Birincikânun 21 :ğğ—_,ğqâ 14 Sayfa Son Posta'nın tefrikası: 78 SON POSTA 3) SPOR Gene atletizm derdi Futbole gösterilen büyük alâkaya mukabil atletizme ne zamana kadar üvey evlâd muamelesi yapılacak Yazan: Ziya Şakir Usak olarak Sadrâzam Mahmud Nedim Paşanın konağına giren Lütfi ağa, çok zeki bir genç olduğu için kısa bir zamanda ağalığa kadar yükselmiş, Abdülhamid tahta çıkınca da Padişahın sadık mukarribleri arasına geçmişti sinden fazla kâr eden, İbrikdarbaşı Kâmil ağa idi. | Gayet kurnaz bir adam olduğu halde, son derecede sâf görünürdü. Abdülha- midin huzurunda bu saflığı o kadar art- tırdı ki; hünkâr ona çok zaman; — Kâmil ağa!.. Sen artık kendini ta- mamile kaptın koyuverdin. Adetâ, Al- lahlık oldun, derdi. Kâmil ağanın böyle hareketten mak- sadı, Abdülhamidin daha ziyade naza-! n dikkatini celbetmek; ve tam manasile emniyetini kazanabilmek idi. Çünkü, Pazar günü kır koşusuna tştirak eden atletler hünkârın fikrine göre, ancak sâf adam- — Beyoğlu Halkevi tarafından tertib edilen/altında, dere ve hendek aşmak suretile ya “ | ğ K Zat senelik kır koşularının birincişi büyük, kü - | rışan atletin gayesiz ve maksadsız bir iş içlü lara itimad edilebilirdi. Zeki ve bece - çük muhtelif klüblere mensub 54 atlıtin iş - emek sarfetmekte bir zevk aramaması Ka * Yalnız bir ekmek parası kazanabil- mek için başını şuraya buraya vurur- ken nasılsa tâli onun koluna girmiş; sadrazam Mahmud Nedim paşanın ko- nağına sevkeylemişti. Uşçak olarak bu kapıya giren Lütfi ağa, çok zeki, mizaca göre şerbet veren, va- ziyelini çok iyi idare eden bir genç oldu | ğu için çarçabuk göze girmişti. Uşak - hıktan bir perde yükselerek, paşanın (Ağa)ları arasına idhal edilmişti. Lütfi ağa, bu işde kendini bir kat da- ha göstermişti. Verilen emirleri dik - katle dinlemesi, bunları aynen tatbik etmesi, haber gönderilen yerlerden al- dığı cevabları harfi harfine getirib söy- lemesi, diğer uşaklara ve ağalara ben- zemiyen temiz ve iyi giyinmesi yüzün- den, Nedim paşanın adamları arasında Mahmud Nedim Paşa dinin dairesinden gelmiş; Abdülhami- din en hâs ve nüfuzlu bendegânı sıra- rikli adamlar iyi iş görürlerse de on- tıraklle Şişli e Tuğla harmanları arasında lara k daima ihtiyat göstermek el- yapıldı zemdi. | — Atletizme karşı nedense büyük ve etddi İşte, daima bu nazariyeyi güden Ab- bir alâka göstermiyen klüblerimiz yanında ülhamidin en ziyad ş4 bu ana sporun neşriyat sahasında da lüzu - ELERE SAĞ YÜ YEL A mundan fazla ihmal edilmiş çiması bu özlü büsbütün temayüz etmişti. ğ adamlardan biri de, (Seccadecibaşı İzzet Abdülhamid tahta çıkıb da kendisine S#98 Feçmişti. Parayı son derecede se- efendi) idi. İzzet efendi de, Lütfi ağa bir saray halkı düzmiye başladığı za - verdi. En b"?“'k düşüncesi, serve' gibi Mahmud Nedim paşanın kona - man, Mahmüud Nedim paşa, Lâtfi ağa tezyid etmekti. Okuması yazması ul - Şından gelmiş; pek kısa bir zamanda ile bir kaç arkadaşını pâdişaha Madığı halde, her şeye ve bilhassa pa- çaray erkâm arasına girmişti. Fakat bu jbürzeketin sönük kalmasında belli başlı rol| oynamaktadır. Beş bin metrelik yol Üzerine yayılan elit durt atletin en ârızalı yoltarda — birbirlerile mücüdele etmeleri netlcesi döktükleri teri dar tabli ne olabilir? Elli dört genci bir araya toplayan bir