Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
TTTT LK TTRMRTDĞEKLEİE KÜTÜPHANE | 26 SONKÂNUN 1937 SALI( AM $O VABERLER SANPA 5 SEDİR ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5567 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Sancak hakkındaki müzakereler devam ediyor Pr M.E. Bozkurd Hatay hakkındaki konferansını verdi Siyasal bilgiler okulu konferans salonunu dolduran yüzlerce dinleyici konferansı heyecan ve dikkatle takip ettiler İzmir mebusu Profesör Mah- m y d Esad Boz- kurd, dün, Siya- sal Bilgiler Oku- lunda verdiği bir konferansda San- cak davamızı tari- hi, hukuki ve si- yasi delillere isti- nad ederek izah etmiş ve pek çok alkışlanmıştır. Dün saat 15.30 da Siyasal Bilgiler Oku- lunun konferans salonunda, Profesör, İzmir saylavı B. Mahmud Esad Boz- kurd Hatay hakkında bir konferans ver- miştir. 500 kişilik salonda oturacak ve sık sık alkışlarla ve bıravo sesleriyle ke- siliyor ve salonda misli çok az görülen bir heyecan hüküm sürüyordu. Hatib, İstiklâl mücadelesi sahneleri- ne kısaca temas ederek sözlerine şöy- De Sancak davamızı izah eden Profesör Mahmud Esad Bozkurd münevver bir kalabalık tarafından dikkatle dinlenmiştir. hattâ ayakta duracak yer kalmamıştı. Profesör şiddetli alkışlar arasında kür- süye geldi. Hatay meselesini tarihi, devletelrarası hukuku ve iktisadi bakım- lardan mütalaa etmeye başladı. Tarihi bakımdan Hatayın 5000 sene- lik bir türk ülkesi olduğunu deliller ve eserler zikrederek isbat etti. Sözleri le devam etti : “— Türk milleti başta Atatürk bulunan bir granit, kaya gibi bütün bir dünya- nın önüne dikildi. Bahri muhitlerden ko- pan dalgalar bu kayaya çarptı, çarptı ve tekrar kendi üzerine dönüp kendi kendi ni boğdu. Bu dalgaların bir an için bu (Sonu 2. inci sayfada) Atinadaki kitab ve d . . resim sergimiz çok b Kd d beğenildi Atina, 25 (A.A.) — Anadolu Ajan- sının hususi muhabiri bildiriyor: Türk ressamlarının tertib ettiği re- Sim sergisi Parnassos cemiyeti salo: nunda açılmıştır. Sergide Sa Majeste Kıral, Veliaht, hemşireleri prenses İ- ren, amcaları prens Jorj, Başvekil Me- taksas, eski başvekillerden Mihalako- pulos, diğer nazırlar ve kordiplomatik hazır bulunmuşlardır. Parnassos cemi- yeti reisi tarafından bir nutuk söylen- miş ve elçimiz tarafınaan kırala hita. ben mukabil bir nutuk irad oluamuş- tur. Salon davetli ve ziyaretçileric hın- çahınç dolu idi. Cidden memnuniyeti mucib bir manzara gösteren sergimiz Majesteden itibaren herkesin alâkası- nı celbetmiştir. Aras - Ciano konuşması üç şubatta olacak Ankara, 25 (A.A/) — İyi malâümat alan mahfiller, Doktor Rüştü Aras ile Kont Ciano arasındaki mülâkatın 3 şubatta Milano'da vuku bu- lacağını zannetmektedirler. İtalyanın Montrö konferansına ilti- hakı iki devlet adamının bu görüşme sıra- sında hiç şüphesiz temas edecekleri e- hemiyetli meselelerden birini teşkil et- mektedir. Londra, 25 (A.A.) — Observer ga- zetesinin dış bakanlığı vasıtasiyle aldı- İtalya ve Türkiye Milletler Cemiyeti toplantısı akabinde Bi malümata göre, müzakereye girişmeyi kararlaştırmışlar- dır. Bu görüşmeler İtalyanın Montrö mukavelesine iltihakı hakkında olcaktır. Cenevre, 25 (A.A.) — Anadolu Ajan- sının hususi muhabiri bildiriyor « Fransız matbuatı umumiyetle nik- bindir. Bazı Paris gazeteleri meseleyi tamamen bitmiş gibi gösteriyorlar. Bu- rada Türkiye heyeti mahfillerinden öğ- rendiğime göre bazı esaslarda itilâf gö- rülmekte ise de müzakere henüz devam etmektedir. Ancak pazartesi veyahud salı günü netice hakkında bir fikir e- dinmek mümkün olacaktır. SON DAKİKA Cenevre, 25 A.A.) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bildiri- yor : Türk - Fransız heyetleri arasın- da ingilizler de hazır olduğu hal- de bu sabah ve akşam müzakere- lere devam olunmuştur. Bu hususi konuşmalar bazan çok çetin ol- maktadır. Bir çok meselelerde iti- lâf hasıl olmuşsa da mühim bir iki noktada henüz mutabakat yoktur. Husust müzakereye yarın da de- vam olunacaktır. HATAY HABERLERİ- Sancak’ta silâh idağıtılıyor TagyesedtY Dir TuUrK kadınını öldürdüler İstanbulda arkadaşımız, Hataya dair ora gazetlerine gelen aşağıda- ki haberleri bize dün akşam tele- fonla bildirdi. Halep, 25 (Hususi) — İstihbarat zabitleri Sancakta emniyet ettikleri her şa- hısa vesika ile silâh dağıtmakta- dırlar. Bunların arasında İskende- run istihbarat zabitinin otomobili ile al silâh taş kta ve iste- diklerine dağıtılmaktadır. Hama, 25 (Hususi) — 4 son kânunda İskenderun'da yapılan nümayişe (Sonu 6. ıncı sayfada) Amerikadaki tuğyanda 150 şehir ve kasaba su altında ve 500.000 kişi yersiz yurtsuz kaldı İki milyon kişi içecek sudan mahrumdur Nevyork, 25 (A.A.) — İngiltere ile Gal memleketinden daha geniş bir saha- yı tahrib eden tuğyanın bilânçosu 500.000 meskensiz, sular altında kalmış, Crutd /-.:ıılı ""J Amerika Birleşik Devletlerini şımalden cenuba doğru kateden ve bu devletler- den 48 ini sulayan Missisipi nehri ile . 1500 kadar kolu, büyük gölleri Meksika Yukarıdaki barita bu büyük nehrin geçtiği yerlere den bir kısmını göstermektedir, körfezinde birleştirirler; Moskovadaki muhakeme devam ediyor Moskova, 25 (A. A.) — “Muvazi merkez” maznunlarının muhakemesine dün de devam edilmiştir. Radek sorgu hâkimi önünde verdiği ifadeyi teyid Maskovada muhakemeleri icra edilenler- den Radek, Sokolnikov, Piyatakof Maznunlar suçlarını birer birer itiraf ettiler ederek 1023 denberi Troçki taraftarı ol duğunu, 1929 da kusurunu itiraf - ile komünist partisi neşriyat kısmına gir- mekle beraber Troçki ile alâkasını kes- memiş bulunduğunu, Kirof'un öldü- rülmesinden sonra Buharin'le konuşa-« rak, bu öldürme hâdisesinin matlüb te- siri vermediği neticesine vardıklarını, bununla beraber tethiş hareketlerine devama karar verdiklerini anlatmıştır. 