4 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

4 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

maçının mâna Güneı takımı bugün ve Milli küme maçlarının ciddiyetle takip tdilecek oyunlarından biri de hiç şüphe- #2 Galatasaay - Güneş karşılaşmasıdır. Alatasaray renginin malı olan Güneş fakımının bugün gene eski klübüne ve ©nun rengine karşı sahaya çıkması göz- den kaçırılacak bir hareket geğildir. Bir takımda yanyana oynayan oyuncu- İarın karşı karşıya geldikleri dünyanın ©T yerinde görülür tabil bir iş ise de Ga- latasarayla Güneşin karşı karşıya gel- Mesl bu nevi tabil işlerden değildir. Ne gibi bir cazibe tesirile olduğunu Pek tahmin edemediğimiz şekilde on bir p — Fişilik bitkaç takım teşkil edecek kadar _labehk bir kadro halinde Güneş klü- Mne akın eden oyuncuları rakip taraf Aleşi önünde, bir parça da önlerine ba- AT şekilde dizilmiş görmek anlatmak Mediğimiz gayri tabilliğin esasını — do- Burmaktadır. m“Ple Güneş klübü lehindeki neşriyatı “Are edenlerin başka bir klübün şampi- ::'_!*“F!ur.u kolaylaştırmak, ve maçları c_"' koşan halkı Galatasaray aleyhine Osturmak için sarfettikleri gayret ve te- “* fta gözününde tutulacak olursa — bu- ::;ku Maçın havasını tahmin etmek o ür güç olmasa gerektir. Ü G_““?ş ftakımı milli küme maçlarında lr"t'" etmediği dereceyi aldıktan sonra ":lk bu mevsime millt küme sırasında wşll yer için endişe “bile etmemek- di mı se! Milit küme şampiyonluğunda bir tek “Van için mücadelo eden Galatasaray- :ih')rb:hç!!ım arasındaki yolu ya ü Mt_'ın kısaltacak ve yahut ta bir uçu- mla ayıracak olan Güneş takımı tuhaf | gı tesadüf eseri olarak kendi hesabına K büsbi ıîllgı'iıılıü müsabakada ya kemerinden A W:zrıı.a boğası Bul Komarla, Mülâ- " Pehlivan, bugün saat 16 da Taksim 'İyomunda karçılaşacaklardır. K îuuı;îî-ncn ;M.lnbıkı, neticeleri itiraz- yan İlk iki MamdeRaL N ” h:vvılld Bünkü nüshamızda da yazdı- ımız gibi, Mülâyim pehlivan, bu güreş Nü 01_"!! 500 lira koymuştu. Ve buna m(hhıl. Bul Komarın da, Cenubi Ame- t a şampiyonluğunu kazandığı zaman 'Üği meşhur murassa kemeri koyması- ni — Kemeri koyarım. Yalnız, fammamile serbest olmasını istiyo: Büreşin rüm, Ya- Galatasaray - Güneş maçlarda kendi hesabına değil, şampiyonluk namzedi takımlar hesabına çok mühim bir rol oynıyacaktır değil, başta giden takımlar hesabına cid- mağlübiyet ile sahadan çıkması netlcesi kaybettiği puvanlar bugün Güneş takı- uğramasının cezasını bugünkü maça na- hak yere ehemmiyet vermekle bir daha ödemiş olacaktır. Amerikan Boğası bugün Mülâyimle karşılaşıyor l"lluıdın, yahut ta Amerikalı, meşhur şampiyonluk Amerikalı ile İzmirde yaptığı güreşten bir intıba var, kırmak ta, Eğer hakem ikide birde araya girecek- ge, ortaya kemer değil, sicim bile koy- mami pehlivan tarafından kabul odilmiştir. lâyim pehlivan 500 lirasından, yahut ta Amerikalı meşhur şampiyonluk keme- rinden olacaktır, kreas denilen ve kör dövüşüne benziyen silleli, tekmeli, tehlikeli bir güreş seyre- Geceklerdir. BON POSTA Uyku şampiyonu Yattığı odadan yangın çıktığı halde uyanmadı, itfaiye efradı battaniyeye sarıp sokağa çıkardılar, orada uykusuna devam etti Corç Fred Amerikalıdır. Mant Realde bar işletir. Kabaresi, bir çoklarını sa- bahlara kadar uykusuz birakırsa da, kendisi uykuya dayanamaz, dükkânının kepenklerini indirir indirmez soluğu e- vinde alır, odasına çıkıp, kendisini yata- Ba atmasile mışıl mışıl, hattâ hattâ horul horul uyuması bir olur. * Bayan Fred de kocasının bu zâfını bi- lir. Onun için, yatağını pufla gibi kabar- tır. İşte bu uyku şampiyonumuz, evinde yangın çıkıp ta söndürmeğe gelince, it- faiye efradı, Fredi bir türlü uyandıra- mamışlar.. Hâdiseyi anlatalım: Güzel bir yaz sabahıdır. Şafak yeni sökmektedir. Fred, hemen hemen bütün gece çalışmıştır. Bundan ötürü de yor- gundur