26 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

26 Aralık 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T 6 Sayfa enim tanıdığım Bir adam - var. Deniz işlerinde kullanılsa fena elmaz. Fikrinden istifade edilir.. Ada —l mım nerede mi? Burada yanımda duru- Bu doğruldu, işportanın ötesini berisi- ni bir kere daha yokladı: — Bu senin bana satmak istediğin iş - porta çürük, ben işportayı, işporta al - İmış olmak için değil, içine portakal koy- yor. Neye yüzünüzü bu.-uıturu_vvrsu'mr..[mılll için alıyorum. Bu işportaya porta- beğenmediniz mi? Haksızsınız.. Evet, ger- Çi giyiniş itibarile biraz garib, fakat mes- | leği icabı bu tarzda giyiniyor. Çünkü ken- | disi bugüne kadar seyyar satıcılık yapar- | dı. Seyyar satıcıdan deniz işlerinde ne su- retle mi istifade edilir? Söyliyeyim: Bu adami ben kendi gibi bir seyyar sat: Öteki buna kullanılmış bir işporta sat- mak istiyordu. Bu evirdi, çevirdi, — elile dokundu. — Aah, dedi, almam. Öteki, bunun işportayı pahalı buldu - ğunu zannetmişti. Fiatı kırdı, yarı fiata iadi. Fakat bu gene almadı. Öteki sinirlendi: — Senin işparta almıya meramın yok- muş, dedi, baksana yarı fiata indim, ge- ne almıyorsun.. L Bunları biliy İhtiyarlar şehri Dünyanın yaşlı insanlarının sakin oldukları şe- hir, görünüşe na - zatvan, İtalyan Alp larında Sellino ka- sabası olmak lâ zım geliyor. Çün- kü bu kasabada beş tane yüz ya - Şım geçmiş kimse, otuz üç tane de dok - sanlık adam vardır. Köy halkı fakirdir. Yiyecek, içecek hususunda da son derece kanaatkârdırlar. İçki nedir bilmezler, et yemesini sevmezler, Çok çalışmak mec - buriyetinde oldukları için uykuları da az- dır. Hele tütünü ağızlarına koymazlar. en ğ Amerikadaki yangınlar 1936 yılı içinde Amorikan - sigor - ta kumpanyaları- nn yangın yüzün- den müşterilerine tediye ettikleri pa- ra (56,000,000) İn- giliz lirasına ba - Bğ olmuştur. 1933 yılında ise, bu ra- kam — (66,000,000) sterlini bulmuştu. Gazi köprüsü inşaatı Gazi köprüsü inşaatı devam etmek - tedir. Almanyadan getirilip montajla- rı yapılan dubalar yerlerine yerleştiril- mektedir. Yeniden dört duba daha Al- manyadan yola çıkarılmıştır. Ordu Malüller Birliği İstanbul şubesi açıldı Ordu Malüller Birliği İstanbul şubesin - den: Ordu Malüller Birliği İslanbul şubesi - nin açıldığını, yasa ve hüviyet varakaları da gelmiş olduğundan kayıdlarını — yaptırmak 1 ile konuşurken gbrdüm.l kal koyup sokağa çıkmam.. Yol ortasın - da patlar, portakallar yere dökülür, yere dökülen portakallara yazık değil mi? Dedi, gördünüz ya, ne arnlayışlı, ne de- İrin fikirli bir insan.. Çürük işportay: takal doldurulup yola çıkılınca işportarın leceğini letti. Ne mühim bir keşif değil mi? Böyle bir adam sizin çok işinize yarı - yaçaktır.. Hani çürük işportaya portakal | doldurulup yola çıkılmıyacağını bilebil - |diği gibi, çürük gemilere de insan dol - durulup denize açılmak imkânı olmadı ssettiğim için onu * dım ve size getirdim. İ İsmet Hulüsi or mu İdiniz? — | Lâvanta eski Mısırlılar zamanında mevcuddu VA ) _XXıîıı//, olduğunu anın en e- ki ziynet eşyasıl dan biri olan vantaların — ta pek eskidir. Çün Mısırdaki Fir'a mezarları olan pi- ramidlerde dahi i- çi lâvanta dolu va- zolara tesadüf e- dilmiştir. Fakat bu vazolarda çince şiirler - görülmektedir. Bundan da, bu lâvantaların Mısırda ya- Wf |Pilmadıkları anlaşılmaktadır. Eski koku- | X . |ların bir diğer yapıldığı memleket te es- | Ki ki Arabistandır. * İlk otel Biliyor musu « nuz ki Ametika - da İlk tesis edilen otel Boston şeh - rinde ve (1829) da | yaplimıştır. On - dan evvel, bu na - | mı taşıyan yerler- de, yolcular, umu- mi bir salonda ve hep