Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
'Talât Paşanın | » ? VASt * w - E.__İ —. T” n ı V z g.ı Yazan :ArifCe Müstakbel katil, yüzlerce defa tecrübe ettiği öldürme tarzını tekrar tekrar aklından geçiriyor, Talât paşayı nda ter döküyordu | ğinım sonunda İdi. Talât paşanın motur- (©) mumaralı apartımanda idi, Halbuki ne Tayliryan canma kıymak için ara- | mıya çıktığı şikârının, ne de.Talât paşa mukaüder katilinin birbirlerine bu ka- dar yakında oturduklarından haberleri hakikaten vuruyor gibi oluyor, yatağı * e— «Pansiyona girmemek daha iyi e- İacak, Şimdilik yakında bir otel wı:J Brarız,> yonu yakmında Tiergarten oteli var. Oraya gidelim» | Bunun üzerine iki arkadaş yol çan- | tasını alarak merdivenleri yavaş yavaş Andiler, Yoabinstal ' yürüye. rek istasyona geldiler, Oradan sağa sap- İılar. Kırk elli adım gittikten sonra 'Ti- ergarten otelinin önünde durdular, O- telde bir hüsnü talih eseri olarak boş ' Tayliryanın ismini yolcu Üefterine| kaydettikten sonra gösterilen odaya| | | Otomobil gitti. İki arkadaş tep lâmbası sayesinde 51 numarayı bu- funcaya kadar üç dört ev geri gittikten | | endi kendine açılan kapıdan içeriye| girdiler, üçüncü kata çıktılar, Orada Krikov birdenbire aklına bir Rev dal. Miş gibi durdu ve arkadaşına: — — Berline hangi maksatla gönderü- diğinizi bilmiyorum dedi. Fakat mak. Badın gizli tutulması lâzım geleceğine şüphe yoktur. Halbuki bu pansiyonda İki Türk talebe otufuyor. Onlar sizi gö- receklerdir. İleride bundan bir zarar ğıkar mı çıkmaz mı, evvelâ bu mescle akkındaki fikrinizi söyleyiniz de on- dan sonra içeriye girelim.» | Tayliryan bir kaç saniye düşün - dükten sonra arkadaşıma şu cevabı verdi: çıktılar. Tayliryan hiç Almanca bilme- diği için tercümanlık vazifesini Krikov çektirdiği bir resmi yağan yağmur dinmişti. Talât Paşanın ik Hülhatçılık günlerinde tüsile ihlâl ediliyordu. Saatlerden beri Buna mukabil şehri kesif bir kaplamıştı. Gökteki yıldızları örten bu sis, caniyane fikirlerinden dolayı yata-; ğımda buhranlar geçiren Tayliryanı ve ertesi günün neler doğuracağını sabıur- sızlıkla beklediğinden dolayı Mmerakımn- dan uyuyamıyan Krikovu içine aldığı kadar dev adımlarile kendisine yaklaş- makta olan ölüm tehlikesinden bihaber olan esbak Talât paşayı da kaplıyordu. 'Tiergarten oteli Hardenber? soka « yoktu. yorlardı. SİS dırryordü. kör içeriye Hirdi. yapıyordu. İki arkadaş odada yalnız ka-| e— '[mca öortada duran masanın etrafındaki| Marlene Dietrichin UZâkşar R vukuatı şandalyelere oturarak konuşmağa baş- Kadınlara Karşısmda yeııi ve İadılar. Evvelâ Krikov sözü açarak: — «Bana söyliyecek bir şeyiniz var ©n1?» diye sordu. * Tayliryan dedi ki: ! — «Konuşulacak pek mühim mesele. ler var. Fakat bu akşam derhal bahse' girişmek istemiyorurm, Mensup oldu- Pumuz komite bize, daha doğrüsu sİZİN ğardımımza Müracaat etmek kaydile ana büyük bir vazife verdi. İşin içinde bir siz varsınız, bir de VahanSabaryan. Yarın akşam Vahan da hazır olduğu halde bir toplantı yapar ve göreceğimiz İşleri aramızda müzakere ederiz, olmaz _ml?ı — Hay hay, öyle olsun. Ben yarın gnu bulur, — nerede toplanacağımızı öğleye kadar gelip şize bildiririm. Şim- #lflik geceniz hayrolsun, ben artık gide- _yım.ı Verdiği ders (Baş tarafı ? inci sahifede) dur, Bu, insanda doğuşta vardır. dan öğrenilmez. ! Krikov bunu söylerken ayağa kalktı ve Tayliryanla vedalaşarak ötelden Çi- kıp pansiyonuna gitti. Tayliryan da so- yunup yıkandı, yatağına yath. Fakat, yorgun olmasına rağmen sinirden sâ« htlerce gözüne uyku girmedi. Öldürme- Bğe memur edildiği yüksek şahsiyetin | yaşadığı şehre vardığını ve asıl takiba- tın bundan sonra başlayacağını ve ni- hayet idama mahküm edilen adamın öldürülmesi ile neticeleneceğini düşün- Hükçe uykusu kaçıyordu. Müstakbel ka- Hil, yüzlerce defa tecrübe ettiği öldürme larzını tekrar tekrar aklından geçiriyor, Tülat paşayı hakikaten vuruyor Bibi pluyor. heyecanından terler döküyor;, Boğukkanlılıkla cebinden çıkardığı ro- Vvelverini ateşlediğini zannederken yor- 'gaı_'_ıım Üüzerinden atarak yatağında doğruluyor ve bir müddet buhran için- de kâranlıkta etrafına bakındıktan son- ta tekrar başını yastığa koyarak uyu- mağa çalışıyordu. Arada sırada! " — « Bu sıkıntı Berliade yaşadığım İlk gecenin sıkıntısıdır. Yavas yavaş ge- tecektir. Bir iki gün sonra tekrar âsa- bıma hâkim olacağım.» diye kendisini teselli etmeğe çalışıyordu. Berlin şehri uykuya dalmıştı. So - ğ?hîam derin süküneti arada sırada İzinlede la gelip geçen bir otomobilin gürül.| rünüyor. le bir başta şapka rahat durmaz. kat'iyetle biliyor. lir, Meselâ: Güzel bir eşarp hoşuna gitti mi, tereddüt etmez, hemen glır. Ve bunu bir sırasını getirip en hoş şekilde kullan- mak fırsatinı icat eder. Hattâ bazıları Jü- zumsuz görünen bir çok tuhaf ufak eş - yayı « bildiğimiz kaldelete hiç uymıyan şekillerde « birleştirip, çok güzel öriji - naliteler hazırlarlar. Asıl şıklık işte bu - (Marlen) e gelince © yalnız bir Toto- jeniktir. Ve aldığı her şeyde gözettiği ye- gâne şey bu vasfın kıymetini arttırmak - tan ibarettir. Bunun içindir ki «Allahın bahçesi» filminde kendisine pek yaraş « tığı için yeniden bir çok türban ısmarladı. Bu biçim şapkalar onun başında Tahat durmadığı için hep çenesinin altından bağlanacak bir bağ İlâve ediyorlar. Başka | birinde bağlı türban biraz tuhaf kaçar amma Marlende her şey gibi o da hoş gö- Esasen onun bütün şapkaları ı;ıeneı:leırı1 bağlı. Çünkü: Saçları ensesini örlecek, kadar uzun ve kabarık. Başının arkası da biraz yassı. (Tam bir Alman başı). Böy- En sonra - gene filmlerinden birinde giydiği « sivri tepeli boneye benzer bir şapka ısmarlıyor. Üstüne tıpkı İspanıyol kadınlarınınkine benzer dantel işlemeli | bir tül koyduruyor. Marlen esasen vüual- dan çok hoşlanıyor. Şapkasının çoğuna | muhtelif şekillerde (vual) Jar koydurdu. Kısaca: (Marlen) güzele kapılmıyor.! Kendini güzelleştireni araştırıp buluyor ve bunu bir çok tecrübelerden aldığı bir!: — Her hoşuna gidenden bir orijinalite yaratabilen" nadir yaradılışlı kadınlar müstesna « bence bu, güzel görünmeyi seven her kadına canlı bir örnek olabi - Pire muhteliti ve İzmirliler İzmir, (Husust) — Pazargünü İstan- || bulda İstanbul şehir takımile temsilt bir | temas yapacak olan Pira ıımhtııl:i.l:!