ve yatağına girer girmez de uyu- muştur. Aradan kaç saat geçmiştir bilinemez. Birden bütün mahalle halkı sokağa dü- külmüştür. Bayan Fredin yatak odası penceresinden duman çıktığını güren bi- risi (yongın var!..) diyerek bütün ma- halleliyi ayağa kaldırmıştır. Borularını, kornalarını öttüre, öttüre yangına yeti- gen itfaiye, her ağızdan çıkan seslerin, sı ve kıymeti gelecek hafta yapacağı Güneş takımı bir rol oynamaktadır. Galatasarayın yaptığı on iki maçta iki unın sahaya bu kadar rahat çıkmasına beb olmuştur. Galatasaray iki lüzumsuz mağlübiyote 'e M.R. Aletizm müsabakaları İstanbul atletizm ajanlığının hazırla: Beri müsabakaların üçüncüsü bugün adıköy stadında saat ikide yapılacaktır, Corç Fred hay huyların arasında işini görmektedir. 'Altüst olan mahallenin içinde yalnız tek bir adam istifini Bozmamıştır ve olup bi- tenden habersizdir. Bu da, uyku şampi- yonumuz Freddir. Dumanla dolu odaya giren itfalye nefer- leri, bu gibi zamanlara has kısık sesle- rile birbirlerine bağrışmakta, açık pen- cereden yüksek sesle emirler vermekte- dirler. N Yangının Fredin odasında olduğunu anlıyan itfalyeciler, hemen onun odası- na saldırınca, şampiyonumuzun engin bir uyku içinde olduğunu görünce ağız- Jarı açık kalmıştır. Yatağın altından da, ve şileteden buram buram duman çık- maktadır. Ateş şiltenin dört bucağını sarmıştır ve buna rağmen, Fred, kayıt- sız, kayıtsız horlamaktadır. Neferlerden biri, şampiyonu dürtükli- yerek (Babalık uyan.. Yanıyorsun..) di- ye haykırmmca, Bay Fred, şöyle derin bir nefes almış, ve sola dönerek homurda- na homurdana uyumasına devam et- miştir. Zavallı adamın dumandan bayıldığı- nı sanan İtfaiye neferleri, Fredi batta- niyeye sardıkları gibi, sokağa çıkarmış ve kaldırımın üzerine boylu boyunca u- zatmışlardır. Mülâyim pehlivan 500 olacaktır. Amerikada olduğu gibi, vurmak ta Amerikalının bu şartı da, Mülâyim * Yangın söndürülmüş, heyecan yatıştı- rılmış ve itfaiye neferleri de takımları- mı, tulumbalarını, borularını — toplamış- lar, hareket etmek Üzeredirler, İşte tam bu sırada, uyku şampiyonu- muz daldığı «habı gafletten» Şimdi, bugünkü müsabakada, ya Mü- Fakat, Amerikalının Mülâyim tarafın- ye buraya getirdiniz?.. diyerek ayağa kalkmış, ve tabii bütün mahalle halkının kahkahalarile karşılanmıştır. * v a uyanmış- | llngm,m_ dan da kabul olunan şartından anlaşıl- | tır ve kendisini sevgili yatakcığında bu- j Bul Komar, bu talebi yerine maktadır. ki, bugünkü güreş, çok sert | Jacağını sanarken, ölüler gibi pijamasile | Ye razı olmuş, fakat o da bir gîlr:—_e. olacaktır. kaldırımda uzanmış görünce şaşırıp: | Müştu: şart kos- | Yani İstanbullular ilk defa, adına pan-| — Yahu ne olu: ne var, beni ne- Şi pan:- yoruz, " KADIN Bazan güzel, bazan çirkin görünmenin sebepleri Her zaman için güzel olmak, güzel görünmek kendi elinizdedir Elbette dikkat et- mişsinizdir: İn san bazı günler her za- mandan daha güzel ve daha genç görü- nür. Bakarsınız ki © gün yüzünüzde bir canlılık, — renginiz- de bir tazelik, cildi- nizde bir düzgünlük var.. Çehrenizin hiç bir yanında ne bir çizgi, ne bir leke ne de ufacık bir buru- şuk, Taptaze ve gü- zelsiniz. Ne gi niz yakışır. Hangi tuvaleti yapsanız u- yar. Kendinizi bu kadar — güzelleşmiş görmekten — duydu- ğunuz sevinç yüzü- nüzü büsbütün ay- dınlatır ve sevimli- lik verir, Bu fark o kadar barizdir ki ekseriyetle etrafındakilerin de gözüne çarpar, Başka bir gün bakarsınız, bunun ta- mamile aksine cildinizde bir bitkinlik, yüzünüzde bir yorgunluk vardır. Ağzı- nızın kenarları aşağı doğru çekilmiş, göz kenarlarındaki çizgiler derinleş- miştir, Tuvaletinize ne kadar itina et- seniz nafile... Bir türlü istediğiniz şe- kilde görünemezsiniz. Acaba bu nedendir? İnsan her vakit güzel görünemez mi? Yüzünüzde bu büyük değişikliği ya- pan şey