“Cezaya razıyım, fakat 110 kuruşumu verin,, Doktor Horhoruninin kristal camını kıran Cemal yaptığı işe pişman olmadığını, doktor da suçluyu hiç tanımadığını söylediler Doktor Horhoruni'nin pencere ca *jası aleyhine açılan davalara bakılmış -| mıina taş atarak, kristal camını kırdığı |tır. Duruşma, dava mevzuu yazının il- iddiasile Cemal isminde bir işci, Be -İmi olup olmadığına dair ehlivukuf ra- yoğlu meşhud suç hakyerine getiril -|poru âlınmasına kalmıştı. Ehlivukuf - Miş, duruşması yapılmıştır. tan Hilmi Ziya ve Mustafa Şekibin, Cemal, doktor Horhoruni'nin yap -|3Ü martta hazırlayıp gönderdikleri tez- tırdığı yeni-apartımana tuğla taşıdığı- nı, İ10 kuruş alacaklı olduğunu, dok- tor bu parayı vermediğinden, evinin kere, okundu. Ehlivukuftan Sadred - din Celâl, istinkâf ettiğinden, başka birisinin tâyinile tetkikatın başka gü - camını kırdığını söylemiştir. «Hiç piş- İne bırakılmasını istiyorlardı. man değilim, cezama razıyım. İlle ki| Müddeiumumilik, bu iki kişinin tet- şu 110 kuruşumu doktordan alın, ba- |kikatile iktifa edilmesini istedi. Heyet, na verin!» demiştir. Üniversite doçentlerinden Ziyaeddin Davacı doktor Horhoruni de, «Ben, |Fahrinin ehlivukuf olarak ilâvesini ve bu adamı tanımam bile, yapıda çalı -| tetkikatın bir an evvel bitirilmesi hu - şan işcilerle temas etmem. Onlar gün-|susunda naibe tezkere yazılmasına ka- deliklerini bu işe tavzif olunan kim |rar verdi. Duruşmanın devamını 16 seden alırlar» diyerek, bu işin başka |nisan saat 16 ya bıraktı. bir sebeble hayatına kasd yollu yapıl-| Bu durüşmada, müddeiumumiliğin mıiş olabileceğine işaret etmiştir. davası, muhtelif sınıflar arasında hu - Cemalin on beş gün hapsine, on beş İlk insanı yala: lancılığı insana man, bu zamaninsan oğulları yalan söylemekten çekinmediler. * Kimi insan az yalan söyler.. Kimi in- san çok yalan söyler. Yalnız şuna dik- kat etmeli; yalancı denilen insan çok yalan söyliyen kıt olan insandır. | * tınız değil mi.. Hemen n söylersin, bu da| | ahtında müs- » Cevap veren Yallahi, billâhi! vabile gerçi her lerim ama bu sefe ye teminat vermiştir. * V— Matbuat Hatıraları — Güneşin nasıl battığını unutan adamlar O Bayram gecesi, kardeşim pencerenin perdelerini örterken “Ne güzel akşam oluyormüş, demişim. Göz- lerim doldu. Ben bu manzarayı unutalı seneler oluyordu Yazanı Selâhattin Enla İkdam sahibi Ahmet Cevdeti itiraf etmem Jâzımdır ki etrafındakilı mezdi. Tab'ı haşin değildi, nezaketsizlikleri olduğu Dunla beraber senelerce tında değil, hattâ çok defalar ben samın başında karşı karşıya yaşadığım Ahmet Cevdetin şahsıma müteveccih bir tek nezaketsizliğini görmek şöyle dursun, küçük bir tarizine dah! hedef Bazı yalana inanmak insana gönül ferahlığı verir: Hattâ et te oğ-| luna bunu hatırlatmıştır. | folmadım. Hiç unutmam. Bir gece o - nun okuduğum başmakalesi, zehir zen- berek bir yazı idi. Hazret, kaleme sa - sağa sola bakmaksızın kelime- leri sıralayıp durmuştu. Böyle bir yazı- 1 ertesi günü hem kendisini, teyi çok müşkül bir vaziye- i. Derhal anladım ki Cev- det Bey, o gün kaleminin âyar ve en- dazesini kaybetmişti. Yazının tashlhlmi yaparken hemen karar verdim. Bu makâledeki bütün Bert ve endazesiz yazılan satırları çı - te sokabı İira para cezası ödemesine ve hareke- ti, emniyeti muhil mahiyette görüldü- ğünden, tevkifine karar verilmiştir. Kara