diğin erkek tipleri - 300 — Boyaya — pudraya — düşkün olmıyan kadını tercih ederim Bence ideal kadın: Sevimli bir gimaya, ev kadınlığı evsa- fına malik, modaya, boyaya, pudraya düşkün olmuyan kadındır, Ankara Müdafaaci Hukuk Caddesi Havuzlu kahvede: Fehmi ğ — 501 — İdeal kadın: Zevkini evinde ve kocasında bulan kadın Tahayyül ettiğim kadın tipi şöyle ol - malıdır: Uzun boylu, cazip çehreli, şen tabiatli ve bütün zevkini evinde ve kocasında bulan bir kadın, Edirne: Muammer (Sarih adresinin neşrini istememiştir.) BÜ ” yat Bilgisiz adam parasını kaybettiği gün felâkete düşer Bence insan kocasının güzelliği ve züp- peliği ile değii, yükşekliği ve ağır başlı- Eğı ile iftihar etmelidir. rim: Tipi: Ne olursa olsun. Yalnız çehre ve vücudunda bariz bir kusuru olmasın, U- — zun boylu ve mütenasip endamlı olsun. Tabinti: Kadını anlıyan, evine bağlı, okumayı sever, anlayışlı, kıskanç, ağır başlı olmalı. Tahsil: İşte erkekte aranan en mühim — şey budür: Bence bu zamanda rahat bir hayat sürebilmek için muhakkak yüksek tahsil görmeli, çünkü bilgisiz bir adam zengin de olsa, parayı kaybettiği gün se- falet ve mahru! le karşılaşacaktır. Kayseri S, Ş. (Sarih adresixin ve isminin neşrini istememiştir) — 503 — 20 yaşını geçmemiş bir genç kız isterim Hayat arkadaşı olarak seçeceğim ka - adın şu evsafta olmalı: Karaatkâr, alle yuvasını sever, bilhas- sa biçki ve dikiş bilir, modayı kendisi- he uydurur, tal ir güzelikte, temiz bir Bile terbiyesi görmüş, ilkmekteb mezunu, — moş'oli, nazik, musikiye üşina, 20 yaşıne geçmemiş bir genç kız.. Adana: İbrahim Gençol (Sarih gdresinin neşrini istememiştir.) * Son Posta n nn telzikam ; Endülüs : ÂAbd İhtiyar Berberinin boğazindaki de - — Mir halkanın iki tarafından sarkan, ve ayak bileklerindeki halkalara geçirilmiş olan ağır zincir çıkarılmıştı. Zabıta nazırı bu adama yaklaşmış - tız — Yâ, Ebü Said!.. Görüyorsun., Bu - Tası, işkence odasıdır. Burada insanlar ölümü çok ararlar; fakat ancak dayanıl- Maz ıztıraplardan sonra, onu çok güç- dükle bulurlar. Şeytan ruhlu bir herif | İçin kendine kıyma. Bildiklerini söy - le, — Diye bağırmıştı. Fakat ihtiyar Berberi, gözlerini se- maya kaldırmış; büyük bir metanetle: — Hiç bir şey bilmiyorum, Diye mırıldanmıştı. Bu sırada, bir ipek hışıltısı işidilmiş- — fi... Ellerinde yalın kılıç bulunan mu- — halızlar arasında, İspanya umum valisi | sı Ebülkhatar, içeri girmişti. ği tiyar Berberinin yanına derili herifl. Söyle baka - hm.. Kırmızı Horoz lokantasında, hü- kümetin zabıta kuvvetlerine karşı len o it canlı herif kimdi?.. sfsövalyesi ge-|larak soruyorum. Bi iz kadın ve hangileridir? a MÜĞ ei İdeal kadın: kıskanç ve hodbin olmıyan kadın! Vücudü: Yuvarlak, sevimli bir çehre, sevgi ve şefkatle bakan alıcı gözler, ince dudaklı küçük ağız, bu çehreye yaraşarı bir burun, kumral, yarı uzunca saç, ba- lik etinde narin, beyaz bir vücud, ince bel, vücudile mütenasib omuzlar, orta dere- ce boy. Tablati: Hududsuz bir itimad kaynağı- na malik, evine sıkı bir şekilde bağlı, her söylediğini zevkle dinleten, kalbi temiz, gözü tok, koderli günlerimde bana neş'e verebilen, kıskanç ve hodbin olmuyan bir kadım. . Bugünkü program 1W - Haziran - 997 - Perşembe İSTANBUL Ölle neşriyatı: 1230: Plâkla 'Türk müzikiai. 