Harp sonu tarihinin En büyük tehlikesi Yazan: Muhittin Birgen gu veya bu olmuş, bunlar he bir hareketin küçük hüdiseleridir. Hak katte Japonyanın bu defa - giriştiği belki de Japon tarihinin en büyük hare keti ve Japonyanın kendi istikbal için çizdiği büyük bir plânın tatbikat başlangıcıdır. Bunda artık hiçbir şüphe- ye mahal yoktur. ö Bizi bu hükmü vermeğe sevkeden şev, Japonyanın yapmakta olduğu lardır. Meselâ, Japonya bütün hayatını askerile; tir. Geçen hafta Bazırı, Çinin alı rine artık, ihtilâi imkân kalmadı; ponya iktısadiyatının asker cline veril- mesi lüzumunu sürmüş ve Japon hükümeti de bunu kabul ederek bu ka- rarın tatbikine aid tedbirlerin tesbitini maliye ve ticaret nazırlarına havale ey- lemiştir. Bu nazırlar, gerek iptidai mad- deler meseleleri ve gerek istihlâk, imal ve ticaret işlerile uğraşacak — birtakım idareler tesisine ald projeler hazırlıya- caklardır. tavır ve vaziyet üze- sulh yollarile halline k bütün Ja- Gene meselâ, Japonya umumi - sefer- berlik ilân ediyor. Ayni zamanda, hükü- met, siyast mevkiini kuvvetlendirmek için kabineye ayrıca iki veya üç aded sandalyesiz nazır almayâ karar vermiş bulunuyor. * Bütün bunlar gösteriyor ki Japonya, Çin ile alelâde mahalli bir meselenin hal. line girişmiş değildir. Eğer davası ma- halli bir meseleye münhasır kalmış bu- lunsaydı ne birkaç hafta evvelki hâdise- leri çıkarır, ne de bu hâdiseleri çıkardık- tan sonra ileri sürdüğü iddiaların üze- rinde durarak Çini, kendi üzerine sal- dırmak mecburiyetinde bızakmaya ka- dar giderdi. Bugün Çin ile Japonya tu- tuşmuş bulunuyorlar. Japonlar, her ihti- mali göze alarak, uzun sürmesi ve bir takım lütlara uğraması çok muhte- mel bir mücadeleye girişmek için ne ka- dar geniş tedbirler almak icab ederse bunların hepsine toplan müracaat edi. yor. Şu dakikada Japonya bütün - ideal kuvvetini, bütün askeri ve iktisadi kuv- vetlerini hareket€ getirmiştir. — Giriştiği işde geri dönmemeğe karar varmiş bir in- san ne yaparsa Japonya da onu yapıyor. Bundan sonra mesele, 3: mal yilâyetleri davası değildi bütün Çin meselesini hallı na koymuş görü: rini doğrudan doğ hut onlara kendisin Çinir. şi- Japonya, hesabı- bilen Japonya, Çinde kendis! bir kuvvet vücuda getirine raşacaktır. Şimal, i, de asıl Çinde yeni an yaratâ- cak, yahut eski Çin hanedaninı - tekrör meydana çıkaracak ve bu geniş memle- keti kendi nüfuzu altına alacaktır. Bu- günkü hazırlıkların nisbetindeki geniş- Lik artık bu noktada şüphe birakmıyor ve koskoca dünyada, hiç olmazsa şimdi- lik, bu plânın önüne geçmeğe karar ve. recek kimse görünmüyor. * Japonyanın bu kararı, bi yaseti üzerinde büyük bir tesir ya tır; hattâ, mübalâğa yaptığımızı 7. miyerek diyebiliriz ki — Japonyanı defaki hareketi harb sonu tarihinin en büyük hâdisesidir. Bu hareket, bütün dünyanın siyasi hareketlerinin — seyrini #oğiştirmekte müessir olacaktır, Siyasi haydt içinde yakından loğru tetkikler yapan bazı t göre, Japonyanın bu hareketi A için hayırlı olacaktır. Çinin bir kıs doğrudan doğruya elinin altına alan iğer mühim bir kısmını da kendi setine gölge yapmaya muvafla Japonya, koskoca ordularile ve büyük filolarile, bugünkü dünya kuvvetlerin. den kıt'aları ve Okyanuslarla ayrılmış bir âlemde, kendi evinde, bu kadar büyük bir nüfuz kazanacak olursa bundan otuz beş sene evvel ortaya atılmış olan Sarı 'Tehlike umacısı canlanmış bulunacakt'r. Müdekkikler, «işte 0 zaman, diyorlar; Resimli Makale: Büyük muhar detli bir dehşet içinde bırakmıştı ki sul €ihanı idare edenler: Artık bu, son olsun dediler, bir çıkacak bütün ihtilâfların orada » Fakat beşeri zaaflardan kurtulmasını bilememiş- aahedeler Tkesi tatmiın eden âdil r