ı & ÖOh olsu;ı, Avrupa! Yazan: Muhlttin Birgen in işleri bahis mevzuu olduk- ça Avrupalılar, uzun tecrübe- "lerin verdiği bir kanaatle şöyle söylerler: «Çinde, limanlara hâkim olün, bütün Çi- ne hâkimdir!» Bunun içindir ki Avrupa- hlar, Çinin yalnız sahillerine yerleşmeğe ehemmiyet vermişler, kimi bir limamı, kimi bir diğerini elde etmişler ve oradan Çinin şu veya bu sahasına hâkim olmuş- lardır. Şanghay gibi, bir elde tutulması. na ötekilerin razı olmadıkları ve olamı- yacakları mühim noktalarda da enter- nasyonal sahalar ayırmışlardır. Avrupa- hlar buralara yerleşirler ve geniş nüfus. lu, büyük servetli. Çinin her biri bir par- çasını, gâh maliye ile, gâh ticaretle, gâh nakil vasıtalarile ve gâh madenleri ile diledikleri gibi istismar ederler. Bugün Japonyaniın istilâsı karşısında — ezavallı Çin> diye acıdıkları bu memleket, Avru— pâ emperyalizminin elinde kolay kalıv tükenmiiyen yağlı bir kuyruk olduğu müddetçe, kimse bunun — zavallılığını» düşünmezdi! Avrupa emperyalistleri bu büyük kıt'anın her tatafını keşfetmiş ol- | dukları halde ezavallı» olduğunun keşfi- ni en sonraya bırakmış olacaklardır. ki onu da şimdi anlıyorlar. Japonyaya gelince, 6 da şu dakikada, Avrupalılardan öğrendiği şeyleri tatbik etmekten başka bir şey yapmıyor; «Çinin Nimanlarına kim hâkim blursa, bütün Çine hâkim olacaktır» diyerek şimali Çi- Resimli Makale: Bir ferd veya bir millet her zaman beklemediği bir felâ- keti in hr-ısmus kalabilir. İbnissuud İngiltereye |* 4 deve hediye et!i nin her tarafını tuttuktan ve Şanghayla asıl Çinin arasına bir perde çektikten sonra şimdi de cenubi Çinin sahillerinde dolaşmıya başladı. Bugün bir ada, yarın bir diğeri, evvelâ, Çin sahillerinde kara- ya gayet yakın olarak şimalden cenuba doğru uzanan adaları Formoz adasındaki deniz üssüne dayanarak, birer birer İşgal etti. Şimdi de Hong-Kong müstemlekesi- nin etrafında bulunup İngilizlere aid ol- | miyan adaları işgal ve ayni zamanda Kanton körfezine sokularak karaya as- kerler ihraç ediyor. * Bu suretle Japonyanın Çini istilâ siya- setinde ikineci bir devre başlamış oluyor. Şimalde Nankin'i zapteden Japon ordusu cenuba doğru yayılırken ayni zamanda Japon bahriyesi birer birer Çin zahille- rini kuşatan adalara yerleşiyorlar ve asıl | Londra hayvanat bahçesi gün geçtik- ce zenginleşmektedir. Son günlerde Hi- caz kralı İbnissuud, cins develerinden 4 tanesini İngiltereye hediye etmiştir. Bu develer, hayvanat bahçesinin en gö- rünen yerinde teşhir edilmekte ve et-| Şanghaydan sonra Çinin en mühim li- ,n!lnnnı epeyce seyirci toplamaktadır- SON POSTA ders ı]ıp almaması FERGÜN BİR FIKHA Koyuna dua et Köylünün birini komşusu dava edi- yormuş. Köylü, avukatına sormuş: — Hüâkime bir koyun göndersem na- sıl olur? Avukat: — Sakın ha, demiş, bunu yapa - gım; ueme davayı kaybedersin, hâ - || kim böyle şeylere çak kızar. Köylü davayı kazanmış, mahkeme- den çıkarlarken avukat: — Gördün ya, demiş, davayı — biz | kazandık. Köylü gülmüş: — Sen gönderdiğim koyuna dua et! — Koyun mu gönderdin, ben sana hâkim buna kızar demedim mi? | İyi ya, ben de koyunu beni dava eden komşumun tarafından gönder- dim. l4 —r Düngyanın en garib Sineması nerede ? Dünyanın en küçük sineması Birleşik Amerika hükümetlerinin Ohceyto eyale- tinin 300,000 nüfuslu Elba şehrindedir, Si- DE Felâketin tesirini verdiği ders azattır.. $8 Ferdin veya milletin olgunluk derecesi uğradığı felâketten ile ölçülür. | Küçük bir kız zarif Bir şapka icad etti l 1 Annesinin, o uzun kenarlı acib, ga- rib şapkalarımı göre göre hevese düşen şu küçücük kız, tencereye girerek, ba- şına kapağını geçirerek «modern». bir iku. oduğunu isbat ediyor. 