Sön Posta'nın tefrikası : 91 SON POSTA el ” Yazan: Ziya Şakir Gülnil al kadının, tam belinin ortasında bir haç işareti olduğunu id'ia ederlerdi. Halbuki Kafkasyadan gelen kızlar onun bir çerkes kabilesine mensub olduğunu, E Sultan Mecidin en azgın günlerinde dindarane bir hayat geçirdiğini sö;lerlerdi —. Çerkesce öğrenmişler. Ondan san-| hem yaparmış. Bu baygınlık geldiği|tacı Hacı Mustafa efendi), Abdülha- ra saraya satmışlar, Hattâ bir gün ha - zaman o merhemi onun bileklerine, şa- midin çocukluk Zzamanında, onunla # mamda yıkanırken tam belinin orta -| kaklarına sürerlermiş. Bu suretle gc—ıpıs sık temasa gelmiştir. Hattâ, birçok — gında, dövmeden bir (haç) işareti gör- V dük, derlermiş. ç Halbuki, Gülnihal ile Kafkasya - dan gelen kızlar da: Onun anasının #Şapsıh), babasının (Ibıh) kabilesine mensup olduğunu söyliyerek« sütbesüt Çerkestir.» diye, iddia ederlermiş. Gülnihal kadının, tam belinin or- — tasında bir haç işareti olduğunu iddia — edenlere, inanmamak Jâzım gelir. Çün- kü; mutaassıp hıristiyanların, çocukla- İ rının vücudlarına dövme ile yaptırdık- ları haç işaretinin bel artasına değil, © kollara yaptırılması âdettir. Anlaşılı - — yor ki bu söz; kıskançlıktan mütevel - ( lid bir şayiadan ibarettir. O Fakat ne gatibdir ki; Abdülhamidin " damarlarında Ermeni kanı olduğuna da ir bazı saray kadınları tarafından çıka- — rılan bu rivayetler, Saray h ne de — aksetmiştir. Ve hattâ; Abdülhamidin ayvazlardan bir Ermeni- nin mâahsulü olduğu iddia edilmiştir. L “-Hünkârın saltanat devrinde Avrupuya ' « — firar edip de onun aleyhinde neşriyat - “ta bulunanlar bir aralık parmaklarına — bu meseleyi dolamışlar: «Sultan Hamid, bir Ermeninin sulbün — den dünyaya gelmiştir. Binaenaleyh, hi- — lâfet ve saltanatı meşru ve caiz değildir. Diye neşriyatta bulunmuşlardır. Bir çocuğun babasını, annesinden baş- ka hiç kimse bilmez. Ancak şu var ki; © çocuğun meşru veyahud gayrimeşru ol- — duğünu, anasının halinden istidlâl! etmek “ ge bir dereceye kadar mümkün olabilir. — Bunun için de, evvelâ Gülnihal kadı- ı tedkik etmek lâzım gelir. Vakıâ; Abdülmecid devri, saray kadın- — Tarinınen azgın, ve en taşkın zamanı imiş. Bakalını tamamile kadınların eline ver- — miş olan Sultan Mecid, harem dairesin- — de ciddi bir rabtü zapt tatbikından âciz- — miş Bir taraftan müdhiş bir israf ve se- fahat, diğer taraftan da birçok ahlâki re- zalet; âdeta halkın hiddet ve inflalini cel. * betmiş. Çarşılarda ve seyir yerlerinde a- — gık saçık gezen, dini ve milli hissiyatı Tencide eden saray kadınlarının derlenip — toparlanması için hem padişaha, hem de - 'Bıbılliye bir takım istidalar verilmiş, Eski saray kadınlarının rivayetlerine — Mazaran, böyle bir muhit içinde yaşıyan — Gülnihal kadın: bu açık meşrebli sa-| zaylılar arasına kat'iyen karışmazmış.. — bilâkis, son derecede sakin, münzevi, ve /— çok dindarane bir hayat yaşatmşı... Ken- , disi, güzel bir kadın