Sayla 11 .— Radyoda söz vöylüyen hatib, çok ateşli sözler söy - Tüyor. — Herkesin, yersiz söz söyler dediği Danın farkında de — Bu gün ilk defa otomoi Cağım.. — Tedbirli olman lâzım, Cüzda - #Nni, saatini evde bırak da gitl Bbrann & kul - Anlatıyor .:lr kaç gün evvel; bir ka - N tahid sfatile muhakeme - Girilmişti. Söz söylerken p“"nllx kesildi, şaşırdı. Ke- " Hâkim kadının bu va- u"“'“ Bgördü. Ona cesaret k istedi. Dedi ki: — Canım ne tereddüd edi - » Evinde nasıl kounşur- Ban Öyle konuş. Kadın evinde konuştuğu gi- kadar varmış. Ha- di? Genç kızın, genç nişanlısı bazan sert sert konuşur.. bazan inceleşir âdeta kı- rıtmıya başlardı. Genç kız bir gün sor- du: — Sen niye ara sıra kadın gibi kırıta kıtırat konuşuyorsun? — Bu hal bende irsidir. —???1?0 — Babam erkekti, annem de kadın! Öğrenin * Erkek, kadını dansa kaldırdı... ederlerken kadın, erkeğe sordu: — Siz dansı çok sever misiniz, Bay* — Severim Bayan! yse bugünden dans hocası bulup dans nin! Dans tezi yok bir tmeyi Öğre - — Bari zengin mi imiş? — Bana, seninle evlenirsem, çalışır zengin olurum; dedi.. — Babanın servetini acaba nereden tahkik edip öğren- — Haydi benim blüzum için yir - mi lira yazmışsın ses çıkarmıyayım. Hizmetcinin ki için bir Hita yazmış » sın bu çok fazla değil mi? ÜÖN n Boşuna ümit Şirket müdürü, yeni bir daktilo almıştı. Daktilo üç gündür çalışıyor, her gün tu- valetine biraz daha itina edi- yor, her gün biraz daha mü - düre sokulmak istiyordu. Müdür galiba bunun far- kınz” varmamış olacak ki yeni Haklilo üçüncü gün müdüre sordu: — Şirkete müracaat eden yirmi namzed içinde niçin be- bi konuşmıya başladı. Bu yüz: z Di mm;h SÖŞ €&lân muhakemededir. Ve — — ilüniz 9 yin a İti ” — Terziniz geldi Bayan, ısmarladığınız matem elbise- lâzımdı. Onun için en çirkini anlatıyor. lerinizin provasırı yapacakmış.. olan seni seçtim! Gurur Uyuyorum D"Ğei sadaka istiyordu: Küçük Necmi mektebe gitmekten — Üç gündür açım! boşlanmıyordu. Bir sabah mektebe git D“"lı ağzı rakı kokuyordu. Sadaka is- Memek için yatağında uyuma taklidi Yüzünü buruşturdu: yaptı; yanına geldiler, — Ama içmişsin.. — Uyumuyor. — Ne yapayım Bayım, içmezsem; gu: Dediler. Necmi gözünü daha sıkı Turum sadaka As[emenıc mani oluyor. yumdu: — Yalancılar, yalan söylüyorsunuz.. Çalınır mı? SÜY Ş İki dost bir birahanede aynı masada A Oturuyorlardı. Birinin gnnı, bir aralık Senin .l“ î:ş;olınn asılı olduğu yere takıidı İki sevgili Adaya gitmişlerdi. Bir kü- . Öteki sordu: çük sıpa gördüler. Erkek sıpayı işaret — Niye hep oraya bakıyorsun? — Paltomu çalmasınlar diye bakıyo- — Oradan palto çalınır mı da? — Çalınır ; beş dakika evvel senin- İini çılırlaıkrn ırken gördüm. — Kazlar için yem ver mı? — Var Bayım, fakat bir kaç nevte dir.. hangisi hoşunuza giderse ondan tereyim. — Ameliyatta ıztırab çektiniz mi? — Ameliyattan sonra çok ıztırab gektim doktor. Tam üç gün konuş « madan durmak mecburiyetinde kal - d.ım, Kırılacak şey nı Adam trege bindi. Elinde kocaman bir paket vardı. Paketi portbağaja koy- du. Portbağajın altındaki kadın: — Ya düşerse' Dedi. Erkek güldü: — Merak eltmeyin Bayan, paketin içinde kırılacak bir şey yok. * Çocuklar doğar Gazeleci bir şehre uğramıştı. Şehrin eşrafından birine sordu: — Sizin bu şehirde hangi büyük a - damlar doğmuştur. — Hiç, bizim şehirde daima çocuk - lar doğar.. etti: — Bak ne hoş., hem yüzümüze de ba- kacak; insan onun konuşacağını zanne- der, — Sen zannedersin. Çünkü konuşur- sa senin gibi konuşacaktır. — » Terzi — İşlerin kesad zamanın- da; çıplaklık tarafdarı bir adamla ev- lenirsen seni evlâtlıktan Teddede- Romada konuşmalara dün başlandı, bugün de devam edılecek (Baştarafı 1 inci sayfada) devlet adamı arasında bugün yapılan ve (daha birkaç gün devam edecek olan si- yyas! müzakerelere büyük bir ehemmiyet atfedilmekte ve bu müzakerelerin mahi- yeti hakkında muhtelif tahminler ileri sürülmektedir. Bildirildiğine göre Alman Hariciye Na- Zarı, görüşmeleri esnasında evvelâ İtalya | ile Almanya arasında iktısadi sahada sıkı bir teşriki mesal temini meselesini ve bil- hassa iki memleketin müdafaası için sı- nal bir işbirliği vücude getirmek mese- Jesini tetkik edecektir. Nazır, bundan son ra müstemleke — işlı temini meselesini görüşecektir. İtalya Ha beşistanda Almanyaya mühim imtiyaz - lar verecek ve belki de arazi terkedecek- tir. Buna mukabil Almanya İtalyaya ik- tısadi menfaatler temin edecektir. İki memleket arasında Kültür bağlarının da takviye edilmesine çalışılacaktır. Berlin - Roma mihverinin hakiki bir ittifak şeklini alabilmesi için Avrupanın umumi vaziyeti de tetkik edilecektir. Bu meyanda İspanyanın vaziyeti de mev zuü bahsolacaktır. Roma 3 (A.A.) — İtâlyan matbuatı Alman diş bakanı B. Von Neürath'ın ziyaretine uzun makaleler tahsis edi- yorlar, Layoro Fascista diyor ki:* İtalyan milleti, Von Neürath'ın şah- sında yalnız milli sosyalizm hareketi sayesinde kendisine tarihinden ve coğ- Hudutfa yerleşen Muzir şahısları da Uzaklaştıracaklar (Baştarafı 1 inci sayfada) rirlerin düçar oldukları bu âkıbet ve mandater memurların ibraza başladık- ları dürüstlük Suriyede ve hudut bo- yu iki taraf halkında haklı bir sevinç yaratmıştır. Tevkif edilen bu şerirlerin mandater memurlarca hükümetimize yakında teslim edilecekleri haberi te- yiden ilâve edilmektedir. Son zamanlarda cenup hududumuz boyunda yerleşen bazı muzir şahısların iki devlet arasında düzensizlikler ihda- sına çalıştıkları mandater memurlarca da anlaşılmış *“ve bu gibi uygunsuz ların da yerleri değiştirilerek Suriye iç- lerine bilhassa Hassiceye yerleştirile- cekleri mevsuken öğrenilmiştir. Irak Hariciye Nazırının Ankara seyahatinin akisleri Şam, 3 Mayıs (Hususi muhabiri- miz yazıyor) — İrak Hariciye Na- zırının Ankaradaki temasları hak- kında buraya dündenberi haberler gelmeğe başladı. Bu haberler müsa- ittir. Türkiyenin Suriye hakkında gayet hayirhah ve dostane hisler beslemekte olduğuna dair Naci El Asil kanalından haberler burada i- yi tesirler bırakmış olmakla bBera- ber mütaassıp matbuat <Acaba?» diye bu haberlere inanmakta te- reddüt ediyorlar. Suriye Başveki « Lnin Ankarayı ziyaret etmesi ihti- mallerinden bahsediliyordu. Bu takdirde Doktor Aras da Bağdat seyahatini yapmaya çıktığı zaman Şama uğrayacaktır. Fakat, bugün için bunlar, birer rivayetten ileri gidemiyor. * Suriye meclisi, Suriyenin bir or- du vücuda getirmesi hakkında bir projenin tetkiki ile meşguldür. Bu projeye göre, Suriyede — evvela, mecburi askerlik hizmeti usulü ko- nacaktır. Ondan sonra, Fransız za- bitlerinin idareleri altında ilk se- nede müuhtelif askeri sınıflardan mürekkep olmak üzere sekiz bin kişilik bir kuvvet vücuda getirile- cek ve bu kuvvet, müstakbel ordu- nün kadrosu vazifesini görecektir. Kadro, Suriyenin muhtelif nokta - larına dağılılacaktır. Yalnız İsken- derun, bunlardan hariç tutuluyor, yani orasının gayri askeri bir « taka olması şimdiden kabul edi bulunuyor. Yapılan projeye göre, ilk senede sekiz bin kişilik olan bu ordu, se kiz sene sonra 180,000 kişiyi,bütün askeri sınıflarile birlikte selerber edebilecek bir hale gelmiş olacak- tır. b inde teşriki mesail rafi yaziyetinden düşen vazifeyi teke rar ele almış olan bir devletin nazarıs nı değils, zamanda ve her şeydeni evvel sal az bir inşa arzu ve irade« sini selâmlamaktadır. Giornale d'İtalia gazetesi yazıyor: Ne milletleri birbirinden ayıran ne de hakiki bir Avrupa barışma engel İolmıyan Berlin - Roma mihveri mem- leketleri arasında bir irtibat vasıtası olmak emelindedir. Realiteye dayanan bu mihver mil letlerin vaziyet ve munasebeuer—m Av İrupa menfaatleri | rette tayine 'or, B. Fon Neurathın ziyareti Gener; ng ile B, Musolik ni arasındaki mülâkattan bir kaç gün onra ve Mareşal Fon Blombergit zi yaretinden de bir kaç hafta evvel vit ku bulmaktadır. Bazı yabancı gazete« ler tarafından her zaman olduğu gibl orlaya atılan ve yari resmi gazete ile bütün İ tbuatı tarafımndan prok testo edilen ygaraların tersine olas rak, Almanya ile İtalya arasındaki mü- nasebetleri tekemmül ettirmekte olan bu ziyaretler serisi iki memleke* teşri« ki mesaisinin tabil bir neticesidir ve Alman dış bakanının ve General Gö- ring'in ziyaretlerinden Berlin - Roma arasında tesbit edilmiş ve uzun zamanı danberi malüm menfaat prensip« lert hududunu aşan hiç bir netice doğ- rrıx:ıcakt n Yüzme meraklısı Gençler yazı Pek çabuk getirdiler Daha havalar sıcaklardan şikâyet edes cek kadar ısınmadı, hattâ birçoklarımız henüz pardesülerimizi çıkarmadık. Buna rağmen deniz banyosu almaya bnşluyın ateşli gençlere rastlıyoruz. Dedelerimizin «karpuz kabuğu du,m.. den denize girilmez» şeklindeki hüküme lerini dinleyen yok. Öğle sıcağında solu- Ku deniz kenarında alanlar var, Buna ce« saret edemiyenler de şehir içindeki ha- vuzlara giriyorlar, Gördüğünüz resmi dün aldık. Havuz Şehzade camiinin için- deki derin havuzdur. Mektepten çıkııı talebeleri havuzda yıkanır ve yüzme ya- rışı yaparlarken görüyorsunuz. Maama- tih biz eskilerin sözüne uyarak değil de kendi bildiklerimize dayanarak gençlere ,bir nasihat verelim. «Henüz banyo mev«s simi gelmedi. Doktorun iznini almadıkça denize girmeyiniz. Suyu değişmiyen ha« vuzlarda yıkanmak, hem sıhhat bakımıne dan, hem de başka bakımlardan tehlike- lidir. Bu suyla değil yıkanmaktan, temas etmekten bile içtinap ediniz!» Belediyeden ve Evkaftan da istiyelim? — Şehzade camiinin havuzu banyo ye« ri değildir. Bu havuzun suyu da pistir ve mikrop membaldır. Çocuklarımızın bu havuzda yıkanmalarına müsaade etmeyi- niz! Tevkifhane firarilerı Bugün getiriliyorlar (Baştarafı 1 inci sayfada) cak yeni safhayı takiben söylenilebilece Hinden bahsedilmekte ve sesrarengiz ka- din> mevzuu üzerindeki nezariyat ta şim- diki halde - diğer bir kısım neşriyat gibi « mevsuk olmıyan ve daha ziyade tahmine, dayanan neşriyat sayılmaktadır. Adliyece, bu arada, kaçanların o gün Galatasarayda «İstanbul>» lokantasında ye mek yedikleri, mühakkak olduğu, bunun bir benzetiş mahiyetinde olmadığı kat'i bulunduğu ifade edilmektedir. Kaçanla- rın mevkuflardan biri vasıtasile para ve sonra da bu para ile tabanca tedarik et- tikleri de, varit telâkki olunmamakta- dır. Mevkuflar İstanbula getirildikten son: raki yeni tahkikat safhasında, kendileri. le suç teşkil edecek mahiyette temasları tesbit olunacaklar, - yataklık ve saire gi- bi - takibata uğrayacaklardır. 4 Yakalanan firarilerin bu fiarları, Ceza — kanununun 298 inci maddesinin 2 inei —— fıkrasına uymaktadır. Bu dede 3 aya dan 18 aya kadar ceza yazılıdır. Bu a deye göre burada duruşmaları yapıla « gaktır. g