1938 senesi hakkında yapılan tefaüller Hutafata inananlar yeni senenin uğur- manı olan Kanton'u ele geçirmeğe kırnrı vermiş bulunuyorlar. İşin en mühimmi | de şudur ki, bu kadarla da Iuln-uyunk: Tonkin körfezine hâkim olan Hainan a- dasına yerleşmek istediklerini gösterir bir takım bahri hareketlere teşebbüs et- miş bulunmaktadırlar. Şu halde, Uzakşarkta, bütün büyük devletlerin mühim alâkalarına rağmen, Japonya, Çini baştanbaşa istilâya karar vermiş demektir. Çinin bu tarzda istilâsı karşısında Av- Tupa ne yapacak? Görünen köy klavuz| istemez: Avrupanın yapacağı hiçbir şey yoktur. Sade Avrupanın değil, Amerika- nin da yapacağı bir şey olduğunu farzet- tirecek alâmetler görmüyoruz. Çünkü Av- | rTupa parçalanmış bir haldedir ve onu | toplamak için İngiltere ile Fransanın ga- yet müstacel olarak verdikleri kararlar- la sarfettikleri gayretlere rağmen, bu işi az zamanda başarmak için elde hiçbir kuvvet yoktur. Avrupa toplanamaz ve bunun için de Japonya, hem Avrupaya, hem de Amerikaya rağmen, Çinin dört tarafını çeviriyor ve orada yerleşmeğe karar veriyor. Bundan otuz beş sene ev- vel Avrupalıların «sarı belâ» diye ad tak. mış oldukları tehlike, işte bu tehlike idi korkulan da başa gelmiş oldu. Avrupayı bu düşkünlüğe uğratan, bu gerecede kuvvetsiz ve hareketsiz bırakan âey, Avrupanın hakka ve adalete kıymet | * Swormeyişidir. 918 dan sonra, dünya yeni- 'den tanzim edilirlen eğer dünya işlerin- de ve enternasyonal münasebetleşde hak » adalet prensiplerinin de hâkim olabil- mesini temin edecek bir nizam konulmuş olsaydı Avrupa bu feci sukutu görmezdi İtalya Habeşistanı yarım senede yuttu, Avrupa burnunun dibindeki bu hâdise karşısında âciz kaldı. Şimdi de Japonya yarım Avrupa kıt'ası kadar bir memle. keti istilâ altına alıyor da yalnız seyahatler yapıp nutuklar söylü- yorlar! Oh olsun. Avrupa! Muhittin Birgen alâkadarlar | |lar. Japonyada postacılıkta kullanılan güvercinler Japonyada posta işlerinde kullam - lan güvercinlerin mikdarı 80,000 ni aş- mıştır. Bunlardan 20,000 ni ordu hiz - metindedir. Geriye kalan 60,000 güver- cin doktorlar, balıkçılar vesair san'at sahibleri tarafından kullanılmaktadır. Tokyonun büyük gazetesi «Asahi Si - bum» idarehanesinde 350 güvercin ça - lışmakudır Gazete muhabirleri gü İvercinleri beraberlerine alıp gider - ler ve bunlar vasıtasile gazeteye haber- lerini ve filmlerini gönderirler. Balıkçılar da posta güvercinlerini beraberlerine alıp denizlere 150 kilo - metre kadar açıldıktan sonra hal ve va- ziyetlerini ailelerine bunların vasıtasi- le bildirirler. Amerikada her 20 saniyede . bir suç işleniyor Son günlerde Amerikada neşredilen bir istatistiğe göre Birleşik Amerika hükü - metleri «dahilinde dört milyon müerim |* bulunuyormuş. 1986 senesinde vasati 0- larak her virmi saniyede bir cerh vuku bulmuştur. Ayni sene-zerfında Amerikan mahkemelerinde 13000 c'navet, hırsızlık, 278,823 kasa - kir IS LER nema salonunda yalnız otuz mevki bu -| )4 olacağını tahmin ediyorlar. Çünkü 1938 Tunuyor. Ve ne sinema, ne kapısında, NC | çenesinde âyın on üçüne tesadüf eden .| seyrettikten sonra çıl 34,000 | r'—————————ıl. B L İNAN, İNANMVA! de başka bir yerde en ufak bir reklâm yapmamaktadır. Sonra seyirciler sinemaya girerken de- Bil, filmi seyredip de memnun kaldıkları takdirde çıkarken para vermektedirler. Seyircilerden bir çoklarının gördükleri filmden Mmemnun kaldıklarını anlatmak için bilet bedelinin mekte oldukları gö ştür. Sinemayı lini vermiyene şimdiye kadar tetadüf e - dilmemiştir. Çekoslovakyada |bir dilencinin bırakdığı servet Çekoslovakyanın Tupato — şehrinde elli senedenberi belediyenin verdiği mi rare gibi bir meskende ikamet eden bir ıılenu kadın geçenlerde ölmüştür. Bu h(ıvar, dünyanın en fukara kadını ol makla tanınmıştı. Ölümünden sonra mşusü dilencinin büyük serveti ol - duğunu ihbar etmesi üzerine zabıta ta- rafından ikametgâhında taharriyat ya- pılmıştır. Filhakika bu minare gibi ika- metgâhta dilencinin eski püskü yatağı altında bir çinko kutu içerisinde on be; kilo ağırlığı ISTER iki mislini bile vor- | rken bilet bede - | yalnız bir cuma (13 mayıs) bulunuyor - Senenin ilk günü cumartesi, noel d. pazara 1809 senesi) geliyormuş. Bu münasebetle bir Fransız gazetesi umumi- e takvim üzerinde şu sşağıdaki şey- leri kaydetmektedir; .Hiç bir âsır çarşamba, cuma ve pa -« îz:ıdun başlamıyormuş. Takvimler her 28 senede birbirinin âyni bulunuyor. Me - 1965 senesi tıpkı tıpkısına 1937 se- ni n ayni bulunmaktadır. Birinci teş- rin ayı her vakit ikinci kânunun başla - dıiğı gün başlamaktadır. Nisan ayı temmuzun başladığı gün, bi- rinci kânun eylül ile ayni günde, şubat, mart ve ikinci teşrin aylerı, haftanın ayni gününde başlamaktadırlar. Senenin ilk ve son günleri dalma ayni günlerdir. Sa- dece senei kehisede bugünler değişmek- tedir.e kuronluk (bizim para ile aşağı yukarı en beş bin lira) iki banka çeki bulun - muştur. Belediye fukara diye elli sene- denberi meccanen ikametine tahsis et- tiği minarenin kira bedelini bu para - dan tahsil ettikten sonra bakiyesini di - snın varislerine terketmiştir. selü Dün matbaamıza isminin şofür İzmirli Abdullah oğlu Ke- | saç çıktı. Gene gersonu çağırdım, gösterdim, mal olduğunu söyliyen bir okuyucumuz anlattı: «— Sirkecide bir lokantaya gittim. Karnımı doyurdum. Bu arada bir de makarna getirttim. Makarnayı yerken içinden baş parmağım büyüklüğünde bir böcek çıktı. Garsonu çuğır- | dım, gösterdim, — Ocak höceği efendim dedi, pis bir şey değil ve parmak- larile böceği ahp gitti. Bu sırada tabakt: İSTER geldi ve bize şunları — Ya bu ne saçı — Amma da aksi be adam... Ve bu sefer tabağı kaldırdı. Fakat garsonun bu muamelesi garibime gitti. — Bü nasıl !ş!.. diyecektim. — Eh... Çok söy ve benden an bir de uzunca bir ENAN / LSTER- İ ? diye sordum. lik ha, dedi, hep bunlar sana mı çıkıyor lüyorsun, gör hesabını, çek arabanı dedi yemeyip lade ettiğim böcekli, kıllı makarmanın parasını da alıp keyline baktı.» SANMA! Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı Kızılay günü (Baştarafı 1 inci sayfada) |a Taksime gidilerek âbideye çelenk kos | nulacaktır. Kızrılayın İstanbuldaki şubeleri bu müs masebetle muhtelif programlar tertib et mişlerdir. Bu programlardan bir kısmını dün neşretmiştik. Eminönü Kızılay kaza şubesi de kugün gaat 21,30 da Eminönü Haikevi binası sa« lonunda bir kabul resmi tertib etmiştir. Merasime İstiklâl marşı ile ve saat 21,30 da başlanacak, bilâhare Kızılayın tarihe çosi ve başardığı işler hakkında Dr. Os- man Şerafeddin, Dr. Celâl Tahsin bhirce nutuk söyliyeceklerdir. Eminönü temsil kolundan Niyazi bir monoloğ söyliyecek, caz, muhtelif dans ve zeybek havaları çalacaktır. Alayköşkündeki merasim de saat 2) de başlıyacaktır. Dr, Celâl Boran Kızılayın tarihçesini anlatacak, Eminönü Halkevi temsil kolu tarafından monologlar söyle- necek, koro heyeti, koro havaları çala. cak, müteakiben bir temsil verilecektir. Ayni &kilde Beyazıd, Kumkapı, Küs çükpazar Kızılay şubelerinde de mera- sim tertib olunmuştur. Kızılayın Beyoğlu kaâzaâsı şubelerinden Şişli, Galata, Kasımpaşa, Hasköy nahiye« lerinde de merasim tertib edilmiştir. Ba İ gece biri Beyoğlu merkezinde, diğeri Şişe li şubesinde iki toplantı tarlib edilmiştir. Toplantılarda müsamereler, söylevler ve« rilecek, Kızılayın yüksekliği ve teşekkül şekli ile çok mütenevvi yardımları hake kında halk tenvir edilecektir. Fransaya ikinci Notamız hazırlanıyor (Baş tarafı Tinci sayfada) seyahat ve netlceleri gimdi daha İyf anlaşılı yor. Suriye Başvekili, Parişde Fransa Harie ciye nezareti Vekili Bay Detissant ile muhte- lf mülâkatlar yapmış ve bu — mülâkatların neticesinde Suriya - Fransa — muahedesinin olduğu gibi tasdiki esası üzerinde her iki ta- raf da mutabik kalmıştır. Ancak, ayni zamanda tadili hususunda Fransanın üzerinde wrar ettiği noktalar CX bu arada görüşülmüştür. Şimdiye kadar verilen izahattan anlaşıl « dığına göre her iki taraf da birbirlerine kar « ©. eğasda değil, yalnız şekil üzerinde feda « kârlıklar yapmışlardır. Fransa istediği şey < lerin muahede maddelerinde yaptlacak ta « diller suretinde tatmininden — vasgeçmişlir, Buna mukabil Suriye Başveklli de, Fransa « nin istediklerin! en mühim noktalarda husus si bir şekilde kabul etmek suretile fedakâr « hk yapmıştır. Pransanın istedikleri şunlar « dir; 1 — Ekalliyet haklarının himaye ve mü- dafaam, g 2 — Suriyp devletinin teşkilâtında Fran- sa memurlarına verilecek yerler — ve gerek bunların, gerek askeri teşkilâtta kollarıla « cak Fransızların tabi tutulacakları imtiyazlı muameleler. 3 — Suriye ile Pransa arasındaki iktısa - di ve mali meselelerde ve ezcümle pelrol ve banka işlerinde Fransızlara rüchan haklarf verilmesi. Suriye Başvekili bütün bu — noktalarda Fransızları memnun edecek esaslar kabul et yalştir. Bu esasların arada teati edilecek bit veya birkaç mektubda tesbiti kararlaşmıştır. Bay Detissant'ın Arab güazetelerine — vaki olan boyanatı Suriyenin bu meselelerde yap« tığı fedakârlığın derecesini göstermeğe kâfi geliyor. Bu zat, beyanatında Kardinal Tap « punl'nin seyahatinden ve Fransaya vaki o « lan müracaatından da bâahsetmiştir. Fran « sanın Şarkda Katolikliği himayeye mecbur olduğunu açıktan açığa söyleyen Harletye ne zareti vekili, Suriyenin bu noktada Pransa « nin vazifesini kolaylaştırmayı taahhüd ettis Bini de Nâve etmiştir. Bütün bu malümat burada Intişar ettik « ten sonra yapılan itilâf, muhtelif tarada tef« sir edilmiştir. Ekseriyet, bu itilâfdan hiç de memnun değildir. Pransa, bütün istediklerini dolaşık bir yole dan temin etmiş olduğuna göre Buriyenin beklediği Istiklâl de kendillüinden bütün e < jbemmiyetin! kaybetmiş bulunmaktadır. Almanya ile Çekoslovakya Arasında görüşmeler Berlin 24 (AA.) — Çekoslovakya ile Reich hükümeti arasında — müzakereler cereyan etmektedir. Danziger Vorposten gazetesi, bir takım komşuluk meseleleri hakkında görüşüldüğünü bildirmektedir. Bu müzakerelerden maksad, yalnız iki memleket arasındaki matbuat münase- betlerini ıslah etmekten ibarettir.