uzağa | n imza edildiği günden itibaren yeni bir h ren yeni bir yol üzerinde yürümiye başladılar. SON POSTA BE Kuvvete istinat etmiyen hak 38 ayı 6 derec> şid- İnsan cemiyı h yapılır yapılmaz bugü yanmıyan h bütün dünya sinin sabit olma: sulhpi yabilmes ması Vâzımdır. Milletler Cet halledil iyeti yapa n yara- arda küvve- cut olmadığı görüldü. Bugün bu ezeli hakikatın ak- Bir millet dünyanın en sakin, en akat sükün ve sulh içinde yaşı- ğt diğer milletler kadac silâhian- -— —— SOÖZ Annelerinin ölümünü Hâlâ bilmiyen Kral çocukları Şu üç çocuk dünyanın en mes'ut yavruları sayılacaklardı; fakat iki yıl evvel vukua gelen bir otomobil kazası | her üçünü de annesiz bıraktı. Büyük oğ lan Bauduin Belçika veliahtıdır. Ya - nındakiler de kardeşleri. Bu üç yavru şimdi büyük anneleri- nin yanındadırlar ve tatil! de İsveçte geçireceklerdir. Fakat yüzlerinde neş'e göremezsiniz. Düşünceleri annelerin - de, annelerinin ne vakit geleceğinde - dir ve hemen hergün sormaktadırla: — Çok mu uzağa gitti, hiç mi gel - Büyük anne cevap vermemekte, göz; ilmekle iktifa etmektedir. bugünkü perişan Avrupanın — birleşi Börülecektir.» Hakikaten, bugünkü Avrupa a k perişandır ki onun birleşmesi ve bi rupalılar ittihadı vücuda — gelebilmesi için bu kadar büyük bir tehlikenin zuhu- ru lâzımdır. Ancak, şimdilik bu kadar uzakları düşünmeğe mahal yoklur; bu meseleyi bizden sonraki nesiller düşün- sünler. Bugün için muhakkak olan şey, Japonya hareketinin pek yakın zamanda, hemen önümüzdeki aylarda —Avrupada birer birer tesirlerinin görüneceğidir. Muhittin Birgen A HERGÜN BİR FİKRA Adını da değiştirdin ha! Meşhur dalgınlardan biri bir gün sokakta karşıdan. gelen bir kandilli bir selâm verdi: — Vay Mehmi bi- yıklarını kestirince ne kadar değiş- mişsin, az kaldı tanıyamıyacaktım. Öteki şaşırdı — Affedersiniz bir yanlışlık olacak, benim adım Mehmed değil, le baktı: Teğil öyle mi, demek adını da değiştirdin ha! v Boksörlük ve babalık X adama Bey sen misir * Meşhur Fransız boksörü Marcel Thil geçenlerde At gitti. Orada ra. kibi Apostoli'yi yeneceği ümidinde - dir, Fakat bu ümidi boşa çıkmayacak mı. İstas: ki i teşyie gelen dostları burru sor: O sükünetle ce- vap verdi: — Bu dakikada beni yenebileceğin -| den emin olduğum tek bir kişi vardı dedi. Dostları merakla yüzüne baklılar. Boksör eğilerek ayağının ucunda do - laşmakta olan çocuğunu kucağına al - dı ve: — İşte bu! dedi. RASIN A Bir zabit hangi Ordu da en kolay Terfleder he inde zabitler çok çabuk yükselir . ler, Bir zabit bir bakarsınız yarbaydır, ertesi gün albay olmuş, öbür gün de general. Yükselmesi kolay olduğu gibi şöhret kazanması da kolaydır. Fakat şöhret kazanan kim, yükselen kim, u- nutulup gidiveren kim? Ekseriyetle bilmeyiz, isimleri yekdiğerine o kadar benzer ki hatırımızda kalmasına ihti - mal yoktur. şehrini Japonlara karşı müdafaa eden Far - Yu - Hiri Ang için «bu, böyle ol. |mıyacak» diyorlar. Çünkü bütün diğer Çin kumandanlarının Budist olmaları- na mukabil bu zat hıristiyandır. S7 yıllık bir banknot on bin dolara satıldı Otturio'da Bil Willinkton isminde bir işsiz adam bir eskici dükkânından sa- tın aldığı ceketin ceplerini karıştırır - |ken içinde 1886 şenesinde dahil! harp. |ten az sonra basılmış bir banknot bul- müuştur. Bunu işiten Amerikanın kol - leksiyon meraklılarından — bir çokları Bil'e müracaat ederek kendisinden bu İnu satın almak istemişler, fakat fla - jtında uyuşamadıklarından müzayede - ye çıkarmağa mecbur kalmışlardır. Bu gün beş para bile etmesine imkân ol- mıyan bu eski banknot Mmüzayedede 10,000 dolara satılmıştır. ISTER Bir arkadaşımız anlattı: — Dün gece Adalar arasında işliyen küçük vapurla Yü- | tükaliden Heybeliye gidiyordum. Bir aralık kulağımı yan kadaşma: denizaltı gemisi tutuldu ha?> diyordu tan bir ses geldi. Bir gemi den fırladım «Hangi denizaltı gemisi?» «Hangisi olacak, Marmaraya giren.» «Ne biliyorsun?» Etrafımızda mütecessislerden mürekkep bir halka çevri- Hvermişti ve adam anlatıyordu: «Ne mi biliyorum, gözümle gördüm, denizaltının. müret- tebatını muhafaza altında Heybeliye indiriyorlardı. İSTER İNAN İSTER «Ne vaklt? «Dün gecet <E denizaltı gemi «Bilmiyorum, g; Ve bütün bunlar tede yoktu, halbuki İ Yerim- NANMA! isi nerede? a Halice götürdüler..» : bir gece evvel olduğu halde bizim gaze- i © gece ben de bu hâdiselerin cereyan ettiği yerde bulunmuştum. Yürükali ile Heybeli arasındaki on dakikalık seyahat benim için cehennem azabı oldu. Vapurdan inince hâdiseyi bilmeleri lâzım gelenlere koştum. Ne tutulan denizaltı ge- misi, ne de Adaya indirilmiş mürettebatı vardı. Bütün me- sele de bir İNAN İSTER feden, yahut ta bir adamın kim bilir ne çe- kilde açık gözle rüya görmüş olmasından ibaretti. İNANMA! Fakat Avrupa gazeteleri, Tien - Tsin: Sözün Kısası Serbest Delilerden: ' Dedikoducu 1 Sahir, - nur içinde yöl C sın! - derdi ki: — Dünyada, insanların ekseriyetle yıldıkları, üzerinde birleştikleri şeY dikodudur. Gerçek, dedikodud. mekten, eski t E. Talı ” bi dedikoduyu — dü Asıl dodikoduyu yap versin - herkesin kârı Ö* uluk bir nevi akıl, daha doğ rusu ruh hastalığıdır. Buna müptelâ lan, yapmadan duramaz. İlletini bes cek mevzu bulamadı mı bayağı kedef nir, tahatsız olur. Daha olmazsa, biti kendisi mevzu Dedikoducu mutlaka fena bir adiff değildir. Bazan yaptığı dedikodunun G” ğurduğu vahim neticeler karşısında * rab duyar, tamire kalkışır, fakat iş İ geçmiştir. Zavallı, bir müddet için T0 tenebbih olmuş gibi görünür, fakat bir#f sonra, hafiften hafife yeniden başlafi — Fiânacayı gördünüz mü? diye sor sını: O manalı manalı gülümser. Btraffii esrarhı nazarlar fırlatır.. Sonra kulağıf” za fısıldar: — O bugünlerde görülemez! — Sebeb? — Ay, duymadınız mı? — Falancafif karısını seviyor. Dehşetli tutgun!. orada; onların evine devam ediyor. Nasml olur? Bayan falanca pek 3# başlı bir kadındır. Bir manidar tebessüm daha., Arkasi” dan gene manalı bir tembih: — Neme lüzım? Siz benden duymil olmayın! * Sorâr: — C.., le görüşüyor musunuz? Evet. Arasıra görüyorum. — Amma, pek te eskisi gibi değil — Neden? Ne var ki? — Yoook! Bir şey yok. Öyle, söyley verdim Merakınız uyanmıştır. Istar ede — Allahasen neye sordun? — Şey.. Sanki.. . amma, namuşuna İ Ööle Tediyorum - geçenlerde, NUÜ evinde senin aleyhinde atmış, ıutnıu#' — İnanmam. Bunu yapacak adam © ğildir. — Vallah ben de öyle bilirdim amffi birader, bü zamanda herkesten her $7 um. Sırası gelince, İnsanın kendi bt bile aleyhine dönüyor. İnşallah banâ , söyliyen, yalan süylemiştir. Maamö' öyle birisinden duydum ki, ağzında! lan lâkırdı çıkmaz, pek... * ne de güzel yazıyor! Ba rsinlii Ti yılıy?” rum. — Ayyaş ve kumarbaz olmasa.. — (p — Allah, Allah! Benim bildiğim ©: zına rakı koymaz, eline kâğıd almf j — İdi! Bir vakitler hakikaten '”'5 g gibi adamdı. Şimdi - amma, kimseye Tij leme * karısının hıyanetini tutmüs ÖL yoksa şüphe mi ediyormuş.. Kendisif! kiye, kuma! i — Zavallı! Dün sıcak gene yı'ı'ku“ Kandilli rasad İstasyonunun malümata göre dün hava bulutsu” cak olarak geç-' miştir. En fazla hararet — derecesi « düne ve evvelki güne nazaran - gül gede 32 ye yük- selmiş, buna mu- kabil en az hara- ret 18 sanli, olarak kaydedilmiştir. Rüzgür yıldızdan saniyede sür'atle esmiştir. Barometre is€ tubet derecesi 49 u göstermiştir. $.18 — Öğle ! ::;! 16,03 — Akşam € : 2238 — K Rumi sene 1958 « Aıııl-'m Hızar 111