Bugünkü program 29 Hazlran 937 Salı İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi, 1250: Hava- dis. 1306: Beyoğlu Halkevi gösterit kolu ta- rafından bir temsil. Akşam neşriyatı: Beğendiğiniz kadın ve erkek tipleri hangileridir? — 54 — — 547 — 1830: Plükla dans muzikisi, 19,30: Konfe- . : HL . rans: Eminönü Halkevi soayal yardım şu - Benim karım sinema artistine | - Daima güler yüzlü hayat — |vesi namına: Doktor Galib (Sasyal yardım eli | e deri), 20: Belma ve arkadaşları ta- benzemelidir arkadaşını tercih ederim —— |emaan Türk müsiklet ve halk şarkıları, Benim tahayyül ettiğim ve beğendiğim kadın, sineraa yıldızlarından kıvrak - ve şen Cinger Rogers tipinde olmalıdır. Yü- Zü tatlı oval, az sarışın ve maviye çalan gözler. Vücut itibarile gene bu sanatkâr- daki vücudu beğenirim. Fakat zevcem o- 30z T Rıza tarafından arapça söylev, Yaşama tarzımı bilen, orta boylu, mü- ;:6 2:;'_, HLT GA ” tenasip endamlı, beyaz tenli, kara kaşlı, | ( yürk musikll ve halk şarkıları( Baat kara gözlü, daima güler yüzlü, ev idare -( ayarı), 21,15: Radyo fonik dram (Karmen), sini Iyi bilir, temiz, terbiyeli bir kadını |22,15: Ajans ve borsa haberleri, 22,30: Plâkla tercih ederim. sololar, opera ve öperet parçaları. Tülima anvn bi Heppa olmanı| — Nora 3 Tümen Hoğdo gediki'arbapı YARINKİ rıoc.ıı::ı bittabi istemem. Düşünceleri serbest, as- H. Refik # üele z VN — Deenan hayatın bütün icabatına uygün olma- ea emr ee eee eee Ökle neşriyatı: 1220: Plâkla 'Türk mustkisi. 1250: Hava- diğ, 135: Mühtelif plâk neşciyalı, Akşam neşriyatı: 18,30: Plâkla dans musikisi, 19,30: Kon - forans, 20: Nezihe ve arkadaşları tarafından 'Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,30: Ömer Rıza tarafından Arapça söylev, 2045: Sema» hat ve arkadaşları tarafından Türk musiki- lır, Kocasının mâli vaziyetini düşüne- 'cek kadar da maddi olmalıdır. — Benimle yapacağı münakaşalarda son- bir nevi tefevvuk taslayan kadını sev- mem. Kocasına müti tam bir ev kadını, asil ruh sahibi, zeki olmalıdır. ' rbekir N. D. (Sarih adresinin ve isminin neşrini istememiştir) -— 45 « Kadın evvelâ namuslu olmalıdır Beğendiğim kadın şöyle olmalıdır: — Evvelemirde namuslu ve vücuden de sıhhatli olmalı. Eşine ve yuvasına sadık, jçacnklınni bakabilecek kudrette, ev iş- inden anlar, bir mecliste söylediğini letir olmalı. İlk tahsilini yapmış bu - malı, Okuduğunu anlamalı, boyu 1,65, “vücudu ne zayıf, ne şişman, teni pembe, darı kumral, kaşları siyah, gözleri elâ, ve ayakları orta, kilosu 60-70 arasında Kadınların Genç- leştirilmelerinde Bir Mucize: Dünyanın en büyük profesörleri genç ve kuvvetli —hayvanların höceyre » derinden çıkardıkları özü insanlara aşı -| <4 ve halk şarkıları, (Baat âyarı), 21,15: Or- hyarak —ölen kuvvetli — ve hayatı İâ-|kestra, 22.15: Ajans ve borsa haberleri, 22,90: de -ediyorlar. Ayni esas üzerine genç ve |Plükla sololar, opera ve öperet parçaları. dinç hayvanların cildlerini besliyen hö- e ceyrelerin ifraz ettikleri o kıymetli özü vesaiti fenniye ile ikinci bir koruyucusu olan acıbadem yağı ile imtizaç ettirirler. Yağlı ve yağsız Hasan Acıbadem krem- Jeri elde edilir. Yüze, cilde sürüldüğü za- man imucize denilecek büyük değişiklik görülür. Gevşiyen adaleler gerilir, yüzdeki çukurlar büyük düzen alır. Açılan mesa- mat kapanır. Cild elâstikiyetini kazanir. Çil ve lekeleri kökünden temizler, 60 ya- şında bir kadının bu'krem ile buruşuk yüzünü genç bir kızın cildi kadar taze - İnegölde istihsal ve istihlâk vaziyeti İnegöl (Hususl) — Buradaki keresle fab- rikası her yıl mamul olarak TÜ0 metre mik'- abı göknar, 1500 metre mik'abı kayın, 4 bin metre mik'abı çam ihraç etmektedir. Ayrıca her yil 100 bin sandalye, 1,400,000 - kilo un, bir milyon kilo tütün, 35,575 baş hayvan, 600 bin kilo patates, milyonlarca kilo bak - la, fasulye vesalre ihraç edilmektedir. İnegöl demiryolundan istifade etse ihra- cat bir kaç misli artacaktır. İ Balıkesir: Tevfik |/ Ka LRE T K rir ve düzgünleştirir. Bu hal tecrübe | — Sehrimizde koza satışı fiatları T5 - 80 ku (Sarih adrerinin neşrini istememiştir.) İ"u İN bi BAA * mir. | TUŞ Arasında tehalüf etmektedir. İnhisar i- ile sabittir. Hasan acıbadem kremleri çir- &. . y daresi bir yılda 101,700 itralık mamul tütün : — 546 — kinleri güzelleştirir ve ihtiyarları genç-| çağışı yapmıştır. Evrelki senelere nisbetle iç- : * dalbin İ 'eştirir. Kadınlara füsunkâr, tatlı sıcak | kilerden de 2889 liralık fazla satış yapılmış- Çocuklarına vatan hissi telkin | 57 <azibe verir. Cinsi cazibeyi ziyadeleş - | tr. - Bdecek zevce isterim tirir, fakat acıbadem yağı kremini yap- mak çök güç olup bu bir san'at ve fon meselesidir. Bazı ıtriyatçılar Acıbadem e- sansını vazclin ve buna benzer: yağlarla karıştırarak acıbadem yağı kremi altın - da satmak isterler, cildinizi acıbadem ya- ğından aslâ malüm olmıyan acıba - dem- yağı — kremlerinden — koruyun, aksi halde yüzün esmerleştiğini ve “Beğendiğim kadin: K FP“ Boy orta, sarışın, elâ göz, altın saç, «& çehre, gamzeli kırmızı yanak, orta ağız ulak, gerdan uzun, benli yüz, uzun kirpikler, kulak ufak, bakış nim ni- H, beyaz ufak sık dişler, sıhhati tam. — Tabiati: Yuvasma bağlı, kocasına hâ - m olup anut olmiyan, müktesit, sıcak - Bilgisi: Yüuvasihâ, yavrularıha — iyice bakacak ve orlarâ vatan hissi ve milli î.uyaı.ıhı'ı aşılıyacak derecede bilgili, tah- li eşinden aşfığı veya müsavi olması ceder, e sız Hasan açıbadem kremini sabahları kalkınca yüzlerine süren her bayan cild- lerinde bu büyük değişikliği görecekler - dir. Her gece bayan teninin güzelliğini, şeffaliyet ve letafetini ancak bu Hasan Yozgat icra dairesinde sekreter | kremlerile idame ettirebileceğini unut -. Fahri Özer masın. Peynir beyaz Peynir kaşar * Son Posta x am tefrikas: 68 — Endülüs Şövalyesi AÇA Abdurrahman br — Bu bahtiyarın kim olduğunü öğ - JTenmiye cesaret edebilir miyim?.. — — Kraliçenin kızı, — Büyücek bir kaz budunu kemirmek- Te Meşgul olan ihtiyar çizmeci, yerin - _den bir karış fırladı. Az kalsın, çiğne - -diği lokma boğazında kalacaktı. — Haşmetlü kraliçe hazretlerinin Ppek muhterem kerimeleri.. Elizabet hazretleri, öyle mi? - — Âdım, bilmiyorum... Onu, ilk defa olarak, bu sabah alayla geçerken bal - hmd.ş. annesinin yanında gördüm. — İhtiyar çizmeci, acele acele bir bar- dak şarap daha içti. Ağzındaki lokma - '1, midesine yerleştirdi. Ondan sonra, büyük bir hayretle sözüne devam et - — Başka?.. Yasi A R. Adını bile henüz şimdi senden öğren - diğim bu lâtif kız ile aramızdaki bütün münasebet.. alay geçerken, bir saniye Bgöz göze gelmekten ibaret... Bu bir sa- niye göz göze gelmenin, onun kalbine ne ilham ettiğini bilmiyorum. Fakat ben, o bir saniye zarfında gözlerimden kalbime akan ılık bir şeyin, saatler geçtikçe orada, kalbimin içinde, kuv - vetini arttıran bir ateş olduğunu hisse- diyorum. İhtiyar çizmeci, iki yumruğunu ma - sanın kenarına dayadı. Âlimane ve fi- lozofane bir tavırla, başını salladı: Âlâ.. rgükemmel... İşte, büyük ve hakik! aşk, buna derler... Nitekim âciza ne, ve nâçizane.. ilk aşkı, bendeniz de böylece hissetmiştim, Ne ise, onu geçe- lim.., Evet, muhterem asılzadem. Şim- di, ne yapacaksınız? zadem, böyle mi yaparlar? için ihtiyatlı hareket etti. Lâstikli bir cevap vermek istedi: şövalyem, karak: ğım, Çünkü, yapamıyacağım, Diye, mırıldandı. hiç bir şey anlamadı. — Böyle yapmıyacak mısınız? — Hayır. — Şu halde ne yapâcaksınız?.. — Onu, ben de bilmiyorum. —- l_h.l.mazel, Elizabet hazretleri... İ!le bütün. İspanyanın, yegâne aşk me- leği... Eh; saadetinizi tebrik ederim, 4 — Evet.. ben de bunu düşünüyorum.. * /— Mühterem asilzadem. Tam, size lüyık | Şimdi, ne yapacağım?. liçenin teklifi Üi b Şu balde; büyük bir eeet | Ce Be biğla aa Si — Bu bapta.. âcizane tecrübelerim - den.. ve nâçizâne reyimden istifadeye tenezzül buyurulur mu?.. — Söyle bakalım. — Etfendim!.. İlk yapılacak iş; hissi - Sabık kraliçenin oda hizmetçisi Ani- ta, Abdurrahmanın odasına girdiği za- man, derhal delikanlının boynuna atıl. di: |le, sabik ve müteveffa kral Rodrik haz- retlerinin merasim günlerinde Biydik- leri altın işlemeli, ve'elmas öüğmeli "Çizmeler üzerine bahse girişmiye ha - — gırım ki.. Matmazel Elizabet hazretle - Ti de, ayni suretle size karşı ayni aşkı - beslemekle bahtiyardıirlar. — küne ve âşikane hislerini öğrenmek... — Dur, aziz dostum!. Bu hususta| — Sonra?.. bahsediyor. bahse girişmek$e de pek acele etme,..| — —Bir müddet, aşkın leziz şarabını| Diye bağırdı. mek.. ve böylece de, kendilerinin nazi- yudum yudum tattıktan sonra; mesele- yi izdivaç ile neticelendirmek.. ondan|rı karşısında, Abdurrahman birdenbire sonra da aşkın şarabını kana kana iç - İhtiyar çizmeci bir pot kırmamak — Eh.. aşağı yukarı böyledir, aziz|pı — Gördünüz mü?., Benim sevgim, yatınızı matmazel hazretlerine bildir -|size uğur getirdi... Ah, yarabbi!.. Ne|leri, doya doya söyliyeyim... Trakyada zirai sahada büyük bir inkişaf var Edirne (Hususl) — Baştanbaşa zirant ya « pan ve gün geçtikçe texniğe doğru ve temiz 'bu sene DÜÜ0Ü e vara- cak göçmen kardeşle - rin hızlı çalışma ve di- dinmeleri TTrakyanın yü zünü değiştirmiştir. Ta biat çok yardım etmiş, ve bu çalışmanın mü- kâfatını vermiştir. Ağaçlarma plânı, 1- leri derecede ve tam bir program altında yürümektedir. Yalnız kavak çeliği elmak üzere yarım milyon di- kilmiş, çimlendirilmiş — ve tutturulmuştur. Meyvalı meyvasız bir milyon fidan dikil - miştir. Devletin, vilâyetlerin ve belediyele - Fin fidanlıklarından başka kollektif ve da - mızlık 60 kadar fidanlık da yeniden açılmış- dr. Bunların bakımı, tutumu, tohumları ve fidanları zirant müşavirliğinin kontrolü âl - tındadır. Gelecek sene milyonla fidan ve - rilmesi muhakkaktır. Köylü kollektif fidan- lıkları çok sevmiş ve tutmuştur. Fidanlık aç- mıyan belediye yoktur. Bu fidanlıklar üç de- kardan elli dekara kadardır. Her danlığın yanıbaşında fenni kümesleri ve halis haskan tavuk, horoz, damızlıkları ve bir kısmında tüylü beyaz Ankara ve Mavi Viyana, Şinşil- la taygan damızlıkları vardır. Bunların ü - retmesi, bakımı bir mütehasms nezareti al- tında devam ediyor, Akhisar bankası “Sındırgı müstahsiline: 20 bin liralık kredi açtı Bindirgi (Hususi) — Burada Tarim Ban- kası ve Tarım Kredi kooperatifi olduğu hal- de tütün zürral muhtaç oldukları krediyi bu Jamamışlardır. Bu yürden İkinci çapayı ya- pamamışlar, ancak bir kısım tütüncüler mah sulü idrak edebilmişler ve satmağa başla - mılardır. Bir kışım zürra da, paraşızlıktan mahsuüllerini toplayamamaktadırlar. Bu tü- tünler, tarlada yanmaktadır. Bu feci hal karşısında, Sındırgıdan E - min ağa oğlu ile Mehmet Şat, Akhisar tü - tüncüler bankasının zürram yardım etmesi- ne tavassut ve bu yardımıı temin etmişlerdir. |Bankanın ikinel direktörü Süleymanla vez- nedarı İbrahim Kırkağaçlı oğlu ve Banka eksperleri buraya gelmişler, ekaperler tar - lalarda tetkikler yaparak raporlarımı direk- törlüğe vermişlerdir. Bunun üzerine, banka, 20,000 Hiralık bir kredi açmış, bu suretle sür- rTaa büyük bir yardımda bulunmuştur. Bu sene, tütünlerimiz her senekinden ve eivar köyler mahsulünden çok ve nefistir. Dadayda kendircilik Daday (Huşusi) — Son zamanlarda, Da- dayda ve köylerinde de kendirciliğe daha fazla ehemmiyet verilmeğe başlanmıştır. Köy tünün kısmı azamı, tarlalarının mühnim kı » sımlarını kendir zeriyatına hasretmektedir. ler. Bü yıl ekim geçen yıllara nisbetle fazla- dir. Bu genç ve ateşli kadının heyecanla- şaşırmış.. onun yüzüne baka kalmıştı. Anita, henüz yataktan kalkmış olan Abdurrahmanm, yarı çıplak bir halâe — Başka, ne olabilir; muhterem asıl-|olduğunun farkına bile varmamıştı... Heyecandan titreyen ellerile, genç ve — Şövalyeler, âşık oldukları zaman| gürbüz Berberinin çelik gibi pazuları- nı yakalamıştı. — Hele kraliçe hazretlerinin meser- y İretini görseniz.. hayrette kalırsınız... O ağır başlı kadın, bir çocuk gibi çır - or.. «eğer, krallık yeniden ilân bu kadar sevinmezdim.» di- edil: Bu sefer de, Abdurrahman yumruk-|ye bağrıyor... Bir an, bir dakika bile larını masaya dayadı. İhtiyar çizmeci-|sizi dilinden düşürmüyor. «Ah.. ben za- nin, mahmurlaşan gözlerinin içine ba-)ten onu gördüğüm dakikada, ne büyük ruha malik olduğunu anlamıştım. O; — Dostum!. Ben, böyle yapmıyaca-|hiç şüphesiz ki fevkalâde işler yapmak için yaratılmış bir adam, Tıpkı, babası gibi...» diyor... İhtiyar çizmeci, bu garip sözlerden,| Anita söyledikçe , rengi kızarıyor; heyecanı artıyordu. Abdurrahman, elile onun ağzını kapıyarak: — Madmazel!. Heyecanınızı - biraz teskin ediniz. Şimdi düşüp bayılacağı- nızdan karkuyorum. Demeye mecbur olmuştu. Fakat Anita, böyle tavsiyeleri din- -|leyecek halde değildi... Ağzına kapanan -|Abdurrahmanın elini, ellerinin arası- l« İna alarak, ayni hararetle sözüne devam etmişti: ırakınız, rica ederim., içimdeki- O gün, şeref.. ne büyük şeref... Biliyor musu-jalayla konağın önünden geçerken; bizi nuz; bugün İspanyada, herkeş sizden|de kırdınız, geçirdiniz...Konakta, size âşık olmıyan kimse kalmadı. Annesin- den okadar çekinen madmazel Eliza -| sakın. Trakyada üretilen Şinşilla tavşanları İstanbul Borsası kapanış fiatları 28 -6 - 1937 bet bile; başını bana çevirerek.. ene şahane delikanlı. Tıpkı, tarihf kahra- manlara benziyor.» diye murıldandı. — Madmazel, Elizabet mi?. u — Evet.. kraliçe hazretlerinin kızı. — Daha ..; ğ — Dahası.. nasıl söyliyeyim, bilmem ki... Dündenberi, sizi arıyordum. Hattâ, saraya bile gittim. Fakat nerede oldu- ğunuzu, kimse bilmiyor. İhtiyar bir adam göndermişsiniz. O da bir daha görünmedi. Hülüsa, hepimiz heyecan içindeyiz, Şimdi buraya, niçin geldim; biliyor musunuz? — Şüphesiz, biraz sevişmek için. — O, gayet tabii... Fakat bir de vazi- fem var. — Nasıl bir vazife?.. — Kraliçe hazretleri tarafından ge- liyorum. Bugün sizi, öğle yemeğine da- vet ediyorlar, Fakat, artık küçük kapı- dan gelecek değilsiniz... Kraliçe haz - retlerinin büyük ve şerefli bir misafiri sıfatile konağa resmen teşrif edecek- siniz. ü — Alâ... Şimdi ben de bunlara cevap vereyim... Birincisi; ihtiyar bir dostum var ki; o da senin gibi, bana uğur getir- diğinden bahsediyor. Hattâ, otelci ve lokantacı da bu fikirde... Bana kalırsa hepinizin uğurlu insanlar olduğunuzu kıtlul ediyorum, ve kalbimde hepinize karşı memnuniyet besliyorum. Bu, bit- ti... Şimdi gelelim ikinci meseleye.. bu gece rüyamda dadımı gördüm. Bana, garip bir şey söyledi. İsminin başı (A) ile hfiwm kadınlarla, * M 5 (