Ben içeriye girince Talât paşa koltuğundan yarı arkasına dönerek kaşları çatık bir halde beni tepeden tırnağa kadar süzdü, SON "POSTA sonra tok bir -sesle: “ Muallim efendi, nedir bu mesele? ,, dedi Kendisine: — Çok mahrem, müstacel ve hüküme- ti pek yakından alâkadar edecek pek mü- him bir meseleyi doğrudan doğruya pa - Şaya haber vermek için.. Geldiğimi söylediğim zaman bu merd Yüzlü delikanlı beni tepeden tırnağa ka- dar dikkatle süzdü. Sonra pek ciddi bir tavırla: — Hüviye'irizi öğrenebilir miyim? di- ye sordu. — Bir tarih muallimi deyiniz.. — Peki beyefendi.. lütfen salonda bir dakika oturunuz da paşa hazretlerine te- lefonla malümat verelim. Genç zat bir müddet kaybolduktan son- ra tekrar geldi: — Paşa hazretleri pek mühim bir me- selenin müzakeresile meşgul oldukları için bu mühim meseleyi bendenize söy - lemenizi emir buyuruyorlar, dedi. Ben şiddetle ısrar ettim: — İhbaratım hükümet için pek mühim- dir ve scn derece mahremdir. Doğrudan doğruya kendilerine bildirmiye mecbu - riyet vardır. Müstacel aolduğu için de Mmümkünse bugün mutlaka arzetmeli - yim. Hayrı Bey heyecania söylediğim bu sözlerim üzerine hayret ve meraka kapıl- Mmıştı, Yüzüme garib garib bakarak si bir ihbar mıdır? Sorabilir mi. yim? dedi. — Doğrudan doğruya siyasi değilse de bar'le son derece siyasi bir © - hemmiyeti olduğunu zannediyorum!. — Peki, bendenize — söyliyebil! hİZ, Biz paşa hazretlerinin yakınlarındanız. Bir suikasd filân mı? — Size söyliyemiyeceğimi arzettim.. — Eğer öyle bir şeyse veya böyle bir niyetleri olar'ar varsa burada bizlerin tümlemizin hayatımızı fedaya hazır ol - duğumuzu biülmeniz gerektir.. Bu merd ve cesur adamın mutlaka pa- Şayı görmekteki ısrarımdan kuşkulan - dığını zaten anlamıştım: — Biliyorum efendim, dedim. Biliyo - rum, — maksadınızı da — anlıyorum.. Fakat hâdise herhangi bir şahsi me- sele değil, daha çok bir hükümet ve memleket meselesi.. — Peki bu mesele paşayı görmeden ©- lamaz mı? — Hayır! Hayri Bey (tuhaf!) demek ister gibi bir müddet düşünceli düşünceli yüzüme baktı. Sonra haşını selliyarak: — Meselenin ehemmiyetli - olduğunu halinizden arlıyorum, dedi. Vâkıâ paşa hazretleri bir mesele hakkında bir defa ne derlerse o mesele öyle clacak demek- tir. Fakat mademki bu kadar ısrar edi - yorsunuz ve meselenin ehemmiyetinden bahsediyorsunuz. Telefonla bir defa da- ha arzedelim. Genç zat tekrar salondar: çıktı. Bir kaç dakika sonra odaya tekrar girdi. Telâşlı bir haldeydi. — Telefaonda bana epeyce azar Işitlir - diniz, dedi. Puyurunuz, sizi götüreyim. Talât Paşanın odasına girdiğim zaman duyduğum hayreti, hiç unutamam. Mü - him bir meselenin müzakeresi için içtima halinde olan paşa, hakikatte tanımadığım bazı zevatla paker oynamakta idi. Ben içeri gir'nce Talât Paşa koltuğun- da yarı arkasına dönerek kaşları çatık bir halde beni evvelâ tepeden tırnağa ka- dar süzdü, sonra insanın tatlı dille canı- D almasını pek iyi bilen ustaca bir ba- bacanlıkla, fakat yarı esni sıkılmış bir halde: — Bre muallim efendi, nedir bu me - #ele? Dedi. Sonra ilâve etti: — Otur da şuraya anlat bakalım.. Ben masa başındaki hiç tanımadığım Zatlara bakarak kat'i bir ciddiyetle söy- ledim: — Hususf axrzetmek isterim; paşa haz- Tetleri! Talât Paşa masa başmdaki diğer zat - larm yanmda söylemek istemediğimi, ?Phesıı derhal anlamıştı. Kaşlarını çat- — Beylerin hepsi mahremi esrarımız - dır. Ne olsa çekinmeden söyliyebi Ancak pek mi müstacel? | Talât Paşa elile kaşlarını kaşıyarak “ Son Posta ,, nın sergüzeşt romanı —-d4hi— — Evet!.. — Çok garib şey.. Öyle ise hiç çekin - me!.. Söyle bakalım neymiş bu moeszele?. — Emir buyuruyorsanız — meselenin fevkalâde mahremiyet ve ehemmiyetine rağmen arzedeyim.. Talât Paşa elinde tuttluğu oyun kâğıd- larını can sıkıntısile masanın Üüzerine bi- duğu kadar hülâsa et.. Ha, evvelâ şunu söyle, no meselesidir bu?.. — Bir deline meselesi efendim! Talâl Paşa bu sözü düyar düymaz büs- bütün büna doğru çevrilerek gayet de- rin bir hayretle yüzüme baktı. Tuhaf bir gülümsemeyle de gözlerini kırpıştıra kır- | udruna yapılmış oluyor. Fransızların da- | pıştıra sordü; — Ne meselesi, ne meselesi? — Gayet büyük bir define meselesi, da- ha doğrusu defineler meselesi, paşa haz - retleri.. — Ne defineleri, bre musilim efendi? — Bizans — defineleri efendim! Bon- deniz ” kiymeti — milyonları, — belki milyarlara baliğ olan bu defincleri ele geçirmek için İstanbulda nasıl bir teş- kilâtın çalışmakta olduğunu garib tesa - düflerle öğrendim. Bu sebebden hayatım dahi tehlike altındadır. kendi Talât Paşa colile kaşlarını kaşıyarak sordu: — Hayatın tehlike altında mu? — Evet paşa hazretleri!'. Fakat bunun | o k.ıdzı ehemmi, yeıı yoktur. Asıl mosı—le a A'nî.—ııı dahi bu nıf-u-lt* ekra fında müdhiş bir surette çalışmalarıdır. Bu yüzden memlekette bir çok cina yetler vukua gelmekte ve biç birinii rarı anlaşılamamaktadır. Hattâ gu s#on kesik baş cinayetinin dahi bu mesele ile alâkadar olduğunu zatığlinize isbata ha « zırım. Talât du: Paşa hayretle yüzüme bakıyor. Grip, Baş ve EOKALMINA ||i Nevralji, Artritizm, Romatizma NEVROZİN Baş, diş, nezle, grip, romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. sordu: «Hayatın tehlike altında mi?» — Allah Allah! dedi. Bre evlâd. hunu bizim polis müdürümüz var, ona arlat - saydın ya? — Bu, polis müdürünün halledebilece- ği bir mosele değil ki paşa hazretleri Talât Paşa tuhaf tuhaf yüzüme baki - yordu: — Neden? diye sordu. — Çünkü meselede ecnebi parmağı vardır. Bazı devletlerle münasebatırıza dahi tesiri olabilir... (Arkas var) Tarihten sayfdlar (Baş tarafı 7 inci sayfada) dağrusu, Miloş Kaj viçin -İbirincl Muradi zaferden sonra ve harb meydanını gezerkor. öldürmüş olduğu - dur. sında padişaha doğru saldı - ldüremediği, ancak zaferden sön- ra maksadımı yapabildiği anlaşılıyor. Bu hessbça bütün bu işler bir kadın İlavereli veya bu gibi kâdiselerin sebeble- ni öğrenmek istiyenlere verdikleri ö- | ğüdü buna da tatbik edersek acaba yan- lış mı olur? O nasihat şudur: — Kadmı ora!... Turanı Can Bir muhtar bir köylünün karısını kaçırdı Biga (Hususi) — Eci köyünden ter- zi Alâeddin Bigaya gelmiş, köy muhta- ı Hüseyin aleyhine bir dava açmıştır. lL iasına nazaran Üç çocuk sahibi olan |Muhtar Hüseyin, karısını iğfal ederek kaçırmıştır. Alâeddinin muhtar Hüse - yine kaçan karısından üç çocuğu da vardır. Muşta eczane ihtiyacı Muş (Hususi) — Mıntakada zaman aman, salgın bir şekil alan sıtma has- liğı ile esaslı bir surette mücadeleye Sıhhiye memurları öylere giderek köyl Müuayene et- mekte ve icab eden tcunırlerı almak- tadırlar. Yalnız burada eczane bulun- maması yüzünden balk ilâç temini hu- susunda çok müşkülât çekmektedir. Diş Ağrıları, rinde en son yapılan tecrübe ve tedkikatlar neticesinde VE- NÜS pudrasınm — fevkalâde terkib ve safiyeti ve cildler için en mükemmel ve sıhhi bir pudra olduğu jüri hey'etlerin- ce ittifakla kabul ve tasdik e - dilerek Granpri mükâfatı ve- rilmiştir. Dünyada mevcud pudraların muhakkak en iyisi olan VE - NÜS pudrası yağlı ve yağsız en narin ve nazik - cildliler i- çin kullanılmağa lâyık şaya- nı itimad ve tavsiye omsalsiz bir pudradır. Nureddin Evliya Zade Eczayı kimyeviye alât ve ıtriyat deposu, İstanbul. OSMANLI BANAASI TÜRK ANONİM ŞİRKETİ TESİS TARİHİ ; 1863 Germayesi: | | 10,000,000 İngiliz Hirası Türkiyenin başlıca şehirlerile Paris, Marsilya, Nis, Londra ve Mançester'de, Mısır, Kıbrıs, Irak, İran, Filistin ve Yunanistan'da Şubeleri, Yugoslavya, Bomanya, Suriye ve Yunanistanda Filyalleri vardır. Her türlü banka muameleleri yapar, ANKARADA AKBA Kitap Evi Kâatçılık Bütün mektep kıtaplarının salış yeridir. Mekxep kırltasiye çeşilleri en müsalt şarilarla temin edilir. Tel 3877 Mütenasip bir Endam 8. Romsasi Karselari (Galna) va Ka gaerleri Fisede örkmetein tenesübü temir eder. SevimliBine halek gelmek- #iyetler ; Kemerler € iradam Mersoler (Gzlne) vtyünle beraber 25 Henden Hibenen, beyiemmen F va) a. Beğazımar #dinir seye 48 Na #iyatlaramızde bEŞLA temznli. ıımımnıım SD Dra 1 kismi Tepebaşı l'l Tiyatrosunda Bu akşam saat 20,80 da TURANDOT Masal 5 Perde Öperet kısım Fransiz tiyatrosunda Bu akşam saat 20.30 da BILMECE Komedi 8 Perde Çocuk kısmı saat 14 de LAFONTİ" BABA ı 5"_'"'/1//;’/'/1?7: BANKASI ERTUĞRUL SADİ TEK v TİYATROSU —o>——— — KADIKÖY (Süreyya) Dr. HAFIZ CEMAL sinomasında (Lokman Hekim) Pazartesi akşamı HAMLET Dahiliye mütehassısı: Pazardan — maad bergün (2 - 6) Divanyolu numara 104, ev te- vefonu 22398 - 21044