SA e ATENE SN Gi Çar KAi NC — genç olmalıdır. — diğ a İdeal kadın: Asil aileye mensup kadın İstediğim kadın şu tipte olmalıdır: 'Tabiati ve ahlâkı; Her şeyden evvel “asil bir aileye münsup, saf altın gibi te- miz kalpli, yuvasına ve kocasına bağlı, yalandan ve israftan nefret eder olmalı. Vücut güzelliği: Pürüzsüz bir teni, sarı veya kumral gaçları, muntazam ve beyaz dişleri, zarif burnu, yolunmamış ince siyah kaşları, kendiliğinden hafif kırmızı yanakları, gıhhatli bir vücudü, orta bir boyu olma- lıdır. Buğday benizli kadınlardan daha çok hoşlanırım. 'Tahsili ve bilgisi: Orta mektep tahsili, biraz da biçki ve dikiş bilgisi olmalı. Güzel ve temiz ye- mek pişirmeli, ev işlerinden anlamalı. Konya: B. Atılgan (Sarih isim ve adresinin neşrini istememiştir) Ve üi e Erkek herşeyden evvel kafama uygun olmalı! İdealimde yaşayan erkeği esmer veya Barışın olarak gösteremem. Yalnız kafa- Mma uygun olmasını arzu ederim. Boyu uzun ile orta arası olmalı. Bebek yüzlü kadın güzeli erkeklerden hoşlan- - mam, Hele şişman ve köbekli erkeklere hiç tahammül edemem. Keskin, manidar bakışlı, kalım dudaklı olmalıdır. Yüksek tahsilli olmasını tercih ederim. Çok söyleyen gevezelerden hoşlanmam. Tavırları âhenktar nazik, sözünü iyi kul- lanır, temiz giyinmesini bilir, yakıştır- masını becerir, zevkli, oşine sadık bir Ankara Yenişehir Fatma (Adresinin mahfuz kalmasını istemiştir) A Ve e Kadın mert ve soğuk kanlı olmalı ! İdeal kadın mert, soğukkanlı olmalı- dir. Evimde anneme benden ziyade hür- met göstermeli, onunla beraber ev işle- rini idare etmeli. Misafirlerine karşı tam bir samimiyet ve sevimlilik ile karşila- malı, çocuk yetiştirmek en büyük emeli we vazifesi olmalıdır., , Ben kumralım, aradığım genç kızın da kumrat, sıhhatli vücutlü, sempatik, ince i, eli ve ayağı biçimli, dişleri beyaz, küçük dudaklı, tatlı dilli, musiki sever, âz ve özlü söyler, olmasını isterim. Te- ninin rengi pembe beyaz, boy 1,65 olma- hdır. Çorlu Palas berberi İbrahim Sezer Son Posta'nın Tefrikası: 23 Bir çatırdı ile Bülent de telefonu ka- padı. Turhan, yaptığı işi beğeniyor muy - du, yoksa yaptıktan sonra için için işman mı oluyordu, bunu kendisi de pek iyi kestiremiyordu. Hep öyle bir yandan: —-Oh ne Ise, bu da böylece bitti; kurtuldum... Diye kendi keridini aldatmıya uğra- Şarak, bir yandan d. — Bitti artık, hiç ümit kalmadı!.. Diye boynunu bükerek geldi, yerine oturdu. okuduğunu anlamadan gazete- leri karıştırmaya başladı. A.rısı.yır'.m gaat kadar geçmişti; yazı odasından içeriye Bülent girdi. Çocuklarını zorla mektebe götüren adamlar gibl öfkeli bir hali vardı: şin daha çok mu?.. — Görüyorsun ya, bunlar hepsi oku- nacak, içinden bize yarayanlar, tercü- me edilecek!, Bül: bir iskemle çekti, oturdu: — Peki, ben de beklerim. — Beni mi bekliyecaksin?.. Yazım bilinceye kadar burada mı oturacak - AA Beğendiğiniz kadın ve erkek tipleri : hangileridir? Erkeğe ;nîı'syıon_ kadından hoşlanmam Vücut: Boyu 1,68 den aşağı olmamalı. Sporu sever, vücudünü erkekleştirmeme- iğe dikkat eder olmalıdır. Az esmer, siyah göz ve kaşlı olanları tercih ederim. Tabiati: Mantıkf konuşarak dinleyen- leri sikmıyacak kadar sade ve gaf görü- şür, yapmacıktan nefret eder; müzikten hoşlanır, dedikoduyu sevmez bir tabiat- te olmalıdır. Tahsili: Bence en iyi tahsil aile terbi- ,yesidir. Fakat iyi bir aile kadını ve an- ne olacdak bir genç kızın orta tahsili ol- maâlidır. Ev idaresi bilmelidir. İzmirli M. A. A. Sönmez (Sarih isim ve adresinin neşrini istememiştir) ğ ge Kadın erkeğine daima hürmet göstermeli Tahayyül ettiğim kadının bir şehir kızı olmasını, orta tahsilli bulunmasını İste- rim. Boyu orta, gözleri ve kaşları siyah, kirpikleri uzun, burnu ufak, saçı kum- Jal olmalıdır. Erkeğine karşı dalma hür- met göstermelidir. Sirkeci Çankaya berber salonu Ro- manyalı Arif oğlu Hüseyin Koral “ Son Posta,, nın Müsabakası : ( Baştarafı 8 üncü sayfada ) rafını aldık. Her fotoğrafı üçer parça- ya böldük. Bunları birbirlerile karış- tırdik. Bu parçalardan her gün lâalet- tayin üç tanesini neşredeceğiz. 40 gün bitince elimizdeki resim parçaları da bitmiş olacaktır. Sizlerden bu resim parçalarının her üç tanesini bir araya yapıştırarak bir fötoğraf vücude getir- menizi istiyoruz. Bu iş sizin için hiç te Zör olmıyacaktır. Çünkü gördüğümüz gibi bu üç resim parçası iİle beraber ayrıca parçaladığımız resimlerin asılla tını da neşrediyoruz. Parçaların yanında hergün tanınmış bir simanın fotoğrafını - bulacaksınız. Parçalardan biri bu resim, diğerleri daha evvel.çıkmış veya daha sonra çı- kacak resimlere ait olabilir. Yapılacak iş şu: Bu resim parçalarını kesip saklamak, yanlarındaki modelle- ri de kesip ayrıca hifzetmek resim neş- ri bittikten sonra modellere bakarak her üç resim parçasından bir fotoğraf meydana getirmek. SON POSTA |(SESPORLS | Galatasaray Beşiktaş Maçı 19 Mayıs Gençlik bayramında Bir fut- bol karşılaşması için Galatasaray ile Be- şiktaş arasında müzakere başlamıştır. O gün Şeref sahası baş olduğundan xynçlır orada yapılabilecektir. Milli küme maç- larında daha birçok oyunları bulunan Ga latasaray, © gün oyuncularını yormamak için B takımiyle genç takımının seçme oyuncularından teşkil edeceği bir takım çıkaracaktır. Uşak atletizm sahası Uşakta yapılacak olan beş şehir atle- tizm müsabakaları için son zamanlarda iyi bir saha tanzim edilmekte idi. Bu iş- leri yerinde tetkik etmek ve icap eden tedbirleri almak üzere Atletizm federas- | g,, yonu ikinti teisi ıfifmar Şinasi Şahingi- ray Ankaradan Uşağa gitmiş ve gene An- karaya avdet etmiştir. Ankarada Altınordu - Demirspor maçi Ankara, 3 (/ALA.) — Bölge kupası maç- Tarme Ankaragücü sahasında devam edil miştir. Çekilen kura mucibince Demir sporla Altınordu karşılaştı. Maç saat 14 de hakem Fethi'nin idaresinde başladı. Oyun hararetli oldu ve Demirsporlular 3-0 galip geldiler, İngiliz Milli takımını yapacağı maçlar Lonüra 3 (A.A,) — İngiliz mi i fut- bol takımı 14 mayısta Oslo'da Norveç | milli takımı ile, 17 Mayısta Stokholm- | ile, 20 Mıyıslaı de İsveç milli takımı Helsinki'de Finlandiya milli takımı ile karşılaşacaktır. Borsada vaziyet Dün frank biraz yükselmiştir. Londra borsasında bir isterline mukabil 110,15 de a- çılmış, 1109 da kapanmıştır. 19 santim ka- dar bir yükseliş vardır. Sterlin de de biraz yükseliş vardır. Dün 627 kuruşta kapanmıştır. Yükseliş 20 para Ne bir kuruş arasındadır. Ünitürkde sabahki fiatlarda geçen hat- taya nisbetle düşüklük görülmüştür. Geçen hafta 20,20 ve 20,25 üzerinden muamele gör- müştü. Dün 20,10 da açılmış 20,175 da ka- panmıştır. bunları sarih isim ve adresinizle bize yollıyacaksınız. İşte müsabakamızın e- sası bundan ibarettir. Resimleri gönderme, müddetli gaze- tede resim neşri müddeti bittikten son ra üç haftadır. Bunu müteakıp netice ilân edilecektir. Birinciye bir beşibiryerde altın, ikin ciye 2,5 liralık bir altın, 3 kişiye birer altın, 10 kişiye yarımşar altın, 20 ki- şiye çeyrek altım ve diğer 165 okuyu- cuya hoşlarına gidecek hediyeler vere- eerkenema ea D BAA Bu suretle elinizde 80 resim olacak, İceğiz ransız ticaret hey'eti dün şehrimize geldi Türk - Pramnsız Ücaret anlaşmasını yeni lemek üzere müzakereler yapacak olan Fran- sız hey'leti dün sabah şehrimize gelmiştir. Fransız ticaret nezareti daltre Mmüdürle- tinden Louyriac, hariciye nezareti erkânin- dan Drouin ve ticaret ataşesi Loran'dan iba- ret olan hey'et, bu akşam Ankaraya gide- cektir. ? Müzakerelerin kısa bir zamanda sona e- receği tahmin edilimi tetkikat yapan Zirmat! Bankası TİNİ bitirip dönmüşler - fler köylünün istihsal için istihlâk edecekleri maddeleri de hariçten u- | cuzca tedarik edip köylüye satacaklardır. Adananın bir aylık ithalât ve ihracatı Adana, (Hususl) — Şehrimizde mart ayın- Jda 908460 Tiralık İhracak ve 619132 Hiralık İahalüt yapılmıştır. Şu hale göre ihracat faz- Hası 289.618 liradır, İSTANBUL Ticaret ve Zahire Borsası 3/5/937 Buğday yamuşak Buğday sert Arpa Çavdar Misir sarı Yulaf 'Tiftik derisi 'Tabak yünü Peynir beyaz Z. yağ ekstra Z. yağ 1. el yemek. KHR> &8891 cecAane;? 9-35,5 Şilin 192 1- 4 Sent 199,$-8 * 14 B. F. 15-3 — Şilin 18 Ster. 173 R.M. 178 » SA İTLENBİKo Yazanı Kemal Ragıp sın? — Oturacağım!. Burada uzun uzun konuşmak doğru değil... İyisı mi, işle- lerin bitince beraber çıkarız. — Canım, konuşacak, ne kaldı ki?.. — Bırak şimdi lâkırdıyı da, yazı mı yazacaksın, terecüime mi yapacaksın, ne ise işin, onlari bitir. — Sen başımda dururken ben yazı yâzamam ki... — Ben de seninle konuşmadan bura- dan bir yere gitmem!.. — Olur şey değil... Nereden geldi benim başıma bu işler?.. Dur bakayım bari Muhlise yalvarayım, bizim Alman- câ mütercimine... Fransızca - gazete - lere de biraz bakıversin!.. İngilizçeleri ben evde okurum. — Ha şöyle, biraz yola gel... Hemen şimdi çıkıyoruz, değil mi? — BSenin elinden kurtulmanın başka çaresi yok ki,.. Burada herkesin önünde çene yarışlırmaktan ise... Turhan, gazeteleri arkadaşına bırak- t. Bülendle beraber matbaadan çıktı- lar; Babıâli caddesinden aşağıya konu- şa konuşa iniyorlardı. Bülend, onu ye- niden yola getirmek için bir söyleme- diğini bırakmadı, Öteki de anlaşılmaz, neden ise, kendini naza çekiyordu. A- vada bir Bülend, artık usanmış gibi Çe- kilip gitmeğe kalkıyor; sanfa ya Tur- hanın birdenbire yumuşadığını görü - yor, yahud da büyük bir fırsatı kaçır - mamak için, ne olursa olsun her şeyi Böze almış gibi, yeniden söze başlıyor- du. ; Beyoğluna çıktılar, Bülend: — Gel bakalım, şuradan kendime öte beri alacağım. Dedi; bir gömlekci mağazasına girdi Kendisi için gömlek, kravat seçiyor * müş gibi yaptı; sonra bir sırasını getir- di; Turhan için de ısmarlamak- istedi. O, buna büsbütün kızdı: — Biraz ileri gidiyorsun artık!.. Ya- banlık giyecek iki kat gömleğim, benim |& de var, — Ne var darılacak bunda?. Sadaka diye vermiyorum ya, ileride paran ol- duğu zaman ödersin!.. — İş benim param olmasına kalırsa sen de çok beklersin! karı sokak artasında da dolaşılmaz ya... Hoş bu saatlerde, Beyoğlunun gö cek bir hali vardır. Terzilerin, dişcile- rin en kalabalık olduğu saatler... Bü tün aile kadınları hep bu saman sokak- lâra dökülür, Kimisi sahiden alış veriş için dükkân dükkân dolaşır; içlerinde öyleleri de vardır ki evlerinden terzi- ye, dişciye diye çıkarlar, o bir iki saâti kita bilir kimlerin yanında geçirirler, O sırada kocaları olsun, onları tanıyan başka erkekler olsun, herkes kendi i - şinde, gücündedir; görülmek, tanınmak Körkusu yoktur. Günahkâr, evli ka - dinlara en uygun gelen bir zaman iş - Şöyle biraz dolaşmak insana neler ir? İnsan kimlere rastgelir?.. Hiç ummadığınız bir kadın, dar bir sokağın köşesinden kayboluverir.. bir başkası, saçlarını, şapkasını düzelterek, korka körka bir apartıman kapısından çıkar. |Dikkat ediniz: Dudaklarının boyası Dedi. * Bu saatta oturülur mu?. — Ne yapalım 'öyle ise?. Aşağı yu- ektedir. e Fındık satış kooperatifleri ' kuruluyor 'Trabaon (Hususi) — Köylünün fındık mah- | salünü en uzak mahreçlere kadar götürüp satmak üzere teşkili kararlaştırılan fındık | satış kooperatiflerinin — kurulacağı — yerler bakkında İstanbul Borsası ka; fiatları 3-5 - 1937 PARALAR g; Z 1 İsveç kuronu 1 Türk altını 1 Banknot Os. B. !İnıpğ:ııgyıı!u:i Açılış - Kapauş 626,50 — &n00 0.7879 — 0,7870. 17.STIS — 11.557S 14,961$ M9SS 4.6675 — 4.6638 6123 — G isla 544437 — 34410 63.8457 — 637958 LASSS — 14850 22.6656 D GAS 4dıs 188755 19580 41610 s9nı2 101,1770 3429 2H4 Anadolu 1 pe. » — I vadeli » H pe. » N va Anadolu mü. peşin ları söyredelim, istersen... — Bir sinemayg girsek?.. — Fena olmaz, haydi... — Berabet sinemaya gittiler. Ora - dan çıkınca bir lokantada akşam yeme- ğini yediler, Yemekten sonra Bülend *|dedi ki: — Akşamları, şurada bir arkadaşın evinde toplanıyoruz; bir iki saat vakit geçiriyoruz. Gel, biraz da orıya uğrı - yalım. Taksimde eski Talimhane meydanın- daki apartımanlardan birinin önünde durdular. Kapıyı açan, yaşlıca bir ka- dın, Bülendi görünce güler yüzle kar- şıladı: — Buyurunuz. — Toplandılar mı? — Evet, — Çok kalabalık mı? — Eh, on, on iki kişi kadar var. Bir camlı kapıdan, oldukca geniş bi salona girdiler. Uzun bir masanın ke parına, karşılıklı sekiz on genç toplan yepyeni tazelenmiştir; yüzlerinin pud-|mış: — Az gı bekleriz, çok mu; göreceğiz 'rası pek acele sürülmüştür... Kulak - Üç lira, elbet!.. larına kadar dağılan kıpkırmızı bir dal-| —— Bankao... Alış veriş etmeden oradan çıktılar.| ga, gözlerindeki süzgünlük, bütün vüs| — Kart., * Biraz caddede dolaştılar. Bir aralık, evlenme lâkırdısı kapanır gibi oldu, Bülend: , — Şurada bir pastacıya girelim, otu- ralım!, cudlarındaki yorgunluğu bir bakışta si- | ze de ifşa ediverir!.. — Senin de on parmağında on bin ka- Ta,.. — Yalan mı söylüyorum?.. Gei, bun- Diye bağrışarak öoyun oynuyorlardı. Bülend: — Gel, biz de şöyle bir talihimizi de- niyelim, (Arkası var) Ai ( ? İ ı İ #O