26 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| tkiye 'Chiye'tk-Me'rkez Bankasından: (Baştarafı 12inci sayfada * 'ei , r A ( f - SON“POSTA a Türkiye Ziraat Bankasının Tevdiatı Sayfa 13 ; A, ;:lrı_ldığı _ Huangi Ş. veya Sandığına Bankamıza tevdii Miktarı 4i âk esi ve Hüviyeti ——— ___—fatırın Yatırıldığı Tarihi l â ışr:':'? mâühallesinde Hacı Ali Kendisi Manisa Şubesi : 25/ 2/936 19,66 #p %::y“llden Tuzcuzade Hü- — » » K » 6,52 Z Körhanç, Durad Ahmet karısı Ü "kı., mıh. Bakkal Ali oğlu » » D 25/ 2/936 7,34 ' n“ım: ır mah, İbrahim oğlu » » » » 7,91 ; î:' t H. Mah. Çoban Nebi » » » » 21,48 Pu - f Oğlu -Hoca mah.. Hoca Osman » » » » 6,36 A Di , #Ment H, mah. Müstafa oğlu » : » » » 95 , ğ:k:;î Mmah. Hacı Mehmet kızı » » » » lğ,,ZT ç"il mah. Fenercizade * » » » » 5,82 cep oi'l':h- Kğnyılı Mehmet Re- » » » » 9,35 ati Yahya mahallesinde » BN r » 8,35 ı'hıı mahallesinden Musta » » » » 6,11 %:ıî!ünden » » » » 6,36 L“nhuıd » Çanakkale Şubesi 26/ 2/936 1,44 L_n Dı:ü Haşin Ö Merkez Müd,. -9/ 3/936 11,82 k, “Mar dinde Imualliminde » . » » » Z— Mükerrem » » » 8,10 Haşim mahkeme başkâtibi » » » 158,31 Akh E.ı,:ş: Nureddin Bi .& » 8,70 ll.“.f. z Deveci Hüseyin » » » 10,— ç ee ç— Adana Şubesi - 27/ 3/936 2,27 Moglu a » » » , 1,46 n'idı d oğlu — » » » 1,87 çi — » » » 1— "&llni K -- » » » 4,40 M 1 e€enan oğlu ve kızı — Gülnar Sandığı 2/ 4/936 1,24 Ayvalıkta ” — İsparta Şubesi 14/ 4/936 - — 194,21 OA u'“llköp,ü asan oğlu Bedri Hasan , » » » 5.— T b Şıı[ö’ li E(::ı Emine » » » 6,10 YÜj ..""'"h n oğlu Müderris M. Hilmi » » » 2— ll t Kösatlıda Ayşe » » » 15,— b Ka Meçhul Kastamonu Şubesi 4/930 -2,50 " a » » » » 4,50 #) *B » » » » 7,50 eli SA » » » » 3,50 Ç n » » » 9,50 '_ı | ü » » » » 0,36 f * ş » » » 4,50 Te » » » v 1,50 e i ” ğ 5 » 3,50 n » » » » 7,50 #i »D » » » 4,50 Ku » » » » 9,50 İ » » » » 4,50 a » » » » 4,50 kuz / » .» » » 5,50 Si » » » » 9,50 K » » » » 4,50 PKT » » » » 9,50 Ş » » » » 1,30 'Y."köyd » » n . » 9,50 8 en; » Manisa Şubesi * 6/ 5/936 2,50 - » Manisa Şubesi » 0,45 — Yü _ih'ıl'ohıi köyünden Mü - — » Mecitözü Sandığı 7/ 5/936 12,95 t"hlj: ciftköyden Ahmet oğlu » Bergama Şubesi » . 837,44 Mı___d_Bekir oğlu Hatice Kastamonu Şubesi 19/ 5/936 0,90 n 6 Mehmet Kastamonu Şubesi » 13,50 Kaymakam Sait Söğüt Sandığı 8/ 6/936 — 1,277,21 Püzkülgü oişulveron köyünden — Meçhul Mecitözü Sandıği 5/ 6/9386 — 47,93 : u k'den *i mühendisi Kendisj Malatya Şubesi 27/ 6/936 — 65,— & 'Üh ylü » » » » 11,82 M w » » » 10,— A K. » Düzce Sandığı » 9,78 ; —m!hhîu oğlu Şükrü, ) €r köyünden Safiy B"!ı :ğt Hasan Ali , Ci » » » 19,78 Sölm h€ İsmail onbaşı, Hatık ahi Usa, Hat oğlu Mustafa, t.*di.u' lu Mustafa “, ! Mahallesinden — Asım » a » ğ - 203 (Devamı 14 üncü sayfada) BİZAR, İye tü Fi İçtimai bir dert ( Baştarafı 6 ncı sayfada ) — Epi oldu. — Ne yaptın İstanbula gelince" — Çok üşüdüm. — Sonra ? — Ağlamağa başladım. — Sönra ? — Elime biri bir kâğıt verdi! — Kim verdi? — Bir adam! — Ne yaptın o kâğıdı. — Aldım. Göstere göstere leblebici- lere vardım. Leblebicilerde bir han var. Orda yattım. Gece de on kurüş is- tediler. Dört, beş gece verdim. Sonra veremedim. Kovdular, — Buraya