olmadığı halde, bu — huyları dolayısile Sultan Mi nazarı — dikkatini celbetmiş.. onun üzerine, hazi- nedarlar arasma alınarak nihayet (ik- bal) lik ve (kadın efendi) lik makamla. Tına geçmiş... Merak sevkile bu mesele etrafında - görüştüğüm bütün eski saraylılar, ve " haerem ağaları; (Gülnihal kadın) a — tfedilmek istenilen iffetsizliği şid- — detle reddetmişler: — Bu sözlerin yalan olduğu şundan belli ki; o tarihte sarayda bir tek Er- meni ayvaz bile yoktu. Harem dairesi- —— nin (aşkapısı) na gelen tablakârlar, mahdud birkaç kişiden ibaretti. Bun- ların hemen hepsi de, (ak Arab) dı ve — hepsi de yaşlı başlı adamlardı... Abdül- hamid, fena bir hükümdar olabilir. O- nu tenkid etmek, fena idaresini ortaya dökmek: çok tabildir... Fakat; bir ada- mı kötülemek için, onun masum ana- sına kadar dil uzatmak.. işte bu, iyi bir — şey değildir. Diye cevab vet lerdir. Abdülhamidin yaradılışına atfedilen şeylerden biri de (sar'a), veyahud ona © benzer bir hastalıktır... Söyledikleri- — ne göre; doğumundan birkaç gün son- — Fa, ona , (havale) denilen çocukların ba- yılma illeti gelmiş.. bu da, hayatının î onuna kadar onü takib etmiş... Onu X “ irtan dokter Mavroyani, terkibi ak kendisince malüm olan bir mer- ftir. j jyaten bulundurulan â len havale veyahud sar'a nöbetlerini bu merhemle geçiştirirlermiş. Bunların hepsi yalandır... Ben, sara- yin çok eskilerine yetiştim. Bu mesele- yi de merak ederek hakikati öğren- mek istedim. Vardığım netice, şudur: | Vakı Abdülhamid, çocukluğunda çok zayıf Ve çelimsiz imiş. Fakat, ne böyle onu daima takib eden bir hasta- lhğı varmış; ve ne de, ha yıf olmasına rağmen, bilâkiş kuvveti ve sıhhati çak i; Ş... Sonra, Abdül- hamidi doğurtan, doktor Mavroyani değildir. Bu zat bana birçok kereler un Abdülhamid ile ilk teması yaş ana müsadif- umunda, onun daki odada ihti- oktor, (Kız Meh- | düğduğu odanın yan med bey) dir. rib bir rivayetten daha bah- yiM... Abdi babası Sultan Mecid hamamda imiş. Bu vilâdet müjdesi, padişah - hamam- dan çıkacağı zaman, iki kapı arasında verilmiş, Sultan Mecid, derhal yüzünü ekşitmiş: — Bana bu müjdeyi öyle sıkıntılı bir yerde verdiniz ki... Bu çocük hü- |kümdar olacak.. fakat bunun zamanın- da, millet büyük bir müzayaka içinde yaşıyacak, iş... Padişaha, bunu neden istid- sormuşlar: — Görüyorsunuz ya.. bu müjde b:ıı' na hem, iki kapı ârasında, daracık bir yerde verildi. Hem de, şu anda üzerim- de“para olmadığı için, bu müjdeyi ge- tirene bir şey veremedim. Diye, cevab vermiş. ? Yalan değil; yanlış... Bu vak'anın böylece cereyan ettiğini, sarayın bütün eskileri bilirler. Fakat bu det müj- desi, Abdülhamide değil; Reşad efen- diye aiddir. Sultan Mecid devrinde, sarayın bal- tacıbaşısı (Hacı Mustafa efendi) — is- minde bir zat vardı ki, (313) senesine kadar yaşamış, o tarihte vefat elmişti. Bu zat, ahlâkının salâbeti ve ağır baş- lığı ile hem Sultan Mecidin, hem de |Sultan Azizin gözdeleri