14 Sayfa —.. İttihat ve Terakkide on sene Hdüncü kısım No. 58 iTTİHAT VE TERAKKİNİN SONU Talât, Enver ve Cemal nasıl kaçtılar, nasıl öldüler ? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen — İttihatçılık 23 Nisana kadar az çok hissedilmiş fakat sonra kaybolmuştu Bunun için Ankarada ittihatçılar çnk *Tarakkm n bundan sonraki mevcudi fakat, bazi müfrit ve derviş ruhlu in- W3eu bir kütle, ve bu kütleyi hın—xc— e sanlar istisna edilirse, ittihatçılık yok-!getiren bir ideoloji varlığı değil, ön se- tu. İttihatçılığın ortaya atmış olduğu|ne müddetle bütün memleketi kuvvetle ilk prensipler, meşrutiyet, hürriyet, ada | tutmuş olan bir devrin son ihlilâçları - let gibi mücerret mefhumlar yerine, İdır ve şahsi mücadeleleri, şahsi iddia - emilli hudut, milli istiklâl ve halk hâ- /| lardır. kimiyeti» gibi herkesçe daha kolay an-| Bu ihtilâç devrini kirleten bazı hâ - aşılır ve herkesi etrafında daha ha -diseler vardır ki, bunda da İttihatçılı- raretle ve heyecan a toplıyabilir yeni ğın haricinde bazı âmillerin fona tesir- ve koönkret esaslar konulmuştu. llırpes leri olmuştur. nda Ziya Gökalpın İttihat ve Te - — Ygecelâ, 6 devirde kendilerine hus: n bir mevk; temin etmek istiyen bazı in- a SĞ ! Yi 'çanlar vardı ki İttihatçıların kendile - lişmiş olduğu için batün L A İ l Klarını zannederek, lü- bu yeni ve könkret pren- yi A L L LA hilcum ederler wo müdafaa etmek üzere Mustafa | fi &; hatçılıktan çoktan vazgeçmiş bir in- l Paşanın etrafında toplanmas üfü t kolay ve labif bir hâdise olmuş- | -i ; Bu seböplerden dolayı,, Titihat ve| . İkinci Bir zümre de, İtlihat ve Terak- I, temiz, saf kısmı ko - ete intıbak etmek ü- nden kayarak, yeni üyüp gitmiş, bu canla başla çalışan, L amana karşı tam bir sadakatle sa- dan olmuştur. mütemadiyen kayna -| , kazanında İttihatçılar | yandan eriyip bir kalıba dökülmekte !kat geri < . Bunların i *ıd——'ı bilâhare ü bir zümre de, sam: wy dan diğer bir görüş tehlikesine zannederek, bir Milli mücadele- vasını kuvvetle tut ” ve Mustafa Kemal Paşanım etra -| 4 - afaa ettiği prensiplerin n siyasi bir siper vü-| | bütün miyet ve Ş olan zümre ara- vrini İttihat ve Te-| çinde geçirmiş olanlar; kil ediyorlardı. Hoıımdan uzaktan daha sakin bir tahlil | Bgözt'e baktığım zaman, şu kanatle de vasıl oldum: Samimi İttihatçılığın bü> Yan tün ruhu, bir vatanseverlik ve millilik , dilleri tutuktu. O devirde yapılmış olan | olduğuna göre, kütle İttihatçıları İttis iyi şeylerin hiç birini düşünmeyip yal- hatçı olduklarını asıl o tarihte hisset- |nız tarihin bunların sırtlarına yükle - k defa olarak, elles'miş olduğu günahlara bakarak, bütün ve uğrunda her şe-| İttihatçılara toptan küfredenler hayli lâzım gelen bir prog- | vardı. Fakat, her şeye rağmen, küçük ve 2 prensip- |orta İttihatçılar,, milll mücadeje dava- ve en güzel anlıyacak'sına karşı tam bir sadakat gösterdiler. mç şüphesiz, bu nevi İttihatçılar- | Hattâ bir aralık İstanbulun bir kısım zayıf ruhlu münevver unsuru - ayni arasında falso sesi çıka-| zamanda mandacılık hareketine karış- k ve orta unsur değildi.'mış ve hattâ Büyük Millet Meclisinin Yukardaki politika unsuru, ol VE | toplanmasını intaç eden vukuata ka- eski komite mensupları idi Bugün bü-| dar mandaci kalmış olan unsur — idi. yük bir memnuniyetle kaydediyorum ' Milli programın üç esasının da tam ve k— ben bu zümre arasında Talâ: paşa" | kâmil tahakkukuna kadar — mücadele nın böyle falso bir sesi çıkardığı hak - ve sebat fikrini iltizam eden ve bu se- kında hiç bir malümata vakıf veya bir| , . bye Mustafa Kemal Pa daha kuv- KS iveye yabkt düğilini. HU UĞU vetle sarılmış olan İttihatçı zümresine um ki eğer o sağ kalmış olsaydı, | ... ve pizli — "İdüşman oldu ve ona karşı açık ve gizli bilahara, som dakikada — İttihatçılığın | üŞT » HDÜ hücumlarda bulundu. Bu istikamett rihini l T a loyı e » tarihini İekelemiş n korıblaya X|u tarada ön çok hücuma uğrayanlar İ u Dü dan biri de bendim. den çıkmış bir takım insanların, bil - hassa saltanat ve hilâfet meseleleri es- nasında- muhalefet yapmalarına mâni olurdu. Çünkü ben onu, şahsi ihtiras denilen fena hislere en geç ve en güç' kaptıracak bir insan olarak - tanıdım.' Eski bir İttihatçı sıfalile beni teselli eden ikinci bir hâdise de şudur ki İtti- hat ve Terakki devrinin yukarı politi- kacı unsurunun mühim bir kısmı Mıl- l,ıda ve hariçte bulunduğu sırada, gene ttihı evvelkiler — deçece le etmiş ve husumet gi dan mu dı. B mıyan pek az insan kal: çin İttihatçılı İhatçı» diye hücum etmek hak: nrais ızlık oh.ıı.u Bununla 8a ası (Arkası var) 3 Nöbetçi Eczaneler Bu çece nöbetçi olan eezaneler gunlar- || — istatıbul cihetindekiler: Aksarayda: (Şerefi, Şehzadebaşında: (Asat), Beyazitte: (Asador), Karagüm- || rükte: (Kemal), Samatyada: (Rıdvan), tçılık milli davada, davanın bü - | Eyüpte: (Hikmet Atlamazi, Eminönün - yük müdıl:mc karşı hiç bir güçlük çı- | de: (Salih Necatl), Küçükpazarda; (Yor- karmamış, bilâkis ona, elinden geldiği | £?. Bakırköyünde: (L“L_'wl;;'. Ş-h::ımı— kadar hizmet elmiştir, Müşkülât çıka - J "inde 'ğ'“[').',;âîîğ?f; TU ranların ve en fena zamanlarda bile, | KB Cd e onu lüzüumsuz yere yormuş olanların | ük ekseriyeti, eğer görüşümde hata rsam, İttihatçı olmıyanlar veya- hut İttihat ve Terakki tarafından tu - tulmamış bulunan bazı insanlardır. ce, Büyük Millet Meclisi kurul- gün, İttihat ve Terakki tarihen sonuna ermiş bulunüyordu. İttihat ve , Yüksek - Galatada : (Merkez), Taksimde: (Kemal - Rebul), Şişilde: (Pertev), Başiktaşta: (Nall Halit) Bağaziçi, Kadıköy ve Adalarda; ... Üzküdarda: (Örmer Kenan), Sarıyerde: (Nuri), Kadıköyünde: (Baadet), (Osman Hüulüsi), Büyükadada; (Halk), Heybell- de: (Tanap). .| darın canına, “|nefretle *|zun SON POST ’ı SON POSTA . | nın TARİHİ TEFRİKASI —a Yazan: Rasim | H | Efrasyab torununu katlettirmek için emirler verdi Baba muhabbeti.. evlât katilliği leke - yasl! hâdise en- esi diye diye göz göre,hayatımı, saa « detimi, - saltanatımı feda mı edeyim? Harpag.. hüküm « aza - met ve — gururuna çok kıymet - verdi - Bini bildiği için, ken- di aleyhinde şüphe- sini körüklemekten “-|korkarak: — İrade etendi - mizin! düşündükten sonra: — Üçünü de yok Kü | et! Deyince, Harpag, redi; fa * kat hükümdarın ga- “|zabına uğramaktan korktuğu için: — Emriniz baş - ü.smm—! Diyerek çekilip çıktı. Harpag.. odasına kapandı. Uzun'u - düşündü. O, hükümdarın, , keyfinden başka bir şey di ıymetsiz bir adam olduğunu bil- ona karşı, bir muhabbet bes- | rdu. Onun bügünkü tahkirine ıı;vk çer!cm ş.. hele cinayetine âlet et- -|mek istemesini hiç hazmedememişti. Vezir.. düşünüyor, |kafasını yol K cinayetin önüne geçmiye çare bulamı: yordu. O da, rüyalara.. onların galpten birer işarı uklarına ve kâhinlerin onlara verdikleri mağnalara inanırdı; fakat bu ikazlı kudsi, insanı, şerre, cinayele teşvik etliğine ihtimal vermiyordu, Vezir.. bu kanaatile, üç günahsız za- vallıya acıyordu; fakat onları kurtara- bilecek bir imkân da bulamıyordu. Nihayet.. aklına bir şey geidi; ferah- ladı. Baş müneccimin odasına koştu. onunla biraz görüştükten sonra kralın odasına girdi, Efâsyâb.. sinirli sinirli geziniyordu. Veziri görünce: — Dediğimi yaptın mı? Dedi, Harpag, sâkin bir sesle: — Efendimiz de bilirler, ki gizli kal- masında büyük bir fayda bulunan bu Bibi işler, bir saatin içinde ba: Diye cevap verince L(dwab kızdı; vezire alıp tuttu. Harpag, bükümdarın bın/ sükünet bulmasını bekledi. Sonra le söyledi: — Efendimiz!, Kızınız ve toronunuz | harem dairesinde bulunuyorlar. Onlar, |ancak iradenizle oradan çıkabilirler. Bilmem, belki yanlış düşünüyorum; _ben kızınızın, damadınızın öldürülme- |sini beyhude buluyorum. Çocuğu imha edersek töhlike kaynağı ortadan kalkar zannediyorum. Vezir.. Efrâsyâbın düşünceye daldı- ğını görünce, cevap vermesine meydan bırakmadan ilâve etti: — Baş münecelm de bu fikirde bu- — Ya! Öyle mi? Dedi. Sanra: — Ya-bundan sonra doğacak çocuk- lar? Onlar ne olacaklar? Diye sordu. — Başmtflinceccim, diğer çocuklarda bir tehlike bulmuyor. Her iki rüyanı- zın da, yalnız doğan çocuğun tehlikeli olduğuna delâlet ettiğini söylüyor. Efrâsyâb.. bu son sözleri işidince memnunlyeılndcıı tebessüm etti: — Aferin Harpag! Bak.. başmünecci- min fikrini sormak, benim hatırıma gelmemişti. Dedi ve veziri karşısına oturtarak, çocuğun ne suretle öldürüleceğini mü- zakere etti ve verdikleri karar şu idi: Hükümdar, haremdeki ebeye, gecenin geç bir vaktinde, herkes uykuda iken, çocuğu çalmasını ve götürüp Harpagâ teslim etmesini emredecek, Vezir de, adamlarından birine çocuğu boğdur- duktan sonra bir tarafa gömdürecek. * Vezir.. evinde, akşam yemeğini yer yemez, bir gün evvel bir çocuğu doğan.. fakat ancak altı saat yaşadıktan sonra ölen, kendi sığır çobanı Mihirdadı ça- ğirdi. Onunla uzün uzun konuştu. Evin- den saraya gilti. Sarayda, kimseler yok- tu. Vezir, gecenin geç vaktine kadar saraydaki odasında bekledi. Ebe, ancak sabaha yakın, çocuğu getirdi. Harpag.. ebeyi, derhal, savdı ve ilk işi, çocuğun yüzünü açmak.. yaşayıp yaşamadığını anlamak oldu. Çocuk sağ: dı; yalnız ebe, ağzını o kadar sıkı sıkıya bağlamıştı, ki, vezir, çocuğun nası! olup ta nefessiz kalmadığına şaştı. Harpag.. çocuğun ağzındaki bezleri çektikten sonra, onu kaflanının altına aldı. Ağlamaması için de bir parmağını meme gibi, çocuğun ağzına verdi. Sa- ray ve bahçe kapılarındaki nöbetçile - rin önünden geçerek sokağa çıktı. Har- pag.. evine gitmedi. Tenha sokaklardan Beçti. Önüne çıkan bekçilere, istifade etmek için bir bilet lerini teftişe çıktığını anlatacak ',yll' de hareket etti. Nihayet, kenar PİF ö ),ı halledeki bir evin önüne geldi. V» X * seslenmeden kapı açıldı. Evil H'îa J sinde, bir zeytin yağ kandili: a ziyasında yarı karanlık duran bir ya gird. Odada, bir erkekle bir kadın Vezir.. kaftanı altından çıkâ cuğu kadına uzatırken: # — Allah, size hem evlât, het ç nun sayesirmde kısmet gondzrıll Dedi. ği Çocuk, ağzı boş kaldığı için a açi başladı. Kadın, derhal, gııgsun çocuğa meme vermiye başi dadi. w. aliy ıdp“' vt Harpag.. acele yürümektef» candan, soluk soluğa nefes Süslü saray kundağı ıçındeklwf' bu sığır çobanı karısının kocâl W ruşuna bir müddet, dalgın tıktan sonra: — Söylediklerimi unuunıyl“*’ cuk, artık sizin evlâdınızdır. b,pı' dan bir söz kaçırırsanız sizih “'m bir de hayatımız tehlikededir. 03'“'9,.67 yütürseniz, emin olunuz, onun de ihya olursunuz. Dedi ve erkeğin eline bif yest verdikten sonra evden çıktı. Harpag.. uykusuz olduğu BA bah erkenden, saraya geldi. | rafı, telâş ve feryat ıçmde âb sonra da haremden Edrâsyi" sahte bir telâşla dairesine £ hal, Harpağı istetti. atf Hükümdar, veziri görür görmt — Ne haber? sık sık| Dedi. yan Ü |yaptığı gibi, bu gece de zabıta kuvvet, (A Haa Haşae aai ĞAS Na Türk Hava Kurumu BÜYÜK PıvAm;osıl 2.cl keşide 11/Haziran/1937 dedi Büyük ikramiye: 44O.OOO iraüir-. di Bundan başka: 15:000, 12.000, 10.000 Liralık ikrami, 20.000 ve 10.000) liralık iki adet mükâfat vardır.. Ayrıca: (3.000) liradan başlıyarak (20) liraya kadar küçük birçok ikramiyelerle amortileri havi olan bu zengin odar B almaktan çekınne"'”'