MLEKE'T Çi reli S HABERLERİ “Atatürkümüz, su gibi aziî Trabzonlular, şehre temiz ol / ,, ve bol su getirilmesi için direktifler veren Büyük Şefe gönderdikleri minnet ve şükran telgraflarında böyle diyorlar Yakında bol ruya kavuşacak ol Trabzon (Hususi) — Asırlardanberi Tabzonun en mühim ve hayat! davala- tından biri olan su mesclesi son günler- de Büyük Şef'in yüksek lütfunun unutul- Taz bir eseri olarak kökünden halledil- Trabzon susuzluk yüzünden her sene Yüzlerce kurban vermekte idi. Sade ge- ker tekmil doğu illerinde tesbit len 340 tifo vak'asından yalnız ik Trabzonda kaydedilmiştir. Yedi vilâyet içinde Trabzonun 200 kadar tifo kurbanı vermesinin sebebi de suyunun gayri sxh-ı hi bir durumda olduğu içindi Nihayet geçen yaz Trabzonu şereflendi- Ten Atatürke su derdi belediyece anlatıl. Atatüirk de bu işin teminini vaad lardı. miş Ve buyurm detini tiller sayesinc hazıtlanan Trabzonu: gün Kamutay karsı kan 1 rlık Ba- 530 bin lira tahsisat #veri inda münakasaya konacak ©- lan su tesisatınm derhal inşasına başlana- Caklır. Brtü kiremi 1 Karar karçısında senelerdenber! ğ î'ı' Ve Çamurlu suları içmekten bu- hala; $ vine gehir halkı şimdiden büyük bir se $ içindedir; memleket matbuatı bu :ı':.zu etrafında hararetli yazılar yaz- ğ aktadır. Bu vesile ile pazar günü Yıl ha aema binasında bütün şehir halkı- İştirakile bir toplantı yapılmıştır. Bu İtoplantıda halka su işinin halledildiğini tebşir ettikten sonra umumi müfetliş Tahsin Uzer aynı mevzu etrafında ve şeh- rin imarı hakkında halkla samimt bir has- bıhalde bulunmuştur. Hasbıhali müteakib sevinç içinde bu- lunan halkın Atatürke ve Başbakana minnet ve şükranlarını bildiren telgraf- lar yazılmıştır. Bütün teşekküllerin imzasını taşıyan telgrafta: «Atatürkümüz, su gibi aziz oll» cümleleri yazılıdır. Şehir dahilindeki mezarlar Asri | mezarlığa kaldırılıyor Belediye, şehir haricinde, Sülüklü ci- ptırmakla olduğu asri mezar- liğı ikmal etmiş ve şeh ideki kab- karar | varında 4 ristanları buraya nakl | miştir. Bunun için de şim şehir da- n İmaret mezarlığının nak- | |güzel mahallinde mevcudiyetin! muhafa- ga eden bu kabristanda bazı tarihi kita- beler bulunduğundan bunların tesbiti i- çin tarih öğretmenlerinden mürekkeb biz heyet çalışmaktadır. Heyetin tesbit etti- ği tarihi kıymet taşıyan eserler bir bina |dahilinde cemedilerek bir müze meyda- na getirilecektir. İmaret ve diğer kabris- tanların yerinde park ve çiçek bahçeleri yapılacaktır. Bu meyanda Taksim me- zarlığında da ayrıca büyük bir Halkevi ve sinema binası yapılması tasarlanmak- tadır. BAnaAAAmAMAMAAAAARARARAR L Malkara yollarında Malkara (Hususi) — Burada gene fır- tınalı ve boralı olarak pek fazla kar yağ- Haştır. Tipi ve boradan telefon ve telgraf hatları inkıtaa uğrıyarak iki gün iki gece işlememiştir. Pazar Ola Hasan Bey Diyor ki: — Hasan Bey, Avrupa mec. mualarında görüyorum.. Malkarada şiddetli bir fırtına oldu . Bifçok yerlörde kadınlar erkek elbisesi giyiyorlarmış.. karlar temizleniyor Keşan postası bir gün, Tekirdağ pos- tası dört gün teahhürle ve tedarik edilen amele vasıtasile yollar açtırılarak işlem?- si temin edilmiştir. Hasan Bey — Neye? Fena yey.. Elâzık Çocuk Esirgeme Kurumu iyi çalışıyor — | Elâzık (Hususi) — Hayat şartları -| nın gittikçe güçleşmesine rağmen mem | leketimizde Cumhuriyetten sonra ha -| yır cemiyetlerinin ve onlara yardım e- | den vatandaşlarımızın gitlikçe artma - sı, milletimizde içtimai yardım hissi - nin kuvvetlenmekte olduğunu göste - rir. Her gün gazetelerde — memleketin muhtelif yerlerinde bir çok bik ruların giydirildiğini, kuşatıldığ kuyoruz. Bunlar gazetelere aksedenler, bunlardan haric sessiz, gürültüsüz ça -| hşan daha bir çok hayır cemiyetleri * | miz vardır. Ben bu yazımla bu ikinci -| lerden birini tanıtacağım: Elâzık Çocuk Esirgeme Kurumu mahalli hayır cemiyetlerine nümune olacak bir haldedir. Bu müessesenin ba şındakileri takdir bir vatan borcudur. Belli başlı varidatı âza aida-| tı, her yıl verdiği — iki balodan clde edeceği hasılât ve teberrülerden ibaret olan Kurum yeni yıldan itibaren kad - Tosunu elliye çıkaracak ve Tuncelinde- ki bikes yavrulara da şefkatli elini uza- | Elâzık Çocuk Esirgeme Kurumunun bakmakta olduğu yavrular ve idare heyetinden bazıları tacaktır. Bu yavrucaklara mekteb xa - manları haricinde bile hususi ders ver- mek suretile bu işe bütün varlığile ça-| hşan Kurumun feragatli reisi Emekli askeri doktorlarımızdan Faik Fikretle |arkadaşlarını tebrik ederken aklıma ciheti de yazmadan geçemiy Bğim: Yurdun her yerinde Çocuk E -| sirgeme cem in kolları vardır. Bu kollar da Elâzık gibi 30 yahud 20 çocu- ğa bu şekilde bakabilirler. Çocuk F şubeleri n âzık gibi programlı bir mesâi ile seferber olmaları bir Türk yavrusunu sefaletten kurtaracak - Jâlının müzaheretleri de muhakkak ol- duğuna nazaran muvaffakiyet kat'idir. Bu işde önayak olmasını Çocuk Esirge- me Kurumunun Genel Reisinden bek- İleriz: Aksu Hasan Bey — Erkek elbi- | selerinin modaları da Aayda | bir değişecek!..: aniyor. Gidilse es İgünah, oturacak İçekiniy |ineden evine girip çıktığınız bu dostu- Doğu kendisinden hizmet istiyenleri çağırıyor Kalkınma hareketi büyük bir hızla başlamıştır. İstikbalde göğüslerini iftiharla kabartmak istiyenler gecikmeden oraya koşmalıdırlar Erzurum hükü met binası Erzurum (Hususi) — Şarkda bir müddet hizmet gördükten sonra, İstan- bula avdet edenlerin şikâyetlerini din - leyiniz, İlk söyliyecekleri söz şu ola - caktır: — Efendim Doğuda hayat yok. 'e bu «hayat» kelimesinin ifade et- rhefhum men in bu geniş par- çasına yerleştiril kçe, buradaki me- mur Garba kaçmak ek, Garbda ki vatandaş da Şa: gider gibi gelecekt hâleti ruhiyesi - bul okuyucusuna gâm hâleti ruhiyeyi taşı; leketim nazarımda küçülüyor, küçülü - yor, her şeyi İstanbulun çerçevesi ıçin- de görüyordum. Halbuki telâkkilerinizin garib ve yan lda anlamağa £ an vapura binerek giden aklı başında, konuşma sı düzgün bir iş adamı: — Ah diyor, fırsat bulup da bir kere olsun İstanbula gidemedim. Avrupayı kerlikde Galiçya cephe - ; Muhasama durduğu za man Lemberge, hattâ Viyanaya kadar kaçamak yapardık. İstanbulda amcamın oğlu var. O o - rada yerleşti, fakat işlerden baş alıp da bir kı dahi gidemedik. Halbuki görüyorsunuz, — vesait de var. Vapurlar sık işliyor. Tarifeler her kos önü ziyi bile hâ r: yor. Huttâ daha samimi a yim, diyorsunuz, ben de diyorum. Bu gibi yor. Hodgâm tarafınıza — rastgeldi mi, tır. Bu hayırlı İşde bütün devlet teşki-|siz de, karşınızdaki İstanbullu memu - fedakârlık sayılmay ra: — Vakit geçirecek bir yer bulamıyo- rum, diyor, her akşam sinemaya gidil- fersude, parampar- ça olmuş filmler seyredilmiyor. Beki nız, d seniz bile meselâ Erzurumda — size ev eren bulunm . İşte 0 zaman gene gâmlık damarlarınız kaharıyor: — Bekâr olmak da bu memlekelte r ev bulal m, orsunuz, bütün nü niyetinize rajl içine karışamıyorsunuz. Siz de torsunuz, © aile reisi de, Aile re- karısını, bekâr bir misafire çıkar - tan korkuyor. Çünkü dedikodudan , Siz de İstanbulda hiç çekin- buzun ne düşündüğünü kolayea tah - |min ettiğiniz için, onu rahatsız etmek istemiyorsunuz. Hâkim, ka; am, müddelumumi gibi bir memursanız, daha ziyade ka - anım parasını ver - , buğunuzun içine çekilmek, resmi haya tın icablarına uygun, daha otoriter bi hayat yaşamak mecburiyetindesiniz. O toriteyi temin ediyorsunuz âia, yavaş yavaş gülmeyen, sert bir adam oluyor: sunuz, Takındığınız zoraki ciddiyet siz. de bir tabiatı saniye halinde kalıyor. Şark senelerdenberi saraya varını vermiş, fakat memleket ona hiç ve Şarkın naza- alan bir müesse- C a gelen bit me Üsaadesi niş- |betind fakat orada ü , Çorabı imiş, tabil yerlisin. kimiş, hazır e'bime giy miş. Bir gün boyunbağsız sokağa çık - muş, nazarı dikka memiş ve o a. ;dnm yavaş yavaş kılığı — kıyafetile de arklı almuş, bur unutulduğu için dostlarını, ahbablarını kaybetmiş yerinden yurdundan, muhitinden - ol - İmuş, teşebbüs kuvveti bu rehavette sı- fıra inmiş, garib, bedbin bir insan ol - muş. Şimdi öyle değil. Tren Sivasa gel - ;mş, bu geliş atobüscüye de iş açmış, Ka pu, anayı kışın kızakla âşamayan va ]Iandı Sivas yolunu tutmuş, Garbdan Şarka doğru bir akın bir hülül başla - N n şimendifer pofurdaya po - furdaya Erzuruma gelince bu dava da 1' ökünden halledilecek. On beş günlük bileti koynuna koyan vatandaş mem - İleketin her tarafına ucuzca gidecek ve |menfada imiş hissi üzerinden kalkacak, lrııhu kurtulacak. Peki ama, —bunları kim yapacak?— Sen, ben, genç memur ve Garblı va « İtandaş... Şu halde kalkınan bu mem - leket parçasına rağbet etmek lâzım. Bu erce metrük vaziyetlerde insanım iki hüviyeti olu -/arada şahsi menfaatler de doyacak, ye- uralara gelmek bir cağına göre, bu - ralara iş için atılmak da kolay olacak. ni işler açılacak. Bı | — Doğuda biraz realist bir düşünce ile İhareket eden artık muazzeb olmuyor. |İnsanın kendi stanbulda dahi ya üksü buralarda —arama - yaşaması için idir, Elverir ki, işine we idealine sa- da mes'ud o - bayatını |tn bedbin olmadan |kâl İrılsu lan m vatanc görsün de takib etsin Bu kalkınma davasında muzaffer ol- |duktan sonra, Şarkda hizmet eden vas tandaşın duyacağı manevi hazzı, İstan- buldan dışarı çıkmak istemeyen vatan- daşlar tadamıyacaklardır. Doğu, is! balde göğüslerini iftiharla kabartmak isteyen vatandaşları hizmete — çağı Kalkınma hareketi büyük bir hıze — başlamıştır. Gecikenler sonra hüs « ranlarına yanmasınlar. Mustafa Fuad