bir arada ge- ceyi geçirmek mecburiyetinde idiler. ŞA N Balık karaya vurdu Denizin şiddetinden yerlerinde ba- rınamıyan ve yem bulamıyan palamud ve istavrid balıkları kıyılara ve Halice vurmuştur. Dün limanda ve olta ile pek çok balık tutulmuştur. Diri diri pa lamutlar on kuruşa satılmıştır. isteyenlerin iki fotograf, berat cüzdanı ve İyaporlarile ber gün saat üçe kadar Vezneci- İlerdeki şubemize müracaatlarımı malül kar - Heşlerimize bildiririz. CO ç YAK GÖNÜLİSLERİ Okuyucularıma Cevablarım.. İzmitten bir mektüb aldım. Yazan kadın mı, erkek mi anlaşılmıyor, altın- dâ Ü. A. inisiyali var, Diyor ki: «Bir müddettenberi İzmit kâğıd fabrikasında İ. K. ve za're inisiyalleri ile mektublar ahyorum. İçinde sevildi- i#im söyleniyor. Tahmin ediyorum ki bana bu mektubları gönderen İstanbul. lu bir komşumdur. O halde geçenlerde karşılaştığımız zaman — açkını şifahen söylemeyip de bu garib usule müraca- at etmekte olmasının sebebi nedir?> * Suali üzerinde düşünmekle halledi. lecek mahiyette bulmuyorum. Fakat bir defa da ben sorayım 1 — Mektubların İzmit kâğıd fabri- kasında çalışan birisi tarafından yol- landığını, 2? — İstanbulda size komşuluk eden birisi tarafından yazıldığını nereden biliyorsunuz? Bir arkadaşınız size lâtife etmiş ola- cak, derim. * Adres isteyen okuyucuma: 'T tarihli Son Postaya geçen mektu- bunuzla istediğiniz adres geldi. Mese leye bir netice vermek size ald bir iş- dir. * Ankarada Bayan (G. G.) ye: Hakkınız var, uzun saçlı vaktile ize güzel görünüyordu, kadı- lik verirdi. Şimdi gayri tabii, biraz da çirkin gelmektedir. Anlaşılan zevkimiz değişmiş olacak. Çaresiz, u- mumi cereyana tâbi olacaksınız, Fakat kendinize yakıştırmak şartile. TEYZE na gü * * * Pariste öyle tiyatrolar var ki aktörlerle beraber seyirciler dex Yaşa- sın grev, yaşasın sosyalizm!» diye bağırıyorlar, gene öyle tiyatrolar mevcud ki sahnelerinde bugünkü Fransız idaresini tenkid ve tehzil eden revülerden başka bir şey oynanmıyor patlıyacağını ve portakalların yere dökü- | Bluz - jile. Bedeni ekose, xolları ayni kumaşın düzünden, Saten bluz Önünde bir jabo, bu jabonun ortasın- daki bandda altı düğme var. Yakanın, ja- bileziklerin kenarındaki - siyah çizgiler kadifeden yapılmıştır. Düğme - ler de kadife ile bir renktedir. Her h;!nı îü;eliâ;r—:— Büyük, pamuklu örtüleri nasıl temizlemeli Bunları çamaşıra vermek hiç doğru de- ğildir. Hem yıpranırlar, hem de pek iyi temizlenmiyebilirler. En iyisi ayrıra ve şöyle temizlemektir: Lekeli ise önce bu lekeleri cinslerine Bgöre ayrı ayrı çıkartmıya — çalışmalıdır. Sonra büyük bir leğende sabunlu ılık su hazırlamalı, örtüyü bu suda bir çeyrek saat bırakmalıdır. Bu müddet geçince her tarafını birer kere hafif hafif Uuğuş- turmalı, bir yeri iki defa oğmamaya çok dikkat etmelidir. Bundan sonra ılık, şaplı suya basıma- lhdır. (100 litre suya 100 gram şap kâfi- dir.) Bu suda beş on dakikü islattiktan sonra bildiğiniz soğuk suda bol bol çal- kalamalıdır. Nasıl kurutmalı — Böyle eşyayı her hangi bir çamaşır gibi kurütmak ta doğ- ru değildir. Gölgelik fakat tüzgürh bir yerde ufki olarak asmalıdır. Meselâ Iki ört mandalla asmak, Vakit vakit tüne çevirmeyi de unulmamalı- x Gümüş kanlar nasıl temizlenir ? Âdi suya biraz yakacak ispitto katmız. Gümüş kabı bu suya batırınız. Çok yu- musak bir fırça ile oğunuz. Bilhassa oy- ma yerlerini. Paririn küçük tiyatrol —l — Fransanın bugün geçirdiği ruhi, iç- timaf hâleti anlıyabılmek için görü - arından birinde sühne zakça düşüyor; hele genç kadın rolle « rine hiç de yaraşmıyor, Gabi Morlay da Dövile geldi. Mila lecek yerlerin en başında Theatre dul Ma Möre'i oynadı. Kazinonun