Söne 19 — No. 6627 — Finli her Ispanyad sahife 5 kuruş PERŞEMBE 1 Nisan 1937 yerde a asiler yeniden iki mağlübiyete uğradılar Şimal - çenupta Sürye ve Hatay gazetede, po muhabirinden aldığı mektup!a şa tırları okuduk: «Buraya gelen haberlere göre, P8” riste bulunan Suriye heyeti nisanın İ- kinci veya üçüncü günü oradan he reket ederek İstanbula ve İstanbul- dan da doğruca Ankaraya hareket © decektir. Heyetin Ankarada iki veya üç gün kalarak “Türkiye hükümeti ile tadır. Bu suretle, gelecek ayın doku- zunda Ceneyrede yapılması evvelce kararlaştırılmış olan toplantının da tehir edilmesi ihtimali çok kuvveti âlr, Çünkü, oradaki toplantının müs” bet neticeler yermesi için evvelemirde Suriye heyeti ile Türk hülrümeti ara- sında, Sancafa verilecek şeklin teni Tüatna kid meselelerde THEİR Tari Olmasına lüzum görülmüştür. Böyle bir ittifak hâsıl olduğu takdirde Suri- ye heyetinin tekrar Parise ve Cenevre ye dönmösine lüzum kalmıyacak ve © rada işler Fransa tarafindan idare & dilecektir; Bir rivayete göre Fransa, Süriye hü- kümetini “Türkiye İle karşı gelip anlaşmıya ve Türkiyeden bazı ricalarda bulunmuya sevketmek sure- tile kendisini yalnız başına bırakmış” tar. Diğer bir rivayete göre de Fransa, Türkiye nezdinde bizzat iltimaslar y0- Parak Suriyelilerin gönüllerinin hoş edilmesini rica, etmiştir. Suriye heyeti de Ankaraya, Türkyeden aldığı vaat ü- zerine gidecektir.» Meseleyi, memleketin. çok ciddi dâ- vası bakımından ehemmiyetli gördü” Bümüz için, yukarıda yanlanların as- JA doğru olmuyacağını söylemek iste Tiz, Esasen, muhabir de bunları iile yet» diye; kaydediyor Ve doğru, hangisinin yanlış olduğunu #öyin etmeğe imkân bulamıyor. Bu rivayetler olsa olsa, sadece Şam mehafilinin emel ve arzularından > rot olabilir. bur erivayetler? hâdiseler ve hakikat arasında müna- gebet yoktur. nerken iy b bilmiyoruz. Fakat bu arzü ile Genev ek zakereler arasında hiç bir redeki MUZAK! İisik yoktur Cenevredeki mütehasis- lar Kömitesi bu ayın dokusunda tek- e yıyacaktı. Fakat ko- Mitedeki “Türk mütehassısı ba A e Mencioğlu küçük bir ameliyat geçir e ül için, komite içtimamın, te iyileşinceye, yani Xİ bırakılmasını : Umumi kâtibinden rica eb9- Tin başka hiç bir sebebi yoktu” 2 Genevredeki komite, hükümet lâr delegeleri arasında siyasi bir içi- Mâ değil, Milletler Cemiyeti tarafın” dün seçilmiş mütehassıslardan Mü Tekken teknik bir komisyondur.. BAY enemieneioğlu- da bu komisyon, illetler Cemiyeti tarafından seçii- İŞ bir mütehassıs sıfatile iştirâk edi- "E. Bünun içindir ki, hükümetlerin ti kornite ile resmi alâkaları yoktur. 92 nisana kadar ge Olan bu işde Süryenin hiç bir ye Yoktur. (Devamı 4 üncü sahifede) Xkk müzakerelerde bulunacağı anlaşılmak” Mene- | 'ahhsts sadece Milletler Cemiyetine | de birçok yerleri tahliye ettiler Malagaya çekiliyorlar fiz MR dk. il ini Mz kerler in Dün DAR ad Ye aa birkaç Andujar 31 (AA) — “Havaş sjan- miliğtediği vey sının muhabiri bildiriyor: Dün saat || sevkulceyş noktasını ve 18 de milisler tarafından yapılan | Sanctuaire de Luna ği bir bâğkan inde Alcal20€j0$ | buneo tepesini ele aka ağ ve Villa Nuova del Dugve kasaba- v Pp ir, (Devamı 4 üncü sahifede) Yatı saptedilmiştir. man mma EREĞLİ ŞİRKETİ ; Satın alınma mukavelesi Mecliste tasdik edildi Bazı meb n c işinin ehemmiyeti etrafında izahat verdi - Ankara > 31 (Telefon) pugünkü 1u (sürd) ayrılmışlardır. Bundan sonta Ereğli şirketinin sa- tın alınması mukavelesinin tasdi- kine dair olan kanun lâyihasının (Devamı 13 ncü sahifede) Dün Mecliste mü- o Kömür işi kakkın- hin beyanatta bus da muhtelif sual lunan B. Celâl o ler sı B. Nani Bayar Menteş Esad Mahmuc SON GECE!., HMUD KARAKURDUN önümüzdeki hafta sa Mez bu son romanı, sizİ aylarca tesiri altında ei fevkalâde bir eser oluyor. Aşkın vatanı yoktur! 