'SON POSTA İttihad ve Terakkide on sene On ikinci kisim ——— No, I İHAN HARBİNİN SON PERDESİ Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Yazan: .4 Ben hükmümü vermiştim: Mağlüp olmuştuk. Talât Paşa mağlüptu Talât Paşa Almanyaya g 'tmek istiyordu. Dilini bilmediği bu memlekette ne yapacaktı?.. En fena zamanlarda bile ruhunun en saği am bir kalede gibi kuvvetli olduğunu gördüğüm bu cahil, fakat zeki insan bezmiş, bunalmıştı Hem konuşuyorlar, hem de Talâıink, bu tarihten sonra yalnız Berlinde Paşa, bermutat, basit şeylerden mü - |gördüm. Biraz aşağıda onu da hikâye tekkep öğle yemeğini yiyordu. Bu has-'edeceğim, bihal arasında, ağzından onun ruhani O gün merkezi umümiden çıktık - zayıflamış olduğunu gösteren fikirler itan sonra, uzun müddet, — mütcessir, ve kelimeler çıktıkça Bahaettin Şakir düşkün ve hattı mukabele ediyor, bilâkis nikbin şeyler /Manevi meziyetlerine hayran olduğum söylüyordu. Bu sekter İttihatçı, çok iyi bu adamı bu kadar bunalmış, görmek, bilirim, hiç bir zaman, hiç bir hâdisede |bizim için her şeyin kaybedilmiş oldu- hakiki vaziyeti görmüş değildir. Bilâ-| ğunun alâmeti idi. İki ay içinde hem kis, daima nikbin ve bu nikbinliğinde | Rusya, hem de Ramanya ile muzaffe- €en zararlı hadlere kadar inatçı idi. Hat- rane birer sulh imza etmiş olmasına tâ o gün, benim yanımda Talât Paşa- rağmen, Talât paşa, sade bunalmış de- nın dertleri böyle sayıp dökmesini mu- gil, bence, hattâ yıkılmıstı. Kendisi bu- vafık bulmıyarak, bir aralık hünkâr «İnün farkında olmasa bile hakikat bu dan bahsederken başını çevirdi, bana | idi. baktı. Bununla Talât Paşaya demek| — O tarihte ben de fevkalâde yorul - istiyordu ki: «Bu komiteci mektebin- | muştum Senelerce, Tanin'de sarfetti - den şahadetnamesi olmayan yabancı-|ğim kuvvet, gencliği nin yanında böyle-esrardan ba'ısetmek| ve en heyecanlı kuvvetleri, şirhdi ben: caiz değildir. Biraz dikkatli oll» Bu'den bu israfın intikarnını alıyorlar gibi bakışın mânasını anlayarak o da göz- |idi. Sade Tanin değil, önceleri aynı za- lerini bana çevirdi: manda hocalık, &: da — meb'usluk, — Korkma doktor, dedi; Muhittin 'daha sonra me! âr komisyonu, #ır tutmasını da bilir, bir gün gelecek ve bunların ara üteferrik bir ta- bu gençler işleri, inşallah bizden daha kım içtimai işler nde, yalnız temiz iyi idare edecekler! bir idealizmin rehberliği ile, sarfetti - Ben onun en büyük sırrını, Karade- ğim mütemadi gayret, beni o kadar niz vak'ası sırrını, bana hiç tenbih et- Yormuş, sinirlerimi o kadar kuvvetli mediği halde, ne kadar iyi muhafaza bit sürmönaj içine atmıştı ki artık ben etmiş olduğumu bilen Talât Paşanım dt istirahate ve tâmire mühtaçtım. Fa- bu bakışında bana karşı geniş bir em-, kat, o gün Talât paşadaki düşkünlüğü niyet hissi vardı. Bunun için, doktor, | gördükten sanra kendi yorgunluğumu israr etmiyerek hemen ondan — tarala Unutarak ona acıdun min en hararetli !