tiyat © Peuple geliyor: Eski Sarah-Bernardt tiyatrosu Burada bütün bir mevsim, her gece La Möre adh bir piyes oynuyorlar. Vic- tor Margueritte, Maxime Gorki'nin bir romanından adapte etmiş: Bir proloğ, sekiz tablo... Oğlu sosyalist olan bir ka-| din, İlkönce böyl ülere karış - mayı istemezken sonra yavaş yavaş bu| fikirleri nasıl benimseyor, işçinin uğ - radığı zulme, çektiği sefalete karşı nasıl isyan ediyor, işte bunu tasvir eden bir eser, Bir yandan bu piyesi seyretmek, bir yandan da arada bir seyircilere göz | gezdirmek bugünkü Fra: in az çok 'ğe elverir, Perde açılır-| ken, kapanırken, sosyalist işçiler isyan | ederken tiyatronun içi alkışlardan sar- sılıyor; şeyirciler artistlerle berabet hep bir ağızdan sosyalist şarkıları söy-| lüyor, ikide birde : — Yaşasın grev!. — Yaşaşın sosyalizm!.. Diye bağırışıb duruyorlar... Sonra gene Parisde, bir başka sahne üzerinde, bu cereyana baştan başa ters gelen, aykırı düşen bir hava esiyor: Blumsun siyasetini, Fransa maliyeci- | liğini, Yahudi cereyanlarını, kısacası, bugünkü Fransa idaresini — çekiştiren, | ona çatan, onunla eğlenen, kinayelerle, alaylarla, dolü revüler oynanıyor!. İşte, birbirine düşman öyle fikirler| ki, yanyana yaşanılıyor; Paris ahalist, soğukkanlılıkla . yrediy is) birine gidib orada eğleniyor, gü- lüyor, alay ediyor; kimisi de ötekinde heyecanla taşıyor, bağrışiyor, alkışlı « yor... Bir üçüncüsü de bunların “ikisine birden dudağını büküb geçiyor: İşte Fransa... * Yazın tiyatroların bazısı turneye çı- kar, bazısı da büsbütün kapalıdır. Ko- medi Fransezin hissedarlarından Alek- sandr ile Robin Trovile geldiler. Fakat sinema olsun, tiyatro olsun öyle hamlelerle yürüyor ki Robin, artık bu- İgünkü san'at heyecanlarından biraz u- Irosundaki fiatlar, oraya gelen artistler re, oynanan piyeslere göre değişiyon, artıyor, eksiliyor. Bu piyes oynanacaği akşam, tiyatrodaki bütün yerler, hel zamankinden daha pahalı satıldı; bil iki gün evvel b bilet almak i ler yer bulamadılar; belli başlı localar, en iyi uklar, bir hafta önce satılmış: bitmişti. Oyun gecesi de kadınlar de * koölte, en şık, en a tuvaletlerle ti « yatroya geldiler; erkekler de hep gect esvabı giymişlerdi. Üvoy annesini se « ven, onun edesti izdivacını kendi babâs sından taleb eden> gencin maceTâSsi, bilmem ama, benim pek höşuma git * medi; fakat çoğu Parisli olan seyirciler, bayıldılar... * Bir zamanlar İstanbula da sık sık ge“ len Baret turnesi, gene Dovilde Henry Bernstein'in «Kalba ismindeki beş per- delik piyesini oynadı. Baş rolde de; Komedi Fransez hissedarlarından Ro»- ger Mouteaux... El programlarının başında piyesifi müellifi: «Fransız tiyatrosunun mevki ini çok parlak buluyorum!..» diye mü « talealar yürütmüş, «Fransadaki sahnt hayatının 25 sene evvelkinden dahâa parlak olduğunu, bugün de yer yüzün- de eşi olmadığını, en başta geldiğini tas» dik, bunun için de yemin ederim!,» dir ye bütün bir sayfa doldurmuş!. Fransız Uyatrosunun tezkiyesi için Bernstein efendinin yemine çekilen bir şahid mevkiine getirilmesi, onun da iddiasını ispat için yeminden başka Çör re bulamaması Fransız sahne hayatıne dan daha parlak olsa gerektir!. Oynanan piyesi de; hiç beğenmediğimi şuraya sıkışlırmaktan kendimi alamıyacağını Hemen her zaman gülünçlü eserlef oynıyan Palais Royal'da «Madame est avec moi'» diye bir vodvil vardı; bütün bir mevsim hep onu oynadılar. Gene © günlerde operada da bütün ihtişamı, tün güzelliği ile «Faustsu oynuyor “ lardı. j Kemal Ragıp Enson v ĞN S n mna n ürebeleismai ni ei ae ü l y a ğr ae aN ÖARĞ ÜN ça aa A a ARERDİ I İki ahbab çavuşlar: Avdan sonra I

Bu sayıdan diğer sayfalar: