14 b *Son Postp ,, nın tefrikası: 73 151 numaralı şehit (Ertuğrul faciasına karışan aşk macerası) Yazan : AR. Kazazede Türk bahriyelileri bitkin ve kan içinde fener civarındaki kayalıklardan ve dar patikalardan geçirilerek Kqğnoıakiye nakledilmişlerdi 'Takano, Receb onbaşının koluna girerek onu köye getirmiş.. evine mi- safir etmiş.. hâdiseyi köylülere haber vermiş.. oradan, sür'atle fenere gel - mişti. İşte o sırada da, kazazedelerden mü- rekkeb olan kafile ,bin müşkülât için- de, feneri bulabilmişti. Bu kafileyi ilk gören, fener gardi - yanlarından biri idi. Bunları görür görmez, büyük bir telâş ile fenere gir- miş.. fener müdürü (veyahud, mühen- disi) (M. Scijia Takizava) ya koşa - rak: — Bir takım, korkunç adamlar ge- liyorlar, Hepsi de yarı çıplak. Her ta - rafları kan içinde... Ne yapalım?.. Demişti. M. Takizava, hiç düşünmeden şu cevabı vermişti: — Çok yazık.. demek ki, civarımız- da bir felâket vukua geldi. Derhal ar- kadaşlarınıza haber veriniz. O gördü- ğgünüz adamları, buraya davet ediniz. Fener müdürü, zaten iki gündenbe- Ti endişeli saatler geçiriyordu. Çünkü, İki gün evvel patlıyan; ve hattâ şu anda bile, sanki koca Ffener binasını temelinden yıkmak istiyormuş gıbi Zzangir zangır sarsşan o kudurmuş fir- tınanın, bu civarda bir felâkete sebeb olacağını tahmin ediyordu. Buna binaen, M. Takizava o emri wermekle beraber, kendisi de fener ka- pısına koşmuş.. gördüğü manzaranın fecaati karşısında, çok acı bir teessür duymustu. Üçer beşer kişilik guruplar, birbirle- Tinin kollarına girerek, bitâb ve perişan bir halda, fanera dağru ilerliyorlar.. her adım atışta, sendeliyorlar.. — pek güçlükle ayakta durabiliyorlardı. Lime lime olmuş don ve gömlekle- rinden kanlar sızan bu zavallıların yüz. | leri şişmiş, Morarmrış.. gözleri, cakura | lanmışlardı. İşaretle konuşmaya baş- |2€1'in şimalinden, diğeri de Hazer'in kendine çekerek bu suretle birer hü - İzerine, mavi çizgili bir peştemal dola- mıştı... Bu peştemal nereden — eline geçmişti?.. Bunu, © da bilmiyordu... Deniz sularından ve yağmurdan peş- temalın rengi solmuştu. Kan rengi ile karışan bu soluk peştemal, artık rengi belirsiz, bir paçavraya benziyordu... Haydar beyin bu haline bakan fener müdürü, kalbinde hissettiği teessür ve ıztırabı. gösteren hareketlerle — başını sallıyor.. bir şeyler mırıldanıyordu. Kral, kralın karısı, hizmetçisi, Kralın muhafızlarından kurtulan yöla çıkmışlardı; Tunçayın salını Tanzer, kralın salı nı da iki hayvan timarcısı çekiyordu. AAi ai eereka eli şi eei man (d Nebohandzer bir gün Tanzere yeni W büyük bir ordu hazırlamasını emrett| | kızı, oğlu ve)lanavatandan buralara kadar indikten lar da arkadan bir başka sala binerek İniyetlerini yaşatmışlardı. l Biraz önce tafsilâtını verdiğ sonra iki ırmak arasında yerleşmişler, | su baskını yahud Arabların tu! -|(Sumer), (Elâm) ve (Akad) mede -| dikleri bu — felâket denil Z Suümer — medeniyetinin urîh' " Bu medeniyetlerden kuvvetli ve|mesinde — gösterilen — sebebleril | - |mükemmel bir devlet halinde en bü - başında gelir. Çünkü Sumerlilef | . |yüğü (Sumer medeniyeti) idi. şehrine büyük servet ve gayret # l ! ı k a » y) | - Gudea uzakta giden küçük sal üs - Sumerliler ilk önce eski adı (Des -İmişlerdi. Ur şehri yıkılıp bütün *f A Z Fener, L“’"“" *."“b'_*î' girişmişti. İtünde iki kadın gördü.. Salı süreni ta-İker) olan bugünkü (Bağdad) ı kırk yi ,bütün mâbedlerile su altında F — » T*_"'k"' 'l:k "ı;;"'k"'_ ELŞE ı“"*'””__',nıdı.. Ve sevinçle haykırdı: İiki kilometre şimalinde (Sirtellâ) şeh-İlınca, aynı medeniyeti Nipur 6 eli A SEEMĞDİEİN. yerlerm gür| « eç Tenaefi Tenzen, YARYOZ , DAW irimi ahi vonra aşağı Fırat sahillerin- | kurmak kabil olamamıştı. X ze&cke "m'ıılğfn"k’d".fo'&" sonra, | gn? de (Ur) u kurdular. Ur şehrinin batması, Sumer #f 'k““;:_'m'_u"ı Pîm':;i ’î"'de" S | Tanzer: Ur medeniyeti Sumerlilerin en par-|niyetinin inhitatı demekti.” Ge çi ardıkları iliçlarla tedaviyi ;yıp *| — Yaşıyorum.. lak devirlerine tesadüf eder. Ve Sumer|tarihten sonra Ur'u bir kaç kere #) mışlar.. paraları sarmışlar.. yarafıların | — pi y Ce LA yerdi. * |Krah Gudea bu medeniyetin en büyük İsular bastı.. ve şehir tekrar imar ” aztitaplarını" bir dereceye'kadar teskin| — Piraz Gonzü:talları birleştirdiler. — |kumcusu ve yaratıcılarındandı. di. Fakat, Sumer san'atinin ilk ve” ms—:!ludş ğ a . — Tanzer kralı selâmladı: Gudeadan önce Ur'da bir çok hü-|eseri olan eski Ur şehri tamamile F F va, :'ı:yı':c meselesine gd"“_:'“' — Saray muhafızı nerede, Mellâ? |kümdarlar saltanat sürdüler. Fakat,'rak altında kalmış, şehrin eski enerdeki yiyecek, ancak. oradakilere| — Boğulmuş. Gudea devri kadar bize eser bırakan|liğini iade etmek mümkün olsmiff kâfi gelecek derecede idi. Buna rağ-| — — Cariyeleriniz?.. hiç bir devir yoktur. i tı. men, derbal ocakları yakmışlar.. ten-| — Hepsi boğuldular.. Çok eski zamanlardanberi bu mem-| — Gudea, Nipur şehrinde -büyük ” 'î;"'_—'" BHĞŞ ıf“)':""?_ı""' m“'î_'k'"' — Hezineleriniz, erzak ambarları -İleketin ve bu medeniyetin tarihi diye|sevgi ile karşılanmıştı. Sumer . hati kadar sür'atle prinçten mürek- | ,, »e oldu? dillerde dolaşan bir takım masal ve ef- | payitaht olarak Nipur şehrini kabak | ep bir Japon yemeği pişirmişlerdi. — Su altında kaldılar. sanelerden başka bir şey bilinmiyor -|ilân etmişti. O bu şehri de Ur gibi” Türkler, bu yemeğe alışık olmamak-| ——— Vepilkkei e yütecek, imar edecek, zenginleşti '".k'l”'f*’."." açlıktan bitep bir hale gek| — Cesedini su üstünde yüzerken| — Son yüz yıl içinde Fırat havalisinde|cekti. Urdan gelirken yolda hastal dikleri için, bu sade suya pirinç başla-| Sördüm. yapılan toprak altı araştırmalarında, |dı.. Nipura geldikten bir ay sonrâı | SUKSUR b")_"_'k bir minnet ve ’_"k"" ile| — Tanzer, yıldırımla vurulmuş — gibi, çok'eski eserler meydana çıkanıldı.. bir|sabah güneş doğarken, gözlerini V| )“'E’"l '"ı;"'"” kaşık olmadığı için )’“lmüthh bir sarsıntı içinde, yüksek ses-İçok yerler kazıklı ve meydana çıkarı - |Padı.. öldü. | KELRKLâk /| kapışa kapışa, avuçlarile |) beğerdi : !lan eserler bize Sumer Medeniyeti hak-| — Gudeanın yerine oğlu Nebohaft —| Y ee k ve'liğ #y — Sülâleniz sönmiyecek, Mellâtikımda - cildlerle yazı yazacak kadar|zer hükümdar ilân edilmişti. Biraz yemek ve t ""d' “““hî'—"":i(mnız. ve oğlunuz, yaşıyorlar.. Kork-|mühim vesikalar verdi ve bakikatler| Nebohandzer babasının yerini bi ""'F“ _k'“d'“'_bf'“"“?"b”_"'moym! Ur olmazsa, Nipur.. Nipur ol-| öğretti. durmak istiyordu. En büyük kul ğ - b'ı'!“'“'- Ş'"’d! ŞU h"d'“""" ve VaZİ-| mazsa, Sirtellâ bizi bekliyor. Türkl Asyadan Dicle - Fırat 'dan olarak yanına Tanzeri almış P —— yetin halline gelmişti... Fener müdü-| —— FMT ea D E e SADA Şi rü, hem resmi ve hem insani vazifesini ifaya girişmisti. Fakat, büyük bir müş- külât başgöstermişti. Hangi lisan ile konuşacaklar, nasıl önlaşabilöceklerdiz. | Haydar bey ile zabit arkadaşları top- | Tulandan sc ira.. Büyük - göçten sonra anayurddan ilerlemişlerdi. Bu yo'lardan biri Ha - cenubundan uzanıp gider. İbatıya doğru giden Türkler iki yoldan | batarak etrafları simsiyah halkalanmış- ' lamışlardı... Fener müdürü, her şey - &. Kafilenin önünde bulunan Haydar, fener müdürüne dağru ilerlemiş; onu askerce selâmlamıştı. Fener müdürü büyük bir şefkat ve insaniyet hissi ile Haydar beyin ellerine sarılmış, bir şey- ler mırıldanmıştı. Fener gardiyanları da koşmuşlar.. ağır yaralıları kucak * İlerine bir kat daha teeasür izhar etmiş- | lıyarak içeri almışlardı. Haydar bey, parçalanmış ve kan - lara bulanmış don ve gömleğinin ü- B'r Doktorun Günlük No larından Yaş ılarda Güvme kuvvetinin Azalması Kırk yaşından sonra İnsanlarda yakın- dan görme kuyveti azalır. Bu bir derece- ye kâdar tabli sauyılır, Yakm mesafeden resimleri ve salrey! göremer,İğ- iğe geçiremez. O zaman derakap bzllkle bu zaafı gidermek miümkün ü- lur. Fakat bazan da bü görmemek hali gözlükle de izale edilemezse © zaman göz- de başka hastalık aramak meeburiyeti hâsil olur. Evvelâ glokom denilen kara su veyahut tavakkarası akla gelmelidir. Gerçi bazı Blokamlar ağrı ve izlrap e başlar. Fa- Hzan da gayet batl ve hiç bir ağrı güstermeden de başgösterir. Güzün gör- me küvyeti azalır. Bu derhal tedaviyi tcap ettiren bir hastalıktır. Ve sâr'atle hareket etmnek Jâzamdır. Ne kadar çabuk tedavi e- dilir veyâhut ameliyat yapılırsa hastalık I de perde denilen hastalık vardır ki bu da gitzide kalınlaşırşa haşta biç görmez o- lür. Bunu İse ötetininaksine ölarak tamı alınlırmasını beklemek lâzımdır ki nme- affükiyelli olsun. Masmafih göz perdesi çok güzel ve kolaylıkla kaldırıla- bilir. Bir haftada hastanın rüyöli inde edilebtlir. ae () Bu motları kexip saklayınız, yahut bir Albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gihi 'mdadinıza yetişebilir. © kadar olduğu yerde tevakkuf eder, Bir || | İden evvel, kazazedelerin hüviyetlerini tespit etmek istemiştir. Fakat, lizanla anlaşmak mümkün olmadığı için bun: Jara beynelmilel işaretleri göstermiş.. bu suretle, kazazedelerin Türk olduk- larını öğrenir öğrenmez, memleketin misafiri olan Türklerin bu feci akibet- tir. hal Kaşinozaki köyüne koşarak felâ- İketi haber vermiş, halktan imdat küv- veti istemiştir. Zaten, hâdiseden müp- hem surette haberdar olan - köylüler, bu resmi ihbar üzerine, işlerini güç - lerini bırakmışlar; sahile dökülmüş - lerdir. Türk bahriye'ileri, fener civarında ki kayalıklardan ve dar patikalardan çeçirilerek, Kaşinozakiye nakledilmiş- |lerdir. Vak'adan haberdar olan, (Ohs &kimamurı) belediye reisi (M. Sionar ki) de, Kaşinozakiya gelerek faaliye- te geçmiş.. herşeyden evvel, Türk bah- riyelilerini köyün ilk mektebine, ve (Dairuji) mâbedine yerleştirilmiştir, Ayni zamanda belediye reisinin haber gönderdiği Kobayashi), — (İchiro Matsushita) ismindeki Date), Sion doktarlar da sür'atle köye gelmişler; mecruhların esaslı bir surette tedavisine girişmiş - lerdi. Ölümden kurtulan ve fener civa -| vında kendilerine sığınacak bir yerc ara- yan iki Türk neferine daha tesadülf or lunmuştu. Bunlar da derhal köye gön« derildiği için, kazazedelerin adedi, (69) u bulmuştu. Belediye reisi ile doktoflar, her şey- den evvel yiyecek ve giyecek mesele- İsini nazarı dikkate almışlardı. Japon köylüleri, evlerinde ne kadar yiyecek- leri varsa, ilk mektep ile mâbede ta- şımışlardı. (Arkası var) 'Feuzv gardiyanlarından biri, der - (M. M. Kensai -| Cenup yolu üzerinde ilk önce İran larla çevrilmiş bulunan bu büyük ylânın ortası geniş ve uzun bir çöl- den farksızdı. Bunun için bu yaylâyı aşarak balıya doğru gitmek isteyen - ler, Hazer denizinin cenubundaki dağ» ların etekleri boyunca ilerlemişlerdi. tekrar ikiye-ayırıyordu: Yaylânın şir mal batısına doğru gene yaylâ yolu uzarardı; buradan — yürüyenler doğu |Anadolusuna varmışlardı. Dağların ar Şrasındaki geçidlere gidenler ise yavaş İyavaş geniş bir ovaya inerlerdi. Bu, - sahilini baştan başa sulayan nehrin sur larını akıtan büyük göçmen kollarıy - ürkler kuraklıktan kaçtıkları için rat kıyılarına yani (Mezopor tamya) denilen iki ırmak arasına yer- Teşmişler ve burada Mezopotamya me- deniyetini kurmuşlardı. Büyük kuraklıktan sonra bu kadar güzel ve sulak bir yer bulan Türkler zf AA aa M Nöbetçi Eeczaneler Bu gece nöbetçi olan cczaneler şumlardır: İstanbal cihetindekiler: Aksarayda: (Şerefi. Beyamılla; (Cemil). Fenerde: (Hüsameddin). Şehremininde; (Nizmn). Karağümrükte: (Furt). Ba - matyada: (Rıdvan). — Şehzadobaşında: (Ünivetrsite). Eyüpte: (Hikmet Atlamaz). Eminönünde: (Bensason), Küçükpazar- da: (Hikmet Cemil, Alemdarda: (Hşref Noşet). Bakırköyünde: (Hilâl). Beyoğla cihet'idekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk), Galata - da: (İsmet), Takşsimde: — (Nizameddin). Kurtuluşta: (Neodot). Beşiklaşta: (Sü- Teyman Recepi. Boğariçi ve Adalarda: Üsküdarda: (Ömer Kenan). BSarıyerde: (Nuri). Büyükadada: (Halk), Hoybeli - de: (Tanaş). yaylâsı vardı. Hazer denizi ile Hind denizi arasında yayılan ve yüksek dağ- | İzanı batıdan çeviren dağlar, yolu| gün (İrak) dediğimiz bu ovaya da, iki $ Elâm kralımı esir almak hevesine © müştü, Nebohandzer bir gün Tanzere 9* ve büyük bir ordu hazırlamasını retti. kıyılarına yayıldıktan sonra Elâm, A- kad. Sumer hükümetlerini vücuda ge- tirdiler. Bu kadar büyük insan kala - balığıni bir töre ve bir buyruk altında toplamağa imkân yoktu en büyük ka- j &| bileler, ettafmdaki küçük kabileleri| Tanzer: ! — Nereye gideceğiz? kümet kurmuşlardı. Diye sordu. Genç Sumer kralı: — Suz şehrine gideceğiz.. ve kralmı diri olarak yakalayacağız. Dedi. Ötelen darna Seelak üremte a DA kümetler birbirlerile bazan dost geçin" diler; bazan çarpıştılar. Elâm - Sumer çarpışmaları o devir- j Ç | i eZ a .| Halbuki tufandan sonra Nipurdâ €| I[î:m en büyük harplerinden sayılabi Hazbi Einlr DKdK Koçacük Ka Bilhassa- Gudca zamanında Elâm|'"- - Bi ' ll.mlı. Sumer sınırlarını sık sık işgale 1_T"',ı" karbiir mevdinüz viduğ |kalkıştığı için, bir çok muharebeler vı:x"oy[dı' BEL S Y ak toprak kavgaları olmuş ve bütün buş Gudeanın kızı da ümitsiz bir çarpışmalarda Sumerliler üstün gele”-| hasta yatıyordu. rek, yurdun sınırlarını her zaman bi - Gudea ölürken: ğ raz daha genişletmişlerdi. — Kızıma iyi bakınız! diye vasi$”| etmişti. İşte, Guüdeanin son saltanat yılla- | Çudeanın kızına iyi bakılması $#| rında idi.. bir akşam Fırat taşarak, Ur / her şeyden önce harp fikrinden hrini su basmıştı. geçmek lâzımdı. a (Arkası var) | İstanbul Belediyesi İlânları a a aa lik okullar için lüzumu olan 60 tane 4 ayaklı masa açık eksiltmeye konulı tur. Bu masaların beherine (8) lira bedel tahmin olunmuştur. Şartnamesi i Müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 2490 N.l kanunda yazilı vesika ve 36 dirâ * | hk ilk teminat makbuaz veya mektabile beraber 16/4/937 cüma'günü saat 14 Daimi Encümende bulunmalıdırlar. (İ) (1846) * * ? Seüelik ökldümü kürüni 240 bira olte Söleymaniyinle " Fizeret “makalleilill Tiryaki çarşısı tokağında Si No. 12 odalı Süleymaniye tip medresesi 938 v 939 ve 840 seneleri mayısı sonuna kadar kiraya verilmek üzere açık — eksilimili konulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdüdlüğünde görülebilir. İstekli olanlar 18 İf bic“ilk 'teminet müktup veya mükbür Te 16/4/037 Cuma gönü vazt 18 de D Encümende bulunmalıdırlar. — (İ) (1845) l y CA Cei