arasına gir. îıniştL Bahusus (Tiryal hanım) tara- İfindan da son derecede sevildiği için Jadetâ harem dairesinin hususiyeti içi- jpe bile girmişti... İşte, bu zatın riva- yetine ve diğer saray eskilerinin de bu sözleri teyid ettiğine göre; yukarıdaki ak'a, Sultan Reşadın doğduğu zama- |na tesadüf etmiş.. © vaktin müneccim- İleri de padişahın bu istidlâlini - teyid Jeylemiş... Bu rivayetlere nazaran, o! , vaktin müneccimleri, kendilerine mah- |sus vesaite müracaat etmişler ve şu ahkâmı istihraç etmişler: — Evet.. bu şehzade, padişah olacak. Fakat balk, bunun zamanında çok bü- yük sıkıntı içinde yaşıyacak, Takriben on sene kadar hükümdarlık edetek.. ve, ayak baslığı topraklar, kâmilen —düş- man eline geçecek... Ben, fallara ve müneccimlere inana- | cak kadar saf bir adam değilim... Fa- kırk sene evvel, bir | İ | masından, daha hâlâ hayret içindeyim. JAbdülhamidin hal'ine kadar, sarayın |kuytu köşelerinde, fısıltı ile konuşulan bu sözler, Soltan Reşadın tahta çık- ması üzerine bir hakikat kesbetmiş.. on seneye yakın saltanat süren bu hü- kümdarın zamanında halk cidden — si- kıntılı ve muztarib bir zaman geçir- miş.. bu meş'um hükümdarın ayak bas- tığı yerler, kâmilen düşman eline geç- miştir. Biraz evvel ismini arzettiğim, (bal- | lMuu'. defalar, sarayın bahçesinde, onu kuca- ğında gezdirmiştir..."Gene bu zatın ri- vayeline nazaran, Abdülhamid çocuk- luğunda, çok sakin, kalabalıktan ve gü- rültüden hoşlanmaz, başka çocuklar gibi koşup sıçramaz; çocuk - oyunları oynamazmış. Onun bu hali, gençlik devrine kadar devam etmiş, tatmıya başladığı kendisine biraz neş'e gelmiş. zaman, oku- ar sevmezmiş,... Hat- an kıran Ömer e Namık Genç şehzade, ayni zamanda, Y1 da pek o hocaları (Geri di * Şerif efendi - Ethem Paşa - ; genç şehzade! el vermediğin derlermiş. Bunu, Abdülhamid de, itiraf ederdi. n ziyade, w& mumi arttıracak — şeyleri Bunun içindir ki, Abdülhamid, esaslı bir tahsil görmemişli. Fakat, yanında hangi bahs açılsa, ona iştirak edecek derecede vukuflu ve malümatlı görün- meyi bilirdi. Ve, az çok bildiği bahisleri, zekâsı sayesinde çok iyi idare ederdi. Abdülhamid ile kardeşleri arasında, küçük yaştanberi bir nifak ve açıklık olduğundan bahsederler. Bu da yalan... (Arkası var) Bir Doktorun Günlük Pazartesi Notların?an — C) Soğuk algınlığı ve Grip hastalığına Karşı çareler 1 — Havadaki ani değişiklikleri nazarı dikkate alarak öna göre giyinmeli, 2 — Vücudü odada, iş yerlerinde, vasıtaj nakliyelerde hava cöreyanına maruz bi- Takmamalı. 3 — Tozlu ve dumanlı yerlerde bulun- mamalı ve bu gibl havayı teneffüs et- memeli. 4 — Ağız ve burnu gık sık temizlemeğe çok itina etmeli, Hastalık geldikten sonra 1 — Hastayı havadar ve harareti sabit bir odada istirahat ettirmeli" 2 — İyi örtmek şartile odanın havasını günde birkaç defa teedid etmek. $ — Oıdasına dikkat edip iyi beslemeğe çalışmak. 4 — Mümkün mertebe sür'atle hastayı döktor tedavişine sşevketmek, (*) Bu notları kesip saklayınız, yahud bir albüme yapıştırıp koleksiyon yapınız, Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir dekter gibi imdadınıza yı ilir. Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbetci olan cezaneler şunlar- dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Barım), Alemdarda: (Sırri Asım), Beyazıdda! (Belklis), Samatyada: (Ridvan), Eminönünde: (Aminasya), E- yübde: (Arif Beşir), Fenerde: (Vital), Şehremininde: (Namm), Şehzadebaşın- da: (Hamdi), Karagümrükte: — (Suad), Küçükpazarda: (Necati Ahmed), Bakır- köyde: (Merkez), Beyoğtu cihetindekiler: 'Tünelbaşında: (Matkoviç), Yüksekkaldı- rımda; (Vingopulo). Galatada: (Mer « kez), Taksimde; (Kemal, Rebul), Şişli- de: (Pertev), Beşiktaşta: — (Süleyman Receb). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsşküdarda: (İskelebapı), Sarıyerde: (04- man), Kadıköyünde: (Saadet, Osman Hulüsü, Büyükadada: (Şinast Rizaj, Heybelide: ( D . K ükii 4 S di Sön el Eldeed n eee di Üi » BÜRMMĞEDLİ eeei el lli SÖİ artık gençlik zevklerini | | Beçen lı—ilmecemîâd 18 birincikânun tarihli bilmecemizde kazanaş'arın iâmilerini aşağıya yazı- |yoruz. İstanbulda bulunan talili oku- yuculaşımızm — pazartesi, perşembe inınle:i gleden sonra hediyelerini biz- Zat idarehanemizden almaları lâziım- dır. Taşra okuyucularımızın hediyele- ri posta ile adreslerine gönderilir. Şık bir kol düğmesi Kars Gazi okulu sınıf $ den 464 Şükran. Zarif bir çay fincanı Kumkapi ortamekteb 2/A dan 234 Meh- med Çagatay. BOYA KALEMİ Erzurum Muradpaşa mahallesi Dere cad- desi No. 10 da Talât kızı Neriman, Eskişehir Devlet Demiryolları kısım 131 şefi Şahmer- dan Aytogan oğlu Cevad, Erzurum Hacilar hanı No. 62 de mütekald kaymakam Maksud kızı Atıfe, Kilis gümrük taburu hesab me- muru C, Orkun, Davudpaşa - örtamektab 69 düsnü, Çapa kız öğretmen okulu 4/A dan 945 Melike Engin, Adapazarı ortamekteb İ2/€ den 103 Mes'ud, İstanbul 3 üncü mekteb İmahallesi Güzel San'atlar sokak 11 de Ziya. MUHRTIRA DEFTERİ Büleymaniye — Fetva yokuşu İzzet — 80- kak 15 de Züleyha, Beyamıd Camcıali No. 13 İstanbul erkek isesi S07 Ni- İstanbul 6 me: mekteb 188 Ay- a Hayrebolu berber Ahmed ya- ninda Maksud Süne, Beylerbeyi Çamlıca caddesi 58 de Sadiye, Küre Ukokul 3 den İr- KALIDI Kayşra, Sinob ma- İhsan Kayra ir mahdumu — İhsan nifaturacı Og Onur. MÜREKKEBLİ KALEM | (Sön Posta murkalı) | Antalya Dumlupinar mektebi 4 den Neri- man Dinç, İsmir Karaburun Merkez okulu ülhamid, doğduğu anda, Öğrenmiye hevesli olduğunu söylerdi. 'öğretmeni N. Türkün, Cumhuriyet kiz lisesi 688 Ferdane, Beyoğlu Cihangir Asmalıbahçe İsokak No. 3 de Handan, Ortaköy Güzi Os- manpaşu orta okul Kenan Fişkiner. ALOMİNYOM BARDAK (Son Pösta markalı) Vefa lisesi 925 Ercümend — Celâl, Çapa 31 inci mekteb Şehab, Sultanahmed. Nakli- bend sokak 1 de Güngör, Kadirgü 3 üncü mekteb Kemal Dikolcay, İstanbul erkek lise- |s2 3/A dan 120 Orhan. DİŞ MACUNU Birinei ilkmekteb 3/A dan 88 Nezih Brkal, 44 üncü ilkmekteb 21 Leylâ, Diyarbakır Fa- hpağ hallesi Biyıklı Mehmedpaşa s0- kak 44 Mevlüd, Nizlb nüfus memuru oğlu İsmet Akdoğan. DİŞ FIRÇASI (Son Posta markalı) Ankara Cebeci sokak 27 de Cemli oğlu Ad- nan, Küre husust muhasebe odacısı İbrahim Demirei, Cumhuriyet kız orla ilsesi 248 Nü- riye, İstanbul Gelenbevi örtamekteb 3/A dan 382 Kadri Turna oğlu. CEB AYNASI (Son Posta hatıralı) Fatih ortamekteb 182 Naci Yalçıner, Ni- | İstanbul erkek lisesi 3/D den 97 Hicri, Ge - lenbeyi örtamekteb 1/B den 1M Sakıb Kivil- eim, İstanbul tcaret lisesi TIT Refik, KOKULU SABUN (Son Posta markalı) İstanbul 2 inci mekteb 4/B den Refet Kut- lucan, Sirkeci Htasyon arka sokâk No, 97 Kemal, Şehremini Pazar tekkesi sokak 46 da Sabiha Yurdakul, Bahkesir lisesl 4D den Mustafa Aykaç, Ayvalık Edremid — caddesi tatlıcı ve şekerel Ali Bıçakçı oğlu Retal, Ki- lis varidat memuru oğlu Emin Yazgan. YUVARLAK DÜNYA KALEMTRAŞ (Son Posta hatıralı) İstanbul Ticaret Hsesi 1183 Nuri, Beyoğlu (6 (et mekteb 3/C den 442 Nihad, Yeşilköy Iınunmen 42 Sabahat Brzi, Büyük Ayasofya Söğükçeşme yokuşu 7 de Sevim Akdemir, KİTAB | İzmir Arabfırın caddesi 90 da Oünal Ge- İçer, Bıvas Emniyet Müdürlüğü polis Edib oğ- lu Nazif Kırıcı, Kozlu Kasab tarla maden o- cağı memurlarından Naci Erdoğan, Bayra- miç MÜD Zafer okulu 34 Ayçın, Balıkesir Millikuvretler caddesi Başsaran sokak 8 de Meserret, 'Turhal ilk okulu öğretmeni Sabiha kardeşi Macide, İstanbul Haseki haatanesi eezacı Hayri kim Münevver, Konya tüccar- dan Mehmed Bandıkçı elile Doğan — Özbil, Mardin gümrük taburu Satın alma komisyo- nu relsi kızı Fahriye, Diyarbakır asliye ceza hâkimi Sadık Şimşek oğlu Haydar Şimşek. KART Mahmudpaşa Selvilimescid sokak 4 de Ke- mal, Cağalağlu Mollafenari sokak $ de Me - lâhat, 44 ünaü mekteb 205 Kıymet, Cağalağlu orta okul C/1 den 22 Nazım, 11 inci mek - veb 539 Mehmed, Cağaloğlu orta mekteb 178 Nureddin, İstanbul Erkek Lisasi 1163 Musaf- fer, 1 inci mekteb 49 Azmi Kâmll, Bursa orta mekteb 620 Cemill, Süleymaniye 8 incl mek- teb 503 Harika Tesiş, Ankara Boakurt ma - hallesi Orta sokak 12 de Dündar, Konya ge- dikli Erbaş orta okul 79 M. B. Kılıç, Konya askeri orta mekteb beden ve terbiye öğretme- ni Nazmi, Çorlu Cumhuriyet mektebi 431 Naci 618 P. Altındil, Sultanahmed Zeynebsultan | İkincikânun 3 e kazananlar ye, Kartal Maltepesi 2 İnci mekleb zas Ne6 lâ, Cağaloğlu Şeref sokak 4 de N, Özean, İS tanbul P. T. T. memurlarından Osman Bt sim oğlu Erol, Bultanahmed Üçler No: © İVedad, İstanbul Erkek Lizesi A/3 den 62 |med, İstanbul Ticaret Liesi 1148 Zektye, tanbul Mollafenari caddesi 56 da Babri, A © dana $ Kânunusan! mektebi 406 Nahide, Cü7 ziantep Lisesi B/4 den 360 Halis, İzmit Yuk! rıkozluk İstanbul caddesi 29 da Hasan, AMS kara inşaat usta mektebi 331 Hayri Gerçel Ankâra Ulus lik mekteb! 506 Adile, Ankı Hamamönü Öksüzce caddesi 12 de 8. Kar © san, Karagümrük 27 inci mekteb 48 Bmlik Konya Gedikli orta mekteb 41 B. Altınel, AN“ kara İltekin mektebi 3 den Abdülkadir Ankara gümrük işleri Müdür muavini Kati Özer Gerçin, Ankara Cebeci Yazgan sokülk 27 de Turgüd, Uşak yeni ilk okul 226 Refiyi Konya Gedikli orta mekteb 72 8. Engin, Ada“ pazarı orta mokteb 267 Fahri, seri İskân Müdürü Nasuhi kızı İlhan, Adı Zar orta mekteb 600 Ayten, Ankara Do mektebi A/3 den 55 Ke, Özbüyraç, Ankâl Oazi Çiftlik omuncu yıl yatı mektebi 185 Meli med Aksoy. a Haa ran eeenana a eeı serereenereneaaann a0 n Bugünkü program 3 Kânunusani 938 Pnzartesi İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12230: Plâkla Türk musikisi, 12.50: Havâ* dis, 13.05: Plâkla Türk musikisi. 13.90: İtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: E | 18,30: Çocuklara sal: Bayan Nine tarl” fından. 19; Bayan İnci: Şan piyano ve ke* man refakatile, 1930: Konferans: — Doktöf Salim Ahmed (Elektrik çarpmasından Kküs ranma mabadi. 19,56: Borsa haberleri. 90 Rifat ve arkddaşları tarafından Türk muâl kisi ve halk şarkıları, 2080: Haya rapor'ü 2033: Ömer Rıza tarafından arabea söylefi |2045: Belma ve arkadaşları tarafından Türk mustkisi ve halk şarkıları, (Saat üyarı). 21,157 Radyo fonik temsil (Deniz faclaları), stüd öorkestrası refakatile. 22,15; Ajans haber leri. 22,30: Plâkla soldlar, opera ve parçaları. 22.50; Son haberler ve ertesi gü nün programı, ANKARA 3 İkincikânun 1938 Parartesi Öğle neşriyatı: “ 12.30: Muhtelif plâk neşriyatı. 12.40: Plâkt 'Türk Müsikisi ve halk şarkıları. 13.15: Dahi” N ve harici baberler, j 18.30: Muhtelif plâk neşriyatı. 1885: İn Bilizce ders: Azime İpek, 19: Türk musiki ve halk şarkıları: (Makbule Çakar ve arkâ” daşları), 19.30: Saat Âyarı ve arabca neşri * yât, 1945: Türk müsikisi ve halk şarkıları; (Hikmet Rıza Sesgör ve arkadaşları), 20157 Spor konuşması: Nisameddin Kırşan, 2030 Plâkla dans musikisi, 21: Ajans habeclerie 21.15: Stüdyo salon orkestrası, 1 - Tsehakowsky La Molssoa 2 - Ozibukla Serenade A Tol 3 - Rili Fanlaisle Neron 4 « Rosey Espanita $ - Oscheit İntermeszo Liana 21.58: Yarınki program ve İstiklâl marfk | şantaşı Rumeli caddasi No. 4 de Gencay Cun, | Romıı—ııya ve Küçük İtilâf ve Balkan Birliğ (Baştarafı 3 üncü sayfada) gün gibi aşikârdır. Bunun neticesi ve b politikayı takib edenlerin şahsi sempati” leri eğer Romanyayı, bu gibi ahvalde rülegeldiği veçhile hemen hemen hi dilmeden Almanyaya yaklaştırır! buna hayret etmemek lâzımdır. Bu tal dirde, ehemmiyetle ortaya çıkacak nol> ta, bizim için Balkanlar muvazenesidi! Malüm olduğu üzere Romanya Küçük İtk lâfın mühim bir rüknü olduğu kadar Bak kan Birliğinin de kıymetli bir unsuru” dur. Sırf sulhu temin bakımından kurul- muş olan bu birliğin mevcudiyeti — içiti herhangi bir endişe mevzuu bahşolmâ” makla beraber vaziyetlerin bir an evvtİ tavazzuhu, her an ve zaman faydal oluf: Selim Ragıp Emeç BÖTÜN ÜLKEYİ D HERGÜN |