adalelerin ve âsabın dinlenmiş veya yorulmuş olmasıdır. Vücud rahat #ttikce yüz adaleleri dirileşir, renk ta- seleşir, cild düzgünleşir. Bilâkis yo- Tuldukca adaleler pörsüyüp sarkar, cild buruşur, renk kaçar, yüzün bütün can- hılık, tazelik ve güzelliği kaybolur. Yorgunluk devam etmez de iyi bir dinlenme ile geçiştirilirse yüze ârız o- lan çirkinlik te geçer gider. Devamlı bir hal alırsa çirkinlik te daimileşir, yü- zün tabif hali e geçer. Bunun için eğer her vakit güzel gö- rünmeyi, güzelliğiniz! hiç kaybetme- meyi istiyorsanız, her gün muhakkak muayyen bir zâamanınızı vücudün dinlendirmeye hasretmelisiniz, Günün türlü türlü faaliyet ve heye- canlarile yorulan âsab ve adaleleri din- lendirip size en güzel halinizi bağışlı- yacak yegâne ilâç budur. Çok değil, günde yalnız yarım saat kâfi ve vücud bilhassa akşama doğru çok yorul- muş bulunur, dinlenme saatini tercihen bu zamanlardan seçersiniz. Önce odanızın perdelerini sıkı sıkı kaparsınız. Çünkü karanlık-asabı çok dinlendirir. Sonra bol ve rahat bir ge- celik giyinirsiniz. Vücudünüzü sıkan Fazla elektrik parası Orduya tahsis Edilmelidir Adapazarı okuyucularımızdan Ah - met Hüsnü Şumnu bize yazdığı bir mektupta elektrik şirketinden istirdat edilecek 3 milyon liranın sarfedileceği yer hakkında yeniden başlıyan müna- kaşaları hatırlatârak diyor ki: — Bence bu para ne hastane, ne yol, ne hapishane gibi yerlere sarfedilme- meli, doğrudan doğruya hükümete ve- rilerek ordunun makineleştirilmesine tahsis edilmelidir. Bu surefle ordu bel- ki bir kaç tanga, bir iki tayyareye, to- pa, makineli tüfeğe sahip olur, az ol- sa da bit kuvvet kazanır. İstanbullular bütün bağları gevşetirsiniz. Ayakları nızın altına bir yastık koyup rahat ra hat yatağınıza uzanırsınız. Bütün bun« lar, kanın iyi deveran etmesine yarar. Ayrıca gözlerinizin dinlenmesi için de göz kapaklarınızı gül suyile ıslatıl. mış büyük birer pamuk parçasile kapa- tırsınız. Bu dinleniş göz bebeklerini parlatır. Göz kapaklarının ve göz yan- larının tazeliğini muhafazaya yartır. Âsabınızın tam manasile dinlenebil: mesi için etrafınız mümkün olduğu ka« dar sessizlik içinde olmalıdır. Bu ses sizlik içinde gözlerinizi kaparken b nızdan düşünce, gaile ve heyecan na: na ne varsa hepsini silmeye çalışmalı- sınız. Her şeyi, bütün etrafınızı unutup derin bir istirahate dalmalısınız. İşte böyle bir yarım saat gençliğinizi, güzelliğinizi en iyi ilâçtan daha iyi ko ruür, Yemek Bahsi Patates yemekleri Lâzım olan şeyler: 1 kilo patates, 1 yu« murta, (300) gram un, (20) gram rende- lenmiş peynir, biraz tuz, kaynatılmış sek « ze suyu. Patatesleri haşlayıp soyunuz. Makine- den geçirip iyice eziniz. İçine unu, yü- murtayı ve biraz tuzu katarak hamur yapınız. Birkaç sebzeyi bir arada kayna- tıp suyunu alınız. Hazırladığınız hamur- dan yassı, ince köfteler yapıp bu kü leri ev makarnası gibi ince ince kesiniz, Kaynayan sebze suyunun içine atınız. Hamurlar suyun yüzüne çıkıncıya kadar kaynatınız. Yüze çıkınca beş dakika da. ha kaynatıp kevgirle gcak bir tabağla alı- nız. Üstüne rendelenmiş kaşar peynirini serpip sofraya koyunuz. Bu yemek altı kişiye yeter. bu paranın orduya tahsisi için muhak- kak ki benden fazla taraftarlık göste receklerdir.» * Türk işcisinin hakkı yeniliyor! Ankara okuyucularımızdan Yusuf Aytekin bize yazdığı bir mektupta iş hayatımızın en hassas bir noöktasına basıyor: Memlekette bir çok müessese- lerde mütehassıs olarak çalışan bir çok mühendisler vardır. Bu mühendisler kendilerine muavin ve yardımcı ola « rak gene kendi vatandaşlarını kayırı- yorlar, Halbuki diğer taraftan Türk iş« çisinin hakkı yeniliyor ve açıkta kal« masıma sebep oluyor. Biz bu hassas noktay: kiymetli Nafia Bakanımız Ali Çetinkayanın gözü önüne koyuyoruz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: