10 Sayfa 151 numaralı Yazan ! A R. Japon İmparatoru bhayatı Türkçe sözleri büyük bir lerken dudaklarında beliren tebessüm genişlemişti — BSarayın müdürü, Türk amiralına takdim edilmiş.. sarayda bulunan, at- ların ve arabaların kâmilen emirlerine amade olduğu bildirilmişti. Şu anda Osman paşanın buradaki mevki, bir hükümdardan kat'iyen B d biyeli vo zeki yecmurlar, Sader meler, uşaklar, yalnız Osman paşaya karşı değil. onun maiyetindeki Türk — meferlerine bile, son derecede hürmet — ve tekrim göstermektelerdi. — Osman paşa bu saraya yerleştik - ten sonra, imparatorun teşrilat nazırı — gelmiş. başmetmeabın selâmını getir- — mişti... Büyük hükümdarın huzurun- (da icra olunacak merasimin, ayın on üçüncü günü akşamı olacağını bildir- zeişti. — Osman paşa usülen bu merasime İştirak edecek olan Türk ümera ve za- || bitanının ismini bavi olan listeyi ver - || mişti. Ve o zevatın Tokyoya gelmesi, için Yokohamaya telgraf çekilmişti. — Cuma günü sabahı, Ertuğrulun sü- varisi kaymakam Ali bey, muavini Ce- mil bey, ikinci kaptan binbaşı Nuri bey, çarkçıbaşı miralay İbrahim, serta- bib miralay Hüsnü bey, büyük ünifor- — malarını giymiş oldukları halde, Tok- “yoya gelmişlerdi. O gün, icra olunacak merasim bü A tün Japon gazeteleri - tarafından ilân | * edildiği için, Tokyo halkının mühim bir kısmı sokaklara dökülmüşler. ilk — defa olarak gördükleri Türkleri, derin bir hayretle temaşa etmişlerdi. Proğram mucibince; evvelâ torpido vallimi Reşat bey, (Abdülhamid)in hediyelerini saraya götürmüş: impa- tatorun hazineihassa nazırına — teslim etmişti. Yalnız, haşmetmcaba takdim Cedilecek nişan gönderilmemişti. Bu - nu, Osman paşa bizzat takdim ede - cekti. Akşama doğru, imparatorun sara * — yaından gayet mükellef arabalar gel - “mişti. Üzerletinde imparatorun altın ırmalarını taşıyan bu arabalara, Os - — man paşa ile mihmandarı ve diğer — Türk heyeti erkânı binmişler.. gene — halkın coşkun alkışları arasında sara- “ya gitmişlerdi. “Türk heyeti, saray kapısında bir as- — keri bandosu ile, deniz ve kara asker- — lerinden mürekkep müfrezeler tarafın- dan istikbal edilmişti. Bu istikbal me- Tasimine, imparatorun yaverlerinden Ve saray memurlarile zabitlerinden bir çokları da iştirak etmişti... Osman paşa, bu ihtiram kıt'alarını teftiş ettik- — ten sonra, saraya girilmişti. O tarihte, | — Japon ordusu henüz tekemmül dev -| Tesine vasıl olmamakla beraber, ilıli—ı — Tam kit'aları efradının ciddiyet ve in- tizamı Türk heyetinin nazarı dikkatini celbetmişti. Hattâ Osman paşa, heye- İ larına <a | | Bir Doktorun Gnlîlk Pazartesi |İNotlarından — ©) | Öğütler | e ği — Gebe bir kadının hiddetlenmesi ço- |: cuğun sinirli olmasırı intae eder, — |! — Hiddetli ve meraklı zamanlarda an- neler süt vermemelidirler. Bir çok valideler vardır ki şefkat his- leri Jüzumundan — fazla olduğundan çocuklarına karşı zayıf davranırlar, ve onları sinirli etmek kondileri hazırlarlar. — Çocuklarla lüzumundan fazla. meş - gul olundukca onların asabiliği ar - tar. öfkesine —mukabele etmek doğru değildir. Çünkü hiddet sinir tutmasına benzer. — Binirller bol meyva yemelidirler. (*) Bu motları kesip saklayınız, yahut (Ertuğrul faciasına karışan aşk macerası) sebeblerini ı |mahsus resmi üniforma ile bulunma- !nını mukabil, imparatoriçe, gayet kıy" *Son