ar asri meyhanelere “bodrum,, derler odrum» türk- malümdur. Evlerin alt kısım- larında ve ekseri- ya basık tavanlı ve kismen zemin- den — aşağı yerlere derler; bodruma biz ya ©- Vdun, kömür, yahud eski şeyler koruz. da da ekseriya barlar ve meyha- 'Dln.i:dHn bu kısımlarında meyhanelere |ve barlara «bodrum» derler, Kelimeyi Hırvatistanda biz bırakmışız amma on- lar da bodrumları asrileştirip şık yerler ha Cemzrc :wvend rmişiz dı—v.ı.w :Rİ Fakat eğer ikinci tahminim isabetliy: se, okayacuma faydalı olabilirim. Bu takdirde, tutulacak blan yol, köşe başlarına pusu kurüp, genç kızın sokağa yalnız çıkmasını gözlemek değildir istenilen net gizli mektublarla te » mine çalışmak, beslenen gaye kadar yük sek bir hareket sayılamaz. Binaenaleyh, okuyucum, bu işe, yakın bir akrabasının tavassutunu tamin eder- se, en münasib çareye bağvurmuş olur. Eğer bu tavassutu başarabilecek kim- esi yoksa, *sevdiği kızın menisup — bu - kunduğu allesinin salâhiyettar bir uzvu - na bizzat da mürscaat edebilir. © takdirde, muhatabına meşru maksa- finı samimiyetle anlatır, vaziyetini bil - dirir, ve neticeyi bekler. Hiç sanmiyörüm ki, genç kımın da iyi karşılayacağı bu teklife, menfi bir cevab versinler. Zira okuyucum, mütevazi bir alle içi - ne kabul edilmiyecek bir vaziyette de - Gildir. Okuyucum bana diyebilir ki: *— Vâkıâ biz, uzaktan uzağa sevişiyo- ruz amma, ben bahsettiğim kızın tabiatı hakkında kâfl derecede fikir sahibi deği. Hm. Ya, birbirimize yaklaştığımız, konu- #up görüştüğümüz takdirde, şimdi mev - cud olan karşılıklı hoştantı eksilirse? Bu Tmukadder sualin cevabını. bulmak hiç de zor değildir: Okuyucum, müsbet bir — cevab aldığı takdirde, bahsettiği kızla nişanlanacak - tır. Bizde nişan, tahakkuk etmiş bir iz - divacın kat' mukavelesi sayılır. Fakat ha kikatte, nişan, birleşmeye esas - itibarile namzed olmuş iki Insana, birbirlerini tec rübe etmek imkânını kazandıran meşru bir vesiledir. Binaenaleyh, leri düşünen — dimağlar, bir nişanlanmanın, menfi netice verme - sini de izdivaçla neticelenmesi kadar ta- bil sayarlar. Okuyucum da uzaktan sevdiği kızla nlşanlarımakla bozulamıyacak bir taah - hd altına girmediğin! düşünerek, endişe- lerinden kurtulabilir. Fakat ben, bittabi Düyük bir samimi- enni ederim ki, okuyucumun gi- bu tecrübe, bir sukutu hayalin to humu değil, mes'ud bir yuvanın — temeli olsun! YVEYZE rezesi kopuk kapı- | olan | urular. | * | püskül var. SÖON POSTA İKA Örgü elbiseler ı Yurdumuzun belli başlı gölir mevzula- rından biri olan kene dirciliğimize, son yıl- lar zarfında cidâl bir alâka — gösterilmeğe başlanmıştır. — Hayli geri bir yetiştirme ve işletme düzeni içinde bile, en iyi kalitede Dif istihsaline muvat- fak oluşumuz; iklir ve toprağımızın ken- dir ziraatine ne ka- dar elverişli geldiği- ni belirtmeğe kâfi dir. Fakat bu mazha riyetimizden gerek diği kadar faydalar» madığımız ve başka memleketler derece. sinde kazanamadığımız da bilinip duru- yordu.. Yurdun hakiki kalkınmasını köylünün refah ve saadetinde gören cumhuriyetin büyük başları, iktısadi mevzularımızı bir İbir gözden geçirirlerken Türkiyede ol - dukça kalabalık bir zümrenin geçinme 'yolu olan «kendir» i de ele almışlar ve bu laykırı durumu inceletmişlerdi. Bu ted- kiklerin neticesinde anlaşılmıştı ki, ken- |dirin umulan kazancı vermemesi; bu ne- $ |batın ekimine ve işlenmesine aid usulle - rimizin, çok eski bir göreneğe ve hayli dat vesaite bağlı olmasından ileri ge- Hiyor. Filhakika kendiri, kendir yapıp ortaya çıkaran ;tarlanın veriminden ziyade, son- raki işçiliğin marifetidir. İklim ve top « rağımızın kabiliyetine sığınarak pek gü- zel yetiştirdiğimiz kendiri; urgan, balat, dok şu ve bu gibi şeylero çevirin: kadar kullandığımız vesait, bugünün gi- dişine uygun bir <kıymetlendirme» den İçok âcizdir. Demek oluyor ki kendircili- in tarladan sonraki bölümünde geri olu- şumuz, bizi büyük bir toprak veriminin kazancından mahrum bırakmaktadır. Bu nokta bir defa ortaya konunca lâ- zım gelen kararları almakta da gecikme- |di İlk iş olarak kendir gibi sürümlü bir ilkel maddeyi memleket içinde asrın ica- batına uygun şekilde işlemek üzere bü - yük bir kendir fabrikası kurulması düşü- nüldü. Son beş yıllık sanayi programımı- za bu fabrikanın da dahil bulunduğunu belki hatırlarsınız. Diğer taraftan ken- dirin çeşidli mamulâtı, köylünün «el iş- çiliği» bakımından da kazancı olduğu için bu yoldaki geriliği kaldıracak tedbirlere girişildi. Yüksek Ziraat Enstitüsünde ay- 8 tane |ç bir şubenin meşgul olduğu bu mesele Kahvaltılık tereyağ 50 gram |kendirin iç ticaretinde esaslı bir rol oy- 1 Fındıkları ateşte kavurunuz. Avu - | tiyacaktır. Öyle yerlerimiz vardır ki köy- cumuzda ovalıyarak kabuklarını çıkârı- ğîün sırtındaki ws&nlf:::. whum. toz k kendiliklerinde ASSS SAÇDEĞRR eşyası ken - T_ıî SY M ATİR S aa samalüederi. Bu esaslı düşüncelerden sonra, yani 2. Bu parçaları süte koyup yirmi da -| kendirin sürümünü arttıracak çareleri kika hafif ateşte kaynatımız. hazırlayınca, onun ekimini de dahâ'fenni 3. Süzünüz. Fındıkları bir yana bırakıp | ve rasyonel bir şekle eriştirmek lâzım suyunu alınız. geleceği şüphesizdir. Bu maksad'a; ken- 4. Bir kapta şekerle yumurtaları bir -| dir ziraatini hem kemiyet, hem keyfı - Hkte çalkalayınız. yetçe arttırmak, cinsini çeşidli bölgele- 5. Hepsini birbirine katıştırınız. Hait |© Söre islah etmek, hastalık ve böcüle- ateşte kaynatınız. rile savaşmak, hülâsa kendirciliğin tarla üzerindeki gidişini düzenlendirmek ıçin 6. Katılaşıp kaymak gibi olunca içine |4. <Tift nebatlar ıslah İstasyonu a tereyağını katınız. Soğumuya bırakmız. ğ Yemeden önce iyice karıştırınız. Bir çok- bir Hlim müessesesi çimdiden çalışmıya koyulmuştur. ları ateşten indirdikten sonra tekrar sü- zerler. Ötedenberi yapılmakta olan tedkiklere '71. Bu ölçü dört beş kişi içindir. Yukarıda: Lâ - | civerd etek - bole- (ro. Ceblerinin, ön | eteklerinin ke » İnarına — geçirilen beyaz şerid, yün « den örülmüş kalın r zincirdir. İki- inin de örgüsü jersedir, İçinden giyilen bluz beyaz Anka. ra yününden ö - rülmüştür. — Yedi sıra düz - bir sıra ters örgü, İlik düğme yerleri bir ters - bir yüz. Yakası da ayni. Şerid bu yünden yapılmıştır. Aşağıda: İki renk şık bir örgü röb. Eteğe ve roba yerine koyu renk yünden | |geniş bir dantel su geçirilmiştir. Bu dan- ııı—] kroşe ile örülmüş motiflerden yapıl- |mıştır. Kol ağızlarına da konulmuştur. 'akanın kenarında ince bir sıra oya, ö - | nünde kendi yününden yapılmış iri bir Birbirine uyan, renginize yaraşan iki Ha LN GN di yünden bu robu ördürünüz, Çok sevecek- siniz. Yemek bahsi: Yeni bir tatlı Lüzwm olan şeyler: Kabuksuz fındık 100 gram 1 litre 125 gram ilâveten bir kaç ay önce de Yüksek Ziraat Enstitüsü profesörlerinden bu işin eh'i | Bacaksızın maskaralıkları Kendir elyafını çıkarmaya mahsus mal olan Bay Tabler ile değerli arl ve Tevfik bir Kendirin ehemmiyeti Ze ” * * * Kendir ziraat ve ticaretini ileri götürmek için harcanan memleketin yarını için bi ir kazanç vesilesi olacağına ii » gezi yapmışlardı!. lar toplıyarak yerlerine dönen tan muvaffakiyetli hareketler bili diği vadide daha başka hareketler mize emin olabi raat ve $i canacak emekler aretini il 1 götürmek t cmeklii i$ imiz ç.ıxı.mbd Hülâsa kendirciliği: âkayı bulmuştur. Gün ge$ nleketifi * için büyük bir kazanç ve refah olacağına kat'iyyen inanılmışti!. Kendirin başkı karak daha Şşu son yıllarda da iyi zırlanması, her tarafta ini çelmiş ve yer yer zirantiif rağbet arttırılmıştır. Meselâi geçti ye kal Bursa merkez kazi kendir ekilmezken mevsim baf tecrübeye kalkışılmış ve Bursani? daki ovada bulunan bir kışım katini çelmiş ilk çırpıda 520 dekar mişti. Görüştüğüm bazı ı.ırn-ml netice aldıklarını ve bu yıl dahâ meğe hazırlandıklarını sö; uyanık birisi, Mengenezlerle çıkarma Tafım çok &! kendirin ar kend şıı wı-dıîtf' e masraflı bularak daha şimdiden BU susta Avrupada kullanılan maki benzeri bir makine yaptırmıya Mi olmuştur. Becerikli demirciden c)f', ümtidvar olmamak ve takdir etmi de değil kilo kadar lif alabilmişler, eki tecrübesizliklerine ve öğrendiğimi noksanlarına rağmen bu netice Yü r. Bursalılar dönümüne | bahştır. Zaten adlarını yukarıda diğim mütehassıslar da burayı $ rinde kendir ziraatine Glverişli lardı. Çünkü kendirin Kastamonu vilâyeti ile, Bursa vil (kendir mevsimlerinde) benzerli$ dır. Geçen yıl 5000 dekardan iba bütün vilâyet ekiminin bu yıl dâhi olacağını temin ediyorlar. Her halde bu hayırlı hareketi başka yerleri için de temenni en iyi Y eti elde değildir. Bu münasebetle kfj raati etrafında - dilimin döndüğü W bir şeyler yazmayı lüzumlu gördü ma azalan yerime anlatacaklarım! ramıyacağım için bu bahsi gelece re birakiyorum. diğiniz mevzu la tenvir ede! yollamanızı ri. etrafında sizi bir BiT medim. ca ederim. Tekrar bİf