1250: Hava- dis, 13.05: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: Piyasaya bol mikdarda yeni mahsul gel- 1830: Plâkla dana musikisi 19,50: Spar |mektedir. Bu da, bu yıl mahsulünün çok be- musahabeleri: Eşref Şetik tarafından, 20: İreketli oldufunu” güstörmektedir. — Çüzkü Sadi ve arkadaşları tarafından Türk musi- |memlekelin ekseri yerinde henüz mahsul bi- kisi vo halk şarkdarı, 20,30: Ömer Rıza ta- |cilerek hârman, dahi edülmüştir. Yafmdan Arapça söylev, 20,45: Safiye Ve Ar-| Dün 8 vagon bulday, 1 vağon arpa, 1 va- kadaşları tarafından 'Türk musikisi ve halk | çon cm,_,:'":m',f ÜN Timayak garkıları (sasl fyarı), 2L15; Orkestra, 22.15: |buğday 5,15 - 5.35 den, sert buğday 310 dan, 3:“6 ve borsa hl"""—“ıuîl": Plükla solo- (Cağdar 190 dan arpa 320 den, musar 4.20 - SURCE NB SDEÇEL Dağyalari, 5 den, kuşyemi 8.25 den muamele görmüştür. YARINKİ PROGRAM 18 - Haziran - 937 - Cuma İSTANBUL Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk musikisi. 1250: Hava- | dis. 18; Muhtalif plâk neşriyatı. Akşam neşriyalı: 18.30: Plâkla Gans müusikilal, 19: Radyofo. nik komedi. 20: Türk musiki heyeti. 2080: Bilgisi: Orta tahsil, evini tertib etmesi- ni bilir, temiz, tam bir ev kadını. | Ankara Posta kutusu No. 212 M. Ayhan Öi Riza tarafından arüben söylev. 2048: Vedla Rıza ve arkadaşları tazafından Türk müsikisi ve halk şarkıları (saat kyarı). 21.5: | Orkestra, 22.15: Ajans ve borsa haberleri. | 2230: Plükla sololar, opera ve öperet parça- ları . Bina işleri İlânı Nafia Vekâletin 1. — Eksiltmeye konulanı iş: Ankara Keşif bedeli: 29 666.97 liradır. 2. — Eksiltme 2/7/1937 larihinde çuma işleri Umum Müdürlüğü eksiltme komis, lacaktır. 3. — Eksiltme şartramesi ve buna mü linde Yapı İşleri Umum Müdürlüğünden 4. — Eksiltmeye girebilmek için taliple nat vermesi ve Naha Vekâletinden alın olması ve en aşağı on bin liralık bir işi İsteklilerin teklif mektuplarını ikinci kadar komisyon resiliğine makbuz muka Postada olacak gecikmeler kabul edil den: Müstakil Jandarma taburu mutfak, er- Ben tam bir erkeği şöyle tahayyül edesi zak anbarı, hekçi kulübesi, fosseptik ve kuyu inşaalıdır. günü saat 15 de Nafıa Vekâleti yapı yanu odasında kapalı zarf üsüliyle yapı- teferri evrak 148 kuruş bedel mükabi- almabilir. rin 2225 lira £ kuruşluk muvakkat temi- miş yapı müteahhitlik vesikasını haiz yapmış bulunması lâzumdır. maddede yazılı saatten bir saât evveline bilinde vermesi muktazidir. mez. — (1572) (3439) Devlet Demir yolları ve Limanları İşletme Genel Direktörlüğünden: Yakılmış ve öğütülmüş manyezitlere tarifede tenzilât. 1/7/937 tarihinden itibaren yakılmış. yezitlere mahsus tarife tatbik edilmek su istasyonlara müracaat edilmelidir. mahsus ve öğütülmüş manyezitlere, ham man- retile tenzilât yapılacaktır. Tafsilât için (3446) ni ye Antimuvan nakliyatına tenzilât, 1/7/1937 tarihinden itibaren (tasfiye edilmiş halde bulunahn) antimuvan mad- desine: maden cevheri tarifesi tatbik edilmek suretile tenzilât yapılacaklır. Taf- silât için istasyonlara müracaa' ne inad... Hiç olmazsa, onu söyle.. bu herif hakikaten bir Berberi o kıyafete girmiş bir İspanyol mu?.. — Bilmiyorum. — Fakat bu inad, sana çok pahalıya mal olacak... Anlaş:lıyor ki, sen ve ar- kadaşların, âsi delikanlıyı himaye edi- yorsunuz, iç şüphesiz ki, aranızda saklıyorsunuz. Öyle değil mi?., — Bilmiyorum. — Bilmiyorsun, öyle mi?., Pekâ'â, Onu şimdi anlıyacağız. İhtiyar Berberi, birdenbire titremiş- fti. Azimkâr gözlerini, valinin gözlerine çevirerek: — Yalnız bir şey biliyorum... Hayrı ve şerri gören., hayrın mükâfatını.. şer- rin de cezasını veren bir Allah var, Demişti. İşte, sen ve arkadaşların, 'an eden bir adamı, ele vermek istemiyorsunuz. Şer işliyor - sunuz, Allah biliyor, Ve sana da bu - nun cezasını çektiriyor... Son defa o- klerini söyli - yecek misin?., — Hiç bir şey bilmiyorum. Vali Ebülhatar, artık fena halde öf- kelenmişti. — Cellâdbaşıl.. Al şu herifi. Söyle - lidir. (8447) tinceye kadar ne yaparsan yap. Yalnız dikkat et. Her şeyi itiraf edinceye ka- Ğİ İri gövdeli cellât başı, ihtiyar Berbe- riyi yakalamıştı. Bu narin vücutlu ada- mı bir tüy gibi kaldırarak masanın Ü- zerine yatırmıştı. Cellât yamakları da koşuşarak Ebu Saidin ellerini ve ayak- larını mermer masanın üstündeki de- mir halkalara sımsıkı bağlamışlardı. Cellât başı, duvardaki rafların bi- Tİnden, ince ince dilinmiş bir avuç ka- mış almıştı. Bunları, yanyana koyarak, Ebu Saldin göğsüne dikkatla sarmıştı. Sonra, küçük bir kerpeden alarak bu kamışları birer birer çekmiye başlamış- tı. Her kamış parçasının çekilmesinde, zavallı Ebu Saidin vücudu tiril tiril tit- reyor, Hazin bir inilti, işkence odası - nın taş tavanında ve duvarlarında akse- diyordu. Kamışların çekilmesi bilmişti. Ebu Saidin göğsünden sızan kanlar, mer - mer masanın üzerindn akarak yerde İgeniş vo kıpkızıl bir leke teşkii etmişti. Cellât başı, çıraklarına dönerek: — BSirke çömleğindeki süngerlerden birini verin, Diye homurdanmıştı. Ve sonfa, on- Tarın verdikleri sirke ile ıslatılmı geri, Ebu Saidin göğsündeki keski mış yaralarının üzerinde gezdirmeye başlamıştı. İhtiyar Berberi, ıztıraba dayanama- mişti. Yattığı yerde, kıvrana kıvrana: — Allahıml!.. Sen bana yardım et, Fırıncıların bir dilekleri Bazı fırıncılar, glateni az un kullandıkla- rmdan dölayı bolediyece cezalandırılmala - rından şikâyet etmoktedirler. Bunlar, unü, geğirmenlerden aldıkları cihetle bu işden de- Birmenetlerin mes'ul tutulmaları lâzım geldi- Gini söylemekledirler. İhraç edilecek yumurtalar İhraç edilecek —yumurtalarımızın talaşla İSTANBUL Ticaret ve Zahire Borsası 16/6/937 FİATLAR CİNSİ lA.ııı Yukarı K K. £ . » « s Buğday yumuşak Buğday sert os, Masir 1 Kuşyemi çuvallı Kuşyemi dökme Pamuk 88 SENCESEKLrR Bursada kız oynatan 5 kafadar yakalandı Bursa (Hususi) — Burada Ahmet, Şeratettin, Kurt İsmail, Ahmet, Şevket isminde beş kaladar bir olmuşlar, De- ğirmenli Kızıkbayır yolunda rakı sof- ralarını kurmuşlar, yanlarına Şükran, Remziye iaminde iki kızı da alarak eğ- lenmeğe baştamışlardır. Kafalar tütsülendikten sonra coşan beş arkadaş iki kız: oynatmağa başla- mişler, bu sırada zabita hâdiseden ha- berdar edilerek kafadarları cürmilmeş- | hut halinde yakalamıştır. Suçlular ada- bi umumiyeye mugayir hareketten do- | layı tevkif edilmişlerdir. Diye, bağırmış.. ve derhal bayılmış- t. Vali, Ebu Saidin üzerine eğilmişti.' onun çehresindeki korkunç gerginliği görür görmez, telâş ile; — Ölüyor mu?., Dedi... Cellât başı, büyük bir sükü - netle, cevap verdi: — Zayif adam. - Dayanamadı... Hiç bu kadarcık şeyle, insan ölür Ve sonra, yamaklarına emretti: — Şunun başına bir iki kova su dö- kün. Bu emir, derhal fera edildi. Korkunç bir şarıltı ile akan soğuk sudan bir kaç kova su dökülünce, Ebu Said kendine gelmiş.. merhamet dilenen gözlerini, inleye inleye, etrafındakilere çevirmiş- ti. Vali, onün üzerine biraz daha eğil - mişti: — Nasıl?.. Söy! Ebu Sait, gen cevap vermişli: — Bilmiyorum. Vali, geri çekildi. Merhametsizçe diş- lerini gıcırdatarak: — İşkenceye devam ediniz, Dedi. Cellât başı, masanın ayak ucunu işa- ret ederek, yamaklarına emir verdi: yecek misın?.. geniş nefes alarak Cetlât başı, öcağı, Ebu Saidin çıplak ayaklarına dayadı. Körük işledikçe, bu çıplak ayaklara doğru bir alev fışkır - maya başladı. İşkence salonunu iğrenç bir koku kapladı. Vali boynundaki ipek şalın Yeni sene mahsülü Piyasaya bol miktarda yeni mahsül gelmiye başladı, mahsülün çok bereketli olduğu anlaşılıyor anbalâj edilmesi lâzım geldiği halde bazi İf beldelerden gelen malların samanla anbali) yapıldığı görülmüştür. Saman, yumurtaların kıymetini yüzde 80 eksiltmektedir. Bu Halla * Ününt geçilmesi Tâzım gelenlere bildirilmlir tir. İstanbul Borsası kapanış fiatları 16 -6 - 1937 PARALAR ÇEKLER Açılığ 625.75 0,7835 n 14,9982 4.6715 87.835 Kaparış 626,00 07875 İttihat ve Değir. Şark Değirmeni Terkos ucu ile burnunu tıkamıya mecbur kal: di Zavallı Ebu Sait, acıklı bir feryat kopardı. Masadaki demir halkalar? sımsıkı bağlı olan kallarını ve bacaklâr rıni koparacakmış gibi kıvrandı. ; O zaman cellât başı, eline keskin bif biçak aldı. Yamaklarına; — Ocağı çekin, Diye mırıldandı. Elindeki keskin bi çakla, Ebu Saidin yanmış olan tabarr larını, boy boy delmiye başladı. Biçağın her temasında kan fışkırıyor” du. Cellât başının meşin önlüğüne sıç” rayan bu kanlar, yavaş yavaş ğ ne doğru sızıyordu. Cellât başı, dalgın dalgın; — Ateş, kuvvetli gelmiş., derileri, Pı' raz fazlaca kavrulmuş. Derin kesmiyet mecbur oluyorum. Diye söylendi. Ve sonra, gene yaâ * maklarıma emretti. — Tuz verin, Cellât yamakları, ince döyülmüş bİt tuz çanağı uzattılar, Cellât başı, elin * deki kanlı biçağı, mermer masa kenarına bıraktı. Çanaktan bir avuçş tuz aldı. Ebu Saidin evvelâ yanan Ve sonra dilim dilim yarılan kanlı axat ların: şiddetle ovmuya başladı. İşte o zaman, çiğerleri parçalıyanl bir feryat, bu taş sslonu çınlattı. Ebil Sait, hiç bir insan kalbinin " yacağı bir sesle: - Merhamet.. Allah rizası için MeF” hamet,. Diye bağırdt n (Arkası var)