gümrükteki otobüs kazasının muhakemesi Bir müddet önce, Acıçeşme durak yerleri arasında feci bir otobüs kazası olmuş, Yaşar ismin- de yedi yaşında bir çocuk, bu kazaya kurban gitmişti. Otobüs şoförü Müheyyanın bu suç- tan dolayı ikinci cezada duruşmasına devam edilmiş, şahidler dinlenilmiş - tir, Otobüs yolcularından Basri ve otel kamarotu Zehra ile biletci Osmanın ifadelerinden, otobüs, Aciçeşme istâs- yonuna yaklaşırken, üç çocuğun sol - dan çıkıp kaldırıma geçmek istedik - leri, ikisinin geçip birisinin de arka te- Kerleğin saç çamurluğunun çarpmasi- le yere yuvarlandığı anlaşılıyordu. An- cak biletci Osman «Çamurluk çocuğa değil, çocuk çamurluğa çarptı!» diyor- dü. Çocukların o gün acele koşmaları: - nin sebebi, eşek bulmak ve eşeğe bi - niİp pazar maçına yetişmekmiş! Duruşma, daha iki şakidin çağırıl- ,Masina kalmıştır. — İstanbulun sesi aleyhindeki dava y İkinci cezada, dün sabah müddein - mumilikce ve «Cumhuriyet — gazetesi sahibi ve başmüharriri Yunus Nadi» tarafından «İstanbulun Sesi» mecmu: —— —— *0 — CÖNÜLİSLERİ “ Belki Sevebilirim...,, — «23 yaşındayım, Bir kadını 6 senedenberi çılgınca seviyorum. Bu müddet zarfında kendisine sevgimi bir çok defalar söyledim, Beni sev - mediği cevabını verdi, fakat.. Kim bilir ileride belki sevebilirim, cüm- Jesini de verdi. O vakittenberi hep bu ümitle yaşadım, fakat şimdi beni ikaz etmenize muhtaç olduğumu gö- TÜyorum.» DK Kadın bir hayli düşünceli, bir hay. Ni de kurnazdır. Erkeğin aşkına iyi bir kabul güsterdiği taktirde sevgi- nin biraz sonra söneceğin; bilir. Fa- |kat ihtiyatkârdır da, prosteşkârının — dümidini kesmekten çekinir. Hayatın — yyarın bize ne gibi bir akibet hazır- Tadığını bilm sigortalı davran » malıyız. Oğlum bir müddet bu ka - Karagümrükle | |sumet uyandıracak ve birbirleri aleyhi-| afnan Halük, ezeli bir şifadır aldan-| ne tahrik etmek davasıdır. Şahsi dava make da, hakaret yollu neşriyat mevzulu - dür. Takas suüstimalinde hazine zararının mikdarı sorulacak Takas suiistimali duruşmasma, ü » çüncü cezada dün devam edildi. Dünkü celsede, müddeiumumilik - ce bazı isteklerde bulunuldu. Gümrük | müfettişi Ali Kemalin şahid olarak | celbini, takas şahadetnamesi asılları - nın nerede bulunduğunun sorulması - nı, hazinenin bahis mevzuu meselede zararı varsa, bu zararın ne mikdarda olduğunun da gümrük idaresinden is- y Btedi Martın yirmi dördünden- itibaren Heyetce bu yolda karar — verilerek, belediye tarafından görülen afişaj iş-| duruşmanın devamı, 21 nisana bıra -| İeri münasebetile bir tâmim yapılmış- kildi, İtir. Bu tarihten itibaren yapılanı ilân ve. afişlerde belediye nfişaj' bürosnnun mühürü bulunacaktır. Kömür yakan vasıtalar sergisi âmirliği Ankarada açılan olan Beynelmilel Kömür Yakan Vasıtalar Sergisi'ni: tanzimine Maden Tetkik. Ensti! Müdürü Reşid Gencel tâyin odil.: tir. Reşid Gencelin belediyeden sora- | cağı işlere ve isteklere dair hemen ce-| vab verilmesi bildirilmiştir, n — | Nisan günü, yalancılık günü - dür, Dediler; itiraz ettim, — Hayır, | Nisan günü yalancılık Ünü doğruluk günüdür: | Itmış dört günün- | de yalanı doğrudur söylerler. Yal nız | Nisan günü yalanı yalan diye söy lemek doğruluğunu gösterirler, İMSET h;ı_'ileferrlk ş Afişaj işleti Hırsız kamarot 6 ay hapis yatacak Kamarot sıfatile bulunduğu vapur- dan muhtelif zamanlarda bazı eşya a- şırmaktan — Sultanahmet - birinci sulh cezâda duruşması yapılan Nureddinin, bu işleri yaptığı sabit görülmüş, hâkim Reşid, altı ay hapis cezası vermiştir. Şeker hırsızları mahküm oldular Şehzadebaşında Mehmet Alinin şe- Maliye Vekili Avrupâdan dönüyor kerci dükkânmdan iki kavanoz şeker Ayvrupaya tedaviye gitmiş bulunan aşırmaktan üçüncü sulh cezada duruş-|Maliye Vekili Foad Ağralı. tamamile maları yapılan Hacı ile Arife, hâkim|; 4; oOlmuştur. Üç dört güne kadar şeh” :,*mın tarafından, dün sabah ikişer ay| imize gelerek Ankaraya gidecektir. ApİN Crapaı yerilmiştir. Yeni Polonya jeneral konsolosu geldi Polonyanın İstanbul Jeneral Kon - solosluğuna tâyin edilen Wojcech Rychlw şehrimize gelmiştir. Yeni Je- neral Konsolos dün vali muavini Hü- dat Karatabanı ziyaret etmiştir. Beşinci şube müdür muavinliği Eminönü emniyet memuru Sami polis beşinci şube müdür muavinliği- ne tâyin edilmiş ve vazifesine başla - mıişlir. Kadıköy su şirketi kongresi te'hir edildi Kadıköy Su Şirketi senelik umumi heyeti toplantısı ekseriyet olmadığın- dan te'hir edilmiştir. Şirketin satın a- hnması için müzakerelerde bulunmak üzere şirket murahhası Menaşe de An- karaya gitmiştir. Yalovadaki asri otel Haziranda açılıyor Asrf şekilde yapılan Yalova otelinin mefruşatı ikmal edilmektedir. Kaplı - calar müdürü Dr. Reşad Almanyaya gitmiştir. Ötelin alt katındaki banya için asri tesisat alacaktır. Otel haziran başında açılacaktır. 200 odası, 150 ya- tağı, 300 kişilik lokantası olacaktır. at dırı kendi halihe terket, Onda ya - vaş yavaş bir merak, sonru bir araş- tırma, daha sonra da bir öokulma arzusu belirdiğini görürsün. Unutma, aşk üzerine düşüldüğü zaman ka - Çar, fakat düşk kten hazzetmez, ne soğuk bulunacaksın, ne de fazla ateşli, * Pangaltıda Bay (Gö) ye: Hattı hareketinizde muahaze edi- lecek nokta göremedim. Bundan son- ra yapacağınız şeyi güya aranızda hiç bir muhavere geçmemiş gib: bu. hunmaktır. Kızın değişeceği mu - hakkaktır. Bahsi size o açacaktır, 4 Eskişehirde Bay «Ta, M.) e: Endişeniz yerinde değildir. O va. ziyettekilere o sıfat verilemez, evin erine geçmiş, o şekilde bü - y , © tarzda terbiye görmüş- ür, Tercih ediniz, i|lında mevcut olan bir çok satırlar di - karayım, dedim ve öyle yaptım. Sert kadaşım merhum Sadeddinden bir tek. bulduğuna cümleleri birer birer çıkar- Jif aldım. Ben «İkdam» ın musahhihli« dım. Bunu yaparken onun itap ve mua- ğini, o ise gece muharrirliğini yapmaks hezesine maruz kalabileceğimi bir an Ja idi. Fakal sabahlara kadar devam e- bile medim, Çünkü nhayet bu den bu işten işlikâ ediyor ve bunu hareketimde benim değil, gazetenin ve| bana devretmek istiyordu. Vaziyetim bizzat Ahmet Cevdetin menlaati var- | dar ve sıkışık olduğu için bu teklifi kabulde tereddüt göstermedim. Bu sus akşam 'ben başmakaleden bu sa -| retle ben, artık «İkdam» ın hem mu. tırl g:ı'x'arma işini yapârken muavi -| sahhihi, hem de gece muharriri olmuş nim olan arkadaş, korku ve heyoecar. -| oluyordum. dan titriyor: «Aman azizim! Ne yapı -| Cevdet Bey matbaada benim yorsun?. diyordu.. Çıldındın mi, aklı - | tahrir odası yanında bir yatak odası a« m o mı kaçırdın?. Ahmet Cevde" Beyin | yırtmış, mükemmel bir karyola kürüle nin virgülüne bile dokunula -| masını da emretmişti. Bu dakikadan itibaren hayatın tarz ve şekli benim için değişmişti.. Akşam ezanma yakm l zeleye giriyor, ertesi gün saat dokuza doğru matbaayı terkedi « yordum. Fasılasız ve tahrip edici bir mmesai. (İkdam) ın siyasi rengi mütebellir değildi. Onun için o gazetede gece mu- arrirliği, © zaman için çok nazik ve tehlikeli bir işti, Kaç geçeler şüphelen. i hi ı i «Kolonu bean paraf edeceğim. Mes'uliyeti bana ait - dedim.» Hattâ bununla da kalmı- yarak arkadaşımı daha fazla müsterih etmek için okuduğum sütunun altına «bu yazı mukabelesiz olarak, bizzat ta- rafımdan okunmuştur» diye yazdım | ve imzamı koydum. Ertesi akşam gazeteye gittiğim za « man, Ahmet Cevdet benimle karşılaşın- ca: —- Monşer!.. dedi. Dünkü benim baş makalemde hayli atlamalar olmuş. As- bir.memuriyete de tayin mı (çin vaziyetim çok t boetmişti. Sabahlara kadar çalıştıktan 'a gayri kâfi bir uykuyu müteakip dalremdeki işimin başında bulunma ecburiyetiyle karşı karşıya bulunuyordum, Gazetedek! çalışmam - da ne cuma, ne pazar tatili yoktu. Fas sılasız bir çalışma, durup dinlenmek bilmiyen bir çalışma... Hattâ hiç unutmam: O bayram, ga- zeteler, çıkmamağa kârar vermiş ve intişar hakkını fahmere bırak « mışlardı. O günü bayram tebriklerile geçindik- ten sonra akşama kız kardeşime git - tim. Yemekte kalmamızı ısrar — etti. Bizzarure onun bu arzusunu kabul ot- nıma kadar geldi, elimi sıkarak: 'akit akşam saati olduğu için kar. — Teşekkür ederim moönşer!. dedi. | deşim bir taraftan elektrikleri yakar- Bu hareketim onu çok mütehassis ken, diğer taraftarı da pencerenin pet- etmişti. delerini örtüyordu. Gayri ihtiyari, hayretle: — Ah, ne güzel akşam oluyor.. zilmiyerek gözden kaçmış. | Ben, yaptığım işin iyi ve doğruluğu- na emin ve müsterih olarak cevap ver- dim: — Cevdet Beyl.. dedim., O satırlar ne düşmüş, ne de atlanmıştır. Bizzat ta - talfımdan çıkarılmıştır. Ve mukabelesini beklemeksizin: — Heyecana tutularak yazmış oldu. ğunuz ©o başmakaledeki kısımların neşrini urlu ve hattâ tehlikeli bul- düm. Ve n jçön bililtizam ben çıkar: dıim. Cevdet gibi bir adamın başmakale- sine vaki olan bu müdahale onu kız - dıracağına bilâkiıs Memnun etmişti. Hattâ oturduğu masasından kalktı, ya- — İnsan bazan heyecanma kapılı - yor, kalemine sahip ve olamı - yoör, dedi.. Sözleri ağzımdan çıktı ve bu sözle- Ve sırtımı okşiyarak İlâve etti: rin ağzımdan Çıkmasile beraber göz « — Bu hususta sana tam ve mutlak İ lerimin dolması da bir oldu. Çünkü salâhiyet veriyorum. Enis (Bey).. . Be- | ben, seneler ve senelerce bir evde ak. mim adım Enis olmadığı halde bana bü | şam nasıl olur, elektrikler nası! yanar isimle hitap etmek ona daha kolay ge- | ve perdeler nasıl örtülür olduğunu liyordu. - çoktan unutmuştum. (İkdam) da senelerce devam eden — mesalimde Cevdet Beyin bu salâhiyet ve müsaadesini hiç bir vakit sujisti - mal etmedim. Ben eİkda ilk sıralarda musah- hih olarak m zaman henüz ye- ni evlenmiştim. O vakitler âyân mecli- si de henüz İâğvedilmemişti. Evlendi ğimin müteakip ayında âyânın ilgası, Yatabanın riyasetinde — loplanmıştır. beni çok müşkül bir vaziyete sokmuş- | Halk için açılacak zebirli gazlar küra « tu. ları görüşülmüş ve kursların bir hafta- Bu sıkıntılı vaziyetimde bir gün ar-İya kadar açılması kararlaştırılmıştır. , Havacılık işleri: Zehirli gazlar kursları bir haftaya kadar açılıyor Hava tehlikesine karşı koruma kor syonu dün vali muavini Hüdaj Ka -