Posta ,, nın tefrikası: 56 şehit ında ilk defa işittiği bu dikkatle dinlemiş ve din- dönmü — Bu minimini askerlerin küçü - cük gözlerine dikkat ediyor musunuz? Hiç şüphe etmiyorum ki; bunlar dev gibi bir ordunun üzerine atılmakta, zerre kadar tereddüt etmezler... Yakım — farklı değildi. Sarayı dolduran o sa -| bir istikbal, Japon ordusuna parlak bir ikbal hazırlıyor. Demişti. Türk heyetini, büyük ve müzeyyen bir salona almışlardı. Burada bulunan saray ve hükümet erkânile tanıştırmış- lardı. Yarım saat sonra, kabul merasimi icra edilmişti. Evvelâ, saray erkânının tefakatinde olarak Osman paşa impa" rator (Motso - Hito)nun huzuruna girmiş.. Abdülhamidin iki mektubu ile (murassa imtiyaz nişanı)nın al kar dife mahfazasını ve bu nişanın, gene al atlas kese içinde bulunan beratını, haşmetmeaba takdim etmiş.. ve sonra; imparatorun bizzat gösterdiği arzu ü- zerine, Türkçe olarak bir nutuk söyle- mişti, İmparator, hayatında ilk defa işit- tiği bu Türkçe sözleri, büyük bir dik- SON POSTA Son Posta sen Tarihi Telrikası <« 99 lâdaki mukaddes kuyudan su içtiğini hatırlayarak geniş bir nefes aldı. Fakat Tanzerin sevinci çok sürme- İdi, Asunun söylediği bir kaç kelime |Tanzeri tekrar yese düşürmüştü. Asu dedi ki: — (Mukaddes kuyu)dan su içen her adamın ömrü uzun olmaz. Çünkü kuyunun bu mucizesi ancak yılın bir gününde tecelli eder. O günü kimse Bilmez. Bu bir tesadüfe bağlıdır. Ba- zan yaza, bazan kış mevsimine yast- lar. a Acaba Tanzer (ebedi hayat) su - yundan o mukaddes günde mi içmiş- Nâraş yaşıyordu .. Gözlerini açmıştı. O artık Tanzere karşı fena gözle bakmıyordu. « — Ben onun yerinde olsaydım, hasmımı yaralı olarak geçidin öte ya-ı katle dinlemişti. Ve dinlerken de, du-|"ında bırakır giderdim. Cesedini kurt- daklarında beliren tebessüm, gittikçe|let, yaban domuzları yerdi. Fakat, o genişlemişti. Anlaşılıyordu ki; Osman paşanın tatlı ve tannan bir ahenkle söylediği güzel Türkçe, — imparator Motso - Hitonun çok hoşuna gitmiş - ti. Haşmetmeap; Osman paşanın nut- kuna, Japon İlisanile cevap vermiş; — Osman paşaya, İngilizçe olarak verilen tercümesine nazaran: — Hükümetim ile hükümetiniz - rasında başlıyan dostluk münasebet- lerinin günden güne artmasını temen- ni ederim. Bu münasebet ve muhab- bet arttıkça, benim memnuniyetim de tezayüt edecektir... Hükümdarınız ta: rafından gönderilen şu nişan ile mek- tuplar, benim için kıymetli bir hatıra olacaktır. Gerek bunların ve gerek di: ğer kiymettar hediyelerin; şu anda Yokohama limanında Türk sancağını temevvüç ettiren bir gemi ile, bahusus sizin gibi şerefli bir Türk bahriye ku- mandanı ile gönderilmesi beni son de- recede memnun etmiştir. Bundan do- layı da hükümdarınıza sureti mahsu- sada bir teşekkür telgrafı gönderece - ğim, Demişti. İmparatorun bu mukabil nutkunu müteakip, salona Türk heyeti girmişti. IOuııırı paşa; başta Ertuğrulun süvari- si, kaymakam Ali bey olduğu halde bu zevatı birer birer haşmetmeaba tak- dim etmişti. Bu merasim, bu suretle hitama er - mişti. Osman paşa ile diğer Türk hey- eti, imparator Motso - Hitayu askerce, selâmladıktan sonra, salonu terketmiş- lerdi. İmparatorun huzurundan çıkar çık: maz, saray teşrifat nazırı, Osman şanın koluna girmiş; heyecan içinde bulunan Türk amiralımı, diğer bir sa- lona davet etmişti. Japon medeniyetinin