vü -. Büycekilimizin KİR Münasebetile Suriye ile dostluğumuz Yazan: Muhittin Birgen —| enevre itilâfının manasını ve| Cc lah beynelmilel hava ile bu itilâfı vücude getirmiş © - bir bilânçosunu yaptı. Bu- nunla gördük ki herkesle gü dostluk münasebetlerini ku halk ve devlet adamının en samim hislerine tercüman bulunmı yan. tek bir| kelime yoktur. İsmet İnö: miz yüreğile istiyor ki Suriye, Türki - yenin dostluğuna inansın ve ona karşı bir memlekettir. Ne harici münasebet- lerinde, ne de dahili işlerinde serbest değildir. Bilhassa iktisadi hayatı, tam manasile bir müstemleke, bir iptidai madde memleketidir. Bu 'tibarla, son dünya buhranından pek ziyade müte - essir olmuştur. Bütün bunları bilen Türkiye, çok ister ki Suriye de Türki- ye gibi tamamen müstakil ve hür bir memleket olsun. Eğer Fransa ile ya - pılan müuahede, bu, ilk medeniyetlerin |” sahnesi, peygami iği zarı olan memlekete, getirebilirse, Türkiye pek çok memnun olacaklır. Her ne suretle ve her ne nam altında olursa olsun, garb memleketleri şark memleketlerine kar- şı mutlaka bir istismar gözile bakma - ğa alışmış oldukları için şark memle - ketleri birer birer kendilerini nekadar toplamağa muvaffak olurlarsa hepsi için ayrı ayrı o kadar faydalıdır. Bu - nun biz Suriyeyi sade müstakil deği), belki de, müreffeh, mes'ud vel. kuvvetli görmek isleriz. Böyle bir Su- riye bizim için bir zâf değil, bir kuv - vettir: İcab ettiği zaman üzerine daya- nabileceğimiz ve gene böyle bir za - manda onun da bize itimad edeb! ği bir kuvvet... Emektar Başvekili bütün bu meselelere işaret etmiştir. ne de hagi matbuatı milli Suriyeyi temsil edemez. | İlekoçyadaki mevs ş| sokmuştur. Fakat -İ kafaların giyotin- N SON POSTA Bi Heve si kıran hareketler a ticelerini izah etmek üzere safirliğine Dİ sy ki gün Mecliste söz almış ols sin.. Gitmeden * e vekil “İsmet İnönü, bu V konuşmak ist€ İ i Türkiyenin bütün harici imünsse -| yim, Sen gel i i betleri üzerinde ayrı ayrı durdu we muştum, Hatis eler tab'an sert, yaratı mışlardır. En beğendi kler haşin r Ceymis Duğlas halk memlekette le uçurulmasina rağmen korkmamış, is yana devam etmiş ve Ceymis Duğlası İsveçte uzun zamanlardanberi tesa - düf edilmiyen bir vak'a bütün İsveç - Wleri heyecana düşürmüştür. Vak'a şu- dur: Şimal taraflarında bundan üç sene evvel bir gün bir cinayet olmuş ve fa” ili bulunamamıştır. Aradan bir sere geçtikten sonra, ilk cinayetin ika edil- diği ayni gün ve tarihte gene bir cina” yet olmuş ve gene faili meçhul kal mıştır. Bu sene de gene ayni tarihte üçüncü cinayet olmuştur. Zabıta faali- ; | yetini artırmış ve nihayet bu katillerin .İ suçlusu olarak 64 yaşında ihtiyar bir adamı yakalamıştır. İhtiyar mahkeme- de: — Bir gece rüya gördüm. Hazreti İ- sa, bana, her sene bir adam kurban et ki dünya harbe sürüklenmesin dedi, ben de onun sözlerini dinledim, her se- De bir insan öldürmekle beşeriyete hizmet ettiğime, milyonlarca gencin ölmesine mâni olduğuma kaniim de - miştir. Suçlu müşehede, alına alınmıştır. görünen tezahürattan dolayı hiç müte- essir olmuyor ve Suriyelileri bundan tenzih ederek onları mazur görüyoruz. Ümid ederiz ki Başvekilimizin bu sa- «| mimi sözleri, Suriyenin muhtelif pro - pagandaların tesiri altında kalmış o - Jan mütereddid fikirlerini aydınlatma» Takdir insanın hareketini tesri & den bir ilâcdır, insan başardığı bir &- Bir akçeye devel Arabın biri devesini kaybetmiş. — Evet bir akçeye amma boy - nundaki kedi için de iki bin akçe isterim. Ve ikisini birbirinden ayı- rıp satamam. HERGÜN BIR FIKRA | # uzadıya konuşulmuştur. Ve nihayet şöyle bir karar verilmiştir: Erkeklerin şapkasız © gezmelerine sebep şapkanın ağırlığı ve pahalıliği- dır. Hafif ve ucuz şapka yapacak fab- rikaların açılması