6 Sayfa Mmama aa SON POSTA Bir eskici Yahudi İle şehri dolaştım : 2 “ Eskicinin en talihlisi en talihsiz adamı bulanıdır.,, * x » Mal göstermeden pazarlığa girişen kadın - mahcup ve şirret müşteriler - altmış liralık palto altı liraya nasıl alınır? - eski konsol gözünde meydana çıkan servet - eskicinin en büyük sırrı ış ki, bir müş- rü dik den na doğru dur nÜr n kap Kurt eskicinin, bir t yetiştirirken, bir aralan 1 sezmi olabilm taraftan o den an için, aat- ek lâzımdır. Hazret ga- k kul: rum ki, eski: te» hayli es zetec nı'. n )lsa k saçlı ba sarı hoto - — Evlâdım un cumalık - diyar, bizim merhu - bir redingotu var. Yetmişlik eskici, 65 bevab veriyor: Bir görelim «valide»! Ne vi n? Hele bir göreyim de! Canım, hiç redingot lik müşterisine görmedin lira zamanında dört altına biç- - Goreıım bakalım! — Güy gibi esvab. llıya iki defa giymek ya kısmet oldu, ya olmadı!.. Eskici hafiften hırslanıyor: — Bir görelim dedik a? îhm—ar kadının hırsı sr! yor: R:ı.".me.li daha he- dı diyorum sana m? — Görmed biçerim tey tonunu on perde birde tiriyor: — Ayol... Değerini vermiyeceksen, koca sandıkları boşuna mı altüst ede- yim? Sen tariften anlamaz mısın? — Ben denizdeki bal na girişemem! — Edebsizin zaruna bak. Sana ba hıktan bah kim? İki saattir rah metlinin redingotu diyip duruyorum. n pazarlığı- sede rdı dinlemiyo! sına sarsarak suratımıza kaparken söy- leniyor: — Hey gidi zamane hey... Nerede o ndan tek ha -| Alır| eski günler? Eskiden kerli ferli efen - diler, görmeden redingot değil kız bile alırlardı. * eriden yana bak mi adım Müş nedir? dık, gene bir ımız mi açıldı tük, ya atımfa- bizi ikinci de- ya kadın sesi rimiz daha genedi kalın. Çatığı hiç Yazan : adığı belli " — Haydi, görsün diye mi di Eskic ık bir ta Edebsizin zoruna bak! Sokak or - Zaten lâ nakla başlad Ayağını nüne geldik. Kadın ger ded t kadın, alyanın üze- lonunu gözce he rak, aralık dü onun, niyetlen yür talarında esvab bakıp ta be ye kepaze mi edeceksin? tmaktan. Bırak onu oraya da, defol Ben eskici arkada dışarı dın sesinin perde: ıyordu: Merhametten maraz hasıl olur de- leri budur işte! Pencereden baktım haline a Ğa ne Ben a a — Birda ici! eski | bayır bekleriz. Pek seçme tmasından rken merdivenler | üiysa, |ver, ç inde, neye uğradığını dar uğradık. Ka- line ka ksek perde, ostacı işimiz yükselle yü ydım! Yaok: htiyacım vardı larımı sıklaştırırken sorü - mahceublardan galiba? diyor. Bu lerden!. gürültü Na ka « nak — istedi doğru yürü - anlayıp harab bir evi den feryadı Buraya bak! doğru ilerle dunun yüzü, buruştu: görmüş sev belli. Eğer o k den iştir. Delikanlı nı[,»uw( SC, oyla kap — Bu Eskici yepyen , pek yumuşak | mutfak paçavra gözüklü: palto Ğ bı—:a* gibi Naci Sadullah yarı karan- du- bırakıp ce - şaşıran mahcub - ar sarkan bir de - bas- en ihtivar memnun Selimtü li dünnüz dı);â.'Sunrı elini bile sürmeden dudak bük- | tü: — Bu zamanda paltoyu ne yapayı ıkıınunmr geçtikten verir buna? M? İsiz sordu: mez misin? i bir te- aşmağa ha - — Otuz lira da v Musevf muhata bessümle süzdü. şin gücün yok t , bir şey söyle kici, nazlı naz sokuldu. Paltoyu isteksiz isteksiz eline aldı. Her kusur keşfetti. Ku - maşını kötüledi. Boyunu kısa, dikişini kötü, astarını berbad buldu. Ve malı sâhibinin eline bırakarak: Delikanlının, bir fiat vermesi içi Tar etmesi üzerine, bir hayl taşındıktan wnra cevab ver — Altı kâj Ve beş altı d_ı)m_ı daha uzayan bir işmeden sonra, 50 - ilmış, belki 5 » 6 defa bile gı miş olan palto, 6 kâğıda bizim eskici- nin ueundc kaldı. rken icit ün mü? diyor. Bu iş biraz da gibidir. Sebrettin miydi ük ikramiyeler de vurabilir! En büyük fırsat, en sıkışmış müşteriye ç.xkıu.ıhı—' ©1 güldüm: i en büyük talih, en büyük Şikâyet salandırıvermiş- — Böylesi çok az inkü İstanbulda al k Zaten eski 'nı]ı amma.. en fazla es- 1 kıiymetini 2 lması y erkes bir fiat tuttu. Vermedin miydi — Adam sende, biraz sonra bir eski- ci daha geçer! diyip kapıyı kapıyor. Bu alıcı bolluğuna güvenip, pirinç T danı antika fiatına yutturmak İstiyen- ler bile var.. Bereket biz, nerelerden ne çıkacağını biliyoruz. Nerelerde ne ylarız. Ra - ne müşteri mi çıkt:? Durup döndük. E arkamızdan (Devamı 8 inci sayfada) sonra kim metelik | şişesi İstiyen | Deniz ve denızrllıh Bir denizaltı gemisi gece hücumu İşte nihayet ufukta bir ışık : Şi Her kes vazife Tam yolla ileri saldırıyoruz, serbest bir hedefe doğru koşan torpidonun bıraktığ! Cemalettin Sarsç Yazanı A, Ö d Bir denizaltı gemisile suların dibine indik, (12) darinlikte seyret - tik, dalma ve suyun yüzüne çıkma ma- nevralarında hazır bulunduk. Şimdi de bir gece hücumuna iştirak edecrek bu sıkıntılı tekneden artık çıkalım. Bundan evvelki müsahabemde tor - pido hücumundan bahı nin bu öldürücü müvellidi biraz izahat verm bir tek Iuıpıdnnwı (15,000) Ji- iştim, Hiç halı bir silâh Bunun için dzcl tabirile, ı değildir « defe isabet ettik- ezler. Bunlar he- n sonra su üzerinde nez, derhal vinç - güv ar ve yeniden tüpe sürülürler rpidoları vinçle gü denizli —h arda pek şkül ve çok dik yapılma- icap eden bir ameliyedir. Tecrübe n kullanılmış olan tor- re gönderilerek tamit lanılacak bir ha- teye almı sı ve mane pidolar tersi edilirler ve tekrar ku le gelirler. Gece hücumu: Bir denizaltı gemisinin ne yolda tor- pido hücumu yaptığına, bundan evvel- ki müsahabemde, okuyucularımla bir- Likte şahit ( k. Hücumdan sonra de- hizallı gemisi denizin yüzüne çıkarak zabitler ve mü t bir Mmiktar nefes aldılar. Dikkat ediyör musunuz, zabitler ve neferler vertede sigaralarını nasıl keyifle, zevkle tü orlar... İşte, yavaş yavaş karanlık çökmeğe başladı; denizin rengi tedricen koyu mavileşti, morlaştı, daha koyulaştı ve nihayet âdeta siyah mürekkep gibi bir renk bağladı. Etrafta ne bir ışık, ne bir ses var, 'Tekneyi yalıyan denizlerin hafif hı- şırtısından başka bir çıt bile duyulmu- yor. O günkü mavenralar esnasında, bu- hunduğu kumanda mMmevkiinde bir kâ- se et suyundan başka midesine bir şey girmemiş olan kumandan nazikâne tek- lif ediyor: Haydi çocuklar! Gece hücumun - dan evvel akşa! izi yiyelim! Ve geminin minimin tfağında nasıl ne benim kadar sizin ğ zzetli bir patatesli et gısında günün yorgunlukları çabuk unutuluyor. Zaten neşeli olan genç za- Zaten denizcili neslek olan gibı nğııır. | s.ıfx'rlvlır lâtifeler yorlar, Kumandan bir baba, bir ağabey şef- kat ve sevgisile dudaklarında müte - süm onları dinliyor, lâtifelerine iş r, şakalaşı- i dört saat içinde gözlerine an- cak ı.g dört saat uyku Gece hücumu: Nihayet filotillâ kumandanlığı bek- Jenen emri telsizle gönderiyor: «Ta - mam gece yarısı filân noktada bulu - nan falanca gemiye hücum edilecek..» İyi amma hücumdan şu kadar saat tilân noktada bulunan falanca geminin etmek n he ndi denizalt unç bir deniz Zıb tan dikliler dür ,.ıı Denizaltı :f-'ı"';u:: esrarımı delerek Hü ”,lıı reketsizlik yöruz, titrek b çifteleşiyor, uçw' dan derhal rilmişt Okuyucufli ma h:ımr'ı kulaklar tu var. Kanın SWDM nını o kadar duvu) tışları, tâ orada, le miden bile işite0e vehim geliyor. — | Yaklaşıyoruz. * Nihayet h vi hiline girmi nxı.nn Sert bir ku vaplar ve koyu “’wd paxak hedefe d"î gğ n KOUU Bıı az sonra İ nl’y yıp sönüyor, "49 ş.nle bu Aşmm“ mandanın verdi ği ki foga etmiş D”“’;u’ defe isabet etmi$ * da muvaffak olmUf Demek ki u'“d"ut’ gumuz bu gece bilE ,Ö kiki bir baskın :ç ve ak k J”l',:.; ğ lümle k titretW ihtimal sen lenm Zzin dm' )(İE " «Sulh istiyors#f* caksın.» K Haydi artik s16* biz de birer siğMfZ hat nelim bize tine vakfetmiş Tür analım... ları,