1934 senesinde Troçki'nin direktif- lerini kabul ettiğini anlatan fakat an- cak 1935 de;, Troçki'nin Sovyetler Bir- liğinde yabancı kapitalizminin hege- monyasını kurmağa uğraştığını anlat- mış olduğunu ilâve etmiştir. — Radek, Rusyanın paylaşılması için yabancı diplomatlarla konuşmalar yaptığını da anlatmıştır. Piatakof'un itirafları Piatakof, T*roçki teşkilâtı tarafın- dan Okrayna'da, Sibirya'da ve Ural'da yapılan tahribatı anlâtmış ve Radek (Sonu 6 ıncı sayfada) 150 şehir ve kasaba, içecek sudan mah- rum iki milyon kişiye baliğ olmaktadır, * * 4 Nev - York, 25 (A.A.) — Ohyo havzasındaki taşmalar dolayısiyle Lu. isvil — şehrinin — elektrik santralı faaliyetini durdurmak mecburiyetinde kalmıştır. 40 bin metre murabbar saha- sında bir mıntaka, elektrik cereyanından mahrumdur. Felâketzede mıntakada sa- hil muhafızı gemilerin yüzlerce sandalr ile bahriyenin ihtiyat sandalları tahlisi- ye işine iştirak etmektedir. Bu tahlisiye işi, bahriyenin tayyareleri tarafından i- dare olunmaktadır. Şimdiye kadar yapı- lan tadada göre 400 kişi melcesiz kal- mış, 100 kişi de telef olmuştur. Fırsattan istifade eden haydud çete- leri, Portsmouth da sahibleri tarafından bırakılmış meskenleri yağma etmişler- dir. Nev - York, 25 (A.A.) — Tuğyan gittikçe vehamet kesbetmektedir. On | iki devletin arazisi sular altında kal- YETYORIŞI UNU ŞLUL miyecek kadar çoktur. Luisvil Ahalisima den 300.000 kişi şehri terketmeğe ha- (Sonu 6. ıncı sayfada) Fıkra Sınıfsızlık Rusya'da bir sınıf diktatoryası var; yıllardanberi, herkesi işçileştirerek, yeni sınıfsız cemiyete vücud vermeğe çalışıyor. Faşizm dahi İtalya'da artık srmnıf kalmamış olduğu fikrindedir: ne pat« ron amelesini kovabilir, ne amele grev yapabilir. Devlet, bütün ekonomi hayas tının köşebucaklarına girmiştir. Faşizm sınıf ideolojilerini, yüksek devlet ima« nr içinde kaynatmak davasındadır. Nasyonal - sosyalizm dahi Alman« ya'da sınıf olmadığı iddiasındadır. Ve bunların hepsi, milletleri sınıflara par« çalıyarak boğazlaştırmak mesuliyetini, demokrasilerin sırtına yükleyip dururs« lar. Öyle ise pek âlâ Eduard Herriot da geçenlerde bir ziyafette nutuk verir « ken, cumhuriyette sınıflar olmadığımı söyleyivermiştir;: “Cumhuriyette sınıfs lar yoktur. Sınıf mefhumu eski za « mana, eski rejime aid bir şeydir!” Ve Leon Blum'üun gazetesi Herriots nun bu sözlerini şu çığlıkla karşılıyor: “C'est la vörit€ criante!” Demek Avrupa'nın sınıfsızları ara« sına Fransanın da katıldığını görüyo« ruz. Acaba İngiltere demokrasisi aynı resmi tebliğde bulunabilecek bir tekâ« mül haline henüz varmamış mıdır? Zavallı İspanya, galiba sınıflılığın cezasını yalnız o çekiyor. Fakat yukar- da saydığımız devletlerin gönüllüleris ni de, İspanyada, şu veya bu sınıfın cephesinde götmekteyiz. Kelimeler, yuvarlak, kaygın, alabilk diğine Jâstikli, bir sürü kelimeler: düs« turlâarın kafalara yumrukla yerleştiril- mekte olduğu bir devirden, ilim fazi« letçiliği namrna, daha >ne beklenebi- lir? « Fatay 4 cuzar — —