lüzumludur, Karar derhal mevkii tatbike konul muştur. Önümüzdeki bahara kadar bu -İtarzda şapkalar yapılacak ve satılma- ya başlanacakmış. Şimali Amerikanın en fazla taşan nehri Hâdiseyi bir coğrafya muallimi olar bir arkadaşımız ânlattı: «Sınıfta talebelerden birini derse kaldırdım. Ve kendisine şu suali sor- dum: — Şimali Amerikada en fazla ta- $an nehir hangisidir? Talebe bilemedi, ben yardım etmek için: — Mis,... Missi.... hal atıldı: — Söylemeyin bay öğretmen, bili- yorum. Misis Simpson!... A MENŞE bugünkü tarzda halli, Türkiye ile Su - riye arasında ancak yeni esaslarda bir dostluğun başlangıcın! teşkil etmeli - falan derken der- Birlikte çalıştığınız kimselerin he- veslerini kesmek istemezseniz, fena ve yİ yeri es serin beğenildiğini görü lerini tenkid ettiğiniz gibi iyi kai 4 K dünyada, kendi sahası ve eser karşısında bile çalı serin beğenildiğini görünce daha çok (o hareketlerini tenkid ettiğiniz gi tikeze Fabl yeri re eri dale n bir sulh ve emni -| ,Jar, takdir elmesini bilmezler, sev « (o çalışır, daha fazla muvaffak olur. hareketlerini de takdir elmesini bi - YE rai - 4 İl yet unsuru olan Türkiye, en iyi harici mezler, y ve Tiniz... ven münasebet sahibi olan memleketler -| “7 a çakar 2 mana mmm ETİ Velhas ii den biridir; kendisi Dogmatik olmadığı yi ihmal etm ! Dogm mücadelelerile alâ İ smda; gerçi Bİ İş , ; : v i ; Senin 4 | Memieketine sokluğu Kafasile muz. tıkandı, POZ j Giyotin ile idam Bir orkestranın di. ve sm ! i EE i ü j | Edilen hükümdar Yerini tutan adam |ler ie Sen geldii Ki; bahsedildi kini kuvvetlen- Aramış, bulamamış; yemin etmiş: İ meninunum. , ihmal edilirken bu defa, İsmet dirmek için, ken — Bu devemi bulursam, ahdim || Allah esi ona bilhassa ehemmiyet vermişti İdisindön memnun olsun bir akçeye satacağım. | dostum, hısım. , bebi de, Sancak meselesinin b: olmiyanları o ök Ertesi gün Arab devesini bulmuş. lah eksik etm hal şeklinden mütessir görünen £ “İdürmek istemiş Devenin boynuna bir kedi bağla - eksik olmalar” anl : yeye dönerek ona bazı şeyler söylem: k| ver yallen İ» yıp pazara götürmüş... Bağırmış: amma, beni edi / lüzumunu hissetmiş olmasıdır. Köğyaya” giyotin — Deve bir akçeye.. lehime bir Dal ti Söylediği sözlerin içinde doğru olmı"| dam usulünü Duyanlar koşmuşlar: hepsi çoluğ! karisi Hida, yan, uzun tecrübelerden geçmiş b — Bir akçeye mi? kaynanasını, Amârikada Şa Şer isimli bir ada- mın dedikodusu bütün matbuati işgal etmektedir. emniyet ve itimad göstersin. Bunultahtından o indirmiştir. Ne gariptir) Erkekler niçin Bu adamın kafası bir musiki âleti en kO izim yapmakla bütün Türkiyenin hislerine ki halkın teşkil ettiği mahkeme, hü- b i gibidir. Kafa tasının muhtelif yerle-|ların Ta türle tercüman olduğunda $ pine yoRule; e kümdarı idama mahküm etmiş ve er ag çen sky deki rine vuruldukça, güzel (ve âhenktar üni eki e tün Türk efkârı umumiyesi onunla VE“ İ Ceyiz Duzl yaptırdığı giyotinde ir as sene len ri eri ei ” rin İka akşamı Ea SO? EEGİ ani eş sana raberdir, a , in sai şı açik gezmeleri modası bütün dün- z muyü i ilk defa kendisinin başı kesilmiştir. — iğ hık kı 1 bi ; uğ * p .".. İyada taammüm etmiştir. Şapkacılar|da ıslık da çalarak mükemmel bir or-| lunmuyo' diya evler niliyarlar ki Suriye derdsiz| Harbe mani olmak için | Xi yazden müthiş zararlara girmişler. | kestra vücuda getirmektedir. Şa Şer) na teşekküre bir değildir. On beş seneden fazla bir za -| her sene bir cinayet - > * 5 -pejil i gi *! vimde kal AĞI mandanberi işgal altında, bir kaç defa z dir, Paris şapkacılar cemiyetinin son| bu marifetile zengin olmağa karar ver li misafirlerin 4 isyan etmiş, istiklâle susamış, derdii işleyen adam toplantısında bu mesele üzerinde uzun için dünyayı dolaşacak ve kendi-| ben rahat ©! z sini teşhir edecekmiş. Amerikada balıkçılık nasıl yapılır? Nevyorkta balık tutma meraklısı halk Hudson rıhtımından avlanır, A- merikada balıkçılık bir maişet vasıtası olmadığı için balık tutmak isteyenler bu işi daha ziyade spor olarak yapar- lar, ve sahildeki dükkânlardan, birer kamış kiralarlarmış. Yalnız balık tut- mak işinde Amerikalılar, diğer mem- leketlerin balıkçılarından daha tenbel oldukları için rıhtımda otomatik ma- kineler bulundurulur, ve içine para a- tan, bu makinelerden yem çıkarırmış. Amerikada yeni tuvalet modası Amerikan kadınları şimdiye kadar takip ettikleri tuvalet usullerini artık değiştirmeğe karar vermişler, biraz klâsiklikten kurtularak orijinal olmak lâzım diye düşünüp tuvaletlerini sirt- larına yapmağa karar vermişlerdir. Şimdi sırtlarını açıyorlar ve orada rengârenk boyalarla, güzel kompozis- Kapıdan bir otomobil girdi. Önümüzde durdu, şoförü Jarı lâzım. Bu şoförünki o derece yeni değil, fakat adam A * ğa yarıyacaktır. dir. yonlar vücuda getiriyorlarmış. Artık man edilmisti" ge ye “Türkler, bu duygularla müteha * Ve, öyle de olacaktır! dudaklar boyanmıyor, gözlere rimel| 3 — Meşf pu e P bulundukları ve Suriyede ba -İ| Tekrar edelim: Sancak meselesinin Muhittin Birgen | İçekilmiyormuş... yet 1818 de O t b küm süren rejimi tanıdıkla amam —- & da öl ölmüştür. i ib Bae ai m m Dereyi Bi t dükleri neşriyattan ne İ İ yorlar, ne de bunlardan dolayı Suri «| İ S : E R N A N S T E R İ N A N M A! , buzünkü hikmeti, me ani rek yüz tane otomobil istedi, bunların Jüks, temiz olma - Kudüs b* > İN ziyetten belli ir yi min kapısını w. i mıştım, Fakat içeri girdin. n vaz husule zü ler yıp evime tururlar, a ben ği mıyan rahatı o ars / Bulamazlarsa kalmaz. Bulur korkuyorlar / Şimdi gidi *, Ben yazın iz oraya da gl 7 di evi gibi sa misafir ealabali dinlendirmek “e” eyle Şimdilik 8 güle” 5 yın misafirin. çal 1957 “Biliyor if 1 — Gare K de yaşarlar? 2 Munzam dedir? ye tuatyada yüksekliği De | gri kadar uzakl! ve “a, evvel patlami$ miştir? Kd Bem De A a Ve (Dünkü s4 1 —Eski Misi hı İsis'dir, Misi Tsit diye de 8 ilâhlarından © rısıdır. 3 2 — Fuçe d yâletine bağlı iğ Sel üzerindedir. dan ik Curb tarafın il Yy kurtarmak Le in Büyük garajlarımızdan birinde sahibile konuşuyorduk. i pencereden sarkarak bakıyor, gözlerile soruyordu, ga- | o derece terbiyeli ki açıkta kalmasına da gönlüm kail ol- Suriyelilerle bizim aramızda geçmiş| bir fenalık olmadığı için bizim onlara karşı gösterdiğimiz dostluk hislerine onların düşmanlık değil, hatta az sem- pati ile mukabele etmeleri için bile bir sebeb yoktur. Biz bunu çok iyi bi- liriz ve ne olursa olsun, bir gün gelip resmi Suriyenin halk Suriyesile bir leşerek Türkiyeye karşi dostluk nü - mayişleri yapacağından eminiz. Bu devrin mutlaka geleceğinden emin ol - duğumuz için de bugün buna muhalif rajın sahibi; — Maalesef seni kaydedemiyeceğim, fazla lüks, yepye- ni otomobil istiyorlar, dedi. Şoför, boynu bükük duruyordu, değiştirdi: — Peki, sen de gel, kalabalığın arasına sıkıştırayım, diye ilâve etti. Sonra da bize dönerek anlattı; — Yazın şehrimize seyyah gelecek. Acenta telefon ede- İSTER kk garaj sahibi madı. Biz bu cümleleri dinlerken Avrupa şehirlerinin bilâis- tisna hepsinde 20 senelik eski, hurda taksi otomobilleri - nin çalıştırılmakia olduklarını düşünüyorduk. Binsen - aleyh memleketlerinde eski otomobile alışmış olan sey- yahları, henüz usfalt yoldan mahrum yabancı bir mem- lekette vepyeni otomobille gezdirmeyi fazla lüks bul - duk, lüzumuna inanmadık, fakat ey okuyucu ser İSTER İNANMA! - fikrini İNAN teşkilâtı vücud lât hemen h vi k kâmil teşkilât. k ilk yangında ei anlaşılmıştır» dan çıkacak & tur. Memleket!* yun olmadığı r kudüs belediy" recekmiş. ğ