3 ki: «Bu sefer öyle bir kadın tipi aradım ki, hi Esad Mahni pi < sevgisi uğruna herşeyi feda edebilecek NEDE içinde nl Tesadüf bana bu aradığım kahramanı buldurdu > rakter sini? 3 ECE» yaşanmış bir aşkın hikâyesi oluyor. Görülüyor kahramanlar hayattan alınmıştır. Bütün vakalar, Türkiyede en çok okunan GEZ iri Nik en çok sevdiği eserdir. İ | uslar SÖZ aldılar, Iktisad vekili kömür Telefon: 24240 (İdare) —24249 (Tahrir) — 24248 (Müdür) — 20113 (Klişe) Almanya, Çekoslovakyaya taarruz edecek mi? B, Krofta: “Bunu ummuyorum. sulh taraftarları için artık korkulacak bir şey kalmamıştır, , diyor Paris 31 (A. A. ) — LeSoir gâzelesinin Prag muhabiri Çe osloyak hari- ciye nazırı B. Krofta ile gö rüşmüştür. x battan — bahse derek o Alman- yanın oÇekos- lovakyaya ota- arruz etmeğe riyeti olmadığına emin bulunduğunu söylemiştir. Nanızr demiştir ki: «Almanyanın bütün Avrupa ile u- Çekoslovak hariciye nazırı B. Krofta zun sürecek bir harbe girmesi ihtima- | li olmadığı herkesçe mslümdur. Ha- | beşistan, hattâ İspanya mevzuu bah- solduğu müddetçe Fransa âtıl bir vaziyette kalabilir, Çünkü bu mem- İ leketler onun müttefiki değildir. Pa- Kat memleketimiz mevzuu bahsoldu- ğu zaman iş değişir. Ya İngiltere? Hariciye nazırı Ede- nin Avam kamarasındaki beyanatı- nı okudunuz mu? Sovyetler birliği ile Küçük itilâfı hesaba katmadınız mı? Hattâ Polonya ve Belçikayı da unutmamalısınız. Alman ricali, raemleketleri hömen hemen tecrid edilmiş bir vaziyette bulunduğu şu sırada bir sergüzeşte atılmıyacak kadar ihtiyat sahibidir- ire.» B, Krofta, Tuna memleketlerinden bâhissderken Avusturyanm © genişler mek istiyon Almanya e tarafından tehdid edildiğini ve İtalya tarafından da kâfi derecede müdafaa edilmedi- ğini ve bunun için komşularına dön- | mek ihtiyacı karşısında kaldığını söy- lemiştir, Nazır, Macaristanda da ayni ar- zunun tezahür elmeğe başladığını kaydederek şu sözleri ilâve etmiştir: «Buna inanınız, Paris ve Londrs diplomasilerinde yeniden doğnuya başlıyan şiddet sayesinde sulh taraf- tarları için artık korkulacak bir $ey kalmamıştır.» Ithalât serbestisi büyük mgyınuniyet Mika. 4 m m le karşılandı GÜYema. ye 5 5 SERE m Bu sayede yeçlinamulün kalitesi düzel ae iptidai madde İtnalât “sörbestisi için Ahkar duğu gibi şehrimizde de âlâk; i ca tedkikata devam ödilmiek Yedi. Muhtelif sanayiciler dün de san, liğine müracaat ederek bu hw lunmuşlardır. Bu arada bir toplu yapılarak G. İ, R. Histelerinde ve güm- rük tarifesinde meydana getirilecek tedilât üzörinde görüşülmüştür. İtbalâtın tam bir serbestiye “doğru yürümesi mühim bir kısım sanayi er- babı arasında büyük memnuniyet u- yandırmıştır. Gümrüklerimizin hariç- ten gelecek her türlü eşyaya karşı a- çılmasından doğan meşru rekabet da- hilindeki mamulâtın kalitesini düzel- tecek ve ayni zamanda sürüm temini ada ole ıdarlar- vi bir- yasta mialümat istemiş ve bazı dileklerde ta daha kolay bulunacak a için fiatler ucuzlayacaktır. imalât ser- i ilk olarak isi karşısında hariçten il k Vek ienbedeni kadın çorapları, dın kumaşları, kadın şâpkusu, ayak- kabısı ve nihayet bunlara benzer par halı lüks eşyalardır. e Yeni sis! kabulünden hasıl o biri de ticaret mukâ- sielerinin dalin kolay işlemesi ve blo- Fotoğraf tahlil” Arayıcı fişeği gibi bir karakter, Va- Ma bu haslet bir çok kimselerde de vardır, ve arayan ya mevlâsını, ya belâsını bulur!» Fakat üstadın talih çizgilerinde ikisinin başa baş gittiği görülüyor: Bazan o hayati nlay eder, bazan hayat onunla alay eder!.. Kâinatı bir menşur arkasından sey- reder gibi bir çok cephelerinden gö“ rür. Herksse tek cephesinden görü- nen bir şey ona ilmi, felsefi, terbiye- Vİ, ruhi, tarihi, coğrafi, riyazi, sinai, siyasi, ticari ve mizahi çephelerile ayan olurt!.. : Teşbih :nerak ve kudreti fevkalâ» dedir. Bu kabiliyetledir ki kendisini kâh bir muajlime, kâh bir şaire, kâh bir filozofa, kâh bir âlime, kâh bir mizahçıya ve kâh bir diplomata ben- zetir!,, İktisat fikri onda en işe yaramaz bir şekilde tecelli etmiştir: Para bi- ai de köşk yapacağına y tiktirip Ba İ Dai p abığlide dosya yap- Kuvvetli bir hatiptir, Fakat bu kas biliyeti elli yaşmdan Sonra inkişaf ettiği için bu, uzvi bir hâdise olarak e edilebilir! Adı Faruk Nafiz olmadığ alde gayet Mazsas bir şairdir. Si e gözlerden ilham alıri,, 7 ile bir ta- . —w gzalmasıdı" Dolayısil Kağlürmn müşkülütlari ortadan — kım klerin, | -“*Ğ sanayicilerin har Kacaktır 2 —e oldukları ham lı ğ -saktar, riçten alme a madde ith Tür Ball | gi . | ! ! l 1 | seli « Fâzıl Ahmed Aykaç MA i , 1 : salin,