nasiıl geldin? * Sırtı çuvallı çocuk bu sualime doğru bir başkasının ağzından, sırtı çuvallı ço dürüst cevap veremedi. İşte hâdiseyi cuğu kapısının dibinde yarı donmuş bu larak evine alan Bayan Nesimenin ağ zından dinleyeceksiniz: j — Sabahleyin hava fena halde boz- muştu. Dondurucu bir tipi ortalığı ka- sıp kavuruyordu. Çocuklarımı mektebe göndermek için hazırlıyordum. Bir ara lk kulağıma uzun inlemeler ve titrek hıçkırıklar geldi. Pencereden baktım. ğa uğraşıyordu. Sırtında tek bir min tan vardı. Yarı çıplaktı. Hemen kapıyı açtım. İçeri aldım. Bir şeyler yedirdim, birşeyler giydirdim. Hikâyesini dinledikten sonra doğru AÂ- lemdar polis karakoluna götürdüm. Oradan bana: — Bu vaziyet bizi alâkadar etmez, belediyeye falan müracaat edin! dedi- ler. Dönerken çocuk esirgeme » kurumu- nun levhası gözüme ilişti. Hemen içeri girdim. Fakat orada da bu vaziyete bir çare bulunamadı. Kurumda bulunan zevat hâdise karşısında fevkalâde mü- teessirdiler. Fakat nizamnamelerine nazaran bu çocuğa yardım etmelerine imkân yoktu. Bana sade kimsesizler yurdunun ad- resini verdiler. Yeşildirek karakoluna müracaat ettim. Çocuüuğu kimsesizler yurduna göndermek üzere alıkoydular, Benim kocam doktordur. Bu zavallı yavruya belki bir yardımımız dokuna- bilirdi. Bu bakımdan hakkında esaslı bir tahkikat yapılmasını, eğer anlattı * ğı hikâye doğru ise, yani herhangi kötü bir işe âlet olmıyacak vaziyette bulu- nuyorsa, hattâ on, on beş gün evimde yatırır, yedirir ve münasip bir yere yer leştirmeğe çalışırdık. Halbuki bu şekilde bir tahkikat yap- tırmak imkânı da yokmuş sanırım!! * İşte sırtı çuvallı çocuğun hikâyesi burada bitiyor. Belediyenin Yeşildirekteki kimsesiz- ler yurdu, sade kış günleri açıkmış. Bu rada yersiz, yurtsuz insanlara yemek verilmiyor. Sade bir soba yakılıyor - muş. Akşam gelip sabah gitmek mec buri imiş. Ve her gelene ertesi gün için: - — Kendine bir yer bul! demek âdet- Bu yurt geceleri 60 - 70 kişiyi barın dırıyormuş. İçlerinde on on beş tane çocuk, bir sürü kadın da varmış. * — İzmitin bir köyünden İstanbul kışı- nın karları arasına atılmış bu yavru bu rada ne yapabilir? Polis kendisine vâki olan böyle bir müracaâtı nasıl olur da bana ait değil- dir diye reddeder? Ve hele memleket çocuklarına çok büyük iyilikler yaptığı muhakkak - o - lan Çocuk esirgeme kurumu böyle bir kwaziyet karşısında kollarını bağlaya - rak nizamnameden ne şekilde bahsede bilir? Bütün bu suallerimizin yarın cevap Tlarını alacağımıza ve bu cevaplarda fa lan ve filân nizamnamelere göre çök haklı hareket edildiğini öğreneceğimize hiç şüphe etmiyorum. Fakat gönül, kocaman bir polis teşki- lâtiyle koskocaman bir çocuk esirgeme kurumunun bu kabil sosyal hâdiseler karşısında son derece sür'atli ve son derece kat'i çareler yaratmasını bekli- terecekleri merhamet ve şefakat ne ka dar büyük olursa olsun yardımdır. Onun için, içtimai bir dert olmayı çoktan aşmış bulunan bu hale bir çare, fakat çok âcil bir çare istiyoruz. Yoksa «hepimiz birimiz için» vecizesi, bizi u- tandıracak acı bir vesika olur. K. T. or. I Vatandaşların biribirlerine karşı gös n F ĞA,

Bu sayıdan diğer sayfalar: