18 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

18 Ocak 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mit Ağırceza mahkeme- sinde tabanca sesleri Yaşındaki çocuk ileri fırlıyarak babasının katiline 3 ğ 1 g £ Ş edilen Celşede hazır bııl'ı-lır mnan İzmit müddeiu- ©di- mumisi Hamdi Doğu Tvetiye köyünden Ali Çavu- Lâz Mehmeddi ve Lâz Mehmed Bir kan davası uğrunda öl- dâvasının tzun bir mazisi var- Mehmedle öldürdüğü Ali Çavuş 1 kan Gdavam tâ memleketten * Âli Çavuş ta, Lüâz Mehmed tler. Bundan yıllarca evvel x: gün Al Çavuşun kar- Tinüştür. O zaman hakkında l.ı.’=m'* fakat af kanunu çık- 'hmed aftan istifade etmi kan TLüz T F B ll;ğğ—' z $ i:ıi’ Ü? A H intikam alıyor zaman bunlar Serveti- timişler, orada ev, bark " Fakat AlJ Çavuş kar- 1 behemehal almaya buna rağmen bir türlü Lâz _ı"a“:""h muvaffak — olama- ir gün Lâz Mehmedin ka- 8 çocuğunu lmiş, m : f lilğ &İ le yakalanmış, muhakto- âhküm olmuş, 15 yıl hapse hiçbir şey söylemeden Şekmiş, Ali Çavuşun üzerine Ohü da evvelce Rizede öldür- n .—ı—.î:x:ıılnı göndermiştir. son celsesi Mehmed cineyeti işler işle- —'hll. adliyeye verilmiş, mu- başlanmış, dün de muhake- Celsesi açılmıştır. Darendede din- idin istinabe varakası oku- varakasının gelme- ühakeme bunun - tekidi vermek üzere iken cina- vE F l , £© li mı karamı Af E f —N Silâh sesleri N“Mme Âğırceza roisi — Naflin W &Za Sabri ve Bayan Nadireden * ";'îı— iddia makamını da müd- N*..:'M!l işgal etmiş bulunuyor- :l Kalabanıpy GAt 15 de açılmıştı. Salan D ö 1. Karar verilmek üzere idi Samiln arasından gilâh ses- Ve mahkeme salonu bir anda âhın nereden ve kim ta- anlaşilamamıştı, daha Zerine birbirine giren sa- bir genç elindeki taban- Ve heyeti hâkimenin üze- başladı, elinde taban- kâtibinin cesareti ıöhr:!n zabit kâtibi Rifat adı ve elinde taban- adaraın üzerine atıldı. Maznun _“:!Hlı Sedad da zabıt kâ- bü O da bu gencin üzerine a Bencin elindeki tabancayı etti, _:ho:lım rels derhal celseyi Emrini aç GT Salonunun boşaltıl. d M'W. Müddelumumi Hamdi ıllım delikanlının elin- alınmasını emretli. Bü- umında oldu, gencin elinde- * Löz Meh ü Mehmed 'H, dört bütla vuruldu atmıştı. bu kurşun- İz HdE Olan Fi di ÇERŞLEREF İiğz fğ Fi " | tabancasını verdi: ateş etmiye başladı Jİlardan ikisi maznun Lâz Mehmede isa- bet etmiş, bi kalbini sıyırarak geçmiş, birisi de kasığına raslamıştı, Lüz Meh- med hemen hastaneye gönderildi ve suç- u gencin ilk ifadesi alındı. «Babamın intikanımı almak istedim» Silâhları atan genç, muhakeme edil- mekte olan Lâz Mehmedin öldürdüğü Ali Çavuşun oğlu Mehmeddi. 13 yaşın- da olduğunu söylüyordu ve: — Dört kurşun attım. Babamın int kammı alm istiyordum. — Kurşunları ürmek kası attım, diyordu. âl zabıt varakası tutuldu ve genç * teslim edildi. Müddei- ami Doğu da suçlu çocuğu det hal sorgu hâkimliğine sevketti, İnmö:-nV sonra ÂAğırceza mahkemesi tekrar açıldı | ve listedeki davaların rüyetine ı'levıım| ettl Suçlu çocuğa silâhı kim vermiş? Suçlu çocuk bu işi niçin yaptığını şöy- le anlatmaktadır: — Babam ölmezden evvel bir gün be- | raberce dağa gidiyorduk. Babam bana | dedi ki: — Oğlum, bu Lâz Mehmed amcan gib! beni de öldürecek. Amcanın intikamını ben aldım. Fakat benim Intikamımı ala- cak senden başka kimsem yok. Eğer Lâz Mehmed beni öldürürse benim intikamı- mı da sen alır mısin? Benim de babamdan başka kimsem yoktu. O öldükten sonra elbet te benim de yaşamamın manası kalmazdı. — Baba dedim, sen ölürsen benim ne | yarim kalır. Elbet te senin intikamını Lâz Mehmedde komam, Öldürürüm onu. O zaman babam bana bu Parabellünü — Öyleyse oğul, dedi, bu tabancayı al, | eğer Lâz Mehmed beni öldürürse sen de onu bu tabanca ile öldür. Ben de baba- mım vasiyetini yerine getirdim. Fakat ne yazık ki öldüremedim, tabancamda yedi kurşun vardı, dördünü attım ve Lâx Mehmedi öldü sandım. Eğer ölmediğini bilseydim diğer üçünü de atardım. 'Tabanca muayene edildiği zaman fil- hakika içinde yedi kurşun bulunduğu, dördünün atıldığı anlaşılmıştır. Lâz Mehmed ne diyor? Lâz Mehmede gelince hastaneye kal- dırılan ve tedavi altına alınan Lâz Meh. med, kendisini vuran Mehmedin bu işi kendi başına yapmadığını iddia etmek-| tedir. Onun iddiasına göre Mehmed bu | işe teşvik edilmiş, tabanca da kondisine başkaları tarafından verilmiştir, Lâz Mehmed: — Bana bu işi Mehmedin amcasının, yani Alinin kardeşinin oğulları Şükrü ile Büyük Millet Meciisi Narta kadar tatil yaptı (Baş tarafı 1 inci sayfada) miye kanununa bazı maddeler ilâvesine, oyun Gletleri resmine, Ziraat Vekâleti vazife ve teşkilâtına, kaçakçılık men ve takibi hakkındaki kanunun 57 ve 60 ıncı maddelerini değiştiren ve bu kanuna bir madde ekliyen kanunun üçüncü madde- sine bir fıkra ilâvesine, Halk Bankası ve Halk Sandıklarının sermayelerine, hü- kümetimizle İran devleti arasında P7 mayıs 1937 tarihinde Tahranda imza e- dilen hudud hattının tashihine dair an- laşmanın kabul ve tasdikine, hizmetten ayrılan nafia memür ve müstahdemleri- din yapamıyacakları İşler hakkındaki 2429 numaralı kanunun birinci maddesi- nin tadiline dair kanun lâyihalârı müza- kere ve kabul edilmişlerdir. Halk Bankası ve Halk Sandıklarinın sermayelerine dair kanunun müzakeresi- ne başlanmadan evvel Maliye Vekili Fu- ad Ağrah (Elâzığ) bu kanunun Halk Bankasına resmi menabiden — yapılacak yardımın sureti ferasını tesbit ettiğini ve mevkil ieraya konulmasınınahali için de JZfaydalı olacağını söyliyerek müstacelen |müzakeresini teklif etmiş ve bu - teklif kabul edilmiştir. Lâyiha görüşülürken Afyon — mebusu Berç Türker söz alarak bu hayır'ı teşeb: büsten dolayı hükümeti tebrik etmiş ve bu münasebetle İstanbul Belediyesinin teşkil ettiği Esnaf Bankasını hatırlatarak bu yeni bankanın muamelâtırın sıkı bir teftişe tâbi tutulmasını istemiş ve yeni bankaların teşekkülünde, iktidarı olma- dığı halde birçok membalardan fazla sermaye tedarikine kalkışanların istifa- de edememeleri hususunda İktısad Ve- kilinin dikkat nazarını çekmiştir. Bundan sonra İktısad Vekili Şakir Ke- sebir (Tekirdağ) şu beyanatta bulun. müuştur: «— Okunan ve tasvib buyurulan mad- delerde görüldüğü veçhile Halk Banka- sı ve Halk Sandıkları nami altında kü- gük esnaf ve san'at sahiblerice 20, 50 ve nihayet yüz liralik kredi verecek mües. seselerin teşkili mevzuubahstir. Bu mü- esseseler 933 senesinde Büyük Millet Meclisinin kabul etmiş olduğu bir kanu- na müsteniden kurulacaktır. Bu kanun- la, kurulacak bu müesseselere hazine iştirakini — temin — edecek — karşılık- lar gösterilmiş oluyor. Halk Bankası, gerek-o bankanın münasib |gördüğü yerlerde açılacak olan Halk |Sandıkları küçük kredileri idare edecek en hayırlı mücsseselerimizden olacaktır. Böyle hayırlı müesseseleri — teşkil et- mok üzere iken Berç Türker arkadaşımı- zan bundan istifade ederek eski bazı ban- kaların maruz kaldıkları müşkülâtı mev- zuu bahsetmesini jyerinde görmedim. Yalnız ifadelerinde noksan kalmış olan bir ciheti huzurunuzda tebarüz ettirme- ğe lüzum görüyorum. İstanbulda adı ge- çen Esnaf Bankasının yolsuzluktan mü- tevellid mes'ulleri mahkemeya verilmiş- Terdir. Onlar hakkında takibat yapılmış- Ahmed yaptılar, onlar babasının intika- manı almasını tavsiye ederek kendi ba- balarının intikammı aldırmak istediler ve bu Mehmedi kandırdılar, tabancayı da Mehmede anlar verdiler. İkis! de mu- tır. Bunlar yüzüstü bırakılmış değildir. Bu noktada Halk Bankalarile herhangi bir münasebet aramak yerinde olmıyan irtibat düşüncesidir. Gene bu münasebetle arkadaşımızın (Baştarafı 7 nci sayjada) Cezayir denizcileri Fransız gemil ne hücum etmekte devam ettiler. sız elçisi padişaha şikâyet etti. Akıncı - ların başında Murad Reisin bulunduğu öğrenilince anu şiddetle cezalandırmağa karar verdiler, Cezayir beylerbeyliğinde — Ramazan Paşa bulunuyordu. Ondan evvelki Cafer Paşa Cezayirde epoyce şiddet göstermiş, karışıklığı oldukça yatıştırmıştı. « Fakat Ramazan Paşada bu enerji yoktu. Babıâğli, Ramazan Paşaya yazdığ. bir mektubda kısaca: «Devleti aliyenin dostu olan Fransi kralının gemilerine levendlerin hücum ettikleri Fransa elçisinin ihbarından an- Taşıldı. Evvelce de bildirdiğimiz gibi bundan böyle Fransız gemilerine hücum edilmemesi matlüb olmakla beraber, mezkür serkeşlerin serdarı olan Murad Reis*nam kimsenin zincirlere vurularak İstanbula gönderilmesi emrolunur.» Manasında şiddetli bir lisan kullanılı - yordu. Bu haber Cezayirin Levendler mahal - lesine varmakta gecikmedi. O anda ma- ballenin süslü ve büyük evlerinden fır- hyan iriyarı, yiğit denizciler bir araya geldiler: — Murad Rceis bizim anamız, babamız, canımızdır. Onu vermek ölmek demek - tir, diyorlardı. — Ramazan Paşa bu emri yerine ge - | Gerek . | | | hakemenin her celsesine geliyorlardı. Bu |mevzu barici olan mütaleslarını dinle- ' celseye gelmediler, bu gelmeyiş te beniza şübhelerimi kuvvetlendiriyor, demekte- dir, Suçlu kaç yaşında Mehmed 13 yaşındg olduğunu söylemek- tedir. Halbuki kendisinde sinnirüşde vâ- sıl olmuş bir delikanlı hali görülmekte- dir. Doktor da bu çocuğun 13 yaşında ol- madığını söylemiştir. Mehmedin 13 ya- şgında olmasına mantıkan da imkân gö- rülememektedir. Çünkü Ali Çavuş 15 yıl hapishanede yatmış ve bir yıl evvel de hapishaneden çıkmıştır. Mehmedin —Ali Çavuş hapse girdikten sonra hem de ara- dan üç yıl geçince doğmasına imkân yok- tur, Mehmed hiç değilse Ali Çavuş ha- pishanede iken doğmuştur ki bu takdir- de de 15-16 yaşında olması icab etmek- tedir. Fakat vaziyeti ve tavrı daha fazla olduğunu göstermekte, doktor da bunu teyid etmektedir. Müddeiumumilik Meh- medi mütehassıslara muayene ettirdikten sonra hukuk mahkemesine sevkedecek, yaşını hakikt hadde çıkaracaktır. Bu husustaki tahkikata devam edil- mektedir. muhtemeldir. miş olduk. Tavsiyeleri daima elddiyet.e telâkki etmek mutadımızdır. Fakat maa- lesef tavsiyelerini ciddi bulmadığımı söylemeğe mecburum. Teşkil! kararını | Lâz Mehmedi vuran Ali Çavuş oğlu | verdiğimiz berhangi bir müessese — için | huzuru âlinize dalma bir kanun arzedi- yoruz. Esbabı mucibesini izah ediyoruz ve bunun lüzumu takdir edildikten son- radır ki Büyük Meclis onun kabulüne karar vermiş oluyor. Bu mücsseselerin artmasile anarşik bir iktısadi vaziyet en- dişesinde bulunmak hiç yerinde değil- dir. Bunların her biri kendi sahalarında ihtiyaçları karşılamağa, memleketin ik- tısadi faaliyetlerinden, bir şubeyi can- yarayan müesseseler olmak- tadır. Her birinden memleket büyük fay- dalar beklemektedir. Bunların teşkil edilmiş olanları ve bundan sanra da teşekkülü mevzuu bahsolanları tabit hep bu hudud ve ihti- yaç içerisinde mütalea edilmiştir. Bina- enaleyh arkadaşımızın bunları herhangi bir Halk Bankası adımdan istifade ede- rek burada tenkide kalkışmış olması rimizce hem mevzu, saded haricindedir, hem de doğru değildir.» Bundan sonra, Dr. Cemal Tunca (An- İlk tahkikatın da bugün başlaması | talya) Ve Hasan Saka -Trabzon un ikin: titeşrin bidayetinden bugüne kadar hü- tirecek mi? Buna derhal cevab verildi: — Açıktan açığa bir şey yapamıyaca- ğinı bildiği tçin gizlice hazırlanıyor. Ye- niçerileri üstümüze kışkırtacakmış! Yeniçeri lâfı onları büsbütün kızdırdı, Çünkü Yeniçerilerle denizciler hiç ge - çinemiyorlardı. — Ramazan Paşaya haddini bildirmeli! Nöbetci > Eczaneler Bu gece möbetçi olam eczaneler şun - tardır: İstanbul cihetmdekiler: Aksaraydat: (Şerefi, Aleridarda: (Sır- rı Asım), Beyanıdda; (Cemil), Samatya- da: (Rıdvan), Eminönünde; — (Hüseyin Hüsnü), Byübde: (Hikmet Atlamaz), Fe- nerde: (Vitali), : (Ham - d, Şehzadebaşında; (Hamdi), Kara - Kgümrükde: — (Puad), — Küçükpazarda: (Hlikmet Cemil), Bakırköyünde: (Mer - kez). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâ! caddesinde: (Dellasuda), Gü- lalada: (Hüseyin Hüsnü), — Taksimde: (Lımonctyan), Pangaltıda: (Nargileci - yan), Beşiktaşda: (Süleyman Receb). Boğariçi, Kadıköy ve Adalardakller: Üsküdarda: (Ahmediye), BSarıyerde: (Osman), Kadiıköyünde: (Moda), (Mer- kez), Büyükadada: (Hülk), Heybelide: (Halk). İlân Tarifemiz Birinci — sahile 400 kuruş İkinci sahife 256 Üçüncü — sahife 200 Dördüncü sahife 100 İç sahifeler 60 Son sahife 40 Muayyen bir müddet zarfında fazla. ca mikdarda ilân yaplıracaklar ayrıca tenzilâtlı tarifemizden istifade ede- ceklerdiz. Tam, yarım ve çeyrek sayfa ilânlar için ayrı bir tarife derpiş edilmiştir. San Posta'nın ticari ilânlarına aid işler için ŞU âdrese müracdat edil. melidir: Lir İlılyııı askeri müfrezesi Fransız topraklarında | * Tarihden sayfalar — Onun bir şey yapmasına meydası vermemeli! Denizcilerin başında Memi Reis vardı. Murad Reis ası| kasdin kendisine karşı olmasına rağğmen askerin başına geçip de âsi olmak istemiyordu. Her şeyi yöle daşlarına bırakmıştı. Limandaki kadirgaların topları Bey « lerbeyinin sarayına çevirdi. Aynı zamana da büyük bir kısmı da palalarını sıyıra« rak coşkun bir sel halinde Cezayirin dar sokaklarını geçiyorlar; etrafa dehşet sam çan bir uğultu ile