ıı:lııq de bir mac yanmasına teşebbüs | yanın, Uzak Şark vukuatı beklenebilir. Sonta- kinmeyeceği de muhakkaktır. İTALYA — Çin - Japon harbi, İtah- yada mühtelif tefsirlere sebep olmak- tadır. Bundan dolayı resmi mehafilde, tıpkı Almanyada olduğu gibi bariz bir tereddüt göze çarpıyor. İtalya, seneler- denberi Çinle dostane bir siyaset takip etmektedir. Japonya ile her zaman tat- l1 geçinmiş değildir. Bu münasebatın 'en gerginleştiği zaman, Habeş marerasının had bir devreye girmiş olduğu vakifler. dir. Çünkü İtalya, Japonyanın sabik Necaşi'ye müzaheret gösterdiğine ka - naat etmiş bulunuyordu. Bugün, İtal - ya, imkân müsaade ettiği — müddetçe bitaraf kalmaya gçalışacaktır. Fikri te- mayülâtı Japonyaya — müteveccih ol - makla beraber sarı ırk tehlikesi karşı-. |İsında Avrupa ile teşriki mesaiden çe - Selim Ragıp Emeç Ayvcıları davet itibaren balşanacaktır. |Kalbimin Masalı Romammız bugün 10 uncu sayfadadır. Hd Ertesi günü öğleye doğru Tayliryan oteldeki odasının penceresinden sokağı seyrediyordu, daha. doğrusu Erikor'un gelip kendisini almasını bekliyordu. Bir aralık uzaktan gelen bir adamı ona benzetti. Dudakları 'bir an için 'gerildi ve hemen aynı zamanda gene gevşedi. Sokaktan geçen adam Kirkoör değildi. Dişarıda öğle vakti olduğu halde bü- yük bir faaliyet görülmüyordu. Biraz ileride yüksek köprüler üzerinden ge- çen itren, hayvanat bahçesi istasyonun- da düurdukça trenden inen yolcular bir an içinde sokaklara dağılarak kaybolus- Sokağın yeknesak evleri boydan bo- ya uzanıp gidiyördü -Dümdüz caüdeye bir baştan öbür başına bakıldığı zaman elektrik lâmbalarının iki siraya dizili demir direkleri insanda kafaları kesik ölü askerlerin 'haz'rol vaziyette dim - dik yürümekte oldukları 'hissini uyan- Tayliryan bir müddet sokağa bak- tıktan sonra Üerinden GÜörine içini çe- kerek odaya döndü. Sandalyeye 'ötura- rak düşünmeğe başladı. Bu 'aralik o ka- dar kendinden geçti ki iki üç dakika sonra odanın Kapısı vurulunca Üürkerek yerinden fırladı. Gidin kapıyı açtı. Kri. VArktsı var) Eski dünya devletleri (Baştarafı 3 üncü sayfada) kie sahip bulunmasıdır. Maamafih, ba- zı gazeteler, Şanghaydaki vaziyeti İs- panyanınkine benzetmekte ittifak et - miş görünüyorlar. Bu s#ebeple Alman- karşısında vaziyetini yakında tebellür — ettirmesi İstanbul Avcılar Kurumundan: An-. barlı ve Avcılar köyü av mer'aları Çak- mak tarla dahi dahil olmak üÜzere hey- eti umumiyesinde avlanmak istevyen ü- yelerin biran evvel Kurumumuzun E. minönü Hüseyin efendi hanında Mer - kez bürosuna müracaatla mer'a kart - larını almaları lâzımdır. Otobüs sefer- lerine de 29 Ağustos pazar gününden “Her askerin yüzme bilmesi şarttır!,, Kuleli Lisesinin senelik su parlak merasimle yapıldı, yarının subay sporları müsabakaları di ları olacak çocuklarımız <. büyük muvaffakıyetler gösterdil! Wüzme müsabakalarına (Baştarafı T ündül sayfada) Müsabakalarda Örgeneral Fahreddin ve birçok davetliler vardı. Merasim İs- tiklâl marşile açıldı. Askeri Jiseler mü- | fettişi kurmay albay Adil aşağıdaki nüt- p ku söyledi: ehammiyet veriyoruz. tırır. -Her askerin yüzme bilmesi şarttır. Yarının subayları olatak bu — gençlerin hakikt 'spor terbiyesile yükselen cesaret, azim Ve İrade kuvvetleri her takdirin üstündedir. Spör sahalarında maddi, mü- nevi kabiliyetleri büyütülen bu çelik &v- lâğlarımız nihayet muharebe meydanın- da her türlü tengelleri aşarak hedöfleri- ne 'varacaklardır. Yarınm bütün zorluklarını hissederek bugünden hazırlanan çocukları tebtik e der, kıymetli hocalarına, misafirlere ağ- keri liseler namına teşekkür ederim;» Bü nutuktan sonra müsabakalar baş- ladı. Neticeler aşağıdadır: Trampletten atlamada Ziya birinel, : Galib İkinci. A 100 metre sür'atte birinti Feyzi, ikinci Üzzmi, ğ 5 metre trampletten atlamada birinci Bürhan. 50 metrede birinci Turgud, ikinci .Hamdi. B 100 metre kurbalağama: Birinci Meh-; med, ikinci Muhlddin. eli Üat 200 metre kurbalağama: Birinci Naim, ikinci Halis, 50 metre sırtüstü: Birinci Kâmran, 100 metre sırtüstü:; Birinci 'Muzafler, | 'Günün en güzel müsabakası seferi teç-. hizatla trampletten atlama oldu. Büna on üç müsabık girdi. ; Üç ve beş metre yüksekten denize iat- layışlar hayli heyecanlı oldu. Orhan İbi- rinci, Nam;i ikinci oldu. Altı yüzücünün girdiği su altında yüz- me de heyecanlı oldu. Kırk beş metre sohra su üstüne.çıkan Hasan birinci, Ne- jad da İkinci oldu. 50 metre yumurta yarışında Üemil bi- Tinci, Namık ikinci. Su altında duran tabakları toplamada 20 tabaktan on altısını toplıyan Hasan birinei oldu. 'SD"meğr; ;ıârâ;yanşmdı Cafer birinci, «Kara sporları kadar &u sporlarına da - Su sporları cesaret ve iradeyi çelikleş- | |tirir, tabiatle mücadele kabiliyetini art-. |üzere İzmire avdet etmiştir. girenler bİr arada Teçkizütla ütliyanlar denlzdeti çıkarlarken Bürhan birinci, Orhan İkinci 01%.1 Son Mmüsabaka olarak mavi Ve takımlar arasında su topu © Devre 1-1 berabere bitti. İkinci devrede bir sayı daha yâP yaz takım galib geldi. Kazan dalyalar verildi. gü Aksert mekteplerimizin karâ Y e sporlarına karşı göstermiş olduklari vetli alâka takdire şayandır. Askeri mekteplerin başında işten lî*l; yan tecrübe ve görgü sahibi M muallimlerin bulunuşu spor JW nin bugünkü parlak mevkie M. sinde belli başlı bir rol oynamı . İzmir, (Husımî)-—-UzuanIı' dörüm öü beri Pariste bulunan İzmirin ,_p; yah incisi Vehap, bir daha GÖT perktt sing klüp saflarında oyun.l_ln“ Oaçcd' sevdiren Vehabın İzmire dönüşü ot V lar arasında büyük memmmw ” dırmıştır. ge w kt' Bu surefle İzmir futbolu, Tayrılan elemanlarından birini Mı_gtly' zanmış olüyor. Vehap, klübünde örta muhacim nıyacaktır. İzmirin fuar yapacağı temsili temaslarda orta muhacim oynıyacaktır. Ve bulcü Iisansı taşdik için r ijnle o, (8 ?y, Vehâ habil H yüzücü elbise İe denize atlama mü- gönderilmiştir,