D D a aA n nnn ae aa ae D F SA AA CAĞA G A K Ne> 4 z g j # SE g N g g # - riş ğ £ o3i - :' Fi z İ z İN Ele p ) Snizeilik - . "nizaltı gemisini faberce gezelim! * ızdaki elbiseyi çıkararak eski bir elbise giy- €ndan bile fanilâlı, lâstik çizmeli bir ameleye || * , eî:"'ıaıı iş , Oda höşkü z 4 ""nı ğlı, | yani yüzen bu cehennemi tahrip ca- .| navarının tamam karnındayız. Dümdüz, ka r, kay ıÜn.ı.xıı:ıx-z.ı ”. eköşk a İze dön temiz- N İnince İki MRNş. Prig. B z de bura İSE mi oldu? Ben size söylememiş miydim? B | — A. Cemalettin Saraçoğlu r| Geminin karışık, girift makincleri bu * | geçemiyecekleri kadar dar olan bu ko-| -| sıkıntılı muhitte harbetmek değil, heye .| Tiyor değil mi? *|girdik. Orta boyda bir bavulun ancak | ilmasa ve iki kısa ayaklı pey A x ndeki yuvarlak delikten aşağı- | İ | geminin beynidir. Aman dikkat et! Buranın da döşeme | sinde bir delik var. Gözün karanlığa â- | ice seçinceye kadar adımlarını dikkatlı at Bu kumanda mev ğe tekrar sıkı - demir merdivene kalım. Artık geminin güvertesi — içindeyiz, Zabit ve efrat işte burada yaşarlar. rada bulunur. Aman yarabbi!.. Ne kadar çok boru? İnceli kalınlı bir sürü boru bu demir du Bu kollar, manetler, ibreler, fennin, İsansatin en son buluşlarıdır. Ve deniz- faltı gemisi denen çelik balığın barsak- ları bu borulardır diyebiliriz. Arnan yarabbi! İki kişinin yanyana ridorlarda insan nasıl yaşar. Bu dar ve can içinde yaşamak değil sadece otur- mak, uzanıp yatmak bile insana müş- kül geliyor, nefese darlık, ruha eza ve Hele moti n gaz ve yağ kokula- rının, akümülâtörlerin asit ekşilikleri - nin zehirler bu hava içinde nasıl ne fes alınır? Küçümencik bir kamaraya yüksekliğine durabileceği kadar dar| | bi a Bu kamara gemideki üç zabit kama- levinizdeki karyola veyahut yatakta ol- tiyle İşte zabitan masası. Kücümeticik bir sindeki tahtelba- kirciler, en sen, en kahkâahacı, en şaka S£SPORSS | |ederse bu memlekete İletizm federasyonunda müsbet 1 | metidi SON POSTA K ocu yersiz Hücumlara Sebep ne? * *3 Bürhan Felek güreş Federasyonuna dördüncü defa olarak çatıyor. Görşecilerimiz Finlandiya'ya git- me-inlermiş... Gitmeselerdi a - ceba o zaman da “Neye gitmiyor” lar?,, diye bağırmıyacak mı idi? Bürhan Feleğin yeni bir. şaheser hücumuna şahit oluyoruz. Güreşçiler anform olmadıkları için Finlandiyaya gitmemeli imişler. Bürhan Felek bu suretle dördüncü defa güreş federasyonuna hücum et- miş oluyor. Finlandiyadan getirilen kıymetli fedyrasyonuna hücum yapmağa başla-| yan Felek, bir müddet sonra kurtul- maz bir hastalığa tutulan ve bütün ihtimamlara rağmen devlet — hastane-| sinde ölen Koç Ömeri ele aldı, sonra | Z verilen cevaplar karşısında sustu. Şi cuma geçti. Güreşçiler — Finlandiyaya | gitmesinler! Halbuki — güreşçiler F landiyaya gitmeseler: “fendim federasyon uyuyor mu? Hiç bir ger ben federasyon reisi olsaydım ne- ler yapardım, işler bu şekilde devam yazık, mahvoluyor.. diye bağıracaktı. Halbuki o, bu çok güzel ve istifa-| deli turneyi alkışlaması icap ederken | in- hareket yok, bu ne rezalet, -| tenkit yoluna sapıyor, | Son aylar zarfında Bürhan Feleğin açtığı münakaşa —mevzuları ü yazılan yazılar onun bütün fikirlerini | rinde Senelerdenberi at- hiç| bir. iş — yapamadığı —için — hek-| h olarak teşkilât harici bırakılan Bür- han Felek bü mevkiden- istifade ede rYek kazândıği manevt mevkiini kay- bettiğini anlayarak hırsını — teşki her çatmak teş baltalamak suretile teskin etmeğe kalk- Bu hareket sırf bu hırsinın tatmini içindir. Bürhan Felek karanlıkta hücum — den adam halindedir. Olimpiyadın - ortaya — atmıştır. şubesine ve cum yapmasındaki maksat: «Ben teş- kilâttan çekildim. Bütün — işler bozuk | gidiyor» demekten başka nedir? Bürhan Felek bu sonsuz hücumia- rile ne kazanmıştır.? Bürhan Felek bütün hücumlarında yalnız kalınış, hakikatı bilenler hak tarafını tutmak suretile onun bütün iddialarını çürüt- müşler ve Bürhan Feleğin apor işleri-| ni bilmediğini ve bu işlerde de otoritesi olmadığını meydana çıkarmışlardır. İşte son yazıları da bu mantıksız hücumlarımın esassızlığını ve iddiala- rındaki boşluğu bir daha meydana çı- karan yeni bir şaheser olmuştur. Ters El nnn imelğlrelemrndimm — İşte, diyor, yemek odamız ve sa- lonumuz burasıdır. Sıkılmayın, rahat rahat oturunuz... Dahası var: Zaten denizallı gemilerinde zabitan DölME dn buna rağmen aske zaptürapt ve disiplin tam mânasile me cuttur. ve bir nefer zabitan salönun - dan geçerken hürmetle fmirlerini se- ynez. racak derecede kanlı ve Bir denizsltı gemisinde her neferin ka pâlı bir çekmebesi ve bir db yatak ' yori € r. Bizi karşılayan' ve ge mivi gezdiren genç delilimiz işte şak- rak bir kahkaha atarak: yardır. Diğer sınıf harp gemilerindeki branda usulü burada tatbik edilemez. di yeni bir mevzu bularak bir daha hü-| 4 güreş |P |esasını daresine, masraflarına, busketbol, gü- | yacı 1i veş federasyonlarına mütemadiyen hü- . $ | Geminin bir ucundan öteki ucuna gi| rasından birisidir ve buradaki ranza | dip gelen tayfa mütemadiyen bu salon da ancak orta boylu bir adam boylu' dan gelip geçiyorlar. “|boyuna uzanarak yatabilir. O da öyle İ yük sarayları İ ve efrat çok sıkı, âdeta burun buruna | banyo yerleri inşa duğu gibi sere, serpile uzanmamak şar | yı â " 1 t kokula- | büharlı Temizliğin tarihi — let — Temizlik in lâzım Deri temizliğinin fizyoloji bakımın- dan ehemmiyeti emizlik bütü hıfzıssıhhanın esası dır. Temizlik sayesinde birçok has tün haşerat, mikropları ve mantarları öldürmek, tahrip etmek gene temizlik © kabil olur. Bunların yok e- ikların önünü almak de- ni zamanda temizlik uzvi- in mukavemetini arttırır. En tler en az hastalık ve bina- az ölüm veren milletlerdir. vyyalılar ve dilm m ra Japonlar Hetlerde ölümün hur Fransız hıfzissihha ofesör Jül Kormon ne mefhumu z Fransızlar, temizlik j en çok da şimal memleketlerind ak ve çok Ki yiz. Mekteplerimizde, kışlala- | tahanelerimizde — temizlik kıyle yerleştirmeğe çalışm lıyız. Elhasıl temiz bir millet o:mağa im.» izlik bir küldür. Vücut temizliği izliği, elbise temizl! ihayet gidalarımızın temizliği. Bütün bunlar şahsi bir temiz liktir. Fakat şahsi temizlik sayesinde şır. Bu sebeple şahsi temizlikle meş- gul olacağız. 'Temizlik şartları ve vasıtalarını say- mazdan evve) biraz da tarihinden bah- setmek enteresan olacaktır sanırım. Temizliğin tacihi Daha çok eski çağlarda medeniyetler tesis etmiş olan milletlerde yıkanma meselesi ile çok alâkadar olunmuştur. Mısırlılar ma ve temizlik ihti- duyanlardandır. Bilbassa şah çok dikkat etmiş bir millet unanlılar pek kendilerini spora verdikleri müd günde iki defa yıkanma usulünü âdeta itiyat edinmşilerdi. Bu yesileden isti- fade ederek millf kültür seviyelerini kşeltmeğe —müuvaffak — olmuşlardı. 'Cunkn © zamanlardı" yıkanma havuz- ları ve umumi banyo mahalleri atlet- ler kadar büyük filazofların dahi top- landıkları âdeta bir kültür merkezi ha Jine girmişti. Romalılar ise bithassa sıcak su, soğuk su ve buharlı banyolara çok ehemmi- yet vermişlerdi. Banyo ve hamamların tesişatını husüsi ikametgâhlarına ka - dar teşmil ettikleri gibi umumt ha - mamların inkişafına da çok dikkat et- mişlerdir. Meşhur ve muazzam Karatala kaplı- çalarmın bugünkü harabeleri hâlâ her kendi memleketlerinde halk için umu: mi hamamlar tesis ettikleri gibi zaptet ülkelerde de ayni tesisatı yap- andı k müzelerde tabloları mevcut olan ymalılâr banyo işletini muhtelif kı 'a ayırmışlar ve hepsine de-ayrı nler vermişlerd y âk banvyolara da ym derlerdi bu son «kisma fri ar, yağlar ve koku yordu. KRH sâlin muharebelerinde birtakım (Devamı 11 inci sayfada) şeyler öğrenecek | bir muhit temizliği temini pek kolayla | kesçe maruf ve malümdur. Romalılar | 10 itriyat ile uvunmalar dahit buluru- | dini muhalefet ve itirazlara rağmen Ro| |malılar banyo ve yıkanma vasıtalarını |Şarka kadar temdit etmişlerdir. Şaya antrenörün şahşına ve dolayısile güreş / talıklardan korunmak mümkündür. Bü '.nı dikkattir ki o zman bile cüzamlıları, İyani miskin hastalığına tutulanları, son ra serseri ve haydutları, daha sonrala- rı ahlâkı bozulmuş kadınları banyo va sıtalarından tamamen mahrum eden kanunlar çıkarmışlardı. Maamafih bi n bu memnuata rağ- mel a eyaletlerinde umumi ha - Ci istanda olduğu gibi bir | n k bir eğlence ve ı' evk y e . Bu eğlence u.nmbLmn. ve zevk telâkkisi niha; ki on art r hale geldi buraları büsbütün dejenere v te girdi. Buralarda topla r, fakat yıkanılmıyordu veyahut pek a yıkanılıyor, yaln k kulu, alkollü ıtriyı edi İ | On sekizinci asrın baş! | gilter a v angıcında İn- banyolar ta - Ş rkes kendi e e nyosunu almağa başlamıştı. On do mcu asırda umumi hamamlar ve hirlerde suya girmeler tekrar moda olmuştu. Deniz banyoları ne zaman âdet oldu? Deniz banyolarına gelince, bu da meş hur Ogüst zamanında başlamış fakat an cak on sekizinci asrın sonl dâ yayıl mıştır. Deniz banyoları evvelâ İngilte- rede, daha sonra Almanyada, en son- Pra da nsa da fammüm etmiştir. Şark mi rinden bilhassa Japon- lar yıkanmağa çok düşkündürler. Bu millet her gün yapmağa alışmış olduğu gsıcak su banyoları ile bu hususta bü- tün letlere tefevvük etmiştir. Şaya nt dik ki Japonlar sı pon muharebesinde bile harbin her tür Jü gayzi tabilliklerine rağmen bu itiya di terkelmemişlerdir. Yıkanma vasıta larının tarihine ait olan bu hülâsadan s#onra etasa geçebiliriz. En temiz millet Herhâlde şunu itiraf etmek lâzımdır ki Avrupada yıkanma işlerine en çok ehemmiyet veren milletler Şimal mem leketleridir. Bilhassa İskandinav milletlerinin u- muma mahsus gayet lüks banyo yer- Jeri zikre değer. Halka mahsus umumi banyo çesisatında nisbeten geride ka- Jan millet te Fransadır. Bunu kendile- ri de itiraf ediyorlar ve mütemadiyen evlerinde yıkanma vasıtası mevcut ol- Mmıyan fakir halk için umumi ve asri hamamlar tesisi hakkında propaganda yapıyorlar. Temizlik niçin lâzımdır? Derimizin temizliğinin çok hususi bir ehemmiyeti vardır. Derimizden i - çinde mevcut olan birçok guüddeler va sıtasile mütemadyen yağ ve terle be raber çıkan birtakım mevaddı uzviye |cildin mesamalını yavaş yavaş tıkar.' Derimiz üzerindeki beşereden dökülen ölmüş birçök hüceyrat enkamı da inzi- | -| mam ederek bir tabaka teşkil eder. İş- te kir denilen şey budur. Hamamda ke se sürünüldüğü zâman çıkan kirler iş- te cildin bu ifrazat ve mahsulâtının he yeti mecmüuasından ibarettir. Bunların âmü ciltteki teneffilse zin bü rikir ( ( çi ri; şiripençe ve di (Devamı 12 inci sayfada)