"Mayt SON POSTA Sayfa 7 Tarihi tetkikler düyan zengin bir hükümdardı, gelmiyeceğini Yazan: Maaşını bile vermezdi. Hatta bir gece sipahiler ona bir tabak kirli bal göndererek felâket zamanı gelince paradan fayda anlatmak istediler Turan Can Yıldırım Beyazıdın hazineleri ne oldu? Aki 8 v Yıldırım Beyazıt çok hasis, inatçı ve para toplamaktan zevk parası olduğu halde askerin Ankara kalesi tar karada Selânik muhacirlerinden bir Yıldırım Beyarıdın hazinesinin sak- İladığı yeri bildiğini ileri sürmüş ve ara- Bak için hükümetten izin istemiş. İzin ve- 2'& Hisarın altındaki bir kaya dibin - araştırma işine başlamış. Bu zatın wüe göre Yıldırım Beyazıt An - —.mhlrhine girmeden önce milyonlar Rüz, indeki hazinesini gizli bir yere göm- u Aradan 536 sene geçtikten sonra 0- ..h:'lwhnı çıkarmak için uğraşan bu ,.q.'linde acaba sağlam bir ip ucu var Nikte ? Yıldırım Beyazrıdın, ordusile bir- &ae Timuru ararker beraberinde bir ha- tişıyor muydu? Böyle bir hazihe De oldu? Nerededir ve şimdiye ka- Kalm hiç kimse bu mevzu üzerinde h Ndadı? Bu hususta bir hüküm vere - Mi için tarihin en mühim ve trajik &Mlcnndm biri olan Ankara muhare- ahlatalım, &ü * "Hlnm Beyazıt şarkta ve garpta par- Zaferler kazanan, Osmanlı devletini b’:—ylunm tam manasile devlet haline A#,n Cesur, azimli bir zattı. Bu sırada Tinali baştanbaşa hükmü altına alan lenkle çarpıştı. * h::!üflvnl tarafından — memleketleri k Y ilen hükümdarlar Yıldırım Beyazı- L%d“d—lrım tarafından memleketleri el- Bnd '€n alınan beyler de Timürlenge sı- ilar ve bu iki büyük Türk hükümda- iği, birlerinin üstüne atılmak için kış- Ğîrıonx, Beyazıdın yanına sığınan Tei Slarını istedi. Yıldırım onları ver- Siy, . Muhabere sert oldu ve Timürlenk :*ı Yaktı. Yıldırım Beyazıt ona: Bğaş ©Y kudurmuş köpek, karşıma çık. buş Kaçarsan karıların talâk: selâse ile q,ı:'-mhr; eğer ben kaçarsam benim Dm'_“ınm aynı şekilde boş düşsünler! L Ve ı.,;_;nık harbin yapılmamasına imkân L ::’;::yüı yirmi bin kişilik bir ordu N pilür üzerine yürüdü .Timür sekiz 5_: kişilik ordusile Sivasta iken Yıl- k.’— (Tokad) a geldiğini öğrendi ve —.h"ye doğru yola çıktı. Oradan da a. Barbiye, Ankaraya gitti ı,hğ'nd bunu öğrenir öğrenmez geri Ve Ankaraya yürüdü. İî:?knk Ankara kalesi " kumandanı hup »yh—wı teslim olmasını bildirdi. Ya-| Üğ Yiğitce cevab verdi ve saon mü - lıklarını da bitirdi. Timür sur- ı,’_“ :'Ehııı lâğamlar açtırdı. Şebrin su-| Ten Çubukabad deresinin yatağı- | Nd::!lm üzere işe başladı. Fakat| Üğrm 4 Airada Yıldırım Beyazıdın yaklaş- N&t:h' Ordugâhın bir tarafında ır- Ve kayıfdı. Diğer tarafını da hendekler N&. S la emniyet altına almıştı. Bu D"lııd 'Yazıdı beklemiye başladı. * M Mağrur bir adamdı; Timürün ı.r':il:uı— sürü yağmacı olarak görü- isinin pişkin ve usta askerleri k çabuk çil yavrusu gibi dağı- ümuyordu. Ordugâhını Timü- 'di. y f rün bulunduğu mevkiün şimaline kurdu ve Timür ordusuna ehemmiyet verme - diğini göstermek için askerini ava çıkar- dı. Etraftu hiç su yoktu ve temmuz güneşi ortalığı yakıyordu. Üç gün süren av es-| nasında beş bine yakın asker yorgunluk ve susuzluktan öldü. Ordugüha döndüğü zaman oranın da Timürün askerleri ta - rafından işgal edildiğini gördü. Zaten 'asker arasinda küskünlük var - dı; çünkü Yıldırım Beyazıd hem çok şid- detli davranıyor; hem de maaşlar mun- tazaman verilemiyördü.. Veziriâzakr Âli paşâ kendilerinden ye- di sekiz misli düşmanla bir meydan mu- harebesi yapmanın doğrüu - olmadığını, dağlar ve öormanlarda çete harbi yapıl - masını ileri sürdü. Fakat kabul ettireme- di. Timürlenk, Beyazıdın yanındaki yirmi bin kadar Tatar askerini kondırmak için casuslar da göndermişti. At üstünde ve g- 'çık havada kurulan bir divanda bu işler görüşüldü ve Yıldırım Beyazıda, hiç ol- mazsa askeri heveslendirmek için hazi « neleri açmasını rica etftiler. Fakat Yıldırım Beyazıd hasis bir adam- dı. Bunü da kabul etmedi. Asker arasın- da dedi kodu başladı. Harblerden çyvel askere para dağıtmak âdeti bir çok defa- lar tecrübe edilmiş ve iyi neticeler alın - mıştı. Şimdi bunun yapılmamasına bir bahane uydurdular: — Padişahın hazinesindekt paralar Ti- mürlengin turasile basılmıştır. Bunun i- çin bize vermez. Dediler. Padişaha bu hareketin doğru olmadığını ihtar için, bazı zabitler, sipa- ettiler. Fakat sözle söyliye- n mecaz yolunu tuttular: rında bir gece Yıldırm Be- yazıd safi bal istemişti. Gece arılar ko- vam kirlettikleri için bulunamamıştı. Si- ler hernen padişaha bir tabak içinde kirli bal göndermişler ve şu gözleri ilâve etmişlerdi: : — «Bal gece yenemez, çünkü arılar onu geceleyin kirletirler. Hazinelerde sakla- nan para da bunun gibidir. Felâket saâti Ç geldiği zaman artık ondan faydalanmak zamanı geçmiş olur. Fakat bunlar da Yıldırım Beyazıdı inad ve hasisliğinden yazgeçirememişti. Yıldırım Beyazıd ordugâhinin zaptın- dan başka su tedarik edebileceği biricik kaynağın da düşman tarafından bozul - muş ve kurutulmuş olduğunu gördü, He- men, hattâ askerini dinlendirmeden har- be karar verdi. 1401 senesi temmuzunun yirminci gü - nü saat onda yakıcı bir güneş altında harb başladı. Timür ordusunun sayısı se- kiz yüz binden çoktu ve en önde Hindis- tandan getirilmiş olan otuz iki fil vardı. Timürün askerleri trampet çalarak «Sürün!» diye bağırıyorlar; Boyazıdın ordusu da davul seslerine karışan «Al - lah, Allah!» uğultularile hücum ediyor- lardı. Ovada bir milyon insanın haykırış, in- leyiş ve silâh sesleri birbirine karışıyor; — uğultu ve gürültüler ufuklara aksediyor; (Devamı 9 uncu sayfada) Bayanlar, dikkat! Erkekler kadınların ne gibi hareketlerine sinirlenirler ? Bayanlar dikkat edimiz!. Tavırlarıız, farktıda olmadığınız, olamadığınız. küçük bir hareket nişanlınızı, kocanızı — sinirlen « dirir ve ortaya hiç yoktan bir mesele kapisi açar. Ne gibi mi?.. Anlatalım. | 1 — Nişanlınız veya kocanızla bir yere gideceksiniz. Taksi kapıya gelmiştir. O daki- kada aklınıza nereden esmişse, esmiştir, ar- kadaşlarınızdan birisine telefon etmektesi - niz. Muhavereyi uzatmayınız.. - Uzayan bir mubavere arkadaşınımı sıka>, sinirlendirir. 2 — Bir çaydaşınız. muhatabınız bir şey- ler anlatmaktadır. Sıkılmiş olabilirsiniz. Ağ- zarası böyle büserek, sanki tavanda bir yere bakarmış gibi yapmayınız. — Muhatabinizi sinirlendirirsiniz. 3 — Gene bir yerdesiniz, arkadaşınız (ki kocanız, vyeya herhangi bir tanı- doğınız olabilir..) Sise bir hikâye aclatmak- tadır, O sırada rüjünüzü Veya pudranısı ta- zelemeniz, onu fena halde sinirlendirir. ORDUMUZ KUVVETLİDİR .*ve Meclisin yiğit Orduya saygı ve takdirleri (Baş tarafı 1 inci sayfada) vardır. 985-36 seneleri bütçeleri arasında da altı milyon lira kadar bir iark vardı. Bu çoğalma, ordumuz teşkilâtının büyü- düğünü gösterir. Bunu açıkça söyliyebi- liriz. Bilhassa maaş fasıllarındaki ehem- miyetli fark, Ankaraya nakledilmiş olan Harbiye okulunun son senelerinde neşet | eden genç subaylarımızın mikdarlarının, geçen senelere nisbetle fazla olmasından ileri gelmektedir. Normal bütçelerden başka olarak hü- kümetin teklifi ile ve yüksek meclisin kabul buyurmuş olduğu fevkalâde tah- sisat kanunlarile ordumuza cn son sistem ve ihtiyaca kifayet edecek kadar esliha ve malzeme temin olunmuştur. (Bravo sesleri, alkışlar). Bu meyanda harp sana- yil tesisatımız da tamanılanmış, top, tü- fek, barut, cephane, tayyare ve saireyi memleketimizde imal etmek — ımkânları | elde edilmiştir (Bravo sesleri, şiddetli a- | tedbir alırmıştır. Fakat eski k: | kışlar). |re tekaüt edilmiş tekaütlerin yeni kanu- Ordumuzun “tünlüğü Arkadaşlar, ordumuzun manevi - kıy- bunu daka fazla yapmak daha büyük mik- yasta, daha kuvvetli, kudretli barp ge- mileri inşa etmek te emelimizdir. Öyle kanaatım var ki bu emelimize az zaman- da vösil olacağız (Alkışlar). Eski kanunla tekaüd edilenler İzahat bitince İbrahim Dem'ralay (İs- parta) sordu: İstiklâl! harbimleki gazile- rimizin terfihi hususunu hepimiz mem- nuniyetle karşılarız. Aynı salta aynı fe- dakadğırlıkla çalışan subaylarımızın — bir kısmı eski kanunla tekaüt edilmişler ve mağdur olmuşlardır. Bunlar hakkında ne düşünülüyor. Vekilin cevabı Vekil şu cevabı veri Bu 'şle alâka- dar olanlar çoktur. V edilmiştir. Bu hususta sarı lemek isterim. Tâ ki: Bir ümide düşmesi: masın, Harp malüllerini ide Jna göre tekaüt muamele! meselesi bugün için mevzuu b met ve kabiliyeti hakkında söz söylemeyi | dir, zait görüyorum (Eminiz sesleri). Onun | nasıl yetişmekte olduğu hepimizin malü- mumuzdür. Esasen milletimizin askerli- ğe olan yüksek kabiliyeti ve muhabbeti üstünlü temin et- mektedir (Bravo sesleri, sürekli alkışlar). Millet ve xdu Türk milleti ordusunu her şeyden çok sever. Ona parasını, malını, canını feda etmekten hiç bir zaman çekinmemiştir. (Alkışlar). İşte böyle şerait ve fedakârlıklarla ye- tişmiş olan cumhuriyet ordusunun mille- timizin bütün haklarını ve yüksek men- ; faatlerini her an ve her suretle lâyıkile koruyacağına emin olabilirsini (alkış- lar). Bunu iftiharla söyler, bütçenin ka- bulünü rica ederim (Şiddetli alkışlar). Vekilin izahatından şonra General Kâ- zım Sevüktekin (Diyarbekir) söz alarak, Vekil Generalin gururu okşayan ve gü- ven veren sözlerinden sonra &öz söyle- mek fazla olursa da bazı macuzatım var- dır, dinlemenizi rica edeceğim, dedi ve askerliğin her sınıfında kendine mahsus güçlükler olduğunu tebarüz ettirerek ha- a subaylarına verilmekte elan uçuş zammı ile denizaltı gemileri subaylarına »| verilen meslek parası ve dalma ücretinin hiç olmazsa nısıf miktarında arttırılma- sını istedi. Yavuz gibi bir gemi daha Berç Türker (Afyon), Yavuz kudre- tinde bir zırhlı ile deniz kuvvetlerimizin ,takviyesi lüzumunu ileri sürdü, Afyon- da Gedik Ahmetpaşa camiinde bulunan eephanenin kaldırılmasını temenni etti, Harp malülleri Mazhar Müfit (Denizli), fırka komu- tanlarile müdafaa vekâleti müsteşarları- na araba yerine otomobil tahsisi lüzu- mundan bahsederek harp - malüllerinin | terfihi hususunda vekilden izahat istedi. Kahraman ordu Durak Sakarya (Gümüşane), kahra- man orduyu överek sözlerini şu cümle- lerle hulâsa etti: Türk ordusu Türkün yegâne varlığı- dır. Türkün bütün varlığı da kahraman ordunundur. İstamat Özdamar (Eskişehir), meçuh! #skerin ruhunu hürmetle andı. «Türkiyede yapıluuş bir Türk zırblısı» Emin Sazak (Eskişehir) Ben ölme- den Türk zekâsile, Türk demirile Türki- yede yapılmış bir 'Türk zırhlısı görmek istiyorum, dedi. Cevaplar Bu temennilere vekil tekrar kürsüye gelerek ayrı ayrı cevablarını verdi. De- di ki: Harp gemileri Türker arkadaşımızın hükümetin mali kudreti müsait oldukça donanmamızın da kara ve hava teşekkülleri gibi, kuv- vetlendirilmesi hususundaki — arzularına tamamile biz de iştirak ediyoruz. Tabii mali kudret ve istitaatımız derecesinde domanmamızı da takviye edeceğiz, onu diğerlerinden geri bırakmak - hiçbir za- jman hatırımızdan geçmemiştir. Halen si- ,pariş etmiş bulunduğumuz harp gemile- rinin yarısının memleketimizde de yapıl- ması mukayele iktizasındandır ve zanne- 4 — Hele çayınısı içerken yapmacık bir diyorum ki bu ayın sonunda İstanbulda n Ne, küçük parmağınızı şöyle züppece kı- bu imalâta başlanacaktır (A'kışlar, bra- vırmanız yok mu?.. İşte, erkeklerinizi sinir -| Ve sesleri). den deliye döndürecek bir hal, Mebus arkadaşlarımız bunu kanun ha- linde teklif hakkını haizdirler. Teklif e- debilirler, Yeni tekaüt kanununun istiklâl har- binde çalışan mütekaitlere teşmili bütçe- pin bir hayli kabarmasını intaç eder. Va- ziyet budur. Ankarada kışlalar Müdafaa bütçesinin fasılları lürken Abdullah (Erzincan) yeni kışlaların ne zaman sordu. görüşü. Ankarada yapılacağını Taksimdeki âbide Taksimdeki abide daima merasime ,merkez olduğundan burada bazı tedbir- ler alınması lüzumuna işaret etti, bura- da meydan dardır, konan çelenkler yağ- ma ediliyor. Bu meydana açılan tuvalet kapılarının başka cephelere actırılması muvafık olur diyerek, veki istedi. Vekil Ankarada bu sene muhafız kıtaa tı için kışlaya başlanacağını, abide işinin vekâleti alâkadar edemiyeceğini söyledi. Askeri fabrikalar Askeri fabrikalar bütçesi görüşülürken Ruşeni (Samsun) bu fabrikslar randıma- nının arttırılması lüzumunu iddia etti. Mitat (Trabzon) mühendishanei askeri- nin yeniden açılmasını yahut mühendis mektebinde askeri şube tesisini temenni etti. Vekil bu mütalealara cevaplarını ver- di. İspanyada bulunan Ecnebi gönüllüler Geri çağırılacak (Baş tarafı 1 inci savfada) çin bunun yegâne çare olduğu müta;e- asında bulunmakta ve komitede temsil olunan âza devletleri bu yolda hiç bir gayrellen geri kalmamaya davet et - mektedir. muharebesinde Konsey, İspanyol hukuku düvel kaii lere müracaatı ve açık şehirleri bardımannını takbih eylemektedir. İtalyanın protestosu Londra 29 (A.A.) — Ademi müda- hâle komitesi, dün öğleden sonra İt yan hükümetinin protestosu — notasile meşgul olmuştur. Bu notaya göre, 26 mayısta İspan - yol hükümet tayyareleri İtalyan harp gemilerini bombardıman etmişlerdir. Bambardıman neticesinde Palma de Majorca'da demirli duran Guarto kru- vazörile muavin kruvazöründe bulu « nan İtalyan bahriye zabitlerinden 6 ki şi ölmüş Ve bir kaç & de yaralan * maştır. Bilbaoda kanlı hâdiseler Paris 29 (A.A.) — Bcho de Paris ga: zetesi, Cumhuriyetçilerin Orduna cep hesindeki hezimeti üzerine, Bilbaoda kanlı hâdiseler vuku bulduğunu ha - ber alıyor. Yiyecek tevzialı münasebetile Se - paratistlerle Marksistler arasında kan« hi müsademeler vuku bulmuştur. Gazete, Bilbao makamatının San - tandare gitmeye hazır bulunduklarını İstitaatımız daha müsait oldukça tabii ilâve etmektedir