18 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

18 Ocak 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ ız -— © *Son Posta,, nın Sayfa ” üyesi Müösyö Verninin ortadan yokoluşu bü- Yük bir gürültü uyandırmıştı. O akşam, son trenden çıkmamıştı. Ertesi günü de gözükmedi. Madam Vernin bunun üze - tine telâşlanarak polise koştu. Kocası sessiz bir adamdı. Binaenaleyh bnun büyük bir derdi olup olmadığını bi- lemiyordu. Yanında fazla bir para da yoktu. Muhakkak bir inayete kurban gitmişti. Bütün araştırmalar boşa gitti. Gazetelere resimleri basıldı; günlerce ilânlar yapıldı. Bundan da bir fayda çık- madı. Mösyö Vernin bir türlü buluna - mıyordu. Bununla beraber halkın heyecanı sön- memişti. Yavaş yavaş sızıntılar baş gös- terdi. Verninin evinde dirlik ve huzur yoktu. Madam kokottu; ve âşığı vardı. Bu âşığın ismi kulaktan kulağa fısılda « Bıyordu: Hakkâk Duplan. Müddelumumiliğe bir sürü imzasırz it- bam mektubları yağmağa başladı. Madam Vernin ve âşığı zavallı Mösyö Vernini ortadan kaldırmış olmalıydılar. Adliye, önce bu ihbarlara alâka göstermedi. Fa- kat ansızın bulunan bazı emareler adli - yeyi, işe vaziyed etmeğe mecbur kıldı. Madam Vernin o akşam kocasının Pa - risten dünmediğini iddia ediyordu. Hal- buki istasyon manavı ©o gece, mösyöyü evine giderken görmüştü. Fakalt manav, Verninin evine girip girmediğini tesbit e- demiyordu.. fakat tahkikat açılmıştı ve Verninin evinde taharriyat yapılmasına karar verildi.. Araştırma neticesinde, bahçenin kena- rında etleri dökülmüş insan kemikleri, Madeni düğmeler vesaire bulundu. Bu va ziyet tahkikat hâki!minde şüpheler uyan. hlırdı. Madeni düğmeler, mösyönün giy- diği elbiseye aiddi.. O zaman, cinayet bütün vuzuhile mey- Bana çıkıyordu. İki sevgili kocayı öldür- müşler ve cesedini yakmışlardı. İzi orta- dan kaldırmak için de külleri, kemikleri bahçeye gömmüştüler. Mesele bu safhaya girince, hakkâk Duplan ile Madam Vernin tevkif edil - diler. * Maznunlar, birbirlerini sevdiklerini iti- taf etmekle beraber, masum olduklarını İleri sürdüler. Vernini öldürmeği hiç bir vakit düşünmemiştiler, fakat bu inkâr hâkimin kanaatini sarsmadı; yeni şahid- lerin dinlenmesi hâkimin kanaatini büs- ' bütün kuvvetlendirdi.” Komşuların — bir | hizmetçisi Verninin evindeki karı koca kavgalarının bolluğunu söyledi: <Her vı-! kit mösyö ile madam dırlaşırlar; ve mös- yö karısının sadakatsizliğinden her za - lman dem vururdu. Madam ise kocasının ortadan kaybolmasını arzu ettiğini, ve hürriyetine kavuşmak niyetinde bulun- düğünu söz arasında söylerdi..» Hakkâk Duplana gelince, ortun da ma-| Hisi böyle cürümler işliyebileceğini gös- teriyordu. Bir mahkümiyeti vardı. Bir MÜDHİŞ BİR cuyu dövmüştü. Mösyö Verninin kaybolduğu gece de, Duplan sevgilisinin yanındaydı. Artık şüpheye mahal kalmamıştı. Vaziyet bü- tün açıklığile meydana çıkmıştı. Zaten madam da artık kendinde, bu ağır ithamları reddedecek ve masumiye- tini haykıracak kuvvet bulamıyordu.. Duplan enerjisini kaybetmiyetek mü- temadiyen cür: inkâr etmekteydi. Fa- kat onun bu iddiaları bir komedi telâkki edildi.. Bahçede bulunan düğmeler, kemikler, iki âşığın kocadan nefret etmeleri ve üç aydanberi Mösyö Verninden bir sesş çık- maması cinayeti apaşikâr kılıyordu. Nihayet, mahkeme, kararını verdi; ma- damı yirmi seneye ve Duplanı müebbed küreğe mahküm etti. * Küçük bir odada ufak tefek, esmer, Perrier adında bir adam masasının ba -| şında oturmuş düşünüyordu. Bu Ver -! Vilâyet ve kaza TUCCARL “Son Posta , nın edebi romanı: 39 Bir Genç Kızın Romanıî »— Beyefendinin gazetelerini de ve - telim mi madam? diye sorduğu suale: — Hayır, o kendi geçip alır. Cevabile Mukabele ettiğini de hatırlıyordu. İşte şimdi artık kadının aldığı Al - fManca gazeteleri gelib soran da yoktu. Bunları düşününce, yavaş yavaş o - nun halinde de o vakte kadar farket - mediği bir gayritabillik görmeğe baş - Tamıştı: — Her zaman dik duran ve kudret ve kuvvet ifade eden omuzları, yorulmuş Bibi yumuşak Ve düşük... — Bakışları biraz durgun. ünde Ezüntünün getirdiği yeni çizgiler var.. — Bazan yanımızdan geçerken şap- kasını bile çıkarmağı unutacak kadar & dalgın... — Her zaman istediği kitabı evvelce- ken artık «hangisini diye tereddüd ederek durub Ir. Bütün bunlar g#enç kızın, ismini bile bilmiyecek kadar ona yabancı olan bu adamla daha çok alâkadar olmasına < yeni yeni sebebler teşkil ediyordu. Ğ Muazzez Tahsin Berkand Bir gün tuhaf bir vak'a düygularını körüklemeğe vesile oldu: Onüun iki liralık bir hesabı ödemek için kasaya on liralık bir kâğıd bırak- tıktan sonra paranın üstünü almadan yürüdüğünü gören Selma, telâşla ses- Tenmişti: — Beyefendi, paranızı almadınız. © iki üç adım ilerledikten sonra yor- gun bir yürüyüşle geri dönerek Selma ya bakmıştı. Genç kız onun bu derin ba kışı altında yüzünün gene kızardığını belli etmemek için başını önüne eğe- rek paraları toplamakla meşgulmüş gi- bi görünürken, onun kırık bir sesle ve kendisi için söylüyormuş gibi: — Öyle da ve yorgunum ki... dediğini duymuştu. Bu, kuvvetin ve kudretin birdenbire düşmesi ve zayıflaması demekti ve Selma bir senedenberi haftada bir iki defa görd ve kendisine güvenen bir adam olduğu için beğenib hoşlandığı bir kimsenin birdenbire hayat karşı - #inda mağlüb olmuş bir tavır almâsına jacıdı SON POSTA ' . Çeviren: Faik Bercmen Plannda iki dşığın mahkümiyetin okurk en onları kurtarmamn asla düşünmüyordu ormanda, zorla avlanmak için bir koru- /nindi.. burada, basit, münzevi, ve gizli bir hayat sürüyordu.. v Duplan ile karısının seviştiklerin! öğ - rendiği zaman çok Muztarib olmuştu.. bu şiddetli ıztırab ona bu şeytani tasav- vuru, plânı ilham etmişti.. onları öldü- * i; fakat bu, onu mahküm ettir - mel başka bir işe yaramıyacaktı.. bu | itibarla ikinci şıkı tercih eyledi. O akşam her şeyi güzelce hesablamıştı. Gece dönmüş ve köyünde görünmüştü. Sonra yanık kemikleri ve düğme parça- larını bahçeye atmış. ve gizlice Parise dönmüştü. Bu koca şehirde ise gizli ya. | şamak kadar kolay bir şey yoktu.. Şimdi, münzevi odasında iki âşığın mahkümiyetini okurken onları kurtar - mayı asla düşünmüyordu.. 'YARINKİ NÜSHAMIZDA: HİLE Yazan: Peride Celâl merkezlerindeki ARIMIZIN Nazarı dikkatine: Yurdumuzun birçok yerlerindeki sayın bayanları: mızdan aldığımız mektublarda bulundukları yerde FEMiL bulunmadığından müşkü! bir vaztiyet te kaldıklarını bildirmektedirler. Her nekadar bu müşkülâtı koli olarak önlemekte isek de müşterilerimize daha pratik bir kolaylık göstermek için her vilâyette ve kaza merkezle- rinde umumi vekâletimizi yapacak müesseseler arıyoruz. Kendilerine sü- rümünün fazlalığı ehetinden epey ce bir kazanç bırakacak olan FEMİL sa- tışını yapmak arzu eden tüccarlarımızın bir mektubla, İSMET ECZANESİ İSTANBUL, GALATA adresine müracaatları rica olunur. 'Tam o sırada yanma yaklaşan satıcı kızlardan biri müşterinin geri dö: ü görmüş ve dudaklarında alaylı bir tebessümle kasaya doğru yürümüş« tü. — Bizim zengin müşteriye bu sırada | bir şeyler oldu galiba... Geçen gün de aldığı kitabları salonda unutmuş, erte- si günü kendisine verdik. Selma bir şey söylemiş olmak için: Öyle mi? dedi ve başka şeyle uğ - raşıyormuş gibi göründü, fakat kız söylemek istediği şeyi sonuna getirme- ğe karar vermişti: — Dikkat ettim, yalnız gelmeğe baş- ladığı zamandanberi hali değişti. O sırada gelen bir müşteri Selmayı bu geveze kı: özlerinden kurtarmış- tı. Fakat gördüğü şeyleri bir başkasının da görmüş olması içine garib bir hüzün vermişti. Akşam yorgunluğunu bahane ede - rek erkence çıktı ve nereye — gittiğini, ne yaptığını bilmeden saatlerce gözü nün gördüğü tarafa doğru yürüdü.. yü- rüdü, Başındaki siniri, vüçudü avutmak istiyordu. * — Selma abla, saha iki mektub var, Taşlıkta eteklerine sarılan Nezahat elindeki mektupları sallıyordu. Genç kız Emelin yazısını tanıyarak ü yorarak Devlet Demiryol.arı ve L m vla Yeni Ankara Garı 1 şısim $ Umum iaaresi iâtdÜl & ve Gaziaosu ile müştemilâtı kiraya vıı'l”*ı Devlet Demiryolları İkinci İşltetme komisyonundan: ş 1— Yeni Inşa'olunan Ankara Gari içirdeki büfe, büvet yerik gâazete satış garın yanındaki büyük ve lüks gazino binası ve müştemilâti üç sene müdüü | ve pazarlık usulile kiraya verilecektir. 2 — Bunların senelik muhammen kiresi 7000 liradır. Ve yekdiğerinden aşıl maksızın toptan olarak kiraya verilecektir. 8 — Toöliblerin uzun müddet Ankara, İstanbul, gibi büyük şehirlerde birind sınıf bir gazinoyu muvaffakiyet ve ehliyetle idare elmiş olduklarını ve w böyle bir müesseseyi idare edebilecek ehliyet ve mali kudrette bulunduklar dair ve bu cihet vesikada sarahaten yazılı olmak şartiyle ticaret alınmış bir belgeyi ve nüfus veya hüviyet cüzdanlarının asıl veya HM makamlarca musaddak suretlerini pazarlık gününden beş gün evveline KAdi komisyona teslim elmeleri şarttır. İdere bunları tetkik edip kimlerin patarlli iştirak edip edemiyeceğini pazarlıktan evvel kendilerine tebliğ ve tefhim © ye cektir. Tesbit edilen müddetten sonra getirilecek vesaik kabul edilmiy* eshabımın pazarlığa iştirak hakları sakit olucaktır, 4 — Şartnameler Ankarada İkinci İşletme Müdürlüğünde, Haydarpaşıdt ” rinci İşletme Müdürlüğünde parasız olarak verilir. 