mü- sabaka seyrederken teşkilât namına yatnili atletizm monitörünü görmek ne bu işi or “ gantze edenlere ve ne de böyle bir müsabü * kaya girmiş olan atletlere açık söylemek lâ“ zım hiç bir şey ifade etmemektedir. Atletlerinin yarıştığını seyretmek zahmt” ünde bülunmıyan, İdareciler, Taksim sta < dinda sabah çaylarını içerek en küçüktefi başlıyan futbol hareketlerini, akşamın alâ * ;ea karanlığına kadar hararetle takib etmek” takd'm etmiş. Bunların sadakat ve hiz- 79 İşlerine son derece aklı ererdi. — — İzat, hak'katen çok sâf Ve temiz kalbli bak Bi Tamaktr * Söylemek lâzim Ki bü- İten gevk alırken, hâlâ atletitm teraneleri | * metlerine emniyet edilebileceğine da-| (Tevhidi düyun) meselesinde, ikinci idi, Abdülhamid, onun doğruluğuna o Te a çinde vakit geçirmemizin hakikaten boşlu Ş ir de teminat vermişti. kâtib (Arab) İzzet paşa başda olmak kadar kanâat getirmişti ki; verilen jur- 1 ' bangi bir fulbol maçını ortalığı velve- | ğu, bizim de hattı hareketimizi tayin etmek” İşte, bu suretle Abdülhamide intisab Üzere münevver saray erkünindan bir nallerde en ehemmiyetli işleri ona tah- eden Lütfi ağa, bir kaç gün zarfında Sokları kendilerine mühim menfaatlar kik ettirirdi. kendisini Abdülhamide son derece sev- direrek, cehaletine, okumak — ve yaz - mak meziyetlerinden mahrumiyetine rağmen, padişahım (mabeynci)leri a- rasına girmişti. Ve artık bu dereceyi ihraz ettikten sonra, hergün bir başka suretle Abdülhamidi memnun ederek pek kısa bir zamanda, (Hâsş bende - gân)ın, en başına geçmişti. Lâtfi ağa, böylece ikbalin en son şahikasına kadar yükselmişti. Önünde, nice vezirlere, nice sadrazamlara bo- yun eğdirmişti. Hadsiz ve hesabsız ser- Vet edinmişti. Fakat günün birinde en ehemmiyetsiz bir hâdise yüzünden te- petaklak oluvermişti. Bunun sebebi de şu idi: Sarayda, adamları Ermenilerden mü- rekkeb olmak üzere bir tulumba takı- mi vardı. Ermeni vak'aları birbirini takib edince, Ermeni tulumbacılar kâ- milen çıkarılmıştı. Bunların yerlerine alımacak emniyetli adamların seçilme- si, Abdülhamid tarafından Lâütfi ağaya bavale edilmişti. Lütfi ağa bu işle meşgul iken, hünkâra; « İcab ettiği zaman, haremi hüma - yuna bile girmeleri icab eden tulumba- cıların (ehli namuıs) ve (itimada şa - yan) kimselerden intihabı lâzım gelir- ken, Lütfi âğa kulları, ellişer tira muka- bilinde bir takım serserileri işbu tu - humba ocağına kaydediyor.» diye bir jurnal verilmişti. Lâtfi ağa bakkında verilen bu gibi rüşvet jurnalleri o kadar çoğalmiş ve bu adam aleyhinde söylenen sözler ar- tık Abdülhamidin sabrını o derece ta- şırmıştı ki; hünkâr bu jurnali okur o- kumaz, derhal Lütfi ağayı huzuruna çağırmış; — Namkör herif!. Dünyayı doyur- dum, seni doyuramadım. Diye bağınmıya başlamış, bununla da öfkesini yenemiyerek elindeki bas- tonla kendine mükemmel bir dayak almıştL Lütfi ağa, o günden itibaren saray muhitinden silinmişti. Muhteşem ko - nağının bir köşesine çekilmişti. Bu dar- be o kadar ağır gelmişti ki; ondan son- ra artık uzun zaman yaşamamış.. mev- kini oğlu Faik beye terkederek dün- yadan çekilib gitmişti. Lütfi ağanın bu acı üâkıbetine çok sevinen, (İbrikdarbaşı Kâmil ağa) ol- muştu. Birbirile hemşeri olan bu iki am arasında büyük bir zıddiyet var- dı. Beraber bulundukları zaman can- ciğer