e hatarılı kaşıntıyı da İzale ve güdde- İ BON POSTA Bedbine göre TRAMVAY (Baş tarafı B ncı sahifede) rine toplanan göz yaşlarını gene kendi gözlerine içirmeğe uğraşıyordu. İhtiyar adamın vaz'ı hali dikkatimi fazla celbettiği için gayri ihtiy: tım. Ve ayakta durmağı ter onun arkasına sokuldum. Onu şi daha yakından lakip etmek imkânına malik bulunuyordum. Biraz sonra cebinden bir d tı ve titrek bir elle oradan bir y kopararak eski- türkçe ile şu yazmağa uğraştı: «... nezareti kalem —müdürlerinden «& İn torunu ... mektebinin s01 lebesinden ... dün gece çı irtihali darıbaka etmiştir. Bu ihtiyar dedenin bir gazeteye ilân vermek üzere yazmakta olduğu bu ların mabadini okumuğa benim taham-| mülüm kalmadıgı gibi gözlerime dolan şlar da bu satırların gözlerimdeki vü- Kendi kendime söş €y hayat, vo ey İstanbul, senir letin Kadar tramvayların Nikbine göre A TRAMVAY (Başturafı 6 wncı sayfada) Dediler mi... Gene böyle toparlar —Btendimi Derdim. Saç eksiri ile muhafaza olunabilir ı dökülme- | leri ihya eder, Büyütmek ve taravet kleri temizle- 3 N R müziç ve mu- vermek suretile saçların şuhane gü- zelliğini İdamo ettirir. , CESEELENEK I İstanbul Orman Direktörlüğünden: 1 — Kastamonu merkez kazası dahilinde Karanlık dere ormanının Sokunlu sökü kıt'asından yanmış ve devrilmiş 64 M3. çam ve 598 M3. köknar ağacı kapalı zarf usulile arttırmaya çıkarılmıştır. 2 — Yevmi ihale 5/8/987 tarihine müsadif Perşembe günü olup saat 15 de Kastamonuda Orman direktörlüğünde müteşekkil Satış Komisyonunda icra edi- lecektir. «Oplamin» yalnız sa sini menetmekl mekle kalmaz, — Efendim! Dedim, sonra ilâve ettim: — Ben ineceğim.. ğina bastım: — Nasırıma bastın, gözün kör mü? Dedi. Bir kadının yanından geçerken elim eline deymiş: — Hınzır çapkın! in çın, zil çalındı. Bir erkeğin s_vâ-; yem FLIT JARDIN felerimi — öldüren tozdur. Pompalı — koplar — deranunda astılır. Ve dalma kullanılmağa bazırdır. Ayrıca satın almacak ak- samı yöktür. Haşarat İçis- öldürücü, vebze ve nebatlar için aararsıdır. Zehirli değiklir. Pratik ve müsesirdir. Üai depomu : J. Kresgin, Tatantal. Gölata, Vayvede Has * ——— Memurluk Müsabaka imtihanı T. C. ZRAAT BANKASINDAN: Bankamızın merkez, şube ve ajansları için LÜZUMU KADAR MEMUR A- LINMAK ÜZ abaka imtihanı açılmıştır. ta mektep mezunlarına 30, orta larına 40, lise ve ticaret lisesi mezunlarına 80, yüksek mek- , $ Imtihanda muvaffak olanlar, yirmi mi nisbetinde zamla TEKAÜDE TÂ- Z alınırlar a ANKARA, ADANA, ANTALYA, AFYON, AYDIN, BA- KKALF, DİYARBEKİR, DENİZLİ, EDİRNE, EDREMİT SKİŞE ( BUL, İZMİR, KAS- İ, MALATYA, UŞ SIVAS, TOKAT, TRABZON, VAN, YOZGAT şubelerimizde orta mektep ve otta ticaret mezunları için 19 ve 20 Ağustos ve lise ve yüksek mektep mezunları için 23 ve 24 Ağustosta saat do- kuzda başlanacaktır (Ankara ve İst. daki imtihanlara orta mektep mezunları alınmığacaktır.) Müsabakaya gireceklerden ne gibi vesikalar arandığı ve nelerden imtihan ya- pılacağı yukarıda isimleri yazılı şubelerimizden elde edilebilecek izahnamelerde görülebilir. Dedi. Sonra da kaşını kaldırıp gözünü süzdü: — Hoşuma gittin! Manasını çıkardım. Vatman yüzüme aksi aksi baktı. — Benin için durduğumu bilseydim, durmazdım? Diyen bir hali vardı. Meyvkifte bekliyen polis, acaba- tram- vay durdumu da iniyorum, yoksa yürür- ken mi iniyorum diye gözlerini dört AÇtr: $ — Çamın beher metre mikâbının muhammen bedeli 515, köknarın 385 k» - 4 — Muvakkat teminat mikdarı 406 Mradır. 5 — Müddeti ihale bir senedir. 6 — İstekliler bermucibi kanun tanzim edecekleri teklif mektuplarını ikinci maddede gösterilen saatten bir saat evvel Kastamonu Orman Müdürlüğünde Mmüteşekkil komisyona makbuz mukabilinde teslim ötmelidirler. Posta ile gön » derilecek teklif mektuplarının arttırma saatind en bir saat evveline kadar gel « miş olması lâzımdır. Postada vâki olacak gecikmeler kabul edilmez. '? — İlân ve saire masraflar alana aittir. «4432> ç— —— ——— — İsteklilerin müsabakaya iştirak edebilecekleri mahaldeki banka şubesi mü- dürlüğüne ve Ankarada bankanın personel işleri müdürlüğüne 18/8/1937 tari- hine kadar müracaat eltmeleri lâzımdır. — (4673) —l;İafıa Vekâletinden: 1 — Eksiltmeye konulan iş: Küçük Menderes islâhat ameliyatı sahasında ya » pılacak Belevi, Cellât ve Sağlık kavuşutları Inşaatı, keşif bedeli: —<130444> lira «&d> kuruştur. 2 — Eksiltme: 17 ağustos 937 tarihine rastlıyan Salı günü saat 15 de Nafla Ve- kületinde Sular Umum Müdürlüğü Su Eksiltme komisyonu odasında - kapalı Adapazarı 2? ineci Hukuk Hâkimliğinden: Müddelaleyh: Adapazarının Arifiye Bezacı Kö, den Ömer oğlu Comal. Davacı: Adapazarıntı Kalaycı Nev'iye kö. den Arslan oğlu Kemal vekili avukat De- mir Kemal Dalkılıç tarafından sizinle diğer M. aleyha Kalaycı Nev'iye kö. den Arsdan karısı ve Zekeriyya kızı Habibe ve nüfus dairesi aleyhlerinde açtığı veraset ve kayıt tashihi davasma ait naminiza yazılan davetiye ile arzuhal örneği çoktanberi mezkür köyü terkle ne tarafa gittiğiniz betli olmayıp hayat memalınız meçhul bulunduğundatı Bahisle tebliğ edilmemiş ve davucı vekilinin talebi veçhile tebliğalın ilânen — yapılması islenmiş ve muhakemenin de 16/9/1937 tarih perşembe gümü saat 10 na bırakılmasına karar verilmiş ve bu hususa dair davetiye ile arsuhal örneği mahkeme salonuna ya. pıştırılmıştır. İlânı günündeti itibaren dava arsuhaline karşı on gün — zarfında cevap yermediğinir ve o gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadığınız veya kanumi bir ve- kâl gündermediğiniz takdirde muktezi muamelei kanımiye yapılacağı ilânen tebliğ olu- mur, (4780> ae z Ben indim ve tramvay; kaldırıma s$e- rilmiş demir tayları, önündeki merkebi dikkatle takib eden bir deve gibi takib edip g':_t_ı.__ İsmet Hulüsi İş Ariyorum Yugoslavyalı bir Türk vatandaşıyım. Arap, Sırp, Rus lisanını iyice konuşuyo- rum. Gemilerde ve her türlü vazifede çalışırım. — (910) Beyoğlu Çukurcuma Cami sokak No. 40 Şaban — Hepsi de modası geçmiş, uydurma zarf üsülile yapılacaktır. 3 — İstekliler, eksiltme şartnamesi, mukavele projesi, Bayındırlık işleri ge. nel şartnamesi, fenni şartname ve projeyi «6> lira «53» kuruş bedel mukabilin- de Sular Umum Müdürlüğünden alabilirler. 4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin <7772» lira <23> kuruşluk muvak- kat teminat vermesi ve 50 bin liralık Nafla su işlerini taahhüt edip muvaffa - kiyetle bitirdiğine ve bu kabil su Işlerini başarmakta fenni kabiliyeti olduğuna dair Nafia Vekâletinden alınmış müt! hitlik vesikasını ibraz etmeleri. İsteklilerin teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Sular Umum Müdürlüğüne makbuz mukabilinde —vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. «2300> — 04732 Balkan otomobil — Şuradan bir kaç şişe benzin al, du?.. * Son Posta ,, nın tefrikası: 63 Şemsünnisa ile âdeta bir yarı- ga çıkmışlardı; o yarışı da kendisi ka- Zanmış gibi görünüyordu. Artık onları tanıyanlar, kendisine gülemiyecek, e- Hindekini başkasına kaptıran bir kadın gibi herkesin önünde küçük düşmiye- cekti. Acaba yalnız buna mı seviniyor- ü Bugün gene Fehametin içinde bir sı- kıntı vardı. Ne yapacağını bilmiyor gi- bi evin içinde dolaşıyordu. Öğleye doğ- TU otomobile bindi. Ulak tefek almak i- çin İstanbula geçti, işini bitirdikten sonra kendini oltomobilden içeri atar- ken: — Of, canım sikiliyor!. Nereye git. sek acaba?. Diyordu. İmad, atomobilin kapısını tutmuş: — Bugün de bir yere çay içmeğe git- miyecek misiniz?.. Hiç bir yerde toplan- miyacak mısınız?, Diye sordu. »« Bugün hepsinden sıkılıyorum. Şöyle yeni bir şey arıyorum; insana he- yecan verecek bir şey!.. — Buüulduüm, öyle.ise... Ayvansaraya gidelim' — Haydi, aman. Lâkırdısı bile :üyîe.î rimi ürpertiyor!.. — Bilmem, heyecan arıyorum, dedi- Yazan : K.R. Enson |"7 d0 — Aman, hiç kimsenin yüzünü gör- mek istemiyorum. Çaydan da, briçten de sıkılıyorum, bugünlerde herkes si- nirime dokunuyor. Hiç kimse ile lâf et- mesini canım istemiyor. Patlıyacağım artık!.. Bu hayat, o kadar boş, o kadar sıkıcı ki,.. Her gün aynı insanlar... Her gün aynı dedikodu... Hele bugün, bun- ların hiç birine dayanacak gibi deği- lkm. Söyle, başka bir şey bul... Bana bir akıl öğret... Nereye gidelim?, — Emrederseniz, gene hergünkü gi- bi Böğaza doğru bir gezinti yapalım?, — Aman, artık her gün de Büyük- dereye gidilmez a... Koca İstanbulda o- tomobille gezecek ne kadar yer var ki?.. — Resim sergisi açılmış, gezmek iste- mez misiniz?.. a — Öyle şeyden hiç hoşlanmamı, — Sinemaya gidiniz!, — Bıktım artık!.. Ham bu sıcaktat, — Terzide, şapkacıda, kunduracıda bir işiniz yok mu?.. Köprü başına doğru gidiyorlardı. Kal dırımdan da mühendis Talât Süreyya geçiyordu. Fehamet, ölomobilin pence. resine doğrü iğildi, gülümsedi. Gene o aralık Bebek tramvayı önlerinden ge- çiyordu. Otomobil durdu, Talât Sürey- ya da onlara doğru yaklaştı. Fehamet: — Nasılsınız?. — Nereye gidiyorsu- nuz?.. Yukarıya çıkıyorsanız, haydi si- zi de gölüreyim?, Diye seslendi. Talât Süreyya, otamo- bilin kapısını açtı; genç kadının yanına oturdu. Yolda, şuradan buradan konuş- tular. Talât Süreyya, bugün çalışmadı. gını, biraz dolaşmak için Beyoğluna çıktığını- söylüyordu. Fehamet: — Benim de canım nereye gitsek acaba?, — Ben ne zamandır Yakacığa gitmek istiyordum, Mademki işiniz yok, hay- di oraya gidelim. Fehamet, İmada seslendi: sıkılıyor, dedi, Üsküdara geçeceğiz!.. Benzini aldılar. Kabataştan araba va. puruna bindiler. Kısıklıdan Yakacığa gittiler, Karınları acıkmıştı. Peynir ek- |mek aldılar, Ayazmada oturup yediler. İmad, otomöbilden çıkmadı; kendi kendine: — Kadıncağız heyecan arıyordu; bul- söyleniyordu. Bir aralık ihâ baktı. Kahvede hemen hiç kimse yok- Sül 'a, genç kadına sokul. müş, ateşli ateşli bir şey anlatıyordu. Bir sırasını getirdi, elini de tuttu. Ken- di ellerinin arasına aldı. Fehamet, san- ki nazlanıyor gibiydi; arada bir kaşla- rını kaldirıyor, utanıyormuş gibi elile yüzünü kapıyor, kulaklarını tıkıyor, en sonünda artık dayanamamış gibi sar. sıla sarsıla gülüyordu. İmad, birdenbire sinirlendi; — Olur şey değil!, Başımıza bir de bu mu gelecekti?, Otomobile girdi, çekti, kapadı. çaldı. Talât Süreyya, koşa koşa geldi. Fehamet, bu gürültüyü merak etmiş, onü göndermişti Genç şofi ğuk bir sesle: — Klâksonun âyarı bozulmuş da onu düzeltiyordum!., kapıyı gürültü le (Arkası var) yle uzaktan onlara 'nra uzun uzun klâkson | ; Yarışını kazanan Türk kadını (Baştarafı 7 inci sayfada) Türklerin coşkunluklarını anlatamam: Fakat ben otomobilden, tabutundan çıkan bir ölü gibi m. Sırtım yara içinde kalmıştı. Yüzümde, kuruyan du- daklarımda çamurlar donmuştu ve sağır gibi, kör gibi, dilsiz gibi, bir şey duy- muyor, bir şey görmüyor, bir şey söyli- cdüm! Sevinç, heyecan, uykusuz- rgunluk... Bayan Azize, o anı tahayyül etmenin dehşetile ürperir gibi yüzünü buruşturu- yor ve acz içinde ellerini açıyor: — Anlatamam size... O arı anlatamam! Atina, Rüşen Eşrefin, ve Atina ataşe- kommersiyali Bay Nacinin alâakalarını yürekten bir minnetle anan Bayan Azi- zeye, burada nasıl karşılandığını saruyo- rum: — Gelir gelmez, kaçak mal getirip ge- tirmediğimi anlamak için valizlerimi bo- şalttılar! O biraz sonra gene nikbinleşiyor, ve: — Maamafih, diyor, şoför meslektaş- tün yorgunluklarımı, ve acılarımı unute turdu! n Bayan Azize böyle söylüyor. Fakat anlamak hiç te güç değildir. Atinadan getirdiği zafer kupası, onun gözüne ile- lebet, içinden nankörlük zehiri içilmiş bir peymane gibi-görünecek! Naci Sadullah