İnsanın beynine kızgın bir. çivi — gib saplanıp yakan by sual, o günden iti- İbaren oradan çıkmadi ve hâdiseler ge- lip çatarak bizi İstanbul sokaklarında birer câni gibi saklanacak delik arama- raz da sersemdim. |Ya sevkettiği zamanlarda da bu kızgin | çI yn deldiğini ve biraz daha yaktığını his- settim, Talât paşayı © sıralarda bu - de- |) jrecelerde yormuş, bezdirmiş — ve bu- (naltmış olan hâdiselerin içinde. haki- jkaten Padişah — tebeddülü de mühim ibir yer tutmuştu. ve Terakki Abd İlık | 'a cesaret edecek küvvette olmadığı için evvelâ bdülhamidi yerinde muh-faza etmi |memleketi onunla idare etmek tecrü ü i. Abdülh irticamı hazırlamak vey sine hazırlanan bir hazeketi ke mal etmek suretile tutunca İttihat v Terakki de biraz kuvvetlenerek onu tahtından indirmiş, yerine Sultan Re- jşadı geçirmişti. | Beşinti Mehmet; uz hapishane hayatı yaşar y uzak kalmış, yaşlı ve bütün bu sebep- lerden dolayı da her türlü enerjiden mahrum bir insandı. Bununla beraber, 'bu enerjisizlik, ayni zamanda onu ih- 3 zaman, henüz sultan- | oldu ve bana cemile yaptı: — Elbet... Hiç süphesiz! Dedi. Demek bütün bu emekler, beni bu tirassız da yapıyordu. İhtirassız, iddia. , |kadar temiz heyecanlarla — çalıştırmış, 'sız bir hükümdar, İttihat ve Terakki onu, bunu, ötekini, aynı hararetle, ağır için hiç olmazsa menfi bir kıymet ol-| , Bütün bunları, ben, hem dinliyor, hem de müteessir oluyordum. Demek | artık, Talât Paşa bu kadar zayıflamış- tı. İyi hatırlayorsam bu tarih 918 ha- ziranındadır. Nihayet temmuz olabi - lir. Talât Paşa bana sordu: — Almanyaya gideceğim diyördun. Ne vakıt gideceksin. ? — Komisyonun işlerini bugünlerde devredebilirsem hemen — gideceğim... Çok yorgunum. — Git, git... Çabuk git de bize ma: lümat getir. Dedi. Sonra, zihni bir şeye takılarak biraz durdu ve ilâve etti: — Ben de gitmek istiyorum... Dedi. Demek o da gitmek istiyor? Niçin gidecekti? Eğlenmek için, isti. rahat için, hayır. Dilini bilmediği bu | memlekette Talât Paşa ne yapacak? Zihninde bir takım şeyler olmak lâ - zım gelirdi ki Almanyaya gitmeği düşünsün. Zihnindeki — şeyler de hiç| güzel şeyler olamazdı. Bu adam, en fena zamanlarda ruhunun en sağlam bir kalede gibi kuvvetli olduğunu g düğüm bu cahil, fakat zeki insan, ar- tık mağlüp olmuştu. Ben o gün kat'i| surette hükmü vermiştim; mağlüp ol-| muştuk, Talât Paşa mağlüptu. — RBu mağlübiyete kendisi inanmıyor, bunu kabul etmiyor, birbiri arkasına garp cephesinde devam eden Alman taar- ruzlarının vereceği neticeyi bekliyor, | fakat, buna rağmen, hattâ kendisi de farkında olmiyarak, mağlâp — olmuş bulunuyordu. Onun mağlübiyeti Tür- kiyenin mağlübiyeti demekti. Zannedersem, Talât Paşayı, Tür - kiyede sadrazam olarak son görüşüm- dür. Bu tarihten sonra Almanyaya gi- derken bir defa veda için kendisini makamında ziyaret ettim. Belki başkâ bir yerde de rastgelmişimdir. - Fakat, konuştuğum, veyahut — konuştuğunu dinlediğim Talât paşayı, sadrazam olae| yüklü bir arabanın sert boyunduruğu- du; derviş tabiatlı, mesnevi meraklısı, na omuz verdirmeğe — sevketmiş olan inkılâp heyecanı ve bu heyecanla akı- tılan sel gibi kan, berhava olmuştu? Kendinizi üsütünce GRiPiN Soğuk aigınlığına, baş nezlesine ve diğer nezlelere, gripe, kırık- lğa, üşütmekten mütevellid bütün Istırablara karşi bilhassa müessirdir. GRİiPi En şiddetli baş ve diş ağrılarını derhal dindirir GRiPiN Bel, sinir, romatizma ağrılarında hararetle tavsiye edilmektedir ieabında günde 8 kaşe alınabilir. emsaline nisbetle bir dereceye kadar ©- kuyup yazması yerinde, fikri yoksa bile fena makaatları da olmuyan bu insan, !0 asırda bir millete başlık yapacaklar- | da bulunması lâzım gelen müsbet va- sıflardan hiç birine sahip olmamakla beraber, İttihat ve Terakkinin elinden | geldiği kada mıyan bir hükümdar oldu. Böyle bir hükümdarın millet hayatında hiç bir mânası, tutacak hiç bir alışabilmesine mani ol- arafı olamaz. dı. Fakat, o zaman kendisinde bu mü yıkmak kudretini İhimetmeyan ve'bilhassa Anâdolu Tün lkünüıı Osman oğluna karşı beslediği esseseyi büsbütün husumet hislerini tatmayan İttihat ve | Terakki hü etmemesini» istiyor ve mdardan yalnız — ugölge başka bir ih-e lwı beklemiyordu. Bunun için harbin son senesine kadar onunla - hoşça ge- içinmişli. Beşinci Mehmedin nasıl bir hüküm. | dar olduğunu anlatmak için bir hatıra- yı hikâye edeyim: (Arkası var) TAKVIM Rumt sene Arabi sene 1868 19 | “is ŞÜBÂT — | Resini senel — Kasım 6 1987 104 Sayfa 13 ga— —r eee İş işten geçince.. | | Çeviren: Faik Beremen a | bir tebes; a, demişti, kur- İ n.. Çabucak ölü » — | bağırmadar, çırpınmadan sessizce yere | me kavuşurum. yığıldı. Erkek bir lahza tereddüt e:t Sabahleyin bütün işleri bitirmişler Tabancayı bir türlü ne kafasına ne de' di Erkek evrakını, mektuplarını ve n« öğsüne çeviremiyordu. hepsini yakmıştı, Hazırlıktan Gözleri gayri ihtiyari karısının üze- Ya kürısına yalağında kalmasını söy* rine çevrildi Genç kadının alnımdan ve | ledi ve şunu ilâve ağzından kan akıyordu. Fakat yüzünde, Seni böyle cessür görmek beni — hiç bir acı ve ıztırap okunmuyordu. | hayrete düşürüyor O zaman erkek kendi kendine: «Ölüm| — Karı | kolaymış, dedi. İnsanın bütün elemleri-| — © |ne birden son çekiyor Sevgili karı n seninle bir mezara gömüleceğ en de yanına geleceğim şim den? diye cevap verdi. Hayatı |m.—ıh ettirecek bir ölümden mi korku- | yorsun? | Genç kadın bu sözünü bitirirken ko- Erkek kat'i olarak ölüme karar ver -| cası, kurşunu sıkmıştı Fakat ölmeden önce, delirerek | * ettikleri sın diye odayı| Önünde kâğıt, erkek bütün mak ve düzel istedi 9 Zaten ' yeniden düşünüyordu. Yatağında kan- G4, | lar içinde yatan karısına bir daha baktı., çalındı. |tam bu sırada kapı hızlı hızlı | Genç adam telâşlanarak genç adam, tabancayı | araladı. Gelen amcazadesiy âğıt kalem aldı ve |Ti almadı yalnız — Beni mazut gör dedi. Karım soyü- nuyor da.. seni içeri alamıyacağım. Amcasinin oğlu: — Zararı yok, diye cevap verdi. Ben de çabuk gidece - ğim, Yalrız — si lâzım olan para- y getirdim. gukkanlılıkla karar verdik. Yoksuzluk ve darlık içinde ya:- Amca n usandırdı zademizin hç ol- mazsa — ölü Yarınki nushamızda : Helecanlı bir gece Yazan: Marcel Sauvage Nurullah Ataç ze yardım etme - sini di nazel, | yi ddti G AÖ ee 6 ü ı LA Çeviren yazdığı na, amcazadesinin getird'ği arı koyarak, şunları il etirerek kâğıdı yırtmak i8 nda karısının cesedin |k it kalması icap ni| — «. Bu para cenazemiz için sarfedii - | daha müesser daha hissi | sin'e âzımdı. Bilhassa karısı * in bir kaç gi ) Yoksuzluk içinde yaşamak zor; ölü ( yapmak için ona cesaret veren karısı | €n. iyi istihaledir. Yaşamak çok güç.. ilâh.. Ve buna benzer bir sürü mi d ürdü. Oradan sol memesinin üstüna çevirdi tetiği bir türlü çekemiyordu. Her tarafı titreyor ve heyecandan | boğulacak bir hale geliyordu. Gene ca- aktı. Fakat gene karısının yüzüne ) sanki ona gülüm- â ' 1 | tâ amcasının zengin oğlu da ona dı--ı.-; mi tehammil ve mütevazı karısile ne acı sefalet günleri geç T- Her şe- |* K “ye berabi germişler katlan -| Sözleri ilişti. Kar mışlardı. Erkek senelerce işsiz kalmış- | SEYOr ve: - pi sefalete hateme çekmek | Haydi mvgıl—__—g_ bu_ıııın kadar da bir hazeketti. (cesaretin yok mu? diyordu.. karı: kocanın 8 ©O vakit erkek daha fazla dayanamadı, B d Damarlarmdaki kan donar gibi oldu. cesi gelmi$- | Ağzından salyeler akmağa başladı; diş leri birbirine kenetlendi ve birden kes- kin bir ulumayı andıran bir ses odayı | banca almak meseles | du.. Erkek baba yad 1 ve en sön İs? | K ğ Ş |natgâhları olan altın saatin nca aldı. O vakit karısı metin sattı V Türk Hava Kurumu BÜYÜK PiYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmişür. 5.ci keşide 11/Mart/1937 dedir. Büyük ikramiye: 5 o ü 0 o 0 liradır... Ayrıca: 15.000, 12.000, 10.000 - Liralık ikramiyelerle (10.000 ve 20.000) liralık iki adet mükâfat vardır. DİKKAT; Bilet alan herkes 7 / Mart / 937 günü. akşamına biletini değiştirmiş bulunmalıdır. Bu tarihten sonra bilet üzerindeki hakkı sakit olur... kadar Beyoğlu Vakıflar Direktörlüğü ilânları l Satılık Mahlüller Hi 'K. . 1703 80 128 Kâtip Mustafa çolebi mahallesinin Abdullah sokağında 18 No:lu dört odalı kâgir ev. 1703 80 128 » »20 No:lu » » 1600 00 120 Galata Sultan Beyazıt mahallesinde Yenişehir sokağında 38, 40, 42 No:lu altında iki dükkân müştemil kâgir ev. 11 Hüseyin ağa mahallesinde Aşıklar eski 15 yeni 13 No:lu 114 metre 55 santim arsanın tamamı. Yukarde yazıh gayrı menkullerin mülkiyetlerinin peşin para ile satışı on gün müddetle uzatılmıştır. İhalesi 26/Şubat/937 günü saat on beşle komis- yonda yapılacaktır. Yüzde yedi buçuk paralarile mahlülâta gelmeleri (938) 137 15