—i w ğend ö e' 6 iğin - erkektipleri — 370 — - Asker kızıyım, asker erkeği severim » Ben 28 senelik bir askerin kızıyım. Ye- tiştiğim muhitte şimdiye kadar rastladı- ğim şahısların hemen hepsi şerefli Türk , Ordusunuün üniformasını taşıyan — asker- - lerdir. Ben de asker kanı ile yoğurulmuş — bir varlığım ve tabildir ki askerleri se- İ E_Dişlorindı verim. Hayalimde yaşattığım tip: Orta boy, geniş omuzlar ve bu omuzlardan yükse- JTen mütevazı, güneşten yanmış tunç ren- Bi bir baş, o başa ayrı bir vekar veren - Mmütehakkim, yeşil gözler Fakat her şey- Gen evvel sağlam bir irade lâzımdır ki “ bu cevher her askerde bulunur, Şehremini: Pazar Tekke sokak Sabiha AAA Ş çürük olmıyan kadın Beğendiğim kadın tipi: Birinci derecede: Pürüzsüz bir endam “ ve sıhhatli bir vücut ile temiz neşeli bir hüy ararım. —— İkinci derecede: Çehre biçimi, alm ge- — mnişçe ve burun ucu hafif kalkık. iz kadın ve hangileridir? - :?15 - “Gönül kimi severse güzel odur | ,, Benim fikrimce ber genç hayalinde ya- şattığı kıza sahip olamaz. Yani ideal ka- dın hiçbir zaman bulunamaz. Yalnız ata- Jarımız (Gönül kimi severse güzel odur) demişler. İşte ben de sağlam bünyeli, iyi huylu bir kızı gönlüm severse kâfi görü- rTüm. Tahsili: Bir genç kız ne kadar tahsil görürse o kadar iyidir. Maamafih lik tali- sili de olsa kâfidir. Yalnız ev işleri ve amuümi bilgisi olmalıdır. Kocasını anla- malı, kendisini kocasına anlatabilmelidir. Ankara Bent deresi Boyacı sokak No, 11 de Halil Samni — 374 — Ev işlerinde maharetli Beğendiğim kadın tipi şöyle olmalıdır: Vücut: Böy orfa, ne pek narin, ne de pek şişman olmalıdır. Yanakları tombul- €&, teni beyaz, yüzü yuvarlak ve pembe, dudakları ince, ağzı ufak, dişleri ufak sık ve muntazam olmalıdır. Saçları kum- ral ve gür, tabil kıvırcık olursa daha mu- vafık olur. Gözleri elâ ve baygın bakışlı, | kirpikleri uzunca, ilk mektep tahsili gör- Gözleri koyu mavi, saçı kumral ve yü-| müş, musikiye aşina, olmalıdır. muşak, teni donuk beyaz. Boyu 1,67, sık- leti de 60 1 geçmemelidir. — Dudakları dalma tabil rengini mnuha- faza etmeli, muntazam temiz dişlerde çü- Tük bulunmamalıdır. — Tatlı bir sesi olmalı, yerinde konuşma- sını, gülmesini bilmeli. Sözlerini dinlet- melidir. , Sevimli ve sadık olması da şarttır. Müzikten, ev işlerinden — anlamalıdır. — -Okur yazar olursa daha makbul sayılır. - Ankara İsmet İnönü mahallesi Akyapı sokak No. 19 da N. Bingöl — 372 — Diplomalı terzi bir kadın Kadının tipi şöyle olmalıdır: Evleneceğim kadın bana karşı hudut- —&uz bir itimat beslemeli, dudakları ince, ağız küçük, dişleri inci gibi beyaz ve sık, burun hali tabiide, kaşları ince ve uzun, gözleri dalgın, siyah ve baygın, Tenk “buğday renginde, alın açık ve düz, Tutumlu, erkeğine ve çocuklarına bağ- h, çalışkan ve namüskâr ve her şeye ka- naatkâr, elişlerinde ve ev işlerinde me-| Yaşına — gelince | haretli olması şarttır. 18-22 yaşlarında olması lâzımdır. Devrek Halkevi kütüphane memtiru Mahmet Gültekin Tarsusta dolu afeti Tarsus (Hususi) — Bir kaç gün önce birdenbire bir siyah bulut le Tarsusta Nernek ve Avadamlı köylerine yumür- ta cesametinde çoök şiddetli ve devamlı olarak ansızın düşen dolular köyde ye- ik namına bir şey bırakmamıştır. Biçilmesine on gün bile kalmamış, ye- tişmiş ekinler toprakla beraber olmuş, hiç bir suretle istifade temin ediiemi- yecek şekle girmi Henüz bir kaç yaprak nazik bir fide haline gelmiş olan pomuklar da tama- ineh mahvolmuştur. makları etli ve uçlarına doğru ımıîıııî Bir kuduz köpokı_kı kişiyi ısırdı vücut hali tabilde, böy orta, saçlar kum- ral ve dalgalı kıvırcık, huyu — mutedil, Mütebessim, alicenap ve cömert, yaşı| gün mer'ada 17-18 arasında, evine, erkeğine karşı sa- dık ve icabında salon kadını olması da hayatın tadını arttırır. Sanatı, diplomalı terzi, tahsili orta olmalı. Devrek Güzeliş terzihanesi sahibi Albayrak T. Kaya Son Posta'tın Tefri asiı: 41 — TT LENBİKo Dursunbey - Balıkesir - (Hususi) — Beyelköyü korucusu” Mehraet, geçen | gözerken, birdenbire ilze- Yine saldıran bir kuduz köpek, sağ eli- nin parmaklarını ısırıp kaçmıştır. Ay- ni köpek, ayni günde, Dursunbeye ge- lerek Mezaristan mahallesinde Ayşe is minde on yaşında bir kızcağızı da isir - Miştir. . İRADYO| Bugünkü Program İSTANBUL 8? - Mayıs - 937 - Cumartesi Ökle neşriyatı: 12:30: Plâkla Türk musikisi, 1250; Hava- dis. 19,05: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 19,30: Plükla dans musikisi, 19,30: Kon - ferans: Doktor Ali Şükrü (Çocuklara hasta- lik nasil geçer, korunma çareleri), 20: Fasıl Saz hey'eti, 20,0: Ömer Rıza tarafından A - rapça söylev, 2045: Fasıl saz he (Saat Ayarı), 21,15: Orkestra, 22,15: Ajans ve bor- sa haberleri, 22,15: Plâkla sololar, opera ve operet parçaları, XARINKİ PROGRAM İSTANBUL 23 - Mayıs - 1937 - Pazar Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk müsikisi. 1250 Hava - dis, 13:Muhtelif plâk neşriyatı Akşam neşriyatı: 1830: Plâkla dans muzikisi. 19.30: Konfe- rans: Ordu BSaylavı Selim Sırrı Tarcan (LONDR A ). 20: Müzeyyen ve arkadaş- Jarı tarafından Türk musikisi ve Halk şar- kıları. 2020; Ömer Rıza tarafından arabca göylev. 2045: Muzaffer ve arkadaşları tara - fından 'Türk musikisi ve halk şarkıları. (A - Jans ve borsa haberleri. 22.30: Plükla sololar, opera ve öperet parçaları. ı Yeni neşriyat I Kömür — Ankarada açılan B.fnllıll!l_ Kömüf Sergisi'nin organı olan bu mecmu - anın 4 üncü sayısı bir çok tanınımış muhar- rirlerin kömüre dair yazılarile çıkmıştır. Bir Doktorun Günlük Cumertesi Notlarından €) İzdlvaçla Veraset İzdivaç şeraitl meyanında evvel emirde | nazarı dikkate alınacak şeyler veraset - tir. Bilhassa eski alkolik, eski frengili veyahud diğer sebeblerden dolayı akıl haştalığına müptelâ olmuş bulunan ana baba veyahud ana ve baba tarafından dayi, amca, teyze gibi daha vakin taallü- katta bilhassa asabl ve akli hastalıkların mevcud olup olmadığını tetkik etmeli - dir. Gayet normal gibi görünen ve yahiri baş- ka hiş biz mahzuru görülmeyen bir çok izdiyaçların mahsulleri muayyen bir ya- şa geldikten sonra birdenbire erken bu- nak, melânkoll ve mani gibi akıl hasta- likları arazı gösterdiklerini — görüyoruz. Maalesef bu bastalıkların tedarisi ve şi- fası hakkında büugün kat'i bir teminat Tecek vastyette değilir. Bu sücetle mek'ud bir alle yavası matemli, elemli bir hnle geliyor. Bundan gile müteessir ölânj gibi böyle çocukların yetişmesi cet için de zararlı ve tehlikeli bir vaziyet meydana getirmektedir. Bölenirken yalnız sari hastalı irsi haştalıklatın dahi nazari hnması elzemdir. Gençlik heyecanları, hissiyat ekseriya bu hususlara göz kı - pattırıyor, fakat acı hakikatler kendini göstermekte gecikmer. Dikkat etmelidir, (©) Ba nocları kesip saklayınız, yabut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapmız, Bıkıntı zamtnınızda bu notlar bir dokler gibi imdadınıza yetişebilir. Janacaktır, durumları bir çok yerlerde iyidir. l Aksarayda bir kamyon TEENM 5 Ünitürk kuponları nasıl ödenecek? Dün bir gazete Ünitürk tahvilleri kupon bedellerinin bundan sozra 'Türk parasile ö- İdenmesi için mutabakat hasil olduğunu ya- zarak: «Mali mabatildeki ecnebi slâkadar- lar dahi Dainlerin Türk hükümeti tarafın « gan ileri sürülen noktal nazarı kabul etmek- le çok âkilâne bir tarzı harekel göstermiş ol- duğu kanaatindedirler.. demişlir. Bu gaze- teye göre kupon bedellerinin tediye tarihı o- lan 25 mayısta bedeller alelitlak Türk parasi- le tediye edilecektir. Halbuk! vaziyet şüyledir: Düyunu umumiye meclisi 997 vüdesi için Fransız frangını, esas akçe olarak tayin et- miştir. Tabil dahilde şa şekilde verilecektir: Ankara ve İstasbul piyasalarında, tranş tefrik edilmeksizin, Türk lHirası olarak tediye edilecek ve kupon başına 18,78 Pransız fran- gı mükabili olan 1,081 Türk lirası verilecek » tir, Harice gelince döviz olarak frankla tedi - ye edilecektir. Zira Türk parasının dışarıya gçıkarılması mümkün değildir. İik alivre fındık satışı yapıldı “Trabzon, 21 (Husus) — Bugün bozsada ye- ni mahsülden 20 ağustos teslimi beş bin ki- lo yaş fındık kilosu 16 Kuruştan satildi.Müs- tahsil bu flatlardan memnun görünmekle - dir. Adanatda hasat devam ediyor Adana, 21 (Husust) — Arpaların biçilmesi- ne ve barmanlanmasına devam olunmuakta- dır. Yakında buğdayların da biçilmesine baş- Yeşeren pamuk — mahsullerinin uçuruma yuvarlandı Aksaray (Hususi) — Burada bir oto- zmobil kazası olmuştur. Selime köyünden mahcuz buğday nakleden tüccar Seyit Ali'ye ait kam- yon pazar gecesi saat 20 de kasaba ci- varında bir dağdan inmekte iken ya « ğan yağmurlar yüzünden lâstikler pa- tinaj yaparak kamyon yoldan çıkmış ve uçuruma yuvarlarmıştır. Tehlikeyi hisseden şoför Ahmed derhal direksi - yon simitinin altına girerek direksiyon direğine sıkıca sarılmış ve kamyon uçu: ruma yuvarlanmakla devam ederken kendisini orada muhafaza etmiş ve kamyonun karoserisi, camları, direksi- yon simiti ve diğer aksamı bu yuvar - ianma esnasında harap olmuş ve uçu - 'umun ortalarında makina bir taşa ta- ılarak yuvarlanma durmüş ve şöför jAhmet tutunduğu yerden hemen atla-| mıştır. Hâdise gece saat 20 de vukua geldiği için şoförün feryadına etraftan yetişmişler ve şoför hemen hastaneye nakledilerek tedavi altına alınmıştır. Bir mücize kabilinden kurtulan şoför Ahmedin yaraları hafif olup tedavisi- e devam edilmektedir. Herkes kendisini severdi. O akşam da Yazant Kemal Razıd kolay sarsılmıyı —e ; onu affetmek, bütün | yanlar — —————mrarn Yazık, diyordu, meğer insanlara hiç güvenmemeliimiş!. n nirleniyordu: a — Kuzum abla, neden bunun üstüne bu kadar düşüyorsun?.. Gözenler, du - ne diyecek, biliyor musun?., -bana anlattığı masallara, hep bu yüz -|bu aralarında gelip geçen kırgınlığı u-|Senin Kâmiranı kıskandığına verecek- den inandım. Ben de size yalancı çık - İnutabilmek için hiç yoktan bahaneler | ler!. O kadarla da kalmıyacak, senin a- — tim. Fakat yalnız bu kadar deği! ki... - Beni bile nasıl aldattığının en büyük eseri ortada... İşte, baksanıza... Bülend, cüzdanını açmış, Turhanin senedlerini onlara göstermişti: — Beni bile aldattı. İşlerinin iyi git- — Aiğine o kadar inanmıştım ki günün bi- de gelip benden para isteyince hiç “düşünmedim: #İnsan hati bu, anlaşılan buğgün üzerinde parası yok ..» dedim; — Me istedi ise verdim., işte senedleri... İşte imzası... Üç defa geldi, benden pa- Ta aldı; şöyle birazcık olsun kuşkulan- — Miş olsaydım, düşününüz bir kere, be- nim gibi hele para işlerinde kolay ko- lay aldanmıyan bir adam, hiç onâ iki üç yüz lira birden kaptırır mıydım?.. Şim- | zında bunun hikâyesil. di, nasıl olup da size karşı da yalancı| Bülend de onlardan geri kalmıyor;| 'çi çıktığımı anlıyorsunuz, değil mi?.. Bu senedler, bu ödünç para hikâyele- araştırıyordu. Yazık ki, bu kadarla kalmadı; ortada başka dedi kodular da dönmeğe başla- dı.. Gelip gidenlerin hepsi: — Düuydunuz mu, diye fısıldıyorlar- Jardı, sizin Bülendin bir arkadaşı vardı ya, haniya bir kaç defa burada, sizıde de görmüştük; uzun baylu, yakışıkl, bir çocuk.,, Turhan değil miydi onun a- dı?.. İşte o, Nihadın karısı Kâmiranla yaşıyormuş... Kaç defa oraya gittikse hep orada gördük... Her akşam kumar oynuyarlar. Hem nasıl oyun?.. Ortada bir kaç yüz lira dönüyor!. Sözüm ona Kâmiranın kocası ile berabes ticaret mi yapıyorlarmış, ne imiş!.. Herkesin ağ- sanki inadına gibi şuradan buradan, dedikodular topluyor; sonra bire bin ka- ri, Lebibeyi büsbütün sık:yordu. Gene|tiyor, gelip hepsini Lebibeye yetiştiri- — Öyle iken, Turhanı ilk günterdenberi o|yordu. Bunlar böyle ağızdan kulağa kadar yüksek, herkesten o kadar iyi ta-| yayılıp dağıldıkca genç kız artık büs - — nımışti ki bü inanç, şimdi bile kolay|bütün ümidini kesmişti: K dın da bu çirkin dedikodulara karışa - cak!.. İki kardeş birbirlerini pek severler - di. Öyle iken Lebibe, Nüveyreye bile öfkeleniyor, ne zaman Turhanın lâfı B- çılacak olsa onu âdeta tersliyordu. Bir yandan da sanki onun üzünti ünü att- tırmak için, her gün yeni bir dedi .ku' du çıkıyordu. En sonunda, Fahrünnisa- nın evindeki toplanlı, onu büsbütün çileden çıkatmıştı. O gece eve döner dönmez odasına çekildi; or.alık ağa - rıncaya kadar gizli gizli ağladı. Bütün bunlar, ne de olsa Nüveyrenin güzün - den kaçmıyordu: — Nafile üzülüyorsun, derdi, değer i » Bu ne olduğu belirsiz adam iğün göz yaşlarına yazık değil mif.. Lebibe, şimdi de Turhanın suçunu biraz gidermek, onu âdeta kurtarmak için çırpınıyordu: — Peki, dedi, haniya senin yıldönü- münün olduğu gece gelmiş sana ne de- — miş?.. Ben kimsesiz, işsiz güçsüz bir a- dam olsaydıtm, ataba - Lebibe benden ü irir miydi, diye sormamış mı?.: Bunu bana, gelip sen anlattındı. Demek ki © arabık belki kendisi de derinden derine bunun üzüntüsü içinde idi; kim bilir, belki de ortadaki yalanları gelip bana anlatmak, hepsini doğrulamak is- tiyordu. Zaten o, bana hiç yalan söyle- medi ki,.. Bülendin söylediği masalla- rin hiç birini onun ağzından İşitmedim. Hattâ bana kalırsa bunların hepsini Bülend uydurmuştur. Bilmez misin 0- nu, birisini yükseltmek isteyince gök- lere çıkarır, sonra da.... — Turhanı neden yükseltmek iste - sin, ondan ne bekliyebilir?.. Sonra, ya © senetler?.. Bülendi de aldatıp ondan para çekmesi?.. Lebibe, yutkundu; söyliyecek bir söz bulamadı. Gözleri yeniden yaşardı, Nü- ;83'"?. gittikce Turhana öfkeleniyor - u: — Hele bu şimdiki dedi kodular?.. Kâmiran gibi bir kadınla yaşaması?.. Ona ne diyeceksin?.. Artık böyle bir adamın adını ağzına almak sana yaraş- maz, abla!,.. Lebibe, başını kaldırdı, sanki Turhan dan yana çıkmak için yeniden bir kuv- vet bulmuştu: — Kâmirana neden bu kadar sık sık gitliğini ben biliyorum; dedi. l " Ticaret ve Zahire Borsası 21/5/937 İstanbul Borsası kapanış fiatları 21 - 5 - 1937 ÇEKLER Açılız 625.00 9906 11.721$ 159240 46892 B 3,4575 Kapasış 10600 0.7893 C CİNSİ Buğday yumuşak Boğday sert Arpa çuvallı Çavdar Mısıir sarı İç fındık Pamuk Maydos Yayağı Anadol Yapağı Trakya Poynir beyaz Peynir kaşar “Aşağı Yukarı t53ğİğasacaN SESLRÜRAN — Neimiş?.. — Bunu anlamıyâtak he vart... — Sana rastgelmek, seni görmek içit yeceksin, değil mi?.. Bunu sana kim söyledi?. — Kimsenin — söylemesine lüzum yok ki... — Kendisi söyledi değii mi?.. Düü gece bir aralık gene uzun uzun bir şeY" ler anlatıyordu; bunları mı söyledi?. — Evet. — Sen de inandın, öyle mi?.. — Neye inanmıyayım?.. Niçin ya * lan söylesin?.. — İlâbi abla, insanlar yalan söyler * ken bazan niçin söylediklerini düşün * mezler bile... Karşılarındakin! kandı” mayı, aldatmayı sanki bir marifet Sâ” nırlar; hele erkekler... Turhan da, banâ kalırsa, ilk günlerde ulu orta atıp tüt tuktan sonra birdenbire içyüzünüü meydana çıklığını görünce güya H" kapatmak için yeni bir masal u) mıya kalktı; işte bu... Dün gece sefi gördü; öyle söyledi. Bugün de, kim bi lir Kâmirana neler anlatmıştır!. 5'_ senin yerinde olsam hiç bırine mazdım!... — Olabilir; senin söylediğin de gelir ...İnsanlar, kadın olsun, sun hep böyledir; hepsi birbirine zer, / ( Arkası var aklt ok ber geĞ