bütün zara * fet ve haşmetini gösteren bu salondaki manzara, Osman paşanın kalbine, bir kat daha heyecan vermişti. Çünkü bu salonda da, Japonyanın kıymetli im - !:u(nriçeıı ( Haroko ) bulunmakta idi. İmparatorun Japon müşirlerine mettar bir elbise giymişti. Genç impa- ratoriçe, etrafında bulunan damdö - nörlerine nazaran, henüz yeni yetişen bir kıza benzemekte idi. Gayet ciddi ve vakur olduğu, pek aşikâr olmakla beraber, ilk defa olarak bir Türk gör- mek, imparatoriçeye de hafif bir he« İlyecan vermiş... (Arkası var) bana böyle yapmadı.. beni yaralı olar rak kucakladı.. şehre indirdi. Bundan sonra hayatımı ona borçluyum. Ona ebediyen kardeş gözile bakacağım., ve iyileşirsem, ulu tanrım şahit olsun, ona sağ eli gibi faydalı olmağa çalışaca - ğım !» Demişti. , Tansor şehir mühalıını üç B kiçir lik bir ordu ile Akad kralının peşinden göndermişti. Sumer muharipleri geçidi sarmışlar" dı. Bu sırada Nâraşı tedavi eden Asu- fardan biri Tanzerin yanına geldi: — (Ölüm geçidi) ne gönderdiği-iz ordu boş dönecek, mellâ! dedi. Çünkü, İpeşinden koştuğunuz kral uzaklarda değil, burada, şehir içinde saklanmış- tır. Tanzer birdenbire bir ateş parçası gibi kızardı: — Şimdiye kadar bunu benden ni- çin gizledin? Diye haykırdı, Asu: — Kralın fillerinden korkuyordum.. Dün fillerin yaralanıp öldüğünü duy- dum. Korkum kalmadı.. size hakikati söylemeğe mecbur oldum. dedi. Tanzerin içini bir şüphe sarmıştı: Acaba Asu doğru mu söylüyordu? Yoksa Tanzeri yeni bir tuzağa mı dü- şüreceklerdi? Tanzer ihtiyatlı davrandı.. Asunun yanına sadık adamlarından bir kaç kişi verdi. Asuya döndü — Haydi, kralın nereye gizlendi ni bu adamlarıma göster. Ondan ötesi- ni bana bırak.! Asu muhariplerle birlikte Tanzerin pa- | yanından ayrıldı. Şehrin kenar mahal- lelerinden birine saptılar, Asu yalan söylememişti., Nöbetçi Eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Şeref). Beyazıtta: (Asador). Fenerde: (Vitali). Şehremininde: (Ham- di). Karagümrükte: (Kemal). Samatya- da: (CTeofilos). Şehzadebaşında: (Asaf). Eyüpte: (Arif Beşir), Eminönünde: (Sa- Hh Necatl). Küçükpazarda: — (Hulüsi), Alemdarda: (Sırrı Asım), Bakırköyünde: (Merkez). Beyoğlu cihetindekiler: Tünelbaşında: (Matkoviç), Yükzekkaldı- randa: (Vingopulo). Calatada: (Mer - kez), Taksimde: (Kemal - Rebul), Şişli- Yazan : Celâl Cengiz Tanzer esirlerden birininsırtına basarak beyaz atından aşağıya atladı 'Tanzer, kendisinin de vaktile Sirtel Bir geniş toprak yığınının yanında|pandı ve dizlerinden öptü. durdu.. yerden bir taş kaldırdı.. dar bir — Haydi, şimdi kralın yanına çıka- merdivenden yer altına inmeğe baş-|lım. ladı. Bir kaç adım indikten sonra, yer al- tından bir konuşma aksetti: &— Tankâr srinlz. salaştoak İi yor. O, çak temiz kalbli ve merhametli bir generaldir.» « « — Canıma ve çocuklarıma el u- zatmıyacağını nerden biliyorsun2» « — Bana söz verdi. Sizinle görüş- mek istiyor! Hemen sarayınıza gidi - niz. Tanzer sizi ziyarete gelecektirl.» Biraz sonra kral, karısı ve çocukları yer altından çıktılar. Asu muhariplerin yanına sokula « rak; — İşte, dedi, Akad kralı şimdi sara- ve kralın sarayında kendisini bekledi- ğini söylesin. Muhbariplerden biri Tanzere koştu. | — Kralı yer altından çıkardık, mel- lâ! Arkadaşlarım Asu le birlikte kralı, |karısını ve çocuklarını