saraya doğru yollanım yorlardı. | Ramazan Paşa uzaktan sarayına aksak den sesleri dehşetle dinledi. Neler öldü « ğunu daha iyi öğrenmek - için adamlam gönderdi. Ayni zamtanda kaçmağa hazım landı, Gönderdiği adamlar dönünce bütün levendlerin yalın kılıç yaklaştıklarını, onları çok seven bir çok halkın da elle- rinde baltalar, sopalar, kazmalar ve bi « çaklarla isyana iştirak ettiğin, öğrendi. Ra&amazan Paşa, baktı ki pabuç pahalış tası tarağı bile toplıyamadan ölüm kor « kusundan çılgına dönerek saraydan küç« tı. Arka ve dar sokaklardan geçti. Şehir-. den dışarı çıktı. Civarda bir yerde saka landı. Levendlerin reisi Memi, beylerbeyinin oturduğu Cenine sarayına yerleşti. Ce « zayiri idareye başladı. İsyan etrafta duyuldu. O sırada Kor « sika ve Sardonya taraflarıma akınlar yan pan Venedikli Hüsoyin Paşa da haber aldı. Hemen geri döndü. Levendlerin mus vafakatile idareyi ele_ aldı. ' Osmanlı hükümeti Cezayirde olanları öğrenince Hasan Paşayı beylerbeyi yap- maktan başka çıkar yol göremedi ve buk nu tasdik eden bir ferman gönderdi. Turan Can İRADYO)| ğir İ Bugünkü program 18 İkmelkânun 1938 SALI İSTANBUL Öğle neşriyatı: a 1230: Plâkla Türk muslkisi, 12.80: Havma| dis. 1305: Plâkla Türk muzikisi, 13.30: Müle, telif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 1830: Plâkla dans muğikisi, 19: Nebili oğlu İsmall Hakkı ve arkadaşları tarafından Türk musikisi, 1930: Konferans: Beyoğlu Halkeyi namına, Muharrir Nacl Sadullah rafından (Ses ve sesin tarihi haki 1955: Borsa haberleri, 20: Kiâsik musikisi: Okuyan: — Nurl — Hatll, Reşad, kemençe — Kemal — Niyazi, tam bur Dürrü Turan, kanun Vecihe, nisfiye lâhaddin Candan, ut Sedad, 20,30: raporu, 20,33: Ömer Rıza tarafından a: söylev, 2045: Vedla Riza ve ar! tarafından Türk musikisi ve halk ıuııı—ı (Saat Gâyarı), 21,15: Orkestra, 22,15; Ajanız haberleri, 22.30: Plâkla sololar, opera ve o, peret parçaları, 22,50: Son haberler ve ertee sİ günün ptogramı. “AA 18 İkmcikânun 1998 SALI ANKARA Öğle neşriyatı: Ş 1230) Mühtelif plâk neşriyatı. 124501 Plâk: Türk musikisi ve balk şarkıları, 1318: Dahili ve hârici haberler. 1730: — İnkilâg deraleri: Halkevyinden naklen (Mahmud lx sad Bozkurd) Akşam neşriyatı: 18,30: Muhtelif plâk noşriyatı, 19: Tüne İmusikisi ve halk şarkıları (Servet Adnan we Grenoble 17 (ALA.) — Bu sabah bir kar fırtınası dolayısile Fransa toprak- larına geçerek yolunu şaşırmış olan bir İtalyan askeri müfrezesi Fransız as - kerlerinin muhafazası altında olarak buraya getirilmiştir. S ea atn di üti reE kümetten gelen lâyiha ve tefsirlerin mü- him ve müstacelleri intaç edilmiş oldu- ğundan Meclis içtimamnın 2 mat: çarşamba gününe taliki hakkındaki tak- 1938 rirleri reye konmuş ve kabul edilerek, Martın ikinci çarşamba günü saat on beş- te toplanmak üzere toplantıya nihayet verilmiştir. arkadaşları), 19,30: Saat üyarı ve arapos neşriyat, 19,45: Türk musikisi ve halk şare kıları (Hikmet Rıza Sesgör ve arkadaşları), 20,15: Sıhhi konuşma: Dr. Vefik Vassaf, 2040 Plükla dans musikisi, 21: Ajans haberleri, 21,15: Stüdyo sâlon orkestrası, 21,56: Yarıma ki program ve İstiklâl marşı. ENAN BAF ve Di,f AGRILARINI KESER -x Öi 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: