SON POSTA arıpm , Gülünç bir masal Mütarekede İstanbulu bir Fransız yüzbaşısı tek başına zaptetmiş ! - Sayfa S î(tanba knç bir | $ gün VADünyanın en müreffeh memleketi: İsveç İsveç Maliye nazırı meclis kürsüsünde “Hazinemde istediğimden çok fazla para var. Bunlarla ne yapaca- ğim. Bu aşırı derecedeki refah beni ürkütüyor,, diyor nn — ünün hikâyesi Yazan: Osman Cemal GA T a a a Size: «— Bakırköyü kıyısında duran gibi Sotra, bir gün, fena halde sa - falık kararırken . Belli idi k Viryadan ve de ertesi olan (lâ lân olur mu? z &SI bu havad Kç ü avada o * Süneşlik havada her >i Ben evde Zaman kapıdan KA hi a ti 1 Si Sama gapı öbih etti )ılı WM'Ğ::: Körüy, : çı « idii n”' Beç- kalayım Irsun, B , 21 hem , Ortalık ne t g.?,.n Relnme'k'" gel, heni de Karışman Mağıki kalabalık U gece buralar | k Tamy, Ha İdim, ““:l;'n Fatihe ka- Rüş ğ Şatlâ el Bel biş'eleni Hledibindeki bir © birisine vekil o- irip MASYordum. Ka - ke vazife sahiple - İ alınca — oranın İt e hlkgı:nç bayan şaş- Yo l ğ;“ Belmezler de., E Vözir, Z bu havada ?T Şeve # '*r.,m v Şeyden Üs Bürmem ' #özüme kandı mı S0t b Yi , & a y. SS A c t ehi ıniynri p: & beni y nn,:î"'" © gün ora- van , Tün sorgula- SP verdim: Üz ü Vazife vazi - övn, ÇAttü * Yü ni'le BK Alea u:' ı,ı,ay:“r kaç: &n ( Olağı Üa : bi, tüj u, ç İde sütl “Cyağı Ve ŞÜ b B ı.i":?"- Yaktile e Olturucu -| g Otomobil, o-|, erde otürüyorsunuz, — hiç bir dan evinize gidin! , hiç o zaman, o kadar Fakat orada da iki hademe, boşka kimsecikler' yoktu. na bakarak o akşam İve & gün bizim tarafta ekmek, şe- İker gibi şeylerde buhran başlıy: nı anladığım için hademenin biri vası: tasile o da tam bir saatte bir sıcak ek- a şeker, bir okka kıyma, lerime ciğer, işkembe fi- yaptırdım karadan şimdi bazı yerlerde - metreyi, bazı yerlerde iki metreyi geçmiş, fır » den tipi her canlı ya - 1 daha elli adımda boğmiya baş - Ha bab yolun açık ol oturma arlık, gündüz lar daha çok kapanmadan , düş yola! n bitmiştim, yüzüm il olmuş ve ben içmeden neşe - yip bir sarhoşa dönmüştüm. anın iki tarafındaki bütün dükkân- Jar çoktan kapanmış, ortada in cin kal- mamıştı. Adamboyu karı ya çok korkunç tipiye karşı ben dan dışarıya çıkmak ist. bir ahçı dükkânı Ççük kepenginin kapısını aralıyaı — Gitme yahu, dön, dedi. Se! i misin? Daha bir saat önce biraz ileride boğulmak üzere olan bir delikanlıyı polisler bille yarı ölü o- — Gitm git bir ahba r otelde yat, yarın B |ha olmazsa - |lim ne olur? Adam o kadar ısrar etti dinlemedim, elimdeki- ko orada bırakmadan yolu ymozarlıkların ortasına g. Jümle karşı karşıya pençele; dim. Size yemin ederim ki iki y ymetrelik yeri yirmi dakikada zor g çebilmiştim. Şimdi, artık benim - için ne ileriye, mak imkânı kalmı ydi, Elimdeki pa- keti hâlâ bır O adam bo - yundan çok fazla | n içinde, o çok korkunç tipi karşısında hem donarak, hem tkanarak iki çifte ölüm be yuna kendine çekiyordu. Biraz iriyarı bir a: n de benim vazı - | yetimde k lerle pençeleş - |mekte olduğunu farkedince ona bağır- di — İmdat asker, imdat, ben ölüyo - |rum! halde onu paketi de tuttüum, Tam lmiştim ki & Ben de senin iyim — hemşeri, kim imdat edecek? Neden sonra eve g *|diğim zaman bizim rahmetli köroğ ? Çok uzak vel (Devamı 15 inci sayfada) cağı <| rdan Edirnekapı - e içeriye gir- d bir adam, Sarayburnunu, Boğaziçi- ni ve Eyüp tepelerini görebilir.» de- sek muhakkak gülersiniz. * Size: «— Büyük muharebenin sonunda İstanbul şehrini tek başına bir Fran sız yüzbaşısı zaptetti. Bu zabit faz- la olarak General Liman Fon San- ders'i de tevkif ett'n, desek muhak- kak masal söylediğimize hükmeder siniz. Bununla beraber bir Fransız za- biti gerçekten bu iddiadadır ve bu iddiasını ciddi bir Fransız gazete- sinde de neşrettirmişt'r. — Safsata, diyeceksiniz. Biz de bu fikirdeyiz, fakat sakın dudak bü .| küp geçmeyiniz. Bu sıkıntılı günler- de insanların biraz da gülmeye ih- tiyaçları yok mudur? Fransız zab&ti kalemi eline aldı, söy- lüyor: yöz bölüğü yüzbaşı Mormay'ın idare- | Yüzbaşının tevkif ettiğini söyle- diği Liman Fon Sanders Paşa yaveri ile beraber Ü- e altında olarak firkanın pişdarını teş- kil etmektedir. ve ikinciteşrinin dör- düncü günü Uzunköprüden trenle Bakırköye hareket edecektir. Bu kıt'a trenden iner inmez sağ ce- İnahınii denize dayayarak cephe alacak ve karakollarını şehir duvarlarına kar dar ilerletecektir. Fakat hangi sebeple olursa olsun kıtaat şehre girmiyecek- İtir. | 1918 yalı ikinciteşrin ayının 4 ün- cü gününü beşinciye vasleden gecede benim tatbikına memur edildiğim ha- reket emrinin ruhu hülâsaten bundan ibaretti. Bu vaziyette " ben, demiryo- lunun cer kuvvetinin derecesi dolayı- le büyük kıtaatın hareketine 24 saat keddüm etmiş oluyordum. * Gece ve bütün gün yağmur yağdı. Bizansın önü bir çamur deryası halin- de. Ben ve askerlerim (Altın kapı) ya karşı bu ba!aklıkı; çadır kuracağız. pi sil İte Karanlıkta yalnız başına.. Şehir karanlığa gömülmüş. Fakat ben iki saat önce uzaktan Bizans sur- larını, Eyüp tepelerini, Sarayburnunu ve İstanbulun B00 minaresini- farke- debilmiştim (ne demezsiniz?) Verilen emrin dışına çıkmak içim- lbcn de 4 astı mütecaviz zamandan son-| mezarlık de! | Stokholmaan bir manzara Size «refahın aşırı derecesinden 45 inci piyade alayının 11 inci bö-|korkan ülke nerededir?..» diye sorar- lüğü ve ayni alayın üçüncü mitral-|larsa hiç düşünmeden, oyana, buyana bakmadan «İsveçtin. dersiniz.. — filha- kika İsveç bütün Avrupanın en bah- tiyar, en mes'ut bir memleketi, bu- günkü dünyamızın umuhayyel ülke»- sidir. Bir çok Avrupa devletleri, bütçe- İlerini tanzime ve - tevzine çabalayıp muvaffak olamazlarken İsveç maliye nazırı, meclis kürsüsünden «hazinem- de istediğimden fazla param var?.. Ben bunlarla ne yapacağım. Bu aşırı derecedeki refah beni ürkütüyor» di ye şikâyette, tazallümda bulunuyor. Bu yüzden yeni yıl bütçesile mem- leketin bütün sınıflarına hediyeler da- gatiliyor. * İşveçteki bu refah âbidesi, meşhur Kreuger kibrit iskandalinin harabeleri üzerine kurulmuştur. Meşhur İskandal yüzünden, çıkan dedikoduları ve bir parça dünyalığı o- lup ta bunu bankalara yatırmış bulu- nan bütün İsveçlilerin bunları kaybet- tiklerini okurlarımız hatırlarlar. İşte o zamanlar, — herkes İsveçin böyle muazzam - bir İskandalin altın- dan zor kalkacağına hattâ daha ileri- ye varıp, izmihlâle doğru sürüklene- ceğine inanmıştı. İsveç hükümeti, tam vaktinde dav- randı, ve buhranın ortalarında işi kav- yayarak vaziyete hâkim oldu. — İsveç maliyecileri kolları sıvadılar, yepyeni bir usulle bugün bütün Avrupaya par« mak ısırttıran teşkilâtı meydana getir- diler. Peki, İsveçin bu muazzam refaha ulaşmasının sebebi nedir?. diye soru- yorsunuz, değil mi? Eğiliniz, kulağını- Playır daha iyisi açıkça söyliye- ilâhlanma yarışı... çıkarır., silâhlan- Zza.. yim: Avrupanm İsveç en iyi çeli ma yüzünden müşteri ve taleb artın- ca, tüccar zibniyetini pek iyi kulla- nan İsveç, istediği Fiatla malını sattı ve para kazandı. İsveçin, şimalinde büyük altın ma- NLK A çiğnemeye yemin ettim. Şüphe yok: Şehre girişim ihtişam- sız olacak. Kıt'amın kumandasını teğmenleri- min en kıdemlisine biraktım, atıma bindim ve sur kapısını geçtim. Yolu biç bilmiyordum. Fakat tah- hissinin gölüre- min ediyorum ki atım sevkile beni şehrin göbeğine cektir. Uykuya dalmı Bir saat var ki, canlı bir mMtahlüka rastgelmeden yürüyorum. Kaldırım o kadar kayıcı ve fena ki atım her daki ka düşmek tehlikesine maruz. A2T banıı bitip * tükenimek bil ış bir şehir.. mez e mukavemet edilmez bir arzu ha-|görünüyor, hep ıssız, hep sessiz, bir linde belirdi. Şehre girdim, Müteakı-|köpek bile yok. Ölmüş bir şehir, bir| lebilir. denleri vardır. Bunları işleterek harice satan bu şimal devleti, milli varidatı« na milyonlarca İngiliz lirası ekledi. İsveç 1936 yılından kat kat fazla a- lan, 1937 kereste istihsalini, ipek ve mühimmat için kullanılan — sellüloid znıııhıı.ıliiııü de daha şimdiden ve çok iyi bir fiatla devretmiş bulunuyor, İsveçin bütün nüfusu 6 milyon iki yüz elli bin kişidir. Ve İsveçlilerin ban- kalarda bulunan paraları bu yıl 6 mil- yon İngiliz lirasına varmıştır, * İ—vı-ı;. tam manâsile işsizlik âfe- bir ül ede mühtemel bir işsizliğe nedir bilmeyen faslı meb'usların dudaklarında tebessüm u- ayrılan 6 milyon İn Tiralık yandıran bir fasıl olarak karşılanmış- tır. Bu yılın 65 milyon İngiliz liralık bütçesi, geçen seneki bütçenin ayni- dir. | * | Hükümet, mevcut vergileri indir- mektense, yeni bir sosyal yardım teş. kilâtı kurmayı müraccah - bulmuştur. Zira hükümete £ indirmek refaha kat'i bir darbe vurmak demek- tir. Sosyal yardımlar için ayrılan ve bütçe fazlası olan on milyon İngiliz li- ;mıındın aşağı yukarı, bütün İsveçli- |ler istifade ed-ceklerdir. Fakirlerin ev kiralarına karşılık olmak üzere, 50 bin İngiliz lirası, fakir olup ta evlenmek Jisteyenlerin ihtiyacına sarfolunmak i- çin 100,000 İngiliz lirası, mekteplerde- ki fakir çocukların iaşesine de 10,000 İngiliz lirası ayrılmıştır. Timarhaneler, tekaüdiyeler için ay- İrı ayrı tahsisat konmakla beraber, mu- Lallimlerin, ve hükümet memurlarının İmaaşı arttırılmış ve tekaüdiye nizam- İnamesine yeni yeni maddeler ilâve ©- lanmuştur. Ufak tefek tadilâta uğrayan müda« faai milliyeye yalnız 8 milyon İngiliz lirası konulmuştur. Bütün bu paralar, hükümetin ida- resi altında bulunan — içki inhisarının varidatından verilecektir. Nihayet.bir.iki ışık —belirdi. Mu- |hakkak Boğaziçi istikametinde olaca- üm (1) | — Atım bir daha sendeledi. Fakat bu ğımı kaydıran bir tramvay ra- ildi doğrü yol |defa ay: İyidir: A yim, Gördüğüm ışıklar bir istasyon, o- üzerinde« nümdeki karanlık hat Boğaziçi, ve Kas raköy 'köprüsü imiş! İstanyon da tekü tenha.. Nihayet önüme bir adam çıktı. Be- ni görünce ilk bareketi bağırmak, kaç- mak oldu. Sert bir sesle çağırdım, gel- di. Korkarak yüzüme baktı, sozdum: | nsızca biliyor musun ? Cevap vermesine lüzum kalmadı. (Devamı 15 inci sayfada) İ