5 — İhale 7/2/938 Pazartesi günü saat Bü binasında toplanacak olan kom'syon tarafından 15 de Ankarada İkinci İşletme M yapılacaktır. lıwll'" «1575» lira muvakkat teminatlarını An karada Umumi İdare veznesine yatifr rak muayyen gün ve saatte komisyonda MAD hazır bulunmaları ilân olunur. <«131» 6 OZİN| Baş, diş, nezle, grip, romatizma ve bülla ağrılarınızı derkal keser. İcabında günde üç kaşe alınabilir. —_ Kan çıbanları, el ve ayak parmaklarının #rasındaki kaşıntılar, dolama, meme iltihabı ve çatlakları, Flegmonlar, yanıklar, traf yaraları, ergenlikler, koltuk altı çıbanları tedavisini en erken ve en emin surette temin eder. Şark İspençiyari Laboratuarı T. AŞ köy Vakıfl Muvakkat teminat Lira Kr. Muhammen B. Lira Kr. ——LL. 5206 35 395 00 661 78 - 0 Yukarıda yazılı vakıf yetler 13/1/938 Direktörlüğü ilânlar! Kadıköyünde Rasimpaşa mahallesind? düz sokak 14, 14/1, 16 ve 1 sayılı altındi dükkânı bulunan iki kârgir ev ile arff” nin tamamı. Kadıköy Osmanağa Bekçi sokak 17 #” yılı ahşab evin tamamı, tarihinden itibaren bir ay içinde ps13f” lıkla satılacağından isteklilerin Kadıköy Vakıflar Müdürlüğüne müracaatları (325) telâşla zarfı yırttı ve daha ilk satırla- yında sevinçle gözleri parladı. «Sevgili Selma; sana büyük bir müj- dem var, Annem Orhanla nişanlanma- imıza razı oldu. Birbirimize karşı olan duygularımızın geçici çocuk sevdaları- na benzemediğini ve benim ayağıma gelen bütün kısmetleri tekmelediğimi görünce kendisi için bizi birleştirmek- ten başka yapacak bir şey kalmadığını anladı. Bir hafta sonra Orhan buraya gelecek, nişanlanacağız. Sonra.. düğün ve saadet... « Bahriye zabitimin yanında İzmite Hiderken İstanbuldan geçip seni göre- ceğim Selmacığım. Seni öyle özledim ki bilsen... Lâcivend kadife gözlerini bir an evvel öpmek için sabırsızlanı - yorum.» Emelin saadetine candan sevinmişti. Fakat bugünkü acısı © sevinci bile is - tediği gibi duymak kabiliyetini ondan alacak kadar kuvvetliydi. Hiç kıskanç Geğilken ilk defa ıztırabla düşündü: — Herkes hayatta istediği sevgiyi ve saadeti buluyor; yalnız benim kalbim karanlık bir kuyu gibi bomboş; hiç bir ışık o derinlikleri aydınlatamıyor. İkinci mektub halasındandı. « Sevgili kızım Selma; «Bu sırada mektublarının arası pek uzadı; bense senden yazı bekliyerek günümü akşam ediyorum. Bana bir kaç ay evvel gönderdiğin bir mektubda: «Benim için siz artık tam manasile v annesiniz.. sevinglerimi, ktdzrl!* hattâ en eandan arkadaşıma bile söyler mek istemediğim derdlerimi size iş tağım» demiştin. Bu sırada bana yöf madığını gürmek içime fena bir Korkü getiriyor: «Acaba kızımın benden iediği bir şey mi var?» diye soru; Bana bütün hayatiını, en ince tef07” rüatına kadar yaz kızım...» Halasının mektubunu sopuna kedif okuyamadan gözleri dolmuştu. kü üzüntüsünü ihtiyar kadın biliy0f Mmüuş gibi tam zamanında ona —W»' aid tafsilât ver!» diyordu. İlk heyecanla kalemi alıp halasıni yazmak istedi; fakat hayali bir l"# Ve gene hayali bir kederi ifade C“# için nasıl kelimeler bulacaktı? Bu b vehimden başka bir şey olmıyan duyguları ve birbirini tutmıyan sız düşünceleri için ihtiyar ve tecrübi” N kadın onu azarlamaz miydi? B“"':; maada, gene aaçma sözlerle uzak! akrabasını üzmekteki sebeb ne idi? — Arkası ver — y GS A talebesinden H N, . ramitif mektub gönderen okuyucum: « ehfektubunuzu aldım. Hakkımda diğiniz İltifata teşekkür ederim. l_; neticesi hakkında fikirler yürütmektle -j te haklı ve serbesisiniz; fakat t nizin doğru olup olmadığını birkaç güne Va için — bügünden BİF dar, anlayacağınız M T.R söylemeği zald buluyoruni.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: