'Tam on sekiz defa nişanlandım! Ve on | sekiz nişanlımdan da ayrıldım. Artık yaş| yirmi yediye gelmişti. Yirmi yediye gel- diğini söylemiyordum. Yirmi iki diyor « dum. Necmiye yani kocama baloda tesa- | düf ettim. İyi giyinmiş bir adumdı. Be-| nimle dansetmek istediğini söyledi; dan- | sa kalktık. — Sizinle tanışmayı ne kadar arzu e-l derdim. Dedi. Cevap vermedim. Eskiden olsay- dı; hemen: — Ben de! Yi yapıştırırdım amma; artık işin us - tası olmuştum. O söyledi. Ben dinledim. Nihayet o susmıya mecbur kaldı. Ertesi .'Nı evlendim.. Belediye dairesinde _. Yan yana oturduk. Evlenme me- Göna, Simlerimizi sorduktan sonra bana :,:—y Necmi Özsoyu kocalığa kabul Musunuz? ün bi : ü y 4 M gün bir mektup aldım: Ayni vaziyeti an BŞ Dare eğülm latıyordu. Aylık geliri beş yüz lira imiş- Mükemmel. Benimle evlenmek istiyor- muş. İstediğimden âlâ... Fakat bu mek - tuba da cevap vermedim.. Bir mektup 4 ':"'n- Bu seler kocama döndü: hu , Ptyan Leylâ Paşakanı karılığa kar 0 9, 707 Musunuz? daha geldi: a benim gibi «Paşa babamın bir kere fikrini almak t Evet. ; mecburiyetindeyim.» %%—M-Mmmw 'Tarzında kısa bir cevap yazdım.. Be - ç t kurtulmuş gibi rahat bir neles| nimle görüşmek istediğini söyledi. Ar - S Byj kadaşlarımın birinin yeni yaptırdığı mo- B iler.. bu; gene bir başka arkadaşımın manto - Ne kadar kolay bir iş değil mi? Gö- Tnüne & sunu alıp giydim. Beni beklediğ! yere h—’rı"'k' gelin de kolay mi, zor mu randevu verdiği saatfen yarım saat son- sorun! ra gittim, telâşlı bir hali vardı. Beni gö- “v—ı * rKünce kızardı, sarardı. Konuştu, yalvar- Vizm; dÜ yaşımda idim. Şimdi yirmi iki. | dı, ağladı.. . ı.__;'hd_nı '©a yedi çıkarsa beş kalır| — Peki, dedim, size acıdım.. Sizinle vv- ©rvel hakikatte öyle değil, ben on sene | leneceğim. Üyorgevedi yaşımda idim.. Mektebe gi-| / Tçimden: Niza MA Bvimize karşı oluran mümey-| — Budala, diyordum. Budala olmazsan y Oğlu bana mektup yazmıştı. Ben de —.P Yermiştim. O bir mektup daba yaz- Bç . Mektupları çantamda sakliyordum, _:u';“ tesadüfen çantama muallim N tı. Mektupları gördü ve beni mek- -Bve hyduhır. —m:'hl' gelmez.. Derhal komşuma bir —m Yazdım. Onun yüzünden mek - Büz u::'lliuımu anlattım. Evlenme- _—.,._ Beldiğini söyledim.. Mektuba Öm, I_—hıdım_ gelmedi; sokakta rastla- "enı’,::ı"" bakmadı. İş anlaşıldı, beni u, bu kadar üstüme varmazdın.. Hecle sen biraz kendini naza çekseydin ben nasil peşinden koşardım.. * — İşte nihayet her şey olup bitti.. Şim- | di nikâhlıyız. Evliyiz.. Yapacak bazı şey- lerim var: Oturup bir liste hazırlıyaca - ğim. Giyeceğe ihtiyacım var.. Çamaşır lâ- zım, roplar lâzım, mantolar lâzım, şapka- lar Tüzem, iskarpinler Tâzım. 'Onların rengile, çeşidile aşağı yukarı besaplanmış fiatlarile bir listeyi evvel - den hazırlıyayım da bişer birer sirasını düşürüp yaptırtayım.. Tabil birer birer ve sırasını düşürüp yaptırtacağım.. Çün- kü birden istesem kocamla evlendiğimiz fik gün kavgaya başlarız. Birer birer js- tersem üç ayda kavgasız gürültüsüz tek- millenir, Üç ay sonra gene yeni bir | daha hazırlar, onları istemiye başlarım. * * | CĞ aa n "iq YIp, iş bulmak güçtür.. derler, $ %'nü koca arayıp koca bulmak dâha quîı. O gün bugün tam an senedir Ba . SA arıyorum., NIhayet buldum am- K, n da burnumdan geldi: Nkı Mümeyyizin oğlundan — sonra | %lılrlme tanıştım.. Bu, benim eski “ Ü P arkadaşlarımdan birinin dayıza- V _1;!1 Mnku:p arkadaşımın — evinde | Şiyorduk. Kulağıma eğildi: h biys dedi, seni seviyorum.. Dans- Üy “itimize sarılmış vaziyette idik !ıu.::':snydı. Ben gene onun boyauta Yirma; « Çok sevinmiş, pek çok se - » Adı Nihattı. Bir bankada me- Bgün randevu wverdik; ertesi l.'h"'llyn Bittik. Bir tatil günü Ada- Kİ Ve Ça de senit dendim, ve hemen 313- < : ""*a:?ı.,'f bütün hayatımızda beraber , bir 0: & Bün gene böyle konuşurken: A y N ıe.î__“"hmı gönder, dedim, sanki bana hü"" Belmiş gibi olsun.. Annerale ko - ! n — V€ nişan günülmüzü tesbi: etsin- Ş Bünde "N sonra Nihadı da göremedim. Bj * * ç-:"': &laylı bir yüzbaşı mütekaidiy- ı'ı— *'ııî:k Maaşı vatdı. Üç aylık maa- *, lkee 1hı, önu da zorla alıyor. Kendi- l Blr Yapıyordum.. Ha habamın a - li e debaşı olduğunu kimseye söy - ç M Babamı sordukları zaman: Teneler Şevket Bey. —derdim. Fa - şl"’dım—&îu“' ben onun rütbesini Şi ğ a İ Üadaç Bij y oldu. hıhay:tl — Evet sevgilim benim.. TELEFONLA MUAŞAKA —- Beni her zamanki kadar seviyor musun? Ayna ve kadın | Her sene bir başka türlü 5 yaşında iken: Ne güzel bu ayna beni öyle eğlendiri- yor ki. Orada bir çocuk var, ben gülü yorum o gülüyor.. Ben elimi uzatıyo rum, o elini uzatıyor.. Ben dilimi çıkarı- yorum, o dilini çıkarıyor. 14 yaşında iken: Aynada şirin bir mektepli kız var. Be- resini düzeltiyor. Çantasını kolunda tu - tuyor.. Ben ona başımla selâm veriyo - rum.. O, hana başile selâm veriyor. 18 yaşında iken: Aynama bayılıyorum. Bana neler öğ - retiyor, neler.. Saçımı düzeltmeyi ona baka baka öğrendim. Dudağımı boyama- yı ona baka baka öğrendim. Gözlerime Fimel sürmeyi ona baka baka öğrendim. Hattâ elimle öpücük göndermeyi bile ba- na o Öğretti. * 20 yaşında iken: Nişanlımı görmiye giderken muhak - << " kak aynadan ders alı - yorum. Nişanlıma kar - şı alacağım pozları o - nunla birlikte — tecrübe ediyorum. Konuşurken yapacağım jestleri on « da prova ediyonum, Be- nim aynam da öyle iyi, öyle iyi ayna ki, beni ne güzel gösteriyor. Doğrusu kenditni orada | tu. gördüğüm zaman kendi kendime — âşık olacağım geliyor. * 25 yaşında iken: Bugün aynaya ilk defa kızdım. 18 _va-ı A | AT kmş'mmıln:mbul takımlarına da - Fenerbahçe şımdaki kardeşimle geçmiştik.. Ayna yüzüme karşı: — O senden daha genç, daha güzel! Der gibi bir hal almıştı. * 30 yaşında iken: Bu aynayada ne kızdım.. Bana, saçım- daki akları teker teker gösterdi. * 35 yaşında iken: Üçok bugun Galatasarayla yarın da Güneşle karşılaşıyor dereceler alaca; * * * Kendisini bize şanssız bir takım olarak tanıtan Üçokun Galatasaray ve Güneş karşısında ne evvelden tahmin edilemez Geçenlerde Şeref stadında yapılan Ü çok « Beşiktaş maçından bir görünüş İzmirin Üçok takımı bugün Galata- sarayla, yarın da Güneşle Taksim stad- yomunda karşılacaktır. Üçok milli küme maçlarının en şans- sız takımıdır. İlk maçlarını İstanbula karşı yapmış ve evvelâ Fenerbahçeye karşı oldukça güzel bir oyun çıkarmış- tı, Ancak çok güçlükle | - O yenilmiş- ti. Ertesi gün ise Beşiktaşa şanssız ve yorgun bir oyunla 4 - | mağlüp olmuş- Ankarada diğer İzmir takımlarına nazaran daha iyi dereceler galdı. Anka- cü ile berabere kaldı. Gençler Bir- iğini de mağlüp etti. İzmirde ise Ankara takımlarına iyi, hariç - şanssız birer oyun çıkarmıştı. 'Takımda müdafaada Ali, mühacim hat tında ise Basri ve Sait oldukça iyi oy- nuyorlar, Bugyün oynayacak Galatasaray takı- mı milli kümede &n iyi vaziyette bulu- nüyor. Yaptığı beş maçta da hiç mağ - lüp olmadı. Daima güzel oynadı. Ne Hanur ayna, kâfir ayaa.. Yüzümdeki | yazık ki Galatasaray da Üçok gibi şans buruşukları gösterip benimle alay odi -|sızlığa kurban gitti. yor. Şeytan diyor ki; ayakkabını ayağın- dan çıkar.. Ökçesile vur. Kırılsın! * 40 yaşında iken: Ayna bugün sanki bana: gördüğüm vaziyotte görüyor! Diyordu. —— —. Galatasarayın müdafaa oyuncuları birbirlerile anlaştıkları takdirde Tür - kiş nin en mükemmel! müdafaasıdır. Galatasarayın muavin hattı ise bemen — BSokağa çıkma, berkes, seni benim hemen yok gibidir. Hücum hattı da! - ma İr İMSET (İki gibi kısırdır. Haşim ve Necdet takı- tlar yarattığı halde her zaman- mın en iyi oyuncularından olmakla be- raber kaleye yaklaşamıyorlar veya yaklaşırlarsa gol atamıyorlar. Üçok - Galatasaray maçı neticesini evvelden tahmin etmek kabil değildir. Çünkü her ikisi de millt kümenin en şanssız takımlarıdır. Güneşe gelince: Bu takım milli kü- me maçlarına birbirini takip eden mağ lübiyetlerle girdi. Fakat geçen — bafta Paristen sureti mahsusada — geti Rasih Ankarada oynadıktan sonra Gü- neş gol atma rekoruna başladı. Birincilik, ikiniilik ile pek alâkası kalmadı amma ilerlemek mecburiye - tinde olan ve onun için çalışan takım- ların karşısına birdenbire — değişerek çıktı. Yarın, Güneşle olan maçını ka - zanmak için çok uğraşacak nlan Üçok takımının müdafaası Güneşli müha - cimlerin karşısında bir hayli güçlük çe kecektir. İzmirlilerin ekseriya kullan - dıkları ofsayde düşürme sistemi güne- şin fırsatçı forvedleri karşısında zan - nedersem muvaffak olamaz, Onun için Üçok müdafaası bu tabiyeyi kullanma- sa iyi olur. Maçın neticesini tahmin etmek bize değil ancak falcılara düşer. İstanbulda oynanacak her iki maçın hakemliğini Fenerbahçeden Sait Salâ- hattin yapacaktır. C. Şahingiray Bir sokağın başı Temiz sonu pis.. «Ben Osmanbeyde, Hacı Mansur soka- fonda oturuyorum. Sokağımızın bir kıs- mıint aparlımanlar işgal ediyor diğer kıs- mında da müterazi iki öç katlı evler var. Belediye tanzifat arabaları cpartamanlı kısma her gün uğradıkları halde bizim tarafa dört beş günde, hattâ haftada bir geliyorlar. Evlerde çöpler tasffün ediyor. BSokağa dökülüyor. Herkesten aynı ver - giyi alan belediyenin böyle bir sokağın üzt tarafına bir muamele, all tarafına ay- m bir muamele yapmasına pek akıl ermi- yor. Bu gayri mantıki muamele devam et- Bir çocuğunu çoban yapan, ikincisini kteb 4 isteyen anne.. İzmir - Beferihilsar İçesinde Emin kı - v müteveffa Mustafa eşi Hatice imzası ile bir mektüb aldık. Hülâsaten diyor ki: #Kocam öldü, üç çocuğumla kimsesiz ve parasız kaldım. Çalışıyorum. Çocukları - mı iyi kötü geçindiriyorum, lakat mek - teblerini temin edemiyorum. İşte beni teessürden bitiren nokta bu. Büyük ço- cuğummu çoban yaptam, Üçüncü çocuğum henüz mektebe gidemiyecek yaşta, fakat orlancası mütemadüyon <mekteb> diye ağlamakta. Size yalvarırım, bana bir ça- Te bulunuz. * Elimizden gelseydi bu mektubu aldı » Bimizdan 24 saat sonra bu çocuk bir mek- tebe yerleşmiş olurdu. Vasıta noksanlığı karşısında yapabileceğimiz şey bu satır- ları yazmaktan ibaret kalıyor. Kültüt Ba- kanlığının görüne çarpar ümidi ile. * İneboluda bir radyo meselesi İneboluda oturan bir okuyucumuz di- yor ki: Propaganda vasılası olan radyoya hü- kümretimizin vermiş olduğu ehemmiyel ve radyo kullananlaraı göslerdiği kolaylık meydandadır. Esasen her vermekte olduğumuz on İlra radyo abonman bedeli cok iken İnebolu posta müdürlüğü verilen bu en liralık abonenin makbuzlarına bir de 50 kuruşluk damga pulu yapıştırmaktadır. Pui ve damgt kananunda böyle bir para olmadığı del'aile söylenmişse de müdür- lük noktai nazarında İsrar etmekledir. nazarı dikkati celbedarim..