gibi birbirine sarıilan bu iki adam, her fırsatta - birbirlerinin -kuyularını kazarlârdi: Büu adam da, şehzade Nureddin efen- temin etmişlerdi. Fakat bunların hep-| (Arkası var) | Bir Doktorun Günlük LAĞ İ Notlarından — (C) | Akıl dişleri Ve hıfzıssıhası On sekiz yaşından sonra çıkan dişler- dir ki buna yirmi yaş dişi yahud ataları- mazin dediği gibi akıl dişi derler. Bu diş- ler çıkarken bazan kendilerine lâzım olan yeri bulamazlar. O zaman diş doktorunun yardımına ihtiyaç vardır. Bazan da hiç çıkmazlar, bazarı da on iki yaş dişlerin! tazyik ederek çarçabuk vaziyette çıkma- Ba çalışır ve diş etlerin! iltihabi Bu iltihab neticesi ağız açılma: da bu ilihab bademciklere sirayet eder. Yutmak güçleşir, çarpık çıkması dola - yisile yemek kırinlıları aralıklarında kı. hr, Bu, hem kendisinin ve hem de oön iki Yaş Elşinin çürümesine sebeb olur. Kendisi yer bulamaz ve çıkamaz vaziyette de kalabilir. İşte bu manda diş doktoruna müracaat etmelj - dir. Akıl dişi nahiyesinde ağri hisseder et- mez, tedarisini ihmal etmemelidir. Akıl dişi çıkacağı zaman ağız hifzissıihhasına fazla riayet etmek mecburiyeti vardır. Birer tatlı kaşığı Boraks veyahud bi- karbonat dö sud yahud da tuzu bir bar- dak sıcak suya koymalı günde bir - kaç dola gargara yapmalıdır. (*) Bu natları kesip saklayınız, yahud bir albüme yapıştırıp keleksiyon yapınız. Sıkınlı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. | Yarım Ay — 69 sayılı 15 birincikânun nüs- hası çıkmıştır. Gayet zarif renkli bir kapak. la intişar etmiştir. Ülkü — Halkerlefi dergisi ülkü'nün bi - rincikânun tarihli 58 inci sayısı her zaman- Ki gibi dolgun yazılarla bir kültür orgamı ha- linde çıkmıştır. Kızılcahamam ormanları hududlandırı!dı Kızılcahamam (Hususi) — Örman mü- fettişlerinden İbrahim Gölsunun baş - kanlığı altında hâkim Haşmet Kör 1 yamanajman mühendis Rıdvan A t den mürekkeb ormanları t.hdid kemis - yonu heyeti kazamıza gelmiş. ve buradan belediye reisi Tahir ve özasından İsmail de bu heyete iltihak ettirilmek suretile evvelemirde merkez kazarını çevreleyen ve belediye hududu dahiline alınmış o -| lan ormanlar kâmilen tahdid edilmiş ve | icab eden sınır yetleri sabit olarak hen- | dek, duvar ve yüksek taşlarla işaret -| iznmilştir. İ Ka Yeni neşri)î İları (Halük Necai ve arkadaşları), Eugünkü program 21 Birlncikânun 1917 Salı İSTANBUL Öğle meşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi, 1250: Havae dis, 13.05: Plâkla Türk musikisi. Akşam neşriyatı: 17; İninlâb dersi: Üniversiteden — naklen, Mahmud Esad Bozkurd tarafından, 18,30: Plâkla dans musikisi, 19: Konferanı: Çocuk terbiyesi, Ali Kâmi Akyüz tarafından, 19.30: Konferans: Beyoğlu Halkevi namına İnki- lâbelık, Ahmod Hamdi Başar - tarafından, 19,55: Borsa haberleri, 20: Klâsik Türk mu- sikisi: Okuyan Nari Halii, keman Reşad, ke- mençe Kemal Niyazi, tamdur Dürrü, nısfiye Salâhattin Candan, kanun Vecihe, ut Sedat, 20,30: Hava raporu, 20,33: Ömer Rıza tarafın- dan arabca söylev, 2045: Vedla Rıza ve ar- kadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, (Saat âyarı), 21,15: Orkestra, 22,15: Ajans haberleri, 22.30: Plâkla solalar, opera |ve operet parçaları, 22,50: Son haberler ve dakikada K, Şefiğin ortasımı Arif göle çe » ertesi günün programı. £i Birincikânuın 1937 Salh ANKARA Öğle neşriyatı: 1230: Muhtalif plâk neşriyatı, 1250: Plâk: |Türk musikisi ve halk şarkıları, 13.15: Dahili ve harlet haberler. Akşam neşriyatı: 18,30: Muhtelif plâk neşriyatı, 10: Türk Müsikisi ve balk şarkıları (Servet Adnan ve arkadaşları), 1030: Saat Âyarı ve arabca neşriyat, 19,45: Türk musikisi ve halk şarkı- 20.15: Sıhbi konuşma: Dr. Nusret Karasu, 2030: Plâkla dans musikisi, 21: Ajans haberleri, 21,15: Stüdyo salon orkestrası: 1 . Verdi: Alda, 2 - Sentis: L'Avla dans Catalane, 3 Schrelner: Muslcaliscbe Pausehungen, 21,4$: Yarınki program ve İstiklâl marşı. Nöbetci 2 Eczaneler Bugece nöbetçi olan eczaneler şunlar. dar; İstanbul cihetindek ler: Aksarayda: (Şeref), Alemdarda: (E sad), Beyazıdda: (Asador), Samatyada (Teofilos), Eminönünde: (Mehmed Kâ - sım), Eyübde: (Hikmet Atlamaz), Fe- nerde: ( Hüsamedin ), Şehremininde: (Hamdi), Şehzadebaşında: (İ. Hakkı), Karagümrükte: (Fuad), Küçükpazarda: (Hikmet Cemil), Bakırköyünde: (Merkez) Beyoğlu cihetindekiler: İstiklği caddesinde: (Dellasuda), Gala- tada: (Müseyin Hüsnü), Taksimde: (Ll- monelyan), Pangaltıda: (Nargileciyan), Beşiktaşta: (AlL Rıza), Böoğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (Selimiya), Sarıyerde: (A- Sa0), Kadiköyünde: — (Moda, * Merkez),-| Büyükadada: (Halk), Heybelide: (Halk). leye verecek şekilde telâkki edip ballandıra ballandıra alkışlamak suretile yazarken, çok |dsha kaymetli ve faydalhı hareketi mümkün olduğu kadar basit ve sade olarak borsa ilân ları gibi göstermek ö sporla meşgul olan gençler! takviye defli, inkisara uğratmaktan | başka bir İse yaramıyor. İyi şüt —attığı için parlak bir yıldız olan, toplu bir halde yapı - lan gayret ve hücumlar neticesinde attığı gölden dolayı kral sayılan ve gol kralımı ta kib eden futbolcuyu vellaht diye reklim e . den parlak neşriyat yanında, yağmur, k: Demirçankaya Gençlerbirliği | ile berabere kalt'ı Ankara (Hususi) — Lig maçlarının be - şinci hafla karşılaşmasını teşkil eden D. Çan kaya, G. Birliği maçı Şehir stadında, olduk- | ça fazla bir seyirel ününde oynandı. Oyuna 12.30 da başlandı. Hakem Ömer. Takımlar: | D Çankaya: Hayati . Yaşar, Fuad - İt- ,Tahim, Hüseyin, Kâmil - Mustafa, İbrahim, | Arif, Fethi, K. Şefik 6. Birliği Cahled £ İhsan, Nurl - Kadri, Hasun, Keş- fi -“Salâhaddin, Yusuf, A, AHeddin, Mus - tafa, Maça iki taraf da hızla başladı. İlk on da- kikâa Gençlerin hücumlarile geçti. Bu arada AlI ve Alâeddin bir çok sayı fırsatları kaçı - rıyorlardı. Nihayet D. Çankayalılar baskı - dan kurtularak höcuma geçtiler, yirminel | virdi. Bunün Üzerine Gençler açıldılar. Herkes pberaberlik golü bekliyordu. Lâkin olmadı, - tuz beşinci dakikada gene Arif, K. Şefiğin hortasını göle tahvil etti ve devre böylece (2 -0) D. Çankayanın yehinde bitti. İkinci devrede Gençler takımda ufak bir değişiklik yaptılar. D. Çankayalılar bu dev - vede galibiyetin verdiği emniyetle seri ve gü- İzel bir oyun çıkarıyorlardı. Onuncu dakika- İda gene Arif üçtüncü golü atınca, Gençler bi İçaz yert oynamaya başladılar. İki Gdakika sonra Gençler penaltıdan bir gol kazandi « lar. Gençler hükim vaziyette oynarken, D. !Çankayadan Mustafa iyi bir fırsat yakala - d, topu sür'atle sürüp Bekleri atlatlı ve D. Çankayanın dördüncü gölünü attı, Gençler 4 - 1 mağlüp vasiyette Idi. Fakat bundan sonra harikulâde canlanan Gençler son on beş dakikada Ali, Hasan, Kadri vasıtasile üç gol yaparak vaziyeti 4 - 4 yaptılar ve oyun |böylece bitti. BSelim Tezcan Tekirdağ'ı ilk güreşi kânunusanide yapacak | — Yakında Londra, Paris ve Hindistanda muhtelif güreşler yapacak olan Türkiye oaş pehlivanı Tekirdağlı Hüseyin, bu seyahatte |lk müsabakaları Londrada yapacaktır. Yapılan anlaşmaya nazaran Tekirdağlı Hüseyin ük müzabakasını Kânunusaninin ü- çüncü haflası yapacaklır, 'Romanya takımi bugün geliyor ’ Birt Ankarada, ikincisi İstanbulda olmak (üzere iki maç yapacak olan Bükreş muhte- |liti bugün. saat ikide şehrimize gelecektir. | “Romanya takımı pazar günü —Ankarada maç yapacağı için derhal Ankaraya gidecek- tir, n tedir. İçinde mutlaka büyük kabiliyetlerin bu “ lunduğu elli dört atlet arasında yarışın bi * rinelsi kim oldu, nasıl bir derece ile bu müf” köl ve ârızalı yolu katetti? Kimse farkındk bile değildir. Senelerdenberi hiç değişmiyen bir soğul” kanlılıkla kendi haline bırakıları Atlsinden endşle etmek bize düşmemekle be- raber üzüntülerimizi de gizlemeğe — mahtl yoktur!. Ömer Besin Kış olimpiyadı programı tesbit edildi 1940 seresinde Tokyoda yapılacak olali on ikinci olimpiyad oyunları için Japonya ©* Lmpiyad komitesi kış olimpiyadı müsabakt” ları için icab eden programı tanzim etmilf" tir. Kış olimpiyadı oyunları 1940 şubatının Ü” çönde Olimpiyad stadırda büyük bir merk “ &imle açılacaktır. Müzsabakalar buz üzerinde Hokey ile DAf hyacaktır. Müsabakalar on dört şubata ka * gar hergün mühtelif hareketler üzerinde Y#” pilacaktır. 'Tokyo Olimpiyad komitesi, müşabakalaf ald nizamatı tesbit etmek üzere 1938 senedi martında bir toplanlı yapacaktır. Bu tap “ lanlıda organlzasyon işleri de kararlaştır” lacaktır. Liseler arasında atletizm , bayramı Beyoğlu Halkevi bütün liselerin iştirakilt büyük bir atletizm bayramı hazırlamaktadir 23 nisanda yapılacak olan bu müsabakl” ları liselerden tertib edilecek bir komite idâ” re edecek, Beyoğlu Halşevi de müsabakalari organize edecektir. Atletizm bayramı iki gün deyam edecölk koşular, atma ve atlamalardan ibaret olâl bu müsabakalarda birinelden altıncıya K” dar sayı verilecektir. Şampiyonayı kazanali lseye Balkevi tarafından bir kupa, birin “ ciden üçüncüye kadar derece alan atleticit de madalyalar verilecektir. Müsabakalar Kâ diköy stadında yapılacaktır. Voleybol müsabakaları Beyoğlu Halkevi tarafından kendi sal0 “ nunda tertib edilen voleybol turnuvasına bE bafta da devam edildi. Ayınspor - Mecidiye köyünü 15 - 10, 16-1â ile, Fatih Galatasarayâa hükmen, Mül TIL, Beyoğluspora 15 - 4, 15 - 10 la, Arnavudköyüne 15 - 12, 15 - 12 ile, İtalyali mektebi Beyoğluspora hükmen, Vefa I1 HAY” darpaşaya hükmen, Mühendis II K! D ye 15 - 5, 18 - 3 İle, Eyüb Şiştiyi 19 - & 15 - 11 le, Haydarpaşa Milâli 15 - 6, 15 - 510 mağlüp ettiler. Müsabakalara gelecek hafta da devam #” dlleceklir. En mühim maç olan Mühendi$ “ Haydarpaşa Karşılaşması da pazar günü Yü" pilacaktır. Çorluda zer'iyat Çorlu (Hususi) — Havalar çok mi gitmektedir. Bütün köylerde tarlalara zer'iyat yapılmaktadır. Seymen köyüf- deki tohüm temizleme evi bu yıl 367470 kilo tohumluk — hbububat — temizlemiştir. Ekim sahası geçen seneye nisbetle temizdir.