sarayına gö - türdüler, Asu kendisine teminat verdi: « Canınızdan emin - olabilirsinizin dedi. Şimdi kral sizi sarayda kabul e- docok.. görüşecekanizi Tanzer yerinden fırladı.. Kendi kendine: — Bi Fülya işinda büseledığiri ha sediyorum: yanına muhafızlarını ve değerli muha- riplerinden bir çoğunu alarak, şehrin doğu kapısına bakan meydandaki A- kad sarayına gitti. Tanzere bu haberi veren ihtiyar A- yına gidiyor. Biriniz Tanzere koşsun ! atına binerek | Diye söylenerek beyaz atına bindi.. | İ miyeceği. 41722 su, saray kapısında Sumerli kahrama- nt bekliyordu. Tanzer esirlerden birinin sırtına ba- sarak yere atladı. Asu Tanzerin dizle- rini öperek yalvarmağa başladı: — Sümer orduları bu büyük istiklâl savaşından, yurdlarına muzaffer ola- rak dönecektir, mellâ! Akad kralı, Su- mer kralına istediğiniz yıllık vergiyi vermeğe hazırdır. Ve bugünden itiba- ren ÂAkad topraklarında Sumer yasası hkâkim olacaktır. Kral, istediğiniz şekil- de anlaşmaya hazırdır. Onun canına ve karısının, çocuklarının kendi ya « nından ayrılmamasını, kendisini sara- yında birakmanızı bütün — Akadlılar namına sizden dilemeğe geldim. Akad ülkesi ve Akad ordusu bundan sonra, büyük Sumer kralı Gudeanın buyruğu altında yaşayacaktır. Asu tekrar Tanzerin ayaklarına ka- “Akadlılar, Gudeanın buyruğu altında — yaşayacaklari,, Asu yol gösterdi.. B Tanzer heybetli muhariplerinin mu- :Afıı.uıı altında saraydan içeriye gir- . Akad kralı, karısı ve çocuklarile başbaşa vermiş, Akad tahtının yanın- da otürüyordu. (Arkası var) Göğüs nezlelerile had ve müz - min kasabat illihablarında, zatür- rec, zatülcenp ve boğmaca öksü . rüklerinde çok faydalı bir ilâçtır. Göğüsleri zayıf olanlara ayrıca tavsiye olunur, İNGİLİZ KANZUK BEYOĞLU - İSTANBUL TAKVIM b Muharrem —H Akay İşletmeslnden: 1 — Yalova kaplıcalarında inşaatı ikmal edilmekte olan otelin ahşap mobil- yesile perdeleri için kapalı zarf ile yapılan münakasa neticesinde alınan soa fiat (26.800) lira haddi itidalde görülmediğinden bu işin ihalesi açık — eksiltme sure- tile yapılmasına karar verilmiş ve eksiltmeyo iştirak şartı tahfif edilmiştir. 2 — Muvakkat teminat yukarıda yazılı miktardan aşağı olarak her talibin tek- lif edeceği Fiatım yüzde yedi buçuğudur. 3 — Eksiltme 1/Nisan/1937 tarihli 4 — Çadırların muhammen bedeline zarflarını komisyona teslim etmeleri ve * 17 de bittiği takdirde 17 de karar verilecektir. Eksiltme Karaköyde kezinde Şefler Encümeninde yapılacaktır. 4 — Şartname, keşif ve resimleri görmek ve mütemmim malümat almak iste- yenlerin idare levazım şefliğine müracaatları. İstanbul Orman Ba 1 — Ziraat Vekâleti hesabına şartnamesindeki şersit dairesinde ve bez ve ipleri Mwhüd&—ü&lwmmhmısoıddm#ıb palı zarf usulile münakasaya vazedilmiştir. ğ 2 — Çadırların ihale tarihinden itibaren bir ay zarfında teslim edilmesi şarttır. 3 — İlân 20 gün müddetle 27/Mart/937 tarihinden 15/Nisan/937 - tarihine kadardır. Yevmi ihale 15/Nisn/937 tarihine müsadif perşembe gününde Orman MHWMKA—MMM 15 de İcra edilecektir. perşembe günü saat 16 da başlıyarak İdare Mer- (1655) şmüdürlüğünden: göre muvakkat teminat akçesi 562 lira 5O kuruştan ibarettir. Talip olanların ihale tarihinden bir saat evvel arttırma ve ek- ve istitaat maliye mektubunu — ihtiva